Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Eğitimde Estonya modeli: Finlandiya’yı geride bıraktı

Yayımlandı

üzerinde

Avrupa’nın yeni eğitim gücü olarak görülen ‘da, öğrencilerden düzenli olarak sınıfta telefonlarını kullanmaları isteniyor.

Ayrıca öğrencilerin, eylül ayından itibaren kendilerine ait yapay zeka hesapları olacak.

Nüfusu 1,4 milyon olan küçük Baltık ülkesi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün uluslararası öğrenci değerlendirme programında (Pisa) yakın komşusu Finlandiya’yı geride bırakarak Avrupa’nın en iyi performans gösteren ülkesi oldu.

2022’de yapılan ve sonuçları bir yıl sonra yayınlanan en son Pisa turunda matematik, fen ve yaratıcı düşünme alanlarında Avrupa birincisi, okuma alanında ise İrlanda’nın ardından ikinci oldu.

Eskiden Sovyetler Birliği’nin bir parçası olan Estonya, şimdi çok daha büyük nüfusa ve daha büyük bütçelere sahip ülkeleri geride bırakıyor.

The Guardian gazetesine göre Estonya’nın başarısının birçok nedeni var ancak dijital olan her şeyi kucaklaması onu diğerlerinden ayırıyor.

BAZI AVRUPA ÜLKELERİ YASAKLADI

İngiltere ve diğer bazı ülkeler konsantrasyon ve ruh sağlığına zarar verdiği endişesiyle okullarda telefon kullanımını kısıtlarken, Estonya’daki öğretmenler öğrencileri telefonlarını bir öğrenme aracı olarak kullanmaları için aktif bir şekilde teşvik ediyor.

Şimdi Estonya, öğrencileri ve öğretmenleri “dünya standartlarında yapay zeka araçları ve becerileri” ile donatacağını söylediği AI Leap adlı ulusal bir girişim başlatıyor.

Estonya’yı okullarda yapay zeka için bir test ortamı haline getirecek olan OpenAI ile lisans görüşmeleri yapılıyor. Amaç, 2027 yılına kadar 58 bin öğrenci ve 5 bin öğretmen için en üst düzey yapay zeka öğrenme araçlarına ücretsiz erişim sağlamak.

Öğretmenler teknoloji konusunda eğitilecek, kendi kendine öğrenme ve dijital etiğe odaklanılacak ve eğitimde eşitlik ve yapay zeka okuryazarlığına öncelik verilecek. Yetkililer bunun Estonya’yı “sadece en çok teknolojiye doymuş değil, en akıllı yapay zeka kullanan uluslardan biri” haline getireceğini söylüyor.

“TOPLUM ÇOK DAHA YATKIN”

Estonya’nın eğitim ve araştırma bakanı Kristina Kallas, bu hafta Eğitim Dünyası Forumu için Londra’ya yaptığı ziyaret sırasında şunları söyledi: “Avrupa ülkelerinin çoğunun ekranlar, cep telefonları ve teknoloji konusunda şüpheci ve dikkatli olduğunu biliyorum. Estonya örneğinde ise toplum genel olarak dijital araç ve hizmetleri kullanmaya çok daha açık ve yatkın. Öğretmenler de farklı değil.”

Kallas, Estonya’daki okullarda cep telefonu yasağı olmadığını söyledi. Aksine, akıllı telefon Estonya’nın son derece başarılı dijital eğitim politikasının bir parçası olarak görülüyor. “Dürüst olmak gerekirse herhangi bir sorun duymadım” diyen Kallas, “Okullar, yerel düzeyde takip edilen kuralları belirliyor. Cep telefonlarını öğrenme amaçlı kullanıyoruz” diye ekledi.

Kallas, ekim ayında yapılacak yerel seçimlere işaret ederek: “16 yaşındakiler oy kullanabiliyor ve cep telefonları aracılığıyla online olarak oy kullanabiliyorlar. Dolayısıyla, vatandaşlık görevlerini yerine getirmek, seçime katılmak, bilgi edinmek ve siyasi platformları analiz etmek için cep telefonlarını kullanmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Gizemli Uzay Nesnesi ASKAP J1832−091: Dünya’ya Her 44 Dakikada Bir Radyo ve X-Işını Sinyali Gönderiyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
15.000 ışık yılı uzaklıktaki ASKAP J1832−091 adlı yeni nesne, her 44 dakikada bir iki dakikalık radyo ve X-ışını patlaması yayıyor. Bilim insanları hâlâ ne olduğunu çözemedi.

Giriş

Astronomlar, Samanyolu’nda yaklaşık 15.000 ışık yılı uzaklıkta yer alan ve daha önce hiç görülmeyen bir nesne keşfetti. ASKAP J1832−091 olarak adlandırılan bu cisim, yüksek aktivite dönemlerinde tam 44 dakikada bir, yaklaşık iki dakika boyunca aynı anda radyo dalgaları ve X-ışınları yayımlıyor. Ne olduğu hâlen bir muamma olarak bilim dünyasını heyecanlandırıyor


Keşfin Detayları

  • Keşif Araçları: NASA’nın Chandra X-ray Observatory’si ve Avustralya’daki ASKAP (Australian Square Kilometre Array Pathfinder) teleskopu iş birliğiyle tesadüfen bulundu .

  • Periyodik Davranış: Cisim, aktif olduğu yaklaşık bir aylık dönemde her 44 dakikada radyo ve X-ışını patlamaları yayımladı; aktif dönem dışında kayda değer sinyal gözlemlenmedi

  • Konum ve Uzaklık: Samanyolu’nun yoğun yıldız, gaz ve toz bulutları arasındaki bu bölge, Dünya’dan 15.000 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor


Olası Kaynaklar ve Hipotezler

  1. Magnetar veya Nötron Yıldızı: İçinde yoğun manyetik alan taşıyan ölü yıldız kalıntıları, daha önce X-ışını ve radyo darbeleri yayımlamıştı; ASKAP J1832−091 da bu kategoride değerlendiriliyor .

  2. Beyaz Cüce İkilisi: Bir beyaz cüce–nötron yıldızı ikilisinin etkileşiminden kaynaklanan periyodik sinyaller olasılığı üzerinde duruluyor.

  3. Bambaşka Bir Tür: Bilim insanları “henüz tanımlanmış en egzotik nesne” olabileceğini ve mevcut kuramları zorladığını vurguluyor .


Bilime Katkısı ve Gelecek Adımlar

  • Yeni Nesne Sınıfı: Bu tür uzun periyotlu radyo geçici (LPT) nesnelerden X-ışını gözlemi yapılan ilk örnek olması, astrofizikte yeni bir sınıflandırma doğurabilir .

  • Araştırma Planları: Uzun dönemli izleme ve çok dalgaboylu (multi-messenger) gözlemlerle sinyal kaynağının doğası netleştirilmeye çalışılacak.

  • Teknolojik İlerlemeler: Daha hassas teleskoplar ve yapay zekâ destekli sinyal analiz yöntemleri, benzer nesnelerin bulunma ihtimalini artıracak.


Sonuç

ASKAP J1832−091’in her 44 dakikada bir yayımladığı radyo ve X-ışını patlamaları, evrende hâlâ çözülmeyi bekleyen çok sayıda sırrın olduğuna işaret ediyor. Bilim insanları, bu keşfin hem gökbilim teorilerini test edecek hem de geleceğin teleskop tasarımlarına ilham verecek kilit bir adım olacağını düşünüyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Güneş enerjisiyle havadan su üreten akıllı sünger geliştirildi

Yayımlandı

üzerinde

Melbourne’deki RMIT Üniversitesi ile Çin’deki Zhejiang A&F Üniversitesi liderliğinde yürütülen ortak çalışmada, doğadan ilham alan yeni bir su toplama cihazı geliştirildi.

Sünger benzeri yapıya sahip olan cihaz, güneş ışığıyla çalışıyor, düşük nemli ortamlarda bile havadaki nemi emerek içme suyuna dönüştürebiliyor.

Cihaz, 5 ila 55 derece sıcaklık aralığında ve yüzde 30’dan yüzde 90’a kadar değişen nem oranlarında etkili şekilde çalışabiliyor.

BALSA AĞACI LİFLERİNDEN ÜRETİLDİ

Cihaz, doğal gözenekli yapısı sayesinde nemi emip saklayabilen balsa ağacı liflerinden üretildi. İçeriğinde ayrıca lityum klorür, demir oksit nanoparçacıkları ve karbon nanotüp katmanları bulunuyor. Sistemin içinde bir kubbe kapak, soğutma mekanizması, kirlilik önleyici tepsi ve güneş enerjili tetikleyici de yer alıyor.

Laboratuvar testlerinde, cihaz her gramında 2 mililitreye kadar su toplayabildi.

DOĞAL AFETLERDE SU İHTİYACI İÇİN KULLANILABİLİR

Baş araştırmacı Dr. Derek Hao cihazın acil durumlar, doğal afetler ve uzak bölgelerdeki su ihtiyacı için büyük potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Hao, cihazın kolay üretilebilmesinin, balsa ağacının ucuz ve biyolojik olarak çözünebilir olmasının seri üretimin önünü açtığını söyledi.

Endüstri ortaklarıyla pilot ölçekli üretim ve saha testleri için görüşmelerin sürdüğünü vurgulayan Hao, sistemin modüler versiyonlarıyla geniş çaplı kullanıma hazır hale gelebileceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Göklerdeki düello: İki galaksi arasındaki radyasyon savaşı

Yayımlandı

üzerinde

Astronomlar, evrenin erken dönemine ait iki galaksinin çarpışma sürecinde birbirine radyasyonla saldırdığı “kozmik düello”yu ilk kez doğrudan gözlemledi.

Avrupa Güney Gözlemevi’nin Şili’deki Çok Büyük Teleskopu (VLT) ve ALMA teleskop ağı kullanılarak yapılan gözlemlerde, araştırmacılar birbirine doğru saatte 1,8 milyon kilometre hızla yaklaşan iki galaksiyi izledi. Gözlemler yaklaşık 4 yıl boyunca sürdü.

Galaksilerden biri, merkezindeki kuasar aracılığıyla diğerine yoğun ultraviyole radyasyon gönderiyor. Bu ışınlar, karşı galaksinin yıldız oluşturan gaz bulutlarını dağıtarak yeni yıldızların doğumunu engelliyor.

Araştırmacılardan Pasquier Noterdaeme, bu olayı “kozmik bir düello”ya benzetti. Söz konusu iki galaksi, 11 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor.

Çalışma, çarpışan bu galaksilerin birleşerek daha büyük bir galaksiye dönüşme sürecinde olduğunu gösteriyor.

SÜPER KÜTLELİ KARA DELİK TARAFINDAN BESLENİYOR

Araştırma, evrenin yıldız oluşumunun zirvede olduğu “kozmik öğle vakti” olarak adlandırılan döneme dair önemli bilgiler sağladı.

“Saldıran” galakside yer alan kuasar, süper kütleli bir kara delik tarafından besleniyor. Kara deliğe çekilen gaz ve toz, milyonlarca dereceye kadar ısınıyor ve yoğun radyasyon üretiyor. Bu ışımalar, hedef galaksinin hidrojen moleküllerini parçalıyor ve yıldız oluşumunu durduruyor.

Araştırma ekibinden Sergei Balashev, bu etkinin teorik olarak bilindiğini fakat ilk kez doğrudan gözlemlendiğini belirtti.

Araştırmacılar ilk olarak bu kuasarı, binlerce düşük çözünürlüklü tayf arasında sıra dışı özellikleri sayesinde fark etti. Ancak ışığı çok güçlü olduğu için kuasarın ev sahibi galaksi dışındaki detayları tespit etmek zordu. ALMA’nın yüksek çözünürlüğü, yakınındaki ikinci galaksiyi görünür hale getirdi.

ASLINDA BİNLERCE IŞIK YILI UZAKTALAR

insanları, galaksilerin aslında binlerce ışık yılı uzaklıkta olduğunu tespit etti. Bu, ilk bakışta üst üste gözükmelerine rağmen çarpışmanın henüz erken aşamasında olduklarını gösterdi.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Dong-Woo Kim, galaksi birleşmelerinin evrenin erken döneminde çok daha sık yaşandığını kaydetti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar