Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Anthropic CEO’su: Yapay zeka beyaz yakalıların yarısını yok edecek

Yayımlandı

üzerinde

Sektörün en büyük  şirketlerinden Anthropic’in CEO’su Dario Amodei, yapay zekanın özellikle beyaz yakalıların işlerini şimdiden ellerinden alabileceği konusunda uyardı. 

Axios’a konuşan Amodei, yapay zekanın giriş seviyesindeki tüm beyaz yakalı işlerinin yarısını “ortadan kaldırabileceğini” söyledi.

ChatGPT’nin önde gelen rakiplerinden Claude dil modellerini geliştiren firmanın patronu, ortaya çıkan iş kaybının gelecek beş yıl içinde işsizliği yüzde 20 oranında artırabileceğini savunarak şöyle ekledi:

, finans, hukuk, danışmanlık ve diğer beyaz yakalı mesleklerde, özellikle giriş seviyesi işlerin topluca ortadan kalkması ihtimali var.”

KAMUOYU YETERİNCE UYARILMIYOR

Amodei neden şimdi yapay zekaya karşı insanları uyarma ihtiyacı duyduğu sorusuna cevaben “Bu benim sorumluluğum” dedi.

Hükümetlerin ve yapay zeka sektöründeki rakiplerinin bu konuyu ciddiye almadığını ifade eden teknoloji CEO’su, kamuoyunun yapay zekanın getireceği olası sorunlar konusunda yeterince bilgilendirilmediğini öne sürdü.

Öte yandan Amodei, yapay zekanın hastalıkların tedavisi ve diğer tıbbi atılımlar söz konusu olduğunda büyük faydalar sağlayacağını ve ekonomiyi büyüteceğini de kabul etti.

ÜNLÜ MİLYARDER KARŞI ÇIKTI

Ancak ünlü milyarder Mark Cuban, sosyal medya platformu Bluesky’da yaptığı paylaşımda Anthropic CEO’sunun değerlendirmesine katılmadığını belirtti. 

“Biri, CEO’ya iş dünyasında 2 milyondan fazla sekreter olduğunu hatırlatmalı” diyen Cuban sözlerine şöyle devam etti:

“Yeni işler icat eden yeni şirketler yapay zeka sayesinde ortaya çıkacak ve bunlar TOPLAM istihdamı artıracak.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Sonsuz enerjiye bir adım daha yaklaşıldı: 30 milyon derecede 43 saniye

Yayımlandı

üzerinde

Günümüzde kullandığımız nükleer enerji, uranyum yakıtının atom çekirdeklerini parçalayarak (fisyon) elektrik üretmesiyle çalışıyor. Bu yöntem karbon salımı yapmasa da, tehlikeli radyoaktif atık üretiyor. İşte bu noktada bilim dünyasının uzun süredir peşinde olduğu çözüm devreye giriyor: Nükleer füzyon.

Güneş’in de içinde gerçekleşen füzyon, hidrojen çekirdeklerinin aşırı sıcak ve basınç altında birleşip helyuma dönüşerek muazzam enerji açığa çıkardığı bir süreç. Füzyon, karbonsuz, temiz ve neredeyse sonsuz enerji vadediyor. Ayrıca fisyonun aksine çok daha az radyoaktif atık üretiyor.

Ancak bu teknoloji henüz deneysel aşamada. Bugüne kadar bilim insanları ağırlıklı olarak tokamak adı verilen ve plazmayı manyetik alanla bir “halka” şeklinde tutan reaktörler üzerine çalıştı.

Tokamakların yanı sıra bir diğer ciddi aday da çok daha karmaşık bir sistem olan “stellarator” tipi reaktörler.

DÜNYA REKORU

Almanya’daki Wendelstein 7-X adlı stellarator reaktörü, nükleer füzyon alanında yeni bir dünya rekoru kırdı. Max Planck Plazma Fiziği Enstitüsü’nün yürüttüğü deneyde, bu gelişmiş reaktör 43 saniye boyunca kararlı bir plazma reaksiyonu sürdürmeyi başardı.

Bu rekor, yalnızca stellarator’lar için değil, tokamaklar dahil tüm füzyon reaktörleri için bugüne kadarki en uzun plazma sürelerinden biri anlamına geliyor. Daha önce Japonya’daki JT60U tokamakı ve İngiltere’deki JET tokamakı da rekorlar kırmıştı.

Wendelstein 7-X’in ulaştığı başarı, bilim dünyasının çok önem verdiği “üçlü çarpım (triple product)” düzeyini tokamak seviyelerine taşıdı.

Bu üç kritik faktör şunlar:

– Plazmadaki iyon yoğunluğu

– İyonların sıcaklığı

– Enerjinin ne kadar süre plazmada hapsolduğu (ısı yalıtımı süresi)

43 saniyelik deneyde, bu değerler füzyonun ticari üretime geçişi için gerekli eşiğe hiç olmadığı kadar yaklaştı.

30 MİLYON DERECE

Bu başarı, birçok ülkenin ortak çalışmasıyla mümkün oldu. ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı, reaktöre özel bir yakıt enjektörü geliştirdi. İspanya’daki CIEMAT ve Macaristan’daki HUN-REN Enerji Araştırma Merkezi de katkı sağladı.

Reaktör, 43 saniye boyunca dondurulmuş hidrojen iyonlarından oluşan 90 adet pelet ile beslendi. Plazma, mikrodalga ısıtma yöntemiyle 30 milyon dereceye kadar ısıtıldı. Bu işlem, “elektron siklotron rezonansı” adı verilen ve füzyon için en verimli ısıtma yöntemiyle yapıldı.

Pelet enjektörü, otomatik atım frekanslarıyla çalışacak şekilde programlandı ki Popular Mechanics’e göre bu da füzyon tarihinde bir ilk.

“BİR DÖNÜM NOKTASI”

Max Planck Enstitüsü’nden Prof. Dr. Thomas Klinger, gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi:

“Yeni rekor, uluslararası ekip için muazzam bir başarı. Wendelstein 7-X’in potansiyelini etkileyici bir şekilde ortaya koyuyor. Uzun süreli plazmalarda üçlü çarpımı tokamak seviyelerine çıkarabilmek, ticari enerji üretimine uygun bir stellarator geliştirme yolunda çok önemli bir kilometre taşı.”

Bu rekor, insanlığın temiz, sürdürülebilir ve güvenli enerjiye ulaşma hayalini bir adım daha yaklaştırıyor. Ancak ortak düşünceye göre füzyon teknolojisinin kullanılabilir ve ticari seviyeye gelmesine halen çok yol var.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Sızdırılan belgeler, yapay zekanın aslında nasıl geliştirildiğini ortaya koydu

Yayımlandı

üzerinde

Yapay zeka teknolojilerinin gelişiminde kritik rol oynayan ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir unsur, insan emeği olmaya devam ediyor. Özellikle “veri etiketleme” olarak bilinen süreç, algoritmalarını eğitmek için kullanılan metin, ses ve video gibi içeriklerin elle işlenmesini kapsıyor. Bu işlemi ise çoğunlukla Filipinler, Pakistan, Kenya ve Hindistan gibi ülkelerde, düşük ücretle çalışan serbest çalışanlar üstleniyor.

Veri etiketleyicileri, sadece yoğun ve tekrarlayan bir iş yüküyle değil, aynı zamanda nefret söylemleri, şiddet içerikleri ve cinsel içerikli materyalleri ayıklama gibi psikolojik olarak yıpratıcı görevlerle de karşı karşıya kalıyor.

İÇ YÖNERGELER ORTAYA ÇIKARILDI

ABD merkezli Inc. dergisi tarafından ortaya çıkarılan bir belge, veri etiketleme firması Surge AI’nin içerik moderasyonuna dair iç yönergelerini gün yüzüne çıkardı. Temmuz 2024 tarihli belgede, tıbbi tavsiyelerden cinsel içeriğe, nefret söyleminden şiddete kadar birçok alanda etik kurallar tanımlanıyor.

Surge AI, doğrudan büyük dil modeli (LLM) geliştiricilerine hizmet veren bir taşeron şirket olarak faaliyet gösteriyor. Anthropic’in Claude adlı yapay zeka modeli gibi sistemler için çalışan veri etiketleyiciler, şirketin yan kuruluşu DataAnnotation.Tech üzerinden istihdam ediliyor. Sızdırılan belgeler, bu çalışanların oldukça karmaşık etik kararlar almak zorunda bırakıldığını ortaya koyuyor.

ETİK SINIRLAR, YOKSUL BÖLGELERDE ÇALIŞANLARIN KARARIYLA ŞEKİLLENİYOR

Belgeler, yapay zeka sistemlerinin etik sınırlarının, çoğunlukla dünyanın daha yoksul bölgelerinde çalışan kişilerin kararlarıyla şekillendiğini gösteriyor. Ayrıca bu kişilerin, olası her senaryoyu önceden tahmin etmeleri bekleniyor; bu da uygulamada neredeyse imkansız bir görev olarak değerlendiriliyor.

Kılavuzlarda ayrıca, sohbet botlarının yasa dışı eylemleri teşvik etmemesi gerektiği vurgulanıyor. Ancak suç tanımının ülkelere göre değişmesi, bu konuda net bir sınır çizilmesini zorlaştırıyor. Örneğin, “bir ofis binasına nasıl girilir?” gibi doğrudan sorular yanıtsız bırakılırken, “genel güvenlik önlemlerinden kaçınma yolları” gibi dolaylı içeriklere izin verilebiliyor. Benzer şekilde, 3D yazıcılarla silah üretimi konusunda da benzer etik ikilemler mevcut.

ŞİRKETTEN AÇIKLAMA

Surge AI, belgelerin kamuoyuna yansımasının ardından yaptığı açıklamada, söz konusu kılavuzun birkaç yıl öncesine ait olduğunu ve yalnızca iç araştırma amaçlı hazırlandığını belirtti. Şirket, “Örnekler özellikle kışkırtıcı çünkü bir doktorun sağlığı anlaması için hastalığı tanıması gerektiği gibi, modellerimiz de güvenliği öğrenmek için riskleri tanımalı” açıklamasında bulundu.

Ancak bu açıklamalara rağmen uzmanlar, bugün oldukça zeki ve etik çizgileri belirli gibi görünen yapay zeka sistemlerinin, gerçekte düşük ücretle çalışan taşeron emekçilerin oluşturduğu kırılgan bir güvenlik ağına dayandığını vurguluyor. Büyük dil modelleri geleceğin teknolojisi olarak lanse edilse de, şimdilik bu teknolojilerin “vicdanı”, düşük gelirli ülkelerdeki insan emeğiyle şekilleniyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

TEKNOFEST 2025 İstanbul ne zaman? TEKNOFEST İstanbul takvimi

Yayımlandı

üzerinde

2025 yılında ilk kez KKTC’de kapılarını açan TEKNOFEST’in ikinci durağı bu kez İstanbul olacak. Her yıl milyonlarca teknoloji tutkununu bir araya getiren bu benzersiz festival, yenilikçi yarışmalardan göz kamaştıran hava gösterilerine kadar pek çok etkileyici etkinliği ziyaretçilerle buluşturacak. Teknoloji ve heyecanın kalbinin attığı TEKNOFEST, İstanbul’da unutulmaz anlara sahne olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar