Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

2025 Nobel Ekonomi Ödülü, “yaratıcı yıkım” teorisine verildi

Yayımlandı

üzerinde

Kraliyet Bilimler Akademisi, bu yılın Nobel Ekonomi Ödülü’nün, teknolojik yeniliğin uzun vadeli ekonomik büyümeye nasıl yön verdiğini ele alan öncü araştırmalarıyla Joel Mokyr, Philippe Aghion ve Peter Howitt arasında paylaştırıldığını duyurdu.

Bugün yapılan açıklamada, ödülün Northwestern Üniversitesinden Joel Mokyr’e, Collège de France ve Londra Ekonomi Okulu’ndan (LSE) Philippe Aghion’a ve Brown Üniversitesi’nden Peter Howitt’e verildiği belirtildi.

Akademiye göre, ödülün yarısı Mokyr’e “teknolojik ilerleme yoluyla sürdürülebilir büyümenin ön koşullarını tanımladığı” için, diğer yarısı ise Aghion ve Howitt’e “yaratıcı yıkım yoluyla sürdürülebilir büyüme kuramı” için verildi.

Resmi adı “Alfred Nobel Anısına İsveç Merkez Bankası Ekonomi Bilimleri Ödülü” olan ödülün değeri 11 milyon İsveç kronu (yaklaşık 50 milyon Türk Lirası).

CNN televizyonunun aktardığına göre akademi, ödül sahiplerinin “teknolojik ilerlemenin verimliliği nasıl artırdığını, piyasaları nasıl şekillendirdiğini ve toplumları zaman içinde nasıl dönüştürdüğünü daha derin biçimde kavramamıza katkı sunduklarını” vurguladı ve çalışmalarının hem iktisat teorisini hem de siyasi karar alma süreçlerini derinden etkilediğini vurguladı.

MOKYR, SANAYİ DEVRİMİ’NİN KÜLTÜREL KÖKENLERİNİ İNCELİYOR

Northwestern Üniversitesinin önde gelen iktisat tarihçilerinden Mokyr; fikirlerin, kurumların ve kültürel etkenlerin Sanayi Devrimi sırasında sürekli büyümeyi nasıl mümkün kıldığını ayrıntılı biçimde incelediği çalışmalarıyla tanındı.

Araştırmaları, bilgi ve yeniliğin refahın temel motorları olduğunu ortaya koyarak teknolojik ilerlemenin modern ekonomilere nasıl yerleştiğini ele aldı.

Bunun yanı sıra Mokyr, araştırmalarında Avrupa’daki Sanayi Devrimi’ni mümkün kılan kültürel ve entelektüel koşullara odaklandı ve bilimsel merak, teknolojik yaratıcılık ve kurumsal açıklığın nasıl etkileşime girerek kendi kendini besleyen bir ilerleme döngüsü oluşturduğunu ortaya koydu.

Tarih ile iktisat arasındaki köprüyü kuran çalışmalarında Mokyr, bazı toplumların neden diğerlerinden daha yenilikçi olabildiğine dair önemli iç görüler sunuyor.

“YARATICI YIKIM” MODELİNİN MİMARLARI

Ödüle layık görülen diğer iki isim de uzun süredir birlikte çalışan ve “yaratıcı yıkım” sürecine dayanan ve günümüzde “Schumpeteryen büyüme modeli” olarak bilinen teorik çerçeveyi geliştiren Aghion ve Howitt oldu.

Söz konusu model, eski teknolojilerin sürekli olarak yeni ve daha verimli olanlarla yer değiştirdiği süreci izah ediyor.

France24 kanalının haberine göre ikilinin 1992 tarihli modeli, bu süreci matematiksel biçimde formüle edilerek şirketlerin yenilik yapma güdülerinin rekabet, siyaset camiası ve kurumsal yapı tarafından nasıl şekillendiğini ortaya koydu.

İkilinin yaklaşımı, “yaratıcı yıkım” kavramını kapitalist kalkınmanın merkezine yerleştiren Avusturyalı iktisatçı Joseph Schumpeter’in çalışmalarını baz aldı.

Aghion ile Howitt, bu kavramı biçimsel hale getirerek yenilik politikası, piyasa düzenlemeleri ve fikri mülkiyet haklarının ekonomik performans üzerindeki etkilerini anlamak adına karar mercilerine güçlü araçlar kazandırdı.

Öte yandan akademi, bu bulguların çağdaş ekonomi politikası üzerinde “derin bir etki” yarattığını belirtti.

Bu çalışmaların eğitim, araştırma-geliştirme (AR-GE) yatırımları, rekabet politikası ve iklim yenilikleri gibi alanlardaki tartışmalara yön verdiği, ayrıca gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki eşitsizlik ve verimlilik kalıplarının incelenmesinde de kayda değer rol oynadığı ifade edildi.
Nobel Komitesi, “Ödül sahipleri bize sürdürülebilir büyümenin kendiliğinden ortaya çıkmadığını öğretti. Beşeriyet tarihinin büyük bölümünde ekonomik durgunluk, büyümeden daha yaygın olmuştur. Çalışmaları, büyümeyi tehdit eden unsurlara karşı uyanık olmamız gerektiğini gösteriyor” açıklamasını yaptı.

DİĞER DALLARDA NOBEL ÖDÜLLERİNİN SAHİPLERİ

Bu yılki ekonomi ödülü, tıp, fizik, kimya, edebiyat ve barış dallarındaki duyuruların ardından Nobel sezonunu tamamladı.

Fizyoloji veya Tıp Ödülü, bağışıklık sisteminin düzenlenme mekanizmalarını keşfettikleri için Mary E. Brunkow, Fred Ramsdell ve Shimon Sakaguchi’ye verildi.

Fizik Ödülü, kuantum mekaniği ve elektrik devreleri alanındaki öncü çalışmaları nedeniyle John Clarke, Michel Devoret ve John Martinis’e gitti.

Kimya Ödülünü, karbondioksit gibi gazları yakalayabilen metal-organik kafes malzemelerini geliştiren Susumu Kitagawa, Richard Robson ve Omar M. Yaghi paylaştı.

Edebiyat Ödülü, “çarpıcı ve vizyoner külliyatı” sayesinde Macar edebiyatçı László Krasznahorkai’ye verildi.

Nobel Barış Ödülü ise demokratik hakların güçlendirilmesi için “yorulmadan verdiği mücadele” dolayısıyla Venezuelalı muhalif lider María Corina Machado’ya takdim edildi.

EKONOMİ ÖDÜLÜNÜN GEÇMİŞİ

1968’de Merkez Bankası tarafından Alfred Nobel anısına kurulan Nobel Ekonomi Ödülü, Nobel’in vasiyetinde yer alan asıl ödüller arasında bulunmuyor.

İlk kez 1969’da ekonometrinin öncülerinden Ragnar Frisch ve Jan Tinbergen’e verilmişti. Geçen yıl ödül Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson’a verilmişti.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisine göre, söz konusu isimlerin araştırmaları “hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve sömürücü kurumların egemen olduğu toplumların neden büyüme ve kalkınma üretemediğini” ortaya koydu.

Bir önceki yıl ise Harvard Üniversitesinden Claudia Goldin, işgücü piyasalarındaki cinsiyet eşitsizliklerine ilişkin öncü analiziyle Nobel Ekonomi Ödülünü kazanan üçüncü kadın olmuştu.

Yıllar içinde Nobel Ekonomi Ödülü, neoliberal iktisadın kurucuları Milton Friedman, Paul Krugman ve ABD Merkez Bankasının eski başkanı Ben Bernanke gibi pek çok isme takdim edildi.

Bugüne kadarki en genç ödül sahibi 46 yaşında ödülü alan Esther Duflo olurken, en yaşlısı 90 yaşında ödüle layık görülen Leonid Hurwicz oldu.
Resmi Nobel Ödül Töreni, 10 Aralık’ta Stockholm’de yapılacak. Ödül sahipleri madalyalarını ve diplomalarını İsveç Kralı 16. Carl Gustaf’ın elinden alacak.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Papara’ya Dava Yoluyla Nefes: Mahkemeden Yürütmeyi Durdurma Kararı

Yayımlandı

üzerinde

Papara’ya Dava Yoluyla Nefes: Mahkemeden Yürütmeyi Durdurma Kararı

Haber Tarihi: 17 Aralık 2025 – Okuma Süresi: 3 dakika| saat:22:00

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yasa dışı bahis soruşturması kapsamında kayyım atanan ve ardından TCMB tarafından faaliyet izni iptal edilen Papara, Ankara’daki bir idare mahkemesinden olumlu bir karar aldı. Şirket, sistem altyapısını yeniden aktif hale getirmesinin ardından faaliyetlerine devam edeceğini açıkladı.

Mahkeme Sürecinin Gelişimi

Olayların hukuki kronolojisi şu şekilde gelişti:

· 27 Mayıs 2025: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, yasa dışı bahis soruşturması kapsamında Papara’ya kayyım atanmasına karar verdi.
· 30 Ekim 2025: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Papara Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet iznini iptal etti. Bu karar ertesi gün Resmi Gazete’de yayımlandı.
· 9 Aralık 2025: Papara’nın açtığı dava sonucunda Ankara 25. İdare Mahkemesi, TCMB’nin iptal kararına yönelik yürütmenin durdurulmasına hükmetti.
· 16 Aralık 2025: Papara, mahkeme kararını duyurarak faaliyetlerine devam edeceğini kamuoyuna açıkladı.

 Papara’nın Resmi Açıklaması

Şirketten yapılan yazılı açıklamanın satır başları şöyle:

· TCMB’nin 30 Ekim’deki iptal kararına karşı dava açıldı.
· Ankara 25. İdare Mahkemesi’nin 9 Aralık tarihli ara kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verildi.
· “Papara sistem ve altyapısının yeniden aktif hale getirilmesini takiben faaliyetlerine devam edecektir.”
· Servislerin yeniden açılma süreciyle ilgili gelişmeler şeffaflıkla paylaşılacak.
· Yasa dışı bahisle mücadelede sıkı kontrol ve denetimler sürdürülecek.

 Arka Plan ve Sürecin Başlangıcı

Papara’ya yönelik operasyon, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yasa dışı bahis soruşturması kapsamında Mayıs 2025’te başlamıştı. Soruşturmada, şirketin bu organize yapıların finansal işlemlerine aracılık ettiği ve para transferlerini kolaylaştırdığı iddia edilmişti. Bu iddiaların ardından şirkete kayyım atanmış, TCMB de denetim yetkisini kullanarak 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet iznini iptal etmişti.

 Uzman Görüşü ve Sektörel Etkileri

Finansal teknoloji ve hukuk alanındaki gözlemciler, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını değerlendiriyor. Bu kararın, bir elektronik para kuruluşunun idari bir karara karşı yargı yoluyla korunma hakkının bir yansıması olduğu belirtiliyor. Ancak, şirketin nihai durumunun, devam eden ceza soruşturmasının ve idare mahkemesindeki davaların esas inceleme sonucuna bağlı olacağı ifade ediliyor.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Vergi Borçluları Listesi Açıklandı: Devlete 1.5 Trilyon Lira Borç Birikti

Yayımlandı

üzerinde

Vergi Borçluları Listesi Açıklandı: Devlete 1.5 Trilyon Lira Borç Birikti

Tarih: 17 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 dakika 19:00

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), devlete 5 milyon lirayı aşan vergi borcu bulunan mükelleflerin listesini kamuoyuna açıkladı. Açıklanan verilere göre, 56 bin 86 mükellefin toplam 1 trilyon 507 milyar lira ödenmemiş vergi ve ceza borcu bulunuyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ uyarınca, belirli tutarın üzerinde vergi borcu bulunan kişi ve kuruluşların listesini duyurdu. Listeler, 1-15 Aralık tarihleri arasında vergi dairelerine asıldıktan sonra, 16 Aralık’tan itibaren kurumun internet sitesinde de yayımlandı.

 Borcun Boyutu ve Profili

Açıklanan listede yer alan 56 bin 86 mükellefin toplam borcu tam 1 trilyon 507 milyar liraya ulaştı. Borcun büyük kısmının, faaliyetini durdurmuş veya kaydı silinmiş “terk” durumundaki mükelleflere ait olduğu görülüyor.

· Mükellef Dağılımı: Listede yer alan 56 bin 86 mükellefin 12 bin 311’i gerçek kişi, 43 bin 775’i ise tüzel kişi (şirket) statüsünde.
· Faal/Terk Ayrımı: Bu mükelleflerden yalnızca 10 bin 926’sı faal durumda. Faal mükelleflerin toplam borç içindeki payı 263 milyar lira ile %17.4 seviyesinde kaldı. Buna karşılık, 45 bin 160 terk mükellefin borcu 1 trilyon 245 milyar lirayı buluyor.

 En Yüksek Borca Sahip İlk 10 Mükellef

Vadesi geçtiği halde ödenmemiş ve 5 milyon lirayı aşan borçlular listesinin ilk sıralarında genellikle büyük şirketler yer alıyor.

· Avrasya Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret AŞ – 7.7 milyar lira
· Turktab Tütün Mamülleri Pazarlama ve Dağıtım AŞ – 4 milyar lira
· Naksan Plastik ve Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ – 3.1 milyar lira
· Tokal İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi – 3.04 milyar lira
· Uluslararası Akaryakıt Dağıtım Ltd. Şti. – 2.9 milyar lira
· Medical Broker Sağlık ve Yazılım AŞ – 2.9 milyar lira
· Enkad İnşaat Metal ve Yapı Endüstri Mamül San. Tic. Ltd. Şti. – 2.8 milyar lira
· Bospet Petrol Ürünleri Ticaret AŞ – 2.7 milyar lira
· Murat Yavuz 1 İnşaat Malzemeleri Hafriyat Metal Kimya Madencilik Ltd. Şti. – 2.6 milyar lira
· K Kervan Yapı Orman Ürünleri Peyzaj ve Demir Çelik AŞ – 2.6 milyar lira

 İki Ayrı Liste ve Kesinleşen Tarhiyatlar

GİB tarafından iki ayrı liste yayımlandı. İlk liste, yukarıda da belirtildiği gibi, vadesi geçmiş ancak ödenmemiş borçları kapsıyor.

İkinci liste ise 1 Haziran 2024 – 31 Mayıs 2025 tarihleri arasında kesinleşen ve tutarı 5 milyon lirayı aşan tarhiyatları içeriyor. Bu listede 3 bin 840 mükellef bulunuyor ve bu mükelleflerin kesinleşen vergi ve cezalarının toplamı 106.5 milyar lira olarak açıklandı.

Kesinleşen tarhiyatlar listesinin başında ise 13.4 milyar liralık borçla Yüceler Orman Ürünleri Mobilya Yapı Malzemeleri Otomotiv Lojistik Ticaret Limited Şirketi yer alıyor.

 Geçen Yıla Göre Artış Dikkat Çekiyor

Açıklanan rakamlar, geçen yılın aynı dönemine göre önemli bir artışa işaret ediyor. 2024 yılı kasım ayında açıklanan listede, 36 bin 806 mükellefin toplam 914.9 milyar lira borcu olduğu bildirilmişti. Bu verilere göre, borçlu mükellef sayısı ve toplam borç tutarında yaklaşık bir yılda kayda değer bir yükseliş yaşandığı görülüyor.

 Vatandaşlar Listelere Nasıl Ulaşır?

Borçlular listesi, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde 30 Aralık 2025 tarihine kadar yayında kalacak. İlgilenen vatandaşlar ve kurumlar, GİB’in web adresini ziyaret ederek detaylı listelere ulaşabilirler.

Özetle, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı vergi borçluları listesi, devletin tahsil edilemeyen vergi alacağının boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Listenin büyük çoğunluğunu oluşturan terk mükelleflerin borcu, toplam tutarın %80’inden fazlasını oluşturuyor. Bu durum, kayıt dışı ekonomi ve tahsilat sorunlarıyla mücadele kapsamında bu tür şeffaflık uygulamalarının devam edeceğini gösteriyor.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Son dakika: Bakan Işıkhan’dan “asgari ücret” açıklaması

Yayımlandı

üzerinde

Son dakika: Bakan Işıkhan’dan “asgari ücret” açıklaması

Tarih / Saat: 16 Aralık 2025, 12:30 (İstanbul)
Okuma süresi: ~3 dakika

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, komisyonun ikinci toplantısının 18 Aralık 2025 Perşembe günü yapılacağını bildirdi. Bakan Işıkhan, sürecin “sosyal diyalog esaslı” yürütüleceğini ve çalışanların gelirlerinin korunmasının öncelik olduğunu vurguladı.

İlk toplantı 12 Aralık’ta gerçekleştirildi; bu oturumda özellikle işçi ve işveren taraflarının görüşleri alındı. TÜRK-İŞ, komisyondaki karar alma usulüne itiraz ederek ilk toplantıya katılmamış, önerisini kapalı zarfla bakanlığa iletmişti — konfederasyonun talep ve rakamları kamuoyunda tartışma yarattı. Bakan Işıkhan, bu tür talepleri değerlendirip taraflarla istişareyi sürdüreceklerini söyledi.

Detaylı değerlendirme  analiz)

  1. Masa aritmetiği: Komisyonun nihai kararı; işçi, işveren ve kamuoyu beklentilerinin kesiştiği noktada şekillenecek. TÜRK-İŞ’in kapalı zarftaki talebi ve DİSK/Türk-İş benzeri açıklamalar, talep tarafında baskı oluştururken, işveren temsilcilerinin sürdürülebilirlik ve istihdam üzerindeki endişeleri uzlaşma gereğini öne çıkarıyor.

  2. Makro dengeler: Bakan’ın vurgusu, sadece nominal artış değil, istihdam ve enflasyon-muhasebe kıstaslarını koruyan bir denge arayışına işaret ediyor. Bu, kısa vadede yüksek oranlı zam taleplerinin; orta vadede ise istihdam üzerindeki etkilerinin tartışılacağı anlamına geliyor.

  3. Ne takip edilmeli: 18 Aralık toplantısı tutanağı, taraf önerileri ve Maliye / Hazine değerlendirmeleri; ayrıca asgari ücret desteği kapsamı ve işveren yükünün nasıl dengeleneceği haberde takip edilmesi gereken başlıklar.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar