Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Muğla’da Hastanede Taciz Skandalı İddiası: İlişki Teklifini Reddedince Ölümle Tehdit ve Mobbing

Yayımlandı

üzerinde

Muğla’da bir hastanede yaşanan taciz skandalı iddiası, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. İddialara göre, evli bir uzman doktor, hastanede görev yapan bir tekniker kıza ilişki teklifinde bulundu. Teklifin reddedilmesi üzerine doktorun, genç kadını ölümle tehdit ettiği ve mobbing uyguladığı öne sürülüyor. Bu olay, hastane çalışanları arasında büyük bir rahatsızlık yaratırken, hukuki süreç de başlatılmış durumda. İşte “Muğla hastane taciz” iddiasıyla ilgili tüm detaylar!

İddiaların Detayları: Taciz, Tehdit ve Mobbing

Muğla’da bir hastanede görev yapan Nükleer Tıp Uzmanı Dr. O.K. (43), biriminde çalışan tekniker M.M.’ye (25) ilişki teklifinde bulunduğu iddia ediliyor. M.M., bu uygunsuz teklif karşısında şaşkınlık yaşayarak doktorun isteğini geri çevirdi. Ancak iddialara göre, Dr. O.K., bu reddedişin ardından öfkelenerek M.M.’yi ölümle tehdit etmeye başladı. Bununla da yetinmeyen doktorun, genç kadına karşı sistematik bir mobbing (psikolojik taciz) uyguladığı belirtiliyor.
M.M., yaşadığı bu olayları tutanak altına alarak resmi makamlara bildirdi. Ayrıca, birimde çalışan diğer teknikerlerin de benzer baskılara tanık olduğu ve bazılarının destek amacıyla M.M.’nin yanında yer aldığı ifade ediliyor. Çalışanlar, Dr. O.K.’nin davranışlarının iş ortamını çekilmez hale getirdiğini vurguluyor.

Çalışanların Çaresizliği: “Ses Çıkaramadık”

Birimde görev yapan teknikerler, hizmet alım personeli statüsünde çalıştıkları için işlerini kaybetme korkusuyla uzun süre sessiz kaldıklarını belirtiyor. M.M., 2020 Eylül ayında Nükleer Tıp Teknikeri olarak işe başladığını ve ilk bir yıl boyunca sorunsuz bir çalışma ortamı olduğunu anlatıyor. Ancak 2021 Nisan ayından itibaren Dr. O.K.’nin kendisine ilişki teklifinde bulunmasıyla her şey değişmiş. Teklifi reddettiğinde, doktorun özür dilemek için çiçek gönderdiği ve bir notla pişmanlığını ifade ettiği belirtiliyor. Ne var ki, bu jestin ardından tehdit ve mobbing davranışları başlamış.

Hukuki Süreç Başladı: Koruma Kararı ve Soruşturma

Olayın resmi makamlara taşınmasıyla birlikte hukuki süreç hızla devreye girdi. M.M. ve bir diğer tekniker S.E.E. (26), 25 Mart tarihinde Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ardından Muğla 1. Aile Mahkemesi, her iki tekniker için 3 ay süreyle koruma kararı çıkardı. Bu karar, Dr. O.K.’nin mağdurlara yaklaşmasını ve iletişim kurmasını engellemeyi amaçlıyor.
Hukuki süreç devam ederken, hastanede disiplin soruşturması da başlatıldı. Koruma kararına rağmen, Dr. O.K. ve birim çalışanlarının aynı ortamda güvenlik ekipleri eşliğinde çalışmaya devam ettiği öğrenildi. Bu durum, çalışanlar arasında huzursuzluğun sürmesine neden oluyor.

Doktorun Geçmişi: Daha Önce de Darp İddiası

İddialar sadece Muğla ile sınırlı değil. Uzman Dr. O.K.’nın, daha önce görev yaptığı başka bir ilin hastanesinde de benzer bir olay yaşadığı öne sürülüyor. İddiaya göre, doktor burada da bir tekniker kızı darp etmiş ve bu olayla ilgili davaları hâlâ devam ediyor. Bu bilgiler, Dr. O.K.’nin geçmişteki davranışlarının da mercek altına alınmasına yol açtı.

Hastane Çalışanları Endişeli: Adalet Bekleniyor

Muğla’daki bu taciz skandalı iddiası, hastane çalışanları arasında ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda. Koruma kararı ve artırılan güvenlik önlemlerine rağmen, tehdit ve mobbingin yol açtığı psikolojik baskı devam ediyor. Çalışanlar, olayla ilgili soruşturmanın titizlikle yürütülmesini ve adaletin yerini bulmasını bekliyor.

Sonuç: Gelişmeler Takip Ediliyor

“Muğla hastane taciz” iddiası, hem yerel hem de ulusal basında geniş yer bulurken, kamuoyu gelişmeleri yakından takip ediyor. Hukuki süreç ve disiplin soruşturmasının sonuçları, bu skandalın nasıl bir sonuca ulaşacağını belirleyecek. Şimdilik olayla ilgili tüm tarafların ifadeleri ve deliller, yetkililer tarafından detaylı bir şekilde inceleniyor.
Bu ciddi iddialar, iş yerinde taciz ve mobbingin ne denli yıkıcı etkiler yaratabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Soruşturmanın tamamlanmasıyla birlikte, gerçeklerin ortaya çıkması ve mağdurların hak ettiği adaletin sağlanması umut ediliyor.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Deprem Sonrası İstanbul’a 2 Saatte 20 000 Kişilik Sıcak Çorba: Hızır 41 Afet Mutfağı’nın Başarı Hikayesi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
Marmara Depremi’nden hemen sonra Hızır 41, 2 saatte İstanbul’a 20 000 kişilik sıcak çorba ulaştırdı. Afet anında beslenme desteğinin örnek operasyonu.

Özet

23 Nisan 2025 günü Silivri merkezli 6,2 büyüklüğündeki Marmara Depremi’nin ardından İstanbul’da binlerce vatandaş, evlerine giremeyerek toplanma alanlarına yöneldi. Bu kritik saate hızlı müdahale eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait “Hızır 41 Afet Mutfağı”, sadece 2 saat içinde İstanbul’a 20 000 kişilik sıcak çorba ulaştırarak afet anında beslenme desteğinin ne denli insan odaklı ve etkili olabileceğini gösterdi. Türkiye’nin en büyük afet mutfağı unvanına sahip tesisin altyapısı, mobil afet tırları ve deneyimli personeli sayesinde, afet altyapısı planlamasında örnek bir başarı hikâyesi ortaya konuldu.

1. Giriş: Depremin Ardından Beslenme İhtiyacı

23 Nisan 2025 günü saat 12:49’da, Silivri açıklarında 6,2 büyüklüğünde meydana gelen deprem, İstanbul’da büyük korku ve tahliye süreçleri başlattı . Güvenlik endişesiyle evlerine giremeyen vatandaşlar, parklar ve cami avluları da dâhil olmak üzere birçok toplanma alanına yönlendirildi .

Afet anlarında ilk saatler, hayatta kalma ve moral açısından kritik önem taşırken, sıcak yemek ve özellikle çorba dağıtımı, hem bedensel hem de psikolojik destek sunuyor.


2. Hızır 41 Afet Mutfağı: Türkiye’nin En Büyük Tesisi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 6 Şubat 2025’te hizmete açılan Hızır 41 Afet Mutfağı, planlı kapasitesiyle günde 150 000 kişilik çorba ve 20 000 kişilik 3 öğün yemek hazırlayabiliyor .

  • Kuruluş Amacı: Olası büyük Marmara Depremi başta olmak üzere çevre illere yardım etmek amacıyla tasarlandı

  • Mobil Afet Tırları: Tesiste hazırlanan yemekler ve ekmekler, 3 yemek tırı ve 1 fırın tırı aracılığıyla afet bölgesine hızlıca sevk edilebiliyor .


3. 2 Saatte 20 000 Kişilik Çorba Operasyonu

Depremin hemen ardından 2 saat içinde hareket gecikmeden Haydarpaşa’daki toplanma alanlarına sevk edilen 20 000 kişilik sıcak çorba, Hızır 41 personeli ve mobil tırlarla ulaştırıldı .

“2 saat içerisinde afet tırımızı personellerimizle birlikte bölgeye gönderdik. 20 000 kişiye sıcak çorba hizmetinde bulunduk,”
diyor Hızır 41 Üretim Müdürü Yasemin Talaş .

Aynı operasyonda, tırlarda ekmek ve su da taşınarak farklı mobil ikram noktalarında toplam 10 000 kişilik destek sağlandı .


4. Lojistik ve İnsan Kaynağı

  • Personel: Saha ekiplerinde 70 gönüllü ve personel görev aldı .

  • Araç Filosu: Mobil tırlar, bağımsız 5 gün çalışabilecek altyapı ve 15 dakikada kurulum özelliği ile 24/7 faaliyete hazır .

  • Tesis Altyapısı: 5 300 m² kapalı, 10 350 m² açık alana yayılmış olup tam donanımlı yemek ve fırın üretim hattına sahip.


5. Etki ve Geri Bildirim

  • Vatandaş Memnuniyeti: Tahliye alanlarında çorba ve sıcak yemek ikramı, belirsizlik içindeki vatandaşlara moral desteği sağladı.

  • Yerel İşbirlikleri: Kocaeli Büyükşehir’in yanı sıra ilçe belediyeleri ve STK’lar da destek vererek toplam 6 000 kişiye ek çorba dağıtımı gerçekleştirdi.

Afet mutfağının esnek yapısı, normal zamanlardaki sosyal hizmet faaliyetlerine de katkı sunuyor.


6. Çıkarımlar ve Öneriler

  1. Erken Hazırlık: Afet mutfakları, önceden belirlenen lojistik ve personel planlaması ile acil durumlarda kritik roller üstleniyor.

  2. Mobil Çözümler: Sahada üretim yapabilen mobil tırlar, ana mutfaktan bağımsız çalışarak dağıtım ağını güçlendiriyor.

  3. Toplum Katılımı: STK’lar ve yerel yönetimlerin koordine desteği, operasyonun ölçeğini genişletiyor.


7. Sonuç

Hızır 41 Afet Mutfağı’nın 2 saat içinde 20 000 kişilik çorba operasyonu, afet yönetiminde hız, etkin lojistik ve insan odaklı yaklaşımın başarılı bir örneği oldu. Bu model, gelecekteki afet senaryoları için standart bir referans niteliğinde.

Okumaya Devam Et

Gündem

Osman Boyner kimdir, öldü mü? İş insanı Cem Boyner’in babası Osman Boyner’in hayatı

Yayımlandı

üzerinde

Osman Boyner, 1926 yılında Kastamonu’nun Tosya ilçesinde dünyaya geldi. İş insanı Cem Boyner’in babasıdır. Hasan, Fazıl ve Güzide isimli 3 kardeşi olan Osman Boyner eğitim hayatına İstanbul’da başladı. Sultanahmet Ticaret Lisesi’ni ve ardından Yüksek Ticaret Okulu’nu tamamladı.

1952 yılında Ahmet Sadıkoğlu, Hasan Boyner ve Fazıl Boyner ile birlikte Altınyıldız’ı kurdu. İlk ihracatını 1956 yılında gerçekleştiren şirket, Türk kumaşının dünyaya tanıtımında büyük rol oynamıştı.

1960’lı yılların sonunda ‘de henüz bulunmayan hazır giyim sektörüne adım atma çalışmalarına başlayan Osman Boyner, modacı arkadaşı Kerim Kerimol ve İtalyan moda evi sahibi Silvano Corsini’nin işbirliğiyle Beymen markasının temellerini attı. Beymen’in ilk mağazası, 1971 yılında İstanbul Şişli’de açıldı. Önce erkek koleksiyonu ile büyük ilgi gören Beymen, zamanla kadın koleksiyonunu ve 1985 yılında spor giyimde farklı bir yaklaşım sunan Beymen Club koleksiyonunu da eklemiştir.

Ali Osman Boyner, sadece bir iş insanı değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilinciyle de tanınıyordu. TÜSİAD’ın kurucuları arasında yer almış ve 2010 yılına kadar Boyner Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmüştü.

Osman Boyner’in eşi Ayten Boyner 2021 yılında vefat etmişti.

Okumaya Devam Et

Gündem

6 aydır takip ediliyorlardı: Düzce’de fuhuş operasyonu

Yayımlandı

üzerinde

‘de 112 Acil Çağrı Merkezi’ne 23 Ekim ve 22 Aralık 2024’te Beçiyörükler bölgesinde fuhuş yapıldığı, bazı kişilerin kadınları zorla tuttuğu, fuhşa teşvik ve aracılık yapıldığı yönünde ihbar yapıldı.

Düzce İl Emniyet Müdürlüğü Ahlak Bürosu ekipleri, ihbarın geldiği dönemde evlere baskınlar yaptı, ancak yeterli delile ulaşamadı. Polis daha sonra şüphelendikleri kişileri teknik ve fiziki takibe aldı.

Şüphelilerle ilgili deliller elde edildikten sonra önceki gün 20 polisin katılımıyla 10 farklı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda H.U., M.K., K.K., Y.U. ve B.B. gözaltına alındı.

Adreslerde yapılan aramalarda suçta kullanıldığı tespit edilen 12 cep telefonu, 23 bin 980 TL para, bir laptop, iki hard disk ve 18 telefon hattı ele geçirildi.

5 şüpheli, emniyetteki sorgularının ardından bugün adliyeye sevk edildi. Diğer yandan T.R., G.B. ve C.N. isimli fuhşa sürüklenen 3 kadın kurtarıldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar