Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Kıvanç Tatlıtuğ’un Eşi Başak Dizer’den Üniversite Öğrencilerine Destek Mesajı

Yayımlandı

üzerinde

Ülke genelinde artan protestoların ortasında, üniversite öğrencileri polis müdahalesi ve orantısız güç kullanımı nedeniyle zor anlar yaşıyor. Bu süreçte, ünlü isimlerden biri olan Başak Dizer, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla öğrencilerin yanında olduğunu duyurdu.

Protestoların Arka Planı ve Gelişmeler

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından başlayan olaylar, özellikle genç nüfusun tepkisini çekti. Üniversitelerde derslere katılmama ve boykot çağrıları yapılarak, adaletsizliğe ve polis şiddetine karşı bir duruş sergilenmeye çalışıldı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, kampüslerde yaşanan polis müdahaleleri ve şiddetin boyutları dikkat çekti.

  • Üniversite Öğrencilerinin Tepkisi:
    Birçok üniversite kampüsünde, öğrenciler kendilerini ifade edebilmek adına yürüyüşler düzenledi. Protesolar sırasında polis, biber gazı ve tazyikli su gibi müdahalelere başvurarak olayların şiddetini artırdı.

  • Polis Müdahalesi ve Şiddet Görüntüleri:
    Paylaşılan videolarda, öğrencilerin gözlerine ve ciğerlerine yönelik orantısız güç kullanımı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Öğrenciler, bu müdahalelerin temel insan haklarına saldırı olduğunu belirtti.

Başak Dizer’in Açıklamaları ve Sosyal Medya Mesajları

Ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’un eşi Başak Dizer, gelişen olaylara sessiz kalmayarak destek mesajları yayımladı. Kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda;

“Öğrencime dokunma. X’te korkunç videolar var. Kalbim çok acıdı. Gençlere, öğrencilere, kadınlara orantısız güç ve şiddet videoları var yüzlerce. Seyrettim, öylece duruyorlar; gaz yiyorlar, 1 metreden gözlerine, ciğerlerine. Tomadan direkt kasına su sıkılan birini gördüm. Yürümek, slogan atmak ne zaman yasa dışı oldu? Ve kendi vatandaşına bu kadar ağır saldırmak… Düşman mı bu insanlar?” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Bu paylaşım, üniversite öğrencilerinin yaşadığı sıkıntıya dikkat çekmekle kalmayıp, olayların boyutunun kamuoyuna duyurulmasında önemli bir rol oynadı. Dizer, ardından yaptığı ek paylaşımlarla destek mesajlarını sürdürerek, gençlerin sesini duyurması gerektiğini vurguladı.

Sosyal ve Siyasi Etkiler

Gençlerin Mücadelesi ve Toplumsal Duyarlılık

Üniversite öğrencileri tarafından düzenlenen protestolar, gençlik hareketinin ülke genelindeki adaletsizliklere karşı verdikleri tepkilerin bir göstergesi oldu. Öğrenciler, derslere katılmayarak adeta protesto mecrası oluştururken, sosyal medyada yayılan görüntüler ve paylaşımlar, toplumsal duyarlılığı artırdı.

Ünlü İsimlerden Destek ve Medyada Yankı

Başak Dizer gibi ünlü isimlerin bu süreçte sesini yükseltmesi, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Hem sosyal medya üzerinden hem de basın aracılığıyla yayılan bu tür mesajlar, gençlerin yaşadığı mağduriyeti gözler önüne sererken;
“orantısız güç” ve “şiddet” gibi ifadeler, olayın ciddiyetine dikkat çekti.

Olayın Gündeme Yansımaları ve Gelecek Beklentileri

Bu süreçte, yaşanan polis müdahaleleri ve gençlerin protestoları, siyasi arenada da tartışma konusu oldu. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve buna bağlı olarak gelen protestolar, siyasi eleştiriler ve destek mesajlarının artmasına neden oldu. Medyada yer alan çeşitli haber siteleri ve platformlar, olayın detaylarını ve gençlerin maruz kaldığı şiddeti anlatırken, destek veren ünlü isimlerin paylaşımlarına da geniş yer verdi.

  • Siyasi Eleştiriler ve Tartışmalar:
    Olaylar, hükümet politikaları ve güvenlik güçlerinin uyguladığı yöntemler üzerine ciddi tartışmalara yol açtı. Üniversite öğrencileri, bu süreçte adalet talep ederken, siyasi arenada da farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.

  • Gelecek Perspektifi:
    Olayların ilerleyen günlerde nasıl gelişeceği, adaletin sağlanıp sağlanmayacağı ve gençlerin taleplerinin karşılanıp karşılanmayacağı merak konusu. Bu süreçte, kamuoyunun ve sivil toplum kuruluşlarının desteği, olayların seyrini belirleyecek önemli unsurlar arasında yer alıyor.

Sonuç

Başak Dizer’in, üniversite öğrencilerinin yaşadığı polis müdahalesi ve orantısız güç kullanımı karşısında verdiği destek, yalnızca ünlü isimlerin duyarlılığını göstermekle kalmayıp; gençlerin sesini duyurması açısından da sembolik bir anlam taşıyor. Bu gelişmeler, toplumsal ve siyasi gündemde önemli bir yer edinirken; adalet, özgürlük ve insan hakları konularında geniş çaplı tartışmalara zemin hazırlıyor

Magazin

Meme kanseri tedavisinde umut veren gelişme

Yayımlandı

üzerinde

Meme kanseri tedavisinde umut veren gelişme

Bilim insanları, tedaviye dirençli meme kanserlerinin büyümesini durdurabilen yeni bir antikor geliştirdi.

Uzmanlara göre bu buluş, hastalığın en agresif türlerinden bazılarını tedavi etme potansiyeline sahip ve hastalar için yeni bir umut anlamına geliyor.
Mirror’da yer alan haberde, söz konusu antikorun mevcut tedavilere artık yanıt vermeyen hastalar ve tedavi seçenekleri sınırlı olan üçlü negatif (triple-negative) meme kanseri hastaları için önemli bir ilerleme olarak görüldüğü kaydedildi. Yeni geliştirilen antikor, tümör hücrelerine doğrudan saldırmakla kalmıyor, vücudun kendi bağışıklık sistemini de devreye sokuyor.
Cancer Research dergisinde yayımlanan çalışmada, laboratuvar deneyleri ve hayvan modelleriyle yapılan testlerde, modifiye edilmiş antikorun bağışıklık hücrelerine mevcut tedavilere kıyasla çok daha güçlü biçimde bağlandığı görüldü. Bu sayede, tümörün içinde zaten bulunan bağışıklık hücreleri aktif hale geldi ve tümörlerin büyümesi sınırlandı.
Prof. Sophia Karagiannis, eğer çalışmalar başarılı olursa bu yaklaşımın doğrudan bağışıklık sistemini uyararak tedaviye dirençli kanserlerdeki önemli bir ihtiyacı karşılayabileceğini belirtti.
Dr. Simon Vincent ise “Bu umut verici erken dönem araştırma, Birleşik Krallık’ta her yıl üçlü negatif meme kanseri tanısı alan 8 binden fazla kadın için daha etkili tedavilerin yolunu açabilir” ifadelerini kullandı.
Bilim insanları, bu yeni tedavinin yalnızca meme kanseri değil, yumurtalık ve endometriyal kanser gibi diğer kanser türlerinde de etkili olabileceğini, çünkü hedeflenen antikor reseptörlerinden birinin bu kanserlerde de bulunduğunu aktarıyor.
Okumaya Devam Et

Magazin

Altın Portakal’da “geleneksel kortej” coşkusu

Yayımlandı

üzerinde

Altın Portakal'da

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, geleneksel kortej geçişiyle başladı. Türk sineması ve televizyon dünyasının sevilen isimleri, festivalle özdeşleşen kortejde Antalyalıları selamladı.

Türkiye’nin köklü sinema etkinliklerinden Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yıl ‘Kalpten’ temasıyla sinemaseverlerle 62’nci yılında buluştu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 104 filmin yer aldığı festivalin geleneksel korteji, gösterimlerin yapıldığı Antalya Kültür Merkezi (AKM) önünden saat 15.30’da başladı.
Kortej, üstü açık araçlarla AKM önünden Sakıp Sabancı Bulvarı, 100’üncü Yıl Caddesi, Güllük ve Cumhuriyet caddelerini takiben Atatürk Caddesi’nden Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin eski hizmet binası önüne kadar 5 kilometre boyunca devam etti.
Ünlü sanatçıların vatandaşları selamladığı korteje, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, onur ödülü sahibi sinema sanatçıları Serap Aksoy ve Settar Tanrıöğen ile Yüksel Arıcı, Mahmut Cevher, Kaan Çakır, Mehmet Kurtuluş, Korhan Yurtsever, Ezel Akay, Yosi Mizrahi, Elvin Köse katıldı.
Büyükşehir Belediyesi’nin bando takımı ve dans ve gösteri ekiplerinin da eşik ettiği kortejde sanatçılar vatandaşlara çiçek attı.
Korteje yoğun ilgi gösteren vatandaşlar sanatçılarla fotoğraf çekti.
Park içerisinde korteje katılan yabancı akrobasi grubu tarafından gösteri düzenlendi.
Kortejde sanatçıları görmek için caddede bekleyenlerden Mehmet Varsak, ailesiyle korteji izlemeye geldiklerini ve sanatçıları görmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.
Sibel Karaarslan ise “Sinema müzikleriyle büyüdük. Benim için Altın Portakal, bu müzikler, sanatçılar, geçmişimiz, günümüz ve nesilden nesile aktarılan çok güzel etkinlik” dedi.
Tuğçe Nazlı, “Bizi sevindiren heyecanlandıran bir etkinlik. Sinema geleneğimiz. Yıllarca devam etmesini diliyorum. Kızımla geldim. Küçük yaşta öğrenmesini istedim. Bu etkinlik bizim kültürümüz, bu kültürü yaşatmak istoruyuz “diye konuştu.
Antalya Büyükşehir Belediyesince bu yıl 62’ncisi düzenlenen festivalde gerçekleştirilecek Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda 12 film “Altın Portakal”ı kazanmak için yarışacak.
Festival, 2 Kasım’da sona erecek.
Okumaya Devam Et

Magazin

Altın Portakal’da “Gelin Takımı 2” filminin galası yapıldı

Yayımlandı

üzerinde

Altın Portakal'da

Bu yıl 62’ncisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında “Gelin Takımı 2” filmi seyirciyle buluştu.

Festivalin basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda, Doğa Can Anafarta’nın yönettiği “Gelin Takımı 2″nin gösteriminin ardından film ekibi seyirci karşısına çıktı. Gösterimin ardından, yönetmen Anafarta, oyuncular Ecem Erkek, Nilperi Şahinkaya ve Baran Bölükbaşı ile yapımcı Emre Oskay’ın katıldığı söyleşi gerçekleştirildi. Baran Bölükbaşı, oyunculuk eğitimini Antalya’da aldığını belirterek, bu yüzden filmi bu kentte seyirciyle izlemenin keyifli olduğunu ifade etti. Ecem Erkek de sette beş kadın olarak tartışmadan, sorun yaşamadan, güzel çekim süreci geçirdiklerini dile getirerek, her yaş grubundaki kadının aynı şekilde gülüp, eğlenebileceğini anlattı. Oyuncu Nilperi Şahinkaya ise filmdeki karakteri “Deniz” ile ilgili gelen soruları yanıtlayıp, karakterle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yapımcı Emre Oskay da ilk profesyonel sinema tecrübesinde Derviş Zaim ile “Gölgeler ve Suretler” filminin yapımcılığını üstlendiğini anımsatarak, her filmin farklı bir yolculuğunun olduğunu kaydetti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar