Gündem
Tarihe geçen bir istisna: Emine Valide Paşa’nın hikayesi

Altı yüzyıllık Osmanlı İmparatorluğu boyunca, güç, toplumsal cinsiyet rolleri ve yönetime erişim konusunda bir hiyerarşik yapı hakimdi.”Paşa” gibi unvanlar, ordu ve devlet yönetiminde en yüksek mertebeleri temsil ederdi ve bu unvanlar yalnızca erkekler için kullanılırdı ancak 19. yüzyılda yaşayan bir isim istisna olarak tarihe geçti. Emine Valide Paşa, Osmanlı tarihinde resmen “Paşa” unvanı verilmiş tek kadındır.
EMİNE VALİDE PAŞA KİMDİR?
Babasi Mısır Hıdivi I. Abbas Hilmi Paşa’nın oğlu Damat İbrahim İlhami Paşa, Annesi Sultan Abdülmecid’in kızı Münire Sultan’dır. İstanbul’da dünyada geldi. Kuzeni Mısır Hidivi Mehmet Tevfik Paşa ile evlendi. Paşa unvanı II. Abdülhamit tarafından verilmiştir. 19 Ocak 1873’ten 7 Ocak 1892’ye kadar Hidiv eşi, 8 Ocak 1892’den 19 Aralık 1914’e kadar Mısır Valide Paşası unvanını taşıdı.
Tarihçi Suraiya Faroqhi’ye göre bu tür unvanlar sadece sembolik değil, aynı zamanda gerçek bir siyasi etki de taşımaktadır.
İstanbul’daki yabancı elçilerin yazışmalarında kendisinden “La Pacha” (Kadın Paşa) olarak bahsettikleri bilinmektedir. Bu da unvanının yalnızca Osmanlı sarayında değil, uluslararası alanda da tanındığını gösterir.
Bu durum, Osmanlı’daki kadın-erkek rol ayrımlarının bazı elit kesimlerde ne kadar esnekleşebildiğini de gösterir. Kadınlar resmen ordu veya yönetimde görev alamasa da, Emine Valide Paşa, Kösem Sultan ya da Hürrem Sultan gibi figürler, büyük etkilere sahip olduğu biliniyor.
KAHİRE İLE İSTANBUL ARASINDA KÖPRÜ OLDU
Emine Valide Paşa, Hidiv Tevfik Paşa ile evlendikten sonra, 1882’deki İngiliz işgalinin ardından siyasi ve askeri kontrolü giderek İngiltere’nin eline geçen Kahire’ye taşındı. Kahire onun için yeni bir yuva haline gelse de, İstanbul’la olan duygusal ve siyasi bağı hiç kopmadı. İngiliz nüfuzu arttıkça, Mısır’daki huzursuzluk da derinleşti.
Bu karmaşa, Emine Valide Paşa’nın dikkatinden kaçmadı. Arşiv belgelerine göre, bu dönemde diplomatik olarak devreye girdi. En dikkat çekici örneklerden biri, İstanbul’daki Osmanlı sarayına yazdığı mektuplardı.
Bu belge, Osmanlı arşivlerinde korunmakta olup, Emine Valide Paşa’nın yalnızca bir eş değil, aynı zamanda merkezin gözetiminden uzak bir bölgede etkin bir gözlemci ve aracı olduğunu ortaya koyuyor. Yazışmaları, onun dönemin jeopolitik gerilimlerinin farkında olduğunu ve Kahire ile İstanbul arasında bilgi akışını sağlamak için harekete geçtiğini gösteriyor.
Emine Valide Paşa’nın Mısır’daki hayatı, hanedanlar arası bir diplomasi örneğidir: Hem Osmanlı sarayının kadınıydı, hem de yarı bağımsız Mısır’ın yöneticisinin eşiydi. Kişisel ağı, iki sarayı ve farklı kültürleri kapsıyordu. Osmanlı ve Mısır’daki erkek egemen yönetim yapısına rağmen, açık bir siyasi mücadele yerine, aile bağları, yazışmalar ve yumuşak diplomasi yoluyla etkili olmayı başardı. Ayrıca hem İstanbul’da hem Kahire’de hayır işleri ve kültürel faaliyetlerde bulundu, vakıflara, eğitim kurumlarına ve mimariye katkıda bulundu. Bu da onun, ahlaki ve kültürel otoritesi olan bir kamu figürü haline gelmesini sağladı.
MİRASI VE TARİHSEL ÖNEMİ
Bugün Emine Valide Paşa’nın hikayesi, bir imparatorluk sisteminde bir kadının nasıl öne çıkabildiğinin ender örneklerinden biri olarak karşımıza çıkar. O sadece güçlü bir annenin simgesi değil, aynı zamanda tarihin nadiren izin verdiği olağandışı bir kadın figürüdür.
Gündem
Filipinleri vuran Kalmaegi Tayfunu: En az 26 ölü, Cebu’da kasabalar sulara gömüldü — Yardım helikopteri düşürüldü
Filipinleri vuran Kalmaegi Tayfunu: En az 26 ölü, Cebu’da kasabalar sulara gömüldü — Yardım helikopteri düşürüldü
📅 Tarih: 4 Kasım 2025
🕒 Saat: 17.45 (TSİ)
📍 Kaynak: Manila / Cebu (, Reuters)
MANİLA / CEBU, 4 Kasım 2025 — Orta Filipinler’i vuran Kalmaegi (yerel adıyla Tino) tayfunu nedeniyle en az 26 kişinin hayatını kaybettiği; Cebu adası ve çevresinde çok sayıda kasabanın sular altında kalarak araçların ve konteynerlerin sürüklendiği bildirildi. Tayfun nedeniyle yüz binlerce kişi tahliye edildi, hava ve deniz ulaşımı aksadı. Ayrıca yardım görevine giderken bir askeri helikopterin düştüğü ve içindekiler için arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü açıklandı.

Felaketin boyutu
Yetkililer ve acil servis kaynakları, Kalmaegi’nin getirdiği şiddetli yağışların özellikle Cebu eyaletinde yıkıcı sel ve taşkınlara yol açtığını; birçok yerleşim yerinin kısa sürede suyla dolduğunu ve çatılarda mahsur kalanların görüntülerinin geldiğini aktardı. Videolarda araçların, kamyonların ve deniz konteynerlerinin sürüklendiği görüldü.
Civila savunma yetkilileri ölü sayısının bölgelere göre güncellendiğini, toplam can kaybının en az 26’ya ulaştığını duyurdu. Ölümlerin çoğunun boğulma sonucu meydana geldiği bildirildi. Pek çok kişinin çatılara ya da üst katlara sığınmak zorunda kaldığı ifade edildi
Yardım helikopteri düştü
Filipinler ordu komutanlığı ve bölgesel askeri kaynakları, yardım ve lojistik desteğe giderken görevde olan bir Philippine Air Force Super Huey tipi helikopterin Agusan del Sur (kuzey Mindanao) yakınlarında düştüğünü; helikopterde beş personel bulunduğunu ve arama-kurtarma çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Olayın nedenine ilişkin detaylar henüz netleşmedi.
Tahliyeler, ulaşım ve altyapı zararları
PAGASA (Filipinler Meteoroloji Ajansı) ve yerel yönetimler, tayfunun yol açtığı hayatı tehdit eden fırtına dalgaları ve taşkın riskine karşı çok sayıda önleyici tahliye kararı aldı; tahliye edilenlerin sayısının yüz binleri bulduğu aktarıldı. Havaalanlarında ve deniz seferlerinde yüzlerce uçuş ve sefer iptal edildi; birçok bölge elektriksiz kaldı. Resmi yetkililer, arama-kurtarma ekipleri ile sivil savunma birimlerinin sahada çalıştığını bildirdi.
Cebu valisi Pamela Baricuatro sosyal medya paylaşımında, bölgede durumun “benzeri görülmemiş” olduğunu belirterek suyun yarattığı tehlikeyi vurguladı. Filipin Kızılhaçı yetkilileri ise kurtarma çağrı sayısının çok yüksek olduğunu, fakat kayan enkaz ve güçlü akıntılar nedeniyle müdahalelerin zorlaştığını açıkladı.
Meteorolojik veriler ve uyarılar
Uluslararası ve yerel meteoroloji raporlarına göre Kalmaegi, karaya çıkarken 10 dakika sürekli rüzgâr hızı açısından 130 km/s civarı (uluslararası 1-dakika ölçümle 150 km/s’e kadar) ve daha yüksek rüzgâr patlamalarıyla hareket etti; deniz seviyesinde 3 metreyi aşabilecek fırtına dalgaları konusunda uyarılar yapıldı. Yetkililer, sel sonrası ikincil tehlikelere (heyelan, altyapı çökmesi, bulaşıcı hastalık riski) karşı da hazırlıklı olunması çağrısında bulundu.
Kurtarma ve yardım çalışmaları
Kurtarma ekipleri kara ve deniz araçlarıyla bölgedeki mahsur kalanlara ulaşmaya çalışırken, düşen helikopterin neden olduğu şok ve arama-kurtarma ihtiyacı işleri daha da zorlaştırdı. Ordu, sivil savunma birimleri ve yerel sivil toplum kuruluşları koordinasyon içinde çalışıyor; uluslararası ajanslar ve bölgesel kuruluşlar da yardım göndermeye hazır olduklarını belirtti. Ancak olumsuz hava koşulları ve ulaşım altyapısının zarar görmesi lojistiği güçleştiriyor
Vatandaşlardan uyarı
Yetkililer, sel ve fırtına riski devam eden bölgelerde yaşayanları güvenli alanlara tahliye olmaya çağırdı; su ve elektrik kesintileri, bozuk yollar ve mahsur kalan araçlar nedeniyle sivil halkın tehlikeli bölgelere yaklaşmaması uyarısı yapıldı. Ayrıca yetkililer, yardım ekiplerine ve güvenlik güçlerine engel teşkil edecek yanlış bilgilerin sosyal medyada paylaşılmaması gerektiğini vurguladı
Gündem
Hastanede düşürüldüğü iddia edilen Ahsen Meva bebeğin ölümü — 6 sağlık çalışanına dava açıldı
Hastanede düşürüldüğü iddia edilen Ahsen Meva bebeğin ölümü — 6 sağlık çalışanına dava açıldı
FatihDoganMedya | Haber
Tarih: 04 Kasım 2025
Saat: 12:50 (İstanbul)
Okuma süresi: ~3 dakika
Ankara’da 17 günlükken yaşamını yitiren Ahsen Meva bebeğin ölümüyle ilgili olarak, Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda özel hastanede görevli 6 sağlık çalışanı hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan dava açıldı. Dava, şüpheliler için 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası talep ediyor.

Olayın kronolojisi ve Adli Tıp bulguları
Ankara’da Hacer Ersoy Çetiner’in 35’inci haftada doğurduğu bebeği Ahsen Meva, doğum sonrası “yenidoğanın geçici taşipnesi” nedeniyle yoğun bakımda izlendi. Üçüncü gün durumunun ağırlaşması üzerine bebek önce aynı hastanenin başka bir şubesine, ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yapılan beyin tomografisinde kafatasında kırıklar ve yüz-baş bölgesinde morluklar saptandı; Adli Tıp Kurumu raporu “kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırıkları” ile ölüm geliştiğini belirtti.
Kimlere dava açıldı, suçlama ve ceza talebi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması sonucunda, özel hastanede görevli başhekim N.D., başhekim yardımcısı S.D.Y., nöbetçi doktor A.A.K., çocuk kardiyoloji doktoru İ.U.S., yoğun bakım hemşiresi N.K. ve kadın doğum hemşiresi A.Y. hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Yargılama Ankara 75. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Ailenin iddiaları — anne Hacer Ersoy Çetiner’in anlatımı
Anne Hacer Ersoy Çetiner, DHA’ya verdiği ifadede bebeğin doğumda kilosu ve reflekslerinin normal olduğunu; ilk iki gün her şeyin iyi göründüğünü söyledi. Çetiner, hastaneye çağrıldıklarında bebeğin reflekslerinin olmadığını, “kafasının şişmiş” ve “sağ gözünün üstünün kızarmış” olduğunu belirttiğini aktardı. Anne, yaşananlara ilişkin cevap alamadıklarını ve dosyayı adalete taşıdıklarını söyledi.
Hukuki süreçte önümüzdeki adımlar
Savcılık iddianamesiyle başlayan süreçte mahkeme, delillerin ayrıntılı biçimde değerlendirilmesini sürdürecek. Adli Tıp raporu soruşturmanın önemli dayanaklarından biri oldu; duruşmalarda vaka zamanlaması, nöbet kayıtları, hasta izlem formları ve görevli personel beyanları ayrıntılı biçimde incelenecek. Mahkeme sürecinin tamamlanması zaman alabilir; taraflar tanık ve bilirkişi beyanlarına başvurulmasını talep edebilir.
Neden önem taşıyor?
Bu dava, yenidoğan bakımındaki ihmal iddialarının ve özel sağlık kuruluşlarındaki nöbet/sorumluluk düzenlemelerinin hukuki ve etik boyutlarını tekrar gündeme getiriyor. Benzer olaylar toplumsal güven, sağlık hizmetlerinin denetimi ve hasta güvenliği uygulamalarına ilişkin tartışmaları alevlendiriyor.
Gündem
İstanbul’da yola yağ döküldü: Motosikletliler peş peşe kayarak düştü

Olay, sabah saatlerinde Adnan Menderes Bulvarı’nın Aksaray istikametinde meydana geldi. Henüz belirlenemeyen nedenle bulvarın sağ şeridine dökülen yağ, sürücüler için tehlike oluşturdu.
Direksiyon hakimiyetini kaybeden bazı motosikletliler peş peşe kayarak yere düştü. Kazayı fark eden diğer sürücüler, düşen motosikletlilerin uyarısıyla son anda olası kazalardan kurtuldu.
İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, durumu belediye ekiplerine bildirdi. Ekipler, yolu temizleyip kum dökerek kaygan zeminde önlem aldı. Yaşanan kazalar, çevredekiler tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
-
Gündem1 hafta önceCumhuriyet’in 102. yılı Ankara’da yürüyüş ve konserlerle kutlanacak
-
Teknoloji1 hafta önceAMERİKAN “YARASA” UÇAĞI: San Diego’lu Shield AI, yeni yapay zekâlı savaş uçağı X-BAT’in “Çin’in ilk saldırısını alt edebileceğini” ve 2029’a kadar savaşa hazır olacağını açıkladı
-
Magazin6 gün önceSoykırımı dünyaya gösteren fotoğrafçıya büyük ödül
-
Magazin6 gün önce“Güller ve Günahlar” setinde kriz: Çalışanlar ücretlerini alamadı, çekimler durdu
-
Ekonomi5 gün önceMerkez Bankası, Papara Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet iznini iptal etti
-
Ekonomi1 hafta önceSudan’ın verimli topraklarında hasat çürüyor: Savaş, ulaşımı ve depolamayı kilitledi, kıtlık genişliyor
-
Sanat1 hafta önceDünyanın en büyük el yazması: İstanbul’da yazıldı
-
Son Dakika4 gün önceSON DAKİKA — “İstanbul Senin” soruşturmasında 4 kişi tutuklandı
