Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Adana’da çift çelik kapılı kumarhaneye baskın — 49 kişi suçüstü yakalandı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 17.09.2025
Saat: 22:42 (son güncelleme)
Okuma süresi: 2 dakika

Adana Seyhan’da emlak ofisi görünümlü kumarhaneye polis koçbaşıyla girdi. 2’si kadın 49 kişi suçüstü yakalandı; toplam 453.103 TL idari para cezası uygulandı. İş yeri sahibi “eğlence amaçlı tombala” savunması yaptı.


Olayın detayları

Adana İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Ahlak Büro Amirliği ekipleri, Seyhan ilçesi Tepebağ Mahallesi’ndeki bir iş merkezinde emlak ofisi görünümlü bir dükkânda kumar oynatıldığı ihbarı üzerine operasyon düzenledi. Polis ekipleri, içeriye güçlendirilmiş çift çelik kapıyı koçbaşı ile kırarak girdi ve içeride kumar oynayan 2’si kadın olmak üzere 49 kişiyi suçüstü yakaladı.

Operasyon sırasında kumar oynadığı tespit edilen şahıslara toplam 453.103 TL idari para cezası uygulandığı bildirildi.

İş yeri sahibinin savunması ve soruşturma

Gözaltına alınan iş yeri sahibi A.Ş., ifadesinde “Ofise gelenler tanıdığımdı, eğlence amaçlı tombala oynuyorduk — kumar oynatmadım” şeklinde savunma yaptı. Ancak A.Ş. hakkında “kumar oynanması için yer ve imkan sağlama” suçundan adli işlem başlatıldığı belirtildi.

Operasyonun görüntüleri ve güvenlik önlemleri

Baskın anlarına ilişkin güvenlik kamerası kayıtlarının bulunduğu ve operasyon sırasında kapının koçbaşı ile kırılma anının görüntülendiği, basına yansıyan fotoğraf ve videolarda ekiplerin müdahalesinin yer aldığı bildirildi. Güçlendirilmiş kapı ve kapıda yapılan kırma işlemi, suç örgütlerinin veya yasadışı oyun yerlerinin girişlerini gizlemek için kullandığı yöntemlere örnek teşkil ediyor.

Hukuki süreç ve beklenen işlemler

İl Emniyet tarafından gözaltına alınan şahıslar hakkında idari para cezaları uygulanmış olup, iş yeri sahibi hakkında adli soruşturma devam ediyor. Kamu düzenini sağlamaya yönelik bu tür operasyonlarda, savcılık ve emniyet işlemleri tamamlandıktan sonra şüpheli hakkında ek adli kararlar verilebileceği bildirildi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

SON DAKİKA — Suudi Arabistan ile Pakistan “Stratejik Karşılıklı Savunma Anlaşması”nı resmen imzaladı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih & Saat: 17 Eylül 2025, 22:41 (TSİ) · Okuma süresi: 4–5 dakika
Haber kaynağı (temel): Reuters, AP, Al Jazeera, Arab News, Chatham House.

Suudi Arabistan ve Pakistan bugün Riyad’da, Al-Yamamah Sarayı’nda düzenlenen törenle “Stratejik Karşılıklı Savunma Anlaşması”nı imzaladı. Ortak açıklamaya göre; “herhangi birine yönelik saldırı, her ikisine yönelik saldırı sayılacak” hükmü anlaşmanın ana maddelerinden biri olarak yer alıyor. Anlaşma ayrıca ortak askeri tatbikatlar, istihbarat paylaşımı ve savunma teknolojisi iş birliği başlıklarını da kapsıyor.

Anlaşmanın ana maddeleri (kısa)

  • Karşılıklı savunma maddesi: Bir tarafa yapılan saldırının diğer tarafa yapılmış sayılması ilkesi.

  • Ortak tatbikatlar ve istihbarat paylaşımı: Düzenli ortak tatbikatlar, planlama ve istihbarat değişimi taahhütleri.

  • Savunma teknolojisi ortaklığı: Ortak geliştirme, teknoloji transferi ve eğitim alanlarında genişletilmiş iş birliği.

  • Bölgesel güvenlik koordinasyonu: Orta Doğu’daki tırmanışlar nedeniyle bölgesel koordinasyon ve caydırıcılığın güçlendirilmesi hedefleniyor.

Neden şimdi? (kısa bağlam)

Yetkililer anlaşmanın “yıllara dayanan görüşmelerin kurumsallaşması” olduğunu söylerken, bölgedeki son dönemdeki gerilimler—özellikle Katar’daki (Doha) saldırı iddiaları ve Gazze’deki çatışmaların yarattığı belirsizlikler—anlaşmanın zamanlamasını açıklayan faktörler arasında gösteriliyor. Uzmanlar, bu hamlenin Körfez ülkelerinin güvenlik stratejilerinde çeşitlenmeye işaret ettiğini belirtiyor.

Uzman analizi & öne çıkan endişeler

  • Reuters’e konuşan üst düzey Suudi kaynaklar, anlaşmanın “özgül bir olaya tepki” değil, uzun yılların kurumsallaşması olduğunu vurguladı, ancak bunun bölgedeki stratejik dengeleri değiştirebileceği uyarısı yapıldı.

  • Bazı analistler, iki ülkenin ilişkisini “stratejik ortaklık” seviyesine yükseltecek bu adımın, Körfez’de ABD’ye dayalı güvenlik mimarisine duyulan güvensizlikle bağlantılı olduğunu söylüyor. (Bunun arka planında bölgedeki saldırı iddiaları ve ABD-İsrail-Bölge ilişki dinamiklerindeki gerilimler bulunuyor.)

  • Pakistan’ın nükleer kabiliyeti nedeniyle “nükleer alanın bu anlaşmaya nasıl yansıyacağı” en çok tartışılan soru başlıklarından. Reuters muhabirinin sorduğu noktaya üst düzey Suudi yetkili “bu kapsamlı bir savunma anlaşmasıdır; tüm askeri imkanları kapsar” diye yanıt vererek belirsizliği korudu — yani nükleer işbirliğinin sınırları henüz netleşmedi. Bu belirsizlik, diplomasi ve silah kontrolü çevrelerinde dikkat çekiyor.

Olası bölgesel ve küresel etkiler

  • Körfez güvenlik mimarisi: Anlaşma, Körfez ülkelerinin güvenlik stratejilerinde ABD’ye bağımlılığı azaltma eğilimi içinde oldukları yorumlarına güç veriyor; bu, askerî iş birliklerinin çeşitleneceği anlamına gelebilir.

  • Hindistan-Pakistan dengesi: Riyad’ın aynı zamanda Hindistan ile geliştirdiği ilişkileri vurgulayarak denge kurmak istediği belirtiliyor; yine de Pakistan’ın nükleer statüsü bu denklemi daha kırılgan hale getiriyor.

  • Silahlanma ve teknoloji transferi riskleri: Anlaşma kapsamında teknoloji transferi ve ortak geliştirilecek sistemler, bölgesel silahlanmayı ve teknoloji yayılımını hızlandırabilir; uluslararası denetimler ve hukuki çerçeveler ileride tartışma konusu olacak.

Hukuki/uygulama (pratik) soruları — kısa liste

  • Caydırıcılık nasıl işletilecek? (Askerî faaliyet, hava/deniz/karada hangi mekanizmalar devreye girecek?)

  • İstihbarat paylaşımı protokolleri nasıl düzenlenecek? (Hukuki sorumluluk, sızma/istismar riskleri)

  • Savunma teknolojisi transferinin sınırları neler olacak? (Üçüncü ülkelere etkiler, ihracat kontrolleri)

  • Nükleer boyut: Pakistan’ın nükleer kapasitesinin doğrudan bir “sağlanan nükleer örtü”ye dönüşüp dönüşmeyeceği belirsiz — resmi metinler ve ikili protokoller açıklanınca netleşecek.

Tören, katılımcılar ve resmî açıklamalar

Törene Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif katıldı; Pakistan Genelkurmay Başkanı da görüşmede hazır bulundu. Her iki ülke devlet medyası ortak açıklamayı yayımladı ve anlaşmanın “kardeşlik, stratejik ortaklık ve bölgesel istikrar” hedeflerine hizmet edeceği vurgulandı.

Ne olacak — bir sonraki adımlar

  1. Detaylı uygulama protokolleri (tatbikat takvimleri, istihbarat kanalları, teknoloji anlaşmaları) önümüzdeki haftalarda açıklanacak.

  2. Bölgesel aktörlerin ve Batı’nın tepkileri takip edilecek; bu tür anlaşmaların diplomatik yankıları olabilir.

  3. Uluslararası hukuki/denetim mekanizmaları ve nükleer silah kontrolü çevreleri, anlaşmanın olası sonuçlarını yakından izleyecek.


Kısa Arka Plan Zaman Çizelgesi

  • 2015–2024: Pakistan ile Suudi Arabistan arasında düzenli tatbikatlar, eğitim ve savunma iş birlikleri devam etti.

  • 2025 (erken aylar): Yüksek düzey askeri toplantılar ve JMCC görüşmeleriyle iş birliği yoğunlaştı.

  • 9 Eylül 2025: Doha’daki saldırı iddiaları bölgesel güvenlik endişelerini artırdı — açıklanan bağlam anlaşmanın zamanlamasında etkili oldu

  • 17 Eylül 2025: Stratejik Karşılıklı Savunma Anlaşması imzalandı.


Uzman Görüşü (özet, kaynaklara dayalı):
Uzmanlar genel olarak anlaşmanın “kurumsallaştırma” niteliğinde olduğunu, ancak nükleer boyut ve uygulama detaylarının belirsiz kalmasının diplomasi ve denetim tartışmalarını beraberinde getireceğini söylüyor. Suudi stratejistlerin niyetinin bölgesel caydırıcılığı güçlendirmek ve güvenlik ortaklıklarını çeşitlendirmek olduğu analizleri öne çıkıyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Emekli Albay Orkun Özeller tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 17 Eylül 2025
Saat: 16:17 (ilk resmi duyuruların yayınlandığı zaman)
Okuma süresi: ~3 dakika

Emekli Albay Orkun Özeller, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin şikâyeti üzerine hakkında verilen gözaltı kararının ardından adliyeye teslim oldu ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla tutuklandı. Olayla ilgili işlemler ve avukat açıklamaları adliyede sürdü.


Olayın kronolojisi ve savcılık işlemleri

Ordu Adliyesi’ne giden Orkun Özeller hakkında, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik sosyal medya ve açıklamalarına ilişkin suç duyurusunun ardından “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve hakaret iddialarıyla gözaltı kararı çıkarıldı. Kararın ardından Özeller, adliyeye gelerek ifadesini verdi; soruşturma savcılığı tarafından tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildi ve tutuklama kararı verildi.

Suçlamanın içeriği ve resmi açıklamalar

Soruşturma dosyasında, Özeller’in kamuoyuna yönelik yaptığı bazı açıklamaların ve paylaşımların “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” kapsamında değerlendirildiği ve bunun üzerine ilgili kişinin (Bahçeli) şikâyetçi olduğu belirtildi. Adliyede avukatının yaptığı açıklamalarda ise müvekkilinin sosyal medya üzerinden gelen tehdit ve hakaretlere uğradığı; bu yönlü şikâyetlerin de bulunduğu fakat bu şikâyetler yönünde işlem yapılmadığı iddia edildi.

Avukatın ve tarafların açıklamaları

Özeller’in avukatı, müvekkilinin ifade verme sürecinde hukuki haklarını kullandığını ve tutuklama kararına itiraz edileceğini belirtti. Avukat basına, müvekkilinin sosyal medya üzerinden yoğun tehdit ve hakaret aldığını, bu şikâyetlerin de soruşturma kapsamında dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Yine bazı yerel ve ulusal kaynaklarda, Özeller’in teslim olurken ve savunma verirken gösterdiği tutumla ilgili ayrıntılar yer aldı.

Kamuoyu ve tepkiler

Olay kısa sürede sosyal medyada geniş yankı buldu; bazı kullanıcılar tutuklama kararını haklı bulurken bazı kesimler ifade özgürlüğü vurgusu yaptı. Ayrıca Özeller’in açıklamalarının ardından kendisine yönelik ölüm tehditleri ve ağır tepkiler geldiğine dair haberler de paylaşıldı; bu iddialar soruşturma kapsamında değerlendiriliyor.


Ne olacak? Hukuki süreç nasıl ilerler?

  • Tutuklama kararı sonrası savunma avukatları üst mahkemelere itiraz ve itiraz hukuku çerçevesinde başvurular yapabilir.

  • Sulh ceza hâkimliği kararına karşı bir üst merciye itiraz yolları ve tutukluluğun devamı/nakli gibi uygulamalar gündeme gelebilir.

  • Soruşturmanın yöneldiği suçlamalar ceza hukukunun ilgili maddeleri kapsamında değerlendirilecek; delillerin toplanması, ifade tespitleri ve dijital verilerin incelenmesi süreçte belirleyici olacaktır.


Kısa notlar / Bilinmesi gerekenler

  • Haberde verilen bilgiler, yetkili makamların ve güvenilir haber kaynaklarının yayımladığı ilk verilere dayanmaktadır. İlerleyen saatlerde savcılık ve mahkeme açıklamalarıyla yeni bilgiler gelebilir.

Okumaya Devam Et

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İsrail’e sert yanıt: “Kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 17.09.2025 · Saat: 16:30
Okuma süresi: 5 dk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Bağlıca’da düzenlenen Dışişleri Bakanlığı Yerleşkesi Temel Atma Töreni sırasında İsrail yönetimine yönelik sert ifadeler kullandı; konuşmasında “Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek” diyerek Kudüs konusunda geri adım atılmayacağını vurguladı.


Konuşmanın ana başlıkları

  • Erdoğan, konuşmasında Kudüs’ü “2 milyarı bulan İslam aleminin ortak davası, hafızası ve mirası” olarak nitelendirdi ve Doğu Kudüs üzerindeki haklardan geri adım atılmayacağını söyledi.

  • İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Kudüs ile ilgili son açıklamalarına (“Burası bizim şehrimiz…”) doğrudan yanıt verdi; Erdoğan söz konusu çıkışı “namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz” sözleriyle eleştirdi.

  • Konuşmada, Erdoğan 1990’ların sonuna (yaklaşık 27 yıl öncesine) ilişkin hatırlatmada bulunarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki duruşa işaret etti ve bu tavrın unutulmayacağını belir


Netanyahu’nun iddiası ve tarihi arka plan

İsrail tarafında gündeme gelen çıkışın bağlamı, Netanyahu’nun Kudüs’te yaptığı konuşmada 1998 tarihine dair paylaştığı anekdottu: Netanyahu, 1998’de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’dan İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Siloam (Şiloam) Yazıtı ile ilgili talepte bulunduğunu, ancak o dönemdeki politik hassasiyetler nedeniyle talebinin karşılanmadığını öne sürdü. Bu iddia, iki ülke arasında yeni bir tartışma başlattı.

Siloam Yazıtı’nın Türkiye’deki konumu ve tarihi önemi uzun yıllardır kamuoyunda biliniyor: Yazıt, 19. yüzyılda İstanbul Arkeoloji Müzesi koleksiyonuna geçmiş ve İsrail-Türkiye arasında zaman zaman gündeme gelen kültürel miras taleplerinin merkezinde yer almıştı.


Neden şimdi gerildi? (Kısa analiz)

  1. Netanyahu’nun Kudüs söylemi: Netanyahu’nun “Kudüs bizimdir” vurgusu, bölgedeki tırmanan gerilimle birlikte Türkiye’de sert bir tepki aldı; Erdoğan da bunu hedef alan bir cevap verdi.

  2. Siloam Yazıtı iddiası: 1998 referansı, hem tarihsel bir arka plan sundu hem de iki ülke arasındaki kültürel/milli hissiyat üzerinden yeni bir tartışma başlattı.

  3. Siyasi söylem ve görünürlük: Erdoğan’ın sözleri, hem iç siyasette bir kitleye hitap etme hem de dış politikada kendi duruşunu netleştirme amacı taşıyor gibi değerlendiriliyor. (Bu değerlendirme kaynakların haber aktarımlarına dayanılarak özetlenmiştir.


Ne söylüyor kaynaklar?

  • Resmî konuşma metni ve etkinlik bilgileri, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve haber ajanslarında yayımlandı; AA ve diğer ulusal kaynaklar Erdoğan’ın “kuyruk acısı” ifadesini ve 27 yıl gönderimini aktardı.

  • Netanyahu’nun konuşması ve 1998 hatırlatması farklı uluslararası ve yerel medya organlarında yer aldı; söz konusu anı Siloam Yazıtı bağlamında haberleştirildi.


Kısa sonuç / Son durum

Erdoğan’ın açıklaması Türkiye-İsrail hattında yeni bir diplomatik sürtüşmeye işaret ediyor: Kudüs’e ilişkin millî ve duygusal hassasiyetler, tarihsel miras iddialarıyla (Siloam Yazıtı anlatısı) birleşince karşılıklı sert ifadeler tekrar yükseldi. Gelişmelerin diplomatik yansımaları ve olası resmi temaslar önümüzdeki günlerde takip edilmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar