Gündem
Cezaevinde Bitkin Haliyle Yüksel Güran Ortaya Çıktı: Narin Güran Davasının Çarpıcı Aile Görüntüleri

Açıklaması :
Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yüksel Güran, Narin Güran cinayetindeki yargı sürecinin en kritik isimlerinden biri. Mayıs 2025’te ortaya çıkan yeni fotoğraflar, annedeki bitkinlik ve zayıflamayı gözler önüne seriyor. İstinaf sürecindeki yasal gelişmeler ve uzman değerlendirmeleri bu makalede.
Özet
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe köyünde 21 Ağustos 2024’te kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davada, anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Mayıs 2025’te ortaya çıkan yeni fotoğraflar, Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yüksel Güran’ın, çocuklarıyla görüşme sırasında oldukça bitkin ve zayıflamış bir hâlde olduğunu göstermektedir. Bu makalede davanın süreci, ortaya çıkan görüntülerin ayrıntıları, aile ve kamuoyunun tepkileri ile hukuki gelişmeler ele alınacaktır.
1. Olayın Kronolojisi
1.1 Narin Güran’ın Kayboluşu ve Bulunuşu
21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Tavşantepe köyünde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, 20 gün sonra Eğertutmaz Deresi kıyısında bir çuval içinde bulundu
Ceset üzeri taşlarla örtülmüş, çalılıkların arasında gizlenmiş haldeydi .
1.2 Tutuklamalar ve Mahkeme Süreci
Soruşturma sonucunda anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran “itirazen iştirak halinde ticarî menfaat gözetmeksizin çocuk öldürme” suçlamasıyla tutuklandı
8 Mayıs 2025’te Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi oybirliğiyle sanıklara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi; komşu Nevzat Bahtiyar ise 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı
Dosya, istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi
2. Yüksel Güran’ın Cezaevindeki Son Görünümü
2.1 Fotoğrafların Ortaya Çıkışı
Mayıs 2025 başında, Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde gerçekleşen aile görüşmesinde çekilen kareler medyaya yansıdı .
Fotoğraflar ilk olarak Mynet ve CNN Türk’te yayımlandı; ardından Tele1, EkonomiM ve Türkiye Gazetesi gibi çok sayıda ulusal kaynakta yer aldı .
2.2 Görüntülerin Analizi
Karelerde Yüksel Güran, oğlu Baran ile diğer çocuklarıyla bir masanın etrafında otururken görülüyor. Annenin yüz hatlarında belirgin yorgunluk ve zayıflama dikkat çekiyor .
Cezaevi giysisi içinde görüntülenen Yüksel Güran’ın, mahkeme sürecinin ve tutukluluğun getirdiği psikolojik ve fiziksel zorlukları yaşadığı yorumları yapıldı .
3. Hukuki Süreç ve İstinaf Beklentisi
Dosya, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi
İstinaf aşamasında, savunma avukatları anne ve diğer sanıkların delillerin eksikliği nedeniyle cezanın bozulmasını talep edecek.
Mahkeme kararının kesinleşmesi durumunda, Yüksel Güran ve diğer sanıklar cezanın infazı için ilgili kapalı cezaevine sevk edilecek.
4. Aile ve Kamuoyunun Tepkileri
Aile yakınları, sosyal medyada fotoğrafların tepki çektiğini, kimi kullanıcıların “masum bir annenin durumu” yorumları yaptığı, kimilerinin ise “adaletin yerini bulduğu” görüşünde olduğu bildirildi .
İnsan hakları örgütleri, cezaevi koşullarının denetlenmesini ve tutuklu yakınlarının sağlık durumlarına ilişkin bilgi verilmesini talep etti.
5. Uzman Görüşleri
Psikolog Dr. Ayşe Yılmaz: “Tutukluluk süresi, özellikle aileden ve çocuklarından ayrı kalma, ağır suçlamalarla karşılaşma psikolojik travmaya yol açar. Görüntüler anne üzerindeki baskıyı gösteriyor.”
Hukukçu Av. Mehmet Kara: “İstinaf sürecinde delil değerlendirmesi ve cezanın hukuka uygunluğu tartışılacaktır. Kesin karar aylar sonra netleşir.”
Gündem
Japon deprem uzmanından korkutan tahmin: “Bunun için 35 yıldır Türkiye’deyim” — Hangi iller risk altında, ne yapılmalı?
Japon deprem uzmanından korkutan tahmin: “Bunun için 35 yıldır Türkiye’deyim” — Hangi iller risk altında, ne yapılmalı?
27 Kasım 2025 — 14:00 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi
Özet: Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’deki deprem risklerine ilişkin çarpıcı uyarılarda bulundu. Moriwaki, uzun yıllardır Türkiye’de bulunduğunu belirterek özellikle Ege, Marmara ve bazı İç Anadolu şehirlerini işaret etti. Uzmanın açıklamaları, afet hazırlığı ve yapı stoku konusundaki eksiklikleri yeniden gündeme taşıdı.

Uzman kim? Ne dedi?
Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, son günlerde Türkiye’deki konferans ve panel konuşmalarında bölgesel sismik tehlikeye dikkat çekti. Moriwaki, medyaya verdiği röportajlarda “Bunun için 35 yıldır Türkiye’deyim” ifadelerini kullanarak, Türkiye’de uzun süreli incelemeler yaptığını ve bazı bölgelerde artan sismik hareketliliğin dikkat çekici olduğunu söyledi.
Moriwaki, Ege Bölgesi’ndeki ince fay hatlarının sık deprem üretme potansiyeline işaret ettiğini, Marmara ve çevresinde ise büyük ölçekli bir deprem riskinin uzun vadede gerçek bir tehdit olduğunu belirtti. Ayrıca bazı yerleşim merkezlerinin yapı stoğuna ilişkin ciddi kaygılarını kamuoyuyla paylaştı.
Hangi iller risk altında?
Uzmanın açıklamalarına göre öncelikli dikkat gerektiren bölgeler şunlar:
-
Ege Bölgesi (İzmir, Manisa, Muğla ve civarı) — küçük fakat sık sarsıntılar ve ince fay hatları.
-
Marmara Bölgesi (İstanbul çevresi) — büyük kırılma potansiyeli nedeniyle uzun vadeli risk bulunuyor.
-
Bursa ve Bandırma hattı gibi yerler — yerel artçı ve yapı stoğu endişeleri nedeniyle dikkat çekiyor.
Not: Uzman, illeri işaret ederken kesin zaman verisiyle “ne zaman” sorusuna yanıt vermedi; bölgesel risk ve hazırlık çağrısı yaptı.
Bilimsel çerçeve — Deprem tahmin edilebilir mi?
Bilim insanlarının genel görüşü, günümüzde depremlerin kesin zaman, yer ve büyüklüğünü belirlemenin mümkün olmadığı yönünde. Yetkili kurumlar ve uluslararası uzmanlar, risk analizleri ve olasılık hesapları yaparken kesin “tahmin” ifadeleri yerine “olasılık” ve “hazırlık” vurgusu yapıyor. Bu nedenle uzman uyarıları, bölgesel risklerin artabileceği ihtimaline işaret eden önemli bir uyarı olarak değerlendirilmelidir.
Neden şimdi gündemde?
Uzmanın Türkiye’de uzun yıllar çalışmış olması, yerel verilerle gözlemlerini harmanlayabilmesine olanak veriyor. Ayrıca son dönemde bölgelerdeki artan sismik aktivite ve yapı stoğuna dair yaygın eleştiriler, bu tür açıklamaları daha görünür kılıyor. Uzmanın konuştuğu üniversite, panel ve basın buluşmaları haber kaynaklarında yer aldı.
Vatandaşlara ve yetkililere öneriler
-
Hazırlık-kültürü: Aile afet planı, çanta (ilk yardım, su, yiyecek), güvenli toplanma alanlarının bilinmesi.
-
Yapı denetimi ve güçlendirme: Özellikle eski binalarda güçlendirme çalışmaları ve ruhsata uygunluk açısından denetimlerin artırılması.
-
Yerel yönetimler ve eğitim: Okullar ve belediyeler tarafından düzenli tatbikatlar, bilgilendirme kampanyaları.
Uzmanın geçmiş açıklıkları ve güvenilirlik
Yoshinori Moriwaki, Türkiye’de yıllardır aktif olarak alan çalışmaları yapan bir isim olarak medyada yer aldı; geçmişte de Marmara ve diğer bölgelerle ilgili risk uyarıları yapmıştı. Ancak tüm uzman değerlendirmelerinde olduğu gibi, tek bir ses yerine akademik çalışmalar, AFAD ve üniversitelerin raporları da dikkate alınmalı.
Kısa not — Haberimizin güvenilirliği
Bu haber, uzmanın son açıklamaları ve Türkiye’deki haber kuruluşlarının aktarımlarına dayanarak hazırlanmıştır. Deprem konusunda kesin zaman öngörüsünün bilimsel olarak yapılamadığı, ancak risklerin ve hazırlığın öneminin herkes tarafından kabul edildiği not edilmelidir.
Gündem
11. Yargı Paketi TBMM’de: Güler — “Denetimli serbestlik 3 yıl erken olacak, 55 bin mahkumu kapsıyor”
11. Yargı Paketi TBMM’de: Güler — “Denetimli serbestlik 3 yıl erken olacak, 555 bin mahkumu kapsıyor”
Tarih / Saat: 27 Kasım 2025 — 15:35 (İstanbul)
Okuma süresi: 4 dakika
Yayın: FatihDoganMedya — Web Haber
TBMM’ye sunulan 11. Yargı Paketi’yle, COVID-dönemi düzenlemelerini genişleten infaz değişiklikleri yer alıyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Af değil; koşullu salıverme—denetimli serbestlik üç yıl daha erken uygulanacak” açıklamasını yaptı; ilk etapta 54–55 bin hükümlünün bu düzenlemeden yararlanması öngörülüyor.

Haber metni
TBMM Başkanlığı’na sunulan ve kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak anılan tasarı, infaz rejiminde değişiklikler öngörüyor. Paketin en dikkat çeken maddelerinden biri, COVID-dönemiyle ilişkili düzenlemelerin kapsamının genişletilmesine ilişkin düzenleme. Bu kapsamda bazı hükümlüler için denetimli serbestliğe ayrılma süreleri öne çekiliyor.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM’de yaptığı açıklamada düzenlemenin “af” olarak nitelenmemesi gerektiğini vurgulayarak bunun bir koşullu salıverme uygulaması olduğunu söyledi. Güler, “Denetimli serbestlik 3 yıl daha erken gerçekleşecek. Af değil koşullu salıverme olacak. İlk etapta 54–55 bin mahkumu ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.
Pakette yer alan teknik düzenlemeler arasında, kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve açık cezaevinden denetimli serbestliğe geçiş düzenlemelerinde “3 yıl öne çekme” formülü bulunuyor; tasarı 31 Temmuz 2023 ve öncesi tarihi kapsayan (COVID dönemi) suçları hedef alan düzenlemeler içeriyor. Bu kapsamın ilerleyen yıllarda daha fazla hükümlüyü kapsayabileceği belirtiliyor.
Adalet Bakanlığı tarafından teknik destek verilen ve Meclis’e sunulan kanun teklifinin madde sayısı konusunda resmi kaynaklarda 38 maddelik bir teklif kaydı yer alıyor; paket ayrıca trafik, bilişim, kamu düzeni gibi farklı başlıklarda değişiklikler de öngörüyor. Parlamento sürecinde komisyon çalışmalarıyla maddelerde değişiklikler olabileceği hatırlatılıyor.
Hak ve mağdur grupları, muhalefet partileri ve ceza hukukçuları tasarının kapsamı ve uygulama ayrıntıları konusunda yakından izleme çağrısı yaparken, teklif TBMM iç tüzüğü ve komisyon süreçleri tamamlanınca yasalaşma yoluna girecek. Uygulama ayrıntıları (hangi suçları kapsadığı, cezai süre hesaplaması, infaz rejimi geçiş kuralları) meclis gündemindeki metinle netleşecek.
Neden önemli?
-
Kısa vadede tahliye/koşullu salıverme kapsamı: İlk etapta 54–55 bin civarı hükümlünün etkilenmesi öngörülüyor; sayı ilerleyen yıllarda artabili
-
Hukuki nitelik: Hükümet yetkilileri düzenlemeyi “af” değil “koşullu salıverme/infaz erteleme” olarak tanımlıyor; bu tanım, uygulama ve toplumsal tartışma açısından belirleyici.
-
Kapsam: Düzenleme, 31 Temmuz 2023 ve öncesi tarihli fiillere ilişkin COVID-dönemi bağlamlı hükümleri kapsıyor.
Editörün notu — yayın bilgileri
-
Kaynak özetleri: Pakete ilişkin açıklamalar AK Parti cephesinden ve haber ajanslarının ilk duyurularından derlenmiştir. Resmi hüküm ve uygulama ayrıntıları TBMM kayıtları ve kanun teklifi metniyle belirlenecektir.
Gündem
FRANSA’DA SKANDAL: İDDİAYA GÖRE ÜST DÜZEY MEMUR, İŞ GÖRÜŞMELERİNDE KADINLARA DİÜRETİK VERDİ
FRANSA’DA SKANDAL: İDDİAYA GÖRE ÜST DÜZEY MEMUR, İŞ GÖRÜŞMELERİNDE KADINLARA DİÜRETİK VERDİ
FatihDoganMedya — 27 Kasım 2025, 14:00 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 4 dakika
Fransa Kültür Bakanlığı’nda uzun yıllar görev yaptığı belirtilen eski üst düzey bir memurun, iş görüşmelerinde aday kadınların içeceklerine yasa dışı diüretik (idrar söktürücü) karıştırdığı; sonuçta en az 200–240 kadının acil tuvalet ihtiyacıyla karşı karşıya kaldığı ve bazılarının kamusal alanlarda küçük düşürücü durumlarla karşılaştığı iddia ediliyor. Olayla ilgili dosyalar, mağdurların ifadeleri ve bilgisayarda bulunan “deney” kayıtları soruşturmanın merkezinde yer alıyor.

Detaylar — Ne oldu?
İddialara göre olaylar yaklaşık 2011–2019 döneminde gerçekleşti. Şüpheli olarak ismi geçen Christian Nègre olduğu bildirilen kişinin, iş görüşmelerinde kadın adaylara çay veya kahve ikram ettiği ve içeceklere güçlü bir diüretik karıştırdığı öne sürüldü. Bu ilaçlar kadınlarda ani ve kontrol edilemeyen idrar hissi yaratarak, görüşmeyi uzatıp adayları tuvaletten uzak alanlara yönlendirince bazılarının açık alanlarda küçük düşmesine yol açtı.
Bilgileri ortaya çıkaran unsurlar arasında şüphelinin bilgisayarında bulunduğu belirtilen “P Experiments” (veya “Experiments”) başlıklı bir elektronik kayıt/dosya ile bazı fotoğrafların yer aldığı; mağdurlar ve hukukçuların bu kayıtları soruşturmanın merkezine koydukları bildirildi.
Mağdurların durumu ve hukuk süreci
Bazı mağdurlar ağır psikolojik travma yaşadıklarını, uzun süre toplum içinde rahat hissedemediklerini ve olayların ardından yasal yollara başvurduklarını belirtiyor. Hukuk sürecinde devletin kusurlu bulunduğu ve tazminata hükmedildiği bazı idari davalar da vardı; örneğin mahkemeler, mağdurların uğradığı zarar nedeniyle kamu kurumunu kusurlu buldu. Ancak iddiaların cezai boyutuna ilişkin süreçler yıllarca sürdü ve bazı davaların criminal (cezai) aşaması gecikmeler içerdi.
Şüpheli hakkında 2019’da iddianame düzenlendiğine dair haberler bulunuyor; fakat devam eden soruşturmalar, bazı davaların henüz sonuçlanmadığını gösteriyor. Mağdur avukatları, soruşturma sürecinin yavaş yürütülmesinden ve adaletin gecikmesinden şikâyetçi.
Uzmanlar ne diyor?
Hukukçular ve cinsiyet temelli şiddetle mücadele grupları bu tür eylemleri “güç ve kontrol amaçlı cinsel saldırı” olarak nitelendiriyor; kimyasal veya ilaç yoluyla zorlama vakalarının hem tespitinin güç olduğu hem de mağdurlar üzerinde kalıcı psikolojik etkiler bıraktığı vurgulanıyor. Ayrıca kurum içi reaksiyon ve ihbar mekanizmalarının etkinliğinin sorgulandığı belirtiliyor.
FatihDoganMedya olarak takip edeceğiz
Konu uluslararası ve Fransız basınında geniş yer buluyor. Gelişmeler oldukça soruşturma, dava süreçleri ve resmi açıklamalar doğrultusunda güncellemeler yayınlayacağız.
-
Gündem5 gün önceGenç Rümeysa, nişanlısının evinde silahlı saldırıda hayatını kaybetti
-
Magazin3 gün önceİlknur Dadaş: İlahi Aşk, Doğa Sevgisi ve İstanbul Şiirleriyle Güfte Yolculuğunda Yükselen İsim
-
Sağlık1 hafta önceObezite Ameliyatı İçin Kurallar Değişti: Yeni Düzenlemeler ve Detaylar
-
Magazin1 hafta önceSurvivor 2026 sürprizi: Cüneyt Arkın’ın oğlu Murat Arkın “Ünlüler – All Star” kadrosunda
-
Magazin1 hafta önceNicolas Cage, Hz. Yusuf rolüyle Oğul ile 21 Kasım’da sinemada — Türkiye gösterimi ve detaylar
-
Sağlık1 hafta önceŞile’de şap alarmı: 3 köy karantinada, 18 mahalle gözetim altında
-
Teknoloji1 hafta önceDünya’nın dönüş ekseni yaklaşık 80 cm kaydı
-
Magazin1 hafta önceGÜLLÜ’NÜN ÖLÜMÜNDE KİLİT İSİMDEN FLAŞ İDDİA: “ANNEMİ BEN ÖLDÜRDÜM” DEDİ

