Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni ulaştırma koridorları önemli

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı , İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”na katıldı. 

Erdoğan, ulaştırma alanındaki gelişmeleri aktarıp küresel ticaretin yeniden şekillendiğini dile getirdi. 

Erdoğan,  muhalefete de tepki gösterirken “Hükümet olarak bütün bu yatırımları yaparken ülkemizdeki muhalefetin engelleme çabalarıyla mücadele ettik.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“Forumun bir uluslararası toplantıdan öte ‘nin ulaştırma vizyonunu ve liderlik kapasitesini tüm dünyaya gösteren önemli bir platfırm olacağına yürekten inanıyorum.

HÜRMÜZ BOĞAZI AÇIKLAMASI

Küresel ekonomide insan ve mal dolaşımını sağlayan lojistik hatlarının önemi her geçen gün artıyor. Bölgemizdeki gerilimler, Hürmüz Boğazı’nda, hava sahalarında çıkan belirsizlikler, güvenli ulaştırma güzergahlarının ne kadar kıymetli olduğunu hatırlattı.

Türkiye’nin son 22 yıldır, iletişim ve enerji hatlarının gerisinde yatan işte bu yaklaşımdır. Yol medeniyettir dedik. Büyük bir yatırım seferberliği başlattık. İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu yatırımların 177 milyar dolarlık kısmı iktidar yollarına, 64 milyar doları demir yollarına, 25 milyar doları hava yollarına, 4 milyar doları deniz yollarına ilave ettik. 77 ili birbirine bölünmüş yol ile bağladık.

Küresel ticaret yeniden şekilleniyor.

Ulaştırma yatırımları adeta ekonomimimizin itici gücü haline geldi. Ulaştırma yatırımlarımız hız kesmedi. İletişim ve enerji hatlarına yatırım yapıyoruz. 

Türkiye’yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Hava yolunu halkın yolu haline biz dönüştürk. Havalimanı sayımızı 58’e ulaştırdık. İstanbul Havalimanı yılın ilk 5 ayında 32 milyona yaklaşan yolcu sayısıyla kendi rekorunu kırdı.

MUHALEFETE TEPKİ

Ulaştırmaya dair her başlıkta kelimenin tam manasıyla destan yazdık. Hükümet olarak bütün bu yatırımları yaparken ülkemizdeki muhalefetin engelleme çabalarıyla mücadele ettik. 

İftiralarla ulaştırma yatırımlarımıza kara çaldılar. Hizmetlerimizi dinamitlemeye çalıştılar. Muhalefetin takoz siyasetine hiçbir zaman teslim olmadık. Projelerimizi hayata geçirdik.

Kalkınma Yolu projesine önem veriyoruz. Bir barış projesi olan Kalkınma Yolu bölgesel istikrarın anahtarı. Orta Koridor’un Demiryolu üzerinden ticaret hacmi potansiyeli 75 milyar dolar seviyesinde. Orta Koridor adeta tarihi İpek Yolu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

9 Belediye Başkanı AKP’ye Geçti: Yerel Temsilin ve Seçmen Güveninin Anatomisi

Yayımlandı

üzerinde

Yazar: Fatih Doğan — FATİHDOGANMEDYA
Tarih: 15 Ağustos 2025
 

Bugün siyaset sahnesinde hızlı bir dalga yaşandı: farklı partilerden seçilmiş 9 belediye başkanının AK Parti’ye katıldığı duyuruldu. Bu tür toplu geçişler, yalnızca rakamların yer değiştirmesinden ibaret değil; yerel demokrasinin işleyişi, seçmen temsili ve siyasetin kurumsal güveni açısından önemli sınavlar içerir. Burada asıl sorulması gereken sorular basit ama kritik: Bu geçişler hangi şartlarda gerçekleşti? Seçmen iradesi nasıl etkileniyor? Ve demokratik hesap verebilirliği güçlendirmek için ne tür düzenlemeler gereklidir?

Öncelikle olgulara sadık kalalım: Parti değiştiren belediye başkanlarının sayısı ve törenin kamuoyuna yansıtılış biçimi, siyasetin “görsel” ve ritüel ağırlığını gösteriyor. Merkezi bir törende rozet takma sahnesi, siyasi mesajların hızlıca iletilmesi ve kamu algısının şekillendirilmesi için etkili bir araç. Ancak törenin görselliği, seçmenin karar verme sürecine dair daha derin soruları örtmemeli.

İkinci olarak, temsil ilişkisini düşündüğümüzde seçim bir tür sözleşmedir: Vatandaşlar hangi parti politikalarını ve hangi adayları onaylayarak oy kullandıysa, o çerçevede temsil edilme beklentisi taşırlar. Bir belediye başkanının seçim öncesi programı ve parti kimliği, seçmenin kararında belirleyicidir; seçim sonrası parti değişikliği, seçmende “beklenmeyen sapma” hissi yaratabilir. Bu, özellikle yerel hizmetlerin sürekliliği, bütçe öncelikleri ve kaynak erişimi konularında belirsizlik doğurur.

Üçüncü boyut “motivasyon” sorusu. Nedenler çeşitlidir ve basitçe “fırsatçılık”la açıklanamaz — yerel aktörler merkezi kaynaklara erişim ihtiyacı, projelerin devamlılığı endişesi veya yerel siyasi dengelerin yeniden kurulması gibi gerekçeler öne sürebilir. Öte yandan, şeffaf ve gerekçelendirilmiş davranış sergilenmezse kamuoyu algısı hızla fırsatçılığa yönelir. Bu algı, demokratik kültürü aşındırır.

Dördüncü olarak, hukuki ve kurumsal çerçeve sorunludur. Türkiye’de milletvekili ve belediye başkanı düzeyinde “parti değişikliğine” dair tartışmalar uzun zamandır sürüyor. Mevcut düzenlemeler, seçmenin korunması, temsil hakkının korunması ve siyasi istikrarın sağlanması açısından bazı boşluklar içeriyor. Bu boşluklar, parti değişikliklerinin hem yasal hem de etik açıdan soru işaretleriyle karşılanmasına yol açıyor.

Beşinci ve belki en önemlisi, sonuçlardır. Yerel yönetimlerde ani değişimler, belediye meclisinde dengeleri sarsabilir; devam eden projelerin finansmanı ve önceliklerinde kayma yaşanabilir. Personel-politika uyumu zorlanır; projelerin sürekliliği riske girer. Bunun vatandaşlara yansıması, yerel hizmet kalitesinde dalgalanma olabilir.

Peki ne yapılmalı? Aşağıda kısa ve uygulanabilir bazı öneriler sunuyorum:

  1. Şeffaflık yükümlülüğü: Parti değiştiren belediye başkanları, kararlarını kamuoyuna açık, yazılı ve gerekçelendirilmiş biçimde sunmalı. Bu, hem seçmene saygıdır hem de kamu tartışmasını zenginleştirir.

  2. Seçmenin hakları üzerine düzenleme: Parti değişikliğinin yerel temsil üzerindeki etkilerini azaltacak yasal mekanizmalar (örneğin seçime yeniden gitme zorunluluğu veya belirli durumlarda meclis onayı) tartışılmalı.

  3. Yerel demokrasi güçlendirme: Belediye meclislerinin, denetim mekanizmalarının ve şeffaf bütçe uygulamalarının güçlendirilmesi, kişisel siyasi değişimlerin hizmete yansımasını sınırlayabilir.

  4. Ayrıştırıcı olmayan siyaset kültürü teşviki: Siyasi aktörler, kişisel veya yerel hesapları nedeniyle seçmen iradesini aşındırmayacak siyaset tarzını benimsemeli; bunun için partiler arası protokoller ve etik kurullar geliştirilebilir.

  5. Medya ve sivil toplum denetimi: Bağımsız medya ve sivil toplum organları, benzer geçişlerin arka planını soruşturarak kamuoyunu bilgilendirmeli; bunun için hızlı erişimli veri ve belgelendirme yöntemleri kullanılmalı.

Sonuç olarak bugün yaşananlar, yerel siyasetin kırılganlığını ve temsil ilişkilerinin ne kadar kolayca değişebildiğini gösterdi. Demokrasi yalnızca seçim günüyle sınırlı değildir; seçim sonrası dönemde de seçmenin iradesinin korunması, hesap verebilirliğin sağlanması ve yerel yönetimlerin istikrarının korunmasıyla tamamlanır. Siyasetin görselliğinin arkasındaki somut çerçeveleri tartışmak, sadece bugüne değil, geleceğe yatırım yapmaktır.

Okuyucuya çağrı: Bulunduğunuz yerde benzer bir durum olsa nasıl hissederdiniz? Belediye temsilciliğinin partisel dönüşümü sizce hangi mekanizmalarla denetlenmeli? Yorumlarınızı bekliyorum — bu konu siyasetin ötesinde, kamusal güvenin meselesidir.

Okumaya Devam Et

Gündem

Düğün salonunda silahlı kavga: 3’ü ağır 4 yaralı

Yayımlandı

üzerinde

‘de Engindere Mahallesi’nde bir salonunu ortak işletenler ile mal sahibi arasında kira anlaşmazlığı nedeniyle tartışma yaşandı.

Tartışma kısa sürede silahlı kavgaya dönüşünce, taraflar birbirlerine tabancayla ateş etti. Mermilerin isabet ettiği R.Ç., Y.K., S.K. ve D.H. yaralanırken, ihbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Gelen sağlık ekiplerinin müdahale ettiği yaralılar, ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı.

Tedavi altına alınan yaralılardan; R.Ç., Y.K. ile D.H.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Yer: Bolu — Tanınmış iş insanı ve şoförü tutuklandı; hastanede gazetecilere küfür yağdırdı

Yayımlandı

üzerinde

Özet : Bolu’da bir tartışma sonrası meydana gelen kavgayla ilgili olarak iş insanı Abdullah Onur ve şoförü Alihan Kaydın “kasten yaralama” ve “tehdit” suçlamalarıyla tutuklandı. Onur’un, sağlık kontrolü için getirildiği hastanede kendisini görüntüleyen basın mensuplarına hakaret ettiği bildirildi.


Olayın kısa özeti

İddiaya göre, Paşaköy Mahallesi’nde geçen Pazar gecesi aralarında tartışma çıkan Abdullah Onur ile Haktan Y. arasında kavga çıktı. Olay sırasında Onur’un şoförüyle birlikte Haktan Y.’yi darbettiği, darp sonucunda Haktan Y.’nin şikayetçi olduğu ve savcılık işlemlerinin ardından Onur ile şoförünün tutuklandığı bildiriliyor.

Gözaltı, sağlık kontrolü ve tutuklama

Polis tarafından gözaltına alınan Onur ve şoförü emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolü için Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Savcılık sorgusunun ardından mahkemeye sevk edilen ikili, “kasten yaralama” ve “tehdit” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Gazetecilere yönelik sözlü saldırı

Hastaneye götürülme sırasında kendisini görüntüleyen gazetecilere küfür ettiği ve hakaretlerde bulunduğu yönünde haberler yer aldı. Bu anlara ilişkin haberler ve görsel notlarda, Onur’un basına yönelik tepkisi vurgulanıyor

Hukuki çerçeve ve olası süreç

Yayılan haberlere göre suçlama başlıkları “kasten yaralama” ve “tehdit” olarak kaydedildi. Bu tür suçlamalarda soruşturma savcılık tarafından yürütülür; deliller, tanık beyanları ve varsa kamera kayıtları değerlendirilerek iddianame düzenlenir ve dava süreci başlar. Haber kaynakları henüz duruşma tarihleri veya savunma açıklamalarıyla ilgili ek bilgi paylaşmadı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar