Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

Hipotermi nedir, ölümcül mü? Hipotermi belirtileri ve tedavi yöntemi

Yayımlandı

üzerinde

Hipotermi tedavilerinde öncelikle olarak tedavi yöntemi, vücudu normal bir sıcaklığa geri getirmeyi hedeflemektedir. İnsan vücudu kıyafet ile korunmayan bölgelerinde ısı kaybedebilir. Hipotermiye sebep olan koşullar arasında vücut sıcaklığını koruyamayan kıyafetleri kullanmak, soğukta çok uzun süre kalmak, kaza sebebiyle beklenmedik bir şekilde suya düşmek hipotermiye sebep olabilir. Özellikle çocuklar, yetişkinlerden daha hızlı ısı kaybettiğinden hipotermiye karşı daha savunmasızdır. Peki Hipotermi nasıl önlenir?

HİPOTERMİ NEDİR?

Hipotermi, insan vücudunun faaliyet göstermesi için gerekli ısıtıyı ürettiğinden daha hızlı kaybetmesi sonucunda ortaya çıkar. Vücut ısısının tehlikeli derecede düşmesine neden olan acil tıbbi bir durumdur.

Hipotermi tanısı, vücut ısısının 35°C altına düşmesi durumunda ortaya çıkar. Belirtileri ve semptomları ise vücut sıcaklığının düşüklüğüne göre farklılık göstermektedir.

HİPOTERMİ ÖLÜMCÜL MÜ?

Uzun süre soğuğa maruz kalınması durumunda şiddetli hipotermi yaşanabilir. Şiddetli hipotermi ise yaşamı tehdit eden acil bir durumdur. Organların çalışmamasına sebep olduğundan hayati risk oluşturur.

HİPOTERMİ BELİRTİLERİ

Hipotermi genel olarak el ve ayaklarda soğukluk, cilt renginde solukluk, titreme, net olmayan, yavaşlayan konuşma, seste kısıklık, yorgunluk, hafif zihin karışıklığı şeklinde kendini gösterir. İleri hipotermi belirtileri ise vücut hareketlerinde ve koordinasyonunda yavaşlama, sakarlık, baş dönmesi, uyuşukluk, çevreye ilgisizlik, kapl hızında yavaşlama, solunumda yavaşlama, bilinç kaybı, göz bebeklerinde genişleme ve ışığa tepkisizlik, solunum ile dolaşımın durmasıdır.

HİPOTERMİ NASIL ÖNLENİR?

Hipotermi durumunda özellikle çevreye ilgisizlik ve zihinsel karışıklık gibi durumlarda acil çağrı merkezi aranmalı ve uzmandan yardım alınmalıdır. Hasta ile konuşularak veya sarsılarak bilinci kontrol edilmelidir. Bilinç kaybı durumunda ise solunum ve dolaşım yani nabzı kontrol etmek gerekir. Gerekli olunan durumlarda kalp masajı ve suni solunuma başlanmalıdır. Eğer mümkünse hasta sıcak bir ortama taşınmalıdır.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Uzmanlar açıkladı: En sağlıklı uyku pozisyonu hangisi?

Yayımlandı

üzerinde

İngiltere’de Benenden Health adlı sağlık kuruluşunun desteğiyle yürütülen çalışmada, katılımcıların beşte biri alışkanlıklarının genel sağlıkları üzerinde etkili olduğuna inanmadığını söyledi.

Ancak uzmanlara göre, yanlış uyku pozisyonları omurga, eklem ve sinir sisteminde ciddi sorunlara yol açabiliyor.

Benenden Health’ten Dr. Cheryl Lythgoe, özellikle horlama veya uyku apnesi yaşayanlar için en uygun uyku pozisyonunun yan yatmak olduğunu belirtiyor. Ayrıca mide ekşimesi ya da sindirim sorunları yaşayanlar için de sol tarafa dönük yatmak en sağlıklı seçenek olarak öne çıkıyor.

YÜZ ÜSTÜ YATMAK CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇIYOR

Dr. Lythgoe, yüzüstü uyumanın omurga, boyun ve bel bölgesinde aşırı baskıya neden olarak kronik ağrılara ve solunum problemlerine yol açabileceği konusunda uyarıyor. Aynı şekilde, çok sıkı cenin pozisyonunda yatmak da omurganın doğal hizasını bozarak uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Sağlık kuruluşunun baş fizyoterapisti Jordan Dehara ise, uyurken vücut üzerindeki baskıyı azaltmak için yastık kullanımının önemine dikkat çekiyor. Bacaklar arasına yerleştirilen bir yastıkla cenin pozisyonunda yatmak ya da dizlerin altına yastık koyarak sırtüstü uyumak, bel ve kalça üzerindeki yükü azaltabilir. Ayrıca, uygun yastık seçiminin boyun ve omurga sağlığı açısından kritik olduğu vurgulanıyor.

AĞRILARLA UYANANLARIN ÇOĞU ÇÖZÜM ARAMIYOR

Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 40’ı sabahları ağrı, sızı ve sertlik şikâyetleriyle uyanıyor. En sık görülen şikâyetler arasında boyun tutulması (yüzde 31), kas ağrısı (yüzde 29) ve baş ağrısı (yüzde 15) yer alıyor. Ancak katılımcıların yüzde 70’i bu sorunlar için herhangi bir tedavi ya da çözüm arayışına hiç girmemiş.

Tedavi arayanların yüzde 40’ı düzenli egzersizi tercih ederken, yüzde 34’ü reçetesiz ağrı kesici ilaçlara yönelmiş. Buna karşın, yalnızca yüzde 14’ü uyku kaynaklı ağrılarla ilgili bir sağlık uzmanına başvurmuş.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Her gün tüketiliyor ama bu zararını bilen yok: İlaçların etkisini yok edebilir

Yayımlandı

üzerinde

Tarçın uzun süredir antioksidan içeriğiyle ve kalp sağlığına olan katkısıyla öne çıkıyor. Hatta bazı laboratuvar çalışmaları, tarçının Alzheimer hastalığını tetikleyen tau proteinlerinin oluşumunu engelleyebileceğini öne sürüyor. Ancak bu bulgular henüz klinik olarak doğrulanmadı.

Kronik hastalığı olan bireylerin özellikle dikkatli olması gerektiğini belirten Prof. Khan, “Hipertansiyon, diyabet, kanser, astım, depresyon gibi rahatsızlıkları olanlar, herhangi bir takviye kullanmadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışmalı” uyarısında bulundu.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Öfkelenmek kalp krizi geçirmenize neden olur mu? Meğer gizli bir tehditmiş

Yayımlandı

üzerinde

Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz “Sakin ol, yoksa kalp krizi geçireceksin” uyarısı, kulağa abartılı ya da dramatik bir ifade gibi gelebilir. Ancak bilimsel araştırmalar, bu sözün arkasında ciddiye alınması gereken bir gerçek olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, sık ve yoğun öfke patlamaları sadece duygusal tepkiler değil; aynı zamanda kalp sağlığı açısından ciddi riskler taşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar