Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

İş Dünyası

“İstanbul’da Toplu Taşıma Alarmı: Özel Halk Otobüsleri 22 Mayıs’ta Kontak Kapatıyor!”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
“İstanbul Özel Halk Otobüsleri, İBB’den ödeme alamadıkları için 22 Mayıs 2025’te 3.041 otobüsün sefere çıkmayacağını açıkladı. Sebepler ve çözüm önerileri.”

Özet: İstanbul Özel Halk Otobüsleri Esnaf Odası Başkanı Göksel Ovacık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) dört aydır ödeme alamadıklarını ve ayın 15’inde taahhüt edilen 500 milyon TL’nin de ödenmemesi üzerine 22 Mayıs 2025 itibarıyla 3.041 özel halk otobüsünün sefere çıkmayacağını duyurdu. Bu kararın temelinde yakıt ve personel ücretlerinin karşılanamaması yatarken, esnaf “maalesef bu şartlarda bu işi yürütemeyeceğiz” diyerek yetkililere acil çözüm çağrısında bulundu. İstanbul’da milyonlarca yolcunun kullandığı otobüs seferlerinin durma noktasına gelmesi, kent içi ulaşımda ciddi aksamalara ve toplu taşıma sisteminin çökme riskine işaret ediyor.

Kararın Detayları

İstanbul Özel Halk Otobüsleri, 22 Mayıs 2025 itibarıyla kontak kapatma kararı aldı .
Kararın açıklaması 17 Mayıs 2025 akşamı geldi ve 3.041 aracın sefere çıkmayacağı belirtildi
Esnaf Odası Başkanı Göksel Ovacık, “Maalesef bu şartlarda bu işi yürütemeyeceğimiz kararını aldık” sözleriyle sürecin geri dönülemez hale geldiğini vurguladı .

Sebepler ve Talepler

Dört aydır İBB’den ödeme alamayan özel halk otobüsçüleri, ayın 15’inde 500 milyon TL ödeneceği taahhüdüne rağmen ödeme yapılmamasını temel gerekçe olarak gösteriyor .
Yakıt bedelleri ve personel maaşları karşılanamadığı için araçların çalıştırılamayacağı vurgulanıyor .
Esnaf Odası, İBB’ye “Ya çözüm üretilir ya da İstanbul’da toplu taşıma sistemi çöker” şeklinde uyarıda bulundu .

İstanbul Ulaşımına Etkisi

Günde yaklaşık 3 bin özel halk otobüsünün sefere çıkmaması durumunda, kent içi toplu taşımada büyük aksaklıklar yaşanacak .
Özellikle sabah ve akşam yoğun saatlerde milyonlarca yolcu bu araçlara bağımlı durumda; alternatif ulaşım araçlarına binen yolcu sayısında artış ve trafik yükünde ciddi tıkanmalar bekleniyor .

Çözüm Önerileri ve Sonuç

Esnaf Odası, İBB ile acil müzakere talep ederek ödemelerin bir an önce yapılması çağrısında bulunuyor .
Kısa vadede kısmi ödeme planı ve geçici destek mekanizmalarının devreye alınması; orta vadede ise taşımacılık sözleşmelerinin yeniden düzenlenmesi öneriliyor .
Aksi takdirde 22 Mayıs’tan itibaren kontakların kapatılması, İstanbul’daki toplu taşıma dengesini ciddi şekilde sarsacak.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İş Dünyası

Amerika bu olayı konuşuyor: Milyoner finansçının “işkence odası” ve kadınlara uyguladığı ŞİDDET iddiaları

Yayımlandı

üzerinde

Amerika bu olayı konuşuyor: Milyoner finansçının “işkence odası” ve kadınlara uyguladığı ŞİDDET iddiaları

Yayın Tarihi: 26 Eylül 2025 • Saat: 22:30 (TSİ)
Okuma süresi: ~4 dakika

New York merkezli emekli finansçı Howard Rubin ve eski asistanı Jennifer Powers, kadınları seyahat ettirip Manhattan’daki lüks bir penthouse’da “işkence odası” olarak tanımlanan ses yalıtımlı bir odaya götürüp şiddet uyguladıkları ve seks ticareti yaptıkları iddiasıyla federal bir iddianameyle suçlandı. Savcılık, olayların 2009–2019 yılları arasında gerçekleştiğini ve mağdurların bazılarının ekonomik olarak savunmasız olduğu ya da geçmişte travma yaşadığı̀nı belirtiyor.


Olayın kısa kronolojisi ve iddialar

Federal iddianameye göre Rubin (70) ile Jennifer Powers (45) arasında yıllarca süren bir yapı oluştu; Powers kadınları organize edip Rubin ile görüşmeleri ayarlıyordu. İddialarda, Rubin’in Midtown’daki penthouse’unun bir odasını kırmızıya boyattığı, ses yalıtımı yaptırdığı ve BDSM ekipmanlarıyla donattığı; hatta mağdurlara elektrik verebilen bir cihaz bulunduğu öne sürülüyor. Savcılar, olayların hem lüks otellerde hem de bu penthouse’da gerçekleştiğini söylüyor.

Rubin ve Powers’ın, kadınlara ödeme yaptıkları; bazı durumlarda NDAlar (gizlilik sözleşmeleri) imzalattıkları ve mağdurları susturmak için hukuki tehditler savurdukları iddia ediliyor. Savcılık ayrıca şüphelilerin mağdurları yolculuk ettirerek eyaletler arasında taşıdığı ve 2018’de bir kadınla ilgili Las Vegas’ta da insan ticareti iddiası bulunduğunu belirtiyor.


Kim bu Howard Rubin? (kısa profil)

Howard Rubin, Wall Street’te uzun yıllar çalışmış, bazı dönemlerde büyük yatırım kuruluşlarıyla bağlantılı bir paraya yönetici olarak biliniyor. Basın notlarına göre Rubin’in geçmişte Merrill Lynch, Bear Stearns ve Soros Fund Management ile ilişkileri olmuş; medya profilleri bu bağlantılara dikkat çekti. Ancak unutulmamalı: şu anki açıklamalar resmi iddianameye dayanmakta ve yargılama süreci devam etmektedir.


Hukuki durum ve geçmiş dava kayıtları

Savcılar tarafından hazırlanan federal iddianame 10 ayrı suçlama içeriyor; bunların arasında seks ticareti, eyaletler arası ulaştırma ve banka dolandırıcılığı gibi ağır suçlamalar da bulunuyor. DOJ (ABD Doğu Bölgesi) tarafından yapılan açıklamada, iddiaların 2009–2019 dönemine yayıldığı ve şüphelilerin mağdurları sömürdüğü ifade edildi. Rubin, tutuklanırken Connecticut’taki evinde yakalandı; Powers ise Texas’ta gözaltına alındı.

Bu dava, Rubin hakkında daha önce açılmış sivil davaların da geçmişinin olduğu bilgisiyle dikkat çekiyor: 2017 ve sonrası dönemlerde bazı mağdurların sivil mahkemede kazandığı kararlar bulunuyor ve daha önce mahkeme tarafından tazminat kararı verildiği rapor edildi. Rubin bu kararlara karşı temyiz başvuruları yapmıştı.


Yetkililerin açıklamaları ve soruşturmanın boyutu

ABD Bölge Başsavcılığı ve FBI yetkilileri, olayı “insan sömürüsü ve cinsel istismar” olarak tanımladı ve soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. Yetkililer halka, soruşturmayla ilgili bilgi sahibi olanların FBI veya savcılıkla iletişime geçmesi çağrısında bulundu. Ayrıca ele geçirilen deliller arasında çok sayıda cep telefonu ve iddialara ilişkin yazışmaların bulunduğu belirtildi.


Amerika’da ve medyada yankıları

Olay, ABD medyasında geniş yer buldu; Associated Press, People, Guardian, Bloomberg gibi büyük haber ajansları ve ulusal yayınlar gelişmeleri aktarırken sosyal medya platformlarında da geniş tartışma başladı. Hem mağdurların anlatımları hem de sınıf/iktisat-dünya bağlantıları kamuoyunda tepkiyle karşılandı.


Hukuki uyarı — “İddia” ile “suçlu” farklıdır

Haberde aktarılan tüm bilgiler, resmi iddianame ve soruşturma dosyalarına dayanan iddialardır. Rubin ve Powers şu an için “suçlu” değil; hukuki süreç devam etmekte ve her iki tarafın da savunma hakları saklıdır. Gazetemiz, mahkeme sürecini izlemeye ve doğrulanmış bilgileri aktarmaya devam edecektir.


Ne olacak? Bir sonraki adımlar

  • Tutuklamadan sonra öne çıkan ilk adli işlemler (tehdit, kefalet değerlendirmeleri, ilk duruşma tarihleri) federal mahkemede yürütülecek; savcılar ve savunma avukatları belge ve tanık beyannamelerini sunacak.

  • Yetkililer mağdurların korunması ve yeni mağdurların ortaya çıkması ihtimaline karşı uyarıda bulundu; soruşturmanın genişleyebileceği belirtiliyor.

Okumaya Devam Et

İş Dünyası

Yayımlandı

üzerinde

  • ASELSAN, Borsa İstanbul’da piyasa değeri 1 trilyon TL’yi aşan ilk şirket oldu

  • Tarih: 25 Eylül 2025

  • Saat: 14:30 (yaklaşık)

  • Okuma Süresi: ~ 3 dakika

  • Türkiye savunma sanayisinin önde gelen firması ASELSAN, bugün itibarıyla Borsa İstanbul’da endekslere dahil şirketler arasında piyasa değeri 1 trilyon TL sınırını aşan ilk şirket** unvanına ulaştı.
    Bu gelişme, şirketin hisse performansı, stratejik yatırımları ve sektörel uygun konjonktürle birleşerek dikkat çekici bir başarı hikâyesine dönüştü.


  • Detaylar & Arka Plan

    ASELSAN’ın Hisse Performansı

    • Yıl başında yaklaşık 72,50 TL seviyesinde başlayan ASELSAN hissesi, zamanla istikrarlı bir yükseliş gösterdi.

    • Haber tarihine gelindiğinde hisse fiyatı 220,80 TL seviyesine ulaştı.

    • Bu değerlemeyle birlikte ASELSAN, BIST 100 endeksindeki şirketler arasında piyasa değeri açısından bir ilke imza attı

    Piyasa Koşulları ve Destekleyici Faktörler

    • Küresel risklerin azalması ve ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından faiz indirimi beklentileri, yatırımcı iştahını artırdı

    • Türkiye’de enflasyonun düşürülmesine yönelik adımlar ve Merkez Bankası’nın faiz indirim yaklaşımı, yerli yatırımcıları cesaretlendirdi.

    • Savunma sanayi şirketlerine olan uluslararası talep artışı ve jeopolitik riskler, ASELSAN gibi firmaların değerini yukarı çekti.

    Şirketin Stratejisi: aselsaneXt ve 2030 Hedefi

    • ASELSAN, 2024 yılında başlattığı aselsaneXt programıyla “alanında en iyi ürünleri üretme”, “oyun değiştirici teknolojiler geliştirme” ve “ihracat odaklı büyüme” gibi hedefleri öne çıkardı.

    • Şirket, 2030’a kadar dünya çapında savunma sanayisinin ilk 30 firması arasına girmeyi amaçlıyor.

    Mali Veriler ve Sözleşmeler

    • ASELSAN, kritik savunma sistemleri, radar, elektro-optik ve yapay zeka destekli çözümler geliştiriyor.

    • Şirketin AR-GE harcamaları ve ihracat gelirlerinde güçlü büyüme gözleniyor.

    • 2025 itibarıyla ASELSAN’ın piyasa değeri dolar bazında da dikkat çekici seviyelere ulaşmış durumda.

    Sektörel Etki ve Yatırımcı Algısı

    • Savunma sanayi özellikle jeopolitik gerilimlerle yakından bağlantılı bir sektör olarak, yatırımcılarda “güvenli liman” algısı yaratabiliyor.

    • ASELSAN’ın 1 trilyon TL barajını aşması, sadece şirkete değil, sektöre olan güvenin de güçlü olduğuna işaret ediyor.

    • Bu başarı, diğer teknoloji ve savunma firmalarına da sermaye akışı açısından olumlu sinyaller gönderebilir.


    Sonuç ve Gelecek Beklentileri

    ASELSAN’ın bu tarihi başarıya ulaşması, hem şirket hem de Türkiye sermaye piyasaları açısından sembolik bir dönüm noktasıdır.
    Önümüzdeki günlerde, hisse fiyatının ve şirket değerlemesinin bu seviyede tutulabilmesi için;

    • finansal disiplinin devamı,

    • stratejik ihalelerin kazanılması,

    • küresel talebin korunması ve

    • jeopolitik risklerin yönetilmesi

    kritik önem taşıyacaktır.

Okumaya Devam Et

İş Dünyası

Ford, direksiyon kolonu arızası nedeniyle 115.539’dan fazla ABD aracını geri çağırıyor

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 24 Eylül 2025
Saat: 15:30 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: ~3 dakika

Ford Motor Company, ABD’de 115.539 aracın (yaklaşık 115.500) direksiyon kolonu içindeki bir parçanın ayrılma riski nedeniyle geri çağrıldığını açıkladı. Bu adım, sürüş sırasında direksiyon kontrolünün kaybedilmesine yol açabilecek bir sorunu düzeltmeyi amaçlıyor.

Hangi araçlar etkileniyor?

Geri çağırma, model yılları 2020–2021 arasındaki F-250, F-350 ve F-450 Super Duty kamyonetleri kapsıyor. Etkilenen araç sayısı ve model aralığı NHTSA raporunda ve Ford açıklamalarında açıkça belirtiliyor.

Sorunun niteliği

NHTSA raporuna göre sorunun kaynağı, direksiyon kolonunun üst milindeki bağlantı elemanının ayrılabilmesi; bu durumda sürücünün direksiyon hâkimiyetini kısmen veya tamamen kaybetme riski doğuyor. Ford yetkilileri, üretim sürecindeki bir bileşen/hata nedeniyle söz konusu parçanın olması gerektiği gibi sabitlenemeyebildiğini tespit etti

Ford ve yetkili servislerin yapacağı işlemler

Ford, etkilenen araçlar için yetkili servislerde ücretsiz muayene ve gerekli olması halinde parçanın onarımı veya değiştirilmesi işlemini yapacağını duyurdu. Araç sahipleri, araçlarının geri çağırma kapsamında olup olmadığını Ford’un resmi geri çağırma sayfasından VIN ile sorgulayabilir veya NHTSA duyurusundaki kampanya numarasını kullanarak kontrol edebilirler.

NHTSA kampanya numarası / rapor: 25V163 (ilgili NHTSA raporunda detaylar yer alıyor)

Araç sahiplerinin yapması gerekenler

  • Öncelikle Ford’un resmi geri çağırma sayfasından veya NHTSA veri tabanından VIN ile kontrol edin.

  • Eğer aracınız etkilenen araçlar arasındaysa, mümkün olan en kısa sürede yetkili Ford servisine randevu alın. Onarım ücretsizdir.

  • Direksiyonla ilgili herhangi bir gevşeme, aşırı titreşim ya da şafttan ayrılma hissi gibi anormallik gözlemlerseniz aracı derhal güvenli bir yere çekin ve servise başvurun.

Olası riskler ve uyarılar

NHTSA ve Ford, şu ana kadar bu kusurun yol açtığı bildirilen ölümlü kaza hakkında bir açıklama yapmamış olsa da, direksiyon kontrolünün kısmi veya tamamen kaybedilmesinin ciddi güvenlik riskleri doğurabileceğini vurguluyor. Bu nedenle araç sahiplerinin çağrıya kayıtsız kalmamaları önem taşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar