Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Yerli uçan araba ön siparişte: Fiyatı belli oldu

Yayımlandı

üzerinde

AirCar ve Havacılık AŞ tarafından geliştirilen yerli iki kişilik uçan araba AirCar’ın 2027’de teslim edilecek 100 adedi için ön sipariş süreci başladı.

Bilişim Vadisi’nde 2020’den bu yana AR-GE çalışmalarını sürdüren AirCar Teknoloji ve Havacılık AŞ, geliştirdiği iki kişilik uçan arabanın ilk insanlı uçuş testini mayıs ayında başarıyla gerçekleştirdi.

Dünyada bu sınıfta insanlı uçuş gerçekleştiren sayılı firma arasında yer alan şirket, AirCar’ı resmi internet sitesi üzerinden ön siparişe açtı.

Sitede yer alan bilgilere göre, 2 yolcu kapasitesine sahip uçan araba, 15 dakikada hızlı şarj olabiliyor. 80 kilometre menzili bulunan AirCar, 130 kilometre/saat maksimum uçuş hızına ulaşabilecek.

Yüzde 100 elektrikli olan AirCar’ın 250 kilogram taşıma kapasitesi bulunuyor.

YAKLAŞIK FİYATI 99 BİN DOLAR

Yüzde 85 yerlilik oranıyla geliştirilen uçan arabanın ön siparişe açılan 100 adetlik kısmı 2027’de teslim edilecek.

AirCar’ın yaklaşık fiyatı, vergiler ve varış yeri ücretleri hariç 99 bin dolar olarak belirlendi. Sunulan AirCar Temel Paket’te, arıza durumunda otomatik olarak açılan balistik paraşüt, kaza önleme sistemi, 400V şarj cihazı yer alıyor.

Beyaz, kırmızı, gri, mavi ve siyah renk seçenekleri bulunan uçan araba için 2 yıl veya 500 uçuş saati (hangisi önce gerçekleşirse) garanti sunuluyor. 250 dolar ön ödeme ile 2027’deki teslimat için yer ayırtılabiliyor.

10 bin feet yüksekliğe kadar çıkabilecek olan AirCar, hafif spor uçağı (LSA) kategorisinde sertifikalandırılacak. Uçan arabayı kullanmak için LSA pilot lisansı almak gerekecek. İlk 1000 sipariş için AirCar, ücretsiz LSA lisans eğitimi sağlayacak.

AirCar Kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Eray Altunbozar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, AirCar’ı ön satışa açtıklarını belirterek, uçan araba için ilk rezervasyonun yapıldığını söyledi.

Binlerce kilometrelik bir yolculuğun bile tek bir adımla başladığını aktaran Altunbozar, “Şimdi büyük hedef 2027 yılına teslimleri gerçekleştirmek.” ifadesini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Titanik’in kardeşi Ege’de batmıştı: Türk hamamı gün yüzüne çıkarıldı

Yayımlandı

üzerinde

’ın Kea Adası açıklarında yaklaşık 120 metre derinliğe dalan 11 kişilik uluslararası bir ekip, Titanik’in kardeş gemisi Britannic’in batığını inceledi ve çok sayıda tarihi eşyayı gün yüzüne çıkardı.

Güçlü akıntılar ve düşük görüş koşullarına rağmen geminin çanını, iskele seyrüsefer lambasını, gemideki Türk hamamına ait seramik karoları, birinci sınıf yolcular için yapılmış gümüş kaplama tepsileri, ayrıca ikinci sınıf kamaralardan bir yolcuya ait dürbün ve porselen kabı su üstüne çıkarmayı başardılar.

LÜKS YOLCU GEMİSİYDİ

1914’te White Star Line tarafından lüks yolcu gemisi olarak denize indirilen Britannic, I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Kraliyet Donanması tarafından hastane gemisine dönüştürülmüştü.

Kasım 1916’da Lemnos Adası’na hasta taşırken Kea açıklarında bir Alman mayınına çarpmış ve bir saatten kısa sürede batmıştı. Bin 65 kişi arasından 30 kişi, hareket halindeki pervanelere kapılan iki filikanın parçalanması sonucu hayatını kaybetmişti.

KEŞİF NASIL YAPILDI?

Atina’nın 70 kilometre güneydoğusunda, derin ve dalgalı sularda bulunan batığın zorlu koşulları nedeniyle yalnızca uzman dalgıçların girmesine izin veriliyor. Kültür Bakanlığı onayıyla gerçekleştirilen bu son dalışta ekip, kapalı devre solunum cihazlarıyla bir hafta boyunca belirli objeleri hedef aldı. Ancak dar alanlar, kırılgan yapılar, akıntılar ve görüş kısıtlılığı nedeniyle tüm planlanan parçalar çıkarılamadı.

Su yüzüne çıkarılan her obje özel torbalara yerleştirildi, ardından koruma kaplarıyla sahile taşındı. Kea Polisi’nin gözetiminde muhafaza edilen eşyalar, daha sonra Atina’daki Sualtı Antikiteleri Dairesi laboratuvarlarına götürülerek temizlenmeye başlandı.

Hazırlıkların ardından bu eserler, Pire’de inşası süren Ulusal Sualtı Antikiteleri Müzesi’nde sergilenecek. Müzenin açılış koleksiyonunda Britannic’ten çıkarılan bu eşyalar, I. Dünya Savaşı temalı serginin merkezinde yer alacak.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Dünya’nın yerçekimindeki büyük anomalinin nedeni açığa çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Bilim insanları, 2007 yılında Atlantik Okyanusu’nun doğusunda Dünya’nın yerçekimi alanında kıta ölçeğinde bir anormallik yaşandığını ortaya çıkarmıştı.

Paris Kent Üniversitesi’nden jeofizikçi Charlotte Gaugne Gouranton’un öncülük ettiği bir ekibin yeni araştırmasına göre bu olağan dışı değişimin nedeni, Dünya’nın yaklaşık 3 bin kilometre derinliğinde büyük bir kütlenin yeniden dağılması.

Araştırmacılar bunun, mantonun alt sınırına yakın bölgede bulunan bridgmanit adlı mineralin yapısal faz değişiminden kaynaklandığını düşünüyor.

ARKASINDAKİ MEKANİZMA NE?

GRACE uydularının 2002-2017 yılları arasındaki verileri incelendiğinde, 2006-2008 arasında ve özellikle Ocak 2007’de 7 bin kilometrelik bir alana yayılan güçlü ve zayıf yerçekimi desenleri tespit edildi. Bu, kütlenin yalnızca eklenip çıkarılmadığını, yeniden dağıldığını gösteriyor.

Aynı dönemde bölgede Dünya’nın manyetik alanında da ani bir “jeomanyetik sıçrama” kaydedildi. Bu durumun, sıvı dış çekirdeğe yakın bölgelerdeki değişimlerle bağlantılı olabileceği değerlendiriliyor.

Bilim insanları, anomaliyi yüzey süreçleriyle açıklamayı denedi ancak ne yeraltı suyu hareketleri ne de okyanus akıntıları, ölçekte ve zamanlamada bu verilerle örtüşmedi. Gerekli su miktarının da fiziksel olarak imkânsız olacağı hesaplandı.

Ancak araştırmaya göre bridgmanit mineralinin “perovskit” kristal yapısından “post-perovskit” yapısına geçişi, yoğunlukta büyük değişikliklere yol açarak hızlı kütle kaymalarına sebep olmuş olabilir. Bu da hem yerçekimi alanındaki bozulmayı hem de manyetik alandaki ani değişimi açıklayabiliyor.

GİZEMLİ MALZEMELER

Bilim insanları ayrıca, çekirdek yakınında tespit edilen gizemli malzeme kütleleriyle bu olayın ilişkili olabileceğini belirtiyor.

Ancak söz konusu yorumların doğrulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.

Söz konusu çalışma, Geophysical Research Letters dergisinde yayımlandı.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Ay’da nükleer köy: 10 yıl içinde kurulacak

Yayımlandı

üzerinde

Avustralya’nın Sidney kentinde düzenlenen Uluslararası Kongresi’nde konuşan Başkanı Sean Duffy, ABD’nin uzay stratejisi başarıya ulaşması halinde önümüzdeki 10 yıl içinde Ay’da yaşamın sürdüğü bir “köy” kurulacağını açıkladı.

Duffy, ABD, Çin, Japonya, Hindistan, Avrupa ve Kanada uzay ajanslarının yöneticileriyle birlikte düzenlenen oturumda konuştu. Rusya’nın liste dışında olması dikkat çekerken, NASA Başkanı “Uzaya barış için geliyoruz. İnsanların topraklarını almak gibi bir işimiz olmadı” sözleriyle dolaylı bir göndermede bulundu.

NÜKLEERLE ÇALIŞAN BİR KÖY

NASA’nın önümüzdeki 10 yıldaki hedeflerini anlatan Duffy, “Ay’da yalnızca bir ileri üs değil, nükleer enerjiyle çalışan bir köy olacak. Ayrıca Mars’a insan göndermeye de çok yaklaşacağız” dedi.

Bu yılki kongrenin teması “Sürdürülebilir Uzay: Dayanıklı Dünya” olarak belirlendi. Duffy, NASA’nın sorumluluğunun uzayda insan yaşamını sürdürülebilir kılmak olduğunu vurgularken, diğer ajans başkanları daha çok Dünya odaklı mesajlar verdi.

“GEZEGENİN İYİLİĞİ”

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Direktörü Josef Ashbacher, ajansın Dünya gözlem uydularından elde ettiği verileri açıkça paylaştığını belirterek “Gezegenin iyiliği için çalışıyoruz” dedi.

Hindistan Uzay Araştırmaları Örgütü (ISRO) Başkanı V. Narayanan, gıda ve su kaynaklarının güvence altına alınmasını öncelik olarak açıkladı.
Kanada Uzay Ajansı Başkanı Lisa Campbell ise biyolojik çeşitlilik araştırmaları için 5 milyon Kanada doları ayırdıklarını duyurdu.

Çin Ulusal Uzay Ajansı (CNSA) Başkan Yardımcısı Zhigang Bian da ülkesinin 500 Dünya gözlem uydusu bulunduğunu ve BRICS ülkeleriyle ortak uydu takımyıldızına katıldığını açıkladı. Ayrıca Çin’in uzay çöplerini izleme, trafik yönetimi ve çarpışma uyarı sistemleri üzerinde çalıştığını, hatta aktif enkaz temizleme teknolojisi geliştirdiğini söyledi.

Japonya Uzay Ajansı (JAXA) Başkanı Yamakawa ise özel sektör şirketi Astroscale’in üç yıl içinde bir uyduyu yörüngeden indirebileceğini, ancak bu adımın uzay çöpü sorununu tek başına çözmeyeceğini vurguladı.

Yamakawa, Japonya ve Hindistan’ın birlikte yürüteceği LUPEX görevinin de yakında başlayacağını belirtti. Bu görevde Japon H3 roketi, 6 bin 800 kg’lık bir Hint iniş aracı ve 300 kg’lık Japon keşif aracını Ay’a taşıyacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar