Gündem
Eşini 9 kurşunla katletti: 15 yaşındaki kızın 112 kayıtları aileyi gözyaşlarına boğdu

Boşanma aşamasında olduğu eşi Fadim Temirhanoğulları’nı (52) tabancayla öldüren Savaş Temirhanoğulları’nın (48) yargılandığı davanın ikinci duruşması Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada maktulün yakınları müştekiler ve sanığın çocukluk arkadaşı tanık olarak dinlenirken, annesi ve yakınları Fadim Temirhanoğulları’nın fotoğrafının yer aldığı tişörtle davaya katıldı. Sanık Savaş Temirhanoğulları ve Fikret İnal’ın da duruşma salonunda yer aldığı davada, sanıkların savunması sırasında zaman zaman sesler yükseldi.
TANIKLAR VE MÜŞTEKİLER DİNLENDİ
Duruşmada ilk olarak sanığın çocukluk arkadaşı tanık olarak dinlendi. Tanık, “Olay anında ya da öncesine ait bir bilgim yok. Savaş’ı 10 yaşından beri tanıyorum, mahalleden arkadaşım. Evlendiğinden beri maktulü tanıyorum. İlk boşanma kararından önce beni aradı. Savaş ile konuşmadan bir araya gelemeyeceğimizi söyledim. Savaş’ın ablasıyla evine gittik. Boşanmak istediğini söyledi. Savaş’la konuştum, ‘Ne isterse yap’ dedi. Daha sonra dava açıldı. Dava sırasında kendi aralarında konuştular, barıştıklarını söylediler. Ben de içeriye girip davadan feragat ettiklerini söyledim. Daha sonra ikinci davanın açıldığını duydum. Dosyada daha önce sanki hiç dava açılmamış, hiç bu olaylar yaşanmamış gibi bir dosya oluşturulmuştu. Daha sonra Savaş’ı arayıp çok şaşırdığımı ifade ettim. Savaş, dindar, iyi bir baba, çocuğuyla ilgilenen bir insandı. Alkolü yoktu. Hepimizin örnek aldığı biriydi. Çok şaşırdım, benim başıma gelir ama Savaş’ın başına gelmez diyordum. Fikret aracılığıyla tanıştıklarını biliyorum, bu evliliği hiçbir zaman tasvip etmedim” şeklinde konuştu.
“BU 3-4 YIL İÇİNDE AYAĞIN BİR TAŞA TAKILABİLİR” ŞEKLİNDE TEHDİT
Müştekiler, Fadim Temirhanoğulları’nın boşanma kararını aldıktan sonra eski bir telefonla sanığın konuşmalarını kaydettiğini ve bu kayıtları aile WhatsApp grubuna attığını belirtti. Maktulün kız kardeşi Canan Güneş, sanığın eşi Fadim Temirhanoğulları’na tehdit mesajları gönderdiğini belirterek, “Bana vekalet vereceksin, duruşmaya ailelerden kimse gelmeyecek diyor. Ses kayıtlarında ‘Bu 3-4 yıl içinde ayağın bir taşa takılabilir, takılacak da zaten. Benim ekmeğime bal sürüyorsun’ diyor” ifadelerini kullandı.
Müşteki olarak dinlenen anne Mediha Saçlı ise, “Benim çocuğumun hatası varsa boşasaydı. Kızını tehdit ediyor, ‘İstersem ben seni de anneni de öldürtürüm’ diyor” şeklinde konuştu.
Maktulün avukatı Süleyman Çalıkuşu da, “Gece 4 buçukta kimse barışmaya gelmez” diyerek, sanığın kasten tasarlayarak insan öldürme suçundan yargılanmasını talep etti.
“TIRNAKTAKİ DNA FARKLI BİR ERKEĞE AİT” İDDİASI
Sanık Savaş Temirhanoğulları’nın avukatı Erman Güneş, otopsi raporuna göre maktulün tırnaklarından çıkan DNA’nın erkek DNA’sı olduğunu iddia ederek, “Maktulün bir erkek çocuğu, erkek kardeşi ya da babası yoktu. Yanlışlıkla DNA’nın geçebileceği bir erkek de çevresinde bulunmuyordu. Bu DNA müvekkilime ait değil, Fikret İnal’a da ait değil. Bu durum, maktulün tırnaklarında çıkan DNA’nın kimliğinin belirlenmesi gerektiğini gösteriyor” dedi. Ayrıca, maktulün kanında ve idrarında ağır antidepresan maddesi tespit edildiğini belirterek, sanığın haksız tahrik hükümlerinden yararlanması gerektiğini de savundu.
“BANA KOMPLO KURUYORLAR”
Sanık Savaş Temirhanoğulları savunmasında suçlamaları reddetti. Hakkında algı oluşturulduğunu ileri sürerek, “Bir katil, tecavüzcü, sapık oluşturmaya çalışıyorlar. Ben organize suç örgütü müyüm?” ifadelerini kullandı.
KIZININ 112’Yİ ARADIĞI SES KAYDI SALONDA DİNLENDİ
Cinayetin işlendiği sırada evde bulunan 15 yaşındaki kızın 112’yi arayarak yaptığı çağrının ses kaydı mahkemede dinletildi. Kız, “Duvarda kurşun izleri var. Dişleri kırılmış, annem yerde kanlar içinde yatıyor” diyerek acil yardım ekiplerini olay yerine çağırdı. Duruşmaya katılmayan kızın ses kayıtlarındaki, “Gece çığlık sesleri duydum ama rüya sanmıştım, annem gece yaralanmış bıçaklanmış, dişlerini kırmışlar, çok az nefes alıyor, evde tek başımayım, halamı çağırdım. Duvarda kurşun izleri var” ifadelerini dinleyen maktül yakınları gözyaşlarına boğuldu.
GÜVENLİK KAMERALARI İNCELENDİ
Mahkemede olay gecesi sitenin arka tarafında hareket eden bir aracın güvenlik kamerası görüntülerine de yer verildi. Sanık, aracın Fikret İnal’a ait olduğunu ve olay gecesi arabayı onun kullandığını belirtti.
Mahkeme heyeti, sanığın akıl sağlığı raporunun tekrar yapılması talebini reddederken, bir sonraki duruşmanın 9 Nisan’da görüleceğini açıkladı. 112 Acil’in arama kayıtlarının ve mahkemeye sunulan ses kayıtlarının deşifre edilerek incelenmesine karar verildi.
NE OLMUŞTU?
Olay, 12 Eylül 2024’te Konyaaltı ilçesi Hurma Mahallesi’nde meydana geldi. Hakkında 3 ay uzaklaştırma kararı bulunan Savaş Temirhanoğulları, sabaha karşı Fadim Temirhanoğulları’nın yaşadığı eve giderek, eşiyle tartıştıktan sonra tabancayla 5 el ateş etti. Temirhanoğulları olay yerinde hayatını kaybederken, şüpheli kaçtı. Kısa sürede polis tarafından Korkuteli ilçesinde yakalanan Savaş Temirhanoğulları, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Cinayetin işlendiği sırada evde bulunan çiftin 15 yaşındaki kızı İ.T., ilk duruşmada babasından şikayetçi olmadığını belirterek, “Babamı suçlamıyorum. Annemin psikolojik sorunları vardı. O gün silahı o aldı” ifadelerini kullanmıştı.
Gündem
Bursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
Bursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
Oluşturulma Tarihi: 16 Aralık 2025, 21:40
Okuma Süresi:2 dakika

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde gece yarısı yaşanan silahlı olayda, bir polis memuru ile vatandaş arasındaki tartışma trajediyle sonuçlandı. Başından vurulan 35 yaşındaki Berk Keleş, hastanede hayatını kaybetti.
Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, bir eğlence mekanının önünde çıkan silahlı kavgada bir kişi hayatını kaybetti. Olay, polis memuru M.S. ile Berk Keleş (35) arasında çıkan ve silahlı kavgaya dönüşen tartışma sonucu meydana geldi.
Olayın Gelişimi
Olay, 16 Aralık 2025 Salı günü, sabaha karşı 03.30 sıralarında Osmangazi ilçesi Küplüpınar Mahallesi İstanbul Caddesi üzerindeki bir eğlence mekanının önünde yaşandı.

Henüz kesinleşmeyen bir nedenden ötürü, polis memuru M.S. ile 35 yaşındaki Berk Keleş arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kısa sürede silahlı kavgaya dönüştüğü bildirildi.
Kavga sırasında bir taksi içerisinde bulunan Berk Keleş, başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Aynı anda, olay yerinde bulunan ve Ö.Y. olarak tanımlanan 39 yaşındaki bir başka kişi de ayağından yaralandı.
Yardım ve Hastane Süreci
İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahalelerini olay yerinde yaptıktan sonra onları çevredeki hastanelere kaldırdı.
Başından ağır yaralanan Berk Keleş, kaldırıldığı hastanede doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ayağından yaralanan Ö.Y.’nin ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi.
Gözaltı ve Soruşturma
Olayda silah kullandığı iddia edilen polis memuru M.S., olayın ardından gözaltına alındı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, tartışmanın nasıl başladığı, silahın nasıl kullanıldığı ve olayın tüm detayları adli makamlarca araştırılıyor.
Bursa’da Benzer Olaylar
Bursa, son yıllarda benzer şiddet olaylarına sahne oldu. 2021 yılında, bir polis memurunu şehit eden sanığa müebbet hapis cezası verilmişti. Yine 2021’de, bir başka olayda polisi şehit edip 2 kişiyi öldüren sanık ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
—
📍 Olayın Özeti
· Ne Oldu: Polis memuru ile vatandaş arasındaki tartışma silahlı kavgaya dönüştü.
· Sonuç: Berk Keleş (35) başından vurularak hayatını kaybetti. Bir kişi daha yaralandı.
· Yer ve Zaman: Osmangazi, Küplüpınar Mahallesi, 16 Aralık 2025, 03.30.
· Son Durum: Polis memuru M.S. gözaltında. Soruşturma devam ediyor.
Gündem
DNA Mucizesi: Hiroşima’daki 13 Yaşındaki Kurbanın Kimliği 80 Yıl Sonra Belirlendi
DNA Mucizesi: Hiroşima’daki 13 Yaşındaki Kurbanın Kimliği 80 Yıl Sonra Belirlendi
Haber: Fatih Doğan | Tarih: 16 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 4 dakika| saat:21: 30

Hiroşima’ya atılan atom bombasında hayatını kaybeden 13 yaşındaki bir kızın kalıntıları, bilim insanları tarafından ilk kez DNA analizi yöntemiyle kesin olarak teşhis edildi. 80 yıllık bilinmezlik, teknolojinin ve bir ailenin ısrarının sayesinde sona erdi.

Ailenin Şüphesi ve Tarihi Araştırmanın Başlangıcı
Hiroşima Belediyesi’nin açıklamasına göre, her şey Kajiyama ailesinin bir şüphesiyle başladı. Aile üyeleri, Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nda muhafaza edilen bazı kül ve saç örneklerinin kayıtlarda “Michiko Kajiyama” adıyla geçtiğini fark etti. Ancak bu isim, 1945’te kayıplara karışan ve o dönem 13 yaşında olan Hatsue Kajiyama‘ nın kız kardeşine aitti. Aile, bu kaydın bir yanlışlık olduğundan ve kalıntıların aslında Hatsue’ye ait olabileceğinden şüphelenerek yetkililere başvurdu.
Bu başvuru, Kanagawa Diş Üniversitesi’nden uzmanların, Aralık 2025’te konuyu incelemeye almasına yol açtı. Uzmanlar, Hatsue’nin hâlâ hayatta olan 91 yaşındaki kız kardeşi Michiko Daimon’dan alınan DNA örneği ile anıt parktaki saç örneklerini karşılaştırdı.

DNA Analizindeki Teknik Başarı ve “İlk” Unvanı
Yapılan karşılaştırmalı DNA analizi, kalıntıların kesinlikle Hatsue Kajiyama’ya ait olduğunu doğruladı. Bu gelişme, bir atom bombası kurbanının kimliğinin DNA incelemesi yoluyla doğrulandığı ilk başarılı örnek olarak tarihe geçti.
Daha önce, kremasyon (yakılarak defnedilme) işlemi görmüş kalıntılardan DNA örneği almanın zor olduğu gerekçesiyle bu tür testler yapılmıyordu. Ancak bu kez, muhafaza edilen örnekler arasında birkaç tel saç bulunuyordu. Saçları inceleyen adli diş hekimliği uzmanı Doç. Dr. Hiroshi Ohira, “Saç iyi durumda muhafaza edilmişti ve hâlâ bir parlaklığı vardı. Onu dış hava ile teması kesen bir kapta saklamak muhtemelen yardımcı oldu” ifadelerini kullandı. DNA, 10 Aralık 2025’te bu saç tellerinden başarıyla çıkarıldı.
Hatsue Kajiyama’nın Hikayesi ve Ailenin 80 Yıllık Acısı
Analiz, sadece soğuk bir bilimsel gerçeği değil, trajik bir insan hikayesini de ortaya çıkardı:
· Eğitim Aşkı: Hatsue Kajiyama, 1945 baharında ailesi Japon işgali altındaki Mançurya’ya taşınırken, eğitimini yarıda bırakmamak için Hiroşima’da büyükannesi Haru ile kalmayı tercih etmişti.
· Son Mektuplar: Ailesine yazdığı mektuplarda, sınavlarına sıkı çalıştığını ve onları gururlandırmak istediğini anlatıyor, bir keresinde de düşman uçaklarının yaklaşması nedeniyle çalışmayı bırakmak zorunda kaldığından yakınıyordu.
· 6 Ağustos 1945: Hatsue, o gün sınıf arkadaşlarıyla birlikte, yangın kontrol bölgeleri oluşturmak amacıyla bina yıkım çalışmalarına yardım etmek üzere okulundan ayrıldı. Patlamanın merkez üssünden yaklaşık 1 kilometre uzakta bulunan Hatsue ve yanındaki yaklaşık 360 öğrenci, termal radyasyona maruz kalarak hayatını kaybetti. Aynı gün, başka bir bölgede benzer bir çalışmada bulunan büyükannesi Haru de öldü.
· Ailenin Özlemi: Savaştan sonra Hiroşima’ya dönen Kajiyama ailesi, Hatsue ve büyükanneyi aradı ama iz bulamadı. Hatsue’nin annesi Takiko, kızını aileyle birlikte Mançurya’ya götürmekte ısrar etmediği için hep pişmanlık duydu.
Aile için dönüm noktası 2021’de yaşandı. Barış Anıtı Parkı’ndaki kimliği belirsiz yaklaşık 70 bin kalıntı arasında, büyükanne Haru’nun kalıntıları da teşhis edilmişti. Bu gelişme, Hatsue’nin yeğeni Shuji Kajiyama’ya (60), yanlış isimlendirilmiş diğer kalıntıların halasına ait olup olmadığını sorgulama fikrini verdi. Shuji Kajiyama, “Eşleşme olmayabileceği ihtimaline dair endişelerim olduğu için DNA analizi yapmaya karar vermek büyük bir karardı. Bizimle aynı durumda olan diğer ailelerin de sevdiklerinin kalıntılarına kavuşacaklarını umuyorum” dedi.
70 Bin İsimsiz Kurban İçin Umut Işığı
Bu başarı, halen devam eden büyük bir bilinmezliğe ışık tutuyor. Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nda, kimliği belirlenemeyen yaklaşık 70 bin kişiye ait kalıntı muhafaza ediliyor. Uzmanlar, bu yöntemin ilerleyen süreçte hayatını kaybedenlerin yakınlarının talebi üzerine diğer kurbanların kimliklerinin tespit edilmesi için yeni bir umut kaynağı olduğuna dikkat çekiyor.
Hatsue Kajiyama’nın kalıntılarının ailesine önümüzdeki yılın başlarında teslim edilmesi bekleniyor. Bu gelişme, 80 yıl sonra bile olsa, bir aileye huzur getirirken, tarihin en karanlık sayfalarından birindeki kayıp isimleri bulma çabalarına da bilimsel bir kapı araladı.
Gündem
Bursa’da Baba-Kız Dramı: Nazmi Aybey, Kızını Boğduktan Sonra İntihar Etti
Bursa’da Baba-Kız Dramı: Nazmi Aybey, Kızını Boğduktan Sonra İntihar Etti
Haber: Fatih Doğan | Tarih: 16 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 2 dakika| saat:21:00

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde üç katlı bir binada yaşanan esrarengiz ölümlerin ardındaki sır perdesi aralandı. Otopsi raporu, 55 yaşındaki baba Nazmi Aybey’in, 28 yaşındaki kızı Kübra’yı boğarak öldürdükten sonra kendisini astığını ortaya koydu.
Son dakika gelişmesi: Bursa’da bir baba ile kızının evde ölü bulunmasıyla başlayan esrarengiz olay, otopsi bulgularıyla aydınlandı. Soruşturma, babanın kızını boğduktan sonra intihar ettiğini gösteriyor.

BURSA – Bursa’nın Osmangazi ilçesi Ovaakça Mahallesi Yayla Sokak’ta dün akşam saatlerinde meydana gelen olay, bir aile trajedisini gözler önüne serdi. Üç katlı bir binada, 28 yaşındaki Kübra Aybey giriş katındaki yatağında hareketsiz halde, 55 yaşındaki babası Nazmi Aybey ise çatı katında asılı halde ölü bulundu. Olay yerinde yapılan incelemeler ve otopsi bulguları, Nazmi Aybey’in kızını boğarak öldürdükten sonra intihar ettiğini ortaya çıkardı.
Olay, dün akşam saat 22.30 sıralarında, aile yakınlarının evdeki hareketsizliğinden şüphelenip içeri girmesiyle ortaya çıktı. İhbar üzerine adrese sevk edilen polis ve sağlık ekipleri, yaptıkları kontrolde her iki kişinin de hayatını kaybettiğini tespit etti. Cansız bedenler, kesin ölüm nedenlerinin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı ve soruşturma başlatıldı.

Otopsi Raporu Feci Sonucu Gösterdi
Olayla ilgili merak edilen detaylar, otopsi raporunun tamamlanmasıyla netlik kazandı. Adli tıp incelemeleri ve yürütülen soruşturma kapsamında, Nazmi Aybey’in kızı Kübra’yı boğarak öldürdükten sonra çatı katına çıkıp kendisini astığı değerlendirildi. Kesin ölüm nedenlerinin otopsi sonucuyla belirleneceği ifade edildi.
Aile Yaşantısı ve Komşuların İfadeleri
Mahalle sakinleri ve akrabaların verdiği bilgiye göre, otomobil tamirciliği yapan Nazmi Aybey, eşi ve üç kızıyla birlikte olayın gerçekleştiği üç katlı binada yaşıyordu. Ailenin güler yüzlü ve komşularıyla iyi ilişkiler içinde olduğu belirtildi. Kız kardeşlerin her akşam anne ve babalarıyla yemek yiyip vakit geçirdikten sonra uyumak için giriş katındaki daireye indikleri öğrenildi. Olay akşamı ise anne ile bir kızının üst katta, diğer iki kız kardeşin ise dışarıda olduğu ifade edildi.
Babadaki “Durgunluk” Dikkat Çekti
Olayın ardından akrabalar, Nazmi Aybey’in son zamanlarda durgun bir hal içinde olduğunu, kendisine bir şey olup olmadığı sorulduğunda ise yanıt vermediğini öne sürdü. Yakınları, ailenin en büyük kızı olan ve özel bir şirkette muhasebeci olarak çalışan Kübra Aybey’in ise bilinen herhangi bir sorununun olmadığını vurguladı.
Baba ve kızının cenazeleri, adli işlemlerin tamamlanmasının ardından toprağa verilecek.
-
Gündem1 hafta öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Teknoloji7 gün önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin1 hafta önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Teknoloji1 hafta önceZaman Bir Yanılsama mı? Bilim Dünyasını Sarsan Soru
-
Magazin1 hafta önceSON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
-
Teknoloji1 hafta önceYapay Zeka “Hesap Makinesini” Tarihe Gömdü: Yeni Modeller Artık Karmaşık Matematiği de Çözüyor
-
Sağlık1 hafta önceKış soğuklarında bitki çaylarına ilgi yoğun. Hangi çaylar içilmeli? Uzmanlar ve esnaftan öneriler
-
Teknoloji1 hafta önceNASA ve ESA’dan Tarihi Paylaşım: 3I/ATLAS’ın En Net Görüntüleri Açıklandı
