Teknoloji
Bakan Kacır: “Sanayi ve Teknoloji Kolejleri kuracağız”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Pendik Yetkinlik Geliştirme ve İstihdam Merkezi’nin (YETGİM) açılış töreninde konuştu.
Kacır, sanayi ve hizmet sektörlerinin ihtiyaç duyduğu niteliklerle donatılmış bireyler yetiştirmeyi hedefledikleri bu merkezin, eğitimle istihdam arasında köprü kurarak gençlere yeni fırsatlar sunacağına ve işletmelere yetkin iş gücü kazandıracağına inandığını söyledi.
Bugün hızla değişen küresel dinamiklerin ülkeleri ekonomik, siyasi, teknolojik ve sosyal alanlarda köklü değişimlere zorladığını belirten Kacır, bu süreçte rekabet gücünü korumak ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için çağın gereklerine uygun politikalar geliştirmenin kaçınılmaz hale geldiğine dikkati çekti.
“Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 22 yılda, üretimi ve teknoloji geliştirmeyi önceleyen yaklaşımla ülkemizi asra bedel kalkınma hamleleriyle buluşturduk.” diyen Kacır, şunları kaydetti:
“Yurdun dört bir yanını ulaştırmadan sağlığa, turizmden ticarete, teknolojiden savunma sanayiine, güvenlikten tarıma kadar her alanda eserlerle, hizmetlerle adeta ilmek ilmek dokuduk. Adeta sıfırdan inşa ettiğimiz araştırma ve inovasyon ekosistemizle, altyapısı güçlü planlı sanayi alanlarımızla ve girişimcilik kültürü ve nitelikli insan kaynağıyla Türkiye’yi küresel üretim ve teknoloji geliştirme üssü hâline getirdik. Mevcut iş gücümüzün ve gençlerimizin geleceğin yetkinlikleriyle buluşmasını Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşımanın anahtarı olarak görüyoruz.”
Türkiye’nin sahip olduğu genç ve dinamik nüfusu yalnızca istatistiksel bir güç olarak değil, potansiyeli açığa çıkarılması gereken bir kalkınma kaldıracı olarak değerlendirdiklerini ifade eden Bakan Kacır, bu anlayışla, 10 model fabrikada, yalın üretim, dijital dönüşüm, ürün geliştirme ve enerji verimliliği başlıklarında, çalışanların bilgi ve becerileri artırdıklarını söyledi.
“NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ YETİŞTİRME VİZYONUMUZUN BİR PARÇASI”
İstanbul ve Kocaeli’de açtıkları 42 yazılım okullarında kendi kendine öğrenme esasıyla, gençlere ücretsiz yazılım eğitimi verilip iş olanakları sunulduğuna işaret eden Kacır, “Organize Sanayi Bölgeleri bünyesinde kurduğumuz 85 meslek lisesi 23 meslek yüksek okuluyla, sanayicimizin ihtiyaç duyduğu alanlarda, nitelikli teknik elemanları yetiştiriyoruz. Kalkınma Ajanslarımız aracılığıyla mesleki ve teknik eğitim alanında 623 projeye bugüne kadar 2,6 milyar lira destek sağladık.” dedi.
“Bugün açılışı için bir arada geldiğimiz Pendik Yetkinlik Geliştirme ve İstihdam Merkezi de sanayi ve hizmet sektörlerinde nitelikli işgücü yetiştirme ve istihdamı artırma vizyonumuzun bir parçasıdır.” ifadesini kullanan Kacır şöyle devam etti:
“İstanbul Kalkınma Ajansımızın 63 milyon lira desteğiyle hayata geçirilen merkezimizde 5 sınıf ve 2 atölye bulunuyor. Merkezimizde sunduğumuz eğitim altyapısıyla; otomasyon, kalite kontrol, endüstriyel yazılım, makine ve bilgisayar teknolojileri ile yalın mühendislik gibi geleceğin üretim ekosisteminde kilit rol oynayan alanlarda gençlerimizin yetkinlik kazanmasını sağlıyoruz. Şu ana kadar 276 gencimizin eğitim aldığı proje kapsamında ilk fazda 1500 gencimize eğitim vermeyi ve gençlerimizi istihdama kazandırmayı hedefliyoruz. “
Kacır, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’yi küresel arenada hak ettiği konuma taşımak adına insan kaynağını güçlendirecek adımlar atmaya kararlılıkla devam edeceklerini vurgulayarak şunları kaydetti:
“2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi, Cumhurbaşkanımız tarafından 26 Mart’ta ilan edildi. Strateji belgemizde; sanayi üretiminde ve teknolojide tam bağımsızlık hedefimizi ve Türkiye’yi yüksek teknolojili ürünlerin imalatında ve ihracatında küresel ölçekte lider konuma taşıma vizyonumuzu ortaya koyduk. Strateji Belgemiz doğrultusunda gerçekleştireceğimiz program ve projelerle; eğitim modeli, üretim ve eğitim paydaşlarının desteğiyle şekillendirilecek, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine olanak sağlayacak Sanayi ve Teknoloji Kolejleri kuracağız.”
Kacır, “Sektörel yetkinlik haritaları oluşturarak her ilin ve bölgenin öncelikli sektörlerine göre özelleştirilmiş eğitim programları geliştireceğiz. Dijital beceri eğitim programları ve yaşam boyu öğrenme fırsatlarıyla, beşerî sermayenin dijital yetkinliklerini sürekli olarak güçlendireceğiz. Üniversite-sanayi iş birliğini daha kurumsal hale getirecek, AR-GE merkezleri, teknoparklar ve sanayi kuruluşları arasında bilgi ve insan kaynağı akışını teşvik edeceğiz.” dedi.
Bakan Kacır, konuşmanın ardından YETGİM’i gezerek yetkililerden bilgi aldı.
Programa Bakan Kacır’ın yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekili Behiye Eker, Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin, Pendik Kaymakamı Mehmet Yıldız, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Genel Sekreteri Ziya Taşkent ile vatandaşlar katıldı.
Teknoloji
Uzayda bir adım daha: Çin’den yüksek çözünürlüklü gözlem uydusu

Çin, yüksek çözünürlüklü optik yer gözlem uydusu “Gaofın-14 02″yi uzaya gönderdi.
Xinhua ajansının haberine göre uydu, Long March (Uzun Yürüyüş) 3B taşıyıcı roketiyle, Sıçuan eyaletindeki Şiçang Uydu Merkezi’nden fırlatıldı.
Uydunun, planlanan yörünge konumuna yerleştiği fırlatış, Long March roketleriyle gerçekleştirilen 603. başarılı taşıma görevi oldu.
Küresel ölçekte yüksek netlikte stereo imaj yakalama kabiliyetine sahip uydunun ulusal savunma ve ekonomik kalkınmayı destekleyecek temel coğrafi veri sağlaması hedefleniyor.
Çin, Gaofın uydularını uzaydan daha net yer gözlemleri yapabilmek amacıyla ilk kez 2010’da üretmeye başlamış, ilk uydu Gaofın-1, 2013’te uzaya gönderilmişti.
Adı Çince’de “yüksek çözünürlük” anlamına gelen Gaofın uydularından halen 36’sı aktif halde bulunuyor.
Teknoloji
Nükleer deneyler ve UFO’lar arasında bağlantı bulundu

İnsan dışı bir zekanın uzaydan gözlemlemiş olabileceği yönünde dikkat çekici bir bilimsel çalışma yayımlandı.
İsveç’teki Nordic Institute for Theoretical Physics’ten Dr. Beatriz Villarroel, 1949–1957 yılları arasında yapılan nükleer testlerle gökyüzünde görülen gizemli “parlak noktalar” arasında doğrudan bir bağlantı tespit etti.
AYNA GİBİ PARLAYAN VE DÖNEN NESNELER
Bu geçici ışık kaynaklarının doğal bir olay olmadığı düşünülüyor. Villarroel, bu cisimlerin “ayna gibi yansıtıcı” ve “uçan daire gibi döner” özellikler sergilediğini belirtiyor.
Araştırma, genellikle bilim dünyası tarafından reddedilen tanımlanamayan anormal fenomenler üzerine yapılan çalışmalar arasında önemli bir dönüm noktası oldu.
Çünkü bu çalışma hakemli bir dergide yayımlanarak diğer bilim insanlarının denetiminden geçti ve verilerde hataya rastlanmadı.
NÜKLEER TESTLERLE EŞ ZAMANLI GÖZLEMLER
Sonuçlar, bu gizemli cisimlerin nükleer testlerden hemen önce veya sonra görülme olasılığının yüzde 45 daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Villarroel, “Bunlar Sputnik 1’den önceki yıllarda, yani insanlığın henüz uzaya hiçbir şey göndermediği dönemde tespit edildi. Son derece düz, ayna gibi yansıtıcı olmaları gerekiyor ve ben doğada bu şekilde görünen hiçbir şey bilmiyorum” diyor.
ESKİ FOTOĞRAFLARDAN ELDE EDİLEN BULGULAR
Dr. Villarroel ve Dr. Stephen Bruehl, araştırmalarını Scientific Reports dergisinde yayımladı.
Çalışma, ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği’nin erken dönem nükleer testleri sırasında Palomar Gözlemevi’nin arşiv fotoğraflarındaki yıldız benzeri cisimleri analiz etti.
Ekip, 124 açık hava nükleer patlamasını inceledi. Bu patlamalar yeraltında değil, atmosferde gerçekleştirildiği için gökyüzünü doğrudan etkiliyordu.
Fotoğraflarda beliren ve kısa süre sonra kaybolan bu nesneler, o dönem insan yapımı olamayacak kadar erken tarihlerde görüntülendi.
ANORMAL ARTIŞ VE OLASI AÇIKLAMALAR
Nükleer test günlerinde gökyüzünde görülen tanımlanamayan cisimlerin sayısı yüzde 8,5 arttı.
Bu nesneler genellikle patlamalardan bir gün sonra ortaya çıktı, bu da olayların yalnızca patlama kaynaklı bulutlar ya da ışık izleriyle açıklanamayacağını gösteriyor.
Villarroel, “Doğa bazen hayal bile edemeyeceğimiz şeyler yaratabilir. Ama gördüklerimiz arasında tutarlı bir doğal açıklama bulamıyorum. Bunların yapay olma ihtimali çok daha güçlü” ifadelerini kullandı.
“İNSAN DIŞI ZEKA” OLASILIĞI
Gazeteci Ross Coulthart, bu çalışmanın “insan dışı zekanın varlığına dair ilk bilimsel kanıt” olabileceğini söyledi.
Villarroel ise bu cisimlerin hala Dünya yörüngesinde olup olmadığını bilmediğini, ancak gerçekten yapaylarsa hala gezegen etrafında dolanıyor olabileceklerini belirtti.
Araştırmada 100 binden fazla parlak nokta gözlemlendi. Yalnızca kuzey yarımkürede 35 bin civarında tespit yapıldı. Özellikle nükleer testlerle aynı günlerde yaklaşık 60, yalnızca test veya UFO gözlemi olduğu günlerde ise ortalama 40 tanımlanamayan nesne kaydedildi.
GİZLİ CIA BELGELERİ
Bu çalışma, Soğuk Savaş döneminde Dünya’ya insan dışı varlıkların gelmiş olabileceğine dair ortaya çıkan tek kanıt değil.
Kısa süre önce ortaya çıkarılan gizli CIA belgeleri, 1959’da hükümetin UFO’larla yüz yüze temas kurduğunu iddia eden bir programdan söz ediyor (FBI bu belgelerin sahte olduğunu söylüyor).
Teknoloji
Gizemli yıldızlararası ziyaretçi, NASA’nın uzay aracına yaklaşıyor

Güneş Sistemi’ne dışarıdan gelen gizemli gök cismi 3I/ATLAS, birkaç hafta içinde NASA’nın Europa Clipper ve Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Hera uzay araçlarının yakınından geçecek.
Bilim insanları, 25 Ekim-6 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşmesi beklenen bu karşılaşmanın, insanlık tarihindeki ilk “yıldızlararası kuyruklu yıldız iyon kuyruğu gözlemi” olabileceğini söylüyor.
“KUYRUĞUNA DALACAĞIZ”
Avrupalı araştırmacıların henüz hakem onayından geçmeyen makalesine göre, iki uzay aracı 3I/ATLAS’ın iyon kuyruğu içine girecek. Bu durum, Güneş Sistemi dışından gelen bir cismin iyon kuyruğundaki parçacıkları doğrudan inceleme fırsatı sunacak.
İyon kuyruğu, kuyruklu yıldızın çekirdeğinden kopup milyonlarca kilometre uzağa kadar uzanan yüklü parçacıklardan oluşuyor. Bu tür kuyruklarla karşılaşmalar son derece nadir ve değerli, çünkü bilim insanlarına Güneş Sistemi’nin ötesinden gelen ham materyali doğrudan analiz etme imkanı veriyor.
Bu hesaplamalar, araştırmacıların geliştirdiği Tailcatcher adlı programla yapıldı. Yazılım, Güneş rüzgârı yönünü ve hızını dikkate alarak bir uzay aracının iyon kuyruğuna en yakın geçiş noktasını hesaplıyor.
3I/ATLAS için hesaplanan en yakın mesafe ise yaklaşık 8 milyon km.
Bilim insanları, Europa Clipper tüm iyon bileşenlerini ölçemese de, kuyruklu yıldızın iyon kuyruğunun yapısını ve bileşimini anlamada önemli veriler sağlayabileceğini belirtiyor.
“UZAYLI” TARTIŞMASI
Bu arada Güneş Sistemi’nden hızla geçmekte olan yıldızlararası nesne 3I/ATLAS, gökbilimcileri büyülemeye devam ediyor. İlk olarak Temmuz 2025’te keşfedilen ve bir şehir büyüklüğünde olduğu tahmin edilen bu nesne, hem bilimsel hem de spekülatif çevrelerde büyük yankı uyandırdı.
Çoğu bilim insanı onu doğal bir kuyruklu yıldız olarak değerlendirirken, Harvard Üniversitesi’nden astrofizikçi Dr. Avi Loeb, 3I/ATLAS’ın “yabancı bir teknoloji” ürünü olabileceğini öne sürüyor.
Loeb’in kısa süre önce verdiği bir röportajda esprili bir dille 29 Ekim tarihine işaret etmesi sosyal medyada ve basında spekülasyonlara neden oldu.
ANTİ-KUYRUK TARTIŞMASI
Hawaii’deki Keck II Teleskobu ile yapılan son gözlemler, 3I/ATLAS’ın Güneş yönünde uzanan bir “anti-kuyruk” sergilediğini ortaya koydu.
Harvard’lı gökbilimci Avi Loeb, geçtiğimiz hafta yayınladığı blog yazısında, bu fenomenin “alışılmışın dışında bir yönelim gösterdiğini” savunuyor.
Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bir çalışmada, araştırmacılar Keck verilerini kullanarak, nesnenin siyanür ve nikel gazı salımı yaptığını doğruladı. Bu gazların hem Güneş’e doğru hem de aksi yönde püskürtülmesi, “anti-kuyruk” olgusunun açık bir kanıtı olarak değerlendirildi.
Loeb’e göre en şaşırtıcı olan, 3I/ATLAS’ın beyaz ışık görüntülerinde klasik bir kuyruklu yıldız kuyruğunun izine rastlanmamasıydı. Normalde Güneş’ten gelen ışık basıncıyla toz parçacıkları geriye doğru itilip parlak bir kuyruk oluşturur. Ancak bu nesnede durum farklı görünüyor.
Diğer bilim insanları ise bu tuhaf görünümün doğal süreçlerle açıklanabileceğini belirtiyor. Dünya’nın uzaydaki konumu nedeniyle, bir kuyruklu yıldızın geniş kuyruğunun optik bir illüzyon yaratabileceği, ya da Güneş rüzgârının itiş gücüne direnebilen büyük toz tanelerinin Güneş yönünde bir uzantı oluşturabileceği düşünülüyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nden gezegen bilimci Michael Busch, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dönen bir kuyruklu yıldız çekirdeğinden çıkan büyük parçacıklar, yörünge boyunca hem önünde hem de arkasında birikerek bu görünümü oluşturabilir” diyor.
GÖZLEM KAMPANYASI
Ancak bu olağandışı davranışlar nedeniyle Uluslararası Asteroit Uyarı Ağı (IAWN), 3I/ATLAS’ı özel inceleme listesine aldı. Bu, ağın tarihinde ilk kez bir yıldızlararası nesnenin “potansiyel tehdit değerlendirme” kampanyasına dahil edilmesi anlamına geliyor.
IAWN, dünya genelindeki teleskoplar ve gözlemevleriyle iş birliği yaparak Dünya’ya yakın nesneleri izliyor ve olası çarpışma risklerini değerlendiriyor.
Yetkililer, 3I/ATLAS’ın yörüngesini tahmin etmenin “benzersiz zorluklar” içerdiğini belirterek nesneyi “Comet Astrometry Campaign” adlı özel izleme programına ekledi.
IAWN, 27 Kasım 2025-27 Ocak 2026 tarihleri arasında küresel bir gözlem ve eğitim tatbikatı başlatacak.
Bu süreçte dünya çapındaki teleskoplar ve takip sistemleri 3I/ATLAS’a odaklanarak, bu yıldızlararası ziyaretçinin gökyüzündeki tam konumunu belirlemeye çalışacak.
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji6 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji5 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
-
Ekonomi6 gün önceCANLI ALTIN FİYATLARI 20 EKİM: Haftanın ilk gününde altın fiyatları ne kadar? (Gram, çeyrek, yarım ve tam altın fiyatı)
-
Spor7 gün önceFenerbahçe 2-1 Fatih Karagümrük — Maç Sonucu ve Detaylı Özet
-
Sağlık4 gün önceKALP SAĞLIĞI: Koroner kalp hastalığı için 6 önemli risk faktörü
