Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İstanbul’da Kahreden Olay: “Benim Kızımsın” Mesajıyla Unutulmaz Aile Draması ve Mezara Yapılan Saldırı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama: İstanbul’da yaşayan Aycan İmre’nin babalık davası ve Enver Türkmen’in ölüm döşeğinde kendisine “Benim kızımsın” diyerek tırnak ve saçlarını bırakması, mezarının tahrip edilmesiyle unutulmaz bir aile dramına dönüştü. Detaylar makalemizde…

İstanbul’da son dönemde yaşanan ve tüm dikkatleri üzerine çeken bu olay, sadece hukuki bir mücadeleyi değil, aynı zamanda aile içi ilişkilerin, miras paylaşımının ve duygusal bağların ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Aycan İmre’nin, ölüm döşeğinde “Benim kızımsın” diyen Enver Türkmen’e ait tırnak ve saç parçalarını bırakması ve sonrasında mezarın tahrip edilmesi, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Olayın Geçmişi: Enver Türkmen’in İtirafı ve Aycan İmre’nin Hukuki Mücadelesi

Aycan İmre, uzun yıllar boyunca Enver Türkmen’i manevi dedesi olarak tanıdı. Ancak 2023 Haziran ayında, Türkmen ağır bir hastalık geçirdiğinde ölüm döşeğinde beklenmedik bir itirafla karşılaştı. Kendisine “Benim kızımsın” diyen Türkmen, vefatından kısa süre önce yaşamını sembolize eden tırnak ve saç parçalarını İmre’ye bıraktı. Bu ifadeler, daha sonra Aycan İmre’nin babalık davasında kritik bir delil olarak gündeme geldi. İmre, özel bir hastanede yaptırdığı DNA testinin sonuçlarına dayanarak, kan bağını ispatlamaya çalışırken, raporun mahkemede kabul görmemesi nedeniyle hukuki sürecini derinleştirdi.

Mezara Yapılan Saldırı ve DNA Testi Süreci

Özel hastanede alınan DNA testi sonuçlarının yasal olarak tanınmaması, İmre’nin sürecinde yeni sorunlara yol açtı. Aycan İmre, hem babalık davasını kazanabilmek hem de Enver Türkmen’in nüfusa geçişinin sağlanabilmesi için hukuki yollara başvurdu. Ancak bu süreçte beklenmedik bir gelişme yaşandı: Türkmen’in mezarı, kimliği belirsiz kişiler tarafından birkaç kez tahrip edildi. Yapılan jandarma incelemesinde mezarın kazıyarak zarar gördüğü tespit edilirken, bazı iddialara göre, mezardan Türkmen’in kemikleri de çalınmış olabilir.

DNA testlerinin aksine, mezarın açılması ve mezardan alınan örneklerin incelenmesi, müvekkilin hem babalık davasında hem de miras paylaşımında lehine sonuç verebilir. Aycan İmre, DNA örneğinin karşılaştırmalı olarak, aynı zamanda Türkmen’in diğer çocuklarından da alınacağına dikkat çekerek hukuki sürecini sürdürüyor.

Dava Süreci ve Hukuki Adımlar

İmre’nin davası, sadece babalık meselesiyle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, mezarın tahrip edilmesiyle ilgili olarak da hukuki adımlar atılıyor. Aycan İmre ve avukatı Aslı Nur Çanakçı, mezarın kaçırılma ve tahrip edilme olayının suç unsuru taşıdığına dikkat çekerek, ilgili kişilerin adalet önüne çıkarılması için savcılığa suç duyurusunda bulunmuş durumda.
Bu dava sürecinde:

  • DNA Testi ve Karşılaştırmalı İnceleme: Özel bir hastanede alınan DNA testi sonuçları, diğer çocukların DNA örnekleriyle de kıyaslanarak mahkemede sunulacak.

  • Mezarın Açılması Talebi: Feth-i kabir talebiyle mahkemeye sunulan belgeler, mezarın açılarak kimlik ve kemik durumunun tespit edilmesine yöneliktir.

  • Suç Duyurusu ve Soruşturma: Mezarın kaçırılması, tahrip edilmesi ve kamuyu ilgilendiren suç unsurları nedeniyle jandarma ve savcılık tarafından soruşturma başlatılmıştır.

Olayın Sosyal ve Aile Dinamiklerine Etkileri

Aycan İmre’nin yaşadığı bu sarsıcı olay, İstanbul’daki aile yapısını, miras paylaşımını ve sosyal ilişkileri derinden etkiliyor. Evlatlık, babalık davası ve miras konuları, birçok ailede benzer travmalara yol açabiliyor. Bu olay aynı zamanda, aile üyeleri arasındaki duygusal bağların ve hukuki işlemlerin ne kadar karmaşık olabileceğini gözler önüne seriyor.
İmre’nin yaşadığı bu deneyim, bir yandan duygusal acı verirken diğer yandan da toplumda büyük yankı uyandırarak, benzer olayların önlenmesi adına farkındalık yaratma potansiyeli taşıyor.

Gelecek Süreç ve Hukuki Mücadele

Aycan İmre’nin davası, henüz sonuçlanmış değil. Hukuki süreç devam ederken, hem babalık davası hem de mezarın tahrip edilmesiyle ilgili soruşturmanın neticesi kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Avukat Çanakçı’nın açıklamalarına göre, ilerleyen süreçte mahkemeden ara kararın alınması beklenirken, DNA test sonuçları ve mezarın incelenmesi, davanın seyrini belirleyecek önemli unsurlar olarak öne çıkıyor.
Özellikle de mal kaçırma ve miras paylaşımındaki adaletsizlik gibi konular, davanın kapsamını genişletirken, benzer durumların yaşanmaması için de hukuki zeminde sağlam adımlar atılması gerekliliğini ortaya koyuyor.


Sonuç

İstanbul’da yaşanan bu kahreden olay, aile içindeki ilişkilere, hukuki süreçlere ve toplumsal duyarlılığa dair çarpıcı örnekler sunuyor. Enver Türkmen’in ölüm döşeğinde yaptığı itiraf, Aycan İmre’nin babalık davasını başlatırken, mezarın tahrip edilmesi ve DNA testleri de davanın hukuki boyutunu güçlendiriyor. Bu olay, aynı zamanda miras paylaşımı ve aile ilişkilerinin ne denli karmaşık olabileceğini bizlere hatırlatıyor.

Gündem

Mekana alınmayınca rastgele etrafa ateş açtı: 3 yaralı

Yayımlandı

üzerinde

‘nın Yıldırım ilçesinde kimliği henüz öğrenilemeyen bir şahıs, alkollü olduğu için girmek istediği mekana alınmadı. Bunun üzerine öfkelenen şüpheli, belinden çıkardığı tabancayla mekana doğru art arda ateş etmeye başladı.

Kurşunlardan bazıları tartıştığı kişiye, bazıları ise yakındaki bir mekanda müşteri olarak bulunan iki kişiye isabet etti. Yaralanan üç kişi kanlar içinde yere yığılırken, çevrede büyük panik yaşandı.

OLAY YERİNDEN KAÇTI

Saldırgan olay yerinden hızla kaçarken, ihbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

Yaralılar, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından çevredeki hastanelere kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

Polis ekipleri, kaçan şüphelinin yakalanması için geniş çaplı çalışma başlattı. Olaydan sonraki kargaşa ise çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Alkollü olduğu için mekana alınmadı… Ateş açtı, 3 KİŞİ YARALANDI

Yayımlandı

üzerinde

Alkollü olduğu için mekana alınmadı… Ateş açtı, 3 KİŞİ YARALANDI

Tarih — Saat: 27 Ekim 2025 — 20:14
Yer: Bursa, Yıldırım (Setbaşı Mahallesi).
Okuma süresi: 2 dakika

Bursa’nın Yıldırım ilçesindeki kafeler sokağında, alkollü olduğu gerekçesiyle bir mekana alınmayan bir kişi sinir krizi geçirip tabancayla rastgele ateş açtı. Olayda tartıştığı kişi ile birlikte mekanda bulunan iki sivil olmak üzere toplam 3 kişi yaralandı. Saldırgan olay yerinden kaçtı; polis geniş çaplı soruşturma başlatt


Olayın detayları

Edinilen bilgiye göre olay, 27 Ekim 2025 akşam saatlerinde Yıldırım ilçesi Setbaşı Mahallesi’ndeki kafeler sokağında meydana geldi. İddiaya göre alkollü olan ve mekana alınmayan şüpheli, dışarıda öfkeyle belinden çıkardığı tabancayla mekana doğru birkaç el ateş etti. Kurşunlardan bazıları tartıştığı kişiye, bazıları ise yan mekânda bulunan iki müşteriye isabet etti. Yaralılar olay yerinde ilk müdahalenin ardından çevredeki hastanelere kaldırıldı; sağlık durumlarının hayati tehlike taşımadığı bildirildi. Güvenlik kamerası görüntüleri olay anını kaydetti ve soruşturma için kullanılmak üzere inceleniyor.


Polis ve soruşturma

Olayı takip eden dakikalarda bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Zanlının yakalanması için geniş çaplı çalışma başlatıldığı, görgü tanıklarının ve güvenlik kamerası görüntülerinin incelendiği bildirildi. Olayla ilgili resmi soruşturma sürüyor; yetkililer tanık beyanlarına ve MOBESE/güvenlik kamerası kayıtlarına dayanarak şüphelinin tespit edilmesine çalışıyor


Vatandaşlara çağrı

Yetkililer, benzer olayların önlenmesi için mekânların güvenlik önlemlerinin önemine, şüpheli davranışların derhal polise bildirilmesine dikkat çekiyor

Okumaya Devam Et

Gündem

Erdoğan ve Starmer imzaladı: Türkiye 44 Eurofighter alacak

Yayımlandı

üzerinde

Erdoğan ve Starmer imzaladı: Türkiye 44 Eurofighter alacak

Tarih: 27 Ekim 2025
Saat: 14:30 (Türkiye Saati, GMT+3)
Okuma süresi: ~4 dakika

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Ankara’da düzenlenen törenle Türkiye’nin Eurofighter Typhoon alımına ilişkin nihai anlaşmayı imzaladı. Anlaşma kapsamı toplam 44 uçak olarak açıklanırken—24’ü ikinci el (Katar ve Umman’dan) ve 20’si yeni üretim—paketin 10 yıllık değeri yaklaşık 11 milyar dolar olarak verildi.


Haberin detayları

Ankara’daki tören sırasında iki liderin karşılıklı imzasıyla resmiyete dönen anlaşma, Eurofighter konsorsiyumunun üretici ülkeleri (İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya) ile süren müzakerelerin ardından geldi. Türkiye’nin uzun süredir gündeminde olan Eurofighter alımı için Temmuz 2025’te imzalanan ön mutabakat zaptı sonrasında sürecin tamamlanması sağlandı.

Savunma kaynakları ve yetkililer, paketin teknik dağılımının 24 adet kullanılmış Eurofighter (12’si Katar’dan, 12’si Umman’dan ya da benzeri kaynaktan alım) ve 20 adet yeni üretim uçak şeklinde olduğunu; teslimlerin ilerleyen yıllarda aşamalı olarak gerçekleştirileceğini belirtti. Anlaşmanın endüstriyel ortaklık, lisans/orta üretim ve bakım/teknik destek maddeleri içerdiği aktarılıyor.

Maliyeti ve ekonomik etkisi

Anlaşmanın büyüklüğü 10 yıllık bir program çerçevesinde yaklaşık 11 milyar dolar (Bloomberg kaynaklı yaklaşık 8 milyar sterlin/8–11 milyar dolar aralığı haberleri dağılmakta) olarak yansıtıldı. İngiltere tarafı, programın BAE Systems gibi üretici şirketlerin hatlarını destekleyeceğini ve binlerce iş imkânı yaratacağını belirtti.

Sürecin arka planı ve onaylar

Eurofighter Typhoon programı çok uluslu bir projedir; ihracat ve devir süreçleri için tüm üretici ülkelerin onayları gerekti. Almanya’nın daha önce çekinceleri olduğu ancak Temmuz 2025’te satışa onay verdiği ve ardından İngiltere ile Temmuz ayında imzalanan mutabakat zaptının nihai anlaşmaya zemin hazırladığı kamuoyuna yansımıştı. Türkiye’nin hedefleri arasında 120 uçağa kadar farklı kaynaklardan güç takviyesi yapma planları da bulunuyor (Eurofighter + F-16 + F-35 kombinasyonu gündemdeydi).

Ne değişecek? Türkiye’nin savunma dengesi ve KAAN programı

Yetkililer, satın alınacak Eurofighter’ların Türkiye’nin mevcut filo yapısını modernize edip yakın-orta vadede caydırıcı gücünü artıracağını belirtiyor. Öte yandan Ankara, yerli beşinci nesil KAAN programını 2028 civarında hizmete sokmayı hedefliyor; bu sebeple dışarıdan kısa ve orta vadede takviye alımı stratejik bir ara çözüm olarak görülüyor.

Teslimat ve lojistik takvimi (beklenen)

Resmi takvim anlaşmada detaylandırılacak; fakat saha kaynakları ilk dilimin (kullanılmış uçaklar) daha hızlı teslim edilebileceğini, yeni üretim uçakların ise üretim kapasitesine bağlı olarak yıllar içinde kademeli teslim edileceğini aktarıyor. Bakım, eğitim ve yedek parça desteği için konsorsiyum ile ikili endüstriyel iş paketleri öngörülüyor.


Uzman yorumu (kısa)

  • Savunma analistleri: Anlaşma, Türkiye’nin kısa vadeli ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik pratik bir adım olarak değerlendiriliyor; fakat teknoloji transferi ve uzun vadeli entegrasyon hususlarında ayrıntılar kritik.

  • Diplomasi boyutu: İngiltere ile güçlenen savunma ilişkileri hem ekonomik (iş imkânları, tedarik zinciri) hem de NATO içi koordinasyon açısından önem taşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar