Magazin
Prof. Dr. Türkçapar: Neden bize iyi gelmeyen kişileri ve durumları seçeriz?

Birçok kişi çoğu zaman kendisine zarar veren kişilerle arkadaşlığını devam ettirir veya iyi gelmeyen durum ve kişileri seçebilir. Peki bunun asıl nedeni ne? Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar, yazdı.
Neden hep beni aldatan insanlarla birlikte oluyorum? Neden bana zarar veren kişilerle arkadaşlığı sürdürüyorum? Niye beni tüketen bu işyerini bırakamıyorum?
Tanıdık geldi mi? Bu soruları ya bizzat kendimizden ya da bazen tanıdığımız bir insandan duymuş olabiliriz. Bazen, dışarıdan bakıldığında bize zarar verdiği çok açık olan bir kişiyle ilişkiyi sürdürmeyi seçeriz.İster arkadaşlık, ister romantik ilişki, ister iş ortamı olsun… Zarar gördüğümüzü, içten içe fark ettiğimiz halde o ilişkide veya durumda kalmaya devam edebiliriz. Böyle durumlarda bazılarımız bir süre sonra durumu değerlendirip kendisine uygun olmayan ve zarar veren duruma bir son verebilirken bazılarımız ise o durumda kalmaya devam edebilir. Kimi insanlar yaşadıkları zararı görerek o durumdan kurtulup bir daha aynı duruma düşmemeyi başarırken, kimilerimizde bir süre tekrar benzer bir durum, benzer bir ilişki içinde bulabilir kendisini. Neden acaba bazı insanlar bu şekilde sanki onları çeken gizli bir güç varmışçasına kendisine zarar verecek kişileri ve durumları tekrar tekrar seçer ve orada kalmaya devam ederler?

BOZUK PUSULA: KENDİMİZ İÇİN İYİ OLMAYANI NEDEN SEÇİYORUZ
Hepimize tanıdık gelen bu durumu “uyumsuz durum seçimi” olarak adlandıran Amsterdam Üniversitesi’nden iki araştırmacı Renée Visser ve Arnoud Arntz , günümüz psikolojisindeki en yaygın yaklaşımlardan olan bilişsel davranışçı perspektiften “neden bazı insanlar, çoğu kişinin kolayca kaçındığı tehlikeli durumları seçmeye devam ediyor?” sorusunun cevabını irdelemişler.
“Bozuk pusula: neden bazı insanlar kendileri için iyi olamayan durumları seçer?” başlıklı bu yazının rehberliğinde, zaman zaman hepimizi şaşırtan bu durum nasıl açıklanabilir, buna birlikte yakından bakalım:
UYUMSUZ DURUM SEÇİMİ NEDİR?
“Uyumsuz durum seçimi” kavramı romantik eş seçimi, arkadaşlar, yaşanacak çevre, sosyal medya ortamları, dijital ortamlar, eğitim ve işyeri seçimi gibi yaşamın birçok alanını kapsıyor. “Uyumsuz” derken, o durumda bulunmanın kişinin duygusal ve bedensel acı çekme olasılığını artıran, hatta yeni travmalar yaşama olasılığının daha yüksek olduğu durumları kastediyorlar.
Örneğin çocukluklarında istismar yaşamış kişilerin yetişkinlikte de benzer özellikler taşıyan istismarcı eşlerle ilişkiye girmesi, travma geçmişi olan kişilerin riskli meslekleri, benzer riskli etkinlikleri veya ortamları seçmesi ya da baskıcı bir aile ortamında büyüyen kişinin yine bu değerlere benzer değerleri olan eşler seçmesi gibi. Bu tercihlerin hepsi de bir yandan kişinin kendi mutluluğunu yok etme pahasına yapılır. Tabii ki burada gerçekten psikolojik bir sorun olduğunu söyleyebilmemiz için önemli detay var: söz konusu kişinin gerçekten başka seçeneği olmasına rağmen kendisine zarar veren ortam veya kişiyi tercih etmesi gerekiyor: Dış zorunluluklar, baskılar veya çaresizlik nedeniyle yapılan tercihler bu kategoriye girmiyor.
Peki, insan neden bile bile kendine zarar verdiği çok net olan seçimler yapar?
İşte bu soruya cevap verebilmek için öne sürülen dört açıklama…
NEDEN BÖYLE DAVRANIRIZ?
1. Geçmişteki Travmaları Çözme Girişimi
İlk kurama göre, insanlar geçmişte yaşadıkları olumsuz yaşantılara benzer durumları yeniden yaşayarak o travmaları “onarma” ya da kontrol altına alma girişiminde bulunurlar. Örneğin; çocukluğunda sevgi ve onay görmemiş bir kişi, duygusal olarak mesafeli eşlerle ilişkiye girip, onları değiştirme ve onlardan sevgi ve onay alma umudunu taşıyabilir. Bu, bir nevi kendi kendine verilen terapi girişimi gibi- ama ortam terapi ortamı gibi güvenli bir ortam ve karşıdaki kişide bir terapist olmadığı için genellikle aynı travmaları yeniden yaşanır ve sonuç maalesef hüsran olur.
2. Alışkanlık ve Tanıdık Olanın Çekiciliği İkinci kurama göre, insanlar bilinmeyen durumlardan çok, bilinen durumları tercih ederler – bilinen durumlar zararlı olsa bile. Psikolojide “maruz kalma etkisi” olarak bilinen bu durum, bireylerin kendilerine aşina gelen, tanıdık uyaranları olumlu değerlendirme ve onlara yaklaşma eğilimiyle açıklanıyor. Çocukluğunda sürekli olumsuz deneyimler yaşamış kişiler, bu tür ortamları olması gereken “normal” olarak algılayabilir ve bilinmezliğin yarattığı kaygıdan kaçmak için bu tür kişileri, ilişkileri ve durumları seçmeye devam edebilir.
3. Tutarlı Kalma İsteği
Üçüncü kuram, insanların kendi benlik algılarıyla tutarlı seçimler yapma eğiliminde oldukları fikrini temel alıyor. Düşük benlik saygısı olan birisi, kendisini “değersiz” görüyorsa, sadece ve sadece bu yerleşik inancı korumak adına bu algıyla uyumlu durumları seçebilir. Bir nevi “ben bu kadar iyiyi hak etmiyorum” düşüncesiyle hareket eder. Ayrıca, çocukluktan kalma değer yargıları da bu durumu etkiler. Örneğin; nesiller boyu doktor olan bir ailede büyüyen çocuğun, hiç istemese de tıp okumayı “zorunda” hissetmesi gibi.
4. Dikkat Dağıtma
Son kuram ise, uyumsuz durumları seçmenin aslında başka duygusal sorunlardan kaçış yöntemi olabileceğini öne sürer. Sorunu olan bir eşi “düzeltmeye” çalışmak, kişiye amaç verir ve böylece kendi gerçek sorunlarından uzaklaşmasını sağlar. Bir diğer etki ise, çivi çiviyi söker misali, kişinin yoğun duygular içeren riskli durumları seçerek kendi yaşadıkları daha ağır duygusal acılarından uzaklaşma çabasıdır.
ÇÖZÜM YOLLARI
Bu konuda henüz yeterli bilimsel araştırma yok, ancak terapistlerin klinik gözlemlerine dayalı olarak, başarılı tedavi süreci sonrası hastaların giderek kendileri için daha iyi olan tercihler yapmaya başardıkları yönünde fikirleri var. Bu da psikolojik tedavilerin “bozuk pusula” sorununu azaltmakta veya ortadan kaldırmakta bir umut olabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, bu alanda daha fazla sistematik çalışmalar yapılması gerektiğini vurguluyor. Kişilerin önyargılarını azaltmaya dönük kontrollü psikoterapi çalışmaları, uzun dönemde kazanımların kalıcılığını saptamaya dönük çalışmalar bu konuda fikir verebilir. Ayrıca, bu döngüyü kırıp sağlıklı tercihler yapmayı başaran insanları incelemek de bu konuda önemli ipuçları verebilir.
Sonuçta, kendi kendimize kurduğumuz bu tuzakları anlamak, sadece psikolojik sağlığımız ve bireysel iyileşme için değil, genel olarak ilişki ağımızın olumlu yönde değişimi için de önemli. Çünkü bazen yaşam ve insanlarla aramızdaki en büyük engelimiz, kendi “bozuk pusulamız” olabilir.
Magazin
SON DAKİKA: Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rumeysa Cebeci’nin Uyuşturucu Test Sonuçları Pozitif Çıktı
SON DAKİKA: Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rumeysa Cebeci’nin Uyuşturucu Test Sonuçları Pozitif Çıktı
15 Aralık 2025 -20:00
SON DAKİKA HABERİ – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ve 9 şüpheliye yapılan testlerin sonuçları açıklandı. Ersoy ve spiker Ela Rumeysa Cebeci’nin de aralarında bulunduğu 7 kişinin test sonucunun pozitif olduğu öğrenildi.
· Olay: Uyuşturucu soruşturmasında test sonuçları.
· Sonuç: 10 şüpheliden 7’sinin testi pozitif.
· Öne Çıkan İsimler: Mehmet Akif Ersoy (kokain), Ela Rumeysa Cebeci (esrar, sentetik uyuşturucu, kokain).
· Kurumsal Tepki: TMSF, Ersoy ve Cebeci’nin işine son verdi.
·
Test Sonuçlarının Detayları
İşte Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) alınan kan ve saç örneklerinin çarpıcı sonuçları:
Mehmet Akif Ersoy

· Saç Örneği Sonucu: Pozitif. “Kokain ve metabolitleri” tespit edildi.
· Kan Örneği Sonucu: Temiz çıktı. Herhangi bir uyuşturucu maddeye rastlanmadı.
Ela Rumeysa Cebeci

· Saç Örneği Sonucu: Pozitif. “Esrar ile sentetik uyuşturucu, kokain ve metabolitleri” maddeleri bulundu.
· Kan Örneği Sonucu: Temiz çıktı. Uyuşturucu madde içeren bulgu bulunmadı.
Diğer Şüpheliler
Test sonucu pozitif çıkan diğer isimler arasında Ufuk Tetik,Şevkiye Dilara Yıldız, Mustafa Manaz, Ebru Gülan ve Buse Öztay’ın da yer aldığı bildirildi. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan spiker Meltem Acet’in test sonucunun ise negatif olduğu açıklandı.
Savcılık İddianamesinden Çarpıcı Ayrıntılar
Test sonuçları, soruşturma dosyasındaki ciddi iddialarla paralellik gösteriyor. Şüpheliler hakkında hazırlanan sevk yazısında, “uyuşturucu madde kullanılması için yer ve imkan sağlamak” ve “kadınları ilişkiye sokarak sektörel ve maddi menfaat sağlamak” gibi ağır suçlamalar yer alıyor. İddianamede, şüphelilerin uyuşturucu kullandıktan sonra grup halinde cinsel ilişkiye girdikleri de öne sürülüyor.
Sürecin Kronolojisi
Olaylar, medya ve hukuk dünyasını sarsacak şekilde hızla gelişti.
· 10 Aralık: Mehmet Akif Ersoy ve 7 şüpheli, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ersoy, Habertürk TV’deki Genel Yayın Yönetmenliği görevinden TMSF tarafından derhal alındı.
· 14 Aralık: Habertürk spikeri Ela Rumeysa Cebeci ve Görsel Yönetmen Abdullah Çebi’nin de TMSF tarafından işten çıkarıldığı iddia edildi. Cebeci, telefonunda Ersoy’un uyuşturucu kullanılan bir ortamda çekilmiş fotoğrafı bulunduğu iddialarını yalanladı.
· 15 Aralık: Adli Tıp Kurumu’nda alınan saç ve kan örneklerinin sonuçları açıklandı. Ersoy ve Cebeci de dahil 7 şüphelinin testi pozitif çıktı.
İddialara Tepkiler ve İnkarlar
Test sonuçları, şüphelilerin daha önceki açıklamalarıyla tezat oluşturuyor.
· Mehmet Akif Ersoy, savcılık ifadesinde, “Hayatında hiç uyuşturucu kullanmadığını” ve iddiaların “çok çirkin” olduğunu söylemişti. Grup seks iddialarını da “hepsi yalan” diyerek reddetmişti.
· Ela Rumeysa Cebeci ise, Mehmet Akif Ersoy ile ilişkisi olduğu iddialarını reddederek, onunla sadece bir etkinlikte kısa bir konuşma yaptığını, iş dışında hiçbir görüşmelerinin olmadığını belirtmişti.
Soruşturmanın Boyutları ve Beklentiler
Soruşturma, ilk gözaltıların ardından genişleyerek devam ediyor. Daha önce de spikerler Hande Sarıoğlu ve Meltem Acet aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınmış, Adli Tıp Kurumu’nda örnek verdikten sonra serbest bırakılmıştı. Test sonuçlarının ardından, pozitif çıkan şüphelilerin yargılanma süreçlerinin hız kazanması bekleniyor. Uyuşturucu madde kullanmak ve kullanılmasına yer ve imkan sağlamak suçlamaları, Türk Ceza Kanunu’nda ağır cezai yaptırımlar öngörüyor.
Magazin
Manifest müzik grubunun cezası belli oldu
Manifest müzik grubunun cezası belli oldu
Tarih – Saat: 15 Aralık 2025, 16:30
Okuma süresi: ~3 dakika

: İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi, +18 olarak düzenlenen KüçükÇiftlik Park konserindeki görüntüler nedeniyle “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” suçlamasıyla yargılanan Manifest adlı müzik grubunun her bir üyesine ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis cezası verdi; mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verdi ve daha önce uygulanan bazı adli kontrol tedbirleri (yurt dışına çıkış yasağı vb.) kaldırıldı.
Kararın satırbaşları
-
Verilen ceza: Her bir grup üyesine ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını uyguladı; bu, yükümlülüklere uyulması halinde cezanın kesinleşmeyeceği anlamına geliyor.
-
Suçlama: Üyeler hakkında iddianamede “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” iddiası yer aldı; soruşturmanın temeli, 6 Eylül’de KüçükÇiftlik Park’ta yapılan +18 konser sırasında çekilen görüntüler oldu.
-
Adli kontrol: Duruşma sonrasında daha önce uygulanan bazı adli kontrol tedbirlerinin (ör. yurt dışına çıkış yasağı) kaldırıldığı bildirildi.
6 Eylül 2025’te İstanbul KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenen +18 konserin ardından sahne kıyafetleri ve koreografi bazı kesimlerin tepkisini çekmiş, görüntüler sosyal medyada hızlı yayılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resen soruşturma başlatmasına yol açmıştı. Grup üyeleri ifadelerinin ardından adli kontrolle serbest bırakılmış; sonrasında dava süreci devam etmişti.
Mahkeme kararının ardından sosyal medyada ve basında iki kutuplu bir tartışma dikkat çekiyor: bir yanda sanatçıların sahne özgürlüğü ve ifade hakkı savunulurken; diğer yanda toplumun ortak edep anlayışını koruma iddiası öne çıkıyor. Kararın HAGB ile sonuçlanması, cezanın fiilen ertelenmesi anlamına geldiği için hukuki süreç ve olası yükümlülükler (denetim süresi, belirlenen kurallara uyum vb.) önümüzdeki dönemde gündemde kalac
Bu dava, son dönemde sahne-estetik, gençlik kültürü ve medya-siyaset gerilimlerinin somutlandığı davalardan biri oldu. Hem müzik endüstrisi hem de hukuk çevreleri açısından “örgütlü kamuoyu baskısı”, “erişim engellemeleri” ve “sanatın sınırları” tartışmalarında emsal teşkil edebilecek bir vaka olarak değerlendiriliyor.
Magazin
SON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
SON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
Tarih: 9 Aralık 2025
Okuma Süresi: 4 dakika
Ünlü sanatçı Güllü’nün (gerçek adı Gül Tut) 26 Eylül 2025’te Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetmesinin ardından başlatılan şüpheli ölüm soruşturmasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun savunma tarafında başlattığı hukuki hamleler ve ortaya çıkan yeni bir ses kaydı, davayı yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı.

Soruşturmanın Seyri
Soruşturmada, bir ses kaydının dosyaya girmesiyle yeni bir döneme girildi. Ayrıca, sanatçının kızı ve arkadaşı, kendileri hakkında “asılsız iddialarda” bulunduklarını öne sürdükleri kişilere karşı suç duyurusunda bulunarak savunma pozisyonu aldı.
Ses Kaydındaki Kritik Diyalog
Soruşturma dosyasına giren ve medyada yayınlanan bir ses kaydı, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kayıtta, Tuğyan Ülkem Gülter ile arkadaşı Bircan Dülger arasında geçen, soruşturmayla ilgili gergin bir konuşma yer alıyor.
· Bircan Dülger kayıtta, “Mesajların ifşa oldu. Ben savcılıkta ne söyleyeceğim?” diyerek endişesini dile getiriyor.
· Tuğyan Ülkem Gülter ise “Ben çıktım aslanlar gibi ifademi verdim” yanıtını veriyor.
· Diyaloğun en çarpıcı kısmında Bircan Dülger, “Ben bu işte hiçbir suçum yokken yanacağım belli ki ama ben seni yarın savcılıkta yakacağım Tuğyan” ifadesini kullanıyor.
Bu kayıt, daha önce ortaya çıkan ve Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine ilişkin “bu kadın ölsün” içerikli mesajlarının ardından, soruşturmanın odağındaki ilişkileri bir kez daha sorgulatıyor.
Savunma Tarafından Karşı Hamle: Suç Duyurusu
Savunma tarafı, soruşturmanın seyrini değiştirecek bir hamle yaptı. Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun avukatı Merve Uçanok, 9 Aralık 2025’te Yalova Adliyesi’ne giderek müvekkilleri aleyhine “asılsız iddialarda” bulunduklarını iddia ettikleri bazı tanık ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
· Suç Duyurusunun Gerekçesi: Avukat Uçanok, yaptığı açıklamada, müvekkillerinin bilgisi dışında ses kayıtları alındığını ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini öne sürdü.
· Hedeflenen Kişiler: Suç duyurusu, baş harfleri B.D., R.Y., Ç.K., F.A. olarak belirtilen kişilerin yanı sıra, üç avukat ve Gülter’in erkek arkadaşı K.E. ile F.A.’yı kapsıyor.
· Sosyal Medya İddiaları: Açıklamada, bazı kişilerin sosyal medyada, özellikle gece yarısı sonrası yayınlarda linç kampanyası yürüttüğü ve algı operasyonu yapıldığı iddia edildi.
Savunma Tarafının İddiaları:
· Müvekkiller hakkında asılsız iddialar öne sürüldüğü
· Özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği
· Sosyal medyada linç ve algı operasyonu yapıldığı
Savcılığın Soruşturma Konuları:
· Güllü’nün şüpheli ölümü
· Ortaya çıkan “bu kadın ölsün” içerikli mesajlar
· Yeni delil olan ses kaydı
Soruşturma Sürecinde Yaşananlar
Güllü’nün 26 Eylül 2025’teki vefatından bu yana soruşturma kapsamında pek çok adım atıldı. Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, Kasım 2025’te Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderek kendi rızalarıyla saç ve kan örnekleri vermişti.
Bu konuda açıklama yapan avukat Hakan Sezer, “Müvekkillerin daha önce de yaptığı beyanlarda gizledikleri bir durum yoktur. Kendileri bugüne kadar bir madde kullanmamışlardır” ifadelerini kullanmıştı. Avukat Rahmi Çelik ise o dönemde herhangi bir gözaltı veya tutuklama işleminin söz konusu olmadığını belirterek, sürecin rutin soruşturma çerçevesinde devam ettiğini vurgulamıştı.
Tuğyan Ülkem Gülter Kimdir?
· Yaşı: 2025 itibarıyla 27 yaşındadır (1998, İstanbul doğumlu).
· Mesleği: Sağlık sektöründe çalıştığı bilinmektedir.
· Babası: Güllü’nün eski eşi Gürol Gülter’dir.
· Medyadaki Görünümü: Çocukluğunu ve özel hayatını medyadan uzak tutmuş, sosyal medyada daha çok annesiyle olan anlarını paylaşmıştır.
Yargı Sürecinin Geleceği ve Beklentiler
Olayla ilgili soruşturma, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülüyor. Ortaya çıkan yeni ses kaydı ve tarafların birbirleri hakkında yaptığı suç duyuruları, davayı daha da karmaşık hale getiriyor. Savcılık, tüm bu iddiaları, delilleri ve tanık ifadelerini değerlendirerek bir fezleke (iddianame) hazırlayıp hazırlamayacağına karar verecek.
Hukuk çevreleri, özellikle “azmettirici” iddiasına ilişkin diyaloğun içeren ses kaydının ve sanatçının vefatından önceki saatlerde yaşananların netleştirilmesinin, yargılama sürecinin en kritik aşamaları olacağı görüşünde.
Son Gelişmelerin Kısa Kronolojisi:
· 26 Eylül 2025: Şarkıcı Güllü, Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetti.
· Eylül-Ekim 2025: Soruşturma başlatıldı. Tuğyan Ülkem Gülter hakkındaki mesajlar ve ilk suç duyuruları gündeme geldi.
· Kasım 2025: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, kendi rızalarıyla hastanede saç ve kan örneği verdi.
· 9 Aralık 2025: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, tanık ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
· 10 Aralık 2025: Soruşturmaya dahil edilen ses kaydı medyada geniş yer buldu.
Kamuoyu ve medya, Türk müziğinin bu sevilen isminin ölümündeki sır perdesinin tamamen aralanmasını ve adaletin tecelli etmesini bekliyor. Fatih Doğan Medya olarak, bu hassas soruşturmanın tüm gelişmelerini tarafsızlık ve gerçeklik ilkeleri çerçevesinde aktarmaya devam edeceğiz.
-
Gündem1 hafta öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Teknoloji6 gün önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin7 gün önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Magazin7 gün önceSON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
-
Teknoloji1 hafta önceZaman Bir Yanılsama mı? Bilim Dünyasını Sarsan Soru
-
Teknoloji1 hafta önceYapay Zeka “Hesap Makinesini” Tarihe Gömdü: Yeni Modeller Artık Karmaşık Matematiği de Çözüyor
-
Sağlık1 hafta önceKış soğuklarında bitki çaylarına ilgi yoğun. Hangi çaylar içilmeli? Uzmanlar ve esnaftan öneriler
-
Teknoloji7 gün önceNASA ve ESA’dan Tarihi Paylaşım: 3I/ATLAS’ın En Net Görüntüleri Açıklandı
