Sanat
Sait Faik’in öykülerindeki kahramanlar tiyatro sahnesinde

Usta yazar Sait Faik‘in öykülerindeki kahramanlara odaklanan oyun, Burgazada sokaklarındaki ilginç karşılaşmaları seyirciyle buluşturuyor. Gösterim öncesi açıklamada bulunan Özgülgün, Abasıyanık ile tanışmasının konservatuvar yıllarına dayandığını belirterek, hocalarının kendilerinden ödev olarak usta yazarın öykülerinden bir çalışma yapmalarını istediğini söyledi.
Yazar Özgülgün, kendi jenerasyonu için Abasıyanık’ın çok önemli yerde durduğunu vurgulayarak, “Biz iki yıl boyunca hep Sait Faik hikayeleri çalıştık ve kendi adıma bu çalışmalardan da çok keyif aldım. Öğrencisiniz, kendinizi yalnız hissediyorsunuz, bir okulun içerisinde kendinizi sanatsal olarak var etmek istiyorsunuz. Böylesi bir dönemde de okuduğum her Sait Faik hikayesinde kendi yalnızlığımdan bir şeyler buldum.” dedi. Abasıyanık’ın Türk edebiyatı ve öykücülüğündeki en önemli isimlerin başında geldiğini dile getiren Özgülgün, şu bilgileri verdi:
“Edebiyat dünyası, Sait Faik’in insanın yalnızlığını ve yalın halini anlatmasını hep çok sevdi. Büyük usta, öğrencileri, balıkçıları, esnafı, kısacası kendi hayatına çekilmiş sıradan insanları son derece iyi gözlemlemiş ve en yalın haliyle öykülerine taşımış. Ben de Sait Faik’le okul yıllarında başlayan ilişkimi nasıl tamamlayabilirim diye düşündüm ve Sait Faik’in hikaye kahramanlarının peşine düşen bir adamın öyküsünü kaleme aldım. Böylece Sait Faik’le olan uzun ilişkimi kıymetli bir ürüne dönüştürmüş oldum.”
Özgür Özgülgün, oyunun kendisi için tiyatro hayatındaki en önemli işlerin başında geldiğinin altını çizerek, “Sait Faik’in öykülerinin peşine düşen bir karakter üzerinden büyük ustayı anlatmak, hiç bilmeyen insanlara onun dünyasının kapılarını aralamak, bir tiyatrocu olarak benim için çok önemli. Oyun, eve gidip başımı yastığa koyduğumda, hakkıyla işimi yaptığımı bana anlatıyor. Bu, benim hayatımın projesi, zira Sait Faik’le aynı sahneyi paylaşmak benim için çok anlamlı ve değerli.” ifadelerini kullandı.
“YAPMAMIZ GEREKEN, TÜRK EDEBİYATININ ÖNEMLİ İSİMLERİNİ OKUYARAK ONLARDAN BESLENMEMİZDİR”
Türk tiyatrosunun en önemli kaynaklarının başında Türk edebiyatının geldiğini aktaran Özgülgün, şöyle devam etti:
“Türk edebiyatı çok büyük ustalar yetiştirmiş. Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Kemal Tahir, Orhan Kemal bu isimlerden yalnızca birkaçı. İyi hikaye olmazsa ortada sahici tiyatro da olmaz. Sait Faik de bu usta isimlerin başında geliyor. O da kendi zamanındaki edebiyattan fazlasıyla beslenmiş. Yapmamız gereken, Türk edebiyatının önemli isimlerini okuyarak onlardan beslenmemizdir.”
Özgülgün, oyun için iyi hazırlık süreci geçirdiklerini belirterek, “Hazırlık sürecinde çok iyi takım oyunu sergiledik ve bizi izleyenlerin memnun olacağı oyun ortaya koyacağız. Amatör ruhla profesyonel iş çıkarttık. Bizi izleyecek seyircimizin oyundan çok keyif alacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Yönetmen Senan Kara da Abasıyanık hayranı bir adamın öyküsünü sahneye taşıdıklarını, oyunun Eminönü’nden Burgazada’ya uzanan bir zaman dilimini yansıttığını söyledi. Oyunun seyirciyi yazarla beraber bir yolculuğa çıkardığını kaydeden Kara, “Kahramanımız, Sait Faik hikayelerindeki karakterlerin peşine düşüyor. Usta yazar o karakterleri yazarken ne hissetti, nasıl bir dünyada, nasıl bir ada hayatında bunları keşfetti? Sahnede bu sorulara cevap bulmaya çalışıyoruz. Oyun bizi, Sait Faik’in dünyasının kapılarını aralayarak naif ama gerçekçi bir hikayeye davet ediyor.” diye konuştu.
Abasıyanık’ın sıradan insanın hayatına odaklandığının altını çizen Kara, “Usta yazar, basit bir hayat yaşayan insanların hikayelerini çok derinlikli şekilde okuyucuya sunuyor. Onun metinlerinde çok büyük zaman atlamaları ya da aksiyonlar göremezsiniz. Karakterlerin başına büyük olaylar gelmez. Sait Faik hikayelerini etkileyici kılan tam da basit olanı derinlikli şekilde anlatabilmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Kara, sahnede usta edebiyatçının öykülerindeki yalınlığı korumaya özen gösterdiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Oyundaki en büyük derdimiz samimiyet oldu. Bu kadar yalın öyküler yazan bir yazarın sahnedeki anlatımının da yalın olması gerektiğini düşündük. Seyirciyi itmeyen, yanına çağıran ve son derece naif ama bir o kadar derin, yalansız bir oyunculuk üslubu geliştirmenin peşine düştük. Umuyorum bunu layıkıyla becerebilmişizdir. Hayatın koşturmacası arasında insanların oyunumuza gelip Sait Faik’le dinlenmeleri en büyük arzumuz.”
Senan Kara’nın yönettiği, Özgür Özgülgün’ün kaleme aldığı, görsel tasarımı Ünsal Özcan’a, müzikleri ise Sinan Arslan’a ait oyun, bugün ve yarın yeniden seyirciyle buluşacak.
Sanat
45 yaşında dudak kanserine yakalandı: Eski kaleciden sokaklara sanat dokunuşu

“URLA’DA 350 ÇÖP KONTEYNERİNİ BOYADIM”
Gençliğinde yaklaşık 20 takımda oynadığını ifade eden Atilla Uçan, “En son Aydınspor’da oynadım. Urla Masterler Spor Kulübü’nde kaleye geçiyorum. Sporculuk yanım bir tarafa, sanata olan düşkünlüğüm de var. Çocukluğumdan beri Aydınspor’un kamplarında bile odada resim yapardım. Urla’nın sokaklarını, mekanlarını her şeyini dekore etmeye, elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum.
Sanat
44. İstanbul Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu

Oyuncu Onur Özaydın sunumuyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen kapanış ve ödül töreninde, Uluslararası ve Ulusal Yarışma’da en iyi filmler ödüllendirildi.
Bu yıl 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmin yer aldığı festivalde, usta yönetmenlerin son eserleri ve dünya festivallerinden filmler sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Festivalde kısa ve uzun metrajlı toplam 51 film yarışırken, törende 18 ödül sahiplerini buldu.
“ALTIN LALE YARIŞMASI”
Başkanlığını Shekhar Kapur’un yaptığı “Altın Lale Yarışması” kategorisinde Ada Solomon, Ebru Ceylan, Saadet Işıl Aksoy ve Cameron Bailey jüride yer aldı.
Bu yıl, Ulusal Yarışma ile Uluslararası Yarışma, Altın Lale Yarışması’nda birleşti ve bu bölümde yerli ve yabancı toplam 15 film yarıştı.
Jüri başkanı, yönetmen Shekhar Kapur’un açıkladığı “Altın Lale En İyi Film” ödülünü, Balint Szimler’ın yönettiği “Ders Olsun” filmi aldı.
Ödüllü yönetmen Marianna Brennand’ın açıkladığı “Kariyo-Ababay Jüri Özel Ödülü”, “Tayfa” filmiyle Sahand Kabiri’ye verildi.
“En İyi Yönetmen” ödülünü “Yeni Şafak Solarken” filmiyle Gürcan Keltek kazanırken, “En İyi Senaryo” ödülüne “O Da Bir Şey Mi” filmiyle Pelin Esmer layık görüldü.
“En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde ödül “Yanardağın Altında” filmiyle Sofia Berezovska’nın olurken, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü “Uçan Köfteci” ile Nazmi Kırık’a gitti.
“KISA FİLM YARIŞMASI”
Kısa film yapımını özendirmek, bu alandaki gelişimi desteklemek ve nitelikli kısa filmleri festival izleyicisiyle buluşturmak amacıyla düzenlenen yarışmaya bu yıl Türkiye’den ve dünyadan 12 film katıldı.
Sofia Bohdanowicz, Sinan Kesova ve Herve Le Phuez’den oluşan jüri “En İyi Kısa Film” ödülünü Jan Bujnowski’nin yönettiği “Köşe Dansı” filmine verirken, mansiyon ödülüne Umut Şilan Oğurlu’nun yönettiği “Dilan Hakkında Konuşmalıyız” layık görüldü.
“YENİ BAKIŞLAR”
Genç yönetmenleri desteklemek ve yeni çalışmaları daha görünür kılabilmek için yalnızca ilk ve ikinci filmlerini çeken yerli yönetmenlere açık olan “Yeni Bakışlar” bölümünün jürisinde Florent Herry, Bulut Reyhanoğlu, Vuslat Saraçoğlu ve Tibet Çam yer aldı.
“Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü” ise Necmi Sancak’ın yönetmenliğini yaptığı “Ayşe” filmine verildi.
“En İyi Görüntü Yönetmeni” ödülünü “Atlet” filmiyle Ayşe Alacakaptan, “En İyi Kurgu” ödülünü “Zamanın Kıyısında Sınav” filmiyle Eşref Gürkan Kılıç, “En İyi Sanat Yönetmeni” ödülünü “Adresi Olmayan Ev” filmiyle Atilla Çelik, “En İyi Özgün Müzik” ödülünü “Zamanın Kıyısında Sınav” filmiyle Türkay Nişancı, Sevan Amiroğlu ve İlkay Nişancı aldı.
“BAĞIMSIZ ÖDÜLLER”
Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) ve Türkiye’den üç farklı meslek kuruluşunun bulunduğu (Film-Yön, BSB ve SİYAD) “Bağımsız Ödüller” bölümünde filmleri, Dmytro Desiateryk, Ayla Kanbur ve Simon Popek’in yer aldığı jüri değerlendirdi.
Altın Lale Yarışması’nda Balint Szimler’in yönettiği “Ders Olsun” filmi, Kısa Film Yarışması’nda ise Hesam Eslami’nin yönettiği “Tutuklu Vatandaş” filmi FIPRESCI ödülüne layık görüldü.
Film Yönetmenleri Derneği Film-Yön jürisi, Şerif Gören anısına verilen “En İyi Yönetmen” ödülünü “Ölü Mevsim” filmiyle Doğuş Algün’e takdim etti.
Belgesel Sinemacılar Birliği BSB jürisi, “En İyi Belgesel” dalında İlkay Nişancı’nın yönettiği “Zamanın Kıyısında Sınav” filmini ödüllendirdi.
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) jürisinin değerlendirdiği “En İyi Film” ödülü ise Emine Yıldırım’ın “Gündüz Apollon Gece Athena” filmine verildi.
Sanat
64 yaşındaki emekli öğretmen atıl malzemeleri dönüştürüyor: Bahçesini açık hava müzesine dönüştürdü

Çam kozalağı, ağaç dalı, taş, eski eşya parçalarını tasarımlarında kullanan Kuzu, hazırladığı aslan, tavus kuşu, zürafa, Bremen Mızıkacıları gibi birçok çalışmasını evinin bahçesinde sergileyerek burayı bir nevi el işi müzesine dönüştürdü.
-
Ekonomi2 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem7 saat önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Son Dakika1 hafta önce
Yasak Aşk Skandalında Yeni Gelişme: Kayınvalide ve Damat Esra Erol Programında Canlı Yayında Gözaltına Alındı!
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem21 saat önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika5 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları