Politika
Özgür Özel, iftar sofrasında Erdoğan’a seslendi: Hurmanın fiyatı 335 kat artmış, Tayyip Bey’e selam olsun
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bu Sofra Hepimizin” iftar programında; “Tayyip Bey’i de üzmemek için altın hesabını bir kenara bırakıyorum. Ve ona hepinizin huzurunda yeni bir hesap yapıyorum. Altın hesabı değil, hurma hesabı. Hurmanın kilosu Sayın Erdoğan geldiğinde 2002 yılında 2 liraymış, bugün 670 TL olmuş. Yani hurmanın fiyatı 22 yılda 335 kat artmış. En düşük emekli maaşı, bu iktidardan önce 108 kilo hurma alırken bugün sadece 21 kilo hurma alıyor. Buradan Tayyip Bey’e selam olsun. Allah orucunu kabul etsin. Ramazanı iyi geçsin. Ama iktidara geldiği gün 108 kilo hurma alan en düşük emekli maaşı, bugün 21 kilo hurma alıyorsa bu emekliler nasıl geçinsin Tayyip Bey, nasıl geçinsin” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Etimesgut Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı, CHP Kadın Kolları’nın düzenlediği “Bu Sofra Hepimizin” iftar programına katıldı. Özel’e Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar eşlik etti.
Programa ev sahipliği yapan Beşikçioğlu, vatandaşlara hayırlı Ramazanlar diledi. Ardından konuşan Yavaş ise “Hepinize iyi akşamlar diliyorum. Hayırlı ramazanlar diliyorum. Biliyorsunuz toplumumuzun en önemli günlerden birisi Ramazan ayı. Dayanışmanın, paylaşmanın en önemli olduğu günler. Bugünlerde tabii sadece kendimiz oruç tutmakla kalmıyoruz. Kötü sözlere, kötü düşüncelere karşı da oruç tutuyoruz. Ben hepinize nice ramazanlara bayramlara ve güzel günlere ulaşmak dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.
Özgür Özel: “Hiç değilse iftar sofralarındaki konuşmalarda sert siyaset dilini bir terk edelim”
“Hepinize iyi akşamlar. Mübarek Ramazan’ın ilk gününde oruçlar tutuldu. Biraz önce ilk iftarı hep birlikte burada yaptık. Bu organizasyon, bu akşam burada bir arada olmamız Kadın Kolları Genel Başkanımızın, onun yöneticilerinin büyük emeğiyle oldu. İlk iftarda sizlerle bir arada olmak, bugünü sizlerle paylaşmak istedik. Mübarek ramazanın en iyi şekilde geçmesini diliyoruz” diyerek sözlerine başlayan Özel, şunları söyledi:
“Aynı sofrada bir arada oturmaktan büyük mutluluk duyduğum dört güzel evladımızla, anneleriyle sohbet ettik. Herkesin farklı farklı dertleri, hepimizin konuşması gereken çok fazla konu var. Ama iftar sofrası olunca, aylardan ramazan olunca siyaseti çok sert yapmamak, kötü söz söylememek, kötü söz duymamak, duyurmamak, vatandaşın derdi bu kadar boyunu aşmışken bu ayda hiç değilse keskin siyasi tartışmalardan uzak durmak lazım. Geçtiğimiz günlerde rahmetli Necmettin Erbakan’ın oğluyla bir saat sohbet ettik benim onu ziyaretimde. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Başbakan rahmetli Ecevit’ti. Yardımcısı rahmetli Erbakan’dı. Taban tabana zıt görüşler. Bir arada oturmuşlardı ve ülkeleri için koalisyon kurmuşlardı. Bu kurdukları koalisyonla dünyanın en zor işini beraber başardılar. Bütün dünya ‘Yapamazsınız’ dediği halde, Amerika’nın tehditlerine rağmen kimseyi dinlemeyip yavru vatandan gelen çığlığı, sesi cesaretle duydular ve gittiler Kıbrıs Barış Harekatı’nı başardılar. Ambargolardan, saldırılardan, tehditlerden, üstten konuşmalardan hiç çekinmediler. Cesaretliydiler ama bu cesaretleri birbirlerine ya da diğer siyasi rakiplerine kötü söz söylemeyi, hakaret etmeyi gerektirmiyordu. Ecevit de Erbakan da nezaketleriyle hatırlanıyorlar, biliniyorlar. Sonrasında da Türkiye’de çok siyasetçi geldi, geçti bu makamlara. Ama siyasetin dilinin bu dönem kadar gitgide gitgide bu dönem kadar kötü ve sert, rekabetin devlet imkanlarıyla birlikte çok acımasız, haksız olduğu bir zemin hiç olmamıştı. Ben Genel Başkanı olduğum süreci bir vesile ettim. 31 Mart büyük seçim başarısını, ki Türkiye’nin rekortmenlerinden biri burada duruyor. Yüzde 60’a yakın oyla Başkent’i kazandı Mansur Başkan. Bunları vesile ettik. Dedik ki, ‘Biz birinci partiyiz artık. Siyasetin diline de siyasi rekabetin şekline de dikkat edilsin, ilk adımları da biz atalım.’ Millet takdir etti, çok doğru buldu. Ama yaşanan o süreci doğru bulmayan, kutuplaşmadan nemalanan, kötü sözle, kavgayla tarafları birbirinden ayırmaya çalışan bir strateji maalesef yine devreye girdi. Bugün de biraz önce Mansur Başkan söyledi. Ramazanı vesile kılıp yine biz hiç değilse iftar sofralarındaki konuşmalarda sert siyaset dilini bir terk edelim bakalım. Belki milletin takdirinden bunu yeniden birilerinin değerlendirme fırsatı olur diye düşünüyoruz.
“Karşıdaki Trump olunca ‘Aman bir şey söylemeyeyim’ derseniz işte bugün olduğu gibi Filistin’i yalnız bırakırsınız”
Burada konuşulacak şey esas olarak, 1,5 yıldan bu yana Filistin’de yaşanan ateşkes anlaşmasıyla birazcık olsun durulan katliamlar. 1,5 yılda 20 bini çocuk 50 bin Filistinli, İsrail tarafından katledildi. Geçtiğimiz ramazanlarda ‘Aman İsrail’le ticareti kesin, İsrail’le ticareti durdurun’ diye yalvarıyorduk. O zamanlar inkar edenler sonra ortaya çıktı ki neler neler olmuş. Şimdi de maalesef dün neler yaptı, neler oluyor görüyorsunuz. Bütün dünya şaşkınlıkla, ibretle izliyor. Ama Amerikan Başkanı Trump bu sefer de ‘Gazze güzel yermiş. Oralara oteller yapacağım, plajlar yapacağım. Gazzelileri de etraftaki diğer ülkelere yollayacağım, orayı boşaltacağım’ diyor. Buna çok net, çok sert, öyle sana – bana burada söylenen sözlerin bir kıymet-i harbiyesi yok. Bu tavra karşı ta Yaser Arafat’la Bülent Ecevit zamanından başlayan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Filistin’in yanında, Filistin halkının dostu, onların mücadelesini sahiplenen tutumu bugün Trump’ın bu akıl dışı, insanlık dışı, vicdan dışı tutumuna karşı 1974 Barış Harekatı’ndaki cesareti göstermeyi gerektirir. Kötü söz söylemek, siyasi rakiplerine hakaretler etmek, siyasi rakiplerini hapse atmak cesaret değildir. Cesaret, durman gereken yerde durmak, söylemen gereken sözü söylemek, karşıdaki Trump olunca ‘Aman bir şey söylemeyeyim, ağzımızın tadı kaçmasın. Amerika’nın desteği her zaman bana lazım. Ülkemden çok partimin çıkarını gözetirim’ derseniz işte bugün olduğu gibi Filistin’i yalnız bırakırsınız. Onun üzerinde hesaplar yapmaya başlarlar.
“Amerikan askerleri, o postallar, Anadolu’yu kirletemedi”
Bugün 1 Mart. Bundan 22 yıl önce TBMM’de bir tezkere oylandı ve reddedildi. Her sene mezarı başına gittiğimizde rahmetli Baykal’ı anıyoruz. Ama 22 yıl önce yapılan 1 Mart oylamasını şöyle çok kısaca hatırlatmam lazım. 22 yıl önce bugünkü Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihte Amerika Birleşik Devletleri’ne verdiği bir sözden ötürü… Amerika Irak’ı işgale hazırlanırken, ki sonra işgal oldu ve milyonlarca Müslüman öldürüldü. Amerikan askerlerini Mersin Limanı’ndan alıp bizim sınırlarımızın içinden Irak’a sokmaya söz vermişti. Bunun tezkeresi Meclis’e geldi, kendi milletvekillerinin sayısı rahatlıkla bu tezkereyi geçirmeye yetiyordu. Meclis’i Sayın Bülent Arınç yönetiyordu ve Deniz Bey, ‘Bu topraklara, Amerikan postalı bir basarsa bir daha gitmez. Biz burada Amerikan askeri istemiyoruz. Irak’ın işgaline Türkiye üzerinden gidilmesini asla izin veremeyiz’ özünde bir konuşmayı çok etkili şekilde yaptı. Sayın Bülent Arınç, birkaç kez konuşması bittiğinde süresini uzattı ve en nihayetinde yapılan oylamada 99 AK Partili milletvekili bütün CHP’li milletvekilleri ile birlikte oy kullandılar. O Amerikan askerleri, gelseler belki de bir daha hiç gitmeyecekti. Amerikan askerleri, o postallar, Anadolu’yu kirletemedi. Irak’taki katliamın bizim üzerimizden yapılmasına engel oldu. O gün bugün, 22 yıldır o tezkerenin içeriği, 10 yıl geçmesi gerekiyordu Meclis kuralları gereğince. 10’uncu yıl ‘Açıklayın’ dendi, oy verdiler ve reddettiler. Her sene isteniyor, her sene reddediliyor. Çünkü şu görülmesin istiyorlar. O gün bizimle birlikte oy kullanan 99 Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilinin hiçbiri bir daha milletvekili olamadı. O gün bugün açıklanmayan tutanaklarda Deniz Baykal’ın o konuşması asla ve asla aleniyet kazanamadı. Ben 22’nci yılında, o gün oyunu kullanıp da bugün hayatta olmayan başta Sayın Baykal olmak üzere tüm milletvekillerini rahmetle, minnetle anıyorum. O noktada irade gösteren milletvekillerinin bugün yaşayanlarına da buradan; Etimesgut’tan, bu mübarek günde Müslüman kanının akmasına Türkiye’nin alet edilmesine engel oldukları için yürekten bir selam gönderiyorum.
“Ramazan kolisi geçen sene bugün 950 liraydı. Şimdi bin 610 lira”
Son sözüm, bizim masada da konu geçim derdiydi. Hiç şüphem yok, bütün masalarda ve Türkiye’nin dört bir yanındaki iftar sofralarında ya da güçlükle yapılan iftarlarda konu hayat pahalılığı ve ekonomi. Biz bunu tüm yönleriyle anlatıyoruz. Biliyorsunuz altın hesabında emeklilerin durumu; 2002’den bugüne 8 çeyrek altın alabilirken en düşük emekli maaşı, bugün 2,5 çeyrek altına düştü. Her emeklinin 5,5 çeyrek altını kayıp. Yine sekiz temel ürünün, yani ayçiçek yağı, bulgur, pirinç, makarna, nohut, un, kıyma ve çayın içinde bulunduğu ramazan kolisi geçen sene bugün 950 liraydı. Şimdi bin 610 lira. Vatandaşlarımıza bu ramazanda Allah yardımcı olsun. Çünkü devlet yardımcı olmuyor. Ama yardımcı olanlar var. Kim var? Etimesgut Belediye Başkanı var. Sayın Mansur Yavaş var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok kıymetli belediye başkanları var. Hiç şüphe yok ki AK Partili, MHP’li, İYİ Partili, DEM Partili belediye başkanlarının da emekleri, çabaları var bu yoksulluğu ortadan kaldırmak için. Parti ayırmadan bu yokluğa, yoksulluğa bu zor günde kim katkı sağlıyorsa… En çok katkı sağlayanlardan biri yanımda, biri karşımda olmak üzere tüm belediye başkanlarına, partileri ne olursa olsun yürekten teşekkür ediyorum.
“Hurmanın kilosu Sayın Erdoğan geldiğinde 2002 yılında 2 liraymış, bugün 670 TL olmuş”
Tayyip Bey altın hesabına çok kızıyor. ‘Bırak altın hesabını’ diyor. Ben de dedim ya ‘Ramazan’da kalp kırmayacağız, kimseyi üzmeyeceğiz.’ Tayyip Bey’i de üzmemek için altın hesabını bir kenara bırakıyorum. Ve ona hepinizin huzurunda yeni bir hesap yapıyorum. Altın hesabı değil, hurma hesabı. Hepimiz bugün elimizi uzattık bir hurma aldık. O bir hurmayla oruçlarınızı açtınız. O hurmanın kilosu Sayın Erdoğan geldiğinde 2002 yılında 2 liraymış, bugün 670 TL olmuş. Yani hurmanın fiyatı 22 yılda 335 kat artmış. En düşük emekli maaşı, bu iktidardan önce 108 kilo hurma alırken bugün sadece 21 kilo hurma alıyor. Buradan Tayyip Bey’e selam olsun. Allah orucunu kabul etsin. Ramazanı iyi geçsin. Ama iktidara geldiği gün 108 kilo hurma alan en düşük emekli maaşı, bugün 21 kilo hurma alıyorsa bu emekliler nasıl geçinsin Tayyip Bey, nasıl geçinsin? Sayın Erdoğan geldiğinde, 2002 yılında ramazan pidesi 2 liraymış. Bugün 80 TL. Tam 40 kat artmış. 2002’de 1 TL’ye 200 gramlık pideden 2,5 tane alınırken, yani 500 gram, bugün 1 TL’ye 12,5 gram yani bir tırnak kadar pide alınıyor. Bir ekmek 20 gram. 12,5 gram pide alınabiliyor. O yüzden bu yokluğun, bu yoksulluğun, bu sıkıntıların bir an önce ortadan kalkması için bizler hepimiz çok çalışmak durumundayız. Sizler de emekliye, asgari ücretliye, esnafa, memura, çiftçiye sahip çıkmayıp zenginleri koruyan kollayanları değil; bundan sonra yoksulun ve sıkıntıda olanın derdini bilenleri, o derdi çözecekleri başa getirmelisiniz. Böyle de olacağına yürekten inanıyorum.”
Politika
ABD Arabuluculuğunda İsrail ve Suriye Zirvesi: Yeri Belirsiz Toplantı 24 Temmuz’da Gerçekleşecek
Açıklaması
ABD’nin aracılık edeceği, yeri henüz açıklanmayan İsrail–Suriye görüşmesi 24 Temmuz’da yapılacak. Görüşmenin gündeminde güvenlik ve iletişim kanallarının güçlendirilmesi var.
Toplantının Arka Planı
Ortadoğu’da son dönemde Suweyda’daki Dürzi–Bedev çatışmaları ve İsrail’in Suriye içlerine yönelik askeri operasyonları, bölgedeki gerilimi artırdı. Bu bağlamda, ABD’nin özel Suriye temsilcisi Tom Barrack liderliğinde gerçekleşecek toplantı, taraflar arasındaki güvenlik düzenlemeleri ve haberleşme kanallarının güçlendirilmesini amaçlıyor .
Görüşmenin Tarihi ve Yeri
-
Tarih: 24 Temmuz 2025 Perşembe
-
Saat: Henüz açıklanmadı
-
Yer: Resmi kaynaklarca açıklanmadı; “gizli” veya “belirsiz” olarak tanımlanıyor
Not: Toplantı yeri, güvenlik ve diplomatik hassasiyetler nedeniyle kamuoyuyla paylaşılmadı.
Katılımcılar ve Arabulucu Rolü
-
İsrail’den: Üst düzey askeri ve dışişleri temsilcileri
-
Suriye’den: Rejim yetkilileri ve güvenlik bürokrasisinden isimler
-
Arabulucu: ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack
-
Amaç: Güney Suriye’deki çatışma risklerini azaltmak ve ek krizin önüne geçmek .
Gündem Maddeleri
-
Güvenlik Düzenlemeleri: Sınır hattı ve tampon bölgelerdeki statü
-
İstihbarat ve İletişim: Kriz anlarında doğrudan irtibat kanallarının kurulması
-
İnsani Yardım Koridorları: Bölgedeki sivil halkın ihtiyaçlarının karşılanması
-
Gözlem ve Denetleme: Eğitimli gözlem gruplarının görevlendirilmesi
Bölgesel Etkiler ve Beklentiler
-
Gerilimin Azalması: Başarılı bir görüşme, Doğu Akdeniz ve Levant bölgesinde istikrarın önünü açabilir.
-
Diplomatik Süreç: Normalleşme adımları için bir model teşkil edebilir.
-
ABD’nin Rolü: Washington’ın bölgedeki arabuluculuk imajı güçlenecek.
Özet ve Sonuç
ABD’nin arabuluculuğunda düzenlenecek bu kritik zirve, İsrail ve Suriye arasındaki mevcut gerilimi azaltmaya yönelik en üst düzey diplomatik çabalardan biri olarak öne çıkıyor. Toplantı yeri gizli tutulurken, 24 Temmuz’daki bu görüşmenin sonuçları, bölgesel barış ve güvenlik perspektifinden büyük önem taşıyor.
Politika
Erdoğan’dan Sert Netanyahu Çıkışı: “Hitler’i Geride Bıraktı”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, IDEF 2025’te yaptığı Haziran 2025 çıkışında Netanyahu’yu ‘Hitler’i geride bıraktı’ sözleriyle hedef aldı. Bu etkili analizde arka plan, uluslararası tepkiler ve dijital strateji yer alıyor.
GÜNDEM ANALİZİ: “NETANYAHU, HİTLER’İ GERİDE BIRAKTI” SÖZLERİNİN ARKA PLANI VE ETKİSİ
Giriş
22 Temmuz 2025’de İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu “Hitler’i geride bıraktı” sözleriyle sert bir dille ele aldı Bu çıkış, Ortadoğu’daki sıcak çatışmaların gölgesinde hem bölgesel hem küresel siyaseti yeniden hareketlendirdi.
1. Konuşmanın Arka Planı
Ortadoğu’da yükselen gerilimin en önemli dinamiklerinden biri, İsrail’in İran’a ve Filistin’e yönelik güvenlik operasyonları. Erdoğan, konuşmasında İran’ın “meşru müdafaa hakkı”nı savunarak, “İsrail’in haydutluk ve devlet terörü” olarak nitelendirdiği politikalarını eleştirdi . Bu sert tutum, Türkiye’nin bölgedeki nüfuz mücadelesi ve insani dramın odağında yer alma stratejisinin bir parçası olarak okunuyor.
2. “Hitler’i Geride Bıraktı” İddiasının Detayları
Erdoğan, “Netanyahu, Hitler’i çoktan geride bıraktı. Bu acımasızlığı kimse kabul edemez” diyerek doğrudan karşı tarafa yönelik fiili bir suçlama yaptı . Sadece sembolik olarak değil, suçlu ilan etme noktasına varan bu ifade, normal diplomatik üslubun çok ötesinde bir yaklaşımı simgeliyor.
3. Türkiye-İsrail İlişkilerinde Yeni Bir Dönem mi?
Türkiye ve İsrail ilişkileri, geçmişte inişli çıkışlı bir seyir izlemiş; 2010 Mavi Marmara baskını sonrası diplomatik kriz derinleşmişti. Erdoğan, daha önce de çeşitli konuşmalarında İsrail liderlerini Hitler’e benzetmiş; Haziran 2025’te ise İsrail operasyonlarını “devlet terörü” olarak nitelemişti . Bu son açıklama, iki ülke arasında normalleşme umutlarını bir kez daha ertelemiş görünüyor.
4. Uluslararası Tepkiler ve Bölgesel Yansımalar
Erdoğan’ın benzetmesine Birleşmiş Milletler’den “sorumlu dil” çağrısı geldi; BM Sözcüsü, “tüm taraflara itidal ve insani duruş” tavsiye etti. Avrupa Birliği, basın açıklamasında “krizin yatıştırılması” gerektiğini vurgularken, insan hakları örgütleri de dehşet verici bir söylem olarak nitelendirdi . Bu tepkiler, bölgesel barış çabalarının yeniden öncelik kazanması gerektiğini işaret ediyor.
5. Stratejik Değerlendirme
-
Bölgesel Güç Dengesi: Türkiye’nin Ortadoğu’da etkin bir aktör olma isteği güçleniyor.
-
Diplomatik Riskler: Sert söylemler, Türkiye’nin Avrupa ve Batı dünyasıyla ilişkilerinde yeni gerilimlere sebep olabilir.
-
İç Politika Dinamikleri: Seçim öncesi milliyetçi tabanı güçlendirme hedefiyle atılmış adımlar olarak da okunuyor.
Web Arama ve Akıllı Yürütme Stratejisi
-
Anahtar Kelime Araştırması:
-
Google Trends, Ahrefs ve SEMrush ile “Netanyahu Hitler’i geride bıraktı”, “Erdoğan İsrail eleştirisi” gibi terimler analiz edilmeli.
-
Hedeflenen coğrafi bölge: Türkiye (+ Türkiye’nin büyükşehirleri).
-
-
Rekabet Analizi:
-
Rakip haber sitelerinin hangi başlık ve meta açıklamalarını kullandığını inceleyin.
-
Yeni ve özgün bir bakış açısı sunarak sıralama avantajı elde edin.
-
-
İçerik Takvimi ve Sosyal Medya:
-
Haber yayını takvimlendirilip, peak zamanlarda (ör. öğle ve akşam saatleri) paylaşım yapılmalı.
-
Twitter (X), Facebook ve LinkedIn için platforma özel kısaltılmış başlıklar hazırlanmalı.
-
-
Otomatik Bildirim ve İzleme:
-
Google Alerts ile “Erdoğan Netanyahu Hitler” gibi uyarılar kurun.
-
Marketo veya HubSpot gibi araçlarla okuyucu etkileşimini takip edin ve yeniden hedefleme kampanyaları düzenleyin.
-
-
Performans Analizi:
-
Yayın sonrası en az 1 hafta boyunca Serpstat veya Moz Pro ile sıralama değişimleri izlenmeli.
-
Google Analytics üzerinden sayfa görüntüleme, ortalama süre ve hemen çıkma oranına bakılarak içerik iyileştirmeleri yapılmalı.
-
Politika
Ahmed Şara’ya 7 Ayda 3 Suikast Girişimi: Her Defasında Türk İstihbaratı Devredeydi
Açıklaması:
İsrail basını Yedioth Ahronoth’un iddiasına göre, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara son 7 ayda üç ayrı suikast girişiminden sağ kurtuldu. Her saldırıda erken uyarı ve müdahaleyi sağlayan Türk istihbaratı, Şara’nın hayatını kurtardı.
1. Giriş: Bölgesel Siyasette Yeni Bir Safha
8 Aralık 2024’te Beşar Esed’in devrilmesinin ardından Özgür Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Ahmed Şara, göreve gelir gelmez bölgesel dengeleri altüst etti. Ancak son yedi ay içinde üç kez hedef alınması, hem iç hem de dış odakların Şara’ya yönelik ciddiyetini gözler önüne serdi
2. Suikast Girişimlerinin Kronolojisi
2.1. Birinci Girişim: Şam’da Kasrü’l Şaab Çıkışı
-
Tarih & Yer: Mart 2025, Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı “Kasrü’l Şaab” çıkışı
-
Olay: Şüpheli hareketlilik tespit eden Türk güvenlik güçleri, saldırganı anında etkisiz hâle getirdi.
-
Sonuç: Planlanan saldırı önlenerek Şara’nın hayatı kurtarıldı .
2.2. İkinci Girişim: Dera’daki Teşebbüs
-
Tarih & Yer: Mayıs 2025, Ürdün sınırına yakın Dera vilayeti
-
Olay: Konvoy güzergâhında şüpheli iki kişi tespit edildi; rota değiştirilerek ani müdahale gerçekleşti.
-
Sonuç: Yine Türk-Türk iş birliğiyle suikast teşebbüsü suya düştü .
2.3. Üçüncü Girişim: Rutin Güzergâhta Pusu
-
Tarih & Yer: Temmuz 2025, Şam içi sabit güzergâh
-
Olay: Sık kullanılan yolda kurulan silahlı pusu, gelişmiş güvenlik taramasıyla bertaraf edildi.
-
Sonuç: Tehlike son anda fark edilip önlendi, Şara Şam’ı hızla terk etti.
3. Türk İstihbaratının Stratejik Rolü
Yedioth Ahronoth’un haberine göre tüm bu müdahaleler, Türkiye’nin erken uyarı ağı ve konvoy koruma protokolleri sayesinde mümkün oldu. Operasyonlar, MİT ve Özel Kuvvetler’in koordine çalışmasıyla gizlilik içinde yürütüldü; “Şara’nın hayatını Türkler kurtardı” ifadesi bu sürecin özünü ortaya koyuyor
4. Resmî Açıklamalar ve Çelişkiler
-
Suriye Yönetimi: Devlet kaynakları, suikast söylentilerini “temelsiz” ve “düşman propagandası” olarak nitelendirdi.
-
ABD Yetkilileri: Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, tehditlerin “gerçek ve ciddi” olduğunu doğruladı; destek için ağırlıklı olarak Türk istihbaratına güvendiklerini belirtt.
5. Bölgesel ve Uluslararası Etkiler
-
Türkiye‑Suriye İlişkileri: Ankara’nın Şara’ya verdiği destek, iki ülke ilişkilerinde yeni dönemin işaret fişeği oldu.
-
Güvenlik Dinamikleri: Ortadoğu’daki istikrarsızlık, devlet liderlerine yönelik suikast riskini artırırken, bölgesel iş birliğinin hayati önemini ortaya koyuyor.
-
Uluslararası Tepkiler: Hem Batı hem Doğu’nun ilgisi, Şara’nın konumunu güçlendirirken, suikast teşebbüslerinin fail arayışı sürüyor.
Sonuç:
Ahmed Şara’nın üç suikast girişiminden sağ kurtulması, bölgesel iş birliğinin ve istihbarat paylaşımının kritik önemini bir kez daha kanıtladı. Türkiye’nin sağladığı güvenlik desteği, Suriye liderinin hayatta kalmasını mümkün kıldı ve sonraki süreçte bölgesel dengelerin Türkiye‑Suriye ekseninde yeniden şekillenebileceğinin ipuçlarını verdi.
-
Gündem6 gün önce
Sivas’ta Feci Kaza: Yolcu Otobüsü Dağın Yamacına Çarptı, 3 Ölü – 24 Yaralı
-
Gündem1 hafta önce
20 Yıllık Gizem Çözüldü: Pendik’te Gönül Çelen Cinayeti Dosyası Raftan İndi
-
Politika4 gün önce
Ahmed Şara’ya 7 Ayda 3 Suikast Girişimi: Her Defasında Türk İstihbaratı Devredeydi
-
Politika1 hafta önce
Avrupa’nın En Büyük Limanı Rotterdam, İsrail’e Kapanıyor: Silah Taşımacılığı Durdu!
-
Gündem6 gün önce
Kocaeli’de Kan Donduran Cinayet: “Sen Beni Aldatıyorsun” Diyen Eşi Tüfekle Vurdu – İlk İfadesi Ortaya Çıktı
-
Gündem6 gün önce
Ümraniye’de Özel Menzilli Havalı Tüfek Cinayeti: Mobilya Ustası 142 Metre Uzaklıktan Vurularak Hayatını Kaybetti
-
Gündem1 hafta önce
Dürziler İsrail Saldırılarıyla Gündemde: İnanç Sistemlerinde Namaz ve Oruç Neden Yok?
-
Gündem5 gün önce
Etçil Dev Çekirge Şaşırtıyor: Batman’da 20 cm’lik “Etcanavarı” Görüntülendi