Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Peyzaj Mimar Ece Gürel Son Yolculuğuna Uğurlandı

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul’un Belgrad Ormanı’nda yaşanan dramatik olayların ardından, 36 yaşındaki peyzaj mimarı Ece Gürel’in son yolculuğu düzenlendi. Hayatını kaybetme haberinin ardından, geniş çaplı arama kurtarma çalışmaları, hastane süreci ve aile ile kamuoyunda büyük üzüntü yaşandı. İşte Ece Gürel’in kayboluşundan cenaze törenine kadar olan süreç ve olayın ayrıntıları…


Olayın Gelişimi ve Kayıp Süreci

Ece Gürel, 2 Mart Pazar günü Kağıthane’nin Gültepe Mahallesi’nden evinden ayrılarak, İstanbul’un ünlü Belgrad Ormanı’na gitmek üzere yola çıktı. Arkadaşına gönderdiği kısa bir mesajın ardından kendisinden haber alınamazken, aile ve yakınları endişeye kapıldı.
Polis ekiplerinin ihbarı almasıyla başlayan arama kurtarma operasyonları, ormanlık alanın derinliklerinde Ece Gürel’e ait kişisel eşyaların – cep telefonu, mont ve çanta – bulunmasıyla hız kazandı.

Kayboluşunun ardından dört günlük titiz çalışmalar sonucunda, 6 Mart gecesi saat 01.15 sularında, soğuğun etkisi altında hafif yaralı halde bulunan Ece Gürel, ormanda bulunmuştu.


Arama Kurtarma Çalışmaları

Geniş çaplı arama kurtarma ekipleri; Çevik Kuvvet, sivil toplum kuruluşları ve İtfaiye’nin koordinasyonuyla yürütülen operasyonlar, Belgrad Ormanı’nın zorlu arazisinde sürdürüldü.
Ekiplerin gece boyunca devam eden çalışmaları sonucu, Ece Gürel’in bulunduğu bölgede titizlikle toplanan deliller, olayın seyrini belirleyen önemli ayrıntıları gözler önüne serdi.

Arama sırasında bulunan eşyalar, ekiplerin olay yerinde geniş çaplı incelemeler yapmasına ve son gelişmelere ışık tutmasına neden oldu.


Hastane Süreci ve Sağlık Durumu

Ece Gürel, ormanda bulunmasının ardından ambulansla Maslak’taki özel bir hastaneye kaldırıldı. Uzun süre soğuk ortamda kalması sonucu hipotermi geçirdiği belirlenirken, yapılan ilk müdahalelerin ardından bir süre kalbi durdu.
Doktorların müdahalesiyle hayata döndürülse de, entübe edilerek yoğun bakım servisine alındı. Ancak, tüm müdahalelere rağmen, sabah saatlerinde kalbi yeniden durdu ve sağlık ekipleri başarılı müdahaleyi gerçekleştiremedi.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun açıklamalarına göre, uzun süre soğukta kalmanın vücut organlarında meydana getirdiği kanamalar, Ece Gürel’in hayatını kaybetmesinde başlıca etken olarak gösterildi.


Cenaze Töreni ve Son Yolculuk

Ece Gürel’in cenaze işlemleri, Adli Tıp Kurumu tarafından gerçekleştirilen otopsinin ardından, ailesine teslim edilen cenaze evlatları çerçevesinde yapıldı.

  • Cenaze Namazı:
    Ece Gürel’in cenaze namazı, ikindi namazına müteakip Bağcılar Güneşli Meydan Camii’n

  • Cenazeye Katılanlar:
    Cenazede, öncelikle ailesi – annesi, babası ve eşi gibi yakın akrabaları bulunurken; meslektaşları, yakın dostları ve halktan birçok kişi de uğurlamaya geldi. Basın mensupları ve ilgili kamu kurumlarına ait temsilcilerin de cenaze törenine katıldığı bildirildi.


Cenaze namazı, ilgili camide kılınarak, ardından Ece Gürel’in İstanbul’da toprağa verileceği açıklandı. Cenaze törenine katılan aile üyeleri, dostlar ve kamuoyu, kaybedilen genç mimarı son yolculuğuna uğurlarken vedalaştı.


Ece Gürel’in Hayatı ve Kariyeri

İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü mezunu olan Ece Gürel, mesleğine tutkuyla bağlı, doğayla iç içe yaşamayı seven genç bir mimardı.
Peyzaj mimarlığı dışında farklı alanlarda da ilgi gösterdiği; astroloji, dil çalışmaları ve kendini geliştirme yönündeki çabaları, onun çok yönlü kişiliğini ortaya koyuyordu.

Ayrıca iş yerindeki performansı ve çalışma disipliniyle de dikkat çeken Ece Gürel’in, mesleki hayatı boyunca pek çok projede yer aldığı ve kendisini sürekli geliştirdiği bilinmekteydi.


Aile ve Kamuoyunda Gözlenen Tepkiler

Ece Gürel’in kayboluşu ve sonrasında yaşananlar, sosyal medyada ve basında geniş yankı uyandırdı.
Yakınları ve eşi Sezer Gürel, ilk bulunan haberin ardından büyük bir sevinç yaşamış; ancak sonrasında hastanede kaybının kesinleşmesi ailede derin üzüntüye neden olmuştu.
Ayrıca, olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin çeşitli spekülasyonlar yapılırken, güvenlik ve doğa ile ilişkili riskler yeniden gündeme geldi.

Ece Gürel’in ailesi ve yakın çevresi, yaşanan bu üzücü olayın ardından destek mesajları alırken, toplum genelinde de benzer acıların yaşanmaması için uyarılar yapıldı.


Sonuç ve Değerlendirme

Peyzaj mimarı Ece Gürel’in trajik kaybı, yalnızca bir meslek insanının değil, aynı zamanda doğayla uyumlu yaşamı, tutkuyu ve yenilikçi düşünceyi temsil eden birinin de erken vedası olarak hafızalara kazındı.
Yaşanan olay, arama kurtarma ekiplerinin çalışkanlığını, sağlık müdahalelerinin zorluklarını ve doğada karşılaşılabilecek riskleri bir kez daha gözler önüne serdi.
Ece Gürel’in ardında bıraktığı eserler ve yaşam tutkusu, meslektaşları ve sevenleri tarafından uzun süre hatırlanacak; bu acı kayıp, benzer trajedilerin önlenmesi adına alınacak tedbirlerin önemini vurguluyor.

Gündem

Madleen Yelkenlisinde Tutuklu Türk Aktivist Şuayb Ordu, 12 Haziran’da Serbest Bırakılacak!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Uluslararası sularda alıkonulan Madleen yelkenlisindeki Türk aktivist Şuayb Ordu, İsrail’de geçici gözaltının ardından 12 Haziran 2025’te serbest bırakılarak ülkesi Türkiye’ye dönecek. Olayın hukuki boyutları, uluslararası tepki ve Ordu’nun aktüel durumu bu makalede detaylı şekilde ele alınıyor.

1. Olayın Özeti ve Zaman Çizelgesi

1 Haziran 2025’te İtalya’nın Sicilya Adası’ndan Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Madleen yelkenlisi, uluslararası sularda İsrail donanması tarafından durduruldu. Gemi, 9 Haziran sabahı İsrail güçleri tarafından Shayetet 13 özel birliklerinin katılımıyla Akdeniz’in uluslararası sularında durdurularak personeline müdahale edildi. Bu müdahale sonucunda gemide bulunan 12 aktivist, Ashdod Limanı’na çekilerek gözaltına alındı

9–10 Haziran 2025: Gemideki aktivistlerden Greta Thunberg, Baptiste André, Omar Faiad ve Sergio Toribio, sınır dışı edilmek üzere evrak imzalayıp İsrail’den ayrıldı .
10 Haziran 2025: Kalan sekiz aktivist, aralarında Türk vatandaş Şuayb Ordu’nun da bulunduğu grup, deportasyon kararına itiraz ederek tutuklu kalmayı tercih etti .
12 Haziran 2025: Türk aktivist Şuayb Ordu’nun, yargı sürecinin tamamlanmasının ardından serbest bırakılarak Türkiye’ye dönmesine karar verildi.


2. Şuayb Ordu Kimdir?

  • Adı Soyadı: Şuayb Ordu

  • Uyruk: Türkiye

  • Görev/Ünvan: İnsan hakları ve barış aktivisti

  • Madleen Çalışmaları:

    • Uluslararası Freedom Flotilla Koalisyonu kapsamında, Gazze’deki insani krize dikkat çekmek amacıyla düzenlenen deniz konvoylarında aktif rol aldı

    • Barış yanlısı eylemler ve hukuki zeminde kampanyalarla Gazze Ablukası’nın kaldırılmasını savunuyor.


3. Uluslararası ve Hukuki Boyut

3.1. İsrail’in Müdahalesi

İsrail Hükûmeti, Madleen yelkenlisinin Gazze’ye insani yardım amacıyla değil “medya şovu” amacıyla hareket ettiğini öne sürerek gemiye müdahale etti ve uluslararası kamuoyunda “insan hakları ihlali” suçlamalarıyla karşılaştı . Birleşmiş Milletler uzmanları, bu tür insani misyonların koruma altında olması gerektiğini vurgulamış, geminin uluslararası sularda durdurulmasının uluslararası hukuka aykırı olabileceğini belirtmişlerdir .

3.2. Türkiye’nin Tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, müdahalenin “açık bir uluslararası hukuk ihlali” olduğunu belirterek İsrail’i kınadı ve tutuklu Türk vatandaşının derhal serbest bırakılmasını talep etti. Ankara, bu aşamada hem diplomatik kanalları hem de hukuki süreçleri işleterek Ordu’nun güvenliğine ilişkin konsolosluk desteği sağladı.


4. Serbest Bırakılma Süreci

  1. Yasal İşlemler: Kalan sekiz aktivistin deportasyon kararına itiraz başvuruları, İsrail idari mahkemelerinde değerlendirildi.

  2. Gözaltı Koşulları: Givon Cezaevi’nde tutulan aktivistler, avukatları ve konsolosluk temsilcileriyle görüştü.

  3. Kararın Açıklanması: 11 Haziran akşamı yapılan duruşmada, Ordu’nun pasaportuna el konulmaksızın serbest bırakılmasına karar verildi.

  4. Türkiye’ye Dönüş: 12 Haziran sabahı, Ashdod’dan kalkan Türk Hava Yolları özel seferiyle İstanbul’a dönecek.


5. Etkileri ve Değerlendirme

  • Medya ve Kamuoyu: Türkiye’de ve uluslararası alanda Ordu’nun serbest kalma haberi, insan hakları savunucuları arasında moral kaynağı oldu.

  • Siyasi Sonuçlar: Olay, İsrail’in ablukasının tartışılmasına ve Gazze’ye insani yardımların uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl sağlanabileceğine dair yeni girişimlere zemin hazırladı.

  • Geleceğe Yönelik Adımlar: Freedom Flotilla Koalisyonu, benzer eylemlerin hukuki dayanaktan yoksun suistimallere maruz kalmaması için “deniz hukuku savunucuları” örgütü kurmayı ve BM nezdinde yeni koruma mekanizmaları talep etmeyi planlıyor.


Sonuç
Şuayb Ordu’nun 12 Haziran 2025 tarihinde serbest bırakılması, uluslararası sularda insani yardım eylemlerinin korunması gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi. Hem Türkiye’nin diplomatik girişimleri hem de aktivistlerin hukuki ısrarı, Barış Filosu misyonlarının güvenliğini artıracak yeni adımlar atılmasını sağlayabilir.

Okumaya Devam Et

Gündem

CHP Ankara Gençlik Kolları, Akit TV önüne siyah çelenk bıraktı: “Zeyrek’in adı, sizin kaleminizden, ekranınızdan ve zihniyetinizden milyon kat daha temizdir”

Yayımlandı

üzerinde

(ANKARA) – CHP Ankara Gençlik Kolları, hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek için “çarpıldı” ifadesini kullanan Yeni Akit Gazetesi ve Haber Müdürü Zekeriya Say’ın ifadelerini Ankara’da protesto etti. Yapılan basın açıklamasının ardından İletişim Başkanlığı önüne siyah çelenk bırakmak isteyen partililerle polis arasında gerginlik çıktı. Protesto için hazırlanan çelenk, Akit TV binası önüne bırakıldı.

Ferdi Zeyrek’in Kurban Bayramı’nın ilk günü evinde geçirdiği kazayla ilgili “çarpıldı” ifadesiyle haber yapan Yeni Akit Gazetesi ve Haber Müdürü Zekeriya Say’ın cenazeden sonra hakaret içeren ifadelerle birlikte elektrik akımı içeren görseller paylaşması, CHP Ankara Gençlik Kolları tarafından protesto edildi.

CHP’liler, Akit TV’nin Ankara’da bulunan stüdyosunun önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının ardından İletişim Başkanlığı önüne siyah çelenk bırakmak isteyen kitleye polis izin vermedi. Yürümeleri engellenen kitle, Akit TV önüne siyah çelenk bıraktı. CHP Ankara Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Okan Türkmen, şu açıklamayı yaptı:

“Bugün buradayız. Çünkü bir sınır aşılmıştır. Ahlak sınırı aşılmıştır. İnsanlık sınırı aşılmıştır ve biz bu çürümüşlüğe karşı susmayacağız. İki gün önce büyük bir kayıp yaşadık. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız, yol arkadaşımız, kıymetli ağabeyimiz Ferdi Zeyrek’i kaybettik. Henüz acımız tazeyken, kendini gazete olarak nitelendiren bir kurum ve onun haber müdürü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ferdi Zeyrek’in yaşadığı kaza hakkında attığı manşet ve devamında yaptığı utanmaz paylaşımlarla ahlaksızlığın dibini boylamıştır.

Ferdi Zeyrek, bu ülkenin gördüğü en dürüst, en vicdanlı, en çalışkan insanlardan biriydi. Siyaseti kişisel ikbali için değil, halkına hizmet için yapan; alnı açık, yüreği temiz bir kişiydi. Makamdan güç alan değil, makama halkın gücünü taşıyan bir insandı. Soruyoruz: Böylesine güzel yürekli bir insan, henüz hastanede yaşam savaşı verirken ‘çarpıldı’ başlığıyla manşet atmak nasıl bir ahlaksızlıktır? Bu nasıl bir çürümüşlüktür?
Bu nasıl bir karanlık zihniyettir? Bu nasıl bir kin? Nasıl bir düşmanlıktır? Bir insana vefatından sonra bile saygıyı esirgeyen, kin ve nefret diliyle kamuoyunu zehirleyen bu anlayışın, burada, kendi stüdyolarının önünde protestosunu ediyoruz. Bu anlayış yalnızca basın ahlakına değil, insanlığa da aykırıdır.

Ölüm üzerinden kin kusan bu aşağılık dil sıradan bir düşmanlık değil; sistematik, bilinçli ve politiktir. Buradan sözde haber müdürü Zekeriya Soy’a, bu ahlaksızlığı manşetlere ve sosyal medyaya taşıyan herkese sesleniyoruz: Siz yıllardır gazetecilik yapmıyor, açıkça nefret yayıyorsunuz ve bu nefretin karşısında susacak değiliz. Unutacak değiliz, affedecek hiç değiliz. Ferdi Zeyrek’in adı, sizin kaleminizden, ekranınızdan ve zihniyetinizden milyon kat daha temizdir. Gerçek gazetecilik, Akit’in tekelinde değil; halkımızın vicdanındadır. Bu devran döndüğünde de halkın vicdanında ve tarihin önünde hesap vereceksiniz. Bu siyah çelengi de yalnızca bir protesto için değil, sizin çürümüş gazetecilik anlayışınıza ve insanlıktan nasibini almamış dilinize karşı bir uyarı olarak bırakıyoruz.

Ferdi Zeyrek’e karşı yaptığınız bu iğrenç saldırıyı unutmayacağız, peşini de bırakmayacağız. Hiçbir şüphemiz yok ki Ferdi Başkanımızın adı, Manisa’nın sokaklarında, yurttaşların yüreğinde ve bizim de yaşamımızda, mücadelemizde yaşamaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle Ferdi Başkanımızı bir kez daha saygıyla anıyor; kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve tüm örgütüne başsağlığı diliyorum.”

Okumaya Devam Et

Gündem

Türkiye’nin Yerli KAAN Beşinci Nesil Savaş Uçakları Endonezya’ya İhraç Edilecek: Tarihi Savunma Anlaşması Erdoğan’dan

Yayımlandı

üzerinde

 

Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de geliştirilen beşinci nesil KAAN savaş uçaklarının ilk kez Endonezya’ya ihraç edileceğini açıkladı. Toplam 48 uçaktan oluşan bu anlaşma, iki ülke arasındaki savunma sanayi iş birliğinde dönüm noktası niteliği taşıyor.

1. Giriş: Tarihi Anlaşmanın Arka Planı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Haziran 2025 tarihinde Jakarta’da düzenlenen Indo Defence 2025 fuarı kapsamında, Türkiye’nin geliştirdiği beşinci nesil savaş uçağı KAAN’ın ilk ihracat anlaşmasını duyurdu. Bu kapsamda, 48 adet KAAN uçağı Türkiye’de üretilip Endonezya’ya teslim edilecek söz konusu ticari ve stratejik ortaklık, Türk savunma sanayisi için bir ilki temsil ediyor

2. Anlaşmanın Önemi ve Stratejik Boyutu

  • Savunma Sanayisinde Dönüm Noktası
    Türkiye’nin savunma sanayisinde kritik rol oynayan KAAN projesi, ilk ihracatını Endonezya’ya yaparak dış pazarlarda rekabet gücünü kanıtlamış olacak. Aynı zamanda iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın derinleşmesine olanak tanıyacak bu anlaşma, bölgesel güvenlik ve savunma iş birliğini yeni bir seviyeye taşıyor.

3. KAAN Savaş Uçağı Özellikleri

  • Beşinci Nesil Teknoloji: Gizli yapı ve ileri radar keskinliği

  • İlk Uçuş ve Seri Üretim: KAAN’ın ilk uçuşunu 2024’te gerçekleştirmesinin ardından, seri üretim hattı hızlandırıldı.

  • Mühimmat ve Performans: Uzun menzilli hassas güdümlü mühimmat taşıma kapasitesi, gelişmiş aviyonik sistemler.

Bu teknik avantajlar, KAAN’ı bölgesel aktörler için cazip bir tercih haline getiriyor .

4. Ortak Üretim ve Teknoloji Transferi

Erdoğan’ın duyurduğu anlaşmaya göre:

  • KAAN jetleri Türkiye’de üretilecek,

  • Endonezya’nın yerel sanayi yetenekleri entegre edilerek teknoloji transferi desteklenecek.

Bu model, her iki ülkenin de savunma sanayi ekosistemlerini güçlendirirken, uzun vadeli iş birliğini de garanti altına alıyor .

5. Diğer Savunma İhracat Başlıkları: İHA Anlaşması

Aynı ziyaret kapsamında, Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Endonezya’nın Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı. Buna göre:

  • 60 Bayraktar TB3

  • 9 Bayraktar AKINCI

üretimi Türkiye’de yapılacak ve Endonezya’ya sevk edilecek .

6. Teslimat Takvimi ve Finansal Detaylar

  • Teslimatlar: İlk KAAN teslimatlarının 2028 yılında başlaması bekleniyor.

  • Anlaşmanın Finansmanı: Erdoğan finansal rakamları paylaşmasa da, savunma bütçelerine uygun esnek ödeme planı üzerinde mutabakata varıldığı ifade ediliyor

7. Sonuç: Geleceğe Bakış

Türkiye-Endonezya savunma iş birliği; KAAN savaş jetleri ve İHA projeleriyle, iki ülke arasında “stratejik ortaklık” tanımını güçlendiriyor. Bu anlaşmalar, hem yerli sanayinin ihracat kapasitesini artıracak hem de bölgesel güvenlik mimarisine yeni bir dinamizm katacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar