Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Usya oyuncu Naşit Özcan son yolculuğuna uğurlandı

Yayımlandı

üzerinde

Naşit Özcan'a veda

Tiyatro sanatçısı Naşit Özcan için Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde tören düzenlendi. Törene Özcan’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra sanat camiasından çok sayıda isim katıldı. Usta oyuncu cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.

İki ay önce geçirdiği beyin kanamasının ardından hayatını kaybeden tiyatro sanatçısı Naşit Özcan için ilk tören Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlendi.
Törene Özcan’ın ailesi, yakınları ve sanatçı dostları katıldı.
Tiyatro ve sinema sanatşısı Adile Naşit’in yeğeni olan Naşit Özcan (68) için düzenlenen törende eşi Peyker Özcan bir konuşma yaptı.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Naşit Özcan için ilk tören Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlendi.
Burada düzenlenen törende konuşan eşi Peyker Özcan, “12 Nisan Çarşamba suare 2000 yılında. Annem benden habersiz bir tiyatro bileti almış bu sahneye. Kızdım anneme; ‘Benden habersiz, benim adıma niye program yapıyorsun?’ diye… Halbuki dünyanın başka bir yerinde bir kelebek kanat çırpmış o sırada, hayatımı değiştirmek için. Geldim.
Otuzlu yaşlarda bir kadın, güzeller güzeli, kıpkırmızı bir elbise içerisinde, incecik, upuzun boylu bir adam, Naşit. ‘Kadın ve Memur’ oynuyorlar; ve o akşam benim hayatımı değiştirdi. Ben Naşit’i oturduğumuz yerlerden seçtim. Ben seçmedim kalbim seçti. Bütün hayatım ondan sonra değişti. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. İyi ki de olmadı. Devri sahnede kapanmış olabilir ama ismi; oğlu Ahmet Naşit Özcan ve torunu Demir Naşit Özcan’la devam edecek.” dedi.
Naşit Özcan’ın cenazesi Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlenen törenin ardından Şakirin Camii’ne götürüldü.
Peyker Özcan tören sonrası eşinin tabutunu öptü.
Tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan ise “Naşit daha şehir tiyatrolarına gelmeden uluslararası sanat gösterilerinde buluştuk. ‘Gol Kralı Sait’, ‘Neşe-i Muhabbet’te’ beraber oynadık ama ben bütün aileyi tanıyorum dede Naşit hariç. Naşit bu olağanüstü saygıdeğer ismi sonuna kadar olağanüstü taşımış biriydi ” dedi. Seslendirme sanatçısı Ali Gül ise, ” Erken oldu Naşit. 150 yıldır sahne tozuyla sürüp gelen bir hayatın yanında benim için tiyatroyla yatıp kalkan ve ışıklarda yaşayan güzel bir insan. İyi bir adam güleryüzlü insan. 25 yıldan önce bir reklam filminde oynamıştım onunla, sonra da seslendirmede bir geçmişimiz oldu. Benim için hoşsophbet bir insan olarak kaldı. Ne diyeyim huzur içinde uyu kardeşim ” dedi.
Üsküdar’daki Musahipzade Celal Sahnesi’nde düzenlenen anma töreninin ardından Şakirin Camii’ne getirilen cenaze, öğle namazının sonrasında kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye Naşit Özcan’ın ailesi, sevenleri ve sanat camiasından bir çok isim katıldı.
Hislerini paylaşan Naşit Özcan’ın eşi Peyker Özcan, “Türk tiyatrosu çok büyük bir ismini kaybetti. Ben canımı kaybettim. Tiyatroya aşık bir insandı. Gerçekten hamurunda tiyatro vardı. Yani derler ya, ‘Kuliste büyüdüm’ Naşit, bunun yaşayan örneğiydi. Birçok dizide, filmde oynadı ama eve geldiği zaman, tiyatrodan geldiğinde, gözlerinden ışık çıkardı. Bütün seyircilerin gözlerindeki ışık sanki onun gözlerinde olurdu. Aşıktı tiyatroya. En büyük aşkı tiyatroydu. Çok erken gitti” dedi. “BU PIHTI HER ŞEYİ MAHVETTİ”
Volkan Severcan, “Her arkadaşın söylediği şey çok önemliydi ama, Behruz’un söylediği galiba en önemlilerinden bir tanesi; hep halasının, dedesinin, babasının çok usta oyuncuların yüküyle geldi Naşit. Ama o bu yükü çok iyi taşıyan bir oyuncuydu. Televizyon popülaritesi belki çok fazla olmadı ama Türk tiyatrosunun en değerli oyuncularından biri olduğu muhakkak yani onun. Onunla sahneye çıkmak olağanüstü bir şeydir. Oynamak olağanüstü bir şeydir. Çok titizdir, çok özeldir. Çok çok üzgünüz hepimiz. Çok erken bir ölüm. Çok erken bir kayıp. Böyle problemleri vardı Naşit’in ama işte bu pıhtı her şeyi mahvetti maalesef. Çok üzgünüz. Bütün sanat camiası, bütün arkadaşları, dostları, hepimiz çok üzgünüz” diye konuştu.
Oyuncu Ertan Kılıç ise, “Acımız büyük. Şehir Tiyatroları olarak, Türk tiyatrosu büyük bir oyuncusunu kaybetti diyebiliriz. Naşit geleneğinin son temsilcisiydi tiyatrodaki. Dedesi Komik-i Şehir Naşit Bey, babası Selim Naşit Bey, yengesi zaten Adile Naşit. Naşit soyadının son temsilcisiydi daha doğrusu. Çok üzgünüz. Türk tiyatrosunun başı sağ olsun. Hepimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.
Erarslan Sağlam, “Daha sahne üstünde yapacağı çok şey vardı. Bu anlamda çok hüzün verici bir ölümdür. Ama buna ek olarak, belki şunu söylemek gerekir ki; biz ve bizden sonra gelecek olan kuşaklar, konservatuvarla birlikte sahne üstünde ustalarımızı, hocalarımızı seyrederek bu mesleği, bu sanatı öğreniyoruz. Dolayısıyla, her bu tip ustaların, iyi oyuncuların erken kaybı aslında bir konservatuvarı daha eksiltiyor. Yeni gelecek olanlara da bir kayıp diyebiliriz. O yüzden katmerli bir şekilde hüzün verici, sanat adına da kaygı verici bir durumdur Naşit’in kaybı” dedi. “NAŞİT’LE ÇOK GÜZEL OYUNLAR YAPTIK”
Süha Uygur, “Çok üzgünüm. 12 yaşından beri arkadaşız. Çocukluk yıllarından beri… Bizi Şehir Tiyatrosu tekrar bir araya getirdi. Dört sene görev yaptığım süre içerisinde Naşit’le çok güzel oyunlar yaptık. Tatlı Kaçık, Ay ışığında Şamata, gibi birbirinden değerli oyunlar yaptık. Çok erken. Yani Naşit bu kadar erken ölümü hak etmedi. Sağlığına dikkat etmedi açıkçası. Bizi çok üzdü. Gittiği yerde huzur bulmasını diliyorum. Mekanı cennet olsun. Çok önemli bir ailenin çok önemli bir bireyini yitirdik. Ama onların ölmesi, unutulacakları anlamına asla gelmeyecek. Unutmamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bir kez daha başımız sağ olsun” diye konuştu.
Ayşe Kökçü, “Sevgili Naşit Özcan, benim çok eski arkadaşım. Aşağı yukarı 35-40 senelik. Son oyunum Tatlı Kaçık’ı Şehir Tiyatroları’nda o yönetti. Birlikte çalıştık. Onun için yeri ayrıca ayrıdır. Tahmin ediyorum, onun da yönettiği son oyun oldu. Ayrıca, bu oyunu Uygur Sanat Tiyatrosu’nda iki yıl önce tekrar sahneledik ve halen oynamaktayız. Rahmet diliyorum. Çok üzgünüm” ifadelerini kullandı.
Ayşegül İşsever, “Türk tiyatrosu ve İstanbul Şehir Tiyatrosu çok önemli bir aktörünü, çok iyi bir oyuncusunu ama aynı zamanda çok iyi bir neferini kaybetti. Aidiyet duygusu Şehir Tiyatrosu’na karşı çok yüksekti. Hiçbir zaman ‘Şehir Tiyatrosu’ demedi. Hep ‘tiyatromuz’ derdi” dedi.
Türk tiyatrosunun köklü ailelerinden birine mensup olan Naşit Özcan, 1957 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Tiyatro sahnesine henüz çocuk yaşta adım atan Özcan, 1971 yılında Gönül Ülkü – Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda sahnelenen “Ben Çalmadım” adlı çocuk oyunuyla ilk kez izleyici karşısına çıktı.
Profesyonel tiyatro hayatı ise 1977’de Akbank Çocuk Tiyatrosu’nda başladı. Babası Selim Naşit Özcan tarafından Nejat Uygur’un tiyatrosuna emanet edilen Özcan, burada sahne deneyimi kazandı.
Naşit Özcan, 1979-1980 arasında Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun kurslarında tiyatro eğitimi aldıktan sonra, 1983-1984 yıllarında Şan Müzikholü sahnelerinde izleyiciyle buluştu. 1988’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları kadrosuna katıldı.
Sanat hayatındaki katkılarıyla, 2010’da 30. İsmail Dümbüllü Ödülü’ne değer görülen Özcan, sahne dışında televizyon dizileri, sinema filmleri ve reklam projelerinde rol aldı.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

SON DAKİKA: Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rumeysa Cebeci’nin Uyuşturucu Test Sonuçları Pozitif Çıktı

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA: Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rumeysa Cebeci’nin Uyuşturucu Test Sonuçları Pozitif Çıktı

15  Aralık 2025 -20:00

SON DAKİKA HABERİ – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ve 9 şüpheliye yapılan testlerin sonuçları açıklandı. Ersoy ve spiker Ela Rumeysa Cebeci’nin de aralarında bulunduğu 7 kişinin test sonucunun pozitif olduğu öğrenildi.

· Olay: Uyuşturucu soruşturmasında test sonuçları.
· Sonuç: 10 şüpheliden 7’sinin testi pozitif.
· Öne Çıkan İsimler: Mehmet Akif Ersoy (kokain), Ela Rumeysa Cebeci (esrar, sentetik uyuşturucu, kokain).
· Kurumsal Tepki: TMSF, Ersoy ve Cebeci’nin işine son verdi.
·

 Test Sonuçlarının Detayları

İşte Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) alınan kan ve saç örneklerinin çarpıcı sonuçları:

Mehmet Akif Ersoy

· Saç Örneği Sonucu: Pozitif. “Kokain ve metabolitleri” tespit edildi.
· Kan Örneği Sonucu: Temiz çıktı. Herhangi bir uyuşturucu maddeye rastlanmadı.

Ela Rumeysa Cebeci

· Saç Örneği Sonucu: Pozitif. “Esrar ile sentetik uyuşturucu, kokain ve metabolitleri” maddeleri bulundu.
· Kan Örneği Sonucu: Temiz çıktı. Uyuşturucu madde içeren bulgu bulunmadı.

Diğer Şüpheliler
Test sonucu pozitif çıkan diğer isimler arasında Ufuk Tetik,Şevkiye Dilara Yıldız, Mustafa Manaz, Ebru Gülan ve Buse Öztay’ın da yer aldığı bildirildi. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan spiker Meltem Acet’in test sonucunun ise negatif olduğu açıklandı.

 Savcılık İddianamesinden Çarpıcı Ayrıntılar

Test sonuçları, soruşturma dosyasındaki ciddi iddialarla paralellik gösteriyor. Şüpheliler hakkında hazırlanan sevk yazısında, “uyuşturucu madde kullanılması için yer ve imkan sağlamak” ve “kadınları ilişkiye sokarak sektörel ve maddi menfaat sağlamak” gibi ağır suçlamalar yer alıyor. İddianamede, şüphelilerin uyuşturucu kullandıktan sonra grup halinde cinsel ilişkiye girdikleri de öne sürülüyor.

 Sürecin Kronolojisi

Olaylar, medya ve hukuk dünyasını sarsacak şekilde hızla gelişti.

· 10 Aralık: Mehmet Akif Ersoy ve 7 şüpheli, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ersoy, Habertürk TV’deki Genel Yayın Yönetmenliği görevinden TMSF tarafından derhal alındı.
· 14 Aralık: Habertürk spikeri Ela Rumeysa Cebeci ve Görsel Yönetmen Abdullah Çebi’nin de TMSF tarafından işten çıkarıldığı iddia edildi. Cebeci, telefonunda Ersoy’un uyuşturucu kullanılan bir ortamda çekilmiş fotoğrafı bulunduğu iddialarını yalanladı.
· 15 Aralık: Adli Tıp Kurumu’nda alınan saç ve kan örneklerinin sonuçları açıklandı. Ersoy ve Cebeci de dahil 7 şüphelinin testi pozitif çıktı.

İddialara Tepkiler ve İnkarlar

Test sonuçları, şüphelilerin daha önceki açıklamalarıyla tezat oluşturuyor.

· Mehmet Akif Ersoy, savcılık ifadesinde, “Hayatında hiç uyuşturucu kullanmadığını” ve iddiaların “çok çirkin” olduğunu söylemişti. Grup seks iddialarını da “hepsi yalan” diyerek reddetmişti.
· Ela Rumeysa Cebeci ise, Mehmet Akif Ersoy ile ilişkisi olduğu iddialarını reddederek, onunla sadece bir etkinlikte kısa bir konuşma yaptığını, iş dışında hiçbir görüşmelerinin olmadığını belirtmişti.

Soruşturmanın Boyutları ve Beklentiler

Soruşturma, ilk gözaltıların ardından genişleyerek devam ediyor. Daha önce de spikerler Hande Sarıoğlu ve Meltem Acet aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınmış, Adli Tıp Kurumu’nda örnek verdikten sonra serbest bırakılmıştı. Test sonuçlarının ardından, pozitif çıkan şüphelilerin yargılanma süreçlerinin hız kazanması bekleniyor. Uyuşturucu madde kullanmak ve kullanılmasına yer ve imkan sağlamak suçlamaları, Türk Ceza Kanunu’nda ağır cezai yaptırımlar öngörüyor.

 

Okumaya Devam Et

Magazin

Manifest müzik grubunun cezası belli oldu

Yayımlandı

üzerinde

Manifest müzik grubunun cezası belli oldu

Tarih – Saat: 15 Aralık 2025, 16:30
Okuma süresi: ~3 dakika

: İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi, +18 olarak düzenlenen KüçükÇiftlik Park konserindeki görüntüler nedeniyle “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” suçlamasıyla yargılanan Manifest adlı müzik grubunun her bir üyesine ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis cezası verdi; mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verdi ve daha önce uygulanan bazı adli kontrol tedbirleri (yurt dışına çıkış yasağı vb.) kaldırıldı.


Kararın satırbaşları

  • Verilen ceza: Her bir grup üyesine ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını uyguladı; bu, yükümlülüklere uyulması halinde cezanın kesinleşmeyeceği anlamına geliyor.

  • Suçlama: Üyeler hakkında iddianamede “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” iddiası yer aldı; soruşturmanın temeli, 6 Eylül’de KüçükÇiftlik Park’ta yapılan +18 konser sırasında çekilen görüntüler oldu.

  • Adli kontrol: Duruşma sonrasında daha önce uygulanan bazı adli kontrol tedbirlerinin (ör. yurt dışına çıkış yasağı) kaldırıldığı bildirildi.

6 Eylül 2025’te İstanbul KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenen +18 konserin ardından sahne kıyafetleri ve koreografi bazı kesimlerin tepkisini çekmiş, görüntüler sosyal medyada hızlı yayılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resen soruşturma başlatmasına yol açmıştı. Grup üyeleri ifadelerinin ardından adli kontrolle serbest bırakılmış; sonrasında dava süreci devam etmişti.

Mahkeme kararının ardından sosyal medyada ve basında iki kutuplu bir tartışma dikkat çekiyor: bir yanda sanatçıların sahne özgürlüğü ve ifade hakkı savunulurken; diğer yanda toplumun ortak edep anlayışını koruma iddiası öne çıkıyor. Kararın HAGB ile sonuçlanması, cezanın fiilen ertelenmesi anlamına geldiği için hukuki süreç ve olası yükümlülükler (denetim süresi, belirlenen kurallara uyum vb.) önümüzdeki dönemde gündemde kalac

Bu dava, son dönemde sahne-estetik, gençlik kültürü ve medya-siyaset gerilimlerinin somutlandığı davalardan biri oldu. Hem müzik endüstrisi hem de hukuk çevreleri açısından “örgütlü kamuoyu baskısı”, “erişim engellemeleri” ve “sanatın sınırları” tartışmalarında emsal teşkil edebilecek bir vaka olarak değerlendiriliyor.

Okumaya Devam Et

Magazin

SON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.

Tarih: 9 Aralık 2025
Okuma Süresi: 4 dakika

Ünlü sanatçı Güllü’nün (gerçek adı Gül Tut) 26 Eylül 2025’te Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetmesinin ardından başlatılan şüpheli ölüm soruşturmasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun savunma tarafında başlattığı hukuki hamleler ve ortaya çıkan yeni bir ses kaydı, davayı yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı.

 Soruşturmanın Seyri

Soruşturmada, bir ses kaydının dosyaya girmesiyle yeni bir döneme girildi. Ayrıca, sanatçının kızı ve arkadaşı, kendileri hakkında “asılsız iddialarda” bulunduklarını öne sürdükleri kişilere karşı suç duyurusunda bulunarak savunma pozisyonu aldı.

 Ses Kaydındaki Kritik Diyalog

Soruşturma dosyasına giren ve medyada yayınlanan bir ses kaydı, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kayıtta, Tuğyan Ülkem Gülter ile arkadaşı Bircan Dülger arasında geçen, soruşturmayla ilgili gergin bir konuşma yer alıyor.

· Bircan Dülger kayıtta, “Mesajların ifşa oldu. Ben savcılıkta ne söyleyeceğim?” diyerek endişesini dile getiriyor.
· Tuğyan Ülkem Gülter ise “Ben çıktım aslanlar gibi ifademi verdim” yanıtını veriyor.
· Diyaloğun en çarpıcı kısmında Bircan Dülger, “Ben bu işte hiçbir suçum yokken yanacağım belli ki ama ben seni yarın savcılıkta yakacağım Tuğyan” ifadesini kullanıyor.

Bu kayıt, daha önce ortaya çıkan ve Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine ilişkin “bu kadın ölsün” içerikli mesajlarının ardından, soruşturmanın odağındaki ilişkileri bir kez daha sorgulatıyor.

 Savunma Tarafından Karşı Hamle: Suç Duyurusu

Savunma tarafı, soruşturmanın seyrini değiştirecek bir hamle yaptı. Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun avukatı Merve Uçanok, 9 Aralık 2025’te Yalova Adliyesi’ne giderek müvekkilleri aleyhine “asılsız iddialarda” bulunduklarını iddia ettikleri bazı tanık ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

· Suç Duyurusunun Gerekçesi: Avukat Uçanok, yaptığı açıklamada, müvekkillerinin bilgisi dışında ses kayıtları alındığını ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini öne sürdü.
· Hedeflenen Kişiler: Suç duyurusu, baş harfleri B.D., R.Y., Ç.K., F.A. olarak belirtilen kişilerin yanı sıra, üç avukat ve Gülter’in erkek arkadaşı K.E. ile F.A.’yı kapsıyor.
· Sosyal Medya İddiaları: Açıklamada, bazı kişilerin sosyal medyada, özellikle gece yarısı sonrası yayınlarda linç kampanyası yürüttüğü ve algı operasyonu yapıldığı iddia edildi.

Savunma Tarafının İddiaları:

· Müvekkiller hakkında asılsız iddialar öne sürüldüğü
· Özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği
· Sosyal medyada linç ve algı operasyonu yapıldığı

Savcılığın Soruşturma Konuları:

· Güllü’nün şüpheli ölümü
· Ortaya çıkan “bu kadın ölsün” içerikli mesajlar
· Yeni delil olan ses kaydı

 Soruşturma Sürecinde Yaşananlar

Güllü’nün 26 Eylül 2025’teki vefatından bu yana soruşturma kapsamında pek çok adım atıldı. Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, Kasım 2025’te Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderek kendi rızalarıyla saç ve kan örnekleri vermişti.

Bu konuda açıklama yapan avukat Hakan Sezer, “Müvekkillerin daha önce de yaptığı beyanlarda gizledikleri bir durum yoktur. Kendileri bugüne kadar bir madde kullanmamışlardır” ifadelerini kullanmıştı. Avukat Rahmi Çelik ise o dönemde herhangi bir gözaltı veya tutuklama işleminin söz konusu olmadığını belirterek, sürecin rutin soruşturma çerçevesinde devam ettiğini vurgulamıştı.

 Tuğyan Ülkem Gülter Kimdir?

· Yaşı: 2025 itibarıyla 27 yaşındadır (1998, İstanbul doğumlu).
· Mesleği: Sağlık sektöründe çalıştığı bilinmektedir.
· Babası: Güllü’nün eski eşi Gürol Gülter’dir.
· Medyadaki Görünümü: Çocukluğunu ve özel hayatını medyadan uzak tutmuş, sosyal medyada daha çok annesiyle olan anlarını paylaşmıştır.

Yargı Sürecinin Geleceği ve Beklentiler

Olayla ilgili soruşturma, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülüyor. Ortaya çıkan yeni ses kaydı ve tarafların birbirleri hakkında yaptığı suç duyuruları, davayı daha da karmaşık hale getiriyor. Savcılık, tüm bu iddiaları, delilleri ve tanık ifadelerini değerlendirerek bir fezleke (iddianame) hazırlayıp hazırlamayacağına karar verecek.

Hukuk çevreleri, özellikle “azmettirici” iddiasına ilişkin diyaloğun içeren ses kaydının ve sanatçının vefatından önceki saatlerde yaşananların netleştirilmesinin, yargılama sürecinin en kritik aşamaları olacağı görüşünde.

Son Gelişmelerin Kısa Kronolojisi:

· 26 Eylül 2025: Şarkıcı Güllü, Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetti.
· Eylül-Ekim 2025: Soruşturma başlatıldı. Tuğyan Ülkem Gülter hakkındaki mesajlar ve ilk suç duyuruları gündeme geldi.
· Kasım 2025: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, kendi rızalarıyla hastanede saç ve kan örneği verdi.
· 9 Aralık 2025: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, tanık ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
· 10 Aralık 2025: Soruşturmaya dahil edilen ses kaydı medyada geniş yer buldu.

Kamuoyu ve medya, Türk müziğinin bu sevilen isminin ölümündeki sır perdesinin tamamen aralanmasını ve adaletin tecelli etmesini bekliyor. Fatih Doğan Medya olarak, bu hassas soruşturmanın tüm gelişmelerini tarafsızlık ve gerçeklik ilkeleri çerçevesinde aktarmaya devam edeceğiz.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar