Gündem
Özlem Çerçioğlu ilk kez konuştu: “Cumhurbaşkanımıza uzak bir belediye başkanı değildim”

AK Parti’ye katılan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP’den istifasının ardından ilk kez konuştu.
Gazeteci Sinan Burhan sorularını yanıtlayan Özlem Çerçioğlu, “Cumhurbaşkanımız Aydın iline geldiğinde kendisini hep karşılardım çünkü ülkemizin Cumhurbaşkanıdır. İyi bir dostluğumuz hep vardı kendisiyle.” ifadelerini kullandı.
CHP’den ayrılmanın zor bir karar olduğunu da söyleyen Özlem Çerçioğlu, “Neredeyse çeyrek asırdan beri siyaset yaptığım bir partiden ayrılmak kolay değil ama artık burada siyaset yapabilecek bir durum kalmamıştı.” diye konuştu.
“AYNI YOLDA YÜRÜME İMKANIM ARTIK BULUNMAMAKTADIR”
Çerçioğlu, perşembe günü CHP’den istifa ettiğini duyurmuştu.
Sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Özlem Çerçioğlu, “Yaşanan anti-demokratik uygulamaların yanı sıra hem benim temel prensiplerim olan hem de Aydınlılara ve aileme verdiğim dürüstlük, yasalar çerçevesinde hizmet, kamu ahlakından taviz vermeme ilkeleri nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi ile aynı yolda yürüme imkanım artık bulunmamaktadır.” demişti.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Çerçioğlu, aynı gün düzenlenen törenle AK Parti’ye katılmıştı.
Gündem
Sazlık alanda ceset bulundu

Erzurum‘da D100 kara yolu üzerinde bir otomotiv servisinin sahibi, iş yerinin yakınlarındaki sazlık bir alanda duyulan sesler üzerine durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi.
İhbar üzerine bölgeye sağlık, jandarma ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri sevk edildi.
AFAD’a bağlı dalgıç timince yapılan aramada sazlık alanda bir erkek cesedi bulundu.
İş yerinde gece bekçiliği yapan Ahmet Coşkun, gazetecilere yaptığı açıklamada, iş yeri sahibinin bölgede duyduğu sesler üzerine durumu polise haber verdiklerini söyledi.
Çevrede bir süre araştırma yaptıklarını anlatan Coşkun, “Işıklarla araştırma yaptık ama bir şey göremedik, polisler geldikten sonra gittik ağaçların dibine orada adamı fark ettik. Suyun üzerinde hareketsiz yatıyordu.” dedi.
Gündem
Boğaziçi davasının gölgesinde bir acı haber daha: 16 yaşındaki Hira Aygar başından vurularak hayatını kaybetti
Tarih.Saat: 01 Eylül 2025 — 22:45
Okuma süresi: ~3 dakika
İstanbul’daki Hilal Özdemir cinayetinin yarattığı tepkinin ardından Mersin’den benzer bir haber daha geldi. Toroslar’da 16 yaşındaki Hira (Hiranur Nilgün) Aygar, araç içinde başından silahla vurulmuş halde bulundu ve hayatını kaybetti. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.
Olayın kısa özeti
Mersin’in Toroslar ilçesi Akbelen Mahallesi’nde, 31 Ağustos gecesi park halindeki bir otomobilde Hira Aygar’ın (16) başından tabancayla vurulmuş halde olduğu ihbarı üzerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Genç kız, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturmayı yürüten ekipler, genç kıza yanında olduğu belirtilen H.A.Ş. (19) ile birlikte iki kişiyi gözaltına aldı.
Şüphelilerin ifadeleri ve soruşturmanın seyri
Olayı otomobille hastaneye götüren ve genç kızla yakın ilişkide olduğu iddia edilen H.A.Ş., ilk ifadesinde silahın kaza sonucu ateş aldığını ya da genç kızın kendini vurduğunu ileri sürdü. Daha sonra ifadesini değiştirerek, şakalaşma sırasında tabancanın ateş aldığını iddia etti. Araçta bulunan diğer iki kişinin de ifadeleri çelişkili bulununca şüpheli sayısı ve soruşturmanın kapsamı genişletildi. Polis ekipleri olay yerinde ve çevresinde delil çalışması yaptı; bölgedeki incelemelerde kan izleri tespit edildi.
Toplumdaki yankılar ve yetkili açıklamaları
Bu olay, kısa süre önce Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde öldürülen Hilal Özdemir olayıyla eş zamanlı gündeme gelmesi nedeniyle toplumda geniş yankı buldu. Konuyla ilgili adli süreçin hızlandırıldığı, soruşturmanın devam ettiği ve şüphelilerin adli mercilere sevk edileceği bildirildi. Yetkililer, kamuoyunu yanıltabilecek spekülasyonlardan kaçınma çağrısı yaptı ve soruşturmanın delillere dayalı olarak yürütüleceğini açıkladı.
Aile ve çevre tepkisi
Cenaze işlemleri ve aileye ulaşan bilgiler medyada yer alırken, yakın çevre ve bazı sivil toplum grupları olayla ilgili adalet beklentisini yüksek sesle dile getirdi. Genç yaştaki kayıpların ülke gündeminde yarattığı hassasiyet tekrar tartışılmaya başlandı. (Yerel kaynakların aktardıkları doğrultusunda.
Gelişmeler oldukça haberimiz güncellenecektir. FatihDoğanMedya olarak trajik olayda yaşamını yitiren gence ve ailesine başsağlığı diliyoruz; adli sürecin sağlıklı yürütülmesini takip edeceğiz.
Gündem
Gazze’de insanlık sınıfta kaldı
FATİHDOGANMEDYA — Köşe Yazısı
Gazze… Hani hepimiz ders kitaplarında, belgesellerde “insanlığın en karanlık sınavları” diye okuduğumuz, ama “bir daha asla” dediğimiz o tarih sayfalarındaki yerlerden. Bugün o sayfalar yeniden canlandı — ve fiyasko yalnızca savaş alanında değil; aynı zamanda dünyanın vicdanında, kurumlarında ve “insanlık” diyerek kendini tanımlayan toplumlarda yaşanıyor.
Uzun süredir devam eden çatışmaların bedelini sivil halk ödüyor. Resmî raporlara göre Ekim 2023’ten bu yana on binlerce sivil yaşamını yitirdi; yaralananlar, evsiz kalanlar ve yerinden edilmiş milyonlarca insan hâlâ hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu insanî bilanço, yalnızca sayılardan ibaret değil — her sayı bir ailenin, bir çocuğun, bir hastanenin çöküşünü anlatıyor.
Daha da vahimi, insani yardımın ulaştırılmasında yaşanan sistematik engeller. Gıda, su, yakıt ve ilaç erişimindeki kesintiler; sevk noktalarında bekleyen tırlar, reddedilen yardımlar, ve sık sık kapatılan sınır geçişleri — bunların hepsi ölümcül sonuçlar doğuruyor. Uluslararası yardım aktörleri ve gazeteciler defalarca “yardımın engellenmesi”ni raporladı; kamyonlar depolarda ya da sınırda beklerken Gazze’deki insanlar en temel ihtiyaçlardan mahrum kalıyor. Bu durum, yardımın sahada etkin ve insani ilkeler doğrultusunda dağıtılmasını zorlaştırıyor.
Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri, olası askeri operasyonların sivil nüfus üzerindeki “felaket” etkilerine ilişkin net uyarılarda bulundu. Savaşın devam ettiği bölgelerde sağlık sistemleri çöküşün eşiğinde; çocuklar acil beslenme tedavisine ihtiyaç duyuyor, su temini güvenliğini yitirmiş durumda. Bu uyarılar, sadece diplomatik bir üslup değil—acil eylem çağrısıdır; ama çağrılar çığ gibi büyürken pratikte görünen yardım çok sınırlı kalıyor.
Uluslararası hukuk, sivillerin korunmasını ve insani yardıma erişimi garanti altına alır. Ancak sahadaki gerçeklik ile hukukun yazılı gerekçeleri arasındaki uçurum büyüyor. Birçok insan hakkı kuruluşu ve uzman, yaşananları “insani yardımın silah haline getirilmesi” ve hatta bazı kesimlerce “soykırım” tanımlamalarına varan ciddi suçlamalarla değerlendirdi. Bu tartışmaların hukuki sonuçları olmalı — ama öncelik şu: canlar kurtarılmalı, temel ihtiyaçlar sağlanmalı. Hukuk süreçleri elbette önemli; fakat mahkemeler kurulana kadar insanlar ölmemeli.
Peki ne yapılmalı? Öncelikle insani yardıma engelsiz, sürekli ve şeffaf erişim sağlanmalı. Uluslararası aracılar ve bağımsız kuruluşlar, denetimi ve dağıtımı garanti edecek mekanizmalarla sahaya hızlıca dönmeli. Diplomatik kanallar tıkanmışsa bile, taraflar arasında insani koridorların oluşturulması ve korunması için uluslararası baskı artmalı. İkincisi, medya ve sivil toplumun sessiz kalmaması gerekiyor: İnsan hayatı, siyasi hesaplara feda edilmemeli — eğer küresel kamuoyu, okur-yazar toplumlar, bu vahşetin devamına gözlerini kapatırsa “insanlık sınıfta kaldı” damgası sadece Gazze’ye değil hepimize vurulmuş olur.
Son olarak, trajedinin kalıcı adalet mekanizmalarıyla kayıt altına alınması şart. Hesap sorma mekanizmaları, mağdurların haklarını arayabileceği yollar sağlamalı; ama adalet arayışının, derhal insanî yardım sağlamanın yerine geçmesine izin verilmemeli. Çünkü çocuklar bugün açlıktan ölüyor olabilir — biz ise yarına hesap sormak için söz veriyoruz.
Gazze’deki durumun tek bir sorumlusu yoktur belki; ama bu trajedinin yegâne sorumlusu “eylem eksikliğimiz”dir. Uluslararası toplumun, liderlerin ve bizi temsil edenlerin, insan onurunu koruma görevini yerine getirmedikleri yerde sorumluluk büyür. Bugün Gazze’deki çocukların yarın başka bir yerde aynı felaketi yaşamaması için, vicdanlarımızı çalıştırmalı ve somut adımlar talep etmeliyiz.
İnsanlık sınıfta kaldı mı? Bugün için cevabımız maalesef “evet.” Fakat sınıfta kalan bir topluluk, sınavı tekrarlayıp öğrenebilir. Öğrenmenin ilk şartı ise gerçekleri görmek, ses çıkarmak ve harekete geçmektir. Gazze bunun beklediği insanlıktır.
-
Gündem1 hafta önce
16 yaşındaki Yağmur’dan üç gün sonra acı haber — Kastamonu’da trafik kazası: Yağmur Pehlivanlı hayatını kaybetti
-
Magazin1 hafta önce
Atakan Özkaya’dan babasına son görev: Cenaze töreninde duygusal anlar
-
Teknoloji6 gün önce
Türkiye 5G’ye hazırlanıyor
-
Teknoloji1 hafta önce
Gençlerin TCG Anadolu ile “Zafer Yolculuğu” gururu: “Mühendislik harikası”
-
Sanat1 hafta önce
Dede mirası mesleğini yaşatıyor: El emeğini geleceğe taşıyor
-
Sanat1 hafta önce
Ceviz kabuklarından yapıyor: 110 farklı obje ortaya çıkarıyor
-
Teknoloji4 gün önce
ChatGPT’nin ilk belgeli cinayeti: Yapay zeka nasıl katil yarattı?
-
Spor1 hafta önce
Kayseri’de maç önü gerilim: Galatasaray otobüsüne ve kaldığı otele taş-fişekli saldırı