Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Ekrem İmamoğlu için tutuklama talep edildi

Yayımlandı

üzerinde

Soruşturma kapsamında gözaltında bulunan İBB Başkan Danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un da emniyette verdiği ifadeye ulaşıldı.

Ongun’un 131 sayfalık ifadesi 12 saat sürdü.

İfade başında etkin pişmanlık hükümleri için bilgilendirilen ve sonrasında “Tarafınıza anlatılan etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?” sorusu yöneltilen Ongun, “Herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum.” cevabını verdi.

Ongun, aylık gelirinin 350 bin lira olduğunu söyledi.

Ongun, “İBB tarafından ürün/hizmet alımı veya satımı amacıyla gerçekleştirilen ihalelere katıldınız mı veya herhangi bir ihale sürecinde bulundunuz mu?” sorusunu, “İBB Başkan Danışmanı hiçbir ihaleye katılmaz. İhale süreçlerinde de bulunmaz. Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olarak katıldığım herhangi bir ihale yoktur. Çünkü yönetim kurulu başkanları ihale yetkilisi değildir. Sadece Medya AŞ’ye gelir getirici az sayıda ihale bana imzaya gelir.” cevabını verdi.

Sorgusunda Ongun’a, kendisiyle aynı soruşturma kapsamında şüpheli konumunda bulunan 99 şüphelinin fotoğrafları gösterilerek, tanıyıp tanımadığı soruldu.

Ongun, kendisini danışmanı olarak tanıtan ve operasyondan iki hafta önce yurt dışına çıktığı belirlenen şüpheli Emrah Bağdatlı’yı 2009’dan beri bir arkadaşının ortağı olması sebebiyle tanıdığını, herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını iddia etti.

Bir tanığın açık hava reklam alanlarının Kültür AŞ üzerinden kiralanması sürecinde usulsüzlük yapıldığına ilişkin iddiası sorulan Ongun, iddiaların gerçek dışı olduğunu söyledi.

Ongun’a bir tanığın şu ifadesi okundu:

“İBB zabıtaları zaman zaman şehir genelinde izinli ya da izinsiz, reklam panolarını kesip sökerek yeni bir süreç başlatır. Böylece yeni ihaleler veya sözleşmeler imzalamaya zemin hazırlar. Bu şekilde rant sağlanır. Murat Kapki (şüpheli), Eco Reklam ve Ecevit Advertcity gibi reklam firmalarıyla ilişkili bir isimdir. Yanında çalışan Bekir Özmen ve İsmail Yırtıcı gibi kişilerle birlikte reklam alanında faaliyet göstermektedir. Murat Kapki, İBB Başkanlığına Ekrem İmamoğlu seçildikten sonra büyük bir servet sahibi olmuştur. Şehir merkezindeki üst geçitler ve stratejik noktalardaki reklam alanlarını pazarlaması dikkat çekicidir. Normalde bu tür yerler için yüksek kiralar ödenmesi gerekirken çok daha az bedellerle Murat Kapki bu işleri alarak hayatın olağan akışına aykırı şekilde karlar elde etmiştir… Hüseyin Köksal (şüpheli), Beylikdüzü’nde tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir iş insanıdır. İmamoğlu’nun seçim sponsorluğunu yapmasıyla birlikte Urban Medya gibi firmalarla ilişkileri gelişmiştir ve bu kirli ilişkiler içinde rüşvet döngüsüyle işlerini yürütmektedir. İlbak ailesi de Kültür AŞ’nin İstanbul’daki billboard ihalelerini alarak dikkat çekmektedir. İlbakların şirketi 1990’larda küçük bir ajansken bir anda büyük bir holdinge dönüşmüştür. Şu an bildiğim kadarıyla Amerika’da 10 AVM’leri mevcuttur. İlbakların da Ekrem İmamoğlu’na yatkın olduklarından ötürü belediyeden gayriresmi ve usulsüz şekilde ihale ve işler aldıkları bu sektördeki herkes tarafından bilinir. Subaşı ailesi de aynı şekilde İmamoğlu’yla yakınlığı olan bir ailedir. Eyüp Subaşı (şüpheli), oğlu Muhammed Subaşı açık hava reklam sektöründe etkin rol almaktadır. Bu kişilerin Taşçı ailesinden Kabil Taşçı (şüpheli) gibi küçük üreticilerle yakın ilişkileri mevcuttur. Kabil Taşçı’ya naylon fatura kestirerek gayriresmi para kazandırmaktadırlar. Bildiğim kadarıyla gayriresmi kazanılan bu paraların bir kısmıyla fon oluşturularak seçim döneminde Ekrem İmamoğlu’nun afişleri, miting organizasyonları, seçim otobüslerinin temini ve giydirme işlemleri finanse edilmektedir. Hatta seçim döneminde harçlık adı altında sokakta vatandaşlara bu paralar verilerek oy kazandırılmaya çalışılmaktadır. Naylon fatura kesme yöntemiyle İmamoğlu’nun kurduğu bu organizasyonun çok büyük paralar götürdükleri bilinmektedir. Bu bahsettiğim sahte fatura kesen kişi veya şirketlere alt sağlayıcı olarak fatura kesen GYN organizasyon yetkilisi Mehmet A. ve Murat Ş. isimli şahıs ve şirketlerdir. Bu organizasyonun başında İmamoğlu’nun yönlendirmesiyle Murat Ongun ve Serdar Taşçı bulunmaktadır.”

“İÇERİĞİ DOĞRU OLMAYAN SÖYLEMLERİ REDDEDİYORUM”

Ongun, tanık ifadesine karşı, “Tanığın ismi bana bildirilmediği için hangi husumetle yapılmış bir iftira olduğunu söyleyemiyorum. Benimle birlikte sözde organizasyonun başında olduğu iddia edilen Serdar Taşçı isimli şahsı tanımam. Bu ismi ilk defa burada duydum. Yine iddialarda ismi geçen GYN organizasyon yetkilisi Mehmet A. ve Murat Ş. isimli şahısları tanımam. İddialarda ismi geçen şahısların ve firmaların İBB’yle ticari ilişkileri olabilir. Bunları bilmem söz konusu değildir. İddialar teyide muhtaçtır. İçeriği doğru olmayan söylemleri reddediyorum.” savunmasını yaptı.

Bir tanığın “Açık hava reklam işleriyle ilgili Serdal Taşkın, Ekrem İmamoğlu’nun ekibinde yer alan Murat Ongun, Murat Kapki, Hüseyin Köksal, Necati Özkan, Fatih Keleş isimli şahıslarla haftada en az iki gün bir araya gelip Beylikdüzü’nde toplanırlardı. Bu toplantılarda açık hava reklam işleriyle ilgili iş, ihale ve gayrimeşru hususlar konuşulurdu. Toplantı sonrası Ongun ve Taşkın ellerinde içi para olduğunu düşündüğüm çantalarla çıkarlardı.” iddiasını ise Ongun ifadesinde yalanladı.

Reklam ihaleleri yönettiği iddiasına ilişkin Ongun, “Sayın İmamoğlu’nun en yakınındaki kişi olarak adımın ihalelerle anılmasını istemiyordum. Bunun somut örneği billboard ihalesidir. Bu ihaleyi Medya AŞ yapabilecekken, Kültür AŞ’ye anlattığı gerekçeyle devri yapıldı. Bir organizasyon ve yolsuzluk yapacak olsam kendi yönettiğim ihaleyi başka bir iştirak şirketine vermem hayatın doğal akışına aykırıdır.” cevabını verdi.

Ongun, bir tanığın CHP Kurultayı’na ilişkin “… Yanlarında delegelere vermek üzere getirdikleri çanta dolusu paralar vardı. Seçimi Özgür Özel kazansın diye delegelere para dağıttılar. Buna bizzat şahit oldum. Ayrıca kurultayda bazı delegelere siyasi rüşvetler de verildi…” iddiası üzerine, “CHP Kurultayı ile ilgili iddialar hazımsızca atılan iftiralardır.” dedi.

“BAĞDATLI’YA İLİŞKİN İDDİALAR ASILSIZ”

Ongun’a, soruşturma kapsamında ifadesi alınan bir tanığın, “…Emrah Bağdatlı, Murat Ongun’un en yakın arkadaşıdır. İmamoğlu İBB Başkanı olunca Murat Ongun’un başında olduğu Medya AŞ’den işler kendisine verildi. Advertcity reklam firması İmamoğlu İBB Başkanı olduktan sonra kuruldu. Görünüşte Murat Kapki ve Ahmet Köksal sahibidir. Ancak asıl sahipleri İmamoğlu, Kapki ve Köksal’dır. Şirketin eski genel müdürü Ahu Gülbay şirketin yapısını ve yaptıklarını öğrenince kendisini işten çıkardılar. Şirketin ticaret sicilindeki adı BVA Reklam ve Danışmanlıktır. Ticaret sicili numarası ise 238247-5’tir. Şirketin belediyeden yüksek tutarlarda ihale aldığı ancak asıl işinin sahte faturalar düzenleyerek gayriresmi parayı şirkete soktuğunu Servet anlatmıştır yine Hüseyin Köksal’a ait Karsal örme isimli firma ve Advercity isimli firmalar adına düzenlenen faturalarla kayıtsız paraları sisteme soktuklarını öğrendim. Servet ile yaptığım görüşmelerin bir kısmını ses kayıtlarını aldım. Bunları dosyaya sunacağım. Para sayma görüntüleri yayınlanınca Servet bu paraların Kültür AŞ’den aldığı paralar olduğunu, Servet itirafçı olacağını söyledi. Ancak ifadesinde bunları inkar etti. Hala Hüseyin Köksal’ın yanında çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. Ancak bu yapının birçok kirli işine kendisi vakıftır.” şeklindeki beyanı soruldu.

ONGUN: HUSUMETLE YAPILMIŞ İFTİRA

Ongun, bunun üzerine, “Tanığın ismi bana bildirilmediği için hangi husumetle yapılmış bir iftira olduğunu söyleyemiyorum. ‘Emrah Bağdatlı Murat Ongun’un en yakın arkadaşıdır. İmamoğlu İBB başkanı olunca Murat Ongun’un başında olduğu Medya AŞ’den kendisine işler verildi’ şeklindeki iddialara ilişkin demek isterim ki, savcılığınızın 17 Şubat 2025 tarihli Medya AŞ’ye gönderdiği ‘İhale alan şirketlere ilişkin belgeleri talep’ yazısına kurumumuz tarafından istenilen günde yanıt verilmiştir. Bu yazılar resmi evrakta mevcuttur. Medya AŞ tarafından bilgilendirmemde 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarında ihale almaya hak kazanan Emrah Bağdatlı’nın dört yılda 7 milyon lira civarında ihale aldığı anlaşılmıştır. Savcılık yazısında sorulan Emrah Bağdatlı’ya ait olan ‘Karpuz’ isimli şirketin ise İBB ve iştiraklerinden hiçbir ihale almadığı görülmüştür. Doğal olarak yöneticisi olduğum Medya AŞ şirketinin Emrah Bağdatlı’nın olağanüstü zenginleşmesine vesile olduğu iddiası asılsızdır.” cevabını verdi.

Gizli tanık Meşe’nin, “Birinci yöntem olarak dönemin reklam müdürü olan Kaan Sürmegöz üzerinden yapılan usulsüzlüklerdir. Reklam vermek isteyen kişi ya da kişiler Kaan Sürmegöz’e gelirler. Sürmegöz Murat Ongun’dan ilgili reklam çalışması ile ilgili görüş alır. Murat Ongun olumlu görüş vermeden İBB sınırları içerisinde bir reklam çalışması yapmak mümkün değildir. İlgili yönetmeliklerde 15 bin lira olan bir alanı 10 katı bazı durumlarda 20 katı fiyatlar talep ediyorlardı. Örnek olarak yönetmeliklere göre belediyeye yatırılması gereken 100 bin liralık bir reklam alanı için Kaan Sürmegöz 1 milyon lira talep ediyordu. Murat Ongun’dan onay aldıktan sonra Ongun reklam verilmesini uygun görürse 1 milyon liralık rakamı 500 bin liraya indirip resmi vergiler de geçerli 100 bin lirayı belediyeye yatırtıp aradaki 400 bin lirayı dört farklı yöntemle başka alanlara aktarıyorlardı. Yöntem birde aradaki 400 bin lirayı fark, nakliye ya da hediye saat ve benzeri masraflar için Murat Ongun ve yakın çevresinin harcamalarına götürülüyordu. Üçüncü yöntem olarak her ne kadar Murat Ongun ile Dilek İmamoğlu’nun ilişkileri iyi olmasa da Dilek İmamoğlu’nun kendi hayatını sürdürmesi için İstanbul Vakfı Dilek İmamoğlu’nun kontrolüne verilmiştir. Bu üçüncü yöntemde Murat Ongun devre dışı kalıp kalan örneklemdeki 400 bin lira gibi bir rakam İstanbul Vakfına yatırılmaktadır. İstanbul Vakfının o dönemki Genel Müdürü Perihan Yücel tarafından alınan bu bağışlar Dilek İmamoğlu’nun etkinlik masrafları hayatın akışındaki masrafları ya da ihale olmadan iş alındığı için vakıftan tedarikçi firmalardan kalan miktarlar kullanılarak o dönemki Dilek İmamoğlu’nun özel kalem müdürü Sibel Yıldızbaş tarafından Perihan Yücel ile koordine olarak gerekli harcamalar yapılırdı. Dördüncü olarak İBB Reklam Müdürlüğüne gidilmeden direkt Medya AŞ’ye reklam vermek isteyen kişi ya da kişiler gider ilk kontak kişisi Elif Güven’dir. Daha büyük kişilerde Pınar Türker’e başvurularak yine Murat Ongun’un değerlendirilmesi olumlu olursa 100 bin liralık reklam alanı için Medya AŞ’ye 500 bin lira ilgili kişilerce ödenirdi Medya AŞ sonrasında geri kalan parayı tedarikçi firmalar aracılığıyla kendilerine almaktadır. Çevre Koruma Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü içerisinde İlker Aslan’ın başında bulunduğu Ufuk İnan, Fatih Keleş, Murat Ongun ve Dursun Subaşı tarafından birçok yolsuzluk yapılmaktadır, ihale ve doğrudan temin işlerindeki yolsuzlukları İSTAÇ üzerinden gerçekleştirmektedirler. Deniz Hizmetleri Müdürlüğü üzerinden ise 2872 sayılı kanun kapsamında cezalar kapsamında mağdurları çağırarak çok fahiş fiyatlarda ceza yazacaklarını söyleyerek bu kişilerle bu cezalar üzerinden pazarlık yapmaktadır. Pazarlık neticesinde cüzi bir miktarını resmi cezalandırıp geri kalan kısmını ise İBB Kasımpaşa Ek Hizmet Binası Deniz Hizmetleri Müdürü’nün odasında elden çanta ile alıyorlar. İlker Aslan, Dursun Subaşı, Ufuk İnan ve Murat Ongun Beylikdüzü’nden kalan dostluklarını buradaki rüşvet ve yolsuzluk çarkında da devam ettirmektedirler.” ifadesi de sorguda okundu.

Ongun buna ilişkin, “Gizli tanık Meşe isimli şahsın ifadesinde geçen iddialar hakkında söylemek isterim ki daha önce birkaç kez tekrarladığım gibi İBB ve Medya AŞ’nin reklam ihale prosedürleri çok nettir ve defalarca denetlenmiştir. O yüzden her seferinde farklı farklı dile getirilen yalan ifadelere gerekli tüm yanıtları verdiğimi düşünüyorum. İstanbul Vakfı ya da başkanımızın eşi Dilek Hanım’ın adının ilk kez reklam işine karıştırıldığını üzülerek duydum. Bilgim ve görgü dahilinde hiç böyle bir şey yoktur. İSTAÇ veya Deniz Hizmetleri Müdürlüğü ile görev alanım gereği hiçbir ilgim yoktur dile getirilen iftiraların da tek bir kanıtı yoktur.” şeklinde savunma yaptı.

KAMU ZARARI İDDİASI

Kültür AŞ ve Medya AŞ’nin usulsüzlüklere kılıf yapılarak, 260 milyar 755 milyon 755 bin lira artı KDV kamu zararına sebep olunduğu iddiasına ilişkin Ongun, savunmasında şu ifadeleri kullandı:

“4 günlük gözaltı sonrası bu kadar fazla iddia içeren, içerisinde çeşitli rakamlar, ihaleler bulunan bir raporu sağlıklı bir şekilde değerlendirmem mümkün olmadığı gibi bahse konu ihalelere ilişkin benim doğrudan sorumluluğum da bulunmamaktadır.

Bununla beraber Medya AŞ diğer iştirakler gibi defaten Sayıştay, mülkiye müfettişleri ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri tarafından denetimden geçmiştir. Böyle bir kamu zararı bugüne kadar tespit edilememiştir. Eğer edilmişse de mutlaka İBB hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve dava süreci başlamıştır. Başlamamışsa da bu sürecin görevim ve konumum gereği muhatabı ben değilim.”

İHALELER SORULDU

Sorgusunda Ongun’a İBB’nin iştiraki olan Kültür AŞ ve Medya AŞ unvanlı şirketlerin yapmış oldukları ihalelerle ilgili temin edilen ihale dosyaları üzerinden yapılan incelemelere yönelik bazı sorular yöneltildi.

Ongun, bu sorulara şöyle cevap verdi:

“Bugün gözaltına alınışımın üçüncü günü, ifademin ise onuncu saatinde bu kadar iddiayı teker teker değerlendirebilmem doğal olarak hayatın olağan akışına aykırıdır. Ancak anladığım kadarıyla savcılık makamı benim özellikle daha önceden tanıdığım Emrah Bağdatlı ve Mustafa Nihat Sütlaç’a ihale verilmesine yardımcı olduğumu öne sürer nitelikte bilgilendirme değerlendiriyor.

Emrah Bağdatlı’nın Medya AŞ’den aldığı işlerin 4 yıla yayılı maddi değerinin herhangi bir zenginlik yaratmayacağı alenidir. İki ticari kuruluş arasında yapılmış bir antlaşmaya dayanmaktadır. Benim kamu yetkimi kullandığım bir husus yoktur.

Medya AŞ’nin ihale ve satın alma sorumlusu sayın Fatoş Ayık, 2011 yılında Medya AŞ kurulurken işe girmiş 3 sicil nolu bir çalışandır. Reklam alanlarından sorumlu İBB yetkilisi Emlak Daire Başkanı Kaan Sürmegöz önceki dönemden devam eden devlet memurudur. Ben reklam ya da reklam alanlarıyla ilgili bir organizasyon kurmak istesem herhalde AK Parti döneminden kalan bürokrat ve çalışanların yerine başka bir ekip kurardım fakat böyle bir tasarrufum olmamıştır.

Bana yönelik yasa dışı bütün suçlamaları sonuna kadar reddediyorum. Medya AŞ’nin gelirinin artması kamu kuruluşunun artması şahsi bir gelir artışı olmamıştır. İş ve işlemlerimizde kamu menfaatini koruduğumuz için suçlandığımızı düşünüyorum.”

Yetkilisi olduğu İBB iştirak şirketinin İBB’den almış olduğu ihalelerin süreci hakkında ifade vermesi istenen Ongun, ihale yetkisinin kendisinde olmadığını savunarak, İBB’nin 30 iştirak şirketi olduğunu söyledi.

Kendilerinden önceki dönemlerde de daire başkanlıklarının pek çok ihalesini iştirak şirketlerinin aldığını gördüklerini ve bunun kamu faydası gözeten bir uygulama olduğunu ifade eden Ongun, şunları kaydetti:

“İştirak şirketleri dolaylı da olsa kamu kuruluşu niteliğindedir. İBB gibi çok önemli bir kuruluşun tüm iş ve işlemlerine İstanbullular adına en yüksek kalitede yapma mecburiyeti vardır. İştirak şirketleri bu işlerin sağlıklı kaliteli ve çalışan hakkını gözeterek yaptırmak üzerine kurmuştur. Şu anda İBB’nin 70 bin civarında toplu sözleşmeli personeli vardır.

İmamoğlu döneminden önce kurulmuş bu sistemle hem istihdam yaratılmış hem de kayıt dışı personel çalıştırılmasının önüne geçilmiştir. Bu öncelikli kamu ve işçi adına bir avantajdır. İştirak şirketleri idareden aldığı toplu işlerin bazı bölümlerini kendisi hallederken uzmanlık ve insan kaynağı-teknik ekipman gerektiren bazı bölümlerini ise farklı şirketlere ihale edebilir.

Medya AŞ bu ihaleleri yaparken kamu ihale kanununa göre ihaleye çıkma zorunluluğu bulunmamasına rağmen biz yönetime geldikten sonra tüm bu bahsettiğim işlerde ihaleye çıkılmıştır. Dolayısıyla daha şeffaf daha liyakatli bir işleyiş için seçtiğimiz bu yolun karşımıza bir suçlama olarak gelmesine anlam veremiyorum.”

Gizli tanık Meşe’nin ifadesinde geçen hususlarla ilgili “İstanbul Senin uygulamasıyla ele geçirilen verileri kim ya da kimler kullandı? Bu veriler kim ya da kimlere satıldı?” sorusuna Ongun, İstanbul Senin uygulamasıyla ilgili teknik konularda bilgisinin bulunmadığını, verilerin kendisiyle veya “Reklam İstanbul” isimli firmayla paylaşıldığı iddialarının iftira olduğunu savundu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Engüzekkapı Kalesi: Bin yıllık görkemiyle Uzundere’de ayakta kalan tarih

Yayımlandı

üzerinde

Engüzekkapı Kalesi: Bin yıllık görkemiyle Uzundere’de ayakta kalan tarih

FATİHDOGANMEDYA – ÖZEL HABER
14 Aralık 2025 • 10:30 • Okuma süresi: 3 dk

Erzurum’un Uzundere ilçesindeki Engüzekkapı (Engüzek) Kalesi, yaklaşık bin yıllık tarihi, hamam ve su kanalları gibi iç donatıları ile Türkiye’de ayakta kalan nadir ortaçağ yapılarından biri olarak dikkat çekiyor. Son dönemde sosyal medyada yayılan görüntüler kaleyi yerli ve yabancı turistlerin radarına taşıdı; bölge tanıtım çalışmaları ile restorasyon gündemde

Uzundere ilçe merkezine yaklaşık 3 km uzaklıkta, Tortum–Uzundere yolunun kıyısında sarp bir kayanın üzerinde yükselen Engüzekkapı Kalesi (Ağcakale), bölgenin en iyi korunmuş ortaçağ yapılarından biri olarak biliniyor. Kalenin konumu hem stratejik savunma hem de çevreyi gözetleme açısından klasik bir yerleşim örneği sunuyor.

Tarihi ve mimarisi — “bin yıllık” rivayeti

Kesin inşa tarihi tartışmalı olmakla birlikte yerel kaynaklar ve haber ajansları kalenin yaklaşık bin yıllık bir geçmişe işaret ettiğini aktarıyor. Yapıda Doğu Roma / Bizans dönemine tarihlenebilecek izler ile daha sonraki onarımların izleri bir arada görülüyor; sarp kaya üstüne inşa edilmiş iç kale surları, gözetleme kuleleri ve sağlam duvarlar bugün hâlâ ayakta.

İçinde neler var? (Hamamdan gizli tünellere)

Uzundere Belediyesi ve ilçeye ait tanıtım notlarına göre kalede; hamam kalıntıları, antik su yolları, fırın, tapınak/şapel izleri ve mutfak-yemekhane bölümlerine ait kalıntılar tespit edilmiş durumda. Ayrıca, kalenin bazı bölümlerinde içe doğru açılan tüneller ve koridor haritaları olduğu, bunların halk arasında “gizli tünel” olarak anıldığı bildiriliyor. Ziyaretçi görüntüleri ve belgesel çekimleri bu özellikleri destekliyor.

Son aylarda kale, özellikle dron ve gezi videolarının sosyal medyada geniş paylaşılmasıyla popülerlik kazandı; bu paylaşımlar hem fotoğraf meraklılarının hem de tarih meraklılarının ilgisini artırdı. Yerel haberler, paylaşımların bölgeye gelen ziyaretçi sayısını yükselttiğini bildiriyor

Erzurum Valiliği ve yerel yönetimler kalenin tanıtımı için kısa tanıtım filmleri ve görsel materyaller hazırladı; ayrıca bazı haber kaynaklarında restore edilmesi yönünde planlamalar yapıldığı belirtiliyor. Resmi tanıtım videoları ve paylaşım platformlarındaki gönderiler, kalenin korunması ve turizme kazandırılması yönünde adımların atıldığını gösteriyor

Uzundere’den notlar

  • Ziyaret önerisi: Kaleye erişim sarp kayalık araziden olduğu için yürüyüş ekipmanı ve dikkat öneriliyor; yaz aylarında daha rahat ulaşılabiliyor.

  • Fotoğrafçılık: Dron ile çekimler panoramik açıdan etkileyici sonuç veriyor; ancak yerel düzenlemelere uyulmalı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Şantiye müdürünün cenazesine 28 gün sonra ulaşıldı — Sivas / Divriği

Yayımlandı

üzerinde

Şantiye müdürünün cenazesine 28 gün sonra ulaşıldı — Sivas / Divriği

Yayın: 14 Aralık 2025, 18:30 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 2–3 dk


Sivas’ın Divriği ilçesinde 17 Kasım’da meydana gelen göçükte toprak altında kalan şantiye müdürü Sabri Yıldırım (66)’ın cansız bedenine, yürütülen arama kurtarma çalışmalarının 28. gününde ulaşıldı. Cenaze, olay yerinde savcılık incelemesinin ardından otopsi için Divriği Sadık Özgür Devlet Hastanesi’ne götürüldü

  • 17 Kasım 2025: Divriği’ye bağlı Çaltı köyünde bulunan demir madeni sahasında, heyelan riskini azaltmaya yönelik denetim sırasında şantiye müdürü Sabri Yıldırım’ın ayağının kaydığı ve toprak yığınının kaymasıyla göçük altında kaldığı bildirildi.

  • Arama çalışmaları: Olay sonrası bölgeye AFAD, jandarma ve madencilik firmasına bağlı ekipler sevk edildi; arama kurtarma çalışmaları günlerce sürdü. Yerel kaynaklar aramaların 28 gün boyunca devam ettiğini aktarıyor.

  • 14 Aralık 2025: Yapılan çalışmalarda Yıldırım’ın cansız bedenine ulaşıldı; savcılık incelemesinin ardından cenaze otopsi için Divriği Sadık Özgür Devlet Hastanesi morguna kaldırılacak. Resmi soruşturma ve olay yeri incelemesi sürüyor.

Şu ana kadar yayımlanan ajans haberlerine göre (AA ve yerel basın), Cumhuriyet savcılığının olay yerinde inceleme yaptığı ve kesin ölüm nedeni ile olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin adli tıp raporu ile teknik raporların beklendiği bildirildi. Madencilik sahasındaki güvenlik uygulamaları ve göçüğe zemin hazırlayan nedenler hakkında soruşturma açıldı; firma yetkilileri ve ekipman kayıtları

Okumaya Devam Et

Gündem

Kozlu’da ‘Eşime neden baktın?’ kavgası cinayete dönüştü: 1 ölü

Yayımlandı

üzerinde

Kozlu’da ‘Eşime neden baktın?’ kavgası cinayete dönüştü: 1 ölü

Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde, bir tekel bayi önünde çıkan ve “Eşime neden baktın?” sorusuyla başlayan tartışma, bıçaklı kavgaya dönüştü. Olayda 28 yaşındaki Murat Yangun hayatını kaybederken, şüpheli 51 yaşındaki Cem Ç. polis tarafından yakalanarak adliyeye sevk edildi.

 Olayın Kısa Bilgileri

· Tarih ve Yer: 14 Aralık 2025, Zonguldak’ın Kozlu ilçesi, Merkez Mahallesi Veysel Atasoy Caddesi.
· Mağdur: Murat Yangun (28). Ağustos 2025’te evlenmişti.
· Şüpheli: Cem Ç. (51). 8 ayrı suç kaydı bulunuyor.
· Yaralı: Olayı ayırmaya çalışan tekel bayi işletmecisi H.G. kolundan yaralandı.
· Okuma Süresi: 3 dakika.

 “Eşime Neden Baktın?” Diyerek Tartışma Başlattı

Edinilen bilgilere göre olay, Merkez Mahallesi Veysel Atasoy Caddesi üzerindeki bir tekel bayisinin önünde meydana geldi. İddiaya göre, eşiyle birlikte bekleyen 28 yaşındaki Murat Yangun, bakışlarından rahatsız olduğu 51 yaşındaki Cem Ç.’y e “Eşime neden baktın?”diye sordu. İki kişi arasında çıkan bu sözlü tartışma, kısa sürede fiziksel bir kavgaya dönüştü.

Arbede sırasında Cem Ç.’nin bir bıçak çıkararak Murat Yangun’u vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladığı öne sürüldü. Olayı ayırmak isteyen tekel bayisi işletmecisi H.G. de kolundan yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

 Ağır Yaralı Hastaneye Gitti, Kurtarılamadı

Ağır yaralanan Murat Yangun, kendi imkanlarıyla Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi’ne gitti. Yangun’a yapılan ilk müdahalelerde akciğer sönmesi (pnömotoraks) tespit edildi ve hastanın durumu ağırlaşınca entübe edildi. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen Yangun hayatını kaybetti.

Aynı olayda yaralanan ve ambulansla hastaneye kaldırılan tekel bayi işletmecisi H.G.’nin ise sağlık durumunun iyi olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi.

 Şüpheli Yakalandı: “Bakmadım, O Yumruk Attı”

Olayın ardından başlatılan operasyonda polis ekipleri, şüpheli Cem Ç.’yi kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Emniyette ifadesi alınan şüphelinin, Murat Yangun’un eşine bakma iddiasını kabul etmediği öğrenildi. Cem Ç., “Yangun’un kendisine yumruk attığını, bu nedenle bıçakladığını” iddia etti. Şüphelinin ayrıca, olay sırasında kavgayı ayırmaya çalışan H.G.’nin de yaralandığını ifade ettiği belirtildi.

Polis kaynaklarından edinilen bilgiye göre, şüpheli Cem Ç.’nin daha önce 8 ayrı suç kaydı bulunuyor. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheli, Zonguldak Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılıkta ifadesinin alınmasının ardından adli kontrol veya tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar