Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Ece Gürel Ölüm Nedeni Belli Oldu: Hipotermi ve Yaşam Mücadelesi Üzerine Detaylı İnceleme

Yayımlandı

üzerinde

Ece Gürel Ölüm Nedeni Belli Oldu: Hipotermi ve Yaşam Mücadelesi Üzerine Detaylı İnceleme

Açıklama:
36 yaşındaki peyzaj mimarı Ece Gürel’in İstanbul Belgrad Ormanı’nda kaybolması, arama kurtarma çalışmaları ve sonrasında gelişen olaylar sonucunda ölüm nedeni olarak açıklanan hipotermi detayları bu makalede sizlerle.


Olayın Gelişimi ve İlk Bulgular

2 Mart 2025 tarihinde İstanbul’un ünlü Belgrad Ormanı’nda kaybolan Ece Gürel, dört günlük yoğun arama kurtarma çalışmalarının ardından 6 Mart gecesi bitkin halde bulundu. Ekiplerin yoğun çabalarına rağmen, hastaneye kaldırılan Gürel tüm müdahalelere rağmen 7 Mart 2025 tarihinde yaşamını yitirdi.


Ölüm Nedeninin Belirlenmesi: Hipotermi

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu tarafından yapılan açıklamada, Ece Gürel’in ölüm nedeninin hipotermi olduğu belirtildi. Hipotermi, vücut ısısının 35°C’nin altına düşmesiyle ortaya çıkan ve kritik organların işlevlerini yerine getiremediği ciddi bir durumdur.

Hipoterminin Belirtileri ve Riskleri

  • Titreme: Vücudun ısısını koruma çabasının bir göstergesi olarak ortaya çıkar.
  • Konuşmada Bozulma: Beynin soğuk etkisiyle normal iletişimin aksaması.
  • Uyuşma: Özellikle ekstremitelerde hissizlik ve kontrol kaybı.
  • Hızlı Nefes Alışverişi: Vücudun acil oksijen ihtiyacını karşılamak için verdiği tepki.

Bu belirtiler, soğuk hava koşullarında uzun süre kalan kişilerin ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır.


Hastane Süreci ve Yaşam Mücadelesi

Ece Gürel, bulunduğu esnada bilinci yarı açık halde ve vücut ısısı 25°C’ye kadar düşmüş olarak tespit edildi. Hastaneye kaldırılırken ilk müdahaleler kapsamında kalp krizi geçirdiği öğrenildi. Yapılan yoğun bakım müdahalelerine rağmen, 6 Mart saat 16:00 civarında iç organlarında başlayan kanamalar, 7 Mart saat 03:40’da hayatını kaybetmesine yol açtı.


Hipotermi: Sessiz ve Ölümcül Bir Tehlike

Hipotermi, özellikle soğuk hava koşullarında yapılan doğa yürüyüşleri ve açık hava etkinliklerinde karşılaşılan önemli bir risk faktörüdür. Vücut ısısının kritik seviyelere inmesi, kalp atış hızının yavaşlamasına, sinir sistemi bozukluklarına ve organ yetmezliklerine neden olabilir. Ece Gürel’in trajik ölümü, bu durumun ne kadar tehlikeli olabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.


Alınması Gereken Önlemler

Ece Gürel’in yaşadığı olay, doğa sporları ve açık hava etkinliklerinde alınması gereken önlemleri bir kez daha gözler önüne sermektedir. İşte bu tür durumlarda dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar:

  • Soğuk Hava Koşullarına Uygun Giyim: Vücut ısısını korumaya yönelik termal ve su geçirmez kıyafetler tercih edilmeli.
  • Ekipman ve Yedek Malzeme: Acil durumlar için ısıtıcılar, battaniyeler ve ilk yardım malzemeleri yanınızda bulundurulmalı.
  • İletişim Araçları: Acil durumlarda hızlı müdahale için cep telefonu veya telsiz gibi iletişim araçları mutlaka yanında olmalı.
  • Planlı ve Güvenli Rotasyonlar: Zorlu doğa koşullarında tek başına yürümemek, grup halinde hareket etmek önemlidir.

Sonuç ve Değerlendirme

Ece Gürel’in trajik kaybı, doğanın zorlu koşullarının ne denli ölümcül olabileceğini göstermektedir. Hipoterminin hızlı ve sessiz etkileri, açık hava etkinliklerinde risk yönetiminin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Bu tür olayların tekrarlanmaması adına, doğa sporları ve benzeri etkinliklerde gerekli tüm önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.

Bu makale, hem olayın tıbbi detaylarını hem de alınması gereken güvenlik önlemlerini kapsamlı bir şekilde ele alarak, benzer durumların önüne geçilmesi için rehber niteliği taşımaktadır.

Gündem

Kendisinden ayrılan kız arkadaşını silahla öldürdü

Yayımlandı

üzerinde

Kendisinden ayrılan kız arkadaşını silahla öldürdü

Kahramanmaraş’ta bir kişi, kendisinden ayrılan kız arkadaşını aracının içindeyken silahla vurarak öldürdü. Genç kız son yolculuğuna uğurlandı.

13.12.2025 09:13

Son Güncelleme: 13.12.2025 15:53

Olay Onikişubat ilçesinin Tekerek mahallesinde yaşandı.

 

Edinilen bilgilere göre şüpheli İ.T.K., aracıyla sitenin otoparkına giriş yapan S.D.’yi silahla vurarak kaçtı.

 

Çevredekilerin ihbarı üzerine sağlık ve polis ekipleri olay yerine sevk edildi.

 

Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede genç kızın hayatını kaybettiği öğrenildi.

 

Genç kızın cansız bedeni olay yerinde yapılan incelemenin ardından adli tıpa gönderildi. Polisler kaçan şüphelinin gittiği güzergahı tespit ederek kısa süre sonra şüpheliyi silahla beraber yakaladı. Gözaltına alınan şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklandı.

 

Şüphelinin cinayeti, genç kızın kendisinden bir süre önce ayrıldığı için işlediği ve genç kızı aracıyla takip ettiği öne sürüldü.

 

CENAZESİ DEFNEDİLDİ

 

Silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden D.’nin naaşı Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık, Araştırma ve Uygulama Hastanesi morgundan alınarak Pazarcık İlçesi Karaköyük Mahallesine getirildi.

 

Karaköyük Mahalle Mezarlığı’nda kılınan cenaze namazının ardından genç kız son yolculuğuna uğurlandı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Şarkıcı Güllü’nün Kızı Tutuklandı: “Tasarlayarak Kasten Yakınını Öldürme” Suçlaması

Yayımlandı

üzerinde

Şarkıcı Güllü’nün Kızı Tutuklandı: “Tasarlayarak Kasten Yakınını Öldürme” Suçlaması

11.12.2025 09:28

Son Güncelleme: 13.12.2025 12:53

Son Dakika | Arabesk müziğin sevilen ismi Güllü‘nün (Gül Tut) 26 Eylül’de Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada, “tasarlayarak kasten yakınını öldürme” suçlamasıyla gözaltına alınan kızı Tuğyan Ülkem Gülter tutuklandı. Olay gecesi evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu ise ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.

Yalova, 13 Aralık 2025 — Ünlü şarkıcı Güllü’nün (52) ölümüyle ilgili soruşturmada şoke eden bir gelişme yaşandı. Kızı Tuğyan Ülkem Gülter, “tasarlayarak kasten yakınını öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gülter’in yurt dışına kaçma hazırlığı sırasında yakalandığı ve TÜBİTAK analizlerinin cinayet şüphelerini güçlendirdiği öğrenildi.

Okuyacağınız Başlıklar:

· Olayın kronolojisi ve tutuklama kararı
· TÜBİTAK’ın ses analizi ve 3D simülasyon bulguları
· Sanık ve tanık ifadelerindaki çelişkiler
· Yurt dışına kaçış planının ayrıntıları

1. Olayın Kronolojisi ve Kritik Gelişmeler

Şarkıcı Güllü, 26 Eylül 2025 tarihinde Yalova’nın Çınarcık ilçesindeki 6. kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. İlk başta kaza olarak değerlendirilen ölüm, ardından gelen bilirkişi raporları ve teknik incelemeler nedeniyle cinayet soruşturmasına dönüştü.

· Gözaltı ve Tutuklama: Soruşturma kapsamında, 9 Aralık’ta Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve olay gecesi evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu, “kasten öldürme” şüphesiyle gözaltına alındı. İfadeleri alındıktan sonra Tuğyan Ülkem Gülter tutuklandı; Sultan Nur Ulu ise ev hapsine tabi tutuldu.
· Kaçış Girişimi: İki şüphelinin, polisin teknik takibi altında yurt dışına kaçma hazırlığı yaptıkları tespit edildi. Gürcistan veya Fransa’ya gitmek üzere İstanbul Büyükçekmece’de valizleriyle yakalandıkları bildirildi.

2. Suçlamanın Dayanağı: Deliller ve Bilimsel Raporlar

Savcılık soruşturmasını cinayet şüphesiyle derinleştiren ve tutuklamaya götüren iki temel bilimsel çalışma öne çıkıyor.

TÜBİTAK Ses Analizi Bulguları

Olay evindeki güvenlik kamerasından alınan ses kayıtları, TÜBİTAK tarafından ayrıştırılarak analiz edildi. Analize göre kayıtlarda şu ifadeler tespit edildi:

· Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine hitaben, “Atacağım şimdi seni” dediği.
· Ardından boğuşma seslerinin duyulduğu.
· Güllü’nün düşmesinin hemen sonrasında ise Tuğyan Ülkem Gülter’in “Hadi görüşürüz bay bay” sözlerinin kayda girdiği iddia edildi.

3D Simülasyon ve Bilirkişi Raporu

Ankara’dan gelen fizik mühendisleri ve kriminal uzmanlardan oluşan bilirkişi heyeti, 3 boyutlu modelleme ve çoklu simülasyon teknikleri kullandı. Raporda ortaya konan başlıca sonuç şu yönde:

· Güllü’nün ölümü “normal bir düşme” ile açıklanamaz.
· Düşüşün fiziksel parametreleri, “itme veya fiziksel baskı ile düşürülme” ihtimalini kuvvetlendirmektedir.
· Elde edilen veriler, düşüşün doğal bir refleksle değil, dışarıdan bir fiziksel kuvvetle gerçekleşmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösterdi.

3. Tarafların Birbirine Zıt İfadeleri

 

 

“ANNEMİN NASIL DÜŞTÜĞÜNÜ BİLMİYORUM”

Annesi Gül Tut’un ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Tuğyan Ülkem Gülter, ifadesinde olayın nasıl gerçekleştiğine dair bilgisi olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.

Gülter, olay günü arkadaşı Sultan Nur Ulu ile birlikte annesinin Çınarcık’taki evinde olduklarını, akşam saatlerinde yemek yediklerini ve film izlediklerini anlattı. Annesinin film izlerken alkol aldığını belirten Gülter, yaklaşık 3,5 şişe şarap içtiğini iddia etti.

İadesinde, bir süre odasına geçerek eski nişanlısıyla görüntülü konuştuğunu, salona döndüğünde annesi ile Ulu’nun film izlemeye devam ettiğini aktaran Gülter, daha sonra müzik açarak eğlenmeye başladıklarını söyledi.

Gülter, odada dans ettikleri sırada yüksek bir “güm” sesi duyduğunu, annesini göremeyince panikle aşağıya koştuğunu belirterek, “Annemin nasıl düştüğüne dair bir fikrim yok. O an sırtım dönüktü. Onu itmem ya da kaldırmam mümkün değil” dedi.

Sultan Nur Ulu’nun aleyhine verdiği ifadeleri kabul etmediğini dile getiren Gülter, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, Ulu’nun bu süreçte kendisine destek olduğunu savundu. Ulu’nun uyuşturucu testleri nedeniyle tedirgin olduğunu öne süren Gülter, aleyhindeki beyanların bu nedenle verilmiş olabileceğini iddia etti.

Geçmişte annesine sinirli olduğu bir dönemde attığı mesajların olayla ilgisi olmadığını belirten Gülter, o dönem yaşanan tartışmanın daha sonra aile içinde çözüldüğünü ifade etti.

Yurt dışına kaçma iddialarını da reddeden Gülter, küçük bir çocuğu olduğunu ve kaçma niyetinin bulunmadığını söyledi. Bilirkişi raporundaki “dış kuvvet” değerlendirmesini kabul etmediğini dile getiren Gülter,  “Her ne kadar bilirkişi raporunda düşme olayının dış kuvvet ve temas varlığıyla olduğu söylenmiş olsa da ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Eğer annemi itmiş olsaydım ses kayıtlarındaki ‘görüşürüz’ ifadesi yerine annemin bağırma ya da yardım isteme sesi gerekirdi. Kaldı ki ‘görüşürüz’ kelimesini ben söylemedim “Annemi kesinlikle  öldürmedim. Ben masumum” dedi.

Soruşturma dosyası, sanıkların ve tanıkların birbiriyle çelişen beyanları ile dikkat çekiyor.

· Tuğyan Ülkem Gülter’in Savunması: Savcılık ifadesinde suçlamaları kesinlikle reddetti. “Annemi ben kesinlikle öldürmedim. Eğer itmiş olsaydım, annemin bağırma sesi olurdu” dedi. Ses kaydındaki “görüşürüz” ifadesini de kendisinin söylemediğini iddia etti.
· Arkadaş Sultan Nur Ulu’nun İddiası: Ulu, savcılıkta ifade verirken etkin pişmanlık kapsamında konuştuğu öne sürüldü. Ulu’nun, “Gül anne camdaydı. Tuğyan, dizlerinin üstünden sarılarak onu itti ve böylelikle dengesini kaybedip düştü” şeklinde ifade verdiği belirtildi.
· Tanık İddiaları: Daha önce ifade veren bir tanık, Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine “Anne, pencerede kelebek var, bunu alır mısın?” dedikten sonra, annesi “Bıktım sizden” deyince, “Öyle mi? O zaman hadi görüşürüz bay bay” diyerek onu ittiğini öne sürmüştü.

4. Savcılığın Gizli Soruşturması ve Kaçış Planı

Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, dosya hakkında gizlilik kararı aldı. Başsavcı Duygu Bayar Öksüz, yaptığı açıklamada, “İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı, dikkatli, gizli bir soruşturma yürüttük” ifadelerini kullandı.

Şüphelilerin yakalanma süreci de soruşturmanın titizliğini gösteriyor:

· Polis, Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun olağan dışı hareketlerini ve yoğun iletişim trafiğini tespit ederek teknik takibe aldı.
· İkiliyi Yalova’dan İstanbul’a götüren araç sürücüsü ve İstanbul’da kaldıkları evin sahibi de gözaltına alındı.
· Şüphelilerin, havaalanına gitmemek için deniz yolu veya bir TIR’ın kasasında yurt dışına çıkma planı yaptıkları iddia edildi.

Soruşturma kapsamında ayrıca, Güllü’nün sahne aldığı mekanın işletmecisi Ferdi Aydın’ın ve diğer bazı tanıkların, Gülter hakkında “annesini öldürmek istediği”ne dair önceki ifadeleri ve WhatsApp mesajları da dosyaya delil olarak sunulmuştu.

Güllü Dosyasında Şok Gelişme: Kızı ve 4 Şüpheli Adliyeye Sevk Edildi

Okumaya Devam Et

Gündem

İstanbul Erkek Lisesi’nde Taciz Listesi Skandalı: Okul Müdürü Açığa Alındı

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul Erkek Lisesi’nde Taciz Listesi Skandalı: Okul Müdürü Açığa Alındı

· Tarih: 13 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 4 DAKİKA SAAT: 11:00

Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşanan taciz listesi ve şiddet iddiaları, ardından gelen nakil ve örtbas tartışmalarıyla büyük bir krize dönüştü. Soruşturma kapsamında Okul Müdürü Yılmaz Arslan açığa alındı.

· Olay: 9. sınıf öğrencilerinin kız arkadaşları hakkında 507 maddelik taciz listesi hazırladığı iddiası ve ardından 11. sınıf öğrencilerinin bu öğrencilere şiddet uyguladığı iddiası.
· Yönetimde Değişiklik: Olayların yönetim zaafından kaynaklandığı gerekçesiyle Okul Müdürü Yılmaz Arslan açığa alındı.
· Nakil Kararı: Liste hazırlamakla suçlanan 7 öğrencinin altısı Ankara Fen Lisesi’ne, biri Adana Fen Lisesi’ne nakledildi.
· Bakanlık Desteği: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mağdur öğrencilere psikolojik destek sağladı ve soruşturma müfettişlerinin raporunu tamamlamak üzere olduğunu açıkladı.

Olayların Kronolojisi

İddianın Ortaya Çıkışı ve Şiddet
İddialara göre,İstanbul Erkek Lisesi’nde 9. sınıfta okuyan bir grup erkek öğrenci, okuldaki kız öğrenciler hakkında cinsel içerikli, aşağılayıcı, tehdit ve taciz ifadeleri içeren 507 maddelik bir liste hazırladı. Bu listenin öğrenciler arasında dolaştığı ve bir öğrenci tarafından fark edilerek okul genelinde duyurulduğu belirtiliyor.

Bunun üzerine, 11. sınıf öğrencilerinden oluşan bir grubun, 24 Kasım’da 9. sınıf öğrencilerinin yatakhanesine girerek, listeyi hazırladığı iddia edilen 7 öğrenciyi darp ettiği öne sürüldü. Yaşanan bu şiddet olayı, durumu daha da karmaşık hale getirdi.

İdari ve Hukuki Süreç
Konunun basına yansıması ve kamuoyunda infial yaratmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı derhal soruşturma başlattı.Soruşturma kapsamında müfettiş raporunun tamamlanmak üzere olduğu bildirildi.

Velilerin başvurusu üzerine, taciz listesi hazırlamakla suçlanan 7 öğrencinin nakil işlemleri tamamlandı. MEB yetkilileri, bu öğrencilerin soruşturma sonucuna göre isterlerse eski okullarına dönebileceklerini ifade etti.

Son ve çarpıcı gelişme ise, Okul Müdürü Yılmaz Arslan’ın soruşturma kapsamında açığa alınması oldu. Arslan’ın, soruşturma sonucuna bağlı olarak ya görevine iade edileceği ya da görevden ihraç edileceği öğrenildi.

Taraflardan Gelen Tepkiler ve Açıklamalar

Kız Öğrencilerden Güçlü Manifesto
Olaylara en net ve etkili tepki,okulun kız öğrencilerinden geldi. Yayınladıkları manifestoda, “Ölüm tehdidine, taciz ve tecavüzü normalleştirmeye varan ifadelerde bulunan hastalıklı zihinler bu eğitim kurumunda barındıkça, hiçbirimiz için huzur ve güven ortamı sağlanamayacaktır” ifadelerini kullandılar.

Manifestoda, yaşananların “buzdağının görünen kısmı” olduğu vurgulanarak, sorunun kaynağının asla mağdurlar olmadığı, sorunun “büyük bir özgüvenle aramızda dolaşan ve hâlâ ifşa olmamış failler” olduğu belirtildi.

Öğrenci Birliği: “Bireysel Sapma, Kültürümüzle Bağdaşmaz”
İstanbul Erkek Lisesi Öğrenci Birliği,Instagram hesabından yaptığı açıklamada olayı “bireysel sapma” olarak nitelendirdi. Açıklamada, “Bu okulun abla-abi-kardeş sistemi, dışarıdan görüldüğünden çok daha derin bir anlam taşır. Bu hiyerarşi, baskı kurmak için değil, korumak için vardır” denilerek, yaşananların okulun köklü değerleriyle bağdaşmadığı savunuldu.

Mezunlar Derneği’nden 4 Talep
İstanbul Erkek Liseliler Derneği Yönetim Kurulu da bir açıklama yayınlayarak yetkililere dört maddelik bir talep listesi iletti.Talepler arasında şeffaf soruşturma, mağdurların korunması ve benzer olayların önlenmesi için altyapı oluşturulması gibi konuların yer aldığı belirtildi.

Daha Geniş Bir Sorunun Parçası mı?

Uzmanlar, İstanbul Erkek Lisesi’ndeki bu skandalın, Türkiye’deki okullarda artan akran zorbalığı ve öğrenci suçları krizinin sadece görünen yüzü olabileceğine dikkat çekiyor.

Bu olay, geçtiğimiz ay İzmir’de öğrencilerin yapay zeka (AI) kullanarak kız sınıf arkadaşları ve eğitimcilerin müstehcen deepfake görüntülerini üretip yaydığı skandalı akıllara getirdi. Her iki vaka da, dijital taciz ve okul ortamındaki cinsel şiddet söylemlerinin endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Okul-Aile Birliği, konunun kamusal alana taşınmasından derin üzüntü duyduklarını belirterek, “Ancak kapsamlı, tarafsız ve çok yönlü bir soruşturma, öğrencilere daha fazla zarar gelmesini önleyebilir ve kurumun köklü itibarını koruyabilir” açıklamasını yaptı.

Sırada Ne Var?

· Müfettiş Raporu: MEB müfettişlerinin soruşturma raporunun tamamlanması ve sonuçlarının açıklanması bekleniyor.
· Müdürün Kaderi: Açığa alınan Okul Müdürü Yılmaz Arslan’ın, rapor doğrultusunda göreve iade edilip edilmeyeceği veya ihraç edileceği belli olacak.
· Kalıcı Önlemler: Okul içinde ve genel olarak eğitim sisteminde, bu tür vakaların tekrarlanmaması için nasıl önleyici mekanizmalar kurulacağı tartışılacak.

Bu skandal, sadece prestijli bir lisenin değil, Türkiye’deki eğitim ortamında güvenlik, ahlak ve disiplin konularının yeniden ve acilen masaya yatırılması gerektiğini gösterdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar