Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Didim Akbük’te yangın: Dumanlar gökyüzünü sardı

Yayımlandı

üzerinde

Aydın’ın Didim ilçesinde makilik alanda çıkan yangına havadan ve karadan müdahale ediliyor.

Akbük Mahallesi’nde makilik alanda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.

İhbar üzerine bölgeye Orman İşletme Müdürlüğü ile itfaiye ekipleri sevk edildi.

Yangına havadan ve karadan müdahale ediliyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İran’dan Şok Hamle: Al Udeid ABD Hava Üssü’ne “Büyük Fetih Müjdesi” Füze Saldırısı

Yayımlandı

üzerinde

 

Açıklaması
23 Haziran 2025’te İran, Katar’daki Al Udeid Hava Üssü’ne balistik füze saldırısı düzenledi. Operasyon detayları, bölgesel tepkiler ve olası senaryolar bu kapsamlı  makalede

1. Operasyonun Genel Özeti

23 Haziran 2025 Pazartesi akşamı, İran Devrim Muhafızları Ordusu, Katar’daki Al Udeid Hava Üssü’ne yönelik “Büyük Fetih Müjdesi” kod adlı balistik füze saldırısını gerçekleştirdi. İran, saldırıdan önce hem ABD hem de Katar’ı diplomatik kanallardan uyardı; füzelerin tamamı Katar’ın ve üsse konuşlu Patriot bataryalarının koordineli savunma sistemleriyle havada imha edildi, can kaybı yaşanmadı .

2. Saldırının Arka Planı

Bu saldırı, ABD’nin geçtiğimiz haftasonu Fordo, Natanz ve diğer kritik nükleer tesislere düzenlediği sığınak delici bomba ve bunker-buster bombalama harekâtlarına karşılık olarak planlandı. İran, bu harekâtları “çok ciddi ve aşılması yasak bir sınır ihlali” olarak nitelendirmişti. Bölgedeki gerilim, iki hafta önce İsrail’in Tahran’daki güvenlik hedeflerine yönelik hava saldırılarıyla tırmanmıştı .

3. Saldırı Detayları ve Operasyon İsmi

İran resmi haber ajansı IRNA ve devlet televizyonu IRIB, birden fazla kısa ve orta menzilli balistik füzenin “Büyük Fetih Müjdesi” (Fetih Müjdesi) adıyla ateşlendiğini duyurdu. IRNA’ya göre aynı operasyonda Irak’taki bir ABD üssüne de füze saldırısı gerçekleştirildi .

4. Uluslararası ve Bölgesel Tepkiler

  • Katar: Al Udeid’in bulunduğu hava sahasını kısa süreliğine kapattı, egemenlik ihlali olarak tanımladı ve misilleme hakkını saklı tuttu.

  • Amerika Birleşik Devletleri: Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Danışma Kurulu toplantısı acilen toplandı; Başkan Trump durumu “çok ciddi” olarak nitelendirdi ve seçenekler masada tutuluyor .

  • Körfez Ülkeleri: Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri hava sahalarını geçici olarak kapatırken, bölgedeki ABD üsleri yüksek alarma geçirildi.

5. Ekonomik ve Stratejik Sonuçlar

Saldırı haberinin ardından, Türkiye saatiyle gece yarısına doğru Brent petrol fiyatları sınırlı bir artış gösterdi; ancak küresel piyasalar, çatışmanın geniş bir bölgesel krize dönüşmeyeceği beklentisiyle fiyatları stabilize etti . Stratejik analizler, İran’ın misillemesinin sembolik etkiyi hedeflediğini, gerçek anlamda operasyonel hasarın sınırlı olduğunu işaret ediyor.

6. Geleceğe Dönük Değerlendirme

Bu misilleme saldırısı, Orta Doğu’daki tırmanmayı derinleştirdi ve İran-ABD karşı karşıya gelişini yeni bir aşamaya taşımış oldu. Bir sonraki adımın diplomatik veya askeri boyutta mı olacağı, her iki tarafın da geri adım atma baskılarına dayanma kapasitelerine bağlı. Gelişmeleri yakından izlemek, bölgesel güvenlik dengeleri açısından kritik öneme sahip.


Yayınlandı: 23 Haziran 2025
Güncelleme: 23 Haziran 2025, 22:00
Hazırlayan: [FATİH DOĞAN ]

Okumaya Devam Et

Gündem

Ankara’da sular ne zaman gelecek? (ASKİ 23 Haziran su kesintisi programı)

Yayımlandı

üzerinde

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) programına göre, Ankara’nın 6 ilçesine elektrik verilemeyecek. Programa göre, Ayaş, Polatlı, Gölbaşı, Keçiören, Akyurt, Polatlı ilçelerine su verilemeyecek. Kesintilerden etkilenen vatandaşlar programın ayrıntısını araştırıyor. Peki, Ankara’da sular ne zaman gelecek?

23 HAZİRAN SU KESİNTİSİ PROGRAMI

Okumaya Devam Et

Gündem

Filtreli zihinler: Beden algısı sosyal medyada nasıl bozuldu?

Yayımlandı

üzerinde

Son yıllarda Beden Dismorfik Bozukluğu (BDD) adı verilen bir psikolojik durum, özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşıyor. Kişiyi gerçeklikten koparma noktasına kadar giden bu durumda sosyal medyanın ise etkisi büyük. Artık aynadaki görüntümüz değil, telefondaki selfiemiz esas belirleyici hale geldi. Peki bu kırılma noktası nasıl oluştu?

KARŞILAŞTIRMA DÖNGÜSÜ: BEN VE DİĞERLERİ

Instagram, TikTok ve Snapchat gibi türlü filtrelerin yer aldığı platformlar, bir tür dijital beden vitrini halinde geldi. İlk yıllarda eğlenceli gözüken bu filtreler zamanla bizi hayali bir dünyaya taşımaya başladı. Daha önce normal gözüken burnumuzun, çene hatlarımızın adete estetik yapılmış versiyonu, bize “o kadar da iyi değilmişim.” mesajı vermeye başladı. Göz büyütme, cilt pürüzsüzleştirme, dudak dolgunlaştırma gibi efektler, zamanla kullanıcıların zihninde “ideal benlik” imajına dönüştü.

Bu sorunun temelinde yalnızca bireyin kendisiyle olan ilişkisi değil, başkalarıyla sürekli karşılaştırma hâli de yatıyor. Gençler hem kendi filtreli fotoğraflarını hem de başkalarının “kurgulanmış” selfielerini esas alarak gerçek benliklerini değerlendiriyor. Bu karşılaştırma, çoğu zaman bireyin eksik, yetersiz, çirkin hissetmesine yol açıyor.

İronik olan ise şu: Herkes kendi görselini düzenlerken, başkalarının bunu yaptığına inanmıyor. Böylece herkes kendi gerçekliğini saklarken, başkalarının “gerçek” olduğunu zannediyor ve döngü devam ediyor.

NEDEN KENDİMİZİ FİLTRELİ GÖRMEK İSTİYORUZ?

Amerikalı medya kişiliği Kim Kardashian, bir uzmanına yaptığı ziyareti paylaştığı bir videoda, akıllı telefon kamerası yüzüne odaklanmışken pahalı bir cilt bakımı yaptırıyordu. Bu tür bir bakım, fondötenin ve kapatıcının tamamen çıkarılmasını gerektirir. Ancak Kim, bütün işlem boyunca cildi pürüzsüzleştiren ve gözleri aydınlatan Snapchat’in çiçek taçlı filtresini yüzünde tutmaya devam etti. Sanki milyonlarca takipçisine, tedavi ettirdiği o doğal cildini — yani gerçek yüzünü — gösterirse büyüsü kaçacak gibiydi.

Peki neden çoğumuz, yüzümüzün filtreli versiyonunu tercih ediyoruz? New York’lu kurul onaylı estetik cerrah Dr. Daniel Maman bu durumu şöyle açıklıyor:

“Filtreler yüzü rafine eder. Ciltteki lekeleri, kırışıklıkları yumuşatır ve cilde parlaklık kazandırır. Bazı filtreler ayrıca gözleri daha büyük, dudakları daha dolgun gösterir.”

Doğal olarak, yıllar boyunca bize ince ince işlenen, özgüveni sarsan, zararlı ama inatçı güzellik imgeleriyle şekillenen, bu “ideal” görünüşe yaklaştığımızda kendimizi iyi hissederiz. Bu da bizi sivilce kremleri, saç bakım ürünleri, kontür makyaj kitleri almaya iter.

Ancak bazıları için “en iyi hâlini görmek” demek, gerçekte asla sahip olamayacağı bir görünüme ulaşmak anlamına geliyor.

Filtre kullanmayı kendimize şöyle açıklıyoruz:

En güzel modeller ve oyuncular bile reklam kampanyaları ve dergi çekimleri için Photoshop ile düzeltiliyorsa biz sıradan insanların da yüzümüzün düzenlenmiş bir versiyonunu sunması normaldir, hatta belki de bizden beklenen budur. Çünkü artık, olduğu gibi bir yüz, yeterli kabul edilmiyor.

DEPRESYON, NARSİSİZM VE BEDEN ALGISI PROBLEMLERİYLE BAĞLANTISI

Newport Academy adlı ruh sağlığı tedavi merkezinde program geliştirme direktörü olarak görev yapan, sosyal hizmet alanında yüksek lisans derecesine sahip ve lisanslı bir klinik sosyal hizmet uzmanı olan Heather Senior Monroe’ya göre, selfie filtreleri kullanan kişiler, yalnızca gerçek görünümleriyle değil, kim olduklarıyla da paylaştıkları içerikler arasında zararlı bir kopukluk yaşayabilirler.

Heather şöyle diyor:

“Bunu yalnızca ergenlerle çalıştığım mesleki deneyimlerimde gözlemlemedim; aynı zamanda araştırmalar da kullanımıyla depresyon, narsisizm ve beden algısı problemleri arasında açık bir bağlantı olduğunu gösteriyor.

BDD (Beden Dismorfik Bozukluğu), bir kişinin dış görünümüne dair algısının aşırı biçimde çarpıtılması sonucu takıntı haline gelmesiyle ortaya çıkan, kişinin günlük yaşamını ciddi ölçüde etkileyen çok ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.

Sosyal medya kullanımı BDD’ye doğrudan sebep olmasa da, bu bozukluğa genetik ya da psikolojik yatkınlığı olan ergenlerde tetikleyici rol oynayabilir ve zaten bu bozukluğu yaşayan bireylerde semptomları daha da kötüleştirebilir.”

BİZİ GERÇEK KILAN ŞEY YAŞANMIŞLIKLARIN YÜZÜMÜZDEKİ YANSIMASIDIR

Gençlere şunu anlatmak gerekiyor; aynaya baktığımızda gördüklerimiz “kusur” değil, insan olmanın en doğal ve en sahici parçalarıdır. Çünkü bedenimiz bir reklam panosu değil; yaşadıklarımızı taşıyan, bizi biz yapan canlı bir yapı.

Sosyal medyada, filtrelerle ya da dijital düzenlemelerle ulaşılan “kusursuzluk” algısı, bir yanılsamadır. Bunu kabul etmedikçe aslında var olmamız gereken en önemli yerden uzaklaşırız: Kendimizden.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar