Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Gizemli Uzay Nesnesi ASKAP J1832−091: Dünya’ya Her 44 Dakikada Bir Radyo ve X-Işını Sinyali Gönderiyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
15.000 ışık yılı uzaklıktaki ASKAP J1832−091 adlı yeni nesne, her 44 dakikada bir iki dakikalık radyo ve X-ışını patlaması yayıyor. Bilim insanları hâlâ ne olduğunu çözemedi.

Giriş

Astronomlar, Samanyolu’nda yaklaşık 15.000 ışık yılı uzaklıkta yer alan ve daha önce hiç görülmeyen bir nesne keşfetti. ASKAP J1832−091 olarak adlandırılan bu cisim, yüksek aktivite dönemlerinde tam 44 dakikada bir, yaklaşık iki dakika boyunca aynı anda radyo dalgaları ve X-ışınları yayımlıyor. Ne olduğu hâlen bir muamma olarak bilim dünyasını heyecanlandırıyor


Keşfin Detayları

  • Keşif Araçları: NASA’nın Chandra X-ray Observatory’si ve Avustralya’daki ASKAP (Australian Square Kilometre Array Pathfinder) teleskopu iş birliğiyle tesadüfen bulundu .

  • Periyodik Davranış: Cisim, aktif olduğu yaklaşık bir aylık dönemde her 44 dakikada radyo ve X-ışını patlamaları yayımladı; aktif dönem dışında kayda değer sinyal gözlemlenmedi

  • Konum ve Uzaklık: Samanyolu’nun yoğun yıldız, gaz ve toz bulutları arasındaki bu bölge, Dünya’dan 15.000 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor


Olası Kaynaklar ve Hipotezler

  1. Magnetar veya Nötron Yıldızı: İçinde yoğun manyetik alan taşıyan ölü yıldız kalıntıları, daha önce X-ışını ve radyo darbeleri yayımlamıştı; ASKAP J1832−091 da bu kategoride değerlendiriliyor .

  2. Beyaz Cüce İkilisi: Bir beyaz cüce–nötron yıldızı ikilisinin etkileşiminden kaynaklanan periyodik sinyaller olasılığı üzerinde duruluyor.

  3. Bambaşka Bir Tür: Bilim insanları “henüz tanımlanmış en egzotik nesne” olabileceğini ve mevcut kuramları zorladığını vurguluyor .


Bilime Katkısı ve Gelecek Adımlar

  • Yeni Nesne Sınıfı: Bu tür uzun periyotlu radyo geçici (LPT) nesnelerden X-ışını gözlemi yapılan ilk örnek olması, astrofizikte yeni bir sınıflandırma doğurabilir .

  • Araştırma Planları: Uzun dönemli izleme ve çok dalgaboylu (multi-messenger) gözlemlerle sinyal kaynağının doğası netleştirilmeye çalışılacak.

  • Teknolojik İlerlemeler: Daha hassas teleskoplar ve yapay zekâ destekli sinyal analiz yöntemleri, benzer nesnelerin bulunma ihtimalini artıracak.


Sonuç

ASKAP J1832−091’in her 44 dakikada bir yayımladığı radyo ve X-ışını patlamaları, evrende hâlâ çözülmeyi bekleyen çok sayıda sırrın olduğuna işaret ediyor. Bilim insanları, bu keşfin hem gökbilim teorilerini test edecek hem de geleceğin teleskop tasarımlarına ilham verecek kilit bir adım olacağını düşünüyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Korkutucu tahmin: Yapay zeka “tekillik” noktasına 6 ay içinde ulaşabilir

Yayımlandı

üzerinde

Araştırmacılar ve sektörden uzmanlar makinelerin insan zekasını aşacağı “tekillik” (singularity) noktasına çok yakın bir gelecekte erişilebileceğini düşünüyor.

Şirketler arası rekabeti giderek kızışırken, makinelerin insan gibi düşünebildiği ve hatta kimilerine göre insandan daha üstün olduğu teknolojiye ulaşmak için de bir yarış var. Yapay genel zeka (YGZ) adı da verilen bu teknolojiye ulaşmak için her gün yeni bir ilerleme kayda geçiyor.

Bu yarışın önemli aktörlerinden biri olan Anthropic firmasının CEO’su Dario Amodei, tekillik noktasına sadece 6 ay uzaklıkta olduğumuzu iddia etti.

Binlerce bilim insanının fikirlerinden hareketle yapılan bir analiz ise bu noktaya 2040’ta ulaşmayı bekliyor. Ancak sektörün diğer girişimcileri daha iyimser. Girişimciler tekilliğe 2030’da ulaşma hedefinde.

8 BİN BİLİM İNSANININ GÖRÜŞÜ: TAHMİNLER ÖNE ÇEKİLDİ

Tüm bu farklı tahminleri anlamlandırmak isteyen AIMultiple adlı bir araştırma kuruluşu, 8 bin 590 bilim insanı, girişimci ve uzman görüşünü incelediği kapsamlı bir analiz yayınladı.Bu analiz, hem yapay genel zeka hem de süper zeka gibi kavramlara dair öngörülerin zaman içinde nasıl değiştiğini ortaya koydu.

Analize göre, yapay zeka alanındaki gelişmeler özellikle ChatGPT gibi büyük dil modellerinin son yıllarda gösterdiği atılımlarla hız kazandı. Daha birkaç yıl öncesine kadar bilim insanları YGZ’nin 2060 civarında ortaya çıkacağını öngörürken, bugün bu tarih 2040’a çekilmiş durumda. Girişimciler ise daha da iyimser: Onlara göre YGZ 2030 gibi hayatımıza girebilir.

Bu tahminlerin arkasında yatan temel düşünce, makine zekasının teoride sınır tanımaması. Örneğin ünlü bir matematiksel yasa olan Moore Yasası’na göre işlem gücü her 18 ayda ikiye katlanıyor ve bu da büyük dil modellerinin insan zekasına denk işlem kapasitesine hızla ulaşabileceğini gösteriyor.

Analizde ayrıca, klasik bilgisayarlar bir sınır noktasına ulaşsa bile, kuantum bilgisayarların bu açığı kapatabileceği vurgulanıyor. Kuantum sistemler, yapay zekâ modellerinin daha verimli şekilde eğitilmesini sağlayabilir ve tekillik yolunu açabilir.

“KAÇINILMAZ DEĞİL”

Yine de YGZ’nin kaçınılmaz olduğunu düşünmeyenler de var. Bazı uzmanlara göre insan zekası, şu anki YGZ tanımının çok ötesinde karmaşık ve çok yönlü.

Popular Mechanics’e göre, iddialara temkinli yaklaşan kişiler arasında yapay zeka alanının öncülerinden Yann LeCun da var. LeCun, YGZ kavramının “ileri düzey makine zekası” olarak değiştirilmesi gerektiğini savunuyor ve insan zekâsının birebir taklit edilemeyecek kadar özgün olduğunu düşünüyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Kredi kartı boyutlarında akıllı telefon

Yayımlandı

üzerinde

NanoPhone adlı bir girişimi, kredi kartı boyutlarında bir tasarladı.

Mashable’a göre, 90 dolar gibi nispeten uygun bir fiyata satılacağı açıklanan bu küçük telefon, özellikle de ekran süresini azaltmak isteyenler için icat edildi.

Dar bir cebe bile sığabilecek boyutlara sahip olan telefonun, tam boyutlu cihazın yapabildiği her şeyi yerine getirebildiği aktarıldı. Ancak minik ekranı sosyal medyada kaydırma yapmayı büyük ekranlar kadar cazip kılmıyor.

4G İLE ÇALIŞIYOR

8 santim uzunluğa ve 4,5 santim genişliğe sahip telefonun kalınlığı ise sadece 1 santimetre.

4G ve WiFi aracılığıyla internete bağlanabilen 80 gramlık telefonun arama yapabildiği, görüntülü sohbetleri gerçekleştirebildiği ve hatta fotoğraf çekebildiği belirtiliyor.

Öte yandan uygulamaları kullanmak veya mesaj yazmak büyük ekranlı akıllı telefonlara kıyasla daha zor olabilir. Yine de cihazın Instagram, WhatsApp, TikTok ve YouTube gibi popüler uygulamaları desteklediği ifade ediliyor.

Çift SIM kart desteğine de sahip olduğu aktarılan nano-telefon, Bluetooth cihazlarıyla da eşleştirilerek de kullanılabiliyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Nörobilimci tarih verdi: “İnsan beynini bilgisayara yükleme fikri gerçek olacak”

Yayımlandı

üzerinde

ABD’deki Georgia Enstitüsü’nden psikoloji araştırmacısı ve nörobilimci Dobromir Rahnev, insan zihninin ve bilincinin bir bilgisayara aktarılması fikrinin bilim kurgudan gerçeğe dönüşebileceğini savunuyor.

Bilim insanı, The Conversation’da kaleme aldığı yazıda “zihin yükleme” diye de bilinen bu fikrin bir gün mutlaka gerçekleşeceğini belirtti. Ancak yazıya göre, bugünkü bilgi ve teknolojiyle bu hedefe halen epey uzağız.

BİLGİSAYARIN İÇİNDE YAŞAMAK

İnsan beyni, evrendeki en karmaşık yapı olarak kabul ediliyor. Bu yapının tamamını dijital olarak kopyalamak son derece zorlu bir iş. Üstelik sadece beyni dijital ortama taşımak yetmeyebilir; beynin alışık olduğu tüm duyusal girdilerin de simüle edilmesi gerekiyor.

Rahnev; görme, işitme, dokunma, koklama gibi duyuların yanı sıra hareket etme, kalp atışını hissetme, biyolojik ritimleri ayarlama gibi pek çok sistemin dijital ortamda yeniden oluşturulması gerektiğini belirtti. Aksi halde, duyulardan tamamen yoksun bir bilinç hali ortaya çıkabilir.

Ancak bilim insanına göre, şu anda insanlığın elinde bu tür bir simülasyonu gerçekleştirecek bilgi veya gerekli işlem gücüne sahip bir süper bilgisayar yok.

86 MİLYAR NÖRONUN HARİTASI

Bunun yanı sıra, zihin yüklemenin ilk adımı, insan beyninin 3 boyutlu yapısının eksiksiz bir şekilde taranması ve haritalanmasını gerektirebilir. Nörobilimci, bu işlem, son derece gelişmiş bir MRI teknolojisine ihtiyaç duyacağını aktardı.

Şu an içinse bilim insanları yalnızca bir sinek beynini ve fare beyninin küçük bir kısmını tam anlamıyla haritalayabilmiş durumda.

2045 Mİ, 2145 Mİ?

İnsan beyninde yaklaşık 86 milyar nöron ve trilyonlarca bağlantı bulunuyor. Bu yapıların her birinin kimliğini tespit etmek yetmiyor; aynı zamanda her nöronun dinamik işleyişini de modellemek gerekiyor.

Rahev, “86 milyar gerçek nöronu, birer birer yapay olanlarla değiştirin. Bu yaklaşım, zihin yüklemeyi çok daha kolay hale getirir. Ancak şu anda bilim insanları tek bir gerçek nöronu bile yapay olanla değiştiremez. Yine de teknolojinin hızının katlanarak arttığını unutmayın” diye yazdı.

“Önümüzdeki on yıllarda hesaplama gücünde ve yapay zekada olağanüstü gelişmeler beklemek makul.”

Nörobilimci ayrıca, “Zorluklar muazzam ve ileriye giden yol belirsiz olsa da, bir gün zihin yüklemenin gerçek olacağına inanıyorum. En iyimser tahminler, bundan sadece 20 yıl sonra, 2045 yılını işaret ediyor. Diğerleri ise bu yüzyılın sonu diyor” ifadelerini kullandı.

“Bu tahminlerin ikisi de muhtemelen fazla iyimser. Zihin yüklemenin önümüzdeki 100 yıl içinde işe yaraması beni şaşırtır. Ama 200 yıl içinde gerçekleşebilir.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar