Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

2024-2025 PMYO 2. Sınıflar Eğitim Sonu Sınavı takvimi: PMYO eğitim sonu sınavı ne zaman?

Yayımlandı

üzerinde

Polis Meslek Yüksekokulları (PMYO) 2. sınıflar sonu sınavı süreciyle ilgili ayrıntılar belli oldu. tarafından yapılan açıklamayla sürecin ayrıntıları duyuruldu.

PMYO EĞİTİM SONU SINAV DUYURUSU

2024-2025 PMYO 2. Sınıflar Sonu Sınavı’na ilişkin yayımladığı duyuruda; “Polis Meslek Yüksekokulları Eğitim Öğretim Yönetmeliğinin Eğitim Sonu Sınavı başlıklı 19/A maddesinin 1’inci fıkrasında “Yüksekokul öğrencilerinin aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.” hükmü amirdir. Amir hüküm gereğince 2024-2025 eğitim öğretim yılında Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüklerinde eğitimlerini başarı ile tamamlayarak mezun olan öğrenciler sınava tabi tutulacaklardır.

Söz konusu öğrencilerin sınavları, 03 Haziran 2015 tarihli ve 29375 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği” hükümleri gereği, 17-18 Temmuz 2025 tarihlerinde öğrenim gördükleri Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüklerinde yapılacaktır.

Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesi gereği ilan olunur.” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

12 Şehidin Ardından İddia Soruşturması: İsmail Saymaz’ın “Talimatı Kim Verdi?” Çağrısı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
Pençe-Kilit Harekatı’nda 12 askerimizin şehit düşmesinin ardından İsmail Saymaz “Talimatı kim verdi?” diye soruyor. Sorumluluk zinciri ve şeffaf soruşturma talebi.

Giriş

6–7 Temmuz 2025 tarihlerinde Pençe-Kilit Harekat bölgesinde sürdürülen arama-tarama faaliyeti sırasında metan gazına maruz kalan 19 kahraman askerimizden 12’si, tüm müdahalelere rağmen şehit düştü. Bu acı tablo, Türk milleti için kara bir gün olarak kayda geçti ve kamuoyunda “Neden bu kadar kayıp verildi?” sorusu ağırlık kazandı .

Olayın Detayları

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, 6 Temmuz 2025 tarihinde Irak’ın kuzeyindeki 852 rakımlı bir mağarada yürütülen arama-tarama faaliyetinde metan gazı birikimi hesaba katılmadan askerler içeri alındı. İlk etapta 19 Mehmetçik gazdan etkilenirken, dört askerimiz olay yerinde, sekiz askerimiz ise hastanedeki müdahaleye rağmen şehit oldu; şehit sayısı daha sonra 12’ye yükseldi .

İlk Tepkiler ve Metan Gazı İddiası

Bu tür bir metan gazı faciası, Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde daha önce yaşanmamış bir olay olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, mağara içindeki gaz birikiminin risk analizine dahil edilmemesini ve askerlerin uygun dedektör, oksijen tüpü ve maske gibi koruyucu donanıma sahip olmamasını “ihmal” boyutunda değerlendiriyor .

İsmail Saymaz’ın Eleştirisi: “Talimatı Kim Verdi?”

Halk TV köşe yazarı İsmail Saymaz, bugünkü yazısında yaşanan vahim kayıpla ilgili olarak “Açıklayın: Biz 12 şehidi neden verdik?” sorusunu yöneltti. Saymaz, operasyonun talimatını hangi makamın ve hangi gerekçeyle verdiğinin acilen kamuoyuna açıklanmasını talep etti .

Sorumluluk Zinciri ve Olası Açmazlar

“Talimatı kim verdi?” sorusu, komuta kademesinin ihmal ya da eksik bilgiyle harekete geçirildiği kaygılarını artırıyor. Kritik noktalar:

  • Risk Değerlendirmesi: Mağaradaki metan gazı riskinin operasyon planına dahil edilmemiş olması .

  • Donanım Eksikliği: Askerlerin gaz dedektörü ve koruyucu ekipmanlarla donatılmaması .

  • Komuta Yetkisi: Talimatın saha komutanından mı, tugay/kolordu seviyesinden mi yoksa Genelkurmay/ Bakanlık düzeyinden mi çıktığı belirsizliği .

Bu belirsizlikler, hem operasyonun planlanması hem de icrası sırasında zafiyet yaratmış olabilir.

Şeffaflık Çağrıları ve Beklenen Adımlar

Olayın ardından muhalefet partileri, hukuk camiası ve sivil toplum kuruluşları, “Tam bağımsız ve şeffaf bir soruşturma” talebini yineliyor. Aşağıdaki adımlar öne çıkıyor:

  1. Hukuki Soruşturma: Komuta zincirindeki sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması.

  2. Teknik İnceleme: Mağara içindeki risk analiz raporlarının, ekipman kayıtlarının ve operasyon planlarının mercek altına alınması.

  3. Kamuoyu Bilgilendirmesi: Bakanlık ve Genelkurmay tarafından olayın tüm ayrıntılarının paylaşılması ve “talimat” konusunun netleştirilmesi .

Sonuç

12 kahraman askerimizin şehit düşmesi, milletimizde derin bir acı ve infial yarattı. Gazeteci İsmail Saymaz’ın “Talimatı kim verdi?” sorusu, bu kayıpların önüne geçilebilmesi için en kritik unsur olan “hesap verebilirlik” talebini simgeliyor. Şeffaf ve kapsamlı bir araştırma, hem sorumluların belirlenmesi hem de gelecekte benzer faciaların önlenmesine yönelik hayati derslerin çıkarılması açısından şart.

Okumaya Devam Et

Gündem

Kerem Kınık’ın Kızının Dava Sürecinde Çarpıcı Gelişme: Baba Şikâyetini Geri Çekti, Anne İtirazını Sürdürüyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Fatma Zehra Kınık Demir’in karıştığı kazada hayatını kaybeden 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki şikâyetinden vazgeçti; anne Hasret Doğan ise adalet mücadelesine devam ediyor.

Olayın Özeti ve Kamuoyu Tepkisi

9 Temmuz 2024’te İstanbul Beykoz’da gerçekleşen kazada, eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir’in kullandığı araç, motosikletle çarpıştı. Motosiklette yolcu olan 17 yaşındaki Batın Barlasçeki yaşamını yitirirken, sürücü Yavuz Selim Öztürk ve diğer iki kişi yaralandı . Kamuoyunda büyük yankı uyandıran olayın ardından Kınık ailesinin, Barlasçeki ailesine maddi uzlaşma teklifinde bulunduğu iddiası da kısa sürede gündeme oturdu .

Hukuki Süreç ve Ceza Kararı

İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan yargılanan Kınık Demir’e 26 Mayıs 2025’te 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, adli kontrol tedbirlerinin ve 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmasına karar verildi .

Kınık Ailesinin Uzlaşma Teklifi

Duruşma öncesinde, Kerem Kınık’ın ailesinin ikinci kez Barlasçeki ailesine para teklif ettiği iddia edildi. Batın’ın annesi Hasret Doğan, “Kerem Kınık ve kızı ‘Ne istiyorlarsa yapmaya hazırız’ diyerek şikâyetimi geri çekmemi istedi. Ben oğlumun hakkını sonuna kadar savunacağım” sözleriyle teklifi reddetti .

Çarpıcı Yeni Gelişme: Baba Şikâyetini Geri Çekti

08 Temmuz 2025 günü mahkemeye sunulan dilekçeyle, hayatını kaybeden Batın Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki şikâyetinden vazgeçtiğini ve Kınık Demir’den hiçbir maddi ya da manevi tazminat talebinde bulunmayacağını bildirdi . Serdal Barlasçeki dilekçesinde, “Sanık hakkında istinaf yoluna başvurmayacağımı, şikâyetimden feragat ettiğimi beyan ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Anne Hasret Doğan’ın Kararlı Tutumu

Babasının geri çekme kararına karşın, anne Hasret Doğan adalet arayışını sürdürme kararlılığında. Doğan, “Bu dava benim tek sesim oldu; şikâyetimden asla vazgeçmeyeceğim” diyerek yasal haklarını sonuna kadar kullanacağını açıkladı .

Sonuç ve İlerleyen Süreç

  • Şikâyetin geri çekilmesi, ceza davasının seyrini etkileyebilir; ancak kamu davası ve mahkeme kararları şikâyet sahibi iradesinden bağımsız ilerleyebiliyor.

  • Anne Doğan’ın ısrarlı takibi, tazminat ve hukuki sorumluluk taleplerini gündemde tutuyor.

  • Toplumsal Tepki ve Medya, olayın yankısını hâlâ koruyor; adalet beklentisiyle gelişmeleri takip ediyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Baklava Kutusundaki 110 Bin Euro Nasıl Açıklandı? Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Tüter’in İfadesi Ortaya Çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :

Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter’in 110 bin euro rüşvet iddialarını “komisyon” olarak açıkladığı ifade metni. Baklava kutusundaki paraların hikayesi, soruşturmanın detayları ve güncel gelişmeler.

Giriş

Manavgat Belediyesi’ni sarsan “baklava kutusu” skandalında, Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter’in savcılıktaki ilk ifadesi basına yansıdı. 110 bin euro’nun rüşvet olarak alındığı görüntülerin ardından Tüter’in “komisyon” açıklaması gündeme damga vurdu.


Olayın Perde Arkası

  • Soruşturmanın Başlangıcı: Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın otel tadilatı, inşaat ruhsatı ve iskan işlemlerindeki usulsüzlük iddialarına dayanarak başlattığı soruşturma kapsamında, 4 aylık teknik ve fiziki takip yapıldı.

  • Suçüstü Görüntüler: İş insanı C.C., ruhsat işlemleri için rüşvet istenmesi üzerine polisi bilgilendirdi ve işaretli paralarla Tüter’i makamında yakalattı. Polis baskınında, bir baklava kutusunun içinden 110 bin euro çıktı .


Tüter’in Savunması ve İtirafı

  1. Rüşveti Kabul Etme: Tüter, çantadaki paranın kendisine ait olduğunu ve 110 bin euro’yu teslim aldığını itiraf etti .

  2. Komisyon İddiası: Paranın belediye işi olmadığını, iki iş insanı arasındaki bir komisyon ödeme borcu olduğunu savundu. “Belediye adına almadım” dedi .

  3. “Açıp Bakmadım” İfadesi: Polis kutuyu açmasını istediğinde “Arkadaşım hediye getirdi, bakmadım” yanıtını verdiğini belirtti.


Soruşturmanın Genişlemesi

  • Gözaltı Sayıları: İlk operasyonda 34 kişiye gözaltı kararı, 28’i yakalandı. Tüter’in itirafı sonrası bu sayı 41’e yükseldi, 37 şüpheli gözaltında.

  • Usulsüzlük İddiaları: Belediyeye bağlı iştirakler aracılığıyla sahte faturalar düzenlenerek yaklaşık 800 milyon TL’nin zimmetlendiği öne sürülüyor.

  • MASAK ve HTS Kayıtları: Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları ve telefon kayıtları, “rüşvet çarkı” iddialarını belgeler nitelikte.


Kamuoyuna Yansımalar ve Sonrası

  • Siyasi Etkiler: CHP’li belediyelere yönelik genel bir tartışmayı alevlendirdi.

  • Yerel Tepkiler: Manavgat halkı ve muhalefet partileri, şeffaflık ve hesap verebilirlik çağrısı yapıyor.

  • Hukuki Süreç: Savcılık, delil toplama işlemlerini sürdürürken, yargılamanın önümüzdeki günlerde başlaması bekleniyor.


Sonuç

Manavgat Belediyesi’ndeki “baklava kutusu” skandalı, belediyecilikte usulsüzlüklerin ve rüşvet iddialarının ne denli yaygın tartışıldığını gösterdi. Tüter’in “komisyon” savunması, soru işaretlerini azaltmaktan çok artırırken, hukuki süreç ve operasyonun genişlemesi, olayın Türkiye geneline yayılmasına neden oldu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar