Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

DBL Entertainment’ın Sahibi Abdülkadir Özkan’ın ‘Vatan Haini’ Çıkışı Şirkete Pahalıya Patladı: Boykot Çağrıları Gündemde,

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye’nin önde gelen etkinlik organizasyon şirketlerinden DBL Entertainment, sahibi Abdülkadir Özkan’ın sosyal medyada yaptığı bir paylaşım sonrası büyük bir krizle karşı karşıya. Özkan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot çağrısına katılanları “vatan haini” olarak nitelendirmesi, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve şirketin düzenlediği etkinliklere yönelik boykot çağrılarını tetikledi. Robbie Williams, Muse ve Trevor Noah gibi uluslararası sanatçıları Türkiye’ye getirmesiyle tanınan DBL Entertainment, bu olayla birlikte imajını yeniden şekillendirmek zorunda kalabilir. İşte olayların detayları ve boykot çağrılarının şirkete etkileri üzerine ,bir makale.

Olayın Kökeni: Espressolab Boykotu ve Özkan’ın Tepkisi

Her şey, CHP lideri Özgür Özel’in Espressolab kahve zincirini boykot çağrısıyla başladı. Özel, markanın iktidara yakın olduğunu iddia ederek, vatandaşları Espressolab ürünlerini tüketmemeye davet etti. Bu çağrı, hükümet yanlısı kesimlerden tepki çekerken, DBL Entertainment’ın sahibi Abdülkadir Özkan, tartışmaya sosyal medya üzerinden dahil oldu. Özkan, Espressolab boykotuna katılanları “vatan haini” olarak nitelendiren bir paylaşım yaptı. Ancak bu çıkış, beklenenin aksine Özkan ve şirketi için bir dönüm noktası haline geldi.
Sosyal medyada hızla yayılan bu ifade, özellikle DBL Entertainment’ın hedef kitlesi olan sanatseverler ve muhalif kesimler arasında büyük bir öfkeye yol açtı. Şirketin bu yaz İstanbul’da düzenleyeceği konserler ve etkinlikler, boykot çağrılarının hedefi haline geldi.

DBL Entertainment ve Abdülkadir Özkan Kimdir?

DBL Entertainment, Türkiye’de uluslararası sanatçıları ağırlayan köklü bir organizasyon şirketi olarak biliniyor. Robbie Williams, Muse ve Trevor Noah gibi isimleri Türk seyircisiyle buluşturan şirket, kültürel etkinlikler konusunda önemli bir yere sahip. Abdülkadir Özkan ise şirketin sahibi olarak dikkat çekiyor. Özkan’ın kariyeri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kamu kurumlarında görev yapmasıyla başladı. 2015 yılında ise dönemin Başbakanı tarafından başdanışman olarak atanmıştı. Bu siyasi geçmişi, Özkan’ın “vatan haini” ifadesinin daha fazla tartışılmasının da önünü açtı.

Boykot Çağrıları Hız Kazanıyor

Özkan’ın paylaşımı sonrası sosyal medyada #DBLBoykot gibi etiketler gündem oldu. Kullanıcılar, DBL Entertainment’ın düzenleyeceği etkinliklere katılmama kararı aldıklarını duyurdu. Gazeteci Serhat Uçak, bir paylaşımında, “Bu konserlere gideceklerin %90’ı muhalifler. Şirket sahibi onlara ‘vatan haini’ diyor. Boykot tam da bu yüzden etkili olacak,” diyerek tepkilerin boyutunu özetledi.
Özellikle 11 Haziran’da gerçekleşmesi planlanan Muse konseri ve 7 Ekim’de düzenlenecek Robbie Williams konseri, boykot çağrılarının odağında yer alıyor. Sanatçı Kalben de sosyal medyada Muse grubuna seslenerek, organizatörün boykot listesinde olduğunu ve bu nedenle konsere katılamayacağını belirtti. Trevor Noah’ın stand-up gösterisi de benzer bir tepkiyle karşı karşıya.

Özkan’dan Gelen Açıklama Tartışmayı Yatıştıramadı

Gelen tepkiler üzerine Abdülkadir Özkan, “zorunlu açıklama” notuyla bir paylaşım yaptı. Özkan, boykot protestolarını eleştirdiğini, ancak bu eleştirinin yanlış anlaşıldığını savundu. “Ülkemizde son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde ‘boykot’ protestolarını istenmeyen bir düzeye ulaştıran provokatörleri eleştirmek amacıyla paylaşım yaptım,” diyen Özkan, açıklamasının iyi niyetli amacından saptırıldığını ifade etti. Protestonun anayasal bir hak olduğunu da ekleyen Özkan, yanlış anlaşılmadan dolayı üzüntü duyduğunu belirtti.
Ancak bu açıklama, boykot çağrılarını durdurmaya yetmedi. Sosyal medya kullanıcıları, Özkan’ın sözlerini samimi bulmadıklarını ve boykot kararlarında ısrarcı olduklarını dile getirdi.

DBL Entertainment’ın İmajı Tehlikede mi?

Abdülkadir Özkan’ın siyasi duruşu ve “vatan haini” çıkışı, DBL Entertainment’ın sanat odaklı misyonunu gölgede bıraktı. Şirket, Türkiye’de kültürel etkinlikler düzenleyen bir marka olarak bilinirken, bu olayla birlikte siyasi tartışmaların ortasına çekildi. Boykot çağrıları, konserlere katılımı düşürebilir ve uluslararası sanatçıların Türkiye’ye gelme kararlarını etkileyebilir. Özellikle Robbie Williams ve Muse gibi sanatçıların hayran kitlelerinin tepkisi, şirket için ciddi bir risk oluşturuyor.

Sonuç: Boykot Şirketi Nasıl Etkileyecek?

DBL Entertainment, Abdülkadir Özkan’ın sosyal medyada attığı bir adımla büyük bir imaj krizine sürüklendi. “Vatan haini” ifadesi, şirketin hedef kitlesiyle arasını açarken, boykot çağrıları organizasyonların geleceğini belirsizliğe itti. Şirketin bu krizi nasıl yöneteceği ve boykotun etkinliklere katılım üzerindeki etkisi, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Peki, sizce bu boykot çağrıları DBL Entertainment’ı uzun vadede nasıl etkileyecek? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Gündem

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

Yayımlandı

üzerinde

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

FATİHDOGANMEDYA / Haber — 26 Ekim 2025, 14:00 | Okuma süresi: 3 dakika

Ticaret Bakanlığı, e-ticaret denetimleri ve laboratuvar analizleri sonucunda yüksek risk taşıdığı tespit edilen ayakkabı, oyuncak ve saraciye (deri çanta/bavul vb.) ürünlerinin posta veya hızlı kargo yoluyla—“basitleştirilmiş gümrük beyannamesi” (ETGB) kapsamında—ülkeye girişine kısıtlama getirdi. Düzenleme 20 Ekim 2025 tarihli ve 2025/11 sayılı Genelge ile yürürlüğe girdi.


Neden kısıtlama getirildi?

Ticaret Bakanlığı’nın denetim ve laboratuvar incelemelerinde incelenen 182 üründen 148’inin ürün güvenliği kriterlerini karşılamadığı; uygunsuzluk oranının %81 olduğu bildirildi. İncelemelerde fitalat, kurşun, kadmiyum ve PAH’lar gibi yasal sınırların üstünde toksik kimyasallara rastlandığı açıklandı. Bakanlık, insan sağlığını koruma amacıyla posta ve hızlı kargo yoluyla gelen bu ürünlerde kısıtlama uygulamaya koydu.


Hangi gönderiler etkileniyor?

Düzenleme özellikle posta ve hızlı kargo (ETGB / basitleştirilmiş gümrük) ile bireysel tüketiciler tarafından yurt dışındaki platformlardan satın alınan ayakkabı, oyuncak ve saraciye ürünlerini kapsıyor. Diğer ithalat kanalları (ör. normal gümrük işlemiyle ithal edilen ticari sevkiyatlar) bu kısıtlamanın dışında kalabilir; yani ürünün ülkeye giriş şekli belirleyici.


Peki, daha önce verilen siparişler ne olacak?

Bakanlık ve yetkili haber ajanslarının bildirdiğine göre, kısıtlama sonrası tüketicilerin üç temel seçeneği bulunuyor:

  1. Satın alma platformuyla iade sürecini başlatmak — satıcı ile iletişim kurarak geri ödeme talep edilebilir.

  2. Gümrüğe normal usulde beyanla (tam gümrük işlemi) getirme — eğer teknik olarak mümkünse ve ilgili belgeler sağlanabiliyorsa ürün normal gümrük prosedürüne göre ülkeye sokulabilir; bu yol genellikle masraflı olur.

  3. Gümrüğe iade veya “terk etme” seçenekleri — kargonun ülkeye girişine izin verilmezse paket gümrüğe iade edilir veya ithalatçı tarafından bırakılabilir; tüketici/ithalatçı bu süreçler için kargo firması ve satıcıyla görüşmelidir. Anadolu Ajansı

Özetle: Siparişler otomatik olarak “iletilir” diye düşünülmemeli — etkilenen gönderiler ya iade sürecine girecek, ya tüketici tarafından normal gümrük beyanı ile getirilmeye çalışılacak ya da gümrüğe iade/terk edilecek. https://ticaret.gov.tr+1


Tüketiciler ve satıcılar için pratik öneriler

  • Sipariş verdiyseniz önce satıcı/alışveriş platformu ile iletişime geçin; iade ve geri ödeme seçeneklerini sorun

  • Kargo takibini kontrol edin. Kargonuz ETGB kapsamında görünüyorsa bu düzenlemeye takılabilir.

  • Kabul etmeyin veya teslim almadan önce bilgi alın. Gümrükten işlem yapılması gerekiyorsa maliyet oluşabilir.

  • Satıcı/işletmeler için: piyasa gözetimi ve uygunluk belgeleri, laboratuvar testleri ve mevzuata uyum zorunluluğu daha da önem kazandı — tedarik zincirinizi gözden geçirin.


Etkileri ve soru işaretleri

Kısıtlama, bireysel yurt dışı alışverişlerini ve bazı e-ticaret platformlarının tüketiciye sunduğu ürün çeşitliliğini kısmen sınırlayabilir. Sektör temsilcileri ile tüketiciler arasında kısa vadede iade/mağduriyet süreçleri artabilir; uzun vadede ise iç piyasada mevzuata uygun üretim ve tedarik öne çıkabilir. (Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.)

Okumaya Devam Et

Gündem

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Yayımlandı

üzerinde

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Tarih: 26 Ekim 2025 · Saat: İlk haberler 11:58 (güncelleme: 14:15) · Okuma süresi: ~2 dakika

İstanbul Kağıthane Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde, 42 yaşındaki Nilay Kotan sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Olayın şüphelisi, eski sevgilisi olduğu öne sürülen 64 yaşındaki Ali K., polis tarafından Silivri’de yakalandı.


Olayın ayrıntıları

İddiaya göre saldırı 26 Ekim 2025 sabah saatlerinde Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Saldırganın Nilay Kotan’a çok sayıda (haber kaynaklarına göre 15) el ateş ettiği; ağır yaralanan Kotan’ın olay yerindeki ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldığı, burada tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği bildirildi.

Şüphelinin yakalanması ve kimlik bilgileri

Olay yerinden kaçan şüpheli A.K. (64) olduğu iddia edilen kişi, polis ekiplerinin titiz çalışması sonucu Silivri’de yakalandı. Şüphelinin yakalandığı ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Bazı haberlerde şüphelinin daha önce sabıkasının olduğu yönünde bilgiler yer aldı; soruşturma ekipleri bu kayıtları inceliyor.

Emniyet ve adli süreç

Olayın ardından Kağıthane Asayiş Büro Amirliği ve olay yeri inceleme ekipleri bölgeye sevk edildi; çevredeki güvenlik kamera kayıtları ve görgü tanıklarının ifadeleri toplandı. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli adliyeye sevk edilmeden önce emniyetteki işlemleri sürüyor.

Görgü tanıkları ve mahalle sakinlerinin tepkisi

Mahalle sakinleri olay karşısında şok yaşadıklarını; sokakta böyle bir saldırının gerçekleşmesinin bölge halkını tedirgin ettiğini belirtti. Polis, olayla ilgili görgü tanıklarının bildirimleri için çağrı yaptı ve ilave güvenlik önlemleri alındı.

Okumaya Devam Et

Gündem

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Yayımlandı

üzerinde

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Tarih / Saat: 26 Ekim 2025 — 14:30
Okuma süresi: 3 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Kuzey Irak kaynaklı açıklamalara göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina başta olmak üzere bazı kamp ve mevzilerini boşaltma kararı aldı; örgütün bölgedeki mağara ve barınak alanlarını da terk edeceği bildirildi. Süreçle ilgili ayrıntılar ve bölgedeki askeri-güvenlik gelişmeleri devam ediyor.


Gelişme: Hangi alanlar boşaltılacak?

Kuzey Irak’ta yayılan haberlere göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina kamp bölgelerinde kademeli çekilme kararı aldı; aynı açıklamada mağara ve sınır hattına yakın bazı mevzilerin de tahliye edileceği ifade edildi. Bu duyurunun örgütün üst düzey iletişim kanallarından mı yoksa bölgedeki kaynaklardan mı yapıldığına dair detaylar henüz bütünlüklü şekilde paylaşılmadı.

Süreç ve uygulama iddiaları

Bazı medya kuruluşlarının aktardığı iddialara göre, silah bırakma ve çekilme sürecinin bölge bölge yürütüleceği; mağaraların tespit edilip girişlerinin kapatılması veya imha edilmesi gibi uygulamaların yer alabileceği belirtiliyor. Bu ayrıntılarla ilgili kaynaklar, sürecin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve güvenlik birimleri gözetiminde ilerleyebileceğine işaret ediyor. Ancak bu tür operasyonel detayların sahada nasıl uygulanacağına dair resmi bir açıklama henüz yapılmadı.

Türkiye cephesinden bağlam

Türkiye, PKK’ya karşı sınırötesi operasyonlarını sürdürüyor; geçmiş dönemlerde Zap, Metina, Hakurk gibi bölgeler hava ve kara harekâtlarıyla hedef alınmıştı. Bölgedeki askeri faaliyetler ve istihbarat çalışmaları, olası çekilme ve silah bırakma süreçlerinin güvenlik boyutunu belirleyecek. Uluslararası ajanslar da Türkiye’nin operasyonlarını ve bölgedeki durumu yakından takip ediyor.

Uzman yorumları ve olası sonuçlar

Güvenlik uzmanları ve bölge analistleri, kampların boşaltılması ve mağaraların terkedilmesinin kalıcı barışa doğru atılmış önemli bir adım olabileceğini; ancak sahada denetim, teslim, rehabilitasyon ve siyasi-mekanik süreçlerin eş zamanlı ve şeffaf biçimde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, çekilme sonrası bölge güvenliğinin sağlanması, geri dönüş ve ceza adımları gibi hukuki-siyasi konuların da çözülmesi gerekiyor. (Uzman değerlendirmeleri medya kaynaklarından ve analiz raporlarından derlenmiştir.

Ne takip edilmeli?

  • PKK veya bağlı yapılanmalardan gelecek resmi açıklamalar, sürecin kapsamını netleştirecek.

  • Türkiye Cumhuriyeti makamları (MSB, MİT, Dışişleri) ve bölgedeki yerel aktörlerin açıklamaları takip edilmeli.

  • Uluslararası gözlemciler ve bağımsız raporlar, iddiaların doğruluğunu teyit edebilecek üçüncü kaynaklar sağlayabilir.


Not: Bu haber, kamuoyuna yansıyan güvenilir medya ve kaynaklara dayanarak hazırlanmıştır; iddiaların bir kısmı sahadaki fiili uygulamalarla teyit edilmeyi beklemektedir. Okurlarımız, resmi makam açıklamalarını öncelikli kaynak olarak takip etmelidir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar