Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Yok böyle canilik! İki sokak köpeğini zehirleyip kaçtılar

Yayımlandı

üzerinde

Gümüşpala Mahallesi’ndeki Paşaeli Piknik Alanı’nda kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, sahipsiz ve hayvanseverlerle belediyenin verdiği mamalarla beslenen iki köpeği zehirledi.

Bir hayvansever tarafından can çekişirken bulunan köpeklerin durumu ekiplere bildirildi.

Asil ve Karaoğlan adlı köpekler parka gelen ekipler tarafından Avcılar Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’ne götürüldü.

Köpekler veterinerlerin müdahalesiyle sağlığına kavuştu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Fransa’da ‘Ölüm Doktoru’na Ömür Boyu Hapis: 30 Hastayı Zehirledi, 12’si Öldü

Yayımlandı

üzerinde

Fransa’da ‘Ölüm Doktoru’na Ömür Boyu Hapis: 30 Hastayı Zehirledi, 12’si Öldü

· 📅 Haber Tarihi: 18 Aralık 2025
· ⏱️ Okuma Süresi: 4 dakika| saat: 15:00

Fransa’nın doğusundaki Besançon kentinde, 2008-2017 yılları arasında 30 hastayı kasıtlı olarak zehirlemek ve 12 kişinin ölümüne neden olmaktan yargılanan anestezi uzmanı Dr. Frédéric Péchier, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Savcılık, Péchier’i “Fransa adli tarihinin en büyük suçlularından biri” ve “seri katil” olarak nitelendirdi

“Dr. Ölüm” Lakaplı Doktorun Korkunç Suçları Ortaya Çıktı

Fransa’da tıp dünyasını derinden sarsan ve “Besançon Zehirlenmeleri” olarak anılan davanın kararı açıklandı. 53 yaşındaki eski anestezi uzmanı Dr. Frédéric Péchier, meslektaşlarına zarar vermek ve kendi yeteneklerini göstermek amacıyla 12’si ölümle sonuçlanan 30 zehirleme vakasından suçlu bulundu.

Mahkeme salonunda “Hemen tutuklanacaksınız” ifadesiyle cezası açıklanan Péchier’in ifadesiz bir şekilde kararı dinlediği, aile üyelerinin ise gözyaşlarına boğulduğu bildirildi. Péchier’in avukatı karara itiraz edeceklerini duyurdu.

 Suçun Ayrıntıları ve Yöntem

· Zehirleme Yöntemi: Péchier’in, aralarında potasyum, lokal anestezikler, adrenalin ve hatta bir antikoagülanın da bulunduğu maddeleri, meslektaşlarının hastalarına bağlanacak serum torbalarına ve anestezi poşetlerine enjekte ettiği belirlendi.
· Amacı: Bu şekilde ameliyat masasındaki hastalarda kalp durması veya kanama gibi acil durumlar yarattığı, ardından “kurtarıcı” rolüyle müdahale ederek hem kendini göstermeyi hem de çatıştığı meslektaşlarını itibarsızlaştırmayı amaçladığı iddia edildi.
· Savcılığın Yorumu: Savcı Thérèse Brunisso duruşmada, Péchier’in bir doktor değil, “öldürmek için tıbbı kullanan bir suçlu” olduğunu söyledi. Savcı Christine de Curraize ise onu “son derece sapık” bir “seri katil” olarak tanımladı.

 Mağdurlar ve Hayatları Değişen Aileler

Péchier’in kurbanları 4 yaşındaki bir çocuktan 89 yaşındaki bir hastaya kadar geniş bir yelpazede yer aldı. Davada ifade veren mağdurlar ve aileleri, yaşadıkları travmayı anlattı.

4 Yaşındaki Teddy’nin Dramı:
2016’da rutin bir bademcik ameliyatı geçiren veameliyat sırasında iki kez kalbi duran Teddy, zehirlenmelerden sağ kurtulan en genç kurban. Artık 14 yaşında olan Teddy, mahkemeye gönderdiği yazılı ifadesinde, “Sadece dört yaşındayken, birisinin beni ve hayatımı sorun çıkarmak için kullandığını anlıyorum” dedi. Babası Hervé Hoerter Tarby ise, “Bize olanlar bir kabus. Tıbba güvendik ve ihanete uğramış hissediyoruz” diyerek isyanını dile getirdi.

Sandra Simard’ın Hayatı Nasıl Değişti:
2017’de sırt ameliyatı olan 36 yaşındaki Sandra Simard,ameliyat sırasında kalbi durduktan sonra beş gün komada kalmıştı. Mahkemede bastonla yürüyen Simard, “Tüm vücudum ağrıyor. Sanki yaşlı birinin bedeninde yaşıyorum” ifadelerini kullandı ve olayın kendisi üzerinde ömür boyu süren etkiler bıraktığını söyledi.

 Mahkeme Süreci ve Péchier’in Savunması

Üç aydan fazla süren duruşmalarda, 150’den fazla kişi ve kurum davaya müdahil olmuştu. Péchier, tüm duruşmalar boyunca suçlamaları reddetti ve mahkemeye, “Ben hiç kimseyi zehirlemedim… Ben bir zehirci değilim” şeklinde konuştu.

Ancak savunma ekibi, davadaki bir dönüm noktasında, Saint-Vincent kliniğindeki hastaları zehirleyen birinin var olduğunu kabul etmiş, ancak bu kişinin Péchier olmadığını iddia etmişti. Péchier daha önce, yaşanan ölüm ve komplikasyonları meslektaşlarının “tıbbi hataları”na bağlıyordu.

Sistem Neden Uyarı Sinyallerini Görmezden Geldi?

Olay, doktorun meslektaşları ve sağlık sistemi üzerinde de derin bir güven krizi yarattı. Mahkemede ifade veren eski meslektaşları, yıllar boyunca şüphelenmedikleri için derin bir pişmanlık ve üzüntü duyduklarını ifade etti.

Savcılar, Péchier’in “güç açlığını” gidermek ve kendi yetersizlik hissiyle başa çıkmak için bu yola başvurduğunu öne sürdü. Kurbanların avukatı Morgane Richard ise Péchier’in hastaları, meslektaşlarına saldırmak için “top mermisi, silah” olarak kullandığını söyledi.

Sonuç olarak, bu dava yalnızca bir doktorun suçlarına değil, aynı zamanda olağandışı vakalar karşısında sorgulama mekanizmalarının işleyişine dair ciddi soru işaretlerine de ışık tutmuş oldu.

Okumaya Devam Et

Gündem

Görücü Usulü Evlilik Vahşete Dönüştü: “Oğlunu Öldürdüm, Gel Cenazeni Götür”

Yayımlandı

üzerinde

Görücü Usulü Evlilik Vahşete Dönüştü: “Oğlunu Öldürdüm, Gel Cenazeni Götür”

18 Aralık 2025 – 13:51 | Son Güncelleme: 18.12.2025 – 14:00
Okuma Süresi:4 dakika

Burdur’un Bucak ilçesinde damadı Deniz Top’u tüfekle öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Ali Şengül’ün (64) ömür boyu hapis istemiyle yargılandığı dava başladı. Fotoğraf: Burdur, (DHA)

Aile içi şiddet zinciri, görücü usulüyle kurulan bir yuvada başlayan gerilimlerin nasıl trajediyle sonuçlanabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Burdur’da kayınpeder, damadını tüfekle öldürdü.

Burdur’un Bucak ilçesinde, 10 yıl önce görücü usülüyle kurulan bir evlilik, aile içi şiddet ve tehditlerin ardından cinayetle sonuçlandı. Damadını tüfekle öldüren kayınpeder Ali Şengül hakkındaki davanın ilk duruşması görüldü. Olay, 20 Ağustos’ta Fatih Mahallesi 1606’ncı Sokak’ta yaşandı.

Mahkeme salonundaki ifadeler, aile içi çatışmaların ve şiddet sarmalının boyutunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Tarafların anlatımları, olay öncesinde aylardır süren tehditler, uzaklaştırma kararları ve artan gerilimi gözler önüne serdi.

Davada Tarafların Çarpıcı İfadeleri

Duruşmada sanık Ali Şengül, maktulün babası Şeref Top, annesi Ümmahan Top ve eşi Hülya Top ifade verdi. Her bir tarafın savunması, olayın farklı yönlerini ve derinleşen aile dramını ortaya koydu.

Sanık Kayınpederin Savunması: “Kendimi Savundum”

Tutuklu sanık Ali Şengül savunmasında, damadı Deniz Top’un sorumluluklarını yerine getirmediğini öne sürdü:

· İş Istikrarsızlığı: “Belediyede işe başlattım, 10 gün çalıştı ayrıldı. Çimento fabrikasında 2 ay çalıştı bıraktı”.
· Maddi Sıkıntılar: Damadın ve babasının TIR alarak borçlandığını, kendisinin de onları kira derdinden kurtardığını belirtti.
· Tehditler ve Şiddet: “Kızıma ‘Sizi öldüreceğim’ dediği için uzaklaştırma kararı aldırdım. ‘Uzaklaştırmayı kaldırmazsanız sizi öldürürüm’ diye tehdit etti” ifadesini kullandı.
· Olay Günü: Damadın kendisine tüfekle saldırdığını, boğuşma sırasında tüfeğin eline geçtiğini ve korkutmak amacıyla ateş ettiğini iddia etti.

Maktulün Babasının Suçlaması: “Bilerek ve Tasarıyla Öldürdü”

Deniz Top’un babası Şeref Top ise sanığın savunmasını yalanlayarak çarpıcı ifadelerde bulundu:

· Önceden Planlanmış Cinayet: “Ali Şengül, oğlumu tasarlayarak öldürdü” dedi.
· Tehditlerin Kanıtı: Sanığın daha önce kendisine “Oğlunu öldüreceğim, buradan cenazesini götüreceksin” dediğini öne sürdü.
· Olay Sonrası: Cinayet işlendikten sonra Ali Şengül’ün telefonla arayarak “Oğlunu öldürdüm. Gel cenazeni götür” dediğini iddia etti.

Dul Kalan Eşin İtirafı: “Şiddet Vardı Ama Katlanıyordum”

Olayın en çarpıcı tanıklıklarından biri, maktulün eşi Hülya Top’tan geldi. 10 yıl önce görücü usulü evlendiklerini belirten Hülya Top, evliliklerinin ilk 5-6 yılının sorunsuz geçtiğini, ancak eşinin TIR almasıyla sorunların başladığını anlattı.

“Sürekli şiddet vardı ama katlanıyordum” diyen Hülya Top, eşinin işe gitmediği için cezalar aldığını ve uzaklaştırma kararı aldırdığını ifade etti. Kendisine yönelik “Uzaklaştırma kararını kaldırmazsan seni öldürürüm” tehditlerinde bulunulduğunu da mahkemede aktardı.

Görücü Usulü Evlilikler ve Toplumsal Gerçekler

Yaşanan bu trajik olay, geleneksel görücü usulü evliliklerin potansiyel risklerini bir kez daha gündeme getirdi. Görücülük, gelin ve damadın öncelikle aile üyeleri tarafından seçildiği bir evlilik türü olarak tanımlanıyor.

Türkiye’de aile yapısı üzerine yapılan araştırmalar, boşanmaların önemli nedenleri arasında aile bireylerinin evliliğe müdahalesinin (%40) ön sıralarda yer aldığını gösteriyor. Ayrıca, boşanma nedenleri arasında şiddetin de %34 gibi önemli bir orana sahip olduğu görülüyor.

Duruşma Sonrası Gelişmeler ve Yargı Süreci

Tanıkların dinlenmesinin ardından Burdur 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık Ali Şengül’ün tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

Olayın ardından gözaltına alınan Ali Şengül, “Kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı. İki çocuk babası Deniz Top’un cenazesi ise Ağlasun ilçesinde toprağa verilmişti.

Aile İçi Şiddet ve Hukuki Süreçler

Bu olay, aile içi şiddet vakalarında hukuki koruma mekanizmalarının önemini bir kez daha vurguladı. Mağdurenin uzaklaştırma kararı aldırmış olması, şiddet durumunda başvurulabilecek yasal yolların varlığını gösterse de, bu kararların uygulanması ve takibinin hayati önem taşıdığı gerçeğini de ortaya koydu.

Sonuç ve Toplumsal Yansımalar

Burdur’da yaşanan bu trajedi, geleneksel aile yapıları, evlilik kurumuna bakış ve aile içi çatışmaların yönetimi konularında derin düşüncelere yol açtı. Görücü usulü evlilikler gibi kültürel pratiklerin modern

Okumaya Devam Et

Gündem

İkinci Dalga Geldi: Yeni Ünlü Operasyonuyla Uyuşturucu Testi Efsaneleri Yeniden Gündemde

Yayımlandı

üzerinde

İkinci Dalga Geldi: Yeni Ünlü Operasyonuyla Uyuşturucu Testi Efsaneleri Yeniden Gündemde

Okuma Süresi: 4 dakika
Yayın Tarihi ve Saati:18 Aralık 2025, Çarşamba – 14:00

İSTANBUL, (FatihDoğanMedya) – Ekim ayında başlayan ve onlarca ünlüyü kapsayan uyuşturucu operasyonlarının ikinci büyük dalgası bugün gerçekleştirildi. İşlemlerin başlamasıyla birlikte, testlerin nasıl yanıltılabileceğine dair şehir efsaneleri de yeniden konuşuluyor.

Son Dakika Gelişmeleri:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla düzenlenen operasyonda,İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri 7 adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Operasyon kapsamında dört isim gözaltına alınırken, üç isim hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

Gözaltına Alınan İsimler:

· Şarkıcı Aleyna Tilki
· Sosyal medya fenomeni Danla Bilic
· Oyuncu İrem Sak
· Mümine Senna Yıldız (evinde yapılan aramada 5 gram esrar ve aparatı ele geçirildi)

Aranan İsimler:
Operasyon kapsamında adreslerinde bulunamayan oyuncuMelisa Döngel, şarkıcı Yusuf Güney ve Cihan Şenözlü‘yü arama çalışmaları devam ediyor.

Yakalama Kararı Çıkarılan İsimler:
Yurt dışında oldukları tespit edilenŞeyma Subaşı, Şevval Şahin ve Mert Vidinli hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

Operasyonların Geri Planı ve Önceki Sonuçlar

Bugünkü operasyon, Ekim 2025’te başlayan ve medya, sanat ve iş dünyasından onlarca kişiyi kapsayan geniş soruşturmanın bir parçası. İlk dalgada gözaltına alınan isimlerden alınan saç ve kan örneklerinin sonuçları geçtiğimiz haftalarda açıklanmaya başlamıştı.

Örneğin, eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ve spiker Ela Rümeysa Cebeci’nin testlerinin pozitif çıktığı bildirilmişti. Bir önceki operasyonda ise oyuncu Birce Akalay, Berrak Tüzünataç, Deren ve Derin Talu kardeşler gibi isimlerin saç testlerinde kokain tespit edildiği iddia edilmişti.

Uyuşturucu Testlerini Yanıltmak Mümkün Mü? Efsaneler ve Gerçekler

Operasyonlarla birlikte, uyuşturucu testlerini geçmenin yollarına dair kulaktan dolma bilgiler ve efsaneler de sosyal medyada yeniden yayılıyor. Ancak adli tıp uzmanları, bu yöntemlerin modern analizler karşısında işe yaramadığını ve hatta şüphe uyandırdığını belirtiyor.

İşte en yaygın efsaneler ve gerçekleri:

❌ Saç Boyatmak veya Kestirmek

· Efsane: Uyuşturucu metabolitleri sadece saçın dış kısmında bulunur; boyatınca veya kestirince kaybolur.
· Gerçek: Maddeler, saç kökünden itibaren saçın iç yapısına (korteks) işler. Boya sadece dış katmanı kaplar. Kesmek ise sadece geçmişi kısaltır; kökten yeni çıkan saçta madde izi taşınmaya devam eder.

❌ Bol Su veya Detoks İçeceği İçmek

· Efsane: Çok su içmek, idrardaki madde konsantrasyonunu seyrelterek negatif sonuç almayı sağlar.
· Gerçek: Tüm adli idrar testleri, numunenin geçerliliğini kontrol eder. Aşırı seyreltik idrar, “geçersiz numune” olarak reddedilir ve testin yenilenmesine yol açar.

❌ Başkasının Temiz Numunesini Kullanmak

· Efsane: Gözetimsiz testlerde başkasının idrarı veya saçı kullanılabilir.
· Gerçek: İdrar testlerinde numune anında sıcaklık kontrolünden geçer (32-38°C). Saç testlerinde ise mikroskobik incelemeyle saçın kime ait olduğu anlaşılabilir. Bu girişimler tespit edildiğinde sonuç geçersiz sayılır ve yasal sonuç doğurabilir.

❌ Tırnak Kesmek

· Efsane: Tırnaklarda da madde birikebileceği için kesmek fayda sağlar.
· Gerçek: Tırnak analizi, yaygın bir birincil test yöntemi değildir. Şüphe durumunda ve özel koşullarda kullanılabilen bir tekniktir. Saç ve idrar gibi standart numunelerde çıkan pozitif bir sonuç için tırnak kesmenin hiçbir etkisi yoktur.

Uzmanlar Uyarıyor: “Vücut Bir Kayıt Cihazı Gibi Çalışır”

Adli tıp alanında çalışan uzmanlar, vücudun uyuşturucu metabolitlerini saç, kan ve idrarda bir kayıt cihazı gibi sakladığını vurguluyor. Bu biyolojik kayıtları, evde uygulanan basit yöntemlerle silmenin bilimsel olarak mümkün olmadığını ifade ediyorlar. Üstelik bu tür manipülasyon girişimleri, laboratuvarlarda kolayca tespit edilebiliyor ve soruşturma sürecini daha da karmaşık hale getirebiliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar