Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Türkiye’nin Konuştuğu Olayda Yeni Gelişme: Kayınvalide ve Damat Tutuklandı!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
Türkiye’nin konuştuğu skandal olayda, damat adayı Cuma Doğan ile nişanlısının annesi Güldane Şahin arasındaki yasa dışı ilişki ortaya çıktı. Canlı yayında yaşanan gelişmeler ve tutuklama işlemleriyle ilgili tüm detaylar bu makalede.

Giriş

Türkiye gündemini derinden sarsan ve sosyal medyada geniş yankı uyandıran skandal olayda, 21 yaşındaki damat adayı Cuma Doğan ile nişanlısının annesi, 47 yaşındaki kayınvalide Güldane Şahin arasındaki yasa dışı ilişki, canlı yayın sırasında ortaya çıktı. Olayın ardından polis ekiplerinin müdahalesiyle her iki şahıs ‘nitelikli tehdit’ suçlaması kapsamında gözaltına alındı ve cezaevine gönderildi. Bu makalede, olayın tüm dinamikleri, iddialar, adli süreç ve kamuoyunun tepkileri ayrıntılı olarak incelenmektedir.

1. Olayın Arka Planı ve Gelişen Detaylar

Skandalın Sahnesi: Esra Erol Programı

Olay, ünlü televizyon programı “Esra Erol’da” sırasında seyirci önünde ortaya çıktı. Programda, engelli raporu bulunan genç fiancée Dilek Şahin, nişanlısı Cuma Doğan’ın kayınvalidesi Güldane Şahin ile olan ilişkisinden söz etti. Dilek, Cuma’nın bu yasak ilişkisinin yanı sıra kendisine yönelik şiddet ve tehdit uyguladığını iddia etti. Bu cesur açıklamalar, canlı yayında hemen dikkatleri üzerine çekti ve olay kısa sürede ülke gündeminin en önemli haberlerinden biri haline geldi.

İddialar ve Gelişen Belirtiler

Önceki haberlere göre;

  • Cuma Doğan: 21 yaşındaki damat adayı, asker kaçağı olduğu da öne sürülen Cuma’nın, nişanlısının annesi ile yasak ilişki yaşadığı ifade edildi.

  • Güldane Şahin: 47 yaşındaki kayınvalide olan Güldane’nin, Cuma ile olan ilişkide olduğu ve ilişkinin bir sonucu olarak 3 aylık hamile olduğu iddia edildi.

  • Dilek Şahin: İlişkiye maruz kalan ve yaşamı tehdit edilen engelli raporlu genç kız, olayın detaylarını programda izleyicilerle paylaştı.
    Bu iddialar, olayın boyutlarını genişleterek hem aile yapısını hem de toplumsal değerleri derinlemesine sorgulatmaya başladı.


2. Olayın Televizyon Programındaki Yansıması

Canlı Yayındaki Şok Edici Anlar

“Esra Erol’da” programı, olayın ortaya çıkmasıyla birlikte izleyicilerin ve sosyal medyanın yoğun ilgisini çekti. Program sırasında Dilek, Cuma ve Güldane’nin yaşadıkları psikolojik baskı, tehdit ve şiddet iddialarını gözler önüne sererken; polis ekipleri canlı yayına girerek müdahalede bulundu. Bu canlı yayındaki görüntüler, hem televizyon dünyasında hem de kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Sosyal Medya ve Kamuoyu Tepkileri

Olayın hemen ardından sosyal medya platformlarında hızla yayılan görsel ve video materyaller, kamuoyunun şok ve tepki mesajlarıyla dolmasına neden oldu. İzleyiciler arasında, aile değerlerinin ihlali, adaletin yerini bulması ve benzer olayların tekrar etmemesi yönündeki eleştiriler yoğunluk kazandı. Ayrıca, RTÜK tarafından ilgili programın yayın içeriğinin incelenmesine başlanması, yayıncılık dünyasında tartışmalara yol açtı.


3. Adli Süreç ve Tutuklama Gelişmeleri

Tutuklama İşlemleri ve Suçlamalar

Polis ekiplerinin program sırasında müdahale etmesiyle birlikte, Cuma Doğan ve Güldane Şahin ‘nitelikli tehdit’ suçlaması kapsamında gözaltına alındı. İddialara göre, Dilek’e yönelik uygulanan şiddet ve tehditlerin ciddi boyutlara ulaştığı, bu nedenle soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü belirtildi.
Ayrıca, Cuma Doğan’ın asker kaçağı olduğunun da ortaya çıkması, olayın hukuki ve kamuoyu açısından farklı boyutlar kazanmasına yol açtı. Her iki şüphelinin çıkarıldıkları mahkemede, olayın tüm yönleriyle değerlendirilmesi için adli sürecin devam ettiği bildirildi.

RTÜK İncelemesi

Olayın ardından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından “Esra Erol’da” programının aile yapısı, çocukların korunması ve toplumsal değerler açısından sorumluluk bilinci çerçevesinde yeniden gözden geçirilmesi amacıyla inceleme başlatıldı. Bu gelişme, hem yayıncılık alanında hem de toplumsal normların yeniden değerlendirilmesinde önemli bir adım olarak görülüyor.


4. Olayın Geleceği ve Yasal Süreç

Sürecin Devamı

Tutuklama işlemlerinin ardından, mahkemede görülecek olan dava süreci, olayın tüm yönlerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirileceği önemli bir dönem olarak öne çıkıyor. Yetkililer, soruşturmanın titizlikle yürütüleceğini ve benzer olayların önüne geçilmesi için yasal önlemlerin artırılacağını bildirdi.
Kamuoyunun yakından takip ettiği bu gelişmeler, aile içi şiddet ve toplumda kabul edilemez ilişkiler konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Beklentiler ve Öneriler

  • Adaletin Tesisi: Yasal sürecin titizlikle yürütülmesi, benzer olayların önlenmesinde emsal teşkil edecektir.

  • Toplumsal Hassasiyet: Aile değerlerinin korunması, çocukların ve gençlerin korunmasına yönelik daha sıkı denetimler ve yayın ilkelerine uyum sağlanması büyük önem taşımaktadır.

  • Medya Sorumluluğu: Yayın kuruluşlarının bu tür olayları sorumluluk bilinciyle ele alması, toplumsal değerlerin ve hukuk düzeninin korunmasına katkı sağlayacaktır.


Sonuç

Türkiye’nin gündemini sarsan bu skandal olay, aile yapılarının ve toplumsal normların ne denli hassas olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Canlı yayında izleyicilere yansıtılan şok edici görüntüler, adli sürecin şeffaf ve titiz bir şekilde işlemesinin gerekliliğini vurguladı. Cuma Doğan ve Güldane Şahin’in tutuklanması, hem yasal hem de etik boyutlarda toplumun yeniden düşünmesine neden olurken, medya kuruluşlarının yayın içeriklerine yönelik sorumlulukları tekrar gündeme getiriyor.
Gelişmeleri yakından takip etmek ve benzer olayların tekrar yaşanmaması adına alınacak önlemleri değerlendirmek, kamuoyunun ortak sorumluluğunda yer almaktadır.

Gündem

“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”

Yayımlandı

üzerinde

“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”

hazırlayan: Fatih Doğan

Gazze’ye dönen bir aile, buldozerlerle yıkılmış mezarlar ve çok az umutla karşılaşır.
Hiba ve Muhammed, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında çok acı çekmişlerdir ve geleceğe dair pek bir beklentileri yoktur.

Gazze Şehri – Hiba el-Yazji ve eşi Muhammed, son iki yıldır cehennem azabı çektiler ve geri döndüler. İsrail saldırılarında onlarca aile üyesini kaybettiler. Evleri yok oldu. Birçok kez yerlerinden edildiler. Ve şimdi, geleceğin kendilerine ve 10 yaşındaki kızları İman’a ne getireceğinden emin olmadan bekliyorlar.

Aile, Gazze ateşkesinin başlamasından birkaç gün sonra, ancak İsrail saldırılarının anlaşmayı çökertmekle tehdit etmesinden sadece bir gün önce, geçen Cumartesi günü Kuzey Gazze’ye geri döndü.

Hiba, çadırının yanında dağınık eşyalarını düzenlerken uzaktan gelen patlamaları duyduğunu ve savaşın geri dönüp dönmediğini merak ettiğini söyledi. Bu durum, aileyi muhtemelen güneye geri dönmeye ve savaş sırasında defalarca yaptıkları bir yolculuğu tekrarlamaya zorlayacaktı.

Hiba, günler sonra Al Jazeera’ya, ailesinin çadırının kurulu olduğu kum yığınının üzerine bir sandalye çekip otururken, “Dürüst olmak gerekirse artık hiçbir şey anlamıyoruz,” dedi.

Aile öldürüldü
İsrail’in geçen Pazar günü en az 42 kişiyi öldürdüğü şiddetli şiddet olaylarının ardından ateşkes büyük ölçüde sürdürüldü.

Ancak Hiba ve Muhammed son iki yılda o kadar çok acı çektiler ki, gelecekleri konusundaki belirsizlikleri anlaşılabilir.

Çift, savaş başladığında Kuzey Gazze’de kalmıştı. Ancak savaşın başlamasından iki aydan kısa bir süre sonra bu karar onlara pahalıya mal oldu.

“Bütün ailemi kaybettim: Babamı, annemi, tüm kardeşlerimi. Aynı zamanda kuzenim olan kocam da tüm ailesini kaybetti,” dedi. Gözleri yaşlarla doluyken, Mohammad sessizce yanında oturuyordu ve kendi gözleri kıpkırmızıydı.

3 Aralık 2023’te, Gazze Şehri’nin Şeyh Rıdvan semtindeki dört katlı aile evleri bombalandı. Bu ev, diğer bölgelerden gelen birkaç akrabanın da sığındığı evdi.

Hiba, Mohammad, kızları İman ve Hiba’nın küçük erkek kardeşi, enkazın altından hafif yaralı olarak çıkarılan tek kurtulanlardı.

Saldırıda, geniş ailelerinden 60 kişi hayatını kaybetti.

“Neredeyse tüm ailem yok oldu: annem, babam, altı kardeşim, eşleri ve çocukları. Eşimin ailesi de -anne babası, kardeşleri ve çocukları. Amcalarım ve ailelerinin hepsi öldürüldü,” dedi Mohammad.

Mohammad, anne babası, altı kardeşi, çocukları ve eşleri de dahil olmak üzere toplam 36 akrabasını kaybetti.

Hiba aynı grevde anne babasını, dört kardeşini ve iki yeğenini kaybetti.

 

Buldozerle yıkılmış mezarlar
Dışarıdan bakan biri için Hiba ve Muhammed’in yaşadığı kayıplar neredeyse akıl almaz. Savaş sona ermiş olsa bile, bu öylece geçip gidebilecekleri bir şey değil.

“Ölmek istiyordum,” dedi. “Kocam ve ben bir ağaçtan koparılmış dallar gibiyiz. Dayanılmaz bir acıyla yaşıyoruz. Keşke bir saldırı bizi de alsaydı. Hayatta kalmak bir ceza gibi.”

Eylül ayında, İsrail tankları yaklaşırken çift, güneye gitmek üzere Gazze Şehri’nden ayrıldı. Ancak bildikleri her şeyden uzakta, mülteci kamplarındaki hayatın dayanılmaz olduğunu gördüler.

Ateşkes nedeniyle İsrail’in Gazze Şehri’ne ilerlemesi durdurulunca geri dönmeye karar verdiler.

Ama hiçbir şey onları bulacakları şeye hazırlamamıştı.

Gazze’de emlak işleriyle tanınan ailesinden Muhammed, “Tüm aile evlerimiz yıkıldı, hatta yakın zamanda taşındığımız ev, eşimin ailesinin evi bile yok oldu. Arabalarımız, düğün salonu işletmemiz, hepsi yerle bir oldu,” dedi.

FatihDoganMedya

 

 

Okumaya Devam Et

Gündem

Donald Trump’tan Hamas’a 48 saatlik uyarı: “Esir cenazelerini geri verin, aksi halde diğer ülkeler harekete geçecek”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 26 Ekim 2025
Saat: 03:10 
Okuma süresi: ~4 dakika

Eski ABD Başkanı ve o günkü yetkili açıklamalarında etkin rol oynayan isim Donald Trump, Truth Social üzerinden paylaştığı mesajda Hamas’a 48 saatlik bir süre vererek elinde tuttuğu “ölü esir cenazelerini” iade etmesi gerektiğini; aksi hâlde “barış anlaşmasına taraf diğer ülkelerin harekete geçeceğini” söyledi. Trump, açıklamasında aralarında iki Amerikan vatandaşının cenazelerinin de bulunduğunu belirtti.

PALM BEACH, FLORIDA – DECEMBER 16: U.S. President-elect Donald Trump speaks at a news conference at Trump’s Mar-a-Lago resort on December 16, 2024 in Palm Beach, Florida. In a news conference that went over an hour, Trump announced that SoftBank will invest over $100 billion in projects in the United States including 100,000 artificial intelligence related jobs and then took questions on Syria, Israel, Ukraine, the economy, cabinet picks, and many other topics. (Photo by Andrew Harnik/Getty Images)


Başlık altı (lead)

Trump, Gazze-İsrail hattında sağlanan barış/ateşkes mutabakatının işlemesi için Hamas’ın kalan ölü esir cenazelerini derhal iade etmesini talep etti ve “48 saat içinde somut bir ilerleme” beklediğini vurguladı; aksi durumda anlaşmaya taraf ülkelerin adımlar atacağını belirtti.


Haber Detayı

Trump’ın mesajı ve platformu

Trump, söz konusu uyarıyı Truth Social hesabından yaptı; mesajında “Hamas, ölü esir cenazelerini hemen iade etmeye başlayacak; bazı cenazeler ulaşılması zor yerlerde olabilir ama birçoğunu hemen verebilirler” ifadelerini kullandı ve sürecin yakın takibinde olduğunu yazdı.

Neden bu talep önemli?

Son dönemde yürütülen ateşkes/ceasefire görüşmeleri kapsamında karşılıklılık esasına dayanan bir protokol üzerinde anlaşma sağlanmıştı: canlı esirlerin ve ölü cenazelerin iadesi, karşılığında belirli sayıda mahkûmun serbest bırakılması ve kademeli tavizler öngörülüyordu. Trump’ın açıklaması, bu takvimin aksaması halinde anlaşmanın işlemez hâle gelme riskine işaret ediyor.

“Diğer ülkeler harekete geçecek” iddiası

Trump, mesajında anlaşmaya taraf diğer ülkelerin—özellikle sürece arabuluculuk eden veya garantör pozisyonundaki ülkelerin—Hamas’ın işbirliği yapmaması hâlinde müdahaleye veya yaptırımlara yönelebileceğini ima etti. Haber ajansları ve bölge medyası, Trump’ın bu ifadelerini “uyarı/ultimatom” olarak değerlendirdi.

Sürecin mevcut durumu ve belirsizlikler

Bazı haber kaynaklarına göre (resmî kaynak açıklamaları ile karşılaştırıldığında), Gazze içindeki kaotik durum ve farklı silahlı grupların varlığı nedeniyle tüm cenazelerin hemen iade edilmesi lojistik ve güvenlik sorunları doğuruyor; buna rağmen Trump ve anlaşma ortakları geri dönüş bekliyor. Uzmanlar, zaman baskısının hem siyasi gerilimi tırmandırabileceği hem de tanımlama ve adli süreçleri zorlayabileceği uyarısında bulunuyo


Olası sonuçlar

  • Hamas’ın iade talimatına uyması: Ateşkes hattında güvenin güçlenmesi; esir aileleri için hızlı bir sonuç; anlaşma mekanizmalarının devreye girmesi.

  • Hamas’ın isteksiz veya gecikmeli yanıtı: Anlaşma ortaklarının yaptırım veya daha geniş diplomatik/askeri baskı araçlarını konuşmaya başlaması; bölgesel gerilimin tırmanması.


Bölge uzmanları, “48 saatlik baskının pratikte kısa” olduğunu; ancak siyaseten bir hareketlilik yaratma amacı taşıdığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tespit, adli inceleme ve kimliklendirme süreçlerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini; aksi hâlde insani ve hukuki problemlerin derinleşebileceğini vurguluyor.


Trump’ın 48 saatlik uyarısı, hem sahadaki insani drama hem de diplomatik sürecin kırılganlığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Önümüzdeki 48 saat içinde Hamas’tan somut bir iade adımı gelirse süreç rahatlayabilir; gelmezse bölgesel aktörlerin devreye girme ihtimali güçlenecektir.

Okumaya Devam Et

Gündem

İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı

Tarih: 26 Ekim 2025 — Saat: 01:13 (İstanbul).
Okuma süresi: ~2 dakika

İstanbul Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü’nün “sanal devriye” çalışmalarıyla elde edilen istihbarat doğrultusunda Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerinde 26 Ekim 2025 günü (00:01–23:59) süreyle her türlü açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, çadır/stand kurma, oturma eylemi, imza kampanyası, anma töreni, el ilanı dağıtımı ve pankart/afiş asma gibi etkinlikleri yasakladı. Kararda, olası provokatif eylemlerin önlenmesi ve kamu güvenliğinin sağlanması amaçlandığı belirtildi.


Haber Detayı

İstanbul Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü sanal devriye faaliyetleri kapsamında bazı grupların izinsiz toplanma, yürüyüş ve protesto hazırlığında olduğu tespit edildiği vurgulandı. Valilik, bu tespitler ışığında toplumun huzur ve güvenliğini korumak amacıyla geçici bir yasak kararı alındığını bildirdi.

Yasak kararının hukuki dayanakları olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddeleri gösterildi. Kararın belirtilen saatler arasında uygulanacağı ve ihlallerin ilgili mevzuat çerçevesinde işlem gerektireceği ifade edildi.

Valiliğin açıklaması ayrıca vatandaşlardan ve sivil toplum kuruluşlarından yasaklanan faaliyetlere uymaları, kamu düzenini zedeleyici davranışlardan kaçınmaları ve güvenlik güçlerine yardımcı olmaları yönünde çağrı içeriyor. Güvenlik makamları da sahada gerekli tedbirleri alacaklarını duyurdu.


Etkilenen ilçeler ve kapsam

  • Beyoğlu — açık alan toplantıları ve gösteriler yasak.

  • Bayrampaşa — aynı düzenlemeler geçerli.

  • Kağıthane — tüm açık etkinlikler 1 günlüğüne durdurul

  • Şişli — yürüyüş ve gösteri yasağı kapsamında.

Yasak, 26 Ekim 2025 günü saat 00:01’den 23:59’a kadar uygulanacak şekilde duyuruldu.


Vatandaşa kısa bilgilendirme

  • Yasak kapsamındaki etkinlikler duyurulduğu saatler içinde yapılmamalıdır.

  • Kamu düzenini bozacak herhangi bir toplanma güvenlik güçlerince engellenebilir ve yasal işlem başlatılabilir.

  • Vatandaşlar çevrelerindeki gelişmeleri resmi kaynaklardan takip etmeli; Valilik veya Emniyet’in ek duyuruları varsa onlara göre hareket etmelidir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar