Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Sağlıklı bir vücut için 5 temel vitamin: Bağışıklığı artırıyor

Yayımlandı

üzerinde

Sağlıklı bir vücut için 5 temel vitamin: Bağışıklığı artırıyor

Yoğun iş temposu, dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı, bireyleri sağlıklı kalmak için alternatif çözümler aramaya yöneltiyor. Bu noktada, multivitamin takviyeleri giderek daha fazla ilgi görüyor. Uzmanlar, dengeli bir diyetin tamamlayıcısı olarak kullanılan bu desteklerin bağışıklık sistemini güçlendirmede, enerji seviyelerini artırmada ve genel vücut sağlığını korumada önemli rol oynadığını belirtiyor. İşte öne çıkan altı temel vitamin ve sağlık üzerindeki etkileri.

D3 vitamini (kolekalsiferol), vücudun kalsiyum ve fosforu emmesine yardımcı olarak kemik ve diş sağlığını koruyor. Ayrıca bağışıklık sistemini destekliyor ve ruh halini düzenlemede önemli bir rol oynuyor. x
Güneş ışığına maruz kalındığında cilt tarafından doğal olarak üretilebilen bu vitamin, yağlı balık, yumurta sarısı ve güçlendirilmiş süt ürünlerinde de bulunabiliyor. D3 vitamini eksikliği, çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde ise osteoporoza yol açabiliyor.
P vitamini olarak da bilinen flavonoidler, doğada meyve, sebze, çay ve bitter çikolatada bolca bulunan güçlü antioksidan bileşiklerdir. Oksidatif stresle savaşan bu maddeler, kalp sağlığını destekleyici etkileriyle öne çıkıyor. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirdikleri ve iltihap karşıtı etkileriyle kronik hastalık riskini azalttıkları araştırmalarla ortaya konuluyor.
C vitamini, vücudun savunma mekanizmalarını güçlendiriyor, kolajen üretimini destekliyor ve demir emilimini artırıyor. Güçlü bir antioksidan olan C vitamini, aynı zamanda yaraların iyileşmesine katkıda bulunuyor. Turunçgiller, biber ve brokoli gibi gıdalarda bolca bulunan bu vitaminin düzenli olarak alınması gerekiyor çünkü vücut tarafından depolanamıyor.
Görme fonksiyonlarının korunmasında kilit rol oynayan A vitamini, özellikle düşük ışık koşullarında göz sağlığını destekliyor. Ayrıca enfeksiyonlara karşı cilt ve mukoza zarlarını koruyor. Havuç, tatlı patates gibi renkli sebzelerde bulunan beta-karoten ve süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan A vitamini, eksikliğinde bağışıklık sistemi zayıflığı ve cilt problemlerine neden olabiliyor.
E vitamini, vücudu serbest radikal hasarından koruyarak hücre sağlığını destekliyor. Kas ve sinir fonksiyonları, cilt ve göz sağlığı için de önemli olan bu vitamin, fındık, tohum, ıspanak ve bitkisel yağlarda bulunuyor. Oksidatif stresle mücadelede etkili olan E vitamini, yaşlanma karşıtı özellikleriyle de dikkat çekiyor.
Dengeli beslenmenin yanı sıra bilinçli vitamin kullanımı, sağlıklı bir yaşam için etkili bir destek olabilir. Ancak uzmanlar, takviye kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışılmasını tavsiye ediyor.Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir. Herhangi bir takviye kullanmadan önce mutlaka bir uzmana danışın.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası sanat sezonunu tamamlandı

Yayımlandı

üzerinde

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası sezon finali yaptı

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası (ADSO), 2024-2025 sanat sezonu finalinde klasik müziğin başyapıtlarını sanatseverlerle buluşturdu.

ADSO’dan yapılan açıklamaya göre, sezon kapanış konseri Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda gerçekleştirildi. Klasik müziğin dört önemli yapıtını bir araya getiren konserde orkestrayı, uluslararası alanda kazandığı tecrübe ve başarılarla tanınan Avustralyalı şef Matthew Coorey yönetti. Türkiye’nin önde gelen ödüllü viyolonsel sanatçılarından Poyraz Baltacıgil konserde solist olarak sahne aldı. Sanatçılar konserde, Claude Debussy’nin iki piyanolu olarak yazdığı ve orkestra için düzenlenen dört bölümlük zarif eseri Petite Suite, Robert Schumann’ın La minör Viyolonsel Konçertosu, Antonin Dvorak’ın doğa sevgisini pastoral duygularla buluşturduğu Silent Woods ve Wolfgang Amadeus Mozart’ın Re majör 38 numaralı “Prag” senfonisini seslendirdi.

Konserde, Coorey’nin yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası dinleyicilerden tam not aldı. Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği konserle, 2024-2025 sanat sezonu tamamlandı ve orkestra 25. kuruluş yılını geride bırakmanın gururunu yaşadı.

Okumaya Devam Et

Magazin

Ariana Grande, Robert De Niro aynı filmde

Yayımlandı

üzerinde

Ariana Grande ile Robert De Niro aynı projede

Wicked filmindeki rolüyle beğeni toplayan Amerikalı şarkıcı Ariana Grande’nin yeni rolü beli oldu.

Ünlü şarkıcı Ariana Grande’nin yeni rolü belli oldu. 31 yaşındaki Grammy ödüllü şarkıcı Meet the Parents 4 (Zor Baba 4) filminde rol alacak. Filmde Ben Stiller ve Robert De Niro başrolleri paylaşıyor. Serinin dördüncü filmine dair detaylar gizli tutuluyor. John Hamburg ise filmin yönetmen koltuğunda oturacak.

Film, 25 Kasım 2026’da vizyona girecek.

Wicked (2024)Wicked filmindeki “Glinda” performansıyla Oscar’a aday gösterien şarkıcı, Wicked: For Good ile izleyiciyle buluşacak.

Okumaya Devam Et

Magazin

Partnerinizin kaçıngan davranmasını nasıl önlersiniz? Uzmanından 7 öneri

Yayımlandı

üzerinde

Partnerinizin kaçıngan davranmasını nasıl önlersiniz? Uzmanından 7 öneri

Birçok kişi, harika başlayan bir ilişkide partnerinin zamanla duygusal olarak geri çekildiğini deneyimlemiştir. Bu duruma daha çok “kaçıngan bağlanma stiline” sahip bireylerde rastlanır. Ancak, bağlanma stili kaçıngan olmayan bir kişinin de böyle davranışlar göstermesi olasıdır.

Sağlıklı bir romantik ilişkide, taraflar ortak bir duygusal alan yaratır ve bu alanı birlikte düzenlerler. Duygusal denge sağlandığında, her iki taraf da daha rahat hisseder ve etkileşimden keyif alır. Bu sistemin temelinde ise kaygı yatar. Kaygı, ideal düzeyde bulunduğunda bizleri motive eder ve performansımızı artırır. Ancak aşırı seviyelere çıktığında ikili ilişkileri zedeleyebilir.
Bağlanma sistemi de aslında bir kaygı yönetim mekanizmasıdır. Küçük bir çocuk, bir süre çevreyi keşfeder, ancak kaygısı arttığında güvenli liman olarak gördüğü ebeveynine geri döner. Ebeveyn, çocuğun kaygısını ”ideal düzeyde tutabilen” bir ortam sağlar. Kaygı azaldığında çocuk tekrar keşfe çıkar. Bu döngü, yetişkinlikte de devam eder, ancak bu sefer güvenli bağlanma noktası ebeveyn yerine arkadaşlar ve romantik partnerler olur.
Her ne kadar açıkça konuşulmasa da, yakın ilişkilerde taraflar arasında gizli bir anlaşma vardır: Her iki taraf da birbirinin endişe düzeyini azaltabilecek, yani güvenli bir duygusal alan sağlayabilecek kapasitede olmalıdır.
Ancak bu “gizli anlaşmayı” kabul etmeyen bir taraf (A kişisi), diğer tarafın (B kişisi) fazla kaygı içeren yaklaşımına karşı savunmaya geçebilir. Çünkü A kişisi, B’nin kaygısını yatıştırmak için onu hissetmek zorundadır ve bu duygusal yükü kaldırmak istemeyebilir.
Bu durumda A kişisinin sergileyebileceği davranışlar şunlardır:Geri çekilme: İlişkiden duygusal olarak uzaklaşma.Yok sayma: Kaygıya neden olan konuyu görmezden gelme veya mesajlara yanıt vermeme.Kaçınma: Fiziksel olarak bir araya gelmekten kaçınma.Keskin kopuş: İlişkiyi aniden bitirme.Yansıtma: Konuyu gündeme getiren kişiyi suçlayarak karşı saldırıya geçme.Yabancılaştırma: Sert ya da kırıcı davranarak karşı tarafı uzaklaştırma.Öfke: Kaygıyı hissetmek yerine öfkeyle tepki verme.
Bu davranışlar genellikle kaçıngan bağlanma stiline sahip kişilerde görülse de, güvenli, kaygılı (preoccupied) ya da korkulu (fearful) bağlanma stillerine sahip bireyler de aşırı kaygıyla karşılaştıklarında benzer tepkiler verebilir.
Özellikle kaygılı bağlanan bireyler, kendilerinden daha kaygılı biriyle ilişki kurmaktan kaçınır. Yani “ihtiyaçlı” bir kişi, daha da ”ihtiyaçlı” biriyle karşılaştığında ondan hızla uzaklaşır. Çünkü biriken kaygıyı kimin ideal düzeyde tutacağı belirsizdir.
İlişkide kaygı yaratan bazı davranışlar şunlardır:
Erken bağlanma: Karşı taraf hazır olmadan yoğun duygularını ifade etme.Aşırı kendini açma: Özellikle kişisel sorunları (örneğin maddi durum) fazlaca paylaşma.Aşırı yakınlık isteği: Karşı tarafın alanını ihlal edecek şekilde fiziksel yakınlık talebi.Sürekli iletişim: Mesaj, arama ya da e-posta ile neredeyse kesintisiz bir iletişim kurma çabası.Sürekli onay arama: İlişki hakkında sık sık konuşmak ve karşılıklı duyguları sürekli teyit etme isteği.Aşırı hayranlık: Partneri sürekli övme, sık sık aşkını dile getirme.Yakınma ve sitem: Partnerin ilgisini çekmek amacıyla şikayet etme ya da davranışlarını sorgulama.
Peki daha kaygılı olan tarafsanız ve partnerinizin uzaklaşma olasılığını azaltmak istiyorsanız ne yapmalısınız?
Psychology Today’e konuşan klinik psikolog Hal Shorey, 7 öneri sıraladı: Kaygınızı partnerinizin yönetmesini beklemeyin. İlk adım, kendi iç dengenizi sağlamaktır.
Kendinizden daha az bahsedin. Aşırı kendini açıklama, genellikle kaygıyı azaltma çabasıdır.
Karşı tarafa alan tanıyın. Onun sizi özlemesi için zaman ve mesafe bırakın.
Mesajları ve aramaları azaltın. Partnerinizin gününü kendi halinde geçirmesine izin verin.
Kendinize güvenin. Sürekli onay alma ihtiyacı duymadan ilişki içinde güvende hissetmeye çalışın.
Biraz gizem yaratın. Karşı tarafın sizi merak etmesine fırsat tanıyın.
 Sürekli şikayet etmek yerine neye ihtiyacınız olduğunu açıkça belirtin. Bu sınırlar ihlal edilirse, kendinizi korumak için geri çekilin.
Unutmayın, eğer karşınızdaki kişi güçlü bir kaçıngan bağlanma stiline sahipse, siz ne kadar sağlıklı davranırsanız davranın uzaklaşabilir. Bu sizin suçunuz değildir. Ancak kişi esnekse ve ilişkiyi sürdürmeye değer görünüyorsa, uzman stratejilerini uygulamak ilişkiyi kurtarabilir. En azından, sürecin sonunda kendinizi suçlamaz, elinizden geleni yapmanın verdiği iç huzurla yolunuza devam edebilirsiniz.
Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar