Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Cesedi villa bahçesine gömülü halde bulunan adamın kaçırılma anı kamerada

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde polis ekipleri, bir süredir aranan Afganistan uyruklu Nametullah S’nin cesedini dün Kumburgaz Mahallesi’nde inşaat halindeki bir villanın bahçesine gömülü halde buldu. Ceset, otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Yapılan çalışmalar sonucu Nametullah S’nin alacak-verecek meselesi nedeniyle Cebrail K. ile yeğenleri Muhammed Yavuz K. ve Nejat K. tarafından darp edilerek öldürüldüğü ve ardından Cebrail K.’ya ait boş villanın bahçesine gömüldüğü belirlendi.

Cezaevinde tutuklu bulunan Cebrail K, özel izinle savcıya verdiği ifadede Nametullah S’yi darp ederek öldürdükten sonra yeğenleri Muhammed Yavuz K. ve Nejat K. ile birlikte villasının olduğu alana gömdüğünü itiraf etti.

Afganistanlı Nametullah S’nin kaçırılma anına ilişkin görüntüler oraya çıktı. Görüntülerde Nametullah S’nin 34 MFK 011 plakalı araca 3 kişi tarafından zorla bindiriliyor. Nametullah S’nin araca binmekte direnince darp edildiği, 2 kişinin kafasına ve beline tekme attığı görülüyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İsrail Gazze’de 10 Filistinliyi Öldürdü; Mısır’da Trump’ın “20 Maddelik” Planı Üzerine Hamas’la Dolaylı Görüşmeler Başlarken Bombardıman Sürüyor

Yayımlandı

üzerinde

İsrail Gazze’de 10 Filistinliyi Öldürdü; Mısır’da Trump’ın “20 Maddelik” Planı Üzerine Hamas’la Dolaylı Görüşmeler Başlarken Bombardıman Sürüyor

Tarih: 6 Ekim 2025
Saat (Europe/Istanbul): 09:30
Okuma Süresi: ~4 dakika

İsrail güçlerinin Gazze’de düzenlediği son hava ve topçu saldırılarında 10 Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirilirken, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen “20 maddelik” plana ilişkin dolaylı görüşmeler başladı. Görüşmelerin başlaması umut yaratırken aynı zamanda yoğun bombardıman ve sivillerin yaşadığı insani kriz sürüyor.


Olayın ayrıntıları

İç çatışma kaynakları ve uluslararası ajanslar, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının son dalgasında en az 10 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Saldırıların hedefleri askeri noktalar şeklinde tanımlansa da ölenler arasında sivil kayıplar olduğu rapor edildi. Bölgedeki bombardıman operasyonları, diplomatların ateşkes müzakerelerini hızlandırma çağrılarına rağmen devam ediyor.

Mısır’da başlayan dolaylı görüşmeler, Trump tarafından hazırlanan ve medyada sıkça “20 maddelik plan” olarak anılan taslak etrafında şekilleniyor. Planın ilk aşamasında düzensizliğin azaltılması, rehinelerin kademeli olarak serbest bırakılması ve bunun karşılığında bazı Filistinli tutuklu değişimleri gibi adımlar yer alıyor; ancak planın ayrıntıları ve uygulanabilirliği taraflarca tartışılıyor.


Görüşmeler ve arabulucular

Görüşmeler, Mısır aracılığıyla Şarm el-Şeyh’te yürütülüyor; Katar ve ABD yetkilileri de arabuluculuk rolünde bulunuyor. Trump’a yakın bazı danışmanların ve bölgesel aktörlerin teknik ekipleri doğrudan müzakere süreçlerinde görev alıyor. Taraflar arasında güven eksikliği ve özellikle “Hamas’ın silahsızlandırılması” ile “tutuklu/değişim paketleri” konusundaki ayrışma, sürecin önündeki en büyük engeller olarak gösteriliyor.

Trump ve bazı ABD yetkilileri, müzakere ekiplerini “hızlı hareket etmeye” çağırdı; ancak diplomatik çabaların başlamasına rağmen sahada saldırıların durmaması, ateşkes ilerlemesini zorlaştırıyor. İsrail yetkilileri ise belirli güvenlik garantileri ve Hamas’ın demilitarizasyonuna dair somut taahhütler talep ediyor.


İnsani tablo ve uluslararası tepki

Gazze’deki sağlık kurumları ve uluslararası yardım kuruluşları, sağlık altyapısının çökmek üzere olduğunu ve sivillerin temel ihtiyaçlara erişimde büyük sıkıntı yaşadığını bildiriyor. Bombardımanlar, su ve elektrik kesintileri ile birlikte sivil ölümlerini ve yerinden edilmeyi artırıyor; uluslararası toplumdan ateşkes çağrıları gelmeye devam ediyor.


Ne olacak?

Görüşmelerin ilk turu, rehineler-tutuklular takası ve geçici ateşkes çerçevesinde ilerlemeyi hedefliyor; ancak kalıcı bir anlaşma için tarafların güvenlik, yönetişim ve Gazze’nin yeniden inşası gibi başlıklarda büyük uzlaşmalar sağlaması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde teknik ekiplerin çalışmaları ve dış aktörlerin diplomatik baskıları belirleyici olacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

SON DAKİKA — Hamas ile Arabulucular Arasındaki Gazze Görüşmelerinin İlk Turu Mısır’da “Olumlu Bir Atmosferde” Sona Erdi

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA — Hamas ile Arabulucular Arasındaki Gazze Görüşmelerinin İlk Turu Mısır’da “Olumlu Bir Atmosferde” Sona Erdi

Yayın Tarihi: 07 Ekim 2025, 10:00 (TSİ)
Okuma Süresi: ~2 dakika (351 kelime)
Kaynaklar: El-Kahire (Al-Qahera) Haber Ajansı, AP, Al Jazeera, AFP

Mısır’da düzenlenen ve Hamas ile arabulucular arasında gerçekleşen Gazze görüşmelerinin ilk turu, devlet bağlantılı El-Kahire (Al-Qahera) Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre “olumlu bir atmosferde” sona erdi. Görüşmelerin devam edeceği ve taraflar arasında aracıların devreye girmesiyle sürecin ilerletileceği aktarıldı

Toplantılar, tarafların doğrudan yüz yüze değil arabulucular vasıtasıyla yürüttüğü dolaylı temas formatında yapıldı. Mısır ve Katar başta olmak üzere bazı Arap ülkeleri ile ABD temsilcilerinin arabuluculuk rolü öne çıkıyor; amaç, ilk aşamada rehin değişimi ve ateşkes zeminini hazırlamak.

Uluslararası haber ajanslarının aktardığına göre, müzakerelerin ana gündem maddeleri; Gazze’de esir tutulan kişilerin serbest bırakılması, karşılığında Filistinli tutukluların salıverilmesi ve geçici ateşkes koşullarının belirlenmesi oldu. Hamas delegasyonu ile arabulucular arasındaki görüşmelerin, ileri aşamadaki daha kapsamlı pazarlıklara zemin hazırlamayı hedeflediği bildirildi.

Buna karşın sahada çatışmaların tamamen durmadığına dair raporlar var — müzakerelerin sürdüğü günlerde dahi Gazze’ye yönelik hava saldırıları ve sivil kayıplar bildirildi; bu durum, müzakerelerin kırılgan bir zemin üzerinde yürüdüğünü gösteriyor.

Mısır medyası ve bazı diplomatlar, ilk turun “olumlu” değerlendirmesini umut verici ancak nihai anlaşmadan uzak bir adım olarak nitelendiriyor. Uzmanlar, kritik meselelerde (tutuklu listeleri, güvenlik garantileri, ateşkes denetimi) yoğun teknik ve siyasi pazarlığın gerektiğini vurguluyor

FATİHDOGANMEDYA notu: İlk turun “olumlu atmosfer” raporları, kalıcı bir ateşkes veya kapsamlı bir çözüm anlamına gelmez; ancak sürece ivme kazandırabilecek bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Gelişmeleri doğrulanmış kaynaklardan takip ederek anlık olarak aktaracağız.

Okumaya Devam Et

Gündem

Yükselen Nil suları Mısır ve Sudan’ı sular altına aldı

Yayımlandı

üzerinde

Yükselen Nil suları Mısır ve Sudan’ı sular altına aldı

Tarih.Saat: 07 Ekim 2025, 12:00 (GMT+3)
Okuma süresi: ~4 dakika
Kaynaklar: Reuters, AP, Addis Standard, EgyptToday, Sudan Tribune.

Nil Nehri’ndeki olağandışı yükseliş, Ekim başında Kuzey Mısır’ın deltası ile Sudan’da pek çok yerleşim alanını sular altında bıraktı. Selin etkisiyle yerinden edilen aileler ve zarar gören tarım arazileri, uzun süredir süren Mısır–Etiyopya–Sudan su paylaşımı tartışmasını yeniden alevlendirdi; Kahire, Etiyopya’nın Eylül’de resmi olarak hizmete açtığı Grand Ethiopian Renaissance Dam (GERD) için “düzensiz su bırakışları” suçlamasında bulunuyor. Addis Ababa ise iddiaları reddediyor ve baraj operasyonunun sel riskini azalttığını savunuyor.


Ne oldu? (Detaylı gelişme)

  • Ekim başında Nil suyunun olağandışı yükselmesi Mısır’ın Beheira ve Menoufia vilayetlerinde köy yollarını, tarım arazilerini ve bazı yerleşimleri sular altında bıraktı; bazı bölgelerde vatandaşlar hareketlerini teknelerle sağlamak zorunda kaldı. Yetkililer acil tahliyeler ve yerel önlemler uyguladı.

  • Sudan’da da Khartum çevresi dahil birkaç bölgede sel ve su taşkınları yaşandı; bazı raporlara göre yüzlerce aile yerinden edildi ve Roseires Barajı çevresinde gerilim arttı. Bölgede devam eden insani krizlerle birleşince selin etkileri daha da ağırlaştı.


Mısır ve Etiyopya neden birbirini suçluyor?

  • Mısır hükümeti: Etiyopya’nın GERD’den “kontrolsüz” veya “tek taraflı” su salımı yaptığı iddiasında; Kahire, bu salımların Nil deltasıyla Sudan’daki altyapıyı zorladığını, Mısır’ın Asvan Yüksek Barajı’nda su salımına gitmek zorunda kaldığını belirtiyor ve uluslararası hukuk ile şeffaflık talep ediyor.

  • Etiyopya yönetimi: İddiaları reddediyor; GERD işletiminin profesyonel ve düzenli yapıldığını, hatta bazı durumlarda barajın sel riskini azalttığını savunuyor ve projenin Addis Ababa için hayati ekonomik kazanımlar üreteceğini yineliyor. Etiyopya ayrıca “hidro-hegemonya” söylemlerine karşı çıkıyor.


Baraj hakkında kısa bilgi (neden bu kadar hassas?)

Grand Ethiopian Renaissance Dam (GERD), Etiyopya’nın Mavi Nil üzerinde inşa ettiği ve Eylül 2025’te resmi açılışı yapılan (inauguration) mega hidroelektrik proje olarak bölgesel su dengesi açısından kritik kabul ediliyor. TESİS, yaklaşık 5.150 megavat elektrik üretme kapasitesi ve 74 milyar metreküpe varan depolama hacmiyle bölgedeki su paylaşımı tartışmalarının merkezinde. Bu büyüklük, aşağı ülkelerin su akışlarını ve kurak/sel dönem yönetimini doğrudan etkileyebilecek potansiyele işaret ediyor.


Ne gibi sonuçlar beklenebilir?

  1. Diplomasi tırmanışı: Mısır’ın uluslararası platformlarda şikayetlerini yükseltmesi, bölgesel ve BM düzeyinde yeni çağrılara yol açabilir; resmi müzakere talepleri ve şeffaflık mekanizmaları yeniden masaya gelebilir.

  2. İnsani yardım ihtiyacı: Selden etkilenen köy ve çiftliklere acil insani yardım, sağlık ve altyapı desteği gerekebilir; Sudan’daki çatışma ortamı müdahaleyi zorlaştırıyor.

  3. Teknik inceleme/bağımsız gözlem: Tarafsız hidrolik ve baraj işletim raporları ile nehir akış verilerinin paylaşımı talep edilebilir; bu, suçlamaların objektif olarak değerlendirilebilmesi için önemli.


Uzman yorumu (kısa)

Uzmanlar, barajların büyük ölçekte su rejimlerini değiştirebileceğini; ancak ani taşkınların tek bir nedene indirgenemeyeceğini, iklimsel anomaliler, yağış düzenleri, baraj işletim kararları ve altyapı yetersizliklerinin hepsinin etkileşim içinde olduğunu vurguluyor. Bu nedenle teknik veri paylaşımı ve bölgesel işbirliği kritik.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar