Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

İZOLASYON VE SAĞLIK: “Çok yalnızım” diyenlerde kronik hastalık ve erken ölüm riski artıyor — Sigara benzeri zarar uyarısı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 25 Eylül 2025
Saat: 03:59 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 4 dakika
Yayın: FATİHDOGANMEDYA

eni araştırmalar, kronik yalnızlık ve sosyal izolasyonun erken ölüm riskini ve kalp/ilaçsal hastalık risklerini anlamlı şekilde artırdığını gösteriyor. ABD Cerrahı Genel’in raporunda “yalnızlık, günlük 15 sigaraya kadar zarar verebiliyor” benzetmesi yer alıyor; son büyük proteomik çalışma ise yalnızlığın vücutta iltihap ve bağışıklık tepkilerini etkileyen protein düzeyleriyle ilişkilendirildiğini ortaya koyuyor.

Alone in a crowd … image was intentionally softened and colors muted to all but the alone person.

Depressed Woman Sitting by Window

Elderly woman sitting alone and looking sadly outside the window


Giriş — Neler bulundu?

Araştırmalar, kendini yalnız hisseden kişilerin erken ölüm riskinin yaklaşık %26 oranında arttığını; ayrıca kronik yalnızlığın koroner kalp hastalığı riskini %29, inme riskini %32 gibi oranlarla yükselttiğine dair güçlü kanıtlar sunuyor. Bu oranlar, sosyal bağlantının sağlık üzerindeki etkisinin küçümsenemeyecek düzeyde olduğunu gösteriyor.

“Sigara etkisi” benzetmesi ne demek?

ABD Cerrahı Genel’in sosyal bağlantı raporu, sosyal bağları zayıf olan kişilerin erken ölüm riskinin artmasının, sağlığa verdiği zarar açısından günde 15 sigaraya kadar (yaklaşık bir paketin %75’i) benzeyebileceğini belirtiyor. Bu benzetme, yalnızlık ve izolasyonun toksik stres, davranış değişiklikleri ve kronik inflamasyon yoluyla zarar verdiğine dikkat çekmek için kullanılıyor. Ancak kaynaklar “tamamen eşdeğer” demekten ziyade “benzer düzeyde risk artışı” ifadelerini tercih ediyor; yani yalnızlık bir risk faktörü, ama doğrudan sigara içimiyle aynı mekanizmayı çalıştırdığı iddia edilmiyor.

Yeni biyolojik kanıtlar: kanımızda iz bırakan proteinler

2025’te yayımlanan büyük bir çalışma (UK Biobank verileri; 42.062 katılımcı) proteomik analizler yaparak yalnızlık ve sosyal izolasyonla ilişkili kan protein profillerini belirledi. Araştırma, yalnızlıkla bağlantılı bazı proteinlerin iltihap, antiviral yanıtlama ve tamamlayıcı bağışıklık sistemine bağlı yolları etkilediğini; bu proteinlerin çoğunun mortalite ve kardiyovasküler hastalık riskleriyle ilişkili olduğunu raporladı. Bazı genetik analizler (Mendelian randomizasyon) tek tek proteinler için nedensel etkileşimleri işaret etti — yani yalnızlık hislerinin biyolojik düzeyde ölçülebilir değişikliklere yol açabileceğine dair kanıtlar artıyor.

Nasıl zarar veriyor? (Olası mekanizmalar)

Uzmanlar, yalnızlığın sağlık üzerinde birkaç yolla etkili olabileceğini söylüyor:

  • Kronik stres cevabının artması → kortizol ve inflamatuar belirteçlerde YÜKSELME.

  • Sağlıksız davranışlara yönelim: daha az fiziksel aktivite, kötü beslenme, artan alkol/sigara kullanımı.

  • Bağışıklık sisteminde bozulma ve enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı; yeni proteomik veriler bu mekanizmayı destekliyor.

Ne kadar kesin? Nedensellik var mı?

Toplu çalışmalar güçlü ilişki gösteriyor; bazı büyük metaanalizler ve modern genetik-epidemiyolojik yöntemler belirli yollar için nedenselliğe işaret ediyor. Ancak bilim insanları tamamen doğrudan “yalnızlık kesinlikle X hastalığa yol açar” demekte temkinli: ilişkideki etkenler (sosyoekonomik durum, kronik hastalık öncesi durumlar, yaşam tarzı) karmaşık ve birbirine geçmiş durumda. Yine de kanıt istikrarlı: sosyal bağların güçlendirilmesi sağlık için koruyucu.

Bireysel ve toplumsal öneriler (Uzmanların önerileri)

  1. Sosyal bağları güçlendirin: Aile, komşuluk, gönüllülük, hobi grupları ve yerel sivil toplum kuruluşlarıyla ilişki kurmak koruyucu.

  2. Küçük adımlarla başlayın: Haftada bir kısa telefon/çay–sohbet, yürüyüş partneri veya online ilgi grubu fayda sağlar.

  3. Profesyonel destekten çekinmeyin: Uzun süreli yalnızlık, anksiyete veya depresyona yol açıyorsa psikolog/psikiyatrist desteği alın.

  4. Toplum politikaları: Yerel yönetimler ve sağlık kurumları sosyal izolasyonu tanımalı, müdahale programları (komşuluk ağları, yaşlı dostluk hizmetleri) yaygınlaştırmalı.

Ne yapılmalı? FATİHDOGANMEDYA okuyucusuna kısa çağrı

Eğer “çok yalnızım” diyorsanız veya çevrenizde yalnızlık çeken biri varsa, küçük bir adım büyük fark yaratır: arayın, davet edin, yerel bir etkinliğe götürün. Sağlık yalnızca bedensel değil, sosyal boyutuyla da korunur.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Bebek mamalarında botulizm tehlikesi — 13 bebek hastaneye kaldırıldı

Yayımlandı

üzerinde

Bebek mamalarında botulizm tehlikesi — 13 bebek hastaneye kaldırıldı

Yayın: FATİHDOGANMEDYA
Tarih & Saat: 09 Kasım 2025, 12:15 (TSİ)
Okuma süresi: 3 dakika

ABD’de satılan ByHeart markalı “Whole Nutrition Infant Formula” ürününün iki partisiyle ilişkilendirilen botulizm şüphesi nedeniyle 10 eyalette toplam 13 bebek hastaneye kaldırıldı; yetkililer iki parti ürünün geri çağrıldığını açıkladı. Vakalar ve geri çağırma hakkında soruşturma devam ediyor.


Detaylar

  • Kaç vaka? Şu ana kadar 10 eyalette bildirilen ve aynı formülün iki partisini tüketen 13 bebek botulizm şüphesiyle hastaneye kaldırıldı.

  • Hangi ürün? Firma: ByHeart Inc. Ürün: Whole Nutrition Infant Formula. Geri çağrılan parti numaraları 206VABP/251261P2 ve 206VABP/251131P2 olarak açıklandı.

  • Hangi eyaletler? Vakalar Arizona, California, Illinois, Minnesota, New Jersey, Oregon, Pennsylvania, Rhode Island, Texas ve Washington eyaletlerinde görüldü.

  • Durumları nasıl? Tüm etkilenen bebekler hastaneye kaldırıldı ve raporlara göre tedavi altına alındı; şu ana kadar ölüme ilişkin bildirim bulunmuyor. Yetkililer vakaları, ürün kontaminasyon kaynağını ve olası başka ürünleri araştırıyor.


Botulizm nedir? Belirtiler ve risk

Botulizm, Clostridium botulinum adlı bakterinin ürettiği nörotoksinin yol açtığı ciddi bir zehirlenme türüdür. Bebek botulizmi, genellikle bakterinin bağırsakta toksin üretmesi sonucu gelişir ve yenidoğan/infant dönemde ağır kas zayıflığına yol açabilir. Tipik belirtiler:

  • Beslenme zorluğu veya yetersiz emme,

  • Baş kontrolü kaybı (baş tutamama),

  • Yutma güçlüğü, azalmış yüz ifadesi, gevşek kas tonusu, uyku hali.
    Bu belirtilerden herhangi biri görülürse hemen sağlık kuruluşuna başvurulmalı.


Yetkililerin uyarısı — Ne yapmalı?

  • Parti numarasını kontrol edin. Elinizde ByHeart marka formül varsa, ambalajdaki parti numarasını kontrol edin; şüpheli partiler geri çağrıldı.

  • Temizlik: Formülle temas etmiş kap ve yüzeyleri bulaş riskine karşı bulaşık makinesi veya sıcak sabunlu su ile iyice temizleyin.

  • Belirti takibi: Beslenme güçlüğü, zayıf kas tonu veya yutma problemi gibi belirtiler birkaç hafta içinde ortaya çıkabileceğinden ebeveynlerin dikkatli olması gerekiyor. Belirti görünürse derhal sağlık kuruluşuna başvurun.

  • Sağlık merkezleri vakaları izliyor; tanı ve tedavi için ilgili sağlık birimleri ile koordinasyon devam ediyor. Tüm 13 bebeğin tedavi aldığı ve bazı vakalarda özel antitoksin (ör. BabyBIG®) uygulandığı rapor edildi.


Soruşturma ve firma açıklaması

FDA (ABD Gıda ve İlaç Dairesi) ve CDC tarafından yürütülen soruşturmada ürünün hangi aşamada kontamine olduğuna dair araştırma sürüyor. ByHeart Inc. hakkında yetkililer inceleme başlattı; firma ve yetkililerden gelen resmi açıklamalar takip edilmeli.


Kısa not — Ebeveynlere pratik öneriler

  1. Evinizde bu markadan formül varsa, parti numarasını kontrol edin; şüpheli partileri kullanmayı

  2. Bebekte iştahsızlık, baş kontrolünde azalma, aşırı uyku veya yutma güçlüğü görürseniz acilen sağlık kuruluşuna başvurun.

  3. Ürünü satın aldığınız yere veya üreticiye iade/başvuru yapın; soruşturma ilerledikçe yeni bilgiler paylaşılacak.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Milyonlarca Kişinin “Ekmek Düşmanı” Olmasının Suçu Glüten Değil — Melbourne Üniversitesi’nden Çarpıcı Sonuçlar

Yayımlandı

üzerinde

Milyonlarca Kişinin “Ekmek Düşmanı” Olmasının Suçu Glüten Değil — Melbourne Üniversitesi’nden Çarpıcı Sonuçlar

FatihDoganMedya Web Haber | 9 Kasım 2025 — 14:30 · Okuma süresi: 3 dakika

Melbourne Üniversitesi öncülüğündeki uluslararası bir çalışmaya göre, dünya çapında yetişkinlerin yaklaşık %10’u glüten içeren gıdalar tükettikten sonra rahatsızlık bildirse de, bu semptomların yalnızca küçük bir kısmı gerçekten glütenden kaynaklanıyor. Çoğu vakada sorumlu olabilecek etkenler arasında buğdayın içindeki diğer karbonhidratlar (özellikle fructanlar — FODMAP grubu) ve bağırsak-beyin (gut-brain) etkileşimleri yer alıyor


Haber Ayrıntıları

Melbourne Üniversitesi ve uluslararası ortakların yürüttüğü kapsamlı araştırma, kendi kendine “glüten hassasiyeti” tanısı koyan kişilerin büyük çoğunluğunda semptomların çift kör kontrollü testlerde glütenden bağımsız olarak ortaya çıktığını gösterdi. Araştırma özetine göre, sahada bildirilen şikayetlerin yalnızca %16–%30 aralığındaki kısmı gerçekten glüten-özgü reaksiyonlarla ilişkilendirilebildi. Bu, “ekmeği suçlama” eğiliminin önemli oranda yanlış yönlendirildiğini işaret ediyor.

Çalışma ayrıca şu bulguları öne çıkarıyor:

  • Dünyada yetişkinlerin yaklaşık %10’u glüten/bugday tükettikten sonra şişkinlik, yorgunluk veya bağırsak ağrısı bildirdiğini söylüyor; ancak bu bildirimlerin çoğu laboratuvar veya çift kör denemelerle doğrulanmıyor.

  • Semptomların önemli bir bölümünde suçlu, gluten değil; fructanlar gibi fermente olabilen kısa-zincirli karbonhidratlar (FODMAP’ler) olabiliyor — bu maddeler bazı insanlarda gaz, şişkinlik ve karın ağrısı yaratıyor. Monash ve diğer ekiplerin önceki çalışmaları da benzer sonuçlara işaret etmişti.

  • Araştırma, bağırsak-beyin etkileşimlerinin ve beklenti/algının (nocebo/placebo) semptom algısında etkili olduğunu; medya ve diyet trendlerinin de insanların “glüten suçludur” kanaatini güçlendirdiğini not ediyor.


Uzman Yorumu ve Ne Anlama Geliyor?

Araştırma yazarları ve gastroenteroloji uzmanları, sonuçların “glüteni otomatik olarak suçlama” alışkanlığını sorgulatması gerektiğini söylüyor; daha hedefe yönelik tanı yöntemleri ve kişiye özel yaklaşımlar gerekli. Ayrıca gereksiz yere glüten içermeyen ürünlere yönelmenin besin çeşitliliğini azaltabileceği ve ekonomi-sağlık açılarından olumsuz sonuçları olabileceği uyarısı yapılıyor.

Pratik çıkarımlar:

  • Kendi kendine glüten kesme kararı almadan önce bir gastroenteroloğa başvurun; çölyak hastalığı ve buğday alerjisi dışlanmalı.

  • Semptomlarınız FODMAP’lara bağlı olabilir; bunun tespiti ve yönetimi için diyetisyen eşliğinde kontrollü FODMAP-kısıtlaması değerlendirilebilir.

  • Eğer günlük yaşam kalitenizi etkileyen belirtileriniz varsa, profesyonel test ve yönlendirme önemlidir — popüler diyet trendleri tek başına yol gösterici olmamalıdır.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Yenidoğanlarda beyin hasarı erken tespit edilebilecek: aEEG, NIRS, biyobelirteçler ve MRI ile “zamana karşı yarış”

Yayımlandı

üzerinde

Yenidoğanlarda beyin hasarı erken tespit edilebilecek: aEEG, NIRS, biyobelirteçler ve MRI ile “zamana karşı yarış”

FatihDoganMedya — 07 Kasım 2025, 10:00 | Okuma süresi: 4 dakika

Yeni doğanlarda (yenidoğan) oluşabilecek beyin hasarının (özellikle doğumsal veya perinatal hipoksik-iskemik hasarın) erken safhada tespit edilmesi, nörolojik hasarı azaltacak tedavilere (ör. terapötik hipotermi) zamanında başlamayı mümkün kılıyor. Klinik takip, beyin fonksiyonunun sürekli izlenmesi (aEEG/EEG), beyin oksijenasyonunun izlenmesi (NIRS), kan/serum biyobelirteçleri (S100B, NSE) ve erken dönem MR görüntüleme (DWI) bir arada kullanıldığında tanı ve prognostik değerlendirme güçleniyor.


Neden erken tespit önemli?

Doğum sırasında veya hemen sonrasında oksijen yetersizliği (asfiksi) sonucu gelişen hipoksik-iskemik ensefalopati (HIE), ölüm ve uzun süreli nörogelişimsel bozuklukların önemli nedenlerinden biridir. Erken tanı, beyin koruyucu müdahaleler için (örneğin terapötik hipotermi) kritik zaman penceresinin kaçırılmaması anlamına gelir; terapötik hipoterminin, uygun bebeklerde mortalite ve uzun dönem engellilik oranlarını azalttığı klinik çalışmalarda gösterilmiştir.

Hangi yöntemler “erken” uyarı veriyor?

  • aEEG / EEG (amplitude-integrated EEG): Yoğun bakım ünitesinde uygulanan kısa ve uzun süreli aEEG kayıtları, doğum sonrası ilk 24–72 saatte beyin fonksiyonundaki bozulmaları ve nöbetleri tespit ederek ciddi HIE riskini öngörebiliyor. Bu araç hem prognostik bilgi veriyor hem de antiepileptik/ilerleyici bakış açısı sunuyor.

  • Near-Infrared Spectroscopy (NIRS): Cilt üzerinden non-invaziv ölçüm yapan NIRS cihazları, beyin dokusunun oksijen doygunluğunu (rScO2) gerçek zamanlı gösterir. Yaygınlaşmakta olan bir teknoloji olmasına rağmen skorların nasıl yorumlanacağı ve müdahale eşiğinin standartlaştırılması üzerine çalışmalar sürüyor. Klinik kullanım artıyor ancak kanıta dayalı fayda ve algoritmalar hâlâ netleşiyor.

  • Biyobelirteçler (S100B, NSE vb.): Kanda ölçülebilen S100B ve nöron-spesifik enolaz (NSE) gibi proteinler, doğum sonrası ilk günlerde yükselmesi halinde beyin hasarı olasılığını işaret edebiliyor; erken prognostik bilgi ve takip amacıyla umut verici kabul ediliyor. Ancak keskin sınır değerlerinin ve rutin kullanım protokollerinin standardizasyonu gerekiyor.

  • Erken dönem MR (özellikle DWI/ADC): Doğumdan sonraki ilk günlerde difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DWI) iskemik alanları erken dönemde gösterebiliyor; MR, hem hasarın dağılımını hem de prognozu belirlemede altın standartlardan biri olarak kabul ediliyor.

Klinik pratikte nasıl uygulanıyor?

  1. Riskli doğum/klinik bulgu varsa (zorlu doğum öyküsü, düşük APGAR, solunum problemi, klinik nöbetler) yenidoğan hızlıca değerlendiriliyor.

  2. Acil monitorizasyon: aEEG/EEG ile beyin fonksiyonu izlenir; aynı anda NIRS ile beyin oksijenasyonu takip edilebilir. Bu yöntemler NICU’da real-time bilgi verir.

  3. Kan örnekleri alınır — gerekirse S100B/NSE ölçümleri yapılır; yükselme varsa yakın takip ve ileri tetkik düşünülür.

  4. İlk 24–72 saat içinde MRI planlanarak lezyonların yeri ve şiddeti değerlendirilir. Bu, uzun dönem tahmini için önem taşır.

  5. Terapötik hipotermi kriterlerini karşılayan bebeklerde (örn. orta-şiddetli HIE) 6 saatlik kritik pencere içinde soğutma tedavisine başlamak, uzun dönem sonuçları iyileştirir. Bu yüzden hızlı tanı ve sevk şarttır.

Aileler hangi belirtilere dikkat etmeli?

  • İlk saatlerde veya günlerde solunum desteği gereksinimi, zayıf emme/yorulma, kas tonusunda değişiklik (çok gevşek veya çok kasılma), tekrarlayan nöbet benzeri hareketler veya bilinç düzeyinde anormallikler görüldüğünde derhal sağlık personeline başvurulmalı. Yenidoğan değerlendirmesi sırasında doktorlar bu bebekleri yakından izler ve gerekli testleri hızlıca başlatır.

Sınırlamalar ve geleceğe bakış

Hiçbir test tek başına mutlak güvenilir değildir; en başarılı yaklaşım çoklu yöntem kombinasyonudur (klinik inceleme + aEEG/EEG + NIRS + biyobelirteçler + erken MR). Ayrıca bazı teknolojilerin (özellikle NIRS ve biyobelirteçlerin) standart eşik değerleri ve geniş çaplı kanıta dayalı kullanım rehberleri gelişmekte. Araştırmalar sensör hassasiyetini, zaman pencerelerini ve tedavi algoritmalarını netleştirmek için devam ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar