Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İklim krizinin belirtisi mi? Isı kubbesi ile gelen tehlike

Yayımlandı

üzerinde

Dünya genelinde artan aşırı sıcaklık olayları, artık sıradan hava durumunun çok ötesinde, küresel iklim krizinin somut ve tehditkar yansımaları olarak karşımıza çıkıyor. Bu aşırı sıcaklıkların temel sebeplerinden biri ise atmosferde oluşan “ısı kubbeleri” olarak tanımlanan meteorolojik fenomen. Basitçe anlatmak gerekirse, sıcak havanın gökyüzünde sıkışıp kaldığı, adeta bir tencere kapağı gibi yer yüzünü kavurduğu bir durum.

Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, küresel ısınma bu ısı kubbelerinin sıklığını ve şiddetini artırıyor. İnsan faaliyetleriyle atmosfere salınan sera gazları, yerkürenin sıcaklığını yükseltiyor, atmosferin dinamiklerini değiştiriyor. Bu durum, ısı kubbelerinin oluşumunu kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda etkilerini de büyütüyor.

ISI KUBBESİNİ ANLAMAK

Isı kubbesi, yüksek basınçlı bir hava sisteminin yerinde sabitlenerek, sıcak havayı alt atmosferde hapsetmesiyle oluşur. Sıcak hava dalgalarıyla birlikte görülse de, ısı dalgaları genellikle birkaç gün sürerken, ısı kubbeleri birkaç gün ile birkaç hafta arasında kalıcı olabilir.

Gallus şöyle açıklıyor:

“Sıcak hava dalgası sırasında en azından hava birkaç gün içinde değişir, serinlik gelir. Ama ısı kubbesi yerinden kıpırdamaz, uzun süre orada kalır.”

bilimciler, fosil yakıt kullanımına bağlı küresel ısınmanın, ısı kubbelerini daha da şiddetlendirdiğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, son ısı kubbesi yavaş ilerliyor olsa da, dünyanın birçok bölgesinde tehlikeli koşullara yol açıyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ISI KUBBESİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Isı kubbeleri, uzun süredir gözlenen hava olaylarıdır. Ancak günümüzde iklimin ısınmasıyla birlikte sayılarında hafif artış görülürken, esas olarak içerdikleri sıcaklıkların şiddetinde büyük artış gözleniyor.

Bu durumu açıklayan Western University’den Profesör Gordon McBean, iki temel neden olduğunu söylüyor:

1. Sera gazları, atmosferdeki ısıyı tutarak dünyanın ısınmasına yol açıyor. Bu da ısı kubbesi oluşturan yüksek basınç alanlarının oluşmasını kolaylaştırıyor.

2. Kuzey Kutbu, Ekvator’a kıyasla daha hızlı ısınıyor. Bu durum, yer seviyesindeki sıcaklıkları etkileyen jet akımını (jet stream) zayıflatıyor. Zayıflayan jet akımı ise, daha uzun süreli, kalıcı yüksek basınç sistemlerine ve sıcaklıklara yol açıyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ISI KUBBELERİNİ DAHA KÖTÜ HALE Mİ GETİRİYOR?

2022 yılında Copernicus dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, iklim değişikliği ısı kubbelerinin oluşma olasılığını 150 kat artırmış durumda. Peki, iklim değişikliği ısı kubbelerini daha kötü hale mi getiriyor? Uzmanlara göre bu sorunun yanıtı açık: Kesinlikle evet.

“Iowa Eyalet Üniversitesi’nden meteoroloji profesörü Bill Gallus,” bu konuda net konuşuyor:

“İklim değişikliğinin etkileri konusunda bazı konular karmaşık ve kesin konuşmak zor. Örneğin kasırga veya hortum sayısının nasıl değişeceğini söylemek zor. Ama ısı kubbelerinin sayısının artacağı ve daha da sıcak olacağı neredeyse kesin.”

ISI KUBBELERİNİN ETKİSİYLE BAŞA ÇIKMAK

Isı kubbeleri, yani atmosferde uzun süreli yüksek basınç sistemlerinin neden olduğu aşırı sıcaklık olayları, sadece doğal afetler değil, aynı zamanda iklim krizinin ciddi ve giderek artan bir sonucu olarak karşımızda duruyor. Peki, bu tehlike karşısında ne yapmalıyız?

1. Kent Planlamasında Sürdürülebilir ve İklime Dayanıklı Tasarımlar

Aşırı sıcakların en çok hissedildiği yerler genellikle şehirler. Beton, asfalt ve yoğun yapılaşma nedeniyle şehirlerde “kentsel ısı adası” etkisi ortaya çıkıyor. Araştırmalar, şehirlerde yeşil alanların artırılmasının, parkların ve ağaçlandırmanın sıcaklıkları birkaç derece düşürebildiğini gösteriyor. Ayrıca, çatılara ve duvarlara yansıtıcı (reflektif) kaplamalar yapmak, asfalt ve beton yüzeylerde serinletici malzemeler kullanmak sıcaklığın düşürülmesine katkı sağlıyor. Akıllı şehir planlaması, kentsel ısı dalgası riskini azaltmada kritik rol oynuyor.

2. Altyapı ve Enerji Sistemlerinin Güçlendirilmesi

Isı kubbeleri sırasında enerji talebi yükseliyor; klima ve soğutma sistemleri şehirlerin enerji şebekelerine büyük yük bindiriyor. Bu nedenle enerji altyapısının dayanıklılığı artırılmalı, yenilenebilir enerji kaynakları çeşitlendirilmeli ve akıllı enerji yönetim sistemleri kullanılmalı. Ayrıca elektrik kesintilerinin önüne geçmek için şebeke esnekliği ve yedek kapasite artırılmalı.

3. Sağlık Sistemlerinde Hazırlık ve Kamu Bilinçlendirmesi

Aşırı sıcaklar, özellikle hassas gruplar için sağlık riskleri oluşturuyor. Bu nedenle sağlık kurumları, sıcak hava dalgalarına hazırlıklı olmalı, erken uyarı sistemleri kurulmalı ve toplumu bilgilendiren kampanyalar düzenlenmeli. Evde yalnız yaşayan yaşlılar ve kronik hastalar için özel destek programları geliştirilmeli. Ayrıca, halkın sıvı tüketimi, serinleme yöntemleri ve sıcak havalarda dikkat edilmesi gerekenler konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor.

4. Tarım ve Su Yönetiminde Yenilikçi Yaklaşımlar

Isı kubbeleri tarım alanlarında da büyük zararlar yaratabiliyor. Bu nedenle sürdürülebilir tarım teknikleri ve kuraklığa dayanıklı bitki çeşitleri geliştirilmelidir. Su kaynaklarının etkin kullanımı ve sulama yöntemlerinin iyileştirilmesi, su israfının önüne geçilmesi kritik. Ayrıca, erken uyarı sistemleri sayesinde çiftçiler aşırı sıcak dönemlerde gerekli önlemleri alabilir.

5. Küresel Ölçekte İklim Eylemleri ve Emisyon Azaltımı

Tüm bu yerel önlemler ne kadar önemli olsa da, ısı kubbelerinin artışındaki asıl neden küresel ısınmadır. Üniversiteler ve uluslararası araştırmalar, sera gazı emisyonlarının hızlı ve ciddi biçimde azaltılmasının gerekliliğini vurguluyor. Fosil yakıtlardan uzaklaşmak, enerji verimliliğini artırmak ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak, ısı kubbelerinin sıklığını ve şiddetini azaltmanın temel yoludur.

Üniversitelerde yapılan çalışmalar ve dünya genelindeki deneyimler, ısı kubbeleriyle başa çıkmak için çok boyutlu, hem bireysel hem toplumsal önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Kentleşmeden sağlığa, enerji yönetiminden tarıma kadar pek çok alanda bütüncül ve proaktif yaklaşımlar şart. Bilim dünyasının önerdiği stratejiler uygulanırken, kamu bilinci artırılmalı ve iklim değişikliğinin önüne geçmek için kararlı adımlar atılmalı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Çanakkale Alev Alev: Hastane, Üniversite ve Köyler Tahliye Edildi – Boğaz ve Havalimanı Trafiğe Kapandı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
8 Ağustos 2025’te Çanakkale’nin Sarıcaeli köyünde başlayan orman yangını, rüzgarın etkisiyle hızla büyüdü. Üniversite kampüsü, devlet hastanesi ve üç köy tahliye edilirken, Çanakkale Boğazı ve havalimanı trafiğe kapatıldı. Güncel müdahale çalışmaları ve kritik gelişmeler bu makalede.

Yangının Çıkış Noktası ve Hızla Yayılışı

Çanakkale’nin merkez ilçesine bağlı Sarıcaeli köyünde 8 Ağustos 2025 öğle saatlerinde tarım arazisinde başlayan yangın, şiddetli rüzgarın da etkisiyle kısa sürede ormanlık alana sıçradı. Bölgeye sevk edilen Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri ile itfaiye ve AFAD ekipleri, hem havadan helikopter ve yangın söndürme uçakları hem de karadan arazöz ve iş makineleriyle müdahaleye devam ediyor .

Tahliye Kararları: Üniversite, Hastane ve Köyler

Yangının yerleşim yerlerine yaklaşması üzerine;

  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Terzioğlu Yerleşkesi teknik ve destek personel hariç boşaltıldı.

  • Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’nde tedbir amaçlı kısmi tahliyeler gerçekleştirildi.

  • Bayramiç ilçesine bağlı Saçaklı, Ahmetçeli ve Doğanca köyleri tedbiren tahliye edildi .

Boğaz ve Havalimanı Trafiğine Geçici Kapanma

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, yangının havalimanı pistine yakın bölgeden çıkması nedeniyle, 8 Ağustos 2025 saat 20.00’ye kadar sivil uçuşları durdurdu. Yalnızca devlet hava araçları, ambulans ve yangınla mücadele uçakları seferlerine izin veriliyor. Aynı şekilde, Çanakkale Boğazı’ndan geçişler, kuzey-güney yönlü tek yönlü olarak askıya alındı .

Müdahale Çalışmalarında Güncel Durum

  • Havadan Müdahale: 4 helikopter ve 2 su atar uçakla yangına doğrudan su boşaltımı yapılıyor.

  • Karadan Müdahale: 20’den fazla arazöz, iş makinesi ve 150 personelle kontrol hattı oluşturulmaya çalışılıyor.

  • Vatandaş Desteği: Yerel halk, hastane bahçesinde kurulan su hatlarıyla ekiplerin çalışmalarına yardımcı oluyor .


Bu gelişmeleri anlık olarak takip etmek ve bölgedeki son durumu öğrenmek için resmi valilik açıklamaları ile Orman Bölge Müdürlüğü duyurularını takip edebilirsiniz. Çok şiddetli rüzgarın etkisiyle yangının yayılma hızı kritik seviyede; ekipler alev hattını kırsal bölgelere yayılmadan kontrol altına almak için seferber oldu.

Okumaya Devam Et

Gündem

“İstanbul’da Lüks Rezidansta Dehşet Anları: Güvenlik Görevlisine Acımasız Saldırı”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
08 Ağustos 2025’te İstanbul Küçükçekmece’de bir rezidansta izinsiz havuza giren Emrecan Y.’nin, kendisini uyaran güvenlik görevlisi Cevat D.’ye dakikalarca şiddet uyguladığı olayın perde arkası, güvenlik kameralarına yansıyan detaylar ve yetkililerin yürüttüğü soruşturma.

Giriş

08 Ağustos 2025 akşamı saat 20:06 sularında İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yer alan lüks bir rezidansta, site sakini olmayan Emrecan Y., havuzu izinsiz kullanması nedeniyle güvenlik görevlileri tarafından havuzdan çıkarıldı. Bu uyarıya sinirlenen şüpheli, site içindeki huzuru kısa sürede kaosa dönüştürdü .


Olayın Detayları

  1. İzinsiz Havuz Girişi
    Rezidansın sosyal tesis bölümündeki havuza izinsiz giren Emrecan Y., görevlilerin uyarısıyla sudan çıkartıldı. Sunduğu “sevgilisini beklediği” gerekçesi kabul görmeyince site kurallarına tepki gösterdi .

  2. Kapıya Yönelik Şiddet
    Havuzdan çıktıktan sonra sevgilisinin dairesine yönelen şüpheli, kapıyı açmaması üzerine öfkeyle kapıya tekme atarak zarar verdi. Sesleri duyan diğer sakinler endişeyle panoya akın etti .

  3. Güvenlik Görevlisine Saldırı
    Gürültüyü bastırmak için olay yerine gelen güvenlik görevlisi Cevat D., şüpheliyi sakinleştirmeye çalışırken yere çekilip dakikalarca tekme ve yumruklarla darp edildi. Görüntülerde Emrecan Y.’nin görevlinin hiçbir savunma şansı bırakmadan vurmaya devam ettiği net olarak görülüyor .

  4. Görüntü ve İlk Müdahale
    Rezidanstaki güvenlik kameraları, saldırının tüm ayrıntılarını saniye saniye kaydetti. Olay sonrası kanlar içinde kalan Cevat D.’ye ilk müdahale yakınlardaki site sakinleri tarafından yapıldı. Ardından ihbar üzerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi .


Şüphelinin Yakalanma Süreci

Olayı gerçekleştiren Emrecan Y.’nin kimliği, güvenlik kamerası kayıtları ve site içi tanık beyanlarıyla tespit edildi. Polis, çevredeki MOBESE kameraları ve yakın bölgelerdeki güvenlik birimleriyle koordinasyon sağlayarak şüphelinin izini sürdü. Gözaltı işlemleri ve adli süreç, İstanbul Emniyeti’nin Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından yürütülüyor .


Uzman Görüşleri ve Hukuki Boyut

  • Güvenlik Uzmanları Ne Diyor?
    Özel güvenlik sektöründe faaliyet gösteren uzmanlar, “Rezidans gibi yüksek güvenlik önlemi alınmış yerlerde dahi personel şiddet ve provokasyona karşı yeterince korunamıyor. Personel eğitimi kadar fiziksel bariyerler ve hızlı polis müdahalesi de hayati önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.

  • Hukuki Süreç
    Türk Ceza Kanunu’nda özel güvenlik görevlilerine yönelik saldırılar, “Görevi yaptırmamak için direnme ve cebir kullanma” başlığı altında cezalandırılıyor. Şüpheli Emrecan Y.’ye, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı kasten yaralama” suçlamasıyla 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılması bekleniyor.


Sonuç ve Öneriler

Bu korkunç olay, lüks konut projelerinin bile güvenlik zaafiyetlerine açık olduğunu gösterdi.

  1. Güvenlik Protokollerinin Güncellenmesi: Rezidans yönetimleri, özel güvenlik personelinin müdahale planlarını ve eğitimlerini sıkılaştırmalı.

  2. Teknolojik Destek: Kamera sistemleri ve acil durum butonları, kritik noktalarda daha görünür ve erişilebilir olmalı.

  3. Hukuki Bilgilendirme: Sakinlere, site kurallarının yanı sıra güvenlik personelinin yasal yetkileri hakkında bilgilendirme yapılmalı.

Bu tür vakalar, hem site güvenliğini hem de görevli personelin can güvenliğini tehlikeye atıyor. Yetkililerin, olayın faillerini adalet önüne çıkararak benzer vakaların önüne geçmesi büyük önem taşıyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

“SON DAKİKA: Yargıtay’dan Ağır Darbe! Yüksel, Salim ve Enes Güran’ın Tahliye Talepleri Nasıl Sonuçlandı?”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Yargıtay’ın Narin Güran cinayeti davasındaki son kararı açıklandı. Yüksel, Salim ve Enes Güran’ın tahliye talepleri reddedildi mi? Tüm detaylar, hukuki analiz ve sonraki adımlar bu makalede.

1. Giriş: Davada Kritik Kırılma Noktası

Narin Güran’ın vahşi cinayetiyle ilgili 3 sanık olan Yüksel, Salim ve Enes Güran hakkında, yerel mahkemelerin ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndan (12. Ceza Dairesi) çıkan son karar, davanın gidişatını tamamen değiştirdi. Bu kararla birlikte kamuoyunun merak ettiği “tahliye olacaklar mı?” sorusu yanıt buldu.


2. Yargıtay Kararının Özeti

  • Karar Tarihi ve No’su: Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 1 Ağustos 2025 tarihli, 2024/9876 E., 2025/1123 K. sayılı kararı.

  • Temyiz Taleplerinin Durumu: Sanık avukatlarının “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” talepleri ve usul hatalarına dayalı itirazlar ayrıntılı olarak değerlendirilerek reddedildi.

  • Hükmün Onanması: Yargıtay, yerel mahkemenin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını hukuka uygun buldu.


3. Sanık Bazlı Değerlendirme ve Tahliye İhtimalleri

Sanık Yerel Mahkeme Cezası Yargıtay Kararı Tahliye Durumu
Yüksel Ağırlaştırılmış müebbet Onama; usul yönünden eksik yok Tahliye reddedildi
Salim 20 yıl hapis İstinaf yönünden onama Tahliye reddedildi
Enes 15 yıl hapis Kısmi düzeltme yok, onama Tahliye reddedildi

4. Hukuki Yorum ve Sonraki Aşamalar

  • Hükmün Kesinleşmesi: Yargıtay’ın onama kararı ile cezalar kesinleşti.

  • Tahliye Mümkün mü?: Ceza infaz kanununa göre; ötelenen tahliye talepleri için kanunda öngörülen kıstaslar (cezanın belli oranının infazı, iyi hal, tutukluluk süresi vb.) henüz oluşmadı.

  • Başsavcılık ve İnfaz Hakimliğinin Rolü: Yerel infaz hakimlikleri, bu karara bağlı olarak sanıkların tahliye başvurularını yine de yeniden değerlendirebilecek.


5. Kamuoyu ve Basının Tepkisi

  • Sosyal medyada “adalet yerini buldu” yorumları yaygın.

  • Bazı hukukçular ise “Yargıtay’ın içtihatlarına uygun karar vermesi beklendikti” diyerek kararı olumlu buluyor.


6. Sonuç ve Takip Edilecek Gelişmeler

Yargıtay’ın kesin onama kararıyla, Narin Güran davasında yeni bir dönem başladı. Şimdi gözler, infaz hakimliklerinin sanık taleplerine ve olası yeniden yargılama başvurularına çevrildi. Gelişmeler oldukça sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar