Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Türkiye’nin İlk Yüzer Gaz Üretim Platformu Osman Gazi, İstanbul Boğazı’ndan Tarihi Geçişini Gerçekleştiriyor

Yayımlandı

üzerinde

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin ilk yüzer üretim platformu “Osman Gazi”nin Karadeniz’deki doğal gaz üretimini iki katına çıkaracağını bildirdi. Bakanlığın, X sosyal medya platformundan yapılan paylaşımda, “Yeni dönemin adı: Osman Gazi, Rota: Karadeniz, Hedef: Tam Bağımsız Türkiye! Türkiye’nin ilk yüzer üretim platformu Osman Gazi, Karadeniz’deki doğal gaz üretimimizi iki katına çıkaracak.” ifadesi kullanıldı. ( Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı – Anadolu Ajansı )

Açıklaması :
Türkiye’nin ilk FPU’su Osman Gazi, 11 saat süren İstanbul Boğazı geçişinin ardından Filyos Limanı’nda Karadeniz gaz üretimine başlamak üzere hazırlanıyor

Giriş

Türkiye’nin enerji tarihinde bir ilk olan yüzer doğal gaz üretim platformu (Floating Production Unit – FPU) Osman Gazi, 29 Mayıs 2025’te İstanbul Boğazı’ndan geçiş yaparak Karadeniz’e doğru yol aldı. Platform, İstanbul’un fethinin 572. yıl dönümünde Ahırkapı Demir Sahası’ndan hareket ederek yaklaşık 11 saatlik bir geçiş sürecinin ardından Dolmabahçe Sarayı önünden uğurlandı

Teknik Özellikler

  • Tip: FPSO benzeri FPU (Floating Production Unit)

  • Görev Süresi: İlk etapta 1 yıl boyunca Filyos Limanı’nda hazırlık, ardından 20 yıllık üretim dönemi .

  • Üretim Kapasitesi: Platform devreye alındığında Sakarya Gaz Sahası’ndaki günlük üretimi iki katına çıkararak 20–40 milyon m³/gün arasına yükseltmeyi hedefliyor. 2028 itibarıyla 40 milyon m³/gün üretim planlanıyor .

Boğaz Geçişi Detayları

Ahırkapı Demir Sahası’ndan 11:00’de çekmeye başlayan iki römorkör eşliğindeki Osman Gazi, boğazın dar ve trafikli noktalarında güvenlik önlemleriyle ilerledi. Geçiş sürecinde İstanbul Boğazı çift yönlü gemi trafiğine kapatıldı ve seyir güvenliği maksimize edildi. Tahmini varış saati öğleden sonra Dolmabahçe Sarayı önü olarak planlandı .

Stratejik ve Ekonomik Önemi

  • Enerji Bağımsızlığı: Yıllık 8 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayabilecek üretim kapasitesi ile Türkiye’nin enerji ithalatını azaltma hedefini doğrudan destekliyor .

  • Bölgesel Enerji Merkezi: Karadeniz gaz potansiyelinin işletilmesiyle Türkiye, bölgesel enerji koridorunda daha güçlü bir aktör haline gelecek .

Çevresel ve Güvenlik Önlemleri

Boğaz geçişi öncesinde ve sırasında;

  • Gemi Trafiği Kesintisi: Çift yönlü trafik geçici olarak durduruldu.

  • Deniz Trafik Kontrolü: Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından güvenli seyir koridoru belirlendi.

  • Çevresel İzleme: Geçiş güzergâhında su kirliliği ve akıntı değişimleri anlık izlenerek riskler minimize edildi .

Geleceğe Bakış

Osman Gazi platformu, Filyos Limanı’ndaki kurulum ve test sürecinin tamamlanmasının ardından yıl sonu itibarıyla tam kapasiteyle Karadeniz gaz sahalarında üretime başlayacak. 20 yıllık operasyon süresi boyunca Türkiye’nin doğalgaz arz güvenliğine ciddi katkı sağlaması bekleniyor

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Adana’da Dolmuş Şoförlerinden Özel Halk Otobüslerine Saldırı: Camlar Kırıldı, Şoför Darbedildi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Adana’nın Sarıçam ilçesinde 01 Haziran 2025 akşamında bazı dolmuş şoförleri, güzergahlarına yeni eklenen özel halk otobüslerine taş, sopa ve tabancayla saldırdı. Olayda otobüs camları kırılırken, bir şoför darbedildi. Olayın ayrıntıları ve son durum bu haberde.

Giriş

01 Haziran 2025 akşamı, Adana’nın Sarıçam ilçesinde, yeni toplu taşıma düzenlemesi ardından dolmuş şoförleri ile özel halk otobüsü şoförleri arasında tansiyon yükseldi. NTV’nin yayımladığı görüntülere göre; birkaç dolmuş şoförü, güzergahlarına dahil edilen özel halk otobüslerini hedef alarak taş, sopa ve tabanca kullandı. Saldırıda otobüs camları kırılırken, otobüs şoförlerinden biri darbedildi ve zor anlar yaşandı.


Olayın Gerçekleştiği Zaman ve Yer

  • Tarih ve Saat: 01 Haziran 2025, akşam saatleri (yaklaşık 20:30 civarı

  • Konum: Adana’nın Sarıçam ilçesi, Buruk güzergahı üzerinde bulunan bir akaryakıt istasyonu önü ve devamındaki ana yol güzergağı.

  • Olay Hatları: Dolmuş şoförlerinin yoğun tepki gösterdiği “Buruk hattı” kapsamında çalışan özel halk otobüsleri, gece vardiyaları için akaryakıt alan sırada saldırıya uğradı.


Saldırı Nasıl Gerçekleşti?

  1. Taş ve Sopa Saldırısı:
    Akaryakıt istasyonunda yakıt alan bir özel halk otobüsüne, orada bekleyen dolmuş şoförleri taş ve sopalarla saldırdı. Saldırıda otobüsün dış aksamı zarar görürken, camlara birden fazla taş isabet etti.

  2. Tabancayla Açılan Ateş:
    Olay anında bir dolmuş şoförünün yanında getirdiği tabancayı kullanarak otobüsün açık kapısına ateş ettiği belirlendi. NTV görüntülerinde, kurşun sesinin duyulduğu ve otobüs şoförünün büyük panik yaşadığı net şekilde görülüyor.

  3. Şoförün Darbedilmesi ve Ezilmeye Çalışılması:
    Otobüs şoförü, saldırganların elinden kurtulup otobüse binerek kaçmaya çalıştı. Bu sırada bir saldırganın tabancayla ateş ettiği, bir diğerinin ise otomobille şoförü ezmeye kalkıştığı görüldü. Şoför, kaçmaya çalışırken darp edilerek yaralandı

  4. Başka Bir Otobüse Saldırı:
    Olayın devamında, güzergah üzerindeki bir diğer özel halk otobüsünün önü, dolmuşla kesildi. Dolmuş şoförü eline aldığı kaldırım taşını otobüsün ön camına fırlatarak camı kırdı. Bu anlar otobüsün güvenlik kamerasına yansıdı.


Yaralı Şoför ve İlk Müdahale

  • Yaralanan Şoför:
    Olayda en az bir özel halk otobüsü şoförü darbedildi. Yaralı şoför, olay yerinde kanlar içinde kalırken çevredekiler ambulansı aradı. Ambulansa kadar şoföre yapılan ilk müdahale, bölgedeki vatandaşlar ve diğer otobüs şoförleri tarafından gerçekleştirildi. NTV’ye yansıyan görüntülerde, darbedilen şoförün bacağından yaralandığı ve koltuk değnekleriyle ambulansa götürüldüğü izleniyor.

  • Hastaneye Sevk:
    Yaralı şoför, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastane kaynakları, şoförün hayati tehlikesinin bulunmadığını ancak bacağındaki morluk ve darp izleri nedeniyle tedavisinin sürdürülmekte olduğunu açıkladı.


Emniyet ve Savcılık Soruşturması

  • Görgü Tanıkları ve Kamera Kayıtları:
    Olay anı, hem akaryakıt istasyonu güvenlik kamerasına hem de otobüsün kendi kamerasına yansıdı. Emniyet güçleri, bu görüntüler üzerinden olayın tüm safhalarını tespit etmeye çalışıyor.

  • Gözaltılar ve Tutuklamalar:
    Saldırıda rol oynayan bazı dolmuş şoförleri, kimlik tespitinin ardından gözaltına alındı. Özellikle tabancayla ateş edip otobüs şoförünü darbeden Gıyaseddin S. (26) ile kardeşi Veysel S. (25), emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

  • Soruşturma Kapsamındaki Suçlamalar:
    Cumhuriyet Savcılığı, “kasten yaralama, mala zarar verme, ruhsatsız silah taşıma ve mevcut silahla ateş etmeye teşebbüs” iddialarıyla soruşturmayı derinleştirdi. Şüphelilerin kullandığı araç plakaları, cep telefonu konum verileri ve kamera kayıtları tek tek inceleniyor.


Gerginliğin Kaynağı: “Güzergah Kavgası”

  1. Yeni Hat Düzenlemesi:
    Adana Büyükşehir Belediyesi, Mayıs 2025’te Buruk güzergahına ek hat noktaları belirleyerek özel halk otobüslerini de sisteme dahil etti. Bu değişiklikle birlikte dolmuş şoförleri, mevcut yolcu payının azalacağını ve gelir kaybına uğrayacaklarını savundu.

  2. Artan Rekabet:
    Dolmuş şoförleri, “daha az yolcu taşıyacakları” kaygısıyla hareket ederken; özel halk otobüsü şoförleri ise daha geniş araç kapasitesi ve daha düşük bilet ücretiyle yolcuya cazip geleceklerini düşünerek itirazsız çalışmaya devam etti. İki taraf arasında bu sebeple gerilim yükseldi.

  3. Denetim ve İzin Ücretleri:
    Dolmuş sürücüleri, belediyeye ödedikleri yol izin ücretinin özel halk otobüsü şoförlerine kıyasla daha yüksek olduğunu iddia ederken; belediye yetkilileri, her iki taşımacı grubuna da eşit muamele edildiğini belirtiyor. Bu noktadaki algı farkı da gerilimi artırdı.


Olay Sonrası Alınan Önlemler ve Öneriler

  1. Kameralı Denetim Noktalarının Güçlendirilmesi:
    Adana Emniyet Müdürlüğü, Sarıçam bölgesindeki MOBESE kameralarının koordinasyonunu artırarak, şüphelilerin kaçış güzergahlarını anbean izliyor. Ayrıca sivil ve çevik kuvvet ekipleri olay mahallinde devriye sayısını artırdı.

  2. Hat Düzenlemesinin Gözden Geçirilmesi:
    Adana Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı, dolmuş ve özel halk otobüsü temsilcileriyle acil toplantı düzenleyerek “güzergah paylaşım önceliği” ve “durak sayısı dengesi” konularında uzlaşı arıyor. Yeni düzenlemenin kademeli olarak devreye girmesi, taraflar arasında yüksek sesli anlaşmazlıkları azaltabilir.

  3. Şoför Eğitim ve Bilgilendirme Çalışmaları:
    Belediye ve Emniyet iş birliğiyle “trafikte şiddete son” temalı eğitim seminerleri başlatıldı. Dolmuş şoförleri ile özel halk otobüsü şoförleri, “iletişim teknikleri, kriz yönetimi ve yasal sorumluluklar” konularında bilgilendiriliyor.


Sonuç ve Gelecek Perspektifi

01 Haziran 2025’te Adana Sarıçam’da yaşanan bu üzücü olay, kent içi toplu taşımada “güzergah kavgası”nın şiddete dönüşebileceğini açıkça gösterdi. Özellikle dolmuş ve özel halk otobüsü şoförleri arasındaki rekabetin yasal sınırlar içinde değil de sokakta çözülmeye çalışılması, hem sürücü hem de yolcular için büyük risk oluşturuyor. Emniyet güçlerinin hızlı müdahalesi ve adli işlemler, benzer vakaların önüne geçmek açısından önemli bir adım.

Gelecek dönemde:

  • Belediyenin hat planlamasında şeffaflık arttıkça; tüm tarafların makul ölçüde memnuniyeti sağlanabilir.

  • Düzenli denetim ve caydırıcı cezalar, saldırgan tutumları minimize edecektir.

  • Toplu taşıma aktörleri arasında diyalog platformları oluşturulması, uzlaşmacı çözümlere zemin hazırlayacak ve Adana’da güvenli bir seyahat ortamı sunacaktır.

Okumaya Devam Et

Gündem

Gazze’de İsrail Saldırısı: Yardım Noktalarında 31 Şehit, 176 Yaralı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
27 Mayıs ve 1 Haziran 2025 tarihlerinde Gazze’nin Rafah bölgesindeki yardım dağıtım noktalarına düzenlenen İsrail saldırılarında, toplamda 31 Filistinli hayatını kaybetti, 176’sı ise yaralandı. Olayın ayrıntıları, uluslararası tepkiler ve insani kriz kapsamlı olarak ele alınıyor.

Giriş ve Olayın Özeti

27 Mayıs 2025’te başlayan ve 1 Haziran 2025’te zirveye ulaşan İsrail güçlerinin Gazze’nin Rafah kentine bağlı Tel al-Sultan bölgesindeki iki yardım dağıtım noktasına yaptığı saldırılarda 31 Filistinli sivil hayatını kaybetti, 176 kişi ise ağır yaralandı. Olay, Birleşmiş Milletler tarafından “Rafah yardım dağıtım katliamları” olarak tanımlanırken, Gazze’deki insani koşulların giderek kötüleştiğine dair endişeleri yeniden alevlendirdi


Saldırı Anının Ayrıntıları

  • Tarih ve Yer: 1 Haziran 2025, sabah saatleri; Rafah’ın Tel al-Sultan mahallesi, Gazze Şeridi.

  • Saldırının Gelişimi: Binlerce sivil, Birleşik Devletler destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (Gaza Humanitarian Foundation) tarafından kurulan yeni yardım dağıtım merkezine ekmek ve temel gıda maddesi almak üzere sabahın erken saatlerinde toplandı. O sırada İsrail askerlerinin ateş açtığı, tanıkların ifadelerine göre çevre binalardan ve askerin kontrol noktalarından yönelen mermi yağmurunun sivilleri vurduğu belirtildi.

  • Can Kayıpları ve Yaralılar: İlk değerlendirmelere göre 31 Filistinli yaşamını yitirdi, 176 kişi ise yaralandı. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin Rafah’daki saha hastanesine ulaşan yaralı sayısı ise 179’u buldu  Yaralıların çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyordu.


Olayın Öncesi: İnsani Yardım Koridorundaki Gerginlik

  • 11 Haftalık Abluka: Gazze Şeridi, Mart 2025’ten bu yana İsrail ablukası altındaydı. Bu süre zarfında insani yardım tırlarına izin verilmeyerek engellemeler yaşandı. BM raporlarına göre Gazze, “dünyanın en aç bölgesi” olarak nitelendirildi; yüz binlerce kişi yiyecek, ilaç ve yakıt kıtlığıyla mücadele etti

  • Görevlilerin Uyarıları: BM ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, Gazze’ye insani yardım akışının artırılması için sürekli uyarılarda bulundu. Ancak, yardım koridorlarının sınırlandırılması ve askeri operasyonların yoğunlaşması, sivillerin günlük yaşamını ve hayatta kalma imkanlarını ciddi şekilde tehdit etti.

  • Benzer Vakalar: 29 Şubat 2024’te El-Kuveyt Kavşağı’nda yardım almak için toplanan sivillerin hedef alındığı benzer saldırıda 112 kişi ölmüş, yaklaşık 760 kişi yaralanmıştı. İsrail tarafı ise olayın izdihamdan kaynaklandığını iddia etmiş, uluslararası tepkiler ise surenin sivillere yönelik orantısız güç kullanımı olduğunu vurgulamıştı  Bu bağlamda, 1 Haziran saldırısı, Gazze’de sivil hedeflere yönelik benzer operasyonların devamı niteliği taşıdı.


Uluslararası Tepkiler ve Hukuki Boyut

  • Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Kuruluşları: BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi, “sivillerin korunması” çağrısıyla saldırıyı kınadı ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirtti. Saldırı, uluslararası insani hukuka aykırı kabul edildi, “ayrım gözetme” ve “orantılılık” ilkeleri ihlal edildi .

  • ABD ve AB’den Açıklamalar: ABD Dışişleri Bakanlığı, Gazze’de insani koşulların kötüleşmesine dikkat çekerek, tarafların sivillere zarar vermemesi ve yardım koridorlarının açılması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi ise olayın “insanlık suçu” boyutuna dikkat çekerek derin endişesini paylaşt

  • Türkiye’nin Tutumu: Dışişleri Bakanlığı, Gazze’deki sivil ölümlerinin durdurulması çağrısında bulunarak, uluslararası toplumdan İsrail’e baskı yapmasını istedi. Türkiye ayrıca insani yardım koridorlarının güvenle işletilmesi için girişimlerini sürdürdüğünü açıkladı .


Gazze’deki İnsani Krizin Derinleşmesi

  • Ölüm ve Yaralı Sayıları: 7 Ekim 2023’ten bu yana süregelen çatışmalarda Gazze’de ölenlerin sayısı 54.000’i, yaralananlar 124.000’i aştı. Saldırılar sağlık merkezlerini, okulları ve altyapıyı hedef alırken; temiz su, gıda ve yakıt kıtlığı yaşandı

  • Avrupa Hastanesi Vuruldu: 13 Mayıs 2025’te Kent hayatındaki en büyük hastanelerden biri olan Gazze Avrupa Hastanesi’ne düzenlenen hava saldırısında en az 18 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırılar sağlık sistemini tamamen çökertirken, yaralıların tedavi imkanlarını neredeyse imkânsız hale getirdi

  • BM ve Sivil Toplum Çağrıları: UNICEF, Save the Children ve WHO gibi kuruluşlar, özellikle çocuklar için insani yardımın acilen artırılması, sağlık ve barınma koşullarının iyileştirilmesi çağrıları yaptı. Sağlık çalışanları, ilaç ve ekipman eksikliği nedeniyle yaralıların hastaneye kabul edilemediğini, “tedaviyi beklerken ölenlerin” sayısının arttığını söyledi .


Bölgedeki Güvenlik Krizi ve Siyasi Yansımalar

  • Hamas ve İsrail Arasında Müzakereler: 31 Mayıs 2025’te Hamas, ABD arabuluculuğunda teklif edilen geçici ateşkes anlaşmasını bazı ek taleplerle revize edip geri gönderdi. Anlaşma, 60 günlük ateşkes, bazı esir takasları ve insani yardıma erişim şartları içeriyordu. Ancak, bu süreçte yaşanan saldırılar barış umutlarını zedeledi .

  • İslami Cihad ve Diğer Grupların Tutumu: Hamas dışındaki Filistinli silahlı gruplar da İsrail’in ablukasını ve sivil hedeflere yönelik saldırılarını kınadı. Siyasi liderler, “Gazze’de toplu cezalandırma” olarak tanımlanan bu politikaların barış arayışlarını baltaladığını belirtti .

  • Bölgesel Etkiler: Lübnan ve Suriye sınırlarında da gerilim tırmanırken, İran’ın artan uranyum üretimi Batı’nın tepkisini çekti. İsrail’in bölgedeki tek taraflı saldırılarını sürdürmesi, Arap dünyasında sert tepkilere neden oldu .


Sonuç ve İnsani Yardımın Önemine Vurgu

Gazze’deki insani kriz, özellikle 27 Mayıs ve 1 Haziran saldırılarıyla derinleşti. 31 sivilin hayatını kaybettiği ve 176 kişinin yaralandığı bu olay, uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirilirken, bölgeye acilen insani yardım tırlarının güvenli bir şekilde ulaşması gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Çocuk, hasta ve yaşlıların bulunduğu bu yardım noktalarının vurulması, Gazze’deki sivillerin “insani koridor” haklarına yönelik ciddi bir ihlal oluşturuyor .

Uluslararası toplumun ve Türkiye’nin çabaları, sahadaki insani koşulları yumuşatmaya yönelik olsa da, sürmekte olan ablukalar ve askeri operasyonlar, sivil halkın temel ihtiyaç aksesini kısıtlamaya devam ediyor. Barış ve adalet adına, insani yardım koridorlarının güvence altına alınması, sivillerin korunması ve ateşkese yönelik samimi adımların atılması büyük bir aciliyet taşıyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Kadıköy’de Ev Hapsi Altındaki Zanlı, Silah Teşhiri Yüzünden Tutuklandı: Kolye Gaspı ve Sosyal Medya Skandalı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması: İstanbul Kadıköy’de kolye gaspı nedeniyle ev hapsine çarptırılan şüpheli, sosyal medyada silah gösterisi yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Olayın detayları ve hukuki süreci bu makalede bulabilirsiniz.

Olayın Kısa Özeti

Kadıköy’de bir kişinin kolyesini bıçak tehdidiyle gasbettiği iddiasıyla yargılanarak ev hapsi cezası verilen şüpheli, sosyal medya hesabından silah teşhiri yaparken polis tarafından yakalanıp tutuklandı. İlk dosyada “bıçakla gasp” suçundan dolayı ev hapsi alan S. Ö. (isim kısaltılmıştır), ev hapsi şartlarını ihlal ederek çevrimiçi platformlarda cezaevinden çıktıktan sonra yasadışı şekilde silah gösterimi yaptı.


1. Kolye Gaspı ve Ev Hapsi Kararı

  • Tarih ve Yer: İstanbul Kadıköy, 2025’in ilk çeyreği.

  • Suçun Niteliği: İddiaya göre S. Ö., yürüyen bir kişiye bıçak çekerek kıymetli bir kolyeyi zorla almıştı.

  • Yargılama Süreci: Kolluk kuvvetlerinin yürüttüğü soruşturma sonucunda zanlı gözaltına alındı. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından, “bıçakla korkutma ve nitelikli gasp” suçlamasıyla tutuklama talebi yükseltilmesine rağmen, mahkeme ev hapsi ve elektronik kelepçe uygulaması kararı verdi.

  • Ev Hapsi Şartları: Mahkeme, zanlının ikametgahından dışarı çıkmamasını şart koştu ve haftalık iki kez karakola giderek imza atmasını hükme bağladı. Ev hapsi kararının gerekçesinde, “tutukluluk gerektirmeyen ve delil karartma riski düşük” görüldüğü ifade edildi.


2. Sosyal Medyada Silah Teşhiri Kriterleri ve Örnekler

  • Genel Çerçeve: Türkiye’de son dönemde sosyal medya üzerinden silah fotoğrafı paylaşan veya silah kullanımı propagandası yapan birçok şüpheli hakkında operasyonlar düzenleniyor. Salt hatırlatmak gerekirse;

    • NTV Haber’e göre, İstanbul Emniyeti’nin farklı operasyonlarında 55 şüpheli gözaltına alındı ve 100’e yakın ruhsatsız silah ele geçirildi

    • Ankarabankanlı bir vaka kapsamında Eren B. isimli kişi canlı yayında silah gösterimi yaparken yakalanmış, evinde pompalı tüfek ve tabanca bulunmuş, ardından tutuklanmıştı .

  • Suç Unsuru: Silah teşhiri, TCK Madde 6133’e göre “ruh­satsız silah ve mermi satışı/teşhirine” ilişkin yasak dahilinde değerlendirilebiliyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, “kamu düzenini bozma” ve “silah kullanımını özendirme” gibi suç unsurları barındırıyor.


3. Şüphelinin Sosyal Medya Faaliyetleri

  • Hesap Tespiti: Polis, sanal devriye ve bilirkişiler eşliğinde S. Ö.’nün Instagram ve TikTok hesaplarını takibe aldı.

  • Paylaşımlar: Hesapta, yaklaşık 3 video ve 5 fotoğraf bulundu. Bu içeriklerde;

    1. Av Tüfeği Taşıma: Zanlı, ev hapsi kararını aldığı tarihten sonra, ev içerisinde üzerinde marka bilinmeyen bir av tüfeğiyle poz verdi.

    2. Pompalı Fotoğrafı: Elektronik kelepçe takılı olduğu halde, elinde pompalı tüfekle çekilmiş bir fotoğraf paylaştı.

    3. Sloganlı Paylaşım: “Ceza evine girdim ama korku bende değil” şeklinde yazılı bir görsel de dikkat çekti.

  • Delil Niteliği: Bu paylaşımlar, ev hapsi koşullarını ihlal etmekle kalmadı, aynı zamanda “ruhsatsız silah bulundurma” ve “silahı teşhir ederek korku salma” suçları kapsamında değerlendirildi.


4. Polis İncelemesi ve Yakalama Operasyonu

  • Takip Süreci: İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, sosyal medyadaki paylaşımları tespit edip, İçişleri Bakanlığı ve İl Emniyet Müdürlükleri ile koordineli şekilde çalışma başlattı.

  • İkamet Baskını: 25 Mayıs 2025 sabahı, Kadıköy’de şüphelinin evine polisler tarafından baskın düzenlendi.

    • Ele Geçirilenler: Aramada; 1 adet ruhsatsız av tüfeği, bir miktar fişek ve sosyal medya görüntülerinde kullanılan silaha ait olduğu değerlendirilen bir kılıf bulundu.

    • Gözaltı: Zanlı S. Ö., ev hapsi şartlarını açıkça çiğnediği ve ek suç unsuru oluşturduğu için gözaltına alındı.

  • Tutuklama Gerekçesi:

    1. Ev Hapsi İhlali: Kelimenin tam anlamıyla “evden çıkma yasağı” ve “aksi takdirde derhal tutuklama” şartlarını ihlal etmesi.

    2. Silah Teşhiri: Hem ruhsatsız silah bulundurma, hem de sosyal medya üzerinden silah göstererek toplumsal korku yaratma.

    3. Delil Karartma Riski: Hakkındaki paylaşımlar ve gizli tutulan silah nedeniyle kamuoyu üzerindeki etkisinin devamı ve suç delillerinin ortadan kaldırılması riski.


5. Hukuki Süreç ve Olası Cezai Yaptırımlar

  • Ek Suçlamalar: S. Ö. hakkında ek olarak “6133 sayılı Kanun’a muhalefet” ve “halkı silahla korkutma” suçlamaları yöneltildi.

  • Tutuklama Talebi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sulh ceza hâkimliğine “tutuklama” talebini sundu. Hakimlik, mevcut deliller ışığında “tutuklama” kararı vererek zanlının cezaevine sevkine hükmetti.

  • Bekleyen Duruşma: İlk duruşmanın Haziran 2025’te yapılması planlanıyor. Bu duruşmada:

    • Ara karar talepleri değerlendirilecek,

    • Savcılık soruşturmasının devamı ve ek deliller değerlendirilecek,

    • Zanlı savunmasını sunacak.

  • Muhtemel Cezai Yaptırımlar:

    • Bıçakla Gasp: 10–15 yıl hapis (TCK Madde 148). Ev hapsi devam eden dosyada bu suç bölümünün cezai sınırları tartışılacak.

    • Ruhsatsız Silah Taşıma ve Teşhir: 2–4 yıl arası hapis ve para cezası.

    • Ev Hapsi Şartlarına Aykırı Davranış: Ek ceza uygulanması olası; mevcut cezası uzatılabilir.


6. Kamuoyunun Tepkisi ve Sosyal Medya Yansımaları

  • Yerel Mahalle Halkı: Olay mahalline yakın bölge sakinleri, “Kadıköy’deki bu vakada ev hapsinin yeterli olmadığını düşünüyoruz” temalı tepkiler gösterdi. Emniyet’in bölgedeki devriyelerini artırması talep edildi.

  • Sosyal Medya Tartışmaları: Twitter ve Facebook’ta “Kadıköy ev hapsi skandalı” etiketi açıldı. Bir kısmı “henüz göstermelik paylaşımlar, medya abartıyor” derken, bir kısmı da “silahla korkutma, bir an önce ağırlaştırılmış müebbet şart” şeklinde sert ifadeler kullandı.

  • Hukukçuların Görüşü:

    • Av. Merve Aydın (Ceza Hukuku Uzmanı) oluşturduğu video analizinde, “Mahkeme, delil karartma riskine karşı tutuklama hükmü verebilirdi. Ev hapsi, her olayda yeterli olmuyor” değerlendirmesinde bulundu.

    • Av. Kerem Yıldız (İdare Hukuku) ise, “Sosyal medyada paylaşılan içerikler, kolluk kuvvetleri için ciddi bir delil kaynağıdır; adli merciler bunları mutlaka dikkate almalı” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar