Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Yenidoğan Çetesi davasında 5. duruşma: Yarın avukat beyanları dinlenecek

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 19’u tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın duruşması, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince, adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, bazı sanıkların ve sanık avukatlarının beyanları alındı.

Bazı tutuklu sanıklar, savunmalarına ekleyecek bir husus olmadığını belirterek, tahliyelerini istedi.

Sanık avukatı Burak Mengü, bir örgütün olabilmesi için hiyerarşik yapının bulunması gerektiğini ifade etti.

Müvekkilinin hemşire olduğunu söyleyen Mengü, bir hastanede hemşirenin doktorun dediğini yapmama gibi bir lüksü olmadığını, böyle bir ortamda örgütten bahsedilemeyeceğini savundu.

Avukat Mengü savunması sırasında üye hakime yönelik “Kürsüde bulunan şahıs.” ifadesini kullandı.

Bu duruma tepki gösteren üye hakim, Mengü’ye, “Reddi hakim talebinde bulundunuz, reddedildi. Devamında halen şahsım üzerine ithamlarda bulunuyorsunuz. Yargılamaya katılan hakim olarak, sürekli şahsımı ve makamımı hedef alan sözleriniz konusunda size uyarıda bulunuyorum. Bunu devam ettirmeyin.” dedi.

Avukat Mengü de “Kimseyi hedef almadım, sizi hedef alacak bir şey söylemedim. Talebimiz, Sağlık Bakanlığı tarafından bu olayın derinleştirilmesidir.” diye yanıt verdi.

Duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın avukatı Aydın Mantar da savunma yaptığı sırada savcıyla tartışma yaşadı.

Mantar’ın kendisine yönelik sözleri üzerine savcı, “Beni uyaramazsın, şov yapma.” diyerek tepki gösterdi.

Mantar, “Bu davada bebek ölümlerine ilişkin artık somut olarak elle tutulur taraf kalmadı. İlk günden itibaren adil yargılanmamızın engellendiğinden bahsediyoruz. Dosyadaki tüm sanıkların tahliyesini talep ediyoruz.” dedi.

heyeti, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK’dan yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın büyük kısmının sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.

Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.

İSTENEN CEZALAR

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Öte yandan Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.

Bu arada, davanın sanıklarından İlker Gönen, Antalya’da tutuklu bulunduğu cezaevinde 1 Şubat’ta intihar etmişti.

13 SANIKLI İDDİANAME ANA DOSYAYLA BİRLEŞTİRİLDİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca Yenidoğan Çetesi’ne yönelik Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesi doğrultusunda hazırlanan 57 sayfalık iddianamede ise 13 kişi “şüpheli”, Sosyal Güvenlik Kurumu “suçtan zarar gören” olarak yer alıyor.

Firari hemşire Serenay Şenkalaycı’nın iki dosyada da şüpheli olarak yer aldığı iddianame, Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden ana dosyayla birleştirilmişti.

Öte yandan mahkeme başkanı, cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin’in dosyasını ayırmış, davadaki sanık sayısı 57 olmuştu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

“29 Yıllık Hapis Kaçkını Faruk Duman’ın Film Gibi Dağ Serüveni: JASAT’ın İz Sürüşü ve Şaşırtan Ayrıntılar”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Denizli’de 29 yıl kesinleşmiş hapis cezasıyla aranan Faruk Duman’ın 8 ay boyunca dağlarda hayatta kalma mücadelesi, hayvan derilerinden kıyafet dikimi ve ayı kapanları kurma yöntemleri… JASAT ekiplerinin nefes kesen operasyonuyla yakalanma süreci detaylarıyla burada!

Giriş

Denizli’de yaklaşık 8 ay boyunca adeta bir “dağ adamı” gibi doğal koşullarda yaşayan 31 yaşındaki Faruk Duman, 29 yıl kesinleşmiş hapis cezasını infazdan kurtulmak için terk etti. Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinin titiz çalışması sayesinde ortaya çıkan bu nefes kesen hikâye, gerçek bir hayatta kalma ve iz sürme dramı sunuyor.


1. Faruk Duman’ın Suçu ve Kaçış Planı

  • Kesinleşmiş Cezası: Uyuşturucu ve silahlı suçlar nedeniyle hakkında verilen 29 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından onaylandı.

  • Kaçış Anı: 2024 yılının son çeyreğinde cezaevinden koordineli bir dış destek almadan kaçmayı başardı.

  • Gizli Rota: Tahkimatlı dağ yollarını kullanarak şehir merkezinden uzaklaştı ve yerel halkın bilmediği patikalara yöneldi.


2. Dağlarda 8 Ay: Hayatta Kalma Stratejileri

2.1 Doğal Sığınak ve Barınma

  • Kayalıklar arasına basit barınaklar inşa etti.

  • Yağmur ve soğuktan korunmak için kayın odunlarından iskelet çerçeve oluşturdu.

2.2 Hayvan Derilerinden Özel Giysiler

  • Yabani keçi, tilki ve tavşan derilerini özel takoz bıçaklarıyla soyup, doğal dikiş teknikleriyle mont ve pantolon dikti.

  • Isı yalıtımı için iç yüzeye yosun ve kuru otlar ekledi.

2.3 Avcılık ve Ayı Kapanları

  • Çok sayıda ayı kapanı kurarak hem yiyecek tedariki hem de kendi koruması için tuzak sistemleri geliştirdi.

  • Tuzaklara yem olarak çalılık meyveler ve kuş etleri kullandı.


3. JASAT’ın İz Sürüşü ve Operasyon

  1. Delil Toplama: Bölgedeki barkodlu naylon poşet parçaları, kamp ateşi kalıntıları ve hayvan iskeletleri faaliyeti belgelendirdi.

  2. İstihbarat Ağı: Vatandaş ihbarları ve mobil sinyal analizleri sayesinde kaçak mahkumun genel hareket hatları belirlendi.

  3. Planlanan Baskın: 8. ayın sonunda, durumu riskli bölgeye çekmek için sahte izler bırakıldı.

  4. Operasyon Anı: JASAT timleri, gün doğumu öncesi gizli bir operasyonla Duman’ı saklandığı dağ mağarasından kıskıvrak yakaladı.


4. Yakalanma Sonrası Gelişmeler

  • Sağlık Kontrolü: Uzun süreli doğa şartlarının etkisiyle Duman’ın beslenme düzeni ve ayak sağlığına yönelik acil müdahale yapıldı.

  • Sorgu Süreci: Kaçış planının nasıl hazırlandığı, dışarıdan yardım alıp almadığı detaylıca soruşturuluyor.

  • Güvenlik Önlemleri: Benzer vakaların önüne geçebilmek için cezaevlerinde izleme sistemleri yenileniyor.


5. “Film Gibi” Olayın Ardındaki Dersler

  • Doğada Hayatta Kalma: Temel kampçılık ve doğa bilgisiyle, modern teknolojiden izole şartlarda bile yaşanabileceği kanıtlandı.

  • Güvenlik Açıkları: Kapalı sistemlerin gözetimindeki boşluklar, en az teknolojik donanım kadar insan faktörüne bağlı riskler barındırıyor.

  • Toplumsal Bilinç: Vatandaşların erken ihbarı ve iş birliği, iz sürme operasyonlarının başarı oranını doğrudan etkiliyor.


Sonuç

Faruk Duman vakası, modern cezaevi güvenlik protokollerinin, profesyonel istihbarat ve doğa şartlarına karşı uyarlanabilecek esnek yöntemlerle ne kadar test edilebileceğini gözler önüne serdi. JASAT ekiplerinin titiz çalışması ise, suçla mücadelenin sadece beton duvarlar ve elektronik takip sistemleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini gösteriyor.


Yayın Tarihi: 05 Temmuz 2025
Yazar: Güvenlik ve Suç Araştırmaları Editörü

Okumaya Devam Et

Gündem

Konya Karapınar’da Yanan TIR’dan Çıkarılan Ceset: Şoför Başından Vurulup Kafası Kesilmişti

Yayımlandı

üzerinde

 

Açıklama:
4 Temmuz 2025 sabahı Karapınar-Konya kara yolunda yanan bir TIR’da bulunan Özcan Karakaya’nın, meslektaşı Şakir T. tarafından tabancayla öldürülüp kafasının kesildiği; ardından aracın kaza süsü verilerek ateşe verildiği ortaya çıktı.

Olayın Meydana Geldiği Nokta ve Zamanı

4 Temmuz 2025 sabahı saat 04:30 sıralarında, Konya’nın Karapınar ilçesi yakınlarında, 7. kilometrede seyir halindeyken şarampole devrilen ve alev alan bir TIR’ın kabin bölümünde, şoför Özcan Karakaya’nın cesedi bulundu. İlk incelemede araçtan çıkan yoğun duman ve yanık izleri yangın sonrası kaderinin ölüm olduğu izlenimi verse de, otopsi gerçekleri gözler önüne serdi.

Otopsi Bulguları ve Dehşet Detayları

Karapınar Devlet Hastanesi morgunda yapılan otopside, Karakaya’nın yangın öncesi başından tabancayla vurularak hayatını kaybettiği ve cansız bedeninin daha sonra kafasının kesilerek yangın çıkarmak amacıyla TIR’ın ateşe verildiği tespit edildi. Bu bulgular, kazadan ziyade planlı bir cinayet şüphesini kuvvetlendirdi .

Şüpheli Şakir T.’nin Gözaltına Alınması

Olay yerinde bulunan parmak izi ve delil uzmanlarının çalışmaları neticesinde, aynı mahallede oturan ve meslektaşı olduğu belirlenen 38 yaşındaki Şakir T. polisin radarına girdi. Şüpheli, Kayseri’den hurda malzeme almak üzere Karakaya ile birlikte yola çıkmış, dönüş yolunda cinayeti işledikten sonra TIR’ı ateşe vererek olay yerinden kaçmaya çalışırken Cihanbeyli Mahalle Jandarma Karakolunda gözaltına alındı .

İlk İfade ve Suçun Gerekçesi

Gözaltına alındıktan sonra emniyetteki ilk ifadesini veren Şakir T., “Kız kardeşim hakkında ileri, geri kötü konuşma yaptı. Namus meselesi olduğu için öldürdüm. Olayı kaza gibi göstermek için TIR’ı ateşe verdim ve Cihanbeyli’ye kaçtım” şeklinde itirafta bulundu .

Hukuki Süreç ve Gözaltı İşlemleri

Sağlık kontrolünün ardından Karapınar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edilen Şakir T., emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından 5 Temmuz 2025 tarihinde adliyeye çıkarıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “canavarca hisle veya eziyet çektirerek tasarlayarak öldürme” ve “cebir, şiddet veya tehditle suçun izlerini yok etme” suçlarından tutuklamaya sevk edilmesi bekleniyor .

Toplumsal Tepkiler ve Uzman Görüşleri

Karapınar halkı, aynı mesleği paylaştığı meslektaşının böyle bir vahşete kurban gitmesi karşısında büyük üzüntü yaşadı. Adli tıp uzmanları, bu tür korkunç eylemlerde planlı ve soğukkanlı davranışın tespitinin failin cezai boyutunu ağırlaştıracağını; polis kriminal ekiplerinin hızlı ve titiz çalışmasının, bu olayın aydınlatılmasındaki kritik rolünü vurguluyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Mehmet Emin Tüter’in “Viski ve Çikolata” Hikâyesi: Baklava Kutusundan Çıkan 110 Bin Euro ile Şoke Eden Rüşvet Görüntüleri

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Antalya Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Tüter’in rüşvet operasyonunda, “Arkadaş yurt dışından viski ve çikolata getirdi” diyerek savunduğu baklava kutusundan 110 bin euro çıktı. Operasyonun detayları, soruşturma süreci ve siyasi yansımalarını eksiksiz öğrenin.

1. Olayın Kısa Özeti

5 Temmuz 2025 sabahı, Antalya Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Manavgat Belediyesi’nde devam eden yolsuzluk soruşturması kapsamında Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Tüter’i gözaltına aldı. Polis baskını sırasında Tüter’in çantasında “viski ve çikolata” olduğunu söylemesi şaşkınlık yarattı; zira kutunun içinden 110 bin euro çıktı.

2. Baskın Anı ve Gözaltı Görüntüleri

Soruşturmayı yürüten ekiplerin düzenlediği teknik ve fiziki takip sonucu, şüphelilere yönelik 4 aylık operasyon hazırlığı tamamlandı. Polis, işaretli paralarla rüşvet alındığını belgelemek amacıyla müşteki C.C. ile koordineli bir baskın düzenledi. Görüntülerde, C.C.’nin baklava kutusu içine sakladığı parayı Tüter’e teslim ettiği ve “110 bin euro” yanıtı üzerine şaşkınlığını gizleyemediği duyuluyor .

3. Soruşturmanın Detayları

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı, otel tadilatı, inşaat ruhsatı ve iskan başvurularıyla ilgili rüşvet iddiaları üzerine soruşturma başlattı. İddialara göre:

  • Belediye Başkanı’nın yeğeni H.C.G. aracılığıyla ruhsat karşılığında rüşvet istendi,

  • Belediyeye bağlı iştirakler ve spor kulübü üzerinden paravan şirketler kurularak sahte faturalarla yaklaşık 800 milyon TL’lik haksız menfaat sağlandı

4. Siyasi Yankılar

Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasıyla birlikte AK Parti ve CHP kanadında karşılıklı suçlamalar alevlendi. AK Partili yöneticiler, paylaşımlarıyla CHP’li ismin “rüşvet anını” gündeme taşıdı. CHP cephesinden ise “kumpas” iddiaları yükselirken, uzmanlar soruşturmanın tarafsız yürütülmesi gerektiğini vurguluyor .

5. Hukuki Süreç ve Olası Sonuçlar

Gözaltı işleminin ardından Tüter’in adli kontrolle serbest bırakılması veya tutuklama talebi, savcılık ve mahkeme marifetiyle netleşecek. Rüşvet suçunun cezası ağır olup; delillerin (işaretli para, görüntüler) güçlü olması, kovuşturmanın seyrini belirleyecek. İlerleyen günlerde:

  1. Cumhuriyet Savcılığı iddianameyi hazırlayacak,

  2. Mahkeme ön inceleme yapacak,

  3. Mahkeme heyeti delilleri değerlendirip karar verecek.

6. Değerlendirme ve Beklentiler

Mehmet Emin Tüter dosyası, yerel yönetimlerde yolsuzlukla mücadele açısından emsal oluşturabilir. Soruşturmanın şeffaf yürütülmesi ve hukuka uygun delil toplama, kamu vicdanını rahatlatacak en önemli adımlar olarak öne çıkıyor. İlerleyen günlerde ortaya çıkacak ek görüntüler ve belgeler, olayın boyutunu daha da aydınlatacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar