Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İstanbul’da 16 ilin katılımıyla Ulusal Marmara Depremi Tatbikatı yapıldı

Yayımlandı

üzerinde

Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda depremde sağlık hizmetlerinin kesintisiz şekilde devam etmesi için yapılan tatbikata, 16 ilin sağlık teşkilatı katıldı. Tuzla, Pendik, Adalar, Kartal, Maltepe, Sultanbeyli, Sancaktepe ve Çekmeköy’de dün ve bugün eş zamanlı gerçekleştirilen tatbikatta, illerden gelen destek sağlık ekiplerinin afet sonrası sağlık hizmetlerini devralmasına yönelik saha uygulamaları yapıldı.

Tatbikatta, Sağlık Bakanlığından 75, İstanbul’dan 1025, destek illerden 726 olmak üzere toplam 1826 personel ve 187 araç görev aldı. , 30 hastane, 10 Aile Sağlığı Merkezi, 7 İlçe Sağlık Müdürlüğü, 1 Toplum Sağlığı Merkezi, 1 sahra hastanesi ve 12 Acil Müdahale Ünitesi’nde, 18 acil yardım ambulansı, 1 Mobil Komuta Merkezi ve 38 UMKE aracıyla icra edildi.

Tatbikatta senaryo gereği depremde yaralanan 250 kişi enkazdan kurtarıldıktan sonra hastanelere getirilerek tedavi altına alındı.

“PLANLARIMIZI GÖZDEN GEÇİRMEMİZ GEREKTİĞİNİ FARK ETTİK”

Tatbikattan sonra Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nde bilgilendirme ve saha gözlem programı düzenlendi.

Burada konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından İstanbul ekibi olarak görev yapmak için bölgeye gittiklerini anlattı.
Güner, şunları söyledi: “5,8’lik 2019 yılında gerçekleşen Silivri depreminden sonra biz fark ettik ki İstanbul olarak kendimize özgün çözümlerimizin olması lazım. 16 milyon, bölgesiyle beraber 25-30 milyona yakın bir nüfusa hizmet veren, ‘deki sunulan sağlık hizmetinin, üretilen tıbbi hizmet puanının yüzde 40’ını üreten bir ilden bahsediyoruz. 0-12 saat içinde kendi kendimize bir çözümlememizin olması gerektiğini fark ettik. Asıl amacımız şu, kağıtlar üzerinde güzel yazdığımız, aktarırken güzel aktardığımız ama tatbik ederken eksiklerimizin olabileceği hususta, bizim planlarımızın hepsini gözden geçirmemiz gerektiğini fark ettik.”

Güner, olası bir deprem anında sağlık çalışanlarının nasıl görev alacağına değinerek, şöyle devam etti:

“Bizim artık sunmayı planladığımız sağlık hizmetini, talimata bağlı kalmadan refleks halinde verebilir bir sistematiğe çevirmemiz lazım. En azından ilk 0-48 saat içindeki sunacağımız sağlık hizmetini. Dışarıdan hangi il bize desteğe gelecekse, nerede çalışacağını iyi tatbik edip, ezberlemiş olarak gelmesi lazım. Hangi yolu kullanacak, nasıl bir yoldan gelecek, hangi hastanenin, hangi servisine gidecek? Ortopedi servisinin nerede olduğunu bilir bir sistemle herhangi bir talimata bağlı kalmadan bunun yapılmasını istiyoruz.”

Tatbikatın ikinci faz olduğunu dile getiren Güner, 6 ay önce yapılan birinci fazda 4 büyük hastanede bunun tatbik edildiğini kaydetti.

Güner, 23 Nisan’da yaşanan 6,2’lik depremin bu konunun her an diri tutulması ve asla göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlattığını kaydederek, “Kaderde olacağın önüne geçmek mümkün değil ama almadığımız her tedbirden, kurtaramadığımız her candan biz sorumluyuz. Ondan dolayı bugün işimizi doğru yapmamız gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

“TATBİKATTA EKSİKLİKLERİNİZİ GÖRÜRSÜNÜZ”

İstanbul Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu ise sağlık çalışanlarının hayat ile ölüm arasındaki ince çizgide görev yapan insanlar olduklarını belirterek, “Başarılı tatbikat olmaz, tatbikatta siz eksikliklerinizi görürsünüz. Bizim görmemiz gereken eksiğimiz, noksanımız ne? Neler yapabiliriz? Onu görmemiz lazım. İstanbul’da 39 ilçe var ama bu ilçelerin ekonomik büyüklükleri, nüfusları Anadolu’da veya Trakya’da 39 ile tekabül ediyor.” ifadelerini kullandı.

Hersanlıoğlu, İstanbul’da yoğunluğun çok fazla olduğunu ve buranın bir il gibi değil, Türkiye’nin yarısı olarak değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Toplantıya, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Eray Çınar ve Halk Sağlığı Genel Müdürü Muhammed Emin Demirkol da katıldı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Balkondan Tırmanıp Sinem’i Öldürdü: Trabzon’da Cinayetin Şüphelisi Saçlarını Kazıyarak Saklanmaya Çalıştı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Trabzon Beşikdüzü’nde boşanma aşamasındaki eşi Sinem Somun’u balkondan tırmanarak tabancayla vuran Ali Eren Somun, saklanmak için saç, sakal ve kaşlarını kazıttı; motosiklet plakasını değiştirdi. Olayın tüm detayları ve gelişmeler bu makalede.

Olayın Meydana Gelişi

02 Ağustos 2025 akşamı saat 22:30 sularında, Trabzon’un Beşikdüzü ilçesi Adacık Mahallesi’nde meydana gelen olayda, boşanma aşamasındaki eşi gemi kaptanı adayı 27 yaşındaki Sinem Somun’un birinci kattaki dairesine dolmuş şoförü Ali Eren Somun arka balkondan tırmanarak girdi. Burada çıkan tartışma ve arbede esnasında Somun, yanında getirdiği tabancayla eşine ateş etti. Sinem Somun, bacak ve sırtına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanarak yere yığıldı.

Şüphelinin Kaçış ve Yaralı Bekçi

Olayı haber alan mahalle bekçileri içeriye girmeye çalışırken Ali Eren Somun, peş peşe birkaç el daha ateş etti. Kurşunlardan biri, bekçi E.E.’nin kasığına isabet etti. Ardından motosikletine binerek bölgeden hızla uzaklaştı. İlk müdahale adresine sevk edilen sağlık ekipleri, Sinem Somun’u hayati tehlike oluşturan yaralarla hastaneye kaldırdı; ancak doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı.

Saklanma Taktikleri: Saç, Sakal ve Kaş Kazıttı

Gözaltına alınan sorgu tutanaklarına göre, Ali Eren Somun’un kaçış planı önceden hazırlanmıştı. Şüpheli, gözlerden kaçmak için saçlarını, sakalını ve kaşlarını tamamen kazıttı; motosikletinin plakasını farklı bir numarayla değiştirdi ve üzerini brandayla örttü. Emniyet birimleri, şüphelinin kimliğini bu sayede gizlemeye çalıştığını tespit etti

Yakalanma Süreci

Trabzon Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, olay yerindeki MOBESE ve güvenlik kamera kayıtlarını günlerce inceledi. Kaçış yönünü belirleyen ekipler, şüphelinin Sinop’a kaçtığını tespit etti. Sinop’ta ormanlık alana kurduğu kamp çadırında, Özel Harekat timlerinin de katıldığı operasyonda yakalandı. Çadırda suç aleti tabanca ve bir miktar para ele geçirildi.

Sosyal Medya ve Toplumsal Tepki

Cinayetten günler önce Ali Eren Somun’un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, “Ali Eren için intikam aceleye gelmez” gibi ifadeler kullanması dikkat çekti. Öte yandan Sinem Somun, olaydan saatler önce “Kadınlara zarar vermeyeceksin… İnsan olmak bu kadar basit” şeklinde bir mesaj paylaşarak kadına yönelik şiddeti kınamıştı. Bu karşıt paylaşımlar, özellikle kadına yönelik şiddet ve boşanma davalarında koruma kararlarının önemini bir kez daha gündeme taşıdı.

Hukuki Süreç ve Beklentiler

Soruşturmayı yürüten Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, “kasten öldürme” ve “anayasayı ihlal eden eyleme teşebbüs” kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle iddianame hazırlayacak. Uzaklaştırma ve koruma kararlarına rağmen yaşanan bu olay, uygulamadaki eksikliklerin giderilmesi yönünde yeni düzenleme çağrılarını güçlendirdi. Hukuki süreç ilerledikçe yargı reformuna yönelik tartışmaların da artması bekleniyor.


Yazar Notu:
Bu trajik olay, kadına yönelik şiddet ve boşanma sürecinde etkin korunma ihtiyacını acı bir şekilde ortaya koydu. Hem hukuk sisteminin hem de toplumsal bilincin güçlendirilmesi, benzer vakaların önüne geçmek için elzemdir.

Okumaya Devam Et

Gündem

Sahte Diploma Soruşturması: Osmanlı Padişahı Torunundan Akademisyenlere Uzanan E-İmza Skandalı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sahte diploma soruşturmasında, e-imza kopyalama düzeniyle 400’ü aşkın akademisyen ve Osmanlı padişahı torununa uzanan çetenin çöküşü detaylarıyla gün yüzüne çıktı.

1. Soruşturmanın Kapsamı ve Usulü

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, kamu kurumlarındaki üst düzey yöneticilerin elektronik imzaları kopyalanarak sahte e-imza düzenleyen çetenin detayları ortaya çıkarıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, başkan yardımcıları ve YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı’nın yanı sıra 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanlarının e-imzalarının izinsiz kopyalandığı tespit edildi

2. Sahte E-İmza ile Sistemlere Yetkisiz Giriş

Şüpheliler, Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul’daki bazı elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarının ofislerinden temin ettikleri sahte kimlik ve sürücü belgeleriyle yöneticiler adına e-imza başvurularında bulundu. Elde ettikleri e-imzalarla YÖKSİS dâhil olmak üzere kamu sistemlerine girip;

  • Sahte üniversite ve lise diplomaları oluşturma

  • Elektronik sınav sonuçlarını başarılıya çevirme

  • Sürücü belgesi düzenleme
    işlemlerini gerçekleştirdiler .

3. Akademisyenlere Usulsüz Unvanlar

Bu organize suç şebekesi aracılığıyla hukukçudan psikoloğa, öğretmenden eczacıya kadar geniş bir meslek grubuna mensup yaklaşık 400 akademisyen, doçentlik ve profesörlük unvanlarını yasa dışı yollarla elde etti. İddianameye göre usulsüz işlemler neticesinde oluşturulan sahte belgeler, YÖK’e de iletild

4. “Depremde Ölen Avukatların” Diplomaları

İddianamede yer alan çarpıcı bir ayrıntı, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybeden avukatların listelerinin ele geçirilmesi oldu. Şüpheliler, bu avukatların üniversite kayıtlarını sildikten sonra başka kişilere ait sahte hukuk diploması düzenledi. Böylece gerçek vefat eden avukatların mezuniyet belgeleri, yakınlarına haksız menfaat sağlamak için kullanıldı .

5. Padişah Torunu da İddianamede

Soruşturmanın belki de en dikkat çeken ismi, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in dördüncü kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu oldu. İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yasa dışı bir şekilde mezun gösterildiği belirlenen Osmanoğlu’nun, YÖK kayıtlarında hiçbir öğrenci kaydı ve diploması bulunmadığı vurgulandı. Kendisinin de sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Kişisel verilerimi kullanarak adımı taşıyan sahte belgeler üreten herkes hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur” dedi .

6. YÖK ve Üniversitelerin Çift Koldan Soruşturması

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, durumun “çok ciddi bir hadise” olduğunu belirterek, hem YÖK hem de ilgili üniversiteler nezdinde iki koldan soruşturma başlatılacağını açıkladı. Ayrıca sahte diplomaya karşı “cezai yaptırımların artırılması için yasal düzenlemeye ihtiyaç” olduğunu ifade etti .

7. Ceza ve İddianame Detayları

  • 65 sanık hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek”, “bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale” ve “sisteme veri yerleştirme” suçlarından 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

  • Mayıs ayında benzer yöntemlerle sahte diploma ve sürücü belgesi düzenledikleri iddiasıyla 134 kişi hakkında daha dava açılmıştı .


Sonuç ve Değerlendirme
Bu organize skandal, kamuya ait elektronik sertifika sistemlerinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. E-imza güvenliğinin sağlanması, YÖKSİS ve diğer devlet altyapılarının korunması adına hem teknik önlemler hem de yasal yaptırımların güçlendirilmesi elzem görünüyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

600 Bin Kamu İşçisine Müjde: Toplu Sözleşmede Anlaşma Sağlandı – Zam Oranları ve Seyyanen Artış Detayları

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu sözleşmede uzlaşı sağlandı. İlk 6 aya %24, 2. döneme %11, 3. döneme %10, 4. döneme %6 zam ve seyyanen artış imzalanıyor

1. Giriş

Türkiye genelinde yaklaşık 600 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzun süren pazarlık trafiği nihayet sonuçlandı. Hem yüzdelik zam hem de net bir seyyanen artış içeren protokol, bugün imzalanmak üzere mutabakata bağlandı. Bu gelişme ile 2025–2026 dönemi zam oranları netlik kazandı.


2. Görüşme Süreci ve Taraflar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı himayesinde yürütülen görüşmelerde; işçi tarafını TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, işveren tarafını ise TÜHİS temsil etti. Kritik görüşmelerin son aşamasında, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz arasında yaklaşık 4 saat süren sürpriz bir toplantı gerçekleşti .


3. Nihai Teklif ve Zam Oranları

Hükümetin son ve bağlayıcı teklifi şu şekilde şekillendi:

  • 1. Dönem (İlk 6 ay): %24

  • 2. Dönem (2. 6 ay): %11

  • 3. Dönem (3. 6 ay): %10

  • 4. Dönem (4. 6 ay): %6
    Ayrıca, maaşlara sabbaten (net) sabit bir artış kalemi de eklendi


4. Seyyanen Artış Detayı

Yüzdelik zam oranlarına ek olarak, toplu sözleşme metnine belirli bir tutarda seyyanen ücret artışı de dahil edildi. Bu düzenleme, başta düşük gelirli kamu işçileri olmak üzere tüm çalışanların alım gücünü güçlendirmeyi hedefliyor


5. İmzalar ve Yürürlüğe Giriş

Taraflar arasında sağlanan mutabakat çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Protokolü, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenecek törenle resmen imzalanacak. Zamlar ve seyyanen artış, protokolün yayımlanmasını takiben ilk bordro kesintisinde yürürlüğe girecek.


6. 600 Bin İşçi İçin Beklenen Etki

  • Alım Gücü Artışı: %24–6 arası kademeli zam ve seyyanen artış, enflasyon karşısında kamu işçilerinin gelir kaybını büyük ölçüde telafi edecek.

  • Moral ve Motivasyon: Uzun süren pazarlık süreci sonrası gelen anlaşma, çalışma barışını pekiştirecek.

  • Ekonomik Dalgalanma: Kamu maaşlarında artış, hem iç talebi destekleyecek hem de bütçe planlamasında yeni önceliklere yol açacak.


7. Sonuç

600 bin kamu işçisinin maaşlarını doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanması, iş barışı ve ekonomik istikrar açısından kritik bir adım oldu. Yüzdelik zam oranları ile birlikte seyyanen artış, enflasyon ortamında çalışanların refahını korumayı amaçlıyor. İmzaların bugün atılmasıyla birlikte detaylı protokol tüm tarafların onayına sunulmuş ve uygulama takvimi netleşmiş olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar