Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Labubu sadece pazarlama başarısı mı?

Yayımlandı

üzerinde

Labubu’nun yaratıcısı,, asıllı Kasing Lung… Lung,, Kuzey ülkeleri mitolojisinden ilham alarak, 2015 yılında bir masal kitabı yazıyor. Ardından, masaldaki karakterlerin sanatsal oyuncak serisini piyasaya sürüyor. Labubu da o masaldaki karakterlerden biri. Lung, oyuncakları önce butik olarak üretiyor. 2019 yılında Çinli oyuncak şirketi Pop Mart ile ortaklık kuruyor.

Labubu’nun patlama yaşadığı yıl ise 2024 yılı. Güney Koreli K-pop grubu Blackpink’in Lisa adlı üyesi bu peluş oyuncağı övüyor. Ardından Rihanna sosyal medya hesabından çantasına asılmış Labubuları paylaşıyor. Gerisi malum… Paylaşım yapanların arasında kimler yok ki! Madonna, David Beckham, Dua Lipa, Kim Kardashian… Bunlar internette arama yapan herkesin erişebileceği bilgiler. Asıl önemli soru ise Labubu’nun nasıl bu kadar ünlü olabildiği.

Reklamcılar ve iletişim uzmanları birkaç noktaya dikkat çekiyor.

Birincisi doğru kitleyi yakalayabilmek ve güçlü bir hikaye. Labubu fanatikleri sadece bir oyuncağa sahip olduklarını düşünmüyor, aynı zamanda bir hikaye satın alıyorlar.

İkincisi kör kutu taktiği. Labubu, içerisinden hangisinin çıkacağı bilinmeyen bir ambalajda geliyor. Bazı Labubulara erişmek gerçekten çok zor. Çünkü çok az varlar. 90’larda çocuk olanlar Pokemon tasolarını hatırlayacaktır. Bazı Pokemonların tasolarına sahip olabilmek için çok fazla cips satın almalıydınız. Aynı mantık Labubu’da da var.

Üçüncü neden ise ruj etkisi. Dünyada büyümenin yavaşladığı ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde daha az maliyetli lüks malları satın almak isteyenlerin sayısı artıyor. Labubu da çoğu tüketici için ruj etkisi yapıyor. Peluş oyuncak için pahalı ancak erişilmez değil.

Sadece bu üç neden de değil. Başka nedenleri de var. Ünlülerin bu oyuncakları paylaşması popülerlik etkisi yaratıyor. Ayrıca birçok insan Labubu bebeği ile bağ kuruyor. Farklı bir felsefeyi yansıttığına inanıyor.

Labubu, kuşkusuz ki büyük bir pazarlama başarısı. En büyük kazananı da bağlı olduğu oyuncak şirketi Çinli Pop-Mart… Şirketin değeri sadece bir yılda yüzde 250 arttı. Toplam değer 50 milyar doları geçti. Pop Mart’ın piyasa değeri Barbie’nin üreticisi Mattel ve Hello Kitty’nin sahibi Sanrio’yu bile geçti.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Sudan’ın verimli topraklarında hasat çürüyor: Savaş, ulaşımı ve depolamayı kilitledi, kıtlık genişliyor

Yayımlandı

üzerinde

Sudan’ın verimli topraklarında hasat çürüyor: Savaş, ulaşımı ve depolamayı kilitledi, kıtlık genişliyor

Tarih: 26 Ekim 2025 · Saat: 14:00 (TSİ) · Okuma süresi: 4 dk

Sudan’da çatışmaların üçüncü yılında, ülkenin en verimli bölgelerinde toplanamayan veya pazara ulaştırılamayan mahsuller tarlada ya da depoda çürümeye terk ediliyor. Bu durum hem iç gıda arzını baltalıyor hem de milyonlarca insanı yetersiz beslenme ve açlık riskiyle karşı karşıya bırakıyor.


Giriş — verimli topraklar, tükenen umutlar

Sudan’ın “ekmek sepeti” olarak anılan alanlarında —özellikle El Gezira (Gezira Scheme) ve bazı Orta-Kuzey (Kordofan) bölgelerinde— savaş ve şiddet hatları, sulama altyapısını, hasat dönemini ve tedarik yollarını felce uğrattı. Çiftçiler tarlaya gidemez, depolama tesislerine erişilemez veya yollar güvenli olmadığı için ürünler pazara ulaştırılamıyor; bunun sonucu olarak tonlarca ürün çürümeye terk ediliyor.

Neden mahsuller çürüyor?

Uzun süreli çatışma; işgücü kaybı, yakıt ve tarım girdi eksikliği, sulama kanallarının hasar görmesi ve elektrik/soğutma sistemlerinin çalışmaması gibi zincirleme etkiler yaratıyor. Ayrıca güvenlik gerekçesiyle kapatılan yollar ve engellenen insani konvoylar, mahsulün zamanında toplanmasını ve taşınmasını engelliyor; hasattan sonra uygun depolama ve işleme yapılamadığı için ürünler çürümeye başlıyor. Bu durum özellikle hububat, sebze ve meyve gibi çabuk bozulan ürünlerde ağır kayıplara yol açıyor.

Bölgeler ve insani tablo

  • El Gezira: Sudan’ın en büyük sulama projesi ve tahıl üretim merkezlerinden biri olan Gezira’da birkaç mevsimdir üretim düşüşü ve hasat aksaklıkları yaşanıyor; bazı alanlarda ekim yapılmadı veya ürün hasat edilemeden çürüme başladı.

  • Kordofanlar ve Darfur: Aktif çatışmalar, zorunlu yer değiştirmeler ve ablukalar nedeniyle bu bölgeler hem üretim hem de pazarlama açısından ağır yara aldı; bazı yerlerde kıtlık ve kıtlığın etkileri doğrulanmış durumda.

Ölçekteki gerçekler

Uluslararası kuruluşların raporları, Sudan’daki gıda krizinin boyutunu çarpıcı biçimde ortaya koyuyor: çatışma yüzünden milyonlar yerinden edildi, ülke genelinde on milyonlarca insan akut gıda güvensizliğiyle karşı karşıya ve 2024’te bazı bölgelerde kıtlık/famine durumları tespit edildi. Uzun süreli hasat kayıpları, yerel gıda arzını azaltırken fiyatları yükseltiyor ve yoksulların erişimini daha da daraltıyor.

Sağlık ve salgın riski — bozulmuş gıdalar hastalık demek

Zamanında toplanamayan veya uygun koşullarda saklanamayan gıdalar yalnızca ekonomik kayıp değil; aynı zamanda besin zehirlenmeleri, su kaynaklarının kirlenmesi ve salgın hastalık risklerini (ör. kolera) de artırıyor. Yağmur sezonu, çürümüş organik maddelerin su yollarına karışmasıyla hijyen krizlerini tetikliyor; bu da sahadaki sağlık hizmetlerini zorluyor.

Uluslararası yardım ve engeller

BM ajansları, FAO, WFP ve diğer yardım kuruluşları erişim sağlamak için çağrıda bulunuyor; ancak güvenlik kısıtları, lojistik problemler ve finansman eksikliği yardımın geniş ölçekte ulaşmasını engelliyor. Aidatlar ve koridorlar açılmadan, topraklardaki mahsul kaybının önlenmesi ve depolama/işleme kapasitelerinin onarılması mümkün görünmüyor.

Ne yapılmalı? (Uzmanların ortak çağrısı)

  1. Acil insani koridorlar açılarak hasat döneminde güvenli nakil sağlanmalı.

  2. Yerel depolama/işleme altyapısına hızlı müdahale ile bozulma azaltılmalı (soğuk zincir, kurutma, toplu depolama)

  3. Çiftçilere acil mali/girdi desteği (tohum, gübre, yakıt) verilmeli; sulama altyapısı onarılmalı.

  4. Uzun vadede barış, altyapı rehabilitasyonu ve tarımsal yatırım şart.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Kilosu 50 liraya kadar düştü: Tezgah önünde kuyruk oluyor

Yayımlandı

üzerinde

Kilosu 50 liraya kadar düştü: Tezgah önünde kuyruk oluyor

FatihDoganMedya — Güncel Haber
25 Ekim 2025 · 13:25 · Okuma süresi: 2 dk

Yeni av sezonu ve bölgesel bolluk nedeniyle bazı illerde hamsi fiyatları 50 TL/kg seviyelerine geriledi. Ucuz ve taze hamsi gören vatandaşlar sabah erken saatlerden itibaren balık tezgahları önünde sıra oluşturuyor.


Hangi illerde ve neden düşüyor?

Karadeniz açılarında artan av miktarı ve yeni sezonun başlamasıyla birlikte hamsi üretiminde yerel bolluk yaşanıyor. Bazı balıkçılar kilosunu 50 TL’ye kadar çekti; bu düşüş, tezgahların önünde yoğunluğa yol açtı. Bazı ilçelerde fiyatlar mevsime göre daha da düşük seviyeler gördü.

Yerel örnekler

  • Sinop: Bazı balıkçılar, bol av nedeniyle hamsi fiyatını 50 TL’ye çektiğini açıkladı; esnafın amacı taze ve ucuz balığı halka ulaştırmak.

  • Ordu / Fatsa: Bazı noktalarda hamsi 25–70 TL bandında satışa sunuldu; yoğun talepten dolayı bir kişiye satış sınırı uygulayan tezgahlar oldu.

  • Zonguldak: Tezgahlarda 50 TL etiketleri görüldü, vatandaşlar ucuz protein kaynağı olarak hamsiye yöneldi.


Vatandaş ve esnaf tepkisi

Vatandaşlar, özellikle et fiyatlarının yüksek seyrettiği dönemde hamsinin daha ulaşılabilir hale gelmesinden memnun; tezgah önlerinde uzun kuyruklar oluşuyor. Esnaf ise bol avın fiyatı düşürdüğünü, ancak piyasanın bölgeden bölgeye değişiklik gösterebileceğini belirtiyor.


Ne kadar sürer? (Kısa değerlendirme)

Balık fiyatları mevsimsel olarak, hava ve avlanma koşullarına göre kısa vadede dalgalanabiliyor. Uzun vadeli eğilimler için av miktarları, yakıt ve nakliye maliyetleri ile talep seviyesi belirleyici olacaktır. (Bu bölüm genel piyasa bilgisine dayanır; yerel fiyatlar hızla değişebilir.)


Tüketici için pratik notlar

  • Ucuz olan hamsiyi alırken taze olmasına dikkat edin: parlak göz, diri doku ve deniz kokusu iyi göstergelerdir.

  • Satın aldığınız hamsiyi kısa süre içinde tüketemeyecekseniz, temizleyip porsiyonlayarak derin dondurucuya koymak hem ekonomik hem pratiktir.

  • Salça, ızgara, tava (mısır unlu) veya fırında baharatlı versiyonları popülerdir.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Bakan Ömer Bolat’dan “reeskont kredi” açıklaması

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye Cumhuriyet (TCMB), 1 Kasım 2025 tarihinden geçerli olmak üzere ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredileri günlük limitlerini 4 milyar liradan 4,5 milyar liraya yükseltti.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, TCMB’nin düzenlemesine ilişkin NSosyal hesabından açıklama yaptı.

Bakan Bolat, “Ticaret Bakanlığı olarak ihracatçılarımızın desteklenmesi, finansmana ulaşma imkanlarının genişletilmesi noktasındaki çalışmalar devletimizin bütün ilgili kurum ve kuruluşları ile koordinasyon içinde yoğun bir şekilde sürdürülmektedir. Bilindiği üzere, ihracatçılarımızın finansman ihtiyacının karşılanması noktasında en etkili araçlardan biri, TCMB tarafından Türk Eximbank ve diğer bankalar aracılığı ile sunulan reeskont kredileri olup, geçtiğimiz dönemde yapılan değişiklik ile reeskont kredisi faiz oranlarının hesaplanmasında yeni bir formül belirlenmiştir. Bu sayede söz konusu kredilerin Merkez Bankası politika faizi oranının altında avantajlı oranlar ile sunulması sağlanmıştı. Nitekim, son olarak 23 Ekim 2025 tarihinde politika faizinde yapılan indirim ertesinde ihracat reeskont kredilerinin faiz maliyeti yüzde 24,89’a düşürülmüştür. Diğer taraftan, ihracatçılarımızın finansman ihtiyacının karşılanması noktasında en etkili araçlardan biri olan reeskont kredilerinin daha fazla ihracatçıya ulaşmasını teminen söz konusu hacmi ihtiyaçlar doğrultusunda kademeli olarak arttırılmıştır” ifadelerini kullandı.

“REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK UYGULAMALAR DEVAM EDECEK”

Daha önce 300 milyon TL olan reeskont kredilerinin günlük limitinin, önce 1,5 milyar TL’ye, daha sonra 3 milyar TL’ye, sonra ise 4 milyar TL’ye çıkartıldığını belirten Bolat, “Son olarak, 24 Ekim 2025 tarihinde TCMB tarafından yapılan düzenlemeler çerçevesinde söz konusu limit, 1 Kasım 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere günlük 4,5 milyar TL’ye çıkarılmıştır. Ayrıca, bu tutarın önemli bir kısmının emek yoğun sektörlere kullandırmak suretiyle bu sektörlerimizin ihracat rekabetçiliklerine katkı sağlanması önceliklerimizden biri olarak gelecektir. Bu itibarla, finansman imkanlarının çeşitlendirilmesi başta olmak üzere, ihracatçılarımızın gelişimini desteklemeye, firmalarımızın uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artıracak politika ve uygulamaları hayata geçirmeye kararlılıkla devam edeceğiz” dedi. 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar