Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Usya oyuncu Naşit Özcan son yolculuğuna uğurlandı

Yayımlandı

üzerinde

Naşit Özcan'a veda

Tiyatro sanatçısı Naşit Özcan için Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde tören düzenlendi. Törene Özcan’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra sanat camiasından çok sayıda isim katıldı. Usta oyuncu cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.

İki ay önce geçirdiği beyin kanamasının ardından hayatını kaybeden tiyatro sanatçısı Naşit Özcan için ilk tören Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlendi.
Törene Özcan’ın ailesi, yakınları ve sanatçı dostları katıldı.
Tiyatro ve sinema sanatşısı Adile Naşit’in yeğeni olan Naşit Özcan (68) için düzenlenen törende eşi Peyker Özcan bir konuşma yaptı.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Naşit Özcan için ilk tören Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlendi.
Burada düzenlenen törende konuşan eşi Peyker Özcan, “12 Nisan Çarşamba suare 2000 yılında. Annem benden habersiz bir tiyatro bileti almış bu sahneye. Kızdım anneme; ‘Benden habersiz, benim adıma niye program yapıyorsun?’ diye… Halbuki dünyanın başka bir yerinde bir kelebek kanat çırpmış o sırada, hayatımı değiştirmek için. Geldim.
Otuzlu yaşlarda bir kadın, güzeller güzeli, kıpkırmızı bir elbise içerisinde, incecik, upuzun boylu bir adam, Naşit. ‘Kadın ve Memur’ oynuyorlar; ve o akşam benim hayatımı değiştirdi. Ben Naşit’i oturduğumuz yerlerden seçtim. Ben seçmedim kalbim seçti. Bütün hayatım ondan sonra değişti. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. İyi ki de olmadı. Devri sahnede kapanmış olabilir ama ismi; oğlu Ahmet Naşit Özcan ve torunu Demir Naşit Özcan’la devam edecek.” dedi.
Naşit Özcan’ın cenazesi Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlenen törenin ardından Şakirin Camii’ne götürüldü.
Peyker Özcan tören sonrası eşinin tabutunu öptü.
Tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan ise “Naşit daha şehir tiyatrolarına gelmeden uluslararası sanat gösterilerinde buluştuk. ‘Gol Kralı Sait’, ‘Neşe-i Muhabbet’te’ beraber oynadık ama ben bütün aileyi tanıyorum dede Naşit hariç. Naşit bu olağanüstü saygıdeğer ismi sonuna kadar olağanüstü taşımış biriydi ” dedi. Seslendirme sanatçısı Ali Gül ise, ” Erken oldu Naşit. 150 yıldır sahne tozuyla sürüp gelen bir hayatın yanında benim için tiyatroyla yatıp kalkan ve ışıklarda yaşayan güzel bir insan. İyi bir adam güleryüzlü insan. 25 yıldan önce bir reklam filminde oynamıştım onunla, sonra da seslendirmede bir geçmişimiz oldu. Benim için hoşsophbet bir insan olarak kaldı. Ne diyeyim huzur içinde uyu kardeşim ” dedi.
Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlenen anma töreninin ardından Şakirin Camii’ne getirilen cenaze, öğle namazının sonrasında kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye Naşit Özcan’ın ailesi, sevenleri ve sanat camiasından bir çok isim katıldı.
Hislerini paylaşan Naşit Özcan’ın eşi Peyker Özcan, “Türk tiyatrosu çok büyük bir ismini kaybetti. Ben canımı kaybettim. Tiyatroya aşık bir insandı. Gerçekten hamurunda tiyatro vardı. Yani derler ya, ‘Kuliste büyüdüm’ Naşit, bunun yaşayan örneğiydi. Birçok dizide, filmde oynadı ama eve geldiği zaman, tiyatrodan geldiğinde, gözlerinden ışık çıkardı. Bütün seyircilerin gözlerindeki ışık sanki onun gözlerinde olurdu. Aşıktı tiyatroya. En büyük aşkı tiyatroydu. Çok erken gitti” dedi. “BU PIHTI HER ŞEYİ MAHVETTİ”
Volkan Severcan, “Her arkadaşın söylediği şey çok önemliydi ama, Behruz’un söylediği galiba en önemlilerinden bir tanesi; hep halasının, dedesinin, babasının çok usta oyuncuların yüküyle geldi Naşit. Ama o bu yükü çok iyi taşıyan bir oyuncuydu. Televizyon popülaritesi belki çok fazla olmadı ama Türk tiyatrosunun en değerli oyuncularından biri olduğu muhakkak yani onun. Onunla sahneye çıkmak olağanüstü bir şeydir. Oynamak olağanüstü bir şeydir. Çok titizdir, çok özeldir. Çok çok üzgünüz hepimiz. Çok erken bir ölüm. Çok erken bir kayıp. Böyle problemleri vardı Naşit’in ama işte bu pıhtı her şeyi mahvetti maalesef. Çok üzgünüz. Bütün sanat camiası, bütün arkadaşları, dostları, hepimiz çok üzgünüz” diye konuştu.
Oyuncu Ertan Kılıç ise, “Acımız büyük. Şehir Tiyatroları olarak, Türk tiyatrosu büyük bir oyuncusunu kaybetti diyebiliriz. Naşit geleneğinin son temsilcisiydi tiyatrodaki. Dedesi Komik-i Şehir Naşit Bey, babası Selim Naşit Bey, yengesi zaten Adile Naşit. Naşit soyadının son temsilcisiydi daha doğrusu. Çok üzgünüz. Türk tiyatrosunun başı sağ olsun. Hepimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.
Erarslan Sağlam, “Daha sahne üstünde yapacağı çok şey vardı. Bu anlamda çok hüzün verici bir ölümdür. Ama buna ek olarak, belki şunu söylemek gerekir ki; biz ve bizden sonra gelecek olan kuşaklar, konservatuvarla birlikte sahne üstünde ustalarımızı, hocalarımızı seyrederek bu mesleği, bu sanatı öğreniyoruz. Dolayısıyla, her bu tip ustaların, iyi oyuncuların erken kaybı aslında bir konservatuvarı daha eksiltiyor. Yeni gelecek olanlara da bir kayıp diyebiliriz. O yüzden katmerli bir şekilde hüzün verici, sanat adına da kaygı verici bir durumdur Naşit’in kaybı” dedi. “NAŞİT’LE ÇOK GÜZEL OYUNLAR YAPTIK”
Süha Uygur, “Çok üzgünüm. 12 yaşından beri arkadaşız. Çocukluk yıllarından beri… Bizi Şehir Tiyatrosu tekrar bir araya getirdi. Dört sene görev yaptığım süre içerisinde Naşit’le çok güzel oyunlar yaptık. Tatlı Kaçık, Ay ışığında Şamata, gibi birbirinden değerli oyunlar yaptık. Çok erken. Yani Naşit bu kadar erken ölümü hak etmedi. Sağlığına dikkat etmedi açıkçası. Bizi çok üzdü. Gittiği yerde huzur bulmasını diliyorum. Mekanı cennet olsun. Çok önemli bir ailenin çok önemli bir bireyini yitirdik. Ama onların ölmesi, unutulacakları anlamına asla gelmeyecek. Unutmamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bir kez daha başımız sağ olsun” diye konuştu.
Ayşe Kökçü, “Sevgili Naşit Özcan, benim çok eski arkadaşım. Aşağı yukarı 35-40 senelik. Son oyunum Tatlı Kaçık’ı Şehir Tiyatroları’nda o yönetti. Birlikte çalıştık. Onun için yeri ayrıca ayrıdır. Tahmin ediyorum, onun da yönettiği son oyun oldu. Ayrıca, bu oyunu Uygur Sanat Tiyatrosu’nda iki yıl önce tekrar sahneledik ve halen oynamaktayız. Rahmet diliyorum. Çok üzgünüm” ifadelerini kullandı.
Ayşegül İşsever, “Türk tiyatrosu ve İstanbul Şehir Tiyatrosu çok önemli bir aktörünü, çok iyi bir oyuncusunu ama aynı zamanda çok iyi bir neferini kaybetti. Aidiyet duygusu Şehir Tiyatrosu’na karşı çok yüksekti. Hiçbir zaman ‘Şehir Tiyatrosu’ demedi. Hep ‘tiyatromuz’ derdi” dedi.
Türk tiyatrosunun köklü ailelerinden birine mensup olan Naşit Özcan, 1957 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Tiyatro sahnesine henüz çocuk yaşta adım atan Özcan, 1971 yılında Gönül Ülkü – Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda sahnelenen “Ben Çalmadım” adlı çocuk oyunuyla ilk kez izleyici karşısına çıktı.
Profesyonel tiyatro hayatı ise 1977’de Akbank Çocuk Tiyatrosu’nda başladı. Babası Selim Naşit Özcan tarafından Nejat Uygur’un tiyatrosuna emanet edilen Özcan, burada sahne deneyimi kazandı.
Naşit Özcan, 1979-1980 arasında Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun kurslarında tiyatro eğitimi aldıktan sonra, 1983-1984 yıllarında Şan Müzikholü sahnelerinde izleyiciyle buluştu. 1988’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları kadrosuna katıldı.
Sanat hayatındaki katkılarıyla, 2010’da 30. İsmail Dümbüllü Ödülü’ne değer görülen Özcan, sahne dışında televizyon dizileri, sinema filmleri ve reklam projelerinde rol aldı.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Güllü’nün ölmeden önceki son görüntüsü çıktı

Yayımlandı

üzerinde

İşte Güllü'nün ölmeden önceki son anları

Yalova’daki evinin penceresinden düşerek hayata gözlerini yuman arabesk müziğin sevilen ismi Güllü’nün olay öncesi çekilen son görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Güllü’nün televizyondaki şarkıya eşlik ettiği, kızı Tuyan Ülkem’in de dans ettiği görüldü.

Şarkıcı Güllü’nün ölümüne ilişkin soruşturma devam ederken o geceye ait yeni görüntüler ortaya çıktı.
Görüntüde, Güllü’nün televizyonda çalan şarkıya eşlik ettiği, kızı Tuyan Ülkem Gülter’in televizyonun önünde dans ettiği görüldü.
Olay gecesi evde olan arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun o anları kayda aldığı öğrenildi.
Şarkıcının otopsisinde alınan örnekte ise başka bir kişiye ait DNA profiline rastlanılmadı.
Ailenin avukatı Rahmi Çelik, “Dosyaya ilişkin olarak ses çözüm, görüntü kayıtlarının gelmesi ve bilirkişi incelemesi sonucunda bu maddi olayın ortaya çıkacağına inanıyoruz. Biyoloji İhtisas Dairesi’nin göndermiş olduğu bir rapor vardır. Bu rapor neticesinde, aynen şunu söylemektedir, Güllü Hanımın otopsi esnasında alınan örneklerinde DNA profili çıkmamıştır. Bunlar değerlendirilmiş olduğu zaman, dosyaya gerekli raporlar geldiği zaman kısa sürede maddi gerçeğin ortaya çıkacağına inanıyoruz.” dedi.
26 Eylül saat 01.30 sıralarında Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi’nde arabesk müziğin sevilen isimlerinden şarkıcı Güllü olarak bilinen Gül Tut, 6’ncı kattaki evinde pencereden düştü.
İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin kontrolünde, Güllü’nün yaşamını yitirdiği belirlendi. Cumhuriyet savcısının olay yeri incelemesinden sonra Güllü’nün cenazesi otopsi için Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Otopsinin ardından Güllü’nün cenazesi, 27 Eylül’de İstanbul Tuzla’da toprağa verildi.
Güllü’nün ön otopsi raporunda darp ve cebir izine rastlanmadığı kaydedildi.
Ayrıca şarkıcının, 3.53 promil alkollü olduğu belirlendi. Rapora göre, şarkıcının ölümündeki kaza ihtimali güçlenmiş oldu.
Soruşturma kapsamında Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Adli Tıp Uzmanı, Yüksek Fizik Mühendisi ve Olay Yeri İnceleme Uzmanının da içinde yer aldığı bilirkişi heyeti, Güllü’nün evinde ve düştüğü yerde inceleme yaptı.
İncelemeye Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz de katıldı. İnceleme sırasında Güllü’nün kızı Tuyan Ülkem ile oğlu Tuğberk Yağız Gülter de evde hazır bulundu.
Güllü’nün çocukları yöneltilen soruları yanıtlarken, 3 saat süren inceleme sonrası bilirkişi heyeti olay yerinden ayrıldı.
Okumaya Devam Et

Magazin

Sahtekarlar dizisi oyuncuları (Konusu ve karakterleri)

Yayımlandı

üzerinde

Sahtekarlar dizisi oyuncu kadrosunda kimler var? (Sahtekarlar konusu ve karakterleri)

Ay Yapım imzalı, yeni dizi “Sahtekarlar”, 12 Ekim Pazar günü seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Hilal Altınbilek ve Burak Deniz’in başrollerini paylaştığı dizinin ilk bölümünde kadro ve karakterlere ilişkin ayrıntılar belli olacak.

Başrollerinde Burak Deniz ve Hilal Altınbilek’in yer aldığı, Sema Ergenekon’un senaryosunu yazdığı, Ali Bilgin ile Beste Sultan Kasapoğulları’nın yönetmenliğini üstlendiği Ay Yapım’ın yeni dizisi Sahtekarlar, sürükleyici, heyecan dolu hikayesiyle 12 Ekim’de izleyicilerle buluşuyor. İlk bölümden paylaşılan yeni tanıtımda mesleği olan avukatlıkta bazı numaralara başvurmak için yeni bir kişi arayışında olan Ertan, Asya’yı gördüğü anda onun aradığı kişi olduğunu anlıyor. Diğer tarafta ise Hidayet Kadir’den bir an evvel kızını kendisine getirmesini istiyor. Asya için “Bu kız on numara bir sahtekar” cümlesini kuran Ertan, onu bu işbirliğine ikna etmeye çalışıyor.
“Bu hikayede herkes sahtekar” sözünden yola çıkan ve yeni sezonda çok konuşulacak projelerden olmaya aday dizide, bir tarafta baba-oğul avukat olan ve mesleklerinde kimi zaman bazı numaralara başvuran Kadir (Haluk Bilginer) ve Ertan (Burak Deniz) ile diğer tarafta zor şartlarda yaşayan ve ailesine bakmak için türlü oyunların içine giren Asya’nın (Hilal Altınbilek) hikayesi anlatılıyor.
Ertan Aydın, babası Kadir’in yanında yetişmiş, başarılı bir avukattır. Müvekkilleri adına savunmayı güçlendirmek için yan yollara sapmaktan da çekinmez.. Kadir ve Ertan davalarda hakimin kanaatini müvekkilleri lehine etkileyebilmek için küçük oyunlar kurarlar. Bunun için de profesyonel bir oyuncu olan Aslı’yla çalışırlar. Aslı tutuklanınca yeni birine ihtiyaç duyarlar. Özellikle Kadir acilen bir yardımcı istemektedir çünkü en önemli müvekkili Hidayet Bakizade, varlığından haberdar olduğu ama hiç görmediği kızının bulunması için Kadir’e talimat vermiştir. Kararlı bir şekilde kızının bulunması isteyen Hidayet, herkesin hayatını alt üst edecek fitili ateşlediğinin farkında değildir.
Hidayet’in talimatından habersiz Ertan, babası için Aslı’nın yerine geçecek birisini ararken yolları Asya’yla kesişir.. Ertan, Asya’nın kolayca yalan söyleme becerisinden çok etkilenir ve onlar için biçilmiş bir kaftan olduğuna karar verir. Birlikte çalışmaları için teklifte bulunur.
Asya Madran, babasının gidişiyle, annesi ve kardeşlerinin maddi manevi bütün sorumluluğunu sırtlamış genç bir kadındır. Ayakta kalabilmek için tek başına savaşmaktadır. Bu yüzden, o da mecburen hayatın yan yollarına sapmayı öğrenmiştir. Küçük dolandırıcılıklar yaparak ek gelir elde etmektedir. Bu konuda oldukça iyidir ama yine de elde ettiği para borçlarını kapatmaya yetmemektedir. Üstelik kumar bağımlısı kardeşi Taha yüzünden daha da büyük bir borç batağına düşer, bu kez muhatabı Tefeci Eyüp’tür. Bu yüzden Ertan’ın teklifine “evet” der. Artık birlikte çalışacaklardır.Hayata ve insanlara karşı güvenlerini çoktan yitirmiş olan Asya ve Ertan kurdukları bu oyunda ayakta kalma mücadelesi verirken farkında olmadan kendi çıkmazlarını yaratacaktır. Çıkarları uğruna kazık atmaktan çekinmeyecek kadar hırslı olan Asya ve Ertan girdikleri bu oyundan zaferle çıkabilecek midir yoksa oyun onları yutacak mıdır?
Okumaya Devam Et

Magazin

“Yan Yana” filminden ilk görüntüler paylaşıldı: Ne zaman vizyona girecek?

Yayımlandı

üzerinde

Yan Yana filmi ne zaman vizyona girecek?

Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit’i bir araya getiren “Yan Yana”filminden ilk görüntüler paylaşıldı. Yapımcılığını Muzaffer Yıldırım’ın üstlendiği NuLook Production imzalı Yan Yana filmini Aziz Kedi, Feyyaz Yiğit ve Mert Baykal yazdı.

Türkiye’nin ilk IMAX filmi olma özelliğini taşıyan “Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi Veyahut Yan Yana”, filminden ilk görüntüler geldi. Yönetmenliğini Mert Baykal’ın üstlendiği film, hem dostluk temasını mizahla harmanlayan filmin fragmanı paylaşıldı. Mert Baykal’ın yönetmenliğinde şekillenen “Yan Yana”, dostluk, yalnızlık ve hayatın anlamına dair içten bir hikayeyi eğlenceli bir tonda anlatan “Yan Yana”filmi 14 Kasım’da vizyonda olacak.

YAN YANA FİLMİ KONUSU

Yeni fragmanda, Refik (Haluk Bilginer) ile Ferruh (Feyyaz Yiğit)’un ilk kez bir araya geldiği sahneler dikkat çekiyor. İkilinin zıt ama içten dostluğunu merkezine alan bu görüntüler, hem kahkaha hem de duygusal bir bağ vadediyor. Ayrıca Bige Önal ve Hatice Aslan’ın hayat verdiği karakterlerin Ferruh’la yaşadığı sıra dışı anlar, filmin enerjik ve absürt mizah tonunu öne çıkarıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar