Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

ABD’de Türkiye karşıtı eski senatör Menendez’in eşi de suçlu bulundu

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye karşıtlığı ile bilinen ve yolsuzluk ile rüşvet nedeniyle 11 yıl hapis cezasına çarptırılan eski ABD Senatörü Bob Menendez’in eşi Nadine Menendez, kocasının işlediği suçlarda rolü olduğu gerekçesiyle açılan dava kapsamında Manhattan Federal Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.

58 yaşındaki Nadine Menendez, rüşvet, dürüst hizmet dolandırıcılığı ve kamu görevlisinin yabancı bir ajan gibi hareket etmesi için komplo kurmak dahil kendisine yöneltilen 15 suçlamanın tamamından suçlu bulundu.

Manhattan Başsavcı Vekili Matthew Podolsky, karar sonrasında yaptığı açıklamada “Nadine Menendez ve Senatör Bob Menendez suç ortağıydı. İkisi, kendi çıkarlarını ve açgözlülüklerini Senatör Bob Menendez’in hizmet etmek üzere seçildiği vatandaşların çıkarlarının önüne koydular” ifadelerini kullandı. Nadine Menendez’in alacağı cezanın 12 Haziran’da açıklanacağı bildirildi.

BOB MENENDEZ 11 YIL HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

Eski Demokrat ABD Senatörü Bob Menendez, yetkisini New Jersey’den birkaç iş adamı ve Mısır hükümetine yardım etmek için kötüye kullanmakla suçlanmıştı. Menendez’in söz konusu faaliyetler karşılığında altın külçeler, nakit para ve lüks araba dahil maddi kazanç elde ettiği iddia edilmişti.

Bu kapsamda açılan yolsuzluk ve rüşvet davasında yargılanan Menendez, soruşturmalara yönelik baskı kurarak adaleti engellemek ve yabancı ülke adına faaliyetlerde bulunmak dahil 16 ayrı suçlamanın tamamından suçlu bulunmuştu. Gelişmelerin ardından Senato’daki görevinden istifa eden Menendez, mahkeme tarafından 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

NADİNE MENENDEZ’İN YARGILANMASI ERTELENMİŞTİ

Nadine Menendez’in ise rüşvet ile elde edilen yasa dışı paranın kontrolünde ve Mısırlı yetkililerden gelen taleplerin Bob Menendez’e iletilmesinde rol aldığı iddia edilmişti. Kocası Bob Menendez ile birlikte hakim karşısına çıkarılması planlanan Nadine Menendez’in yargılaması, kanser tedavisi görmesi nedeniyle ertelenmişti.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Erdoğan’dan Güçlü Mesaj: “Gazze’de Omuz Omuza Şükür Namazı Kılacağız”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Yaz Okulları Finali’nde Gazze’ye ilişkin güçlü bir destek mesajı verdi. “O kutlu gün geldiğinde, inşallah Gazze’de omuz omuza şükür namazı kılacağız” sözlerinin perde arkası ve bölgesel yansımalarını bu makalede keşfedin.

1. Konuşmanın Yapıldığı Zaman ve Mekân

1 Ağustos 2025 günü Beşiktaş TÜPRAŞ Stadyumu’nda düzenlenen TÜGVA Yaz Okulları Finali Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkına yönelik Türkiye’nin kararlı duruşunu bir kez daha vurguladı. Programın başlangıcında gençlere hitap eden Erdoğan, konuşmasının odağını Gazze’ye ve oradaki insanlık dramına yoğunlaştırdı.

2. “Omuz Omuza Şükür Namazı” Mesajının İçeriği

Erdoğan, Gazze’de yaşanan insanlık trajedisine işaret ederek, “Gazzeli kardeşlerimiz öz yurtlarında ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde, Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Kardeşlerimizle birbirimize muhabbetle sarılacak, kucaklaşacak, inşallah hep beraber omuz omuza şükür namazı kılacağız” ifadelerini kullandı.

Bu vurgu, hem siyasi hem de manevi anlamda Türkiye’nin Filistin davasına verdiği önemi simgeleyen güçlü bir geleceğe dair umudu yansıtıyor.

3. Konuşmanın Politik Bağlamı

Erdoğan, konuşmasında muhalefetin Filistin’e yönelik sözlerini de eleştirerek “Düne kadar topraklarını savunan Gazzelilere ‘terörist’ diyen siz değil miydiniz?” diyerek tepki gösterdi. Bu bölüm, Türkiye iç politikasında Filistin konusunda sert tartışmaların sürdüğüne işaret ediyor.

4. Bölgesel ve Uluslararası Etkileri

  • Filistin İntifadası ve Türkiye: Erdoğan’ın mesajı, Türkiye’nin Filistin yönetimiyle yürüttüğü diplomatik temasları kuvvetlendirebilir.

  • İslam Dünyasındaki Yansımalar: Mekke – Medine hattında yükselen dayanışma çağrılarına ek olarak, Gazze’de yapılacak sembolik bir namaz, tüm İslam dünyasındaki dayanışma duygusunu pekiştirebilir.

  • Batı Dünyası Tepkisi: İsrail-Filistin krizinde aktif rol oynayan Türkiye’nin bu tür açıklamaları, özellikle Avrupa Birliği ve ABD’de diplomatik yankı yaratma potansiyeline sahip.

5. Gazze’deki Mevcut Durum

Birleşmiş Milletler, Gazze’de son iki günde gıdaya ulaşmaya çalışırken 100’den fazla kişinin öldüğünü raporladı. Bu ağır tablo, Erdoğan’ın “zulmün sona erdiğini göreceğiz” mesajının ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.

6. Türkiye’nin Yardım ve İşbirliği Projeleri

  • İnsani Yardım Sevkiyatları: Son 6 ayda Türkiye’den Gazze’ye gönderilen gıda ve tıbbi malzeme destekleri hız kesmeden devam ediyor.

  • Eğitim ve Sağlık İşbirlikleri: TÜGVA, AFAD ve Kızılay ortaklığıyla yürütülen projeler, Gazze’deki okulların ve hastanelerin onarımını içeriyor.

7. Sonuç ve Beklentiler

Erdoğan’ın “Gazze’de şükür namazı” ifadesi, siyasi söylemin ötesinde sembolik bir umut ışığıdır. Eğer uluslararası arenada gerekli barış ortamı tesis edilebilirse, Türkiye liderliğinde düzenlenecek bu sembolik ibadet, Filistin halkının özgürlük mücadelesine manevi bir destek sunacaktır.

Okumaya Devam Et

Gündem

İBB soruşturmasında 9 tutuklama talebi

Yayımlandı

üzerinde

Aziz İhsan Aktaş suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında, İBB’ye bağlı İSFALT ve ‘deki ihalelere fesat karıştırdıkları iddiasıyla gözaltına alınan aralarında İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in de bulunduğu 25 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Sağlık kontrolüne götürülen şüpheliler, daha sonra Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.

Şüphelilerden 9’unu tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk eden savcılık, Demet dahil 16 şüpheli hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasını istedi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında örgüt üyelerinin İSFALT ve ‘den aldığı ihalelere fesat karıştırdıklarının belirlenmesi üzerine çalışma başlatılmıştı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, ihale komisyonlarında yer alan kişilerin de aralarında olduğu şüphelilerin yakalanmasına yönelik İstanbul, Antalya, Çanakkale, Trabzon, Bursa ve Giresun’da operasyon düzenlenmiş, 25 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Operasyonda gözaltına alınan 25 şüpheli şöyle sıralanmıştı:

“İETT Genel Müdürü İrfan Demet, İETT Araç Bakım Onarım Daire Başkanı Kazım Taylan Sever, İETT Mali Hizmetler Daire Başkanı Şeyhmus Oral, İETT İkitelli Garaj Şube Müdürü Halil İbrahim Kaya, İETT İhale İşleri Şube Müdürü Cevdet Akarsu, İETT Muhasebe Şube Müdürü Ali Haydar Topçu, İETT Araç Bakım Planlama ve Koordinasyon şefi Ülkü Kaya, İSFALT Satın Alma Müdürü Rana Uysal, İSFALT Genel Müdür Yardımcısı Sencer Hacıoğlu, İSFALT İdari İşler Müdürlüğü’nde şef Göktunç Şentürk, İSFALT Avrupa Yakası Uygulama Müdürlüğü’nde şef Erenay Delipınar ve Ahmet Savaş, İSFALT İdari İşler Müdürlüğü’nde uzman Murat Delice, İSFALT İdari İşler Müdürlüğü’nde görevli müdür Murathan Altınışık, Oktay Aktaş, Mehmet Karataş, Zafer Sola, eski İSFALT Genel Müdürü Burak Sıralı, Halil Yanmaz, eski Satın Alma Daire Başkanı Taşkın Ilıca, Kağıthane Garaj Şube Müdürü Samet Alptuğ Arıkan, Yunus Garajı Şube Müdürü Şevket Eygi, eski Araç Bakım Onarım Dairesi Başkanı Vahdet Melikoğlu, eski İSFALT Genel Müdür Yardımcısı Levent Tunca, Veli Rıdvanoğlu”

Okumaya Devam Et

Gündem

AYM’den boşanma davalarının seyrini değiştirecek karar

Yayımlandı

üzerinde

Uzun süren boşanma davalarına ilişkin önemli bir karar alındı.

, uzun süren boşanma davalarının hak ihlaline yol açtığına hükmetti.

Yüksek Mahkeme’ye başvuran başvuran N.Ç. ile diğer başvurucular, boşanma davalarına ilişkin sürecin uzaması nedeniyle yeniden evlenme ve aile kurma hakkından mahrum kaldıklarını ileri sürdü.

AYM, N.Ç. ve diğer başvurucuların dosyasını birleştirerek, karara bağladı.

14 Mayıs 2025 tarihinde oybirliğiyle verilen kararda, N.Ç.’nin taraf olduğu başvuru dışında diğer başvurucuların taraf oldukları boşanma davalarında yargılamaların kesinleştiği, hepsi de çekişmeli olan davaların yaklaşık 5 ile 10 yıl arasında bir sürede sonuçlandığının görüldüğü belirtildi.

N.Ç.’nin taraf olduğu davanın ise 9 Kasım 2016 tarihinde açıldığı ve halen devam ettiğine dikkat çekildi.

AYM kararında, evlenme hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12’nci maddesi kapsamında özel olarak düzenlendiğine işaret edilerek, bu hakkın Anayasa’nın 20’nci ve 41’inci maddelerinde güvence altına alındığı ifade edildi.

“MAKUL SÜREDE TAMAMLANMADI”

Kararda, şu ifadelere yer verildi:

“Yargılamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde başvurucuların yargılama sürecinde takip ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz edilemez.

Bunun yanında yargılamaların uzamasında başvurucuların bir dahlinin bulunduğunun söylenemeyeceği dikkate alındığında somut olayın koşullarında evlenme hakkını zedelemeyecek şekilde gerekli özen yükümlülüğünün gösterilmediği ve yargılamaların sonuç itibarıyla makul bir sürede tamamlanmadığı sonucuna ulaşmak mümkündür.

Böylece devletin boşanma davalarını makul bir sürede sonlandırma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu suretle kişinin özel ve aile hayatını düzenleyebilmesi, aile kurma bağlamında özel hayatına dair kararlar alabilmesi yönünden başvurucuya evlenme hakkını zedeleyecek şekilde külfet yüklendiği değerlendirilmektedir.”

“EVLENME HAKKI İHLAL EDİLDİ”

AYM, açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 20’nci ve 41’inci maddelerinde güvence altına alınan evlenme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Yüksek mahkeme, evlenme hakkının ihlal edildiğinin tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara manevi tazminat ödenmesine de karar verdi.

Bazı başvurucuların maddi tazminat talebi ise reddedildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar