Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Sakarya’dan Bilecik’e Sıçrayan Felaket: Tarihi Köprücek Köyü Kül Oldu, “Uçan Kuş Yanarak Düştü”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Sakarya’nın Taraklı’da başlayan orman yangını, güçlü rüzgârların etkisiyle Bilecik’in Gölpazarı ilçesindeki Osmanlı döneminden kalma Köprücek köyünü neredeyse tamamen küle çevirdi. 12 evden 10’u kül olurken, 9 köy tedbir amaçlı tahliye edildi. Solmaz Ünver’in “Uçan bir kuşun yanarak düştüğünü gördüm” sözleri yangının yıkıcılığını gözler önüne seriyor.

1. Yangının Başlangıcı ve Yayılma Süreci

  • Çıkış Noktası: 30 Haziran 2025, saat 11:30’da Sakarya’nın Taraklı ilçesi Hacıyakup Mahallesi Paşalar Konağı mevkisindeki ormanlık alanda başladı .

  • Rüzgârın Rolü: Kuvvetli güneybatı rüzgârları, alevlerin hızla genişlemesine ve Bilecik’in Gölpazarı ilçesine ulaşmasına yol açtı .

  • Etkilenen Yerleşim Yerleri: Yangın, Gölpazarı’na bağlı toplam 9 köyü etkisi altına alarak 16 köyün boşaltılmasına neden oldu

2. Köprücek Köyü’nde Yaşanan Yıkım

  • Tarihi Miras: Osmanlı döneminden kalma yerleşim izleri taşıyan Köprücek köyünde 12 evden 10’u tamamen yandı .

  • Maddi Kayıp: Evlerin yanı sıra, ahırlar ve hayvan kümesleri de küle dönüştü; hayvan kaybı yaşanırken, can kaybı olmadı.

  • Tahliye ve Yardım: Bölgede toplanan gönüllüler ve AFAD ekipleri, köylüleri ve hayvanları çevre köylere taşıyarak can güvenliğini sağladı .

3. Tanıkların Gözünden Dehşet

“Hayatımda gördüğüm en büyük dramlardan biriydi. Uçan bir kuşun yanarak düştüğünü gördüm.”
— Solmaz Ünver, Köprücek köyü sakini .

Solmaz Hanım’ın bu ifadeleri, yangının şiddetini ve yıkıcı etkisini en çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Alevlerin arasından kaçan kuşlar, yangının ölümcüllüğünü simgeleyen trajik bir görüntü oluşturdu.

4. Müdahale ve Kontrol Çalışmaları

  • Ekipler: 200’ü aşkın orman işçisi, itfaiye erleri, jandarma ve sivil savunma gönüllüleri seferber edildi .

  • Havadan Destek: 4 yangın uçağı ve 6 helikopterle alevlerin yayılımı engellenmeye çalışıldı.

  • Kontrol Altına Alma: Üçüncü günün sonunda yangının çoğu bölgesi kısmen kontrol altına alındı; soğutma çalışmaları sürüyor .

5. Bölgeye Verilen Zarar ve İleriki Riskler

  • Ekolojik Kayıp: Yüzlerce hektar çam ve meşe ormanı yok oldu. Toprak erozyonu ve su rejiminde bozulma riski yükseldi.

  • Ekonomik Etki: Tarımsal üretim ve kırsal turizm olumsuz etkilenecek. Yeniden ağaçlandırma maliyetleri yüksek.

  • Önlemler: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın riskli bölgelere yönelik erken uyarı ve yangın gözetleme kuleleri sayısını artırması planlanıyor.

6. Gelecek İçin Dersler ve Öneriler

  1. Erken Müdahale: Mobil yangın söndürme araçları ve yerel gönüllü itfaiye gruplarının eğitimi yaygınlaştırılmalı.

  2. Toplumsal Farkındalık: Köylere yönelik yangın tatbikatları, halkı bilinçlendirecek kampanyalar düzenlenmeli.

  3. Orman Yönetimi: Periyodik akdeniz usulü kontrollü yakmalarla yangın riski yüksek alt bitki örtüsü azaltılmalı.


Sonuç olarak, Taraklı’dan başlayıp Gölpazarı’na sıçrayan yangın, Osmanlı’dan kalan tarihi Köprücek köyünü küle çevirirken, can kaybı yaşanmaması tek teselli oldu. Uzun soluklu bir yeniden yapılanma süreci ve önleyici tedbir paketi, gelecekte benzer felaketlerin etkisini en aza indirebilir.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Yenidoğan Çetesi davasında 5. duruşma: Yarın avukat beyanları dinlenecek

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 19’u tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın duruşması, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince, adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, bazı sanıkların ve sanık avukatlarının beyanları alındı.

Bazı tutuklu sanıklar, savunmalarına ekleyecek bir husus olmadığını belirterek, tahliyelerini istedi.

Sanık avukatı Burak Mengü, bir örgütün olabilmesi için hiyerarşik yapının bulunması gerektiğini ifade etti.

Müvekkilinin hemşire olduğunu söyleyen Mengü, bir hastanede hemşirenin doktorun dediğini yapmama gibi bir lüksü olmadığını, böyle bir ortamda örgütten bahsedilemeyeceğini savundu.

Avukat Mengü savunması sırasında üye hakime yönelik “Kürsüde bulunan şahıs.” ifadesini kullandı.

Bu duruma tepki gösteren üye hakim, Mengü’ye, “Reddi hakim talebinde bulundunuz, reddedildi. Devamında halen şahsım üzerine ithamlarda bulunuyorsunuz. Yargılamaya katılan hakim olarak, sürekli şahsımı ve makamımı hedef alan sözleriniz konusunda size uyarıda bulunuyorum. Bunu devam ettirmeyin.” dedi.

Avukat Mengü de “Kimseyi hedef almadım, sizi hedef alacak bir şey söylemedim. Talebimiz, Sağlık Bakanlığı tarafından bu olayın derinleştirilmesidir.” diye yanıt verdi.

Duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın avukatı Aydın Mantar da savunma yaptığı sırada savcıyla tartışma yaşadı.

Mantar’ın kendisine yönelik sözleri üzerine savcı, “Beni uyaramazsın, şov yapma.” diyerek tepki gösterdi.

Mantar, “Bu davada bebek ölümlerine ilişkin artık somut olarak elle tutulur taraf kalmadı. İlk günden itibaren adil yargılanmamızın engellendiğinden bahsediyoruz. Dosyadaki tüm sanıkların tahliyesini talep ediyoruz.” dedi.

heyeti, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK’dan yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın büyük kısmının sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.

Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.

İSTENEN CEZALAR

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Öte yandan Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.

Bu arada, davanın sanıklarından İlker Gönen, Antalya’da tutuklu bulunduğu cezaevinde 1 Şubat’ta intihar etmişti.

13 SANIKLI İDDİANAME ANA DOSYAYLA BİRLEŞTİRİLDİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca Yenidoğan Çetesi’ne yönelik Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesi doğrultusunda hazırlanan 57 sayfalık iddianamede ise 13 kişi “şüpheli”, Sosyal Güvenlik Kurumu “suçtan zarar gören” olarak yer alıyor.

Firari hemşire Serenay Şenkalaycı’nın iki dosyada da şüpheli olarak yer aldığı iddianame, Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden ana dosyayla birleştirilmişti.

Öte yandan mahkeme başkanı, cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin’in dosyasını ayırmış, davadaki sanık sayısı 57 olmuştu.

Okumaya Devam Et

Gündem

Yargıtay’dan Melih Gökçek’e Şok! “Lojman Davası” Kaybedildi, Evi Tahliye Edilecek

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Eski ABB Başkanı Melih Gökçek, Dikmen’deki lüks lojman davasını Yargıtay’da kaybetti. “Satış yazısında kendi imzam var” gerekçesiyle alınan karar, Gökçek’in ikamet ettiği konuttan tahliyesini zorunlu kılıyor. Kararın ayrıntıları, sürecin perde arkası ve hukuki sonuçları bu makalede.

Giriş

1 Temmuz 2025 tarihinde Yargıtay, eski Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Melih Gökçek’in Dikmen’deki lüks lojman hakkında açılan “usulsüz satış” davasında kesin kararını verdi. Kararda, Gökçek’in belediyeden satın aldığını açıkladığı taşınmazla ilgili satış yazısında kendi imzasının bulunduğu vurgulanarak davanın lehine sonuçlanmadığı belirtildi .

Davanın Arka Planı

  • Satın Alma Süreci
    2017 yılında ABB Başkanı olarak görevdeyken, Gökçek’in eşi Nevin Gökçek ve avukatları Fatih Atalay, Salih Çelen adına Dikmen’deki dubleks konutların ihalesi düzenlendi. Kanun, belediye başkanları ve yakınlarının görevden ayrıldıktan sonra üç yıl içinde bu tür ihalelere katılamayacağını açıkça hükme bağlıyor. Buna rağmen işlem gerçekleştirildi .

  • Mansur Yavaş’ın Müdahil Olması
    Görev değişiminin ardından ABB Başkanı Mansur Yavaş, usulsüz satın almayı tespit ederek dava açtı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, taşınmazların belediye adına tesciline ve Gökçek’in konutu iki ay içinde boşaltmasına hükmetti.

Yargıtay Kararının Gerekçesi

  • “Satış Yazısında Kendi İmzam Var”
    Gökçek’in bugünkü açıklamasına göre, Yargıtay’ın kararında satış yazısındaki imzanın gerçeği yansıttığı, usulsüzlük tespitinin kesinleştiği vurgulandı .

  • Tahliye Zorunluluğu
    Kararın kesinleşmesiyle birlikte belediye, satılan bedeli Gökçek’e iade edecek; eski başkan ise iki ay içinde ikamet ettiği lojmanı boşaltacak.

Hukuki ve Siyasi Etkileri

  • Belediye Kaynaklarının Kullanımı
    Yargıtay kararı, kamu kaynaklarının usulsüz kullanımına yönelik yargı denetiminin işleyeceğini gösteriyor.

  • Siyasi Tartışma
    Mansur Yavaş ve AKP kulvarı arasında devam eden tartışma, “belediye menfaati” ve “hukuka uyum” vurgularıyla yeni bir boyut kazandı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Cehaletle Yükselen Alevler: “Üzerinde Kene Var” Deyip Yaktığı Yastık Ormanı Küle Çevirdi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması 
Manisa Turgutlu’da, “Üzerinde kene var” diyerek yaktığı yastığı bahçeye atan Özcan Taşhan’ın kıvılcımı, 120 dönümlük tarım arazisi ve ormanı küle çevirdi.

Olayın Özeti

1 Temmuz 2025 akşamı saat 21:00 sıralarında Manisa’nın Turgutlu ilçesi Osmancık Mahallesi Cennet Deresi mevkisindeki bir bağ evinde yaşayan Özcan Taşhan, yastığındaki “kene” paniğiyle yastığı ateşe verip bahçeye attı. Kuru otların tutuşması sonucu kıvılcım tarım arazisinde ve hızla ormana sıçradı .


Müdahale ve Zarar Durumu

  • Yangın ihbarı sonrası İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı 5 arazöz, 2 su ikmal aracı ile Manisa Büyükşehir ve Turgutlu itfaiye ekipleri sevk edildi.

  • Rüzgârın etkisiyle hızla yayılan alevler, karadan yaklaşık 2 saat süren müdahale sonunda kontrol altına alındı .

  • Yangın, toplamda 120 dönümlük tarım arazisi ve ormanlık alanın zarar görmesine yol açtı .


Hukuki Süreç ve Sorumluluk

  • Olayın ardından jandarma soruşturma başlattı ve Taşhan’ın yangına bilerek neden olduğu tespit edildi.

  • Gözaltına alınan Özcan Taşhan, “Üzerinde kene gördüm, yakıp bahçeye attım” şeklindeki ifadesine dayanılarak “yangın çıkarma” suçlamasıyla tutuklandı


Toplumsal Sonuç ve Uzman Uyarısı

  1. Cehaletin Bedeli: Basit bir yanlış bilgi ve ihmalkarlık, yüzlerce dönümlük alanın yok olmasına neden oldu.

  2. Orman Yangınlarıyla Mücadele: Kişisel tedbirsizlikler, ekiplerin gayretini de boşa çıkarıyor; uzmanlar, kuru otlarda yakıcı faaliyetlerden kaçınılmasını vurguluyor.

  3. Hukuki Sorumluluk: Orman yangınlarına sebebiyet verenler ağır para ve hapis cezalarıyla karşılaşabilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar