Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Meta, Instagram’da yapay zeka destekli yorumları test ediyor

Yayımlandı

üzerinde

NASIL ÇALIŞIYOR?

Test aşamasındaki bu özellik, kullanıcıların bir gönderiye yorum yaparken tarafından önerilen ifadeleri seçmesine olanak tanıyor. Kullanıcı, gönderi altındaki yorum çubuğunda bulunan kalem simgesine tıklayarak yapay zeka tabanlı öneri sistemine erişebiliyor. Meta’nın AI modeli, fotoğrafın içeriğini analiz ederek uygun üç farklı yorum önerisi sunuyor. Örneğin, bir ev dekorasyonu fotoğrafı için öneriler arasında “Sade ve modern bir görünüm!” veya “Bu tasarıma bayıldım!” gibi ifadeler yer alabiliyor.

Yapay zeka, önerilen yorumların kullanıcı beklentilerine uymadığı durumlarda yeni seçenekler üretebiliyor. Bu, teknolojinin hem kullanıcıyı anlamaya yönelik esneklik hem de kişiselleştirme yeteneği sunduğunu gösteriyor.

META’NIN HEDEFİ NE?

Meta, AI destekli yorumlarla bir yandan etkileşim oranlarını artırmayı, diğer yandan kullanıcıların içerikler üzerine düşündürücü ve anlamlı bir şekilde etkileşim kurmasını sağlamayı hedefliyor. Geleneksel “emojilerle geçiştirilen” yorumları daha sofistike ve içerikle uyumlu hale getirmek, kullanıcıların paylaşımlarında daha değerli geri bildirimler almasına katkı sağlayabilir.

TARTIŞMALAR VE ETİK SORULAR

Meta’nın yapay zeka destekli yorum önerileri, teknolojik açıdan heyecan verici olsa da, bazı etik kaygıları da beraberinde getiriyor. Bu tür bir sistemin sosyal medya platformlarında uygulanması, kullanıcıların ve uzmanların çeşitli sorular sormasına neden oluyor.

Birçok kullanıcı için sosyal medya, bireysel düşüncelerin ve özgün ifadelerin paylaşıldığı bir alan. Ancak, yapay zeka tarafından üretilen yorumlar, platformlardaki içeriğin otantikliğini zedeleyebilir. Özgün yorumlar yerine algoritma tarafından oluşturulmuş ifadelerin yayılması, kullanıcılar arasında güven sorunlarına yol açabilir. İnsanların bir paylaşım altındaki yapay ya da otomatik yorumları gerçek insan etkileşimlerinden ayırt edememesi, sosyal medyanın samimiyet algısını olumsuz etkileyebilir.

Meta’nın bu sistem için fotoğraf içeriğini analiz etmesi, kullanıcıların kişisel verilerinin nasıl kullanıldığına dair soru işaretlerini artırıyor. Görsel veriler üzerinden yapılan analizlerin yorum önerilerine dönüşmesi, kullanıcıların fotoğraflarının yalnızca görünürde bir öneri aracı olarak değil, aynı zamanda daha geniş veri işleme süreçlerinde kullanılabileceği endişesini doğuruyor. Veri gizliliği konusunda net ve şeffaf politikalar olmadan, kullanıcıların bu özelliği benimsemesi zor olabilir.

PLATFORMUN EŞİTLİK POLİTİKALARI SORGULANABİLİR

Yapay zeka algoritmalarının tarafsızlık ilkesine uygun çalışması her zaman kritik bir sorundur. Meta’nın öneri sistemi, belirli içerik türleri veya kullanıcı profilleri için sürekli benzer yorumlar öneriyorsa, bu durum algoritmik önyargılara işaret edebilir. Örneğin, belirli coğrafi bölgelerdeki veya demografik gruplardaki kullanıcılar için daha olumlu ya da olumsuz yorumlar oluşturulması, platformun eşitlik ve kapsayıcılık politikalarını sorgulatabilir.

Platform üzerindeki yapay zeka destekli yorumların varlığı, “sahte etkileşim” algısını güçlendirebilir. Bazı kullanıcılar, bir gönderinin aldığı yorumların gerçek insanlar yerine yapay zeka tarafından oluşturulduğunu fark ettiklerinde, bu durum onların platforma olan güvenlerini ve katılım motivasyonlarını zayıflatabilir. Yapay etkileşimlerin çoğalması, sosyal medyada değerli etkileşimlerin anlamını da değiştirebilir.

Sonuç olarak, Meta’nın yapay zeka destekli yorum sistemi, sosyal medya etkileşimlerini yeniden şekillendirecek potansiyele sahip bir yenilik olarak öne çıkıyor. , kullanıcı deneyimini kolaylaştırmayı ve içeriklerle daha anlamlı bağlar kurmayı hedeflerken, otantiklik, veri gizliliği ve algoritmik tarafsızlık gibi önemli etik soruları da gündeme getiriyor.

Test sürecinin sonuçları, bu özellikten maksimum fayda sağlanmasını ve potansiyel risklerin nasıl ele alınacağını belirleyecek. Meta’nın bu yeniliği, yapay zeka teknolojisinin sosyal medya platformlarındaki rolünü derinlemesine keşfetmek için bir fırsat sunuyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

“Depremden Saniyeler Önce Haber Veren Teknoloji: Telefonunuza Gelen Uyarılar Gerçekten İşe Yarıyor mu?”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Türkiye’de ve dünyada milyonlarca akıllı telefonda aktif olarak çalışan erken deprem uyarı sistemlerinin çalışma prensiplerini, cihaz ayarlarını ve faydalarını bu detaylı rehberde keşfedin.

Bu makalede, telefonlara depremden saniyeler önce gelen erken uyarı bildirimlerinin nasıl çalıştığı, hangi teknolojilere dayandığı ve Türkiye’deki uygulamaları ele alıyoruz. Erken uyarı sistemi, odaktan yayılan P ve S dalgaları arasındaki zaman farkını tespit ederek saniyeler öncesinden kullanıcıya haber veriyor . Google’ın Android’te sunduğu “Deprem Uyarıları” sistemi, ivme ölçer verilerini ışık hızında işleyerek 5–10 saniye öncesinden bildirim gönderebiliyor . iOS cihazlarda “Hayati Uyarı Bildirimi” özelliği aktif edildiğinde benzer bir uyarı mekanizması devreye giriyor . Ancak sistem; yalnızca 4.5 ve üzeri büyüklükteki depremlerde, sismik sensörler ve ağ bağlantısının izin verdiği ölçüde uyarı yapabiliyor . Bu nedenle fay hattına çok yakın bir odakta gerçekleşen depremlerde uyarı süresi sıfıra indirgenebiliyor

1. Erken Uyarı Sisteminin Temelleri

Erken uyarı sistemleri, depremin merkez üssünde ilk olarak yayılan P dalgalarını (primer dalgalar) algılayıp, daha yavaş ilerleyen S dalgalarının (sekonder dalgalar) gelmesinden önce kullanıcıları uyarma esasına dayanır . Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz’e göre, odaktan 6–7 km/sn hızla yayılan P dalgası ile 3–4 km/sn hızla ilerleyen S dalgası arasında oluşan zaman farkı sayesinde saniyeler kazanılıyor.

2. Deprem Uyarı Sisteminin Çalışma Prensibi

Android telefonlarda yerleşik ivme ölçerler, sarsıntı başladığında sensör verilerini Google’ın sunucularına gönderir. Sunucular, etkilenen bölgedeki verileri eşleştirip kullanıcılara saniyeler önce “Yakındaki Deprem” başlıklı bildirim ile uyarı yollar . Ücretsiz hizmet, yalnızca 4.5 ve üzeri büyüklükteki depremler için aktif oluyor .

3. Cihazlarda Uygulama ve Ayar

Android’te Nasıl Aktif Edilir?

  1. Ayarlar > Konum ve Konum Hizmetleri

  2. “Deprem Uyarıları” seçeneğini açın

iOS’ta Nasıl Aktif Edilir?

  1. Ayarlar > Bildirimler

  2. Sayfanın en altında “Hayati Uyarı Bildirimi”ni aktif edin .

4. Türkiye’deki Uygulamalar ve AFAD

Türkiye’de AFAD’ın Deprem Mobil Uygulaması, sarsıntı sonrası bilgi ve radyolojik veriler sunarken, telefonlara otomatik erken uyarı bildirimleri hâlen Google ve Apple çatısı altındaki teknolojiler üzerinden gerçekleşiyor . AFAD’ın altyapısı ise öncelikle kritik tesislerin gaz ve elektrik hatlarını kesmeye odaklanıyor; kullanıcı bildirimleri doğrudan bu sistem üzerinden iletilmiyor .

5. Uyarıların Fırsatları ve Sınırlamaları

  • Fırsatlar: Saniyeler öncesinden gelen uyarı, masanızın altına saklanmak, gazı kapatmak veya merdiven boşluğuna yönelmek için şans veriyor .

  • Sınırlamalar: Odak noktasına çok yakın depremlerde uyarı süresi pratikte sıfıra iniyor, dolayısıyla kapsamlı bir tahliye mümkün olmuyor .

6. Sonuç ve Öneriler

Akıllı telefonlarda erken uyarı sistemlerini aktif tutmak, depreme karşı alabileceğiniz en etkili bireysel önlemlerden biridir. Hem Android hem de iOS kullanıcılarının ayarlarını kontrol etmeleri, aile ve iş yerinde düzenli tatbikatlar yapmaları hayati önem taşır. Depremden önceki bu birkaç saniye; doğru kullanıldığında hayat kurtarabilir.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Çin uzay “sandığını” açıyor: Ay’daki gerçekler ortaya çıkabilir

Yayımlandı

üzerinde

Ulusal Uzay İdaresi (CNSA), aralarında ABD’nin de bulunduğu 6 ülkeden bilim insanlarının Chang’e-5 misyonu tarafından Ay’dan toplanan toprak ve kaya örneklerini incelemesine izin vereceğini açıkladı.

tarafından finanse edilen iki ABD kurumu, Ay örneklerine erişim hakkına sahip olacak. CNSA başkanı San Jongde, örneklerin “tüm insanlık için ortak bir hazine” olduğunu söyledi.

Donald Trump’ın özellikle Avrupa ve Çin’e karşı ilan ettiği ticaret savaşının ortasında Çin’in bu kararı açıklamasının zamanlaması ve NASA’nın elindeki Ay örneklerinin Çinli bilim insanlarının erişimine açık olmaması yorum konusu oldu.

2011 tarihli bir yasaya göre NASA’nın Kongre tarafından özel olarak yetkilendirilmediği sürece Çin veya herhangi bir Çinli şirketle iş yapması yasak.

APOLLO ÖRNEKLERİNDEN BİR MİLYAR YIL DAHA GENÇ

Chang’e-5 misyonu tarafından getirilen Ay örneklerinin, yarım yüzyıl önce efsanevi Apollo uzay programının astronotları tarafından Dünya’ya getirilen örneklerden bir milyar yıl daha genç olduğu tahmin ediliyor ve bu nedenle Ay’daki jeolojik süreçler hakkında bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkarabilecekleri için büyük bilimsel ilgi görüyorlar.

Çin’in elindeki Ay örneklerine ABD’deki Brown Üniversitesi ve Stony Brook Üniversitesi ile Fransa, Almanya, Japonya, Pakistan ve İngiltere’deki akademik kurumlar erişebilecek.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Robotları üzen ticaret savaşı: ABD-Çin gerilimi Optimus’u vurdu

Yayımlandı

üzerinde

Amerikan CNBC kanalının internet sitesinde yer alan habere göre, ‘nın net karının ilk çeyrekte geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 71 düşüş kaydetmesinin ardından Elon Musk, şirketin Optimus insansı robot üretiminin de Çin ile arasındaki ticaret savaşından olumsuz etkilendiğini açıkladı.

Musk, Tesla’nın 23 Nisan’daki toplantısında şirketin Pekin yönetimiyle konu üzerinde çalıştığını ve kritik kaynaklara erişim için onay almayı umduklarını kaydetti.

Tesla CEO’su Musk, şirketin geleceği için önemli olduğunu vurguladığı Optimus robotların üretiminin, Çin-ABD ticaret savaşında nadir toprak elementlerine getirilen ihracat kısıtlamaları sebebiyle olumsuz etkilendiğine dikkat çekti.

Çin’in nadir toprak elementlerinin askeri amaçlarla kullanılmayacağı konusunda bazı güvenceler talep ettiğini belirten Musk, “Öyle olmadığı açık. Sadece insansı bir robotun içine giriyorlar” ifadelerini kullandı.

“Şirketin geleceği temelde büyük ölçekli otonom araçlara ve büyük ölçekli, hacimli ve çok sayıda otonom insansı robota dayanıyor” diyen Musk, yatırımcılara Tesla’nın 2025’te binlerce robot üretmeyi planladığına ve binlercesinin de şirketin fabrikalarında kullanılacağına dair güvence verdi.

OPTİMUS 2022’DE TANITILDI

İnsansı robot Optimus’un prototipi 2022’de tanıtılmış, Musk, Temmuz 2024’te şirketin gelecek yıl dahili kullanımı için insansı robotlara sahip olacağını açıklamıştı.

Tesla, 22 Nisan’da, 2025’in ocak-mart dönemine ilişkin bilançosunu açıklamış, buna göre Amerikan elektrikli otomobil üreticisinin net karı, bu yılın ilk çeyreğinde geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 71 düşüş kaydetmişti.

Tesla’dan yapılan açıklamada, otomotiv ve enerji piyasalarındaki belirsizliğin, hızla gelişen ticaret politikasının Tesla ve benzer markaların küresel tedarik zinciri ile maliyet yapısını olumsuz etkilemesiyle artmaya devam ettiği belirtilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar