Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

PKK’nın 47 Yıllık Kanlı Tarihi: Lice’den Eruh’a İlk Kurşun, Öcalan’dan Dağılma Kararına Kritik Adımlar

Yayımlandı

üzerinde

Aşağıda, PKK’nın 1978’de kurulduğu şehir ve ilk silahlı eyleminin yapıldığı yer bilgisi ile 47 yıllık çatışmalı süreci ayrıntılı, SEO uyumlu biçimde ele alan makale yer almaktadır. En güncel gelişme olarak Mayıs 2025’te alınan silahsızlanma ve dağıtılma kararına da vurgu yapılmıştır.

Özet
PKK (Partiya Karkerên Kurdistanê), Abdullah Öcalan liderliğinde 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis Köyü’nde kuruldu . Örgüt, 15 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerindeki jandarma karakollarına eş zamanlı saldırarak ilk silahlı eylemini başlattı . Kuruluşundan 2025’teki dağılma kararına kadar devam eden 47 yıllık çatışmalı süreçte 40.000’in üzerinde kişi hayatını kaybetti, bölge genelinde yaygın yıkım ve göçler yaşandı. Mayıs 2025’te örgüt, Silahlı Propaganda Birimi aracılığıyla disarmament ve fesih kararı alarak fiili silahlı mücadeleyi sonlandırdı.

1. Kuruluş: Fis Köyü, Lice (1978)

PKK, 26–27 Kasım 1978’de Abdullah Öcalan ve yakın çevresinden oluşan yirmi civarındaki kurucu üye tarafından, Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki Fis Köyü’nde gerçekleştirilen kongreyle resmen kuruldu . Örgütün ilk tüzüğünde “Marksist-Leninist ideoloji temelinde bağımsız Kürt devleti” hedefi yer aldı . Kuruluş sonrası örgüt, Türkiye sınırları içindeki Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde gizli hücreler oluşturmaya başladı .

2. İlk Silahlı Eylem: Eruh ve Şemdinli (15 Ağustos 1984)

PKK’nın ilk kanlı eylemi, 15 Ağustos 1984 akşamı Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerindeki jandarma karakollarına yönelik düzenlenen saldırılardır . Bu saldırılarda bir asker şehit düşmüş, 9 asker ile 3 sivil yaralanmıştır . O andan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgeye yönelik kapsamlı “Çelik” ve “Kurtaran” gibi operasyonları başlatarak PKK’ya karşı yoğun mücadeleye girişti.

3. 47 Yıllık Kanlı Sürecin Dönemeçleri

3.1. 1984–1999: Yükseliş ve Öcalan’ın Yakalanması

1980’lerin ikinci yarısında PKK, hem Türkiye içindeki hem de Kuzey Irak’taki kamplardan silah ve eğitim desteği aldı; 1991 Körfez Savaşı sonrası Irak’ın kuzeyindeki özerk bölge, örgüt için güvenli bir sığınak haline geldi . 1993’te ilan edilen kısa süreli ateşkes, iki taraf arasındaki derin güvensizlik nedeniyle çöktü. Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999’da Nairobi’de yakalandı ve Türkiye’ye getirildi; Mayıs 1999’da ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı .

3.2. 1999–2012: Siyasi ve Askeri Dalgalanmalar

Öcalan’ın hapse girmesiyle PKK, iç liderlik sorunları yaşarken, Türkiye devleti de “Kıran” ve “Mavi Akım” gibi büyük çaplı operasyonlar düzenledi. 2000’li yıllarda örgüt, şehir merkezlerinde daha sık “sabotaj” ve bombalı eylemlere yöneldi; sivil ve güvenlik zayiatı artarken, uluslararası toplumdan kısıtlı tepkiler geldi.

3.3. 2013–2015: Geçici Barış Süreci

Mart 2013’te Öcalan’ın çağrısıyla PKK, Türkiye içinden çekildi ve tek taraflı ateşkes ilan etti . Barış görüşmeleri MİT ve HDP ekseninde ilerledi ancak Temmuz 2015’te sürecin çökmesiyle çatışmalar şiddetlendi . 2015 sonrası PKK, Suriye’de YPG/SDG çatısı altındaki unsurlarıyla da aktif rol üstlendi.

3.4. 2015–2025: Yeniden Tırmanış ve Dağılma Kararı

2015’den itibaren PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonlar artarken, karşılıklı sivil zayiatı ve yerinden edilmeler yaygınlaştı. Şubat 2025’te Öcalan, PKK’ya silahsızlanma ve dağılma çağrısı yaptı; Mart 2025’te ateşkes ilan edildi ve Mayıs 2025’te 12. Kongre’de resmen dağılım ve silahsızlanma kararı alındı

3.5. İnsan Maliyeti ve Bölgesel Etkiler

1984–2025 arasında PKK-Türkiye çatışmalarında toplam 40.000–50.000 civarı kişi hayatını kaybetti, on binlerce köy boşaltıldı ve yüz binlerce sivil göç etmek zorunda kaldı . Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları, Irak ve Suriye’deki Kürt yönetimleri ile Türkiye-ABD ilişkilerini de derinden etkiledi.

4. Sonuç ve Gelecek Perspektifleri

47 yıllık silahlı mücadele, bölgesel istikrarı defalarca sarstı. Mayıs 2025 kararının kalıcı barışa dönüşüp dönüşmeyeceği; Türkiye’nin demokratik reformları, Kürt siyasi partilerinin temsil gücü ve bölgesel güç dengelerinin nasıl şekilleneceği ile yakından bağlantılı olacaktır.

“İkinci Silah Bırakma” (2006)

PKK, kuruluşundan bu yana üç kez tek taraflı silah bırakma/ateşkes ilan etti: 20 Mart 1993’te ilk kez silah bırakma ve ateşkes ilanı yaptıkinci silah bırakmayı 1 Ekim 2006’da tek taraflı ateşkes ilanı ile gerçekleştirdi; en güncel olarak ise 1 Mart 2025’te Öcalan’ın çağrısıyla ateşkes ilan edip, Mayıs 2025’te fesih ve silahsızlanma kararı aldı

3.2. 1999–2012: Siyasi ve Askeri Dalgalanmalar


20 Mart 1993’te PKK, Abdullah Öcalan’ın aldığı tek taraflı kararlarla ilk kez ateşkes ilan etmiş; ancak silah bırakma ve ateşkes iddiaları kısa sürede bozulmuştu
1 Ekim 2006’da ise PKK, bir kez daha tek taraflı “silah bırakma ve ateşkes” ilan etti; bu ikinci girişim de 18 Mayıs 2007’de örgüt tarafından tek taraflı sona erdirildi.

  1. Giriş

    • Kişisel bir anekdot veya çarpıcı bir istatistik (47 yıllık çatışma, 1 Ekim 2006 ikinci silah bırakma).

  2. Tarihsel Arka Plan

    • 1978 kuruluş → 1984 ilk eylem.

    • 1993 ilk ateşkes denemesi; sonuçları.

    • 2006 ikinci silah bırakma: neden, nasıl ve niçin başarısız olduğu.

  3. Analiz ve Eleştiri

    • Silah bırakma girişimlerinin başarısızlık nedenleri (güven eksikliği, dış aktörlerin etkisi).

    • 2025 kararıyla karşılaştırma: bu kez ne farklı?

  4. Kişisel Görüş ve Öneriler

    • Kalıcı barış için hangi adımlar atılmalı? (Demokratik katılım, bölgesel işbirliği).

    • Devlet-örgüt güven inşa mekanizmaları.

  5. Dipnot/İmza

    • EDİTÖR: FATİH DOĞAN
    • Yazı notu: “Bu köşe yazısında yer alan görüşler kişisel olup kurumu yansıtmaz.”

 

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ayşe Tokyaz Cinayetinde Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi

Yayımlandı

üzerinde

Ayşe Tokyaz Cinayetinde Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi

İSTANBUL – Üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın valiz içinde bulunan cesediyle ilgili yürütülen soruşturmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı iddianame ile baş şüpheli eski polis Cemil K. ve diğer sanık Oğuz K. için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebinde bulundu .

İddianame Tamamlandı, Ağır Cezalar İsteniyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın öldürülmesine ilişkin iddianamesini tamamlayarak iki sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet de dahil olmak üzere çok sayıda suçtan ceza talep etti .

İddianamede olayın baş şüphelisi eski polis Cemil K.’nin, Ayşe Tokyaz’a yönelik “tasarlayarak öldürme”, “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme”, “kadına karşı öldürme”, “cinsel saldırı”, “hürriyetten yoksun kılma” ve “şantaj” suçlarını işlediği belirtiliyor .

Savcılık, Cemil K.’nin TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep ederek ağırlaştırılmış müebbet hapis, özgürlüğü kısıtlamaya ilişkin ek cezalar, şantajdan ek hapis cezası, hak yoksunlukları ve suçta kullanılan araçların müsaderesini istiyor .

İkinci sanık Oğuz K. hakkında ise Cemil K. ile birlikte Ayşe Tokyaz’ın “tasarlayarak ve canavarca hisle öldürülmesine iştirak ettiği” gerekçesiyle aynı şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor .

 Sanıklar ve Talep Edilen Cezalar

Sanık Talep Edilen Ana Ceza Ek Suçlar ve Talepler
Cemil K.   Ağırlaştırılmış Müebbet HAPİS    ,  Cinsel saldırı, hürriyetten yoksun bırakma, şantaj suçlarından ek hapis cezaları, hak yoksunlukları, müsadere

Oğuz K. Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis ,   Hürriyetten yoksun bırakmadan hapis cezası, hak yoksunlukları ve müsadere

Otopsi Raporundaki Çarpıcı Bulgular

Cinanetin adli tıp boyutunu aydınlatan otopsi raporu, Ayşe Tokyaz’ın ölüm sebebini “künt kafa travmasına bağlı burun kemik kırığı ile birlikte gelişen beyin kanaması” olarak tespit etti .

Raporda, Tokyaz’ın kafasında ve vücudunda çok sayıda ekimoz (çürük), burun kemiklerinde kırık, kafa içi ve beyin dokusunda kanama tespit edildiği belirtildi . Ayrıca, vücut sıvılarında uyarıcı madde (kokain) ve metabolitlerine rastlandığı da raporda yer alan diğer bulgular arasında .

 Cinayetin Gizlenmesi için Deodorant ve Boya

Soruşturma kapsamında ortaya çıkan kan donduran detaylara göre, Cemil Koç ve yardımcısı Oğuz D., cesedin kokmaması için valize deodorant sıktı . Ayrıca, Cemil Koç’un cinayeti işledikten sonra kan lekelerini gizlemek için evi kırmızı renge boyadığı ve güvenlik kameralarının fişini çekerek delil karartmaya çalıştıkları da iddia edildi .

Cemil Koç’un, Ayşe Tokyaz’ın ikiz kardeşi Esra Tokyaz’ı arayıp, “Senin verdiğin ifadeyi satır satır biliyorum” diyerek tehdit ettiği ve bu konuşmaya dair ses kayıtlarının da soruşturma dosyasına eklendiği öğrenildi .

 Zanlının Geçmişteki Cinayet Davası

Eski polis Cemil K. hakkında, Ayşe Tokyaz cinayetinden önce de bir cinayet davası bulunuyor. Cemil K.’nin, 24 Temmuz 2023’te Diyarbakır’da eski seğilisi Ejegül Ovezova’yı birlikte yaşadıkları evin 8. katından atarak öldürdüğü iddiasıyla yargılandığı belirlendi .

Bu davada da Cemil K. hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talepli iddianame hazırlandığı, ancak sanığın tutuklanmadığı aktarılıyor. Eğer Koç o davada tutuklansaydı, Ayşe Tokyaz cinayetinin yaşanmayacağı ifade ediliyor .

 Polislere Yönelik Soruşturma Genişliyor

Ayşe Tokyaz cinayeti soruşturması kapsamında, dördü polis olmak üzere beş kişinin daha tutuklandığı bildirildi . Bu polislerin, “delil karartma” şüphesiyle soruşturulduğu belirtiliyor .

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, olayla ilgili yaptığı açıklamada, “Görevi korumak olanlar yine sessiz kaldı, eski bir polis tarafından öldürüldü. Bu cinayet göz göre göre işlendi” ifadelerini kullandı .

“Hukuki Mücadele Sürecek”

Davayı takip eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin gönüllü avukatlarından Begüm Osma Yılmaz, sürecin yalnızca iddianamenin hazırlanmasıyla sınırlı olmadığını vurguladı. Yılmaz, “Ayşe’yi öldürenler, suça yardım edenler ve şikâyetleri görmezden gelen polisler hakkında gerekli işlemlerin yapılması için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi .

Haber: Fatih Doğan – fatihdoganmedya.com

Okumaya Devam Et

Gündem

Böcek ailesinin şüpheli ölümü: Soruşturma derinleşiyor — 11 gözaltı, 4 şüpheli adliyeye sevk edildi; otel ilaçlaması şüpheli bulundu

Yayımlandı

üzerinde

Böcek ailesinin şüpheli ölümü: Soruşturma derinleşiyor — 11 gözaltı, 4 şüpheli adliyeye sevk edildi; otel ilaçlaması şüpheli bulundu

Tarih: 17 Kasım 2025 — Saat: 17:30
Okuma süresi: 3 dakika

İstanbul Fatih’te tatil için gelen Böcek ailesinin üç ferdinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan şüpheli vaka kapsamında yürütülen soruşturmada gözaltı sayısı 11’e çıktı; işlemleri tamamlanan dört kişi adliyeye sevk edildi. Soruşturmada, ailenin konakladığı otelde daha önce yapılan ilaçlama işlemleri üzerinde yoğunlaşan polis ekipleri, otelde inceleme ve numune toplama çalışması yürüttü.


Detaylar — neler yaşandı?

Almanya’dan 9 Kasım’da İstanbul’a gelerek Fatih’te bir otele yerleşen Böcek ailesinden anne Çiğdem Böcek (27) ile çocukları Kadir Muhammet (6) ve Masal (3), 11 Kasım’da mide bulantısı ve kusma şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı; üç kişi tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi, baba Servet Böcek ise yoğun bakımda tedavi görüyor. Olayın ardından yürütülen soruşturmada, şu ana dek 11 kişinin gözaltına alındığı, bunlardan dördünün işlemleri tamamlanıp adliyeye sevk edildiği bildirildi.

Soruşturmada hangi şüpheler öne çıkıyor?

Soruşturmayı yürüten ekipler, ailenin 9–11 Kasım tarihleri arasında tükettikleri gıdalar, kaldıkları oda ve otelde yapılan hijyen/ilaçlama işlemlerini geriye dönük olarak tek tek araştırıyor. İlk bulgular, otelde daha önce uygulanan ilaçlama —özellikle ilaçlama/kimyasal maruziyeti— ihtimalini güçlü bir şüphe olarak öne çıkardı; bu kapsamda otelde biyolojik örnekler ve gıda numuneleri alındı, otel geçici olarak mühürlendi. Kesin ölüm nedenleri için Adli Tıp Kurumu toksikoloji sonuçları ve ilgili laboratuvar analizleri bekleniyor.

Gözaltına alınanlar kimler?

Soruşturma kapsamında otel çalışanları, oteli ilaçlayan firmanın yetkilileri ile çevredeki bazı yiyecek satıcılarına kadar genişleyen tespitler yapıldı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan ve adliyeye sevk edilen kişiler arasında ilaçlama görevlisi ile otel çalışanlarının da bulunduğu; ayrıca kafe/lokum/midye gibi besin tedarik zincirinde görevli kişilere de operasyon düzenlendiği bildirildi. (İşlemleri devam eden şüpheliler için adli süreç sürüyor.)

Yeni hastalananlar, uluslararası yankı

Ailenin kaldığı otelde, daha sonra başka turistlerin de benzer şikâyetlerle hastaneye kaldırıldığı bildirilmiş; bu durum soruşturmanın kapsamının genişletilmesine yol açtı. Olay, Alman basınında da geniş yankı buldu; aile Hamburg bağlantılı olması nedeniyle Alman medyası gelişmeleri yakından takip ediyor.

Yetkililerin açıklamaları ve süreç

Emniyet birimleri ve sağlık yetkilileri, ilk değerlendirmelerin kesin yargı içermediğini; ölüm nedenlerinin resmi raporlarla netleşene dek spekülasyondan kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Adli Tıp’ın toksikolojik inceleme sonuçları ile İl Tarım/Belediye laboratuvarlarının gıda ve çevre numune analizleri, soruşturmanın seyrini belirleyecek başlıca deliller olacak.


Ne bekleniyor?

  • Adli Tıp toksikoloji raporları ve laboratuvar analizleri (numune sonuçları).

  • Gözaltı işlemlerinin tamamlanması ve savcılık sorgulamaları sonucu yapılacak adli işlemler.


Arka plan (kısa)

Son yıllarda turistik bölgelerde görülen şüpheli gıda/çevresel zehirlenme iddiaları hem yerel hem de uluslararası dikkat çekiyor; uzmanlar özellikle oda/ortam ilaçlamaları ile gıda güvenliği süreçlerinin sıkı denetlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Böcek ailesinin ölümü — Gözaltı sayısı 11’e yükseldi

Okumaya Devam Et

Gündem

İZMİR’DE ŞÜPHELİ ÖLÜMDE FLAŞ GELİŞME: SAVCI, CEM ACAR HAKKINDA “KASTEN ÖLDÜRME” İDDİASIYLA EK İDDİANAME HAZIRLADI

Yayımlandı

üzerinde

İZMİR’DE ŞÜPHELİ ÖLÜMDE FLAŞ GELİŞME: SAVCI, CEM ACAR HAKKINDA “KASTEN ÖLDÜRME” İDDİASIYLA EK İDDİANAME HAZIRLADI

17 Kasım 2025 — 11:00 | Okuma süresi: 3 dakika

İzmir’de 26 Temmuz 2022’de iş görüşmesine çıktıktan sonra baygın halde yol kenarında bulunan ve Ege Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybeden Aslıhan Sinem Çiçek’in ölümüne ilişkin soruşturmada savcılık, şüpheli Cem Acar hakkında “kasten insan öldürme” suçundan ek iddianame hazırlayarak yargılama talep etti.


Olayın kısa kronolojisi

  • 26 Temmuz 2022: İzmir Bayraklı’da iş görüşmesine gittiği belirtilen Aslıhan Sinem Çiçek, bir süre sonra yol kenarında baygın halde bulundu; kaldırıldığı Ege Üniversitesi Hastanesi’nde durumu ağırdı.

  • 27 Temmuz 2022: Çiçek, hastanede hayatını kaybetti. Soruşturma sürecinde farklı şüpheliler hakkında çeşitli suçlamalar ve takipsizlik/takip kararları gündeme geldi.


Savcılığın yeni adımı: Ek iddianame ve “kasten öldürme” talebi

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmada elde edilen yeni deliller doğrultusunda dosyayı yeniden değerlendirip ek iddianame hazırladı. Hazırlanan iddianamede, savcılık şüpheli Cem Acar hakkında “kasten insan öldürme” suçundan kamu davası açılmasını talep etti. Bu gelişme, daha önce farklı suçlardan yürütülen soruşturmanın seyrini değiştirdi.

Savcılığın talebiyle ilgili resmi belgeler ve iddianame metni basına tam olarak yansımış olmamakla birlikte, haber kaynakları hazırlanan ek iddianamenin dosyada yeni bir yargılama sürecinin önünü açtığını bildiriyor.


Daha önceki süreçte neler olmuştu?

Dosya boyunca farklı isimlere ve farklı suçlamalara dair soruşturmalar yürütüldü. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; bazı şüpheliler “nitelikli cinsel saldırı”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “yağma” gibi suçlamalarla karşı karşıya kalmış; bazı incelemeler sonucu takipsizlik veya farklı kararlar verilmişti. Ancak aile avukatlarının ve savcılığın devam eden çalışmalarıyla dosyada yeni değerlendirmeler yapılması sonucu ek iddianame hazırlandı.


Aile, hukuk süreci ve kamu ilgisi

Çiçek’in yakınları olayın aydınlatılmasını talep ederek süreci yakından takip ediyor. Kamuoyunda da olayın şüpheli yönleri ve soruşturmanın yürütülme biçimi hakkında yoğun bir ilgi bulunuyor; medyada çıkan haberler ve sosyal medyada yapılan paylaşımlar, dosyanın yeniden gündeme gelmesinde etkili oldu. Yetkili makamların açıklamaları ile mahkeme sürecinin ilerleyişi, önümüzdeki duruşma tarihleriyle birlikte yasal çerçevede netleşecek.


Ne olacak şimdi?

Savcılığın hazırladığı ek iddianame kabul edilirse; Cem Acar hakkında “kasten insan öldürme” suçundan dava açılacak ve dosya Ağır Ceza Mahkemesi gündemine gelebilecek. Mahkeme sürecinde tanık beyanları, adli tıp raporları, bilirkişi incelemeleri ve soruşturma sırasında toplanan diğer deliller değerlendirilecek. Resmi duruşma takvimine ilişkin bilgiler mahkeme tarafından belirlenecek ve kamuoyuna yansıtılacaktır.


Editörün notu

Bu haber, savcılığın hazırladığı ek iddianame ve soruşturma gelişmeleri üzerine derlenmiş, ilgili haber kaynaklarıyla çapraz kontrol edilmiştir. Mahkeme aşamasında veya resmi soruşturmada yeni bilgiler ortaya çıkarsa haber güncellenecektir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar