Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Son Dakika: İran ile Gerilim Tırmanıyor! ABD’den Flaş İsrail Hamlesi

Yayımlandı

üzerinde

Güncelleme Tarihi: 06 Nisan 2025

Ortadoğu’da tansiyon bir kez daha yükselirken, ABD’den İsrail’e yapılan kritik hamle, İran ile yaşanan gerilimin daha da derinleştiğine işaret ediyor. Bölgedeki nükleer endişeler ve askeri stratejiler, uluslararası arenada geniş yankı uyandırıyor.

ABD’nin Stratejik Hamlesi: THAAD Transferi

ABD, İran ile yaşanan artan gerilim karşısında İsrail’e iki Patriot bataryasıyla birlikte gelişmiş bir THAAD (Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma Sistemi) hava savunma bataryası transfer etti. THAAD sistemi; yüksek irtifadaki balistik füzeleri etkisiz hale getirme kapasitesi ile dikkat çekerken, İsrail’in bölgedeki savunma stratejilerinde kilit bir rol oynuyor. Bu hamle, özellikle İran’ın nükleer programına yönelik endişeler ve olası askeri müdahalelerle ilgili olarak stratejik bir önlem olarak değerlendiriliyor.

İran’ın Tepkileri ve Müzakere Süreci

ABD Başkanı Donald Trump, Tahran’ın müzakereyi kabul etmemesi durumunda İran’ın nükleer tesislerine yönelik sert operasyonlar düzenleyebileceğini ifade etti. Buna karşılık, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD ile doğrudan müzakerelerin “anlamsız” olduğunu dile getirerek, taraflar arasındaki gerilimin siyasi dil üzerinden çözülmeyeceğini belirtti. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise ülkesinin, ABD ile eşit şartlarda müzakere edilebileceğini vurgulayarak, tehdit söylemlerine aldırış etmediğini ortaya koydu.

İsrail’in Bölgedeki Hamleleri

İsrail, uzun süredir İran’a yönelik çeşitli askeri hamleler gerçekleştirirken, son dönemde özellikle Gazze Şeridi ve çevresinde sivil hedeflere yönelik operasyonlarını artırdı. İsrail ordusunun, bölgedeki askeri varlığını güçlendirme çabaları, hem iç hem de dış politika açısından önemli sonuçlar doğuruyor. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, ABD ile görüşmeler kapsamında gümrük vergileri, Gazze’deki gelişmeler ve İran’ın nükleer programı konularını masaya yatırması, bu sürecin çok boyutlu bir diplomasi örneği olduğunu gösteriyor.

Bölgesel Gerilim ve Olası Senaryolar

Ortadoğu’daki son gelişmeler, sadece İran ve İsrail arasındaki gerilimi artırmakla kalmıyor; aynı zamanda ABD’nin bölgedeki stratejik tutumunu da yeniden gözler önüne seriyor. Uzmanlar, bu hamlelerin olası sonuçları hakkında şu noktalara dikkat çekiyor:

  • Askeri Denge: ABD’nin İsrail’e THAAD sistemi transferi, bölgedeki askeri dengeyi yeniden şekillendirebilir.

  • Diplomatik Gerilim: İran’ın tehdit söylemleri ve müzakereye kapalı tavrı, uluslararası arenada yeni bir krizin habercisi olabilir.

  • Sivil Güvenlik: İsrail’in bölgedeki operasyonları, özellikle Gazze’de artan sivil kayıpları ve zorla tahliyeler nedeniyle insani krizi derinleştirebilir.

Bu senaryolar, bölgesel çatışmaların geleceğini belirleyecek önemli faktörler olarak öne çıkıyor.

Uluslararası Tepkiler ve Diplomasi

ABD’nin, İsrail’in savunma kapasitesini güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği hamle, uluslararası toplumda karışık tepkilere neden oluyor. Bir yandan, bazı ülkeler bu adımı, İran’ın nükleer programına yönelik caydırıcı bir önlem olarak değerlendirirken; diğer yandan, bölgedeki tansiyonun daha da tırmanmasına yol açacağı endişesi dile getiriliyor. Özellikle Avrupa ve Orta Doğu’daki diplomatik çevreler, tarafların uzlaşıya varamaması halinde büyük çaplı bir askeri çatışmanın kaçınılmaz olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Sonuç ve Geleceğe Dair Beklentiler

Bölgedeki mevcut durum, sadece askeri hamlelerle sınırlı kalmayıp, diplomatik ve ekonomik alanlarda da derin etkiler yaratabilir. İran, ABD ve İsrail arasındaki bu üçlü gerilim, uluslararası arenada yeni dengelerin kurulmasına neden olabilir. Uzmanlar, tarafların müzakere masasına oturmasının, sert tehdit söylemlerinin ötesinde yapıcı adımların atılmasının şart olduğunu belirtiyor.

Özetle:

  • ABD’nin hamlesi, İsrail’in savunmasını güçlendirirken, İran ile ilişkilerde yeni bir gerilimin fitilini ateşleyebilir.

  • İran’ın ret ve tehdit söylemleri, doğrudan askeri çatışma ihtimalini artırsa da, uluslararası baskılar sayesinde taraflar arasında daha kontrollü bir gerilim yönetimi bekleniyor.

  • İsrail’in operasyonları, bölgedeki insani ve politik krizleri derinleştirirken, diplomatik arenada da yeni tartışmaları beraberinde getirebilir.

Gelişmeler yakından takip ediliyor ve uluslararası basın, bölgedeki olayların seyrine dair anlık değerlendirmeler sunmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ABD’deki korkutan olay: Kuduzlu kokarcadan böbrek nakline, hayatını kaybetti

Yayımlandı

üzerinde

ABD’deki korkutan olay: Kuduzlu kokarcadan böbrek nakline, hayatını kaybetti

HABER | 11 Aralık 2025, Perşembe – 00:30| Okuma Süresi: 3 dk

ABD’de gerçekleşen son derece nadir ve trajik bir tıbbi vaka, organ nakli güvenliği konusunda yeni tartışmaları ve uyarıları beraberinde getirdi. Michigan’da böbrek nakli olan bir hasta, ameliyattan haftalar sonra kuduz nedeniyle hayatını kaybetti. Yapılan araştırmalar, ölümcül virüsün kaynağının, organı bağışlayan ve bir kokarca tarafından tırmalanan donör olduğunu ortaya koydu.

Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), bu olayın, ülkede organ nakli yoluyla bulaşan ve 1978’den bu yana kayıtlara geçen dördüncü kuduz vakası olduğunu açıkladı. Vaka, potansiyel risk taşıyan donörlerin taranmasındaki mevcut protokollere dair önemli soru işaretleri doğurdu.

Vakanın Acıklı Seyri: Kediyi Kurtarmak İsterken Başlayan Zincir

Olay, Ekim 2024 sonlarında Idaho eyaletinde başladı. Organ bağışçısı olan erkek, yavru bir kediyi korumaya çalışırken bir kokarca tarafından tırmalandı. Yaklaşık beş hafta sonra, Aralık 2024 başında, aynı kişi evinde bilinci kapalı halde bulunarak hastaneye kaldırıldı.

· Hastaneye kaldırıldığı sırada kişide yutma güçlüğü, halüsinasyonlar ve yürüme bozukluğu gibi nörolojik belirtiler görülüyordu.
· Ancak bu belirtiler kuduzla ilişkilendirilmedi ve beyin ölümü gerçekleşen donörün kalbi, akciğerleri, böbrekleri ve korneaları bağış için alındı.

Bağışlanan böbreklerden biri, Michigan’da yaşayan ve Aralık 2024’te Ohio’da nakil ameliyatı olan bir hastaya takıldı.

Nakil Sonrası Ölümcül Bulgular Ortaya Çıktı

Böbrek naklinden yaklaşık beş hafta sonra, alıcı hastada ciddi semptomlar baş gösterdi.

Hastada Görülen Belirtiler:

· Titreme ve kontrol edilemeyen kasılmalar
· Bacaklarda ilerleyici güçsüzlük
· Bilinç bulanıklığı ve konfüzyon hali
· İdrar kaçırma

Durumu hızla kötüleşen hasta, hastaneye kaldırılarak solunum cihazına bağlandı ancak kurtarılamadı. Yapılan testler ve otopsi, ölüm nedeninin kuduz olduğunu kesinleştirdi.

Gizem Çözüldü: Virüsün Kaynağı Bağışlanan Böbrekti

Hastanın bilinen bir hayvan teması öyküsü olmaması, araştırmacıların dikkatini tekrar donöre çevirdi.

· İlk testlerde, donörün saklanan kan örnekleri kuduz antikorları açısından negatif çıkmıştı.
· Ancak, nakledilen böbrekten alınan doku örneğinin (biyopsi) yeniden incelenmesiyle, dokuda kuduz virüsü RNA’sı tespit edildi.
· Yapılan genetik analiz, virüsün, yarasa kaynaklı bir kuduz suşu olduğunu gösterdi. Bu bulgu, enfeksiyon kaynağının kesinlikle nakledilen organ olduğunu kanıtladı.

Diğer Alıcılar İçin Acil Önlem Alındı

CDC ve sağlık yetkilileri, aynı donörden organ veya doku alan diğer kişileri hızla tespit etmek için harekete geçti.

· Donörün kalp ve akciğerleri bir araştırma merkezinde kullanıldığı için risk oluşturmadı.
· Ancak aynı kişiden üç farklı hastaya kornea nakli yapıldığı belirlendi.
· Bu hastalara derhal müdahale edildi; nakledilen kornealar çıkarıldı ve hepsine koruyucu kuduz aşısı ile immünglobulin tedavisi (temas sonrası profilaksi) başlandı.
· Toplamda, donör ve böbrek alıcısıyla temas eden 357 kişi değerlendirildi ve 46’sına koruyucu tedavi önerildi.

Tıp Dünyasında Sistem Eleştirisi: “Daha Güçlü Rehberlik Gerekli”

CDC, yayınladığı raporda, bu trajik vakanın, organ nakli sistemindeki bir açığı gözler önüne serdiğini vurguladı.

· Donörün kokarca teması öyküsü, bağış öncesi risk değerlendirme görüşmesinde kayda geçmişti. Ancak, bu bilgi “test edilmesi gereken bir risk faktörü” olarak değerlendirilmedi.
· Organlarda kuduz testi rutin olarak yapılmıyor. Belirtilerin haftalar, hatta aylar sonra ortaya çıkabilmesi ve akut ensefalopati (beyin iltihabı) bulguları olan donörlerde dikkatli olunması gerektiği belirtildi.

CDC, özellikle son bir yıl içinde kuduz riski taşıyan bir hayvan tarafından ısırılan veya tırmalanan potansiyel donörlerde, nakil ekiplerinin kamu sağlığı yetkilileriyle daha sıkı işbirliği yapması ve riski agresif bir şekilde değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kuduz Hakkında Kritik Bilgiler

· Bulaş Yolu: Enfekte hayvanın tükürüğünün, çoğunlukla ısırık veya tırmalama yoluyla açık yara ya da mukoza ile temas etmesiyle bulaşır.
· Ölüm Oranı: Belirtiler ortaya çıktıktan sonra tedavi şansı neredeyse yoktur ve neredeyse her zaman ölümcüldür. Tıp tarihinde belirtiler başladıktan sonra kurtulabilen 50’den az kişi bulunmaktadır.
· Korunma: Isırık veya tırmalama sonrası derhal yaranın sabunlu su ile yıkanması ve en kısa sürede kuduz aşısı ve immünglobulin tedavisine başlanması hayat kurtarıcıdır.

Okumaya Devam Et

Gündem

SON DAKİKA — Mehmet Akif Ersoy ve 3 kişiye tutuklama talebi

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA — Mehmet Akif Ersoy ve 3 kişiye tutuklama talebi

İstanbul — 11 Aralık 2025, 00:15 (İstanbul) • Okuma süresi: 2 dk

stanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski Habertürk yöneticisi Mehmet Akif Ersoy’un da aralarında bulunduğu 4 şüpheli için savcılık tutuklama talebinde bulundu.

İstanbul Cumhuriyetaşsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince düzenlenen operasyonda gazeteci Mehmet Akif Ersoy ile birlikte çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltındaki şüphelilerin savcılıktaki işlemleri tamamlandı; Ersoy ve üç kişi tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

Soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen isimler arasında yer alan bazı şüpheliler için adli kontrol hükümleri istendi, bazıları ise serbest bırakıldı. Savcılık, şüpheliler hakkında “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak”, “bulundurmak” veya “kullanılmasına yer ve imkan sağlamak” başlıklı suçlamalar kapsamında işlem yaptığını belirtti.

Operasyon sonrası Habertürk yönetimi, soruşturmanın selameti için Mehmet Akif Ersoy’u görevinden uzaklaştırdığını açıkladı; kamuda ve medyada geniş yankı uyandıran gelişme, gece boyunca çeşitli yayın kuruluşlarının gündemindeydi.

Adliyede yürütülen işlemler ve savcılığın talebi sonrası dört şüpheli için tutuklama istemi, diğer isimler için adli kontrol koşullarıyla serbest bırakılma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Sulh ceza hakimliğinin kararının beklenildiği öğrenildi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Doğum izni 24 haftaya çıkıyor! İşte Bakanlıktan beklenen kritik adım

Yayımlandı

üzerinde

Doğum izni 24 haftaya çıkıyor! İşte Bakanlıktan beklenen kritik adım

 Tarih: 10 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 dakika|saat: 23:00

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan, çalışan ailelere yönelik dev bir adım geldi. Mevcut uygulamada 16 hafta olan ücretli doğum izni süresinin 24 haftaya çıkarılması için çalışmaların son aşamaya geldiği açıklandı. Babalık izninde de önemli bir artış yaşanacak.

Neler Değişiyor? Detaylar Belli Oldu

Yeni düzenlemeyle birlikte çalışma hayatını doğrudan ilgilendiren izin sürelerinde köklü değişiklikler öngörülüyor.

• Anneler İçin (Analık İzni):
Mevcut durumda kadın çalışanlara doğum öncesi 8 hafta ve doğum sonrası 8 hafta olmak üzere toplam16 hafta ücretli izin veriliyor. Yeni düzenleme ile bu süre, doğum öncesi 8 hafta ve doğum sonrası 16 hafta olacak şekilde toplamda 24 haftaya (yaklaşık 6 ay) çıkarılacak. Anneler, bebekleri 6 aylık olana kadar ücretli izin kullanabilecek.

• Babalar İçin (Babalık İzni):
Özel sektörde çalışan babalar için mevcut5 gün olan babalık izni, 10 güne çıkarılacak. Kamuda ise zaten 10 gün olan bu hak korunacak, böylece tüm çalışan babalar için izin süresi eşitlenecek.

• Koruyucu Aileler İçin Yeni Hak:
Düzenlemenin en dikkat çeken yeniliklerinden biri de koruyucu aileler için geldi.Halihazırda herhangi bir izin hakkı bulunmayan koruyucu ailelere, 3 yaşından küçük bir çocuğa koruyucu aile olmaları durumunda 10 günlük ücretli izin hakkı tanınacak. Bu, koruyucu ailelere yönelik ilk izin düzenlemesi olacak.

Düzenleme Kimleri Kapsıyor?

Planlanan değişiklikten, çalışma hayatındaki tüm kadınların yararlanması bekleniyor. Kapsam oldukça geniş tutuluyor:

· Memurlar
· İşçiler (4857 sayılı İş Kanunu kapsamındakiler)
· Askeri personel
· Hakim ve savcılar
· Kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) personeli
· Akademisyenler

Düzenleme ile kamuda ve özel sektörde farklı personel rejimleri arasındaki izin süreleri de eşitlenerek, tüm kadınların eşit ve genişletilmiş haklardan faydalanması hedefleniyor.

 Düzenlemenin Amacı ve Arka Planı

Bu kapsamlı değişiklik, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesiyle uyumlu bir şekilde hayata geçiriliyor. Amaçlar şu şekilde sıralanıyor:

1. İş-aile hayatı dengesini güçlendirmek.
2. Doğum sonrası anne ve bebek sağlığını desteklemek için bakım süresini uzatmak.
3. Azalan nüfus artış hızına çözüm üretmek.
4. Babaların ebeveynlik ve bakım süreçlerine daha aktif katılımını teşvik etmek.

 Süreç Ne Aşamada? Ne Zaman Yürürlüğe Girecek?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile AK Parti’nin konu üzerindeki çalışmalarının son aşamaya geldiği belirtiliyor. Sözcü gazetesinin aktardığına göre, yasa teklifinin yıl bitmeden TBMM’ye sunulması ve bütçe görüşmelerinin ardından yeni yılın ilk günlerinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ancak, düzenlemenin resmiyete kavuşması için TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüp onaylanması gerekiyor.

Ekonomik ve Sosyal Etkileri Ne Olacak?

Uzmanlar, izin sürelerindeki bu uzamanın özellikle küçük işletmeler ve KOBİ’ler üzerinde kısa vadeli personel planlaması ve maliyet açısından etkileri olabileceğini belirtiyor. Uzun vadede ise, aile refahının artması, kadınların işgücüne daha güvenli dönüşü ve demografik hedeflerin desteklenmesi gibi olumlu sonuçlar bekleniyor.

Son Söz: Türkiye’de aile ve çalışma hayatı düzenlemelerinde tarihi bir değişikliğin eşiğindeyiz. Hem anneler hem babalar için getirilen bu yeni haklar, ebeveynlerin çocuklarıyla daha fazla zaman geçirebilmesi ve aile içi dengenin güçlenmesi adına önemli bir adım. Sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar