Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Yolsuzluk Soruşturmasında Kritik Gelişme: İş İnsanı Eyüp Subaşı’nın Savcılık İfadesi Ortaya Çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Eyüp Subaşı’nın 16–28 Mayıs 2025 tarihli savcılık ifadeleri ortaya çıktı: Kampanya reklam işleri, “cirodan %10 nakit” talebi ve 47 milyon TL baskı iddiaları.

Giriş

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmasında şüpheli iş insanı Eyüp Subaşı’nın 16 ve 28 Mayıs 2025 tarihlerinde verdiği savcılık ifadeleri gün yüzüne çıktı. Etkin pişmanlık kapsamında iki kez ifade veren Subaşı, kampanya reklam işleri, kasaya elden nakit aktarım ve baskı-direnç süreçlerine dair çarpıcı iddialarda bulundu


Eyüp Subaşı Kimdir?

  • Reklam ve inşaat sektörü odaklı faaliyet gösteren Panofect ve Reklamist gibi şirketlerin sahibi.

  • Soruşturma kapsamında, “örgüte üye olmak”, “rüşvet” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından tutuklanmış; etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak ev hapsi ve yurt dışı yasağı şartıyla tahliye edilmişti Milliyet.


2014’te Başlayan Tanışma ve İlk Teklif

  • Subaşı, 2014 yılında Fatih Keleş ile bir yemekte tanıştığını; 2019 belediye seçimlerinden iki ay önce Keleş’in kendisini arayarak, Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyasına yönelik baskı ve duvar reklam işlerini üstlenmesi teklifinde bulunduğunu anlattı .

  • Kabul ettiği teklifle birlikte, Beylikdüzü seçim ofisinde İmamoğlu ile tanıştırıldı; sonraki dönemde Beylikdüzü ve Büyükşehir dönemlerinde açık hava reklamları ve diğer kampanya materyallerini temin ettiğini belirtti


“Cirodan Yüzde 10” Rüşvet İddiası

  • Subaşı’nın ifadesine göre, 2019 seçimlerinden sonra üretim ihalesini kazanınca, Fatih Keleş’in bizzat “ciromun %10’unu nakit elden” talep ettiği yönünde.

  • İş insanı, bu şartı kabul ettiğini ve ödemelerin bir kısmını Kültür AŞ Genel Müdürü Serdal Taşkın’a yönlendirilerek gerçekleştirdiğini söyledi


Murat İlbak ve Dijital Mecralar Görüşmesi

  • 750 milyon TL’lik bir talepte bulunduğunu ileri sürdüğü Murat İlbak’ın ekibinden Olmayan teklifini geri çevirdiğini belirtti .

  • “Dijital mecralarda faaliyet gösteren reklam alanlarını Reklamist firmasına devretme sürecinden sonra” İlbak ve Ongun yakın temaslarının arttığını; ihalenin yıllık 65 milyon TL bedelle Reklamist tarafından alındığını ifade etti .


47 Milyon TL’lik Ecrimisil Baskısı

  • Subaşı, 2024’ün sonlarında Kağan Sürmegöz talimatıyla şirketi Panofect’e 47 milyon TL ecrimisil bedeli kesilerek “metrodaki reklam alanlarını devretmeye zorlanmak” istendiğini; baskıya rağmen alanları işletmeye devam ettiğini söyledi .

  • Bu iddia, soruşturma dosyasındaki “gaysri resmi para akışı” ve menfaat muradı şemalarının önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor


Hukuki Süreç ve Beklenen Gelişmeler

  • Subaşı’nın hem 16 Mayıs hem de 28 Mayıs 2025 tarihlerindeki ifadeleri savcılık dosyasına eklenmiş durumda

  • İlerleyen günlerde diğer şüphelilerle ek ifadelerin alınması ve kumpas iddialarının derinlemesine incelenmesi bekleniyor.

  • Savcılık, bu itiraf niteliğindeki beyanları değerlendirdikten sonra dava sürecinin seyrini netleştirecek.

Gündem

Yargıtay’dan Yıllık İzin Ücretinin Peşin Ödenmesi Hakkında Emsal Karar: İşçi Kıdem Tazminatı Yolunu Açtı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.06.2025 tarihli kararı, yıllık izne çıkan işçiye izin ücretinin peşin ödenmemesini haklı fesih sebebi saydı ve kıdem tazminatı hakkı tanıdı. İş Kanunu 57/1 uyarınca işverenlerin yükümlülükleri, işçinin hakları ve işverenlerin alması gereken önlemler, uzman görüşüyle detaylı olarak ele alınıyor.

Giriş

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte işyerlerinde yıllık izin kullanımları yoğunlaşmaya başladı. Türkiye’deki İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) yıllık izin dönemine ilişkin net düzenlemeler bulunmasına rağmen, pratikte bu hükümlerin tam olarak uygulanmadığı sıkça gözlemlenmektedir. İş Kanunu Madde 57/1’e göre, işveren; yıllık izne çıkan işçiye, izne ait ücretini ya peşin ödemek ya da avans olarak vermekle yükümlüdür. Ne var ki, uygulamada işverenler bu zorunluluğa uymaktan kaçınmakta, işçinin izne çıkarken ücretini alması gecikmektedir. İşçinin bu durumda sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkı doğmakta ve kıdem tazminatı talep edebilmektedir.

02 Haziran 2025 tarihinde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işverenin yıllık izin ücretini peşin ödememesi durumunu haklı fesih sebebi olarak kabul ederek emsal bir karar verdi. Bu karar, benzer sorunlar yaşayan pek çok çalışan için emsal niteliği taşıyor. Aşağıda, ilgili Yargıtay kararının detaylarını, İş Kanunu hükümlerini ve karardan doğan işçi ve işveren yükümlülüklerini ayrıntılarıyla inceleyeceğiz.


Yargıtay Kararının Özeti ve Dayanak Hukuki Düzenleme

Karar Bilgileri ve Konusu

  • Karar Makamı: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

  • Esas No: 2025/2024 E.

  • Karar No: 2025/2487 K.

  • Karar Tarihi: 02 Haziran 2025

  • Konusu: İşverenin, yıllık izne çıkacak işçinin izne ilişkin ücretini izne çıkmadan önce peşin veya avans şeklinde ödeme yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip kıdem tazminatına hak kazanabileceğine hükmedilmesi

İlgili Mevzuat

  • İş Kanunu Madde 57/1:
    “İşveren, yıllık izin dönemine giren işçiye, izin ücreti bir defada peşin ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.”

  • İş Kanunu Madde 24/II-(e) ve (f):

    • (e) bendi: “Ücretin zamanında ödenmemesi”

    • (f) bendi: “Çalışma şartlarına uyulmaması”

  • İş Kanunu Madde 26:
    “Haklı nedenle derhal fesih hakkı, feshe neden olan olayın öğrenildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde ve her hâlükârda fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.”

Madde 57/1’in mutlak-emredici nitelikte olması nedeniyle, işçinin ayrıca talepte bulunmasına gerek olmadığı vurgulanmıştır.


Yargıtay Kararının Gerekçesi ve İş’leyişi

  1. Peşin Ödeme Yükümlülüğü Kesindir:
    Yargıtay, Madde 57/1’in açık hükmüne atıf yaparak, işverenin izne çıkan işçiye izne ilişkin ücretini peşin olarak ödeme veya avans verme yükümlülüğünün “mutlak-emredici” olduğunu vurguladı. Dolayısıyla, işçinin bu hakkını ayrıca yazılı talep etmesine gerek olmadığı belirtildi.

  2. Haklı Fesih Kapsamı:

    • İşverenin peşin ödeme yükümlülüğüne uymaması, “ücretin zamanında ödenmemesi” başlığı altında değerlendirilerek İş Kanunu 24/II-(e) bendi kapsamında haklı fesih nedeni sayıldı.

    • Aynı fiil, “çalışma şartlarına uyulmaması” kapsamında da değerlendirilebilir ve 24/II-(f) bendi kapsamında yeniden haklı fesih gerekçesi oluşturabilir. Yargıtay, bu durumu ikili olarak ele alarak işçinin kıdem tazminatı talep etme hakkını onadı.

  3. Fesih Süreleri:
    Yargıtay, Madde 26 çerçevesinde;

    • “Haklı nedenle derhal fesih hakkı”nın, feshe yol açan durumun öğrenildiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde kullanılması gerektiğini;

    • Her hâlükârda, ücretin ödenmemesi fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde fesih hakkının kaybedileceğini hatırlattı.

  4. Kıdem Tazminatı Hakkı:
    İşçinin, ilgili sürelere uygun olarak fesih bildirimi yapması halinde, çalıştığı her bir yıl için kanunda öngörülen kıdem tazminatı tutarını talep etme hakkı doğmaktadır. Kararda; işçinin izine çıkmadan önce ücretini alamadığı için istifa etmesinin “haklı fesih” olduğu kabul edildi ve kıdem tazminatı hüküm altına alındı


Kararın İşçi ve İşveren Açısından Getirdiği Yenilikler

İşçi Açısından

  • Hakkını Kolayca Koruma İmkanı: Yargıtay kararı, işçinin ek bir talepte bulunmaksızın, izin ücretini zamanında alamadığı durumda haklı fesih yoluna gidebileceğini netleştirdi.

  • Fesih Sürelerine Dikkat: İşçi, fesih hakkını kullanırken “6 iş günü içinde” bildirim yapmayı, aksi halde sürenin geçeceğini bilmelidir.

  • Kıdem Tazminatı Talep Hakkı: İşçi, izne ilişkin ücretini almadığı için kıdem tazminatı talep etme hakkına sahip olur. Böylece, izne çıkmadan önce ücretinin zamanında ödenmemesi durumunda önemli bir mali güvence elde eder.

İşveren Açısından

  • Mevzuata Uyum Zorunluluğu: İşverenler, İK 57/1 yükümlülüğünü açıkça yerine getirmedikleri takdirde hem haklı feshe engel olamamakta hem de hukuki tazminat riskine girmektedir.

  • Risk Yönetimi ve İş Sürekliliği: İzine çıkacak her işçi için bordro ve muhasebe rutinleri önceden planlanmalı, “izne çıkmadan önce izin ücretinin ödenmesi” süreci standart hale getirilmeli.

  • İdari Yaptırım İhtimali: Sadece kıdem tazminatı talebi değil, aynı zamanda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın teftişlerinde “izne ilişkin ücretlerin zamanında ödenmemesi” sebebiyle idari para cezası uygulanabilir.


Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Adımlar

  1. Bordro ve Kayıt Düzeni Oluşturma:

    • İzin ücretlerinin “yıllık izin ücreti” olarak bordroya net şekilde yansıtılması.

    • İşçi izin formu, bordro, ödeme dekontu ve banka kayıtları gibi belgelerin eksiksiz arşivlenmesi.

    • Bu kayıtlar, olası bir fesih veya mahkeme sürecinde delil olarak işlev görecektir.

  2. İç Prosedürlerin Güncellenmesi:

    • İnsan Kaynakları ve Muhasebe departmanları, Madde 57/1 kapsamında “izin ücreti ödeme süreci”ni netleştiren yazılı talimat ve yönergeler hazırlamalıdır.

    • İzin talepleri alındığı anda, otomatik olarak bordro planlamasına işlenip izin ücreti ödemesi izne çıkış tarihinden önce tamamlanmalıdır.

  3. Çalışanları Bilgilendirme:

    • İş Kanunu’nda öngörülen haklar, işyeri içi duyurular veya e-bültenlerle çalışanlara hatırlatılmalıdır.

    • “Yıllık izin ücreti ödemesi” konusundaki gecikme veya aksamanın hukuki sonuçları, kısa bir bilgilendirme notuyla çalışanlarla paylaşılmalıdır.

  4. Yöneticilerin ve Muhasebecilerin Eğitilmesi:

    • İK ve bordro sorumluları, ilgili Yargıtay kararını içeren seminer veya online eğitimlerle bilgilendirilmelidir.

    • Bu sayede, “madde 57/1 ihlalinde oluşabilecek haklı fesih ve kıdem tazminatı yükümlülüğü” konusunda ortak farkındalık yaratılmış olur.


Uzman Görüşü

Uzman: Av. Muzaffer Yılmaz
Görüş Özeti:
“Bu karar, uzun süredir uygulamada aksayan bir noktayı netleştirmiştir. İş Kanunu’nun açık hükmüne rağmen ‘işçinin talep etmesi gerekir’ şeklindeki yanlış algı, mahkemece bertaraf edilmiştir. Artık işveren cephesinde, yıllık izin ödemelerini izne çıkmadan önce kesinlikle yerine getirme bilinci oluşacaktır. Çalışan ise, ücretini alamadığı takdirde kısa sürede hukuki yollara başvurarak hem haklı fesih yolunu kullanabilir hem de kıdem tazminatı talep edebilir. Bu kararla, emeğin korunması adına önemli bir adım atılmıştır.”

Sonuç ve Öneriler

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.06.2025 tarihli kararı, işverenlerin yıllık izin öncesi ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesini haklı fesih sebebi olarak değerlendirip kıdem tazminatı hakkı tanıdı. İşverenler için hem mali hem de itibar anlamında büyük bir risk oluşturan bu durum, pratik önlemlerle kolayca aşılabilir:

  1. Yıllık İzin Ücretlerinin Zamanında Ödenmesi: İzne çıkacak her işçinin izin ücretinin en geç izne çıkmadan önce bordroya ve banka ödemesine yansıtılması.

  2. Dokümantasyonun Titizlikle Tutulması: İzin talepleri, bordro dökümleri, ödeme dekontları ve ilgili yazışmaların düzenli şekilde saklanması.

  3. İç Süreçlerin ve Politika Belgelerinin Güncellenmesi: İş Kanunu 57/1 uyarınca, “izin ücreti peşin veya avans ödeme politikası”nın yazılı hale getirilmesi ve tüm çalışanlara duyurulması.

  4. Çalışan ve Yönetici Eğitimi: Departman bazlı bilgilendirmeler, iş hukuku seminerleri ve kısa eğitimlerle hem çalışan hakları hem de işveren yükümlülükleri netleştirilmeli.

Bu karar, iş hayatında “emek ve hak” dengesini korumak adına önemli bir gerekliliktir. Hem işçi hem işverenler, yürürlükteki hukuki düzenlemelere titizlikle uydukça, olası uyuşmazlıkların önüne geçilebilir ve iş barışı sağlanabilir.

Okumaya Devam Et

Gündem

Bakan Yerlikaya açıkladı: 4-6 Haziran arası ağır taşıtlara kısıtlama

Yayımlandı

üzerinde

‘na az bir süre kaldı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, A Haber’de bayramda trafik önlemlerine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Bakan Yerlikaya’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Kurban Bayramı yaklaştı, biz bakanlık olarak ülkemizin huzuru ve güvenliği için trafikteki güven ve huzur için çalışmalara başladık. Tedbirler uygulanıyor. 81 valiliğe talimatları gönderdik. Bayramda gidiş dönüşlerde pik dönem oluyor. Bayramlaşmalarda şehir merkezlerinde trafikte yoğunlaşma oluyor. Bütün tedbirleri riski ortadan kaldırmaya yönelik aldık. 69 bin civarında polis ve jandarmamız görevli olacak. 17 bin 645 ekip, 33 bin 943 personel yollarda olacak. Bin 485 emniyet ve jandarmadaki radarlarımızın hepsi iş başında. Vatandaşlarımıza ceza yazmak gibi derdimiz yok, tek derdimiz can kaybı yaralanma olmasın.

OTOBÜSLERDE İKİ YENİLİK

Şehirler arası otobüslerde iki yenilik yaptık. Daha önce gizli yolcu olarak yaptığımız denetimin faydalarını gördük ve bunu çok daha güçlü hale getirdik. 81 il terminallerinde hatta bazı büyük ilçe terminallerinde görevli arkadaşlarımız gizli yolcu gibi otobüslere biniyor ve seyahat ediyor. Burada sürücünün tutum ve davranışları takip ediliyor. Kurallara olan hassasiyeti kayıt altına alınıyor. Burada yolda bir uygulama olursa kendi arkadaşının denetimi nasıl yaptığını da denetliyor. Onu da kayıt altına alıyor. Bu yolculuğun sonunda kendisini karşılaması için oradaki ekibe haber veriyor ve yolculuğun sonunda kendini otobüste tanıtıyor.

“30 KİLOMETREDE BİR RADAR VAR”

30 kilometrede bir radar var. Otoyollarda 120 radarımız olacak. Bu radarlarla gece gündüz hız denetimini yapıyoruz. Havadan trafik denetimi de yapıyoruz. 37 ilde helikopter ile, 81 ilde ise drone’lu denetimdeyiz. Otobüs terminallerinde polis başmüfettişi görevlendirdik. Mobil radar ile gece gündüz hız denetimini yapıyoruz.

AĞIR TONAJLI TAŞITLARA KISITLAMA

4 Haziran Çarşamba saat 16.00 ile 6 Haziran Cuma saat 11.00’e kadar trafiği seyreltme açısından , çekici ve tanker cinsi araçlar belirlenen yollarda seyirlerine müsaade edilmeyecek. Yani ağır taşıtlara bu zaman aralığında bir kısıtlama olacak. Yaş sebze-meyve, süt ve süt ürünleri gibi malzeme taşıyan araçlar gibi bazı istisnai durumlar olacak. Onlara izin verilecek.

YAKA KAMERASI İLE KAYIT YAPILACAK

Vatandaşla güvenlik birimlerinden kim yüz yüze temasa geçiyorsa yaka kamerası ile kaydedilecek.”

Okumaya Devam Et

Gündem

Bayram namazı farz mı, kimler kılabilir?

Yayımlandı

üzerinde

İslâm âlimlerinin ittifakına göre kadınlar, cuma ve bayram namazlarıyla yükümlü değildirler (Semerkândî, Tuhfe, 1/161,165; Halîl, Muhtasar, 45, 47; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/167, 229; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/546). Bununla birlikte Hz. Peygamber (s.a.s.) kadınları bayram namazına katılmaya teşvik etmiştir (Buhârî, ʽÎdeyn, 15, 19, 21 [974, 979, 981]; el-Hac, 81 [1652]; Müslim, Salâtü’l-ʽîdeyn, 1-3, 10-12 [884-885, 890]). Bu itibarla kadınlar, şartların elverişli olması hâlinde cuma ve bayram namazlarına katılabilirler.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar