Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Gazze’de insanlık sınıfta kaldı

Yayımlandı

üzerinde

FATİHDOGANMEDYA — Köşe Yazısı

Gazze… Hani hepimiz ders kitaplarında, belgesellerde “insanlığın en karanlık sınavları” diye okuduğumuz, ama “bir daha asla” dediğimiz o tarih sayfalarındaki yerlerden. Bugün o sayfalar yeniden canlandı — ve fiyasko yalnızca savaş alanında değil; aynı zamanda dünyanın vicdanında, kurumlarında ve “insanlık” diyerek kendini tanımlayan toplumlarda yaşanıyor.

Uzun süredir devam eden çatışmaların bedelini sivil halk ödüyor. Resmî raporlara göre Ekim 2023’ten bu yana on binlerce sivil yaşamını yitirdi; yaralananlar, evsiz kalanlar ve yerinden edilmiş milyonlarca insan hâlâ hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu insanî bilanço, yalnızca sayılardan ibaret değil — her sayı bir ailenin, bir çocuğun, bir hastanenin çöküşünü anlatıyor.

Daha da vahimi, insani yardımın ulaştırılmasında yaşanan sistematik engeller. Gıda, su, yakıt ve ilaç erişimindeki kesintiler; sevk noktalarında bekleyen tırlar, reddedilen yardımlar, ve sık sık kapatılan sınır geçişleri — bunların hepsi ölümcül sonuçlar doğuruyor. Uluslararası yardım aktörleri ve gazeteciler defalarca “yardımın engellenmesi”ni raporladı; kamyonlar depolarda ya da sınırda beklerken Gazze’deki insanlar en temel ihtiyaçlardan mahrum kalıyor. Bu durum, yardımın sahada etkin ve insani ilkeler doğrultusunda dağıtılmasını zorlaştırıyor.

Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri, olası askeri operasyonların sivil nüfus üzerindeki “felaket” etkilerine ilişkin net uyarılarda bulundu. Savaşın devam ettiği bölgelerde sağlık sistemleri çöküşün eşiğinde; çocuklar acil beslenme tedavisine ihtiyaç duyuyor, su temini güvenliğini yitirmiş durumda. Bu uyarılar, sadece diplomatik bir üslup değil—acil eylem çağrısıdır; ama çağrılar çığ gibi büyürken pratikte görünen yardım çok sınırlı kalıyor.

Uluslararası hukuk, sivillerin korunmasını ve insani yardıma erişimi garanti altına alır. Ancak sahadaki gerçeklik ile hukukun yazılı gerekçeleri arasındaki uçurum büyüyor. Birçok insan hakkı kuruluşu ve uzman, yaşananları “insani yardımın silah haline getirilmesi” ve hatta bazı kesimlerce “soykırım” tanımlamalarına varan ciddi suçlamalarla değerlendirdi. Bu tartışmaların hukuki sonuçları olmalı — ama öncelik şu: canlar kurtarılmalı, temel ihtiyaçlar sağlanmalı. Hukuk süreçleri elbette önemli; fakat mahkemeler kurulana kadar insanlar ölmemeli.

Peki ne yapılmalı? Öncelikle insani yardıma engelsiz, sürekli ve şeffaf erişim sağlanmalı. Uluslararası aracılar ve bağımsız kuruluşlar, denetimi ve dağıtımı garanti edecek mekanizmalarla sahaya hızlıca dönmeli. Diplomatik kanallar tıkanmışsa bile, taraflar arasında insani koridorların oluşturulması ve korunması için uluslararası baskı artmalı. İkincisi, medya ve sivil toplumun sessiz kalmaması gerekiyor: İnsan hayatı, siyasi hesaplara feda edilmemeli — eğer küresel kamuoyu, okur-yazar toplumlar, bu vahşetin devamına gözlerini kapatırsa “insanlık sınıfta kaldı” damgası sadece Gazze’ye değil hepimize vurulmuş olur.

Son olarak, trajedinin kalıcı adalet mekanizmalarıyla kayıt altına alınması şart. Hesap sorma mekanizmaları, mağdurların haklarını arayabileceği yollar sağlamalı; ama adalet arayışının, derhal insanî yardım sağlamanın yerine geçmesine izin verilmemeli. Çünkü çocuklar bugün açlıktan ölüyor olabilir — biz ise yarına hesap sormak için söz veriyoruz.

Gazze’deki durumun tek bir sorumlusu yoktur belki; ama bu trajedinin yegâne sorumlusu “eylem eksikliğimiz”dir. Uluslararası toplumun, liderlerin ve bizi temsil edenlerin, insan onurunu koruma görevini yerine getirmedikleri yerde sorumluluk büyür. Bugün Gazze’deki çocukların yarın başka bir yerde aynı felaketi yaşamaması için, vicdanlarımızı çalıştırmalı ve somut adımlar talep etmeliyiz.

İnsanlık sınıfta kaldı mı? Bugün için cevabımız maalesef “evet.” Fakat sınıfta kalan bir topluluk, sınavı tekrarlayıp öğrenebilir. Öğrenmenin ilk şartı ise gerçekleri görmek, ses çıkarmak ve harekete geçmektir. Gazze bunun beklediği insanlıktır.

Gündem

Antalya’da bir telefonla çöken hayat: Boşandı, çocuklara DNA testi yaptırdı — Sonuç herkesi şoke etti

Yayımlandı

üzerinde

Antalya’da bir telefonla çöken hayat: Boşandı, çocuklara DNA testi yaptırdı — Sonuç herkesi şoke etti

Tarih & Saat: 20 Ekim 2025, 09:30
Okuma süresi: 3 dakika

Antalya Kepez’de 16 yıllık evliliğini sona erdiren bir vatandaş, boşanma sonrası gelen bir telefon üzerine yaptırdığı DNA testiyle üç çocuğundan ikisinin biyolojik babası olmadığını öğrendi. Yapılan adli tıp incelemeleri iki kızın biyolojik babasının ailenin bir yakını — kuzeni — olduğunu ortaya koydu. Olayla ilgili hukuki süreç sürüyor.


Olayın ayrıntıları

Antalya Kepez’de yaşayan ve haberlere göre Hüseyin A. adıyla gizlilik korunarak anılan vatandaş, 2007’de evlendiği eşinden 2023 yılında anlaşmalı olarak boşandı. Boşanmanın ardından bir komşusunun arayıp “eski eşinin kuzeniyle ilişkisi olduğu, çocuklar için DNA testi yaptırması gerektiği” yönündeki uyarısı üzerine adli makamlar nezdinde babalık davası açtı.

Mahkeme kararıyla Antalya Adli Tıp Grup Başkanlığı’nda yapılan DNA analizinde; 16 yaşındaki oğlunun babalığı yüksek olasılıkla Hüseyin A. ile uyumlu bulunurken, 13 ve 10 yaşındaki kız çocukları için biyolojik bağ reddedildi. İlerleyen süreçte yapılan incelemelerde, iki kızın biyolojik babasının aynı ailenin başka bir fert — haberlerde M.K. olarak geçen kuzen — olduğu tespit edildi.


Hukuki süreç ve yaşananlar

Raporların ardından mahkeme iki kız çocuğunun soy bağının reddine karar verdi; ardından taraflar arasında yeni babalık davaları açıldı. Haberlere göre davayı açan eski eş, dava süreci devam ederken geçen Ağustos ayında vefat etti. Bu durum nedeniyle mahkeme, çocukların yasal durumunu korumak amacıyla kayyım atama gibi adımları gündeme alıyor; duruşma tarihleri ve tazminat talepleriyle ilgili süreç devam ediyor.


Mağduriyet ve sosyal yansımalar

Olay, ailenin yakın çevresinde derin bir şok etkisi yarattı. Haberlerde belirtildiği üzere mağdur baba, çocuklarla iletişimin büyük ölçüde koptuğunu ve ailenin maddi-manevi zarar gördüğünü belirtiyor. Uzmanlar, benzer durumlarda adli sürecin çocuğun yüksek yararı gözetilerek, gizlilik ve psikososyal destek sağlanarak yürütülmesi gerektiğini vurguluyor.

 

Okumaya Devam Et

Gündem

Yeni haftada Meclis gündemi yoğun

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) salı günü 2 önemli tezkere görüşülecek, bütçe mesaisi de başlayacak.
TBMM Genel Kurulu’nda; Lübnan’da bulunan Türk askerinin görev süresinin 2 yıl, Irak ve Suriye’ye asker gönderme tezkeresinin süresinin ise 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri görüşülecek.

Genel Kurul daha sonra Sayıştay Başkanlığı’na 5 üyenin seçimini yapacak. Milli parklar, turizm ve vakıflar ile ilgili yeni düzenlemeler de Genel Kurul’da ele alınacak…

YENİ VERGİ TEKLİFİ

Yeni vergi düzenlemelerine ilişkin kanun teklifi ise salı günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ele alınacak.
Düzenleme ile sıfır araçlarının alım satımlarından binde 2 oranında harç alınacak. Gayrimenkul satışında yanlış beyanda verilen yüzde 25 oranında ceza bir kat artırılacak.
Mesken kira gelirlerinde , emekliler, dul ve yetim aylığı alanlar hariç gelir vergisi istisnası kaldırıldı . Bu grup dışındakiler kira geliri ne kadar olursa olsun vergi ödeyecek. Tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemlerine ilişkin harç istisnası kaldırılacak. Bu işlemlerden satış ve devir bedeli üzerinden Bin TL’den az olmamak kaydıyla nispi noter harcı alınacak.
Kuyumculuk, ikinci el taşıt satışı , bazı özel sağlık kuruluşlarının belgeleriyle, kıymetli madenler ve ticari havacılık işletme ruhsatlarından yıllık vergi harcı alınacak.
Cumhurbaşkanı’na bireysel emeklilik fonlarında yüzde 30 olan devlet desteğini yüzde 50’sine kadar artırma ya da sıfıra kadar indirme yetkisi de veriliyor. Vadeli çek uygulamasının süresi 31 Aralık 2025’ten 31 Aralık 2028’e kadar uzatılacak.

BÜTÇE MESAİSİ BAŞLIYOR

Perşembe günü ise Meclis’in bütçe mesaisinde ilk toplantı yapılacak. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026 Bütçe Kanunu Teklifi’ne ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

Ölen 16, öldüren 14 yaşında: Arkadaş tartışması kanlı bitti

Yayımlandı

üzerinde

Ölen 16, öldüren 14 yaşında: Arkadaş tartışması kanlı bitti

Yayımlanma: 20 Ekim 2025, 00:O0 (İstanbul)
Olay tarihi: 19 Ekim 2025 (gece geç saatlerde).

Okuma süresi: 3 dakika

Şanlıurfa’da, Ahmet Erseven Mahallesi’nde çıkan tartışma sonucunda 16 yaşındaki bir genç bıçaklanarak hayatını kaybetti. Olayda, 14 yaşındaki bir çocuk şüpheli olarak gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturmayı Cinayet Büro Amirliği yürütüyor


Detaylı haber

Şanlıurfa’da 19 Ekim 2025 gecesi Ahmet Erseven Mahallesi’nde iki arkadaş arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken, 14 yaşındaki çocuk yanında taşıdığı bıçakla 16 yaşındaki arkadaşını vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Yaralı genç, olay yerine sevk edilen ambulansla Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Olay sonrası şüpheli 14 yaşındaki çocuk olay yerinden kaçtı. Polis ekipleri kısa sürede yaptıkları çalışma sonucunda şüpheliyi yakalayarak gözaltına aldı. Olay yerinde ve şüphelinin yakalanması sonrasında yürütülen ilk soruşturmayı Cinayet Büro Amirliği üstlendi. Resmi işlemler ve adli süreç devam ediyor.

Hastane yetkilileri ve güvenlik güçleri, konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü; olayın tam nedeninin ve meydana geliş biçiminin polis incelemesi ve adli tıp raporu ile netleşeceğini bildirdi. Bölge sakinleri olayın ardından şok ve üzüntü yaşadıklarını ifade etti.


Hukuki süreç ve çocuk suçu bakımından notlar

  • Olayın faili olduğu belirtilen kişinin 14 yaşında olması nedeniyle adli süreç, çocuk koruma mevzuatı ve ilgili ceza erteleme/çocuk hukukuna ilişkin düzenlemeler çerçevesinde yürütülecektir. Yetkili kurumların soruşturması ve adli süreç tamamlandıkça resmi açıklamalar gelecektir. (Kaynak: polis açıklamaları ve haber raporları).


Yerel tepki

Mahalle sakinleri ve olaya ilişkin görgü tanıkları, gençler arasındaki tartışmanın kısa sürede büyüdüğünü, silahsız-kenarda taşıyan bir bıçağın kullanıldığını belirtti. Bölge halkı olayın yaşandığı sokakta benzer olayların yaşanmaması için yetkililerden önlem talep ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar