Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Altın Palmiye Ödülü’nün sahibi İranlı yönetmen: Elektrik kesintisi gölgesinde festival

Yayımlandı

üzerinde

Elektrik kesintisi gölgesinde geçen festival

Sinema dünyasının en prestijli festivallerinden Cannes Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Bu yıl 78’ncisi düzenlenen festivalde İranlı muhalif yönetmen Jafar Panahi “Sadece bir kazaydı” filmiyle Altın Palmiye Ödülüne layık görüldü.

Jüri başkanlığını bu yıl Fransız oyuncu Juliette Binoche’un üstlendiği 78. Cannes Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu.İranlı yönetmen Panahi, “Un Simple Accident” başlıklı filmi bu yılki Altın Palmiye Ödülü’nü aldı.
Rejime karşı propaganda yapmak suçundan İran’da iki kez hapse giren ve filmleri yasaklı olaran Panahi konuşmasında iranlılara birlik çağrısı yaptı. “Tüm fikir ayrılıklarını, anlaşmazlıkları bırakıp özgürlük için çalışalım..” diye konuştu.
Cannes’da en iyi yönetmen ödülü ise “Secret Agent” filmiyle Brezilyalı Kleber Mendonca Filho’ya layık görüldü.
Jüri Ödülü’nü, “Sirat” filmiyle İspanyol yönetmen Olivier Laxe ve “Sound of Falling” filmiyle Alman yönetmen Mascha Schilinski aldı.
Festivalde, Jüri Özel Ödülü ise “Resurrection” filmiyle Çinli yönetmen Bi Gan’a gitti.
Festivalde, Norveçli yönetmen Joachim Trier, “Valeur Sentimentale” filmiyle Büyük Ödül’e layık görülürken, En İyi Senaryo Ödülü “Jeunes Meres” filminin senaryosunu kaleme alan Luc ve Jean-Pierre Dardenne’ye verildi.
“L’Agent Secret” filminde oynayan Brezilyalı Wagner Moura, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne, “La Petite Derniere” filminde oynayan Fransız Nadia Melliti de En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü.
Altın Kamera Ödülü’nü “The President’s Cake” adlı filmin Iraklı yönetmeni Hasan Hadi alırken Kısa Metraj Ödülü, “I’m Glad You’re Dead Now” isimli filmin sahibi Filistinli yönetmen Tawfeek Barhom’a verildi.
Altın Kamera Ödülü’nü “The President’s Cake” adlı filmin Iraklı yönetmeni Hasan Hadi alırken Kısa Metraj Ödülü, “I’m Glad You’re Dead Now” isimli filmin sahibi Filistinli yönetmen Tawfeek Barhom’a verildi.
Filistinli yönetmen Barhom, ödülü alırken Fransa’nın sanatçılar için muhteşem bir yer olduğunu belirterek, “20 yıl sonra Gazze Şeridi’ne gittiğimizde ölüleri düşünmemeye çalışalım.” dedi.
Yönetmen Laxe de ödülünü alırken yaptığı konuşmada, işgal altındaki Doğu Kudüs ziyareti sırasında tanıştığı bir Filistinli taksicinin kendisine Kur’an-ı Kerim’deki “Tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık.” ayetini söylediğini belirtti. Laxe, “Yaşasın farklılıklar, yaşasın kültürler ve yaşasın Cannes Festivali.” ifadesini kullandı
78. Cannes Film Festivali’nin kapanış gününde Cannes ve çevresindeki kentlerde elektrik kesintisi yaşanmıştı.
Bölgede yaklaşık 160 bin hanede elektriksiz kalırken, festivalde “Sirat” isimli filmin gösterimi yarıda kalmıştı.
Son günü elektrik kesintisinin gölgesinde geçen festivalin ödül töreninde, bu konuda sorun yaşanmadı.
Festival başlamadan bir gün önce, Fransız Liberation gazetesinde 12 Mayıs’ta yayımlanan “(Film Festivali) Cannes’da Gazze’deki dehşet susturulmamalı” başlıklı bildiriye sinema dünyasından yüzlerce kişi destek verdi.
Jüri Başkanı Fransız oyuncu Juliette Binoche, festivalin açılış töreninde 13 Mayıs’ta İsrail ordusunun Gazze’de 16 Nisan’da öldürdüğü Filistinli Fatma Hasune’yi anarak, “Ölümünden bir gün önce rol aldığı filmin burada, Cannes’a seçildiğini öğrenmişti. Fatma bu akşam bizimle olmalıydı.” ifadelerini kullanmıştı.
Festivalde, Hasune’nin başrolünde olduğu “Put your soul on your hand and walk” (Ruhunu avucunun içine al ve yürü) başlıklı belgeselin gösterimi 15 Mayıs’ta yapılmıştı.
WikiLeaks’ın kurucusu Julian Assange, kendisiyle ilgili hazırlanan “The Six Billion Dollar Man” (6 Milyar Dolarlık Adam) başlıklı belgeselin gösterimi için 20 Mayıs’ta geldiği festivale, İsrail’in Gazze’de öldürdüğü 4 bin 986 çocuğun isminin yer aldığı tişörtle katılmıştı.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Sahipsizler’de Azize-Devran çifti Yavuz’un peşinde

Yayımlandı

üzerinde

Sahipsizler yeni bölümde neler olacak?

Sahipsizler dizisi yarın akşam 37’nci bölümüyle izleyici karşısına çıkacak. Yeni bölümde; Devran ve Azize, Samet’i kaçıran Yavuz’u peşine düşecek.

Başrollerini Hazal Subaşı ve Burak Berkay Akgül’ün paylaştığı Sahipsizler, çarşamba akşamlarına damga vurmaya devam ediyor.
5 Kasım Çarşamba akşamı 37’nci bölümüyle ekranlara gelecek Sahipsizler’in konusu şöyle;
Sahte Hazar’ın ölümünün ardından ortalık karışır.
Devran, Aras’ın oyununa gelip İlyas ve Çavuş’un aşiretin liderliğine göz diktiklerini düşünür ve harekete geçer.
Ancak bu kez hedef yalnız o değildir: Yavuz, intikam planını devreye sokar ve Samet’i kaçırır.
Öte yandan Firuze, Bahar’ın hastalığının ilerlediğini ve karaciğer nakli gerektiğini öğrenir; Yusuf’tan yeniden Bahar’ın yanında olmasını ister.
Devran ve Azize, Yavuz’un izini bulmak için seferber olurken, Aras ve Bade, Devran’ı köşeye sıkıştıracak Azize ile ilgili bir bilgiyi ele geçirir.
Senaryosunu Selin Arapkirli, Ramazan Demirli, Özgür Ağaoğlu ve Elif Hamamcı’dan oluşan senaryo grubunun kaleme aldığı Sahipsizler’in yönetmen koltuğunda Cem Karcı oturuyor.
Okumaya Devam Et

Magazin

Almak için herkes sıraya girdi: Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Yayımlandı

üzerinde

Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Lüks tüketimin yaygın olduğu Dubai’de özel bir kahve bin dolardan (yaklaşık 42 bin lira) satışa çıktı.

Dubai’de Serkan Sağsöz isimli kişi, dünyanın en pahalı kahvesini satıyor.
Sağsöz’ün ortağı olduğu Julith isimli kahve dükkanında bir fincan kahve içmek için bin dolar (42 bin lira) ödemek gerek.
Julith kahve dükkanı, fincanı 42 bin lira olan kahveyi Panama’daki açık artırmadan satın aldı. Sağsöz, 20 kilogramına 600 bin dolar (25 milyon 250 bin lira) ödedi.
Bunun şimdiye kadar bir kahveye ödenen en yüksek fiyat olduğu belirtilirken Julith, rekor fiyata aldığı kahveden Dubai’de 400 fincan satmayı hedefliyor.
Panama’da Baru volkanı yakınlarında yetiştirilen çekirdeklerden yapılan kahvenin özel bir tadı olduğu ifade ediliyor.
Fincanda, yasemin gibi çoğunlukla beyaz çiçekler ve portakal, mandalina, bergamot gibi narenciye aromaları ile kayısı ve şeftali gibi çekirdekli meyvelerin hafif kokuların hissedileceği aktarıldı.
Asyalı alıcılar ve kahve çekirdeği koleksiyonerleri de bu özel kahveden almak için sıraya girdi.
Ancak Julith, bu kahveyi paylaşmayı planlamıyor. Sadece Dubai emirlik ailesi için bir miktar kahve ayrıldı.
Okumaya Devam Et

Magazin

Blake Lively’ye açılan 400 milyon dolarlık dava düştü

Yayımlandı

üzerinde

Blake Lively'ye açılan dava düşürüldü

ABD’li oyuncu ve yönetmen Justin Baldoni’nin eski rol arkadaşı Blake Lively’ye “itibarını zedelediği” gerekçesiyle açtığı 400 milyon dolarlık karşı dava, mahkeme tarafından kapatıldı.

ABD basınında yer alan haberlere göre New York Federal Yargıcı Lewis Liman, Baldoni’nin açtığı davaya ilişkin kararını açıkladı.

Liman, Baldoni ve yapım şirketi Wayfarer Stüdyosu’nun 400 milyon dolarlık dava iddialarını yenilemek için verilen sürede herhangi bir başvuruda bulunmadığını belirterek, davayı tamamen düşürdü.

Lively’nin eski rol arkadaşı Baldoni’ye açtığı dava ise devam ediyor. Mahkeme, 17 Ekim’de taraflara davanın nihai olarak kapatılabileceğine dair bildirimde bulunmuş, yalnızca Lively tarafı yanıt vererek kararın kesinleştirilmesini istemişti. Yargıç Liman, 9 Haziran’da Baldoni’nin, Lively’ye karşı açtığı “karalama kampanyası” davasını, suçlamaları yetersiz bularak reddetmişti. SETTE İDDİALAR HAVADA UÇUŞTU Aralık 2024’te açtığı davada Lively, Baldoni’nin yanı sıra basın danışmanı ve sahibi olduğu Wayfarer Stüdyosu’ndan şikayetçi olmuş ve oyuncuyu “taciz”le suçlamıştı. Lively, şikayetinde, Baldoni’nin setteyken “izinsiz olarak” karavanına girdiğini ve film çekimleri sırasında “doğaçlama” fiziksel temasta bulunduğunu iddia etmişti. Filmin yönetmeni ve başrolü Baldoni’nin yanı sıra diğer yapımcılarla toplantı yapıldığını belirten Lively, bu görüşmeye kendisi gibi oyuncu eşi Reynolds’un da katıldığını ve set koşullarını iyileştirmeye yönelik plan yapıldığını ifade etmişti.

Lively, çekimlerinin tamamlanmasının ardından da Baldoni ve ekibinin, iç mesajlaşmaların görüntülerini paylaşarak kendisi hakkında “karalama kampanyası” başlattığını iddia etmişti.

Justin Baldoni ise söz konusu iddiaları reddederek Lively ve eşine karşı dava açmıştı.

Baldoni’nin avukatı Bryan Freedman de setteki tüm görüntülerin yanı sıra özel mesajları ve e-postaları yayımlayacağını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar