Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

ABD’de güvenlik krizinin odağı olan Signal nedir, yeterince güvenli mi?

Yayımlandı

üzerinde

‘de savaş planlarının yanlışlıkla bir gazetecinin de eklendiği sohbet grubunda konuşulması üzerine başlayan skandal tartışılmaya devam ediyor.

Salı günü CIA başkanı da dahil olmak üzere bir dizi isim Senato karşısında ifade verdi.

CIA Başkanı John Ratcliffe, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın da bulunduğu Signal grubuna yanlışlıkla The Atlantic’in genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg’in de dahil edildiği ortaya çıkmıştı.

Grupta Beyaz Saray yetkililerinin Yemen saldırısının geleceği, gerekçeleri, siyasi sonuçları ve kamuoyuna nasıl anlatılması gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduğu öğrenilmişti.

Signal, açık kaynaklı ve şifrelemeye izin veren bir mesajlaşma uygulaması olduğu için genellikle güvenli görülüyor.

Son olayda federal yetkililerin bile savaş konularını bu uygulamada tartıştığı anlaşılınca Signal daha fazla konuşulmaya başlandı.

SIGNAL BAŞKANI UYGULAMAYI SAVUNDU

ABD’li siyasetçiler bu olayla ortaya çıkan güvenlik açığını hararetle tartışırken, Signal Başkanı Meredith Whittaker, mesajlaşma uygulamasının güvenliğini savundu.

Whittaker, X’teki bir gönderisinde uygulamayı “özel iletişimde altın standart” olarak tanımladı.

“Biz açık kaynaklı, kâr amacı gütmeyen bir kuruluşuz ve sistemimizde meta verileri ve mesaj içeriklerini korumak için (uçtan uca şifreleme) ve gizliliği koruyan teknolojiler geliştirip uyguluyoruz.”,

SIGNAL NEDİR?

Signal, Signal Messenger firması tarafından yönetilen, merkezi (tek elden yönetilen) sunucular üzerinde çalışan, açık kaynaklı ve tamamen şifrelenmiş bir mesajlaşma hizmeti.

Açık kaynak, bir uygulamanın veya hizmetin yazılımının herkesin erişebileceği, görüntüleyebileceği, değiştirebileceği ve dağıtabileceği şekilde halka açılması, patentlenmemesi anlamına geliyor. Açık kaynak yazılımlar, geliştiriciler tarafından sürekli iyileştirilebilir ve özgürce kullanılabilir. Örneğin, Linux ve Firefox gibi projeler açık kaynaklı. Bu sayede güvenlik uzmanları uygulamanın nasıl çalıştığını doğrulayabilir ve güvenli kaldığından emin olabilir.

HANGİ BİLGİLERİ TOPLAR?

Signal uygulamasının sunucularında saklanan kullanıcı verileri şunlar: Telefon numaraları, kullanıcının servise katıldığı tarih ve son oturum açma bilgileri.

Kayıt olmak ve bir hesap oluşturmak için bir telefon numarası gereklidir.

Kullanıcıların kişileri, sohbetleri ve diğer iletişimleri ise kullanıcının cihazında yani telefonunda saklanır ve belirli bir süre sonra konuşmaların otomatik olarak silinmesi seçeneği sunulur.

Şirket, web sitesinde belirtildiği üzere hiçbir reklam almıyor veya hiçbir kuruluşa bağlı değil. Bu yüzden de diğer birçok mesajlaşma uygulamasının aksine Signal, kullanıcı verilerini takip etmez veya depolamaz.

Signal ayrıca kullanıcılara telefon numaralarını başkalarından gizlemesine de olanak tanır.

NASIL ÇALIŞIR?

Signal, uçtan uca şifreleme kullanır.

Uçtan uca şifreleme özelliği, gönderilen içeriklerin yalnızca gönderen ve teslim alan kişi tarafından okunabilmesini ve dinlenebilmesini, mesajların başka hiçbir sunucuda tutulmamasını sağlar. Böylece WhatsApp dahil olmak üzere üçüncü tarafların, mesajların içeriğine erişmesi engellenir.

Bu özellik kabaca şöyle işler: Mesajlaşan taraflar için birer çift anahtar üretiliyor. Gönderilen mesajlar şifreleniyor ve bu şifre yalnızca alıcının elindeki anahtarla açılabilir.

Yani X ve Y mesajlaşırken uca şifrelemeli bir uygulama kullanırsa süreç şöyle işler: Mesajları şifreleyebilen ve şifresini çözebilen anahtarlar, iki kullanıcının da cihazında kayıtlı kalır. Uygulama X’in telefonunda bir anahtar ve Y’nin telefonunda bir anahtar kaydeder. X’in telefonu mesajı anahtarla şifreler, ardından şifrelenmiş mesajı Y’nin telefonuna iletir. Y’nin telefonu anahtarı otomatik olarak devreye sokar ve mesajın şifresini çözer. Böylece Y, mesajın içeriğini görebilir.

Bu, Signal’in kendisinin bile kullanıcıların özel konuşmaları ve aramalarının içeriğine erişemeyeceği ve bunları okuyamayacağı anlamına gelir; böylece kullanıcılarının gizliliği garanti altına alınmış olur.

Bugün WhatsAppd da kullanıcı mesajlarının içeriklerini gizlemek için Signal’in şifreleme sistemini kullanıyor.

NE KADAR GÜVENLİ?

Siber güvenlik firması iVerify’ın sahibi ve akıllı telefon kullanıcılarını bilgisayar korsanlarından koruyan Rocky Cole, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, Signal’in “büyük bir üne sahip olduğunu, güvenlik camiasında yaygın olarak kullanıldığını” söyledi.

Cole, “Signal’de son derece hassas ulusal güvenlik bilgilerinin tartışılmasının yarattığı risk, Signal’in kendisinin güvenli olmamasından kaynaklanmıyor” diye ekledi.

Ancak Cole’ün aktarımına göre Signal kullanmak, hassas verilerin korunması için tek başına yeterli değil. Zira bilgisayar korsanları “cep telefonunun kendisini hackleyebilir, cihazlara uzaktan erişebilir.

“Telefonun kendisi güvenli değilse, o cihazdaki tüm Signal mesajları okunabilir.”

ŞİRKETİN ARKASINDA KİM VAR?

Şirketin web sitesine göre Signal, girişimci Moxie Marlinspike ve Whittaker tarafından 2012 yılında kuruldu.

Şubat 2018’de Marlinspike, WhatsApp’ın kurucu ortağı Brian Acton ile birlikte, şu anda uygulamayı denetleyen kar amacı gütmeyen Signal Foundation’ı kurdu. Acton, müşteri verilerinin kullanımı ve hedefli reklamcılık konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle 2017’de WhatsApp’tan ayrıldı.

Signal’in internet sitesinde, şirketin hiçbir büyük teknoloji şirketine bağlı olmadığı ve hiçbir zaman herhangi bir şirket tarafından satın alınmayacağı belirtiliyor.

KİMLER SIGNAL KULLANIYOR?

Gizlilik savunucuları ve aktivistler tarafından yaygın olarak kullanılan Signal, eskiden daha çok muhaliflerin kullandığı egzotik bir mesajlaşma uygulaması olarak görülüyordu.

Günümüzde ise gazeteciler için bir fısıltı ağına ve hatta devlet kurumları için bir mesajlaşma aracına dönüştü.

Rakibi WhatsApp’ın gizlilik şartlarında tartışmalı bir değişiklik yapılmasının ardından Signal, 2021’de “benzeri görülmemiş” bir büyüme kaydetti. O tarihte WhatsApp, kullanıcı verilerinin Facebook (şu anki adıyla Meta) ile daha fazla paylaşılmasını öngören bir gizlilik politikası güncellemesi duyurmuştu.
Bu güncelleme, işletmelerin WhatsApp üzerinden kullanıcılarla iletişim kurmasına ve bazı verilerin Facebook’un diğer uygulamalarıyla paylaşılmasına izin veriyordu. Bu güncelleme Türkiye’de de büyük tartışmaya yol açmıştı.

Tepkiler üzerine WhatsApp, güncellemenin uygulanmasını ertelemişti. Ancak erteleme adımı, Signal ve Telegram gibi alternatif mesajlaşma uygulamalarının hızla popülerleşmesine engel olamamıştı.

DEVLET AKTÖRLERİNİN SIGNAL KULLANMASI DOĞRU MU?

2017’de ABD Senatosu Silahlı Kuvvetleri personelinin Signal kullanmasını onaylamıştı.

Öte yandan, CCS Insight baş analisti Ben Wood, Donald Trump’ın üst düzey danışmanlarının Yemenli Husi militanlarına yönelik askeri saldırı planlarını Signal’de tartışmasını onaylamadığını dile getirdi.

Reuters’a konuşan Wood, şöyle ekledi:

“Signal’in, uçtan uca şifrelemesi ve çok az kullanıcı verisi toplaması nedeniyle tüketicilere çok güvenli iletişimler sunduğu yaygın olarak kabul edilse de, ulusal güvenlikle ilgili mesajlar için uygun olduğuna inanmak zor.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Bilim insanları bir dinozorda kanser buldu: İnsan tümörüyle aynı tür

Yayımlandı

üzerinde

Romanya’dan araştırmacılar, milyonlarca yıl öncesine ait dinozor fosillerindeki yumuşak dokuları incelerken, günümüzde kanserin nasıl işlediğine ve nasıl tedavi edilebileceğine dair ipuçları buldu.

Araştırma ekibi, 66 ila 70 milyon yıl önce bugünkü Romanya topraklarında yaşamış küçük, inek boyutlarında bir otobur olan Telmatosaurus transsylvanicus adlı dinozor türüne ait fosilleri inceledi.

Yüksek çözünürlüklü mikroskoplarla yapılan analizde, daha önce çenesinde tümör tespit edilmiş bir dinozorun kemiklerinde, kırmızı kan hücrelerine (eritrositlere) benzeyen yapılar bulundu.

Eritrositlere benzeyen bu yapılar, dinozorun çenesindeki tümörle ilişkiliydi. Bu tümörlerin yeri, daha önceki bir çalışma sayesinde biliniyordu.

DİNOZORLAR KANSERLE NASIL BAŞA ÇIKTI?

Araştırmacılar, dinozor dokularında bulunan bu yumuşak doku kalıntılarının, kanserin nasıl ortaya çıktığı ve zaman içinde nasıl evrimleştiğine dair ipuçları verebileceğini belirtiyor.

Balinalar ve filler gibi büyük hayvanlar, kansere karşı kendilerini koruyacak biyolojik yollar geliştirmiş durumda. Araştırma, benzer evrimsel stratejilerin dinozorlarda da gelişmiş olabileceğini düşündürüyor. Bu mekanizmaları anlamak, gelecekte insanlarda kanserin önlenmesi ve tedavisi için yeni yaklaşımlar geliştirilmesine katkı sağlayabilir.

Ancak Science Alert’e göre, bu tür değerli bulgulara ulaşmak için fosillerin dikkatli bir şekilde korunması büyük önem taşıyor.

İNSANLARDA DA GÖRÜLEN BİR TÜR

İncelenen dinozorda tespit edilen tümörün türü, günümüzde insanlarda da görülen ameloblastoma’ydı. Dinozorların Dünya’da milyonlarca yıl boyunca varlık göstermesi, kanserin bu uzun süreçte nasıl değiştiğini ve türlerin buna nasıl adapte olduğunu anlamak için önemli bir fırsat sunuyor.

Özellikle kemik gibi kireçleşmiş dokularda bulunan proteinler, DNA’ya kıyasla daha dayanıklı ve bozulmaya karşı daha dirençli. Bu da onları antik hastalıkları, özellikle de kanseri incelemek için ideal aday haline getiriyor.

Araştırmanın bulguları Biology adlı bilimsel dergide yayınlandı.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Beynine çip takılan ALS hastası, şarkı söylemeye başladı

Yayımlandı

üzerinde

Yapay zeka destekli bir beyin–bilgisayar arayüzü (BCI) ile çalışan cihaz, adamın beyin sinyallerini neredeyse anında sözcüklere çeviriyor, soru sorma gibi anlar için ses tonunu değiştirebiliyor, istediği kelimeleri vurgulayabiliyor ve üç farklı perdede mırıldanmasına olanak tanıyor.

Sistem, kullanıcının konuşma girişimine karşılık oluşan elektriksel beyin aktivitelerini analiz ederek, gerçek zamanlı olarak sesi yeniden oluşturuyor. Bu tür bir cihaz ilk kez sadece kelimeleri değil, aynı zamanda doğal konuşmadaki tonlama, vurgu ve ses perdesi gibi duygusal ve anlamsal öğeleri de başarılı şekilde taklit ediyor.

Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, cihaz kullanıcının söylemeyi amaçladığı kelimeleri beyin sinyallerinden yalnızca 10 milisaniye sonra yapay bir sesle dile getiriyor. Bu, önceki BCI sistemlerine kıyasla büyük bir ilerleme; çünkü eski sistemler ya yanıtı 3 saniye gecikmeyle veriyordu ya da kullanıcının tüm cümleyi tamamlamasını bekliyordu.

Maastricht Üniversitesi’nden, çalışmada yer almayan hesaplamalı sinirbilimci Christian Herff bu gelişmeyi “Konuşmaya yönelik beyin–bilgisayar arayüzlerinde bu, kutsal kaseydi. Artık gerçek, kendiliğinden ve kesintisiz konuşma mümkün” ifadeleriyle yorumladı.

GERÇEK ZAMANLI SES KODLAMA

Çalışmaya katılan 45 yaşındaki adam, kas hareketlerini kontrol eden sinirleri etkileyen bir motor nöron hastalığı olan ALS (Amiyotrofik Lateral Skleroz) nedeniyle konuşma yetisini büyük ölçüde kaybetmişti. Ses çıkarabiliyor ve kelimeleri ağzıyla şekillendirebiliyordu ama konuşması oldukça yavaştı ve anlaşılmazdı.

Hastalığın başlamasından beş yıl sonra, beyninin hareket kontrolüyle ilgili bölgesine 256 adet silikon elektrot yerleştiren bir ameliyat geçirdi. Kaliforniya Üniversitesi Davis’ten sinirbilimci Maitreyee Wairagkar ve ekibi, beynindeki sinyalleri her 10 milisaniyede bir yakalayacak şekilde derin öğrenme algoritmaları geliştirdi. Bu sistem, adamın ne demek istediğini değil, üretmeye çalıştığı sesleri doğrudan çözümlüyor. Bu da önceden tanımlanmış bir kelime dağarcığına bağlı kalmadan, daha doğal ve özgür bir iletişim sağlıyor.

Wairagkar, “Her zaman kelimelerle iletişim kurmayız. Ünlemlerimiz, sözcük dışı sesli ifadelerimiz vardır. Bu yüzden tamamen sınırsız bir yaklaşımı benimsedik” dedi.

Ekip, hastalığın başlangıcından önce adamın verdiği röportajlardan elde edilen kayıtlarla yapay sesi kişiselleştirerek, kendi sesi gibi duyulmasını sağladı.

KISITLAMASIZ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Hasta, cihaz sayesinde kelimeleri heceleyebildi, açık uçlu sorulara cevap verebildi ve daha önce algoritmanın eğitilmediği bazı yeni kelimeleri dahi kullanabildi. Adam, yapay sesin kendi konuşmalarını seslendirmesinin “mutlu hissettirdiğini” ve bunun “gerçek sesi gibi” olduğunu söyledi.

Başka deneylerde ise sistem, adamın cümle kurarken soru mu yoksa düz bir ifade mi söylediğini ayırt edebildi. Ayrıca aynı cümle içinde hangi kelimeyi vurguladığını anlayarak ses tonunu buna göre ayarladı. 

Cenevre Üniversitesi’nden nöromühendis Silvia Marchesotti ise, “Bu sistem, gerçek yaşamda kullanılabilecek bir araca dönüşme potansiyeli taşıyor” diyerek teknolojinin günlük kullanım için uygun hale gelmeye başladığını vurguladı.

BEYİN-BİLGİSAYAR ARAYÜZÜ (BBA) NEDİR?

Medyada beyin çipi diye anılan bu teknolojiye “beyin-bilgisayar arayüzü” (BBA) adı veriliyor.

-bilgisayar arayüzü nedir, nasıl çalışır?

Araştırmacılar ve şirketler insan beynini harici cihazlara bağlamak için yaratıcı çözümler geliştirdikçe BAA alanında da sıradışı ilerlemeler kaydediliyor. Kısacası bu teknoloji alanı, insan beynini bilgisayara bağlamak için geliştirilen tüm yöntemleri kapsıyor.

Teknolojiye ilişkin araştırmalar 1970’lerde Kaliforniya Üniversitesi Beyin Araştırma Enstitüsü’nden nörolog Dr. Jacques J. Vidal’ın gözetiminde başladı. Araştırmacıların hayvan modellerinden ilerlemek için gereken temel teknolojik altyapıyı oluşturması 20 yıldan fazla zaman aldı. 1990’ların ortalarına gelindiğindeyse ilk BBA prototipleri insan kafatasına yerleştirilmeye başlamıştı.

İnsanların daha iyi iletişim kurması ve bilişsel yeteneklerinin artırılması amacıyla çalışan araştırmacılar, yıllar içinde hem invaziv hem de invaziv olmayan BBA teknikleri geliştirildi.

Cerrahi operasyonla beyne müdahale edilerek yerleştirilen çipler invaziv diye nitelenirken, ameliyat gerektirmeyen teknolojilere de invaziv olmayan yöntemler deniyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Türk Telekom’dan İnternet Ücretlerine Büyük Zam: 1 Temmuz 2025’ten İtibaren Geçerli Yeni Tarifeler

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Türk Telekom, sabit internet paketleri, hat işlemleri ve statik IP ücretlerinde yüzde 10–27 arasında zam yaparak 1 Temmuz 2025’ten itibaren yeni tarifeleri yürürlüğe koyuyor. Taahhütlü müşteriler avantajını korurken, taahhütsüz paketlerde fiyatlar ortalama %20 artacak. Detaylı fiyat tablosu için tıklayın.

1. Zam Oranları ve Yürürlük Tarihi

Türk Telekom, sabit internet paketleri, hat işlemleri ve statik IP ücretlerinde yüzde 10–27 arasında değişen oranlarda zam yapacağını açıkladı. Yeni fiyatlar 1 Temmuz 2025 tarihinden itibaren tüm taahhütsüz aboneler ve yeni kullanıcılar için geçerli olacak .


2. Taahhütlü Müşterilerin Durumu

  • Mevcut taahhütlü müşteriler, taahhüt süreleri boyunca mevcut fiyatlardan faydalanmaya devam edecek.

  • Taahhüt yenileme aşamasındaki kullanıcılar ise zamlı fiyatlar üzerinden ücretlendirilecek.

  • Taahhüt bitmeden aboneliğini sonlandırmak isteyenlere, zamlı fiyatlar üzerinden cayma bedeli uygulanacak .


3. Taahhütsüz İnternet Tarifeleri (1 Temmuz 2025)

Aşağıdaki tabloda, ADSL, VDSL ve Fiber taahhütsüz limitsiz paketlerin eski ve yeni fiyatları yer almaktadır :

İnternet Türü / Hız Mevcut Fiyat 1 Temmuz 2025’den İtibaren
12 Mbps’e kadar (ADSL/VDSL/Fiber) ₺755 ₺950
16 Mbps’e kadar (ADSL/VDSL/Fiber) ₺760 ₺970
24 Mbps’e kadar (ADSL/VDSL/Fiber) ₺785 ₺990
35 Mbps’e kadar (VDSL/Fiber) ₺795 ₺1.010
50 Mbps’e kadar (VDSL/Fiber) ₺805 ₺1.020
75 Mbps’e kadar (VDSL/Fiber) ₺825 ₺1.070
100 Mbps’e kadar (VDSL/Fiber) ₺885 ₺1.120
200 Mbps’e kadar (Fiber) ₺1.030 ₺1.300
500 Mbps’e kadar (Fiber) ₺1.375 ₺1.600
1.000 Mbps’e kadar (Fiber) ₺1.720 ₺1.900

4. Tek Seferlik Hizmet Ücretleri

Hat dondurma, kapama, devir, nakil ve statik IP gibi ek işlemlerde de ortalama %20 oranında artış yapıldı. Yeni ücretler şu şekilde güncellendi :

Hizmet Eski Fiyat Yeni Fiyat
Hat Dondurma ₺125 ₺150
Hat Kapama (Dunning) ₺250 ₺300
Devir Ücreti ₺290 ₺385
Nakil Ücreti ₺600 ₺750
Yalın Erişim Ücreti ₺60 ₺75
ADSL‑NDSL Geçiş Ücreti ₺66 ₺80
NDSL Devre Hazırlama Ücreti ₺27 ₺33
Aylık Tekli Statik IP ₺149 ₺175
Yıllık Tekli Statik IP ₺1.490 ₺1.750

5. Resmî Duyuru ve Kaynak

Resmî olarak Türk Telekom’un web sitesinde yayımlanan “1 Temmuz 2025 Tarife Güncellemesi” duyurusunda, sadece taahhütsüz müşterilerin zamdan etkileneceği, mevcut taahhüt sahiplerinin ise fiyat değişikliğine tabi tutulmayacağı belirtildi .


6. Öneriler

  • Taahhütlü Paket Avantajı: Mevcut avantajınızı korumak istiyorsanız, taahhüt sürenizi sonlandırmadan yeni taahhüte geçmeyi düşünün.

  • Paket Değişikliği: Daha yüksek hız veya ek hizmetleri değerlendirirken, yeni fiyat tablosunu mutlaka karşılaştırın.

  • Cayma Bedeli Bilgisi: Taahhüt bitmeden iptal etmeniz durumunda uygulanacak zamlı cayma bedelini göz önünde bulundurun.


Hazırlayan: [FATİH DOĞAN]
Yayın Tarihi: 11 Haziran 2025

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar