Gündem
İkinci Dalga Geldi: Yeni Ünlü Operasyonuyla Uyuşturucu Testi Efsaneleri Yeniden Gündemde
İkinci Dalga Geldi: Yeni Ünlü Operasyonuyla Uyuşturucu Testi Efsaneleri Yeniden Gündemde
Okuma Süresi: 4 dakika
Yayın Tarihi ve Saati:18 Aralık 2025, Çarşamba – 14:00

İSTANBUL, (FatihDoğanMedya) – Ekim ayında başlayan ve onlarca ünlüyü kapsayan uyuşturucu operasyonlarının ikinci büyük dalgası bugün gerçekleştirildi. İşlemlerin başlamasıyla birlikte, testlerin nasıl yanıltılabileceğine dair şehir efsaneleri de yeniden konuşuluyor.
Son Dakika Gelişmeleri:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla düzenlenen operasyonda,İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri 7 adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Operasyon kapsamında dört isim gözaltına alınırken, üç isim hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Gözaltına Alınan İsimler:
· Şarkıcı Aleyna Tilki
· Sosyal medya fenomeni Danla Bilic
· Oyuncu İrem Sak
· Mümine Senna Yıldız (evinde yapılan aramada 5 gram esrar ve aparatı ele geçirildi)
Aranan İsimler:
Operasyon kapsamında adreslerinde bulunamayan oyuncuMelisa Döngel, şarkıcı Yusuf Güney ve Cihan Şenözlü‘yü arama çalışmaları devam ediyor.
Yakalama Kararı Çıkarılan İsimler:
Yurt dışında oldukları tespit edilenŞeyma Subaşı, Şevval Şahin ve Mert Vidinli hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Operasyonların Geri Planı ve Önceki Sonuçlar
Bugünkü operasyon, Ekim 2025’te başlayan ve medya, sanat ve iş dünyasından onlarca kişiyi kapsayan geniş soruşturmanın bir parçası. İlk dalgada gözaltına alınan isimlerden alınan saç ve kan örneklerinin sonuçları geçtiğimiz haftalarda açıklanmaya başlamıştı.
Örneğin, eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ve spiker Ela Rümeysa Cebeci’nin testlerinin pozitif çıktığı bildirilmişti. Bir önceki operasyonda ise oyuncu Birce Akalay, Berrak Tüzünataç, Deren ve Derin Talu kardeşler gibi isimlerin saç testlerinde kokain tespit edildiği iddia edilmişti.
Uyuşturucu Testlerini Yanıltmak Mümkün Mü? Efsaneler ve Gerçekler
Operasyonlarla birlikte, uyuşturucu testlerini geçmenin yollarına dair kulaktan dolma bilgiler ve efsaneler de sosyal medyada yeniden yayılıyor. Ancak adli tıp uzmanları, bu yöntemlerin modern analizler karşısında işe yaramadığını ve hatta şüphe uyandırdığını belirtiyor.
İşte en yaygın efsaneler ve gerçekleri:
❌ Saç Boyatmak veya Kestirmek
· Efsane: Uyuşturucu metabolitleri sadece saçın dış kısmında bulunur; boyatınca veya kestirince kaybolur.
· Gerçek: Maddeler, saç kökünden itibaren saçın iç yapısına (korteks) işler. Boya sadece dış katmanı kaplar. Kesmek ise sadece geçmişi kısaltır; kökten yeni çıkan saçta madde izi taşınmaya devam eder.
❌ Bol Su veya Detoks İçeceği İçmek
· Efsane: Çok su içmek, idrardaki madde konsantrasyonunu seyrelterek negatif sonuç almayı sağlar.
· Gerçek: Tüm adli idrar testleri, numunenin geçerliliğini kontrol eder. Aşırı seyreltik idrar, “geçersiz numune” olarak reddedilir ve testin yenilenmesine yol açar.
❌ Başkasının Temiz Numunesini Kullanmak
· Efsane: Gözetimsiz testlerde başkasının idrarı veya saçı kullanılabilir.
· Gerçek: İdrar testlerinde numune anında sıcaklık kontrolünden geçer (32-38°C). Saç testlerinde ise mikroskobik incelemeyle saçın kime ait olduğu anlaşılabilir. Bu girişimler tespit edildiğinde sonuç geçersiz sayılır ve yasal sonuç doğurabilir.
❌ Tırnak Kesmek
· Efsane: Tırnaklarda da madde birikebileceği için kesmek fayda sağlar.
· Gerçek: Tırnak analizi, yaygın bir birincil test yöntemi değildir. Şüphe durumunda ve özel koşullarda kullanılabilen bir tekniktir. Saç ve idrar gibi standart numunelerde çıkan pozitif bir sonuç için tırnak kesmenin hiçbir etkisi yoktur.
Uzmanlar Uyarıyor: “Vücut Bir Kayıt Cihazı Gibi Çalışır”
Adli tıp alanında çalışan uzmanlar, vücudun uyuşturucu metabolitlerini saç, kan ve idrarda bir kayıt cihazı gibi sakladığını vurguluyor. Bu biyolojik kayıtları, evde uygulanan basit yöntemlerle silmenin bilimsel olarak mümkün olmadığını ifade ediyorlar. Üstelik bu tür manipülasyon girişimleri, laboratuvarlarda kolayca tespit edilebiliyor ve soruşturma sürecini daha da karmaşık hale getirebiliyor.
Gündem
Fransa’da ‘Ölüm Doktoru’na Ömür Boyu Hapis: 30 Hastayı Zehirledi, 12’si Öldü
Fransa’da ‘Ölüm Doktoru’na Ömür Boyu Hapis: 30 Hastayı Zehirledi, 12’si Öldü
· 📅 Haber Tarihi: 18 Aralık 2025
· ⏱️ Okuma Süresi: 4 dakika| saat: 15:00

Fransa’nın doğusundaki Besançon kentinde, 2008-2017 yılları arasında 30 hastayı kasıtlı olarak zehirlemek ve 12 kişinin ölümüne neden olmaktan yargılanan anestezi uzmanı Dr. Frédéric Péchier, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Savcılık, Péchier’i “Fransa adli tarihinin en büyük suçlularından biri” ve “seri katil” olarak nitelendirdi
“Dr. Ölüm” Lakaplı Doktorun Korkunç Suçları Ortaya Çıktı
Fransa’da tıp dünyasını derinden sarsan ve “Besançon Zehirlenmeleri” olarak anılan davanın kararı açıklandı. 53 yaşındaki eski anestezi uzmanı Dr. Frédéric Péchier, meslektaşlarına zarar vermek ve kendi yeteneklerini göstermek amacıyla 12’si ölümle sonuçlanan 30 zehirleme vakasından suçlu bulundu.
Mahkeme salonunda “Hemen tutuklanacaksınız” ifadesiyle cezası açıklanan Péchier’in ifadesiz bir şekilde kararı dinlediği, aile üyelerinin ise gözyaşlarına boğulduğu bildirildi. Péchier’in avukatı karara itiraz edeceklerini duyurdu.
Suçun Ayrıntıları ve Yöntem
· Zehirleme Yöntemi: Péchier’in, aralarında potasyum, lokal anestezikler, adrenalin ve hatta bir antikoagülanın da bulunduğu maddeleri, meslektaşlarının hastalarına bağlanacak serum torbalarına ve anestezi poşetlerine enjekte ettiği belirlendi.
· Amacı: Bu şekilde ameliyat masasındaki hastalarda kalp durması veya kanama gibi acil durumlar yarattığı, ardından “kurtarıcı” rolüyle müdahale ederek hem kendini göstermeyi hem de çatıştığı meslektaşlarını itibarsızlaştırmayı amaçladığı iddia edildi.
· Savcılığın Yorumu: Savcı Thérèse Brunisso duruşmada, Péchier’in bir doktor değil, “öldürmek için tıbbı kullanan bir suçlu” olduğunu söyledi. Savcı Christine de Curraize ise onu “son derece sapık” bir “seri katil” olarak tanımladı.
Mağdurlar ve Hayatları Değişen Aileler
Péchier’in kurbanları 4 yaşındaki bir çocuktan 89 yaşındaki bir hastaya kadar geniş bir yelpazede yer aldı. Davada ifade veren mağdurlar ve aileleri, yaşadıkları travmayı anlattı.
4 Yaşındaki Teddy’nin Dramı:
2016’da rutin bir bademcik ameliyatı geçiren veameliyat sırasında iki kez kalbi duran Teddy, zehirlenmelerden sağ kurtulan en genç kurban. Artık 14 yaşında olan Teddy, mahkemeye gönderdiği yazılı ifadesinde, “Sadece dört yaşındayken, birisinin beni ve hayatımı sorun çıkarmak için kullandığını anlıyorum” dedi. Babası Hervé Hoerter Tarby ise, “Bize olanlar bir kabus. Tıbba güvendik ve ihanete uğramış hissediyoruz” diyerek isyanını dile getirdi.
Sandra Simard’ın Hayatı Nasıl Değişti:
2017’de sırt ameliyatı olan 36 yaşındaki Sandra Simard,ameliyat sırasında kalbi durduktan sonra beş gün komada kalmıştı. Mahkemede bastonla yürüyen Simard, “Tüm vücudum ağrıyor. Sanki yaşlı birinin bedeninde yaşıyorum” ifadelerini kullandı ve olayın kendisi üzerinde ömür boyu süren etkiler bıraktığını söyledi.
Mahkeme Süreci ve Péchier’in Savunması
Üç aydan fazla süren duruşmalarda, 150’den fazla kişi ve kurum davaya müdahil olmuştu. Péchier, tüm duruşmalar boyunca suçlamaları reddetti ve mahkemeye, “Ben hiç kimseyi zehirlemedim… Ben bir zehirci değilim” şeklinde konuştu.
Ancak savunma ekibi, davadaki bir dönüm noktasında, Saint-Vincent kliniğindeki hastaları zehirleyen birinin var olduğunu kabul etmiş, ancak bu kişinin Péchier olmadığını iddia etmişti. Péchier daha önce, yaşanan ölüm ve komplikasyonları meslektaşlarının “tıbbi hataları”na bağlıyordu.
Sistem Neden Uyarı Sinyallerini Görmezden Geldi?
Olay, doktorun meslektaşları ve sağlık sistemi üzerinde de derin bir güven krizi yarattı. Mahkemede ifade veren eski meslektaşları, yıllar boyunca şüphelenmedikleri için derin bir pişmanlık ve üzüntü duyduklarını ifade etti.
Savcılar, Péchier’in “güç açlığını” gidermek ve kendi yetersizlik hissiyle başa çıkmak için bu yola başvurduğunu öne sürdü. Kurbanların avukatı Morgane Richard ise Péchier’in hastaları, meslektaşlarına saldırmak için “top mermisi, silah” olarak kullandığını söyledi.
Sonuç olarak, bu dava yalnızca bir doktorun suçlarına değil, aynı zamanda olağandışı vakalar karşısında sorgulama mekanizmalarının işleyişine dair ciddi soru işaretlerine de ışık tutmuş oldu.
Gündem
Görücü Usulü Evlilik Vahşete Dönüştü: “Oğlunu Öldürdüm, Gel Cenazeni Götür”
Görücü Usulü Evlilik Vahşete Dönüştü: “Oğlunu Öldürdüm, Gel Cenazeni Götür”
18 Aralık 2025 – 13:51 | Son Güncelleme: 18.12.2025 – 14:00
Okuma Süresi:4 dakika

Burdur’un Bucak ilçesinde damadı Deniz Top’u tüfekle öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Ali Şengül’ün (64) ömür boyu hapis istemiyle yargılandığı dava başladı. Fotoğraf: Burdur, (DHA)
Aile içi şiddet zinciri, görücü usulüyle kurulan bir yuvada başlayan gerilimlerin nasıl trajediyle sonuçlanabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Burdur’da kayınpeder, damadını tüfekle öldürdü.
Burdur’un Bucak ilçesinde, 10 yıl önce görücü usülüyle kurulan bir evlilik, aile içi şiddet ve tehditlerin ardından cinayetle sonuçlandı. Damadını tüfekle öldüren kayınpeder Ali Şengül hakkındaki davanın ilk duruşması görüldü. Olay, 20 Ağustos’ta Fatih Mahallesi 1606’ncı Sokak’ta yaşandı.
Mahkeme salonundaki ifadeler, aile içi çatışmaların ve şiddet sarmalının boyutunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Tarafların anlatımları, olay öncesinde aylardır süren tehditler, uzaklaştırma kararları ve artan gerilimi gözler önüne serdi.

–
Davada Tarafların Çarpıcı İfadeleri
Duruşmada sanık Ali Şengül, maktulün babası Şeref Top, annesi Ümmahan Top ve eşi Hülya Top ifade verdi. Her bir tarafın savunması, olayın farklı yönlerini ve derinleşen aile dramını ortaya koydu.
Sanık Kayınpederin Savunması: “Kendimi Savundum”
Tutuklu sanık Ali Şengül savunmasında, damadı Deniz Top’un sorumluluklarını yerine getirmediğini öne sürdü:
· İş Istikrarsızlığı: “Belediyede işe başlattım, 10 gün çalıştı ayrıldı. Çimento fabrikasında 2 ay çalıştı bıraktı”.
· Maddi Sıkıntılar: Damadın ve babasının TIR alarak borçlandığını, kendisinin de onları kira derdinden kurtardığını belirtti.
· Tehditler ve Şiddet: “Kızıma ‘Sizi öldüreceğim’ dediği için uzaklaştırma kararı aldırdım. ‘Uzaklaştırmayı kaldırmazsanız sizi öldürürüm’ diye tehdit etti” ifadesini kullandı.
· Olay Günü: Damadın kendisine tüfekle saldırdığını, boğuşma sırasında tüfeğin eline geçtiğini ve korkutmak amacıyla ateş ettiğini iddia etti.
Maktulün Babasının Suçlaması: “Bilerek ve Tasarıyla Öldürdü”
Deniz Top’un babası Şeref Top ise sanığın savunmasını yalanlayarak çarpıcı ifadelerde bulundu:
· Önceden Planlanmış Cinayet: “Ali Şengül, oğlumu tasarlayarak öldürdü” dedi.
· Tehditlerin Kanıtı: Sanığın daha önce kendisine “Oğlunu öldüreceğim, buradan cenazesini götüreceksin” dediğini öne sürdü.
· Olay Sonrası: Cinayet işlendikten sonra Ali Şengül’ün telefonla arayarak “Oğlunu öldürdüm. Gel cenazeni götür” dediğini iddia etti.
Dul Kalan Eşin İtirafı: “Şiddet Vardı Ama Katlanıyordum”
Olayın en çarpıcı tanıklıklarından biri, maktulün eşi Hülya Top’tan geldi. 10 yıl önce görücü usulü evlendiklerini belirten Hülya Top, evliliklerinin ilk 5-6 yılının sorunsuz geçtiğini, ancak eşinin TIR almasıyla sorunların başladığını anlattı.
“Sürekli şiddet vardı ama katlanıyordum” diyen Hülya Top, eşinin işe gitmediği için cezalar aldığını ve uzaklaştırma kararı aldırdığını ifade etti. Kendisine yönelik “Uzaklaştırma kararını kaldırmazsan seni öldürürüm” tehditlerinde bulunulduğunu da mahkemede aktardı.
Görücü Usulü Evlilikler ve Toplumsal Gerçekler
Yaşanan bu trajik olay, geleneksel görücü usulü evliliklerin potansiyel risklerini bir kez daha gündeme getirdi. Görücülük, gelin ve damadın öncelikle aile üyeleri tarafından seçildiği bir evlilik türü olarak tanımlanıyor.
Türkiye’de aile yapısı üzerine yapılan araştırmalar, boşanmaların önemli nedenleri arasında aile bireylerinin evliliğe müdahalesinin (%40) ön sıralarda yer aldığını gösteriyor. Ayrıca, boşanma nedenleri arasında şiddetin de %34 gibi önemli bir orana sahip olduğu görülüyor.
Duruşma Sonrası Gelişmeler ve Yargı Süreci
Tanıkların dinlenmesinin ardından Burdur 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık Ali Şengül’ün tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
Olayın ardından gözaltına alınan Ali Şengül, “Kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı. İki çocuk babası Deniz Top’un cenazesi ise Ağlasun ilçesinde toprağa verilmişti.
Aile İçi Şiddet ve Hukuki Süreçler
Bu olay, aile içi şiddet vakalarında hukuki koruma mekanizmalarının önemini bir kez daha vurguladı. Mağdurenin uzaklaştırma kararı aldırmış olması, şiddet durumunda başvurulabilecek yasal yolların varlığını gösterse de, bu kararların uygulanması ve takibinin hayati önem taşıdığı gerçeğini de ortaya koydu.
Sonuç ve Toplumsal Yansımalar
Burdur’da yaşanan bu trajedi, geleneksel aile yapıları, evlilik kurumuna bakış ve aile içi çatışmaların yönetimi konularında derin düşüncelere yol açtı. Görücü usulü evlilikler gibi kültürel pratiklerin modern
Gündem
GAİN Medya Operasyonunda Flaş Gelişme: Okan Karacan Adliyeye Sevk Edildi
GAİN Medya Operasyonunda Flaş Gelişme: Okan Karacan Adliyeye Sevk Edildi
Tarih: 18 Aralık 2025
Okuma Süresi: 4 dakika|saat: 13:00

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüği kara para aklama ve yasa dışı bahis soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı. Anahat Holding bünyesindeki GAİN Medya’ya yönelik operasyonda, ünlü sunucu Okan Karacan da gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen dördüncü isim oldu.
Şüphelilerin, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “yasa dışı bahis” ve “suç gelirlerinin aklanması” suçlamalarıyla emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildiği ve ifadelerinin alınmaya başlandığı öğrenildi.
Soruşturmanın Merkezindeki İsimler
Operasyon kapsamında adliyeye sevk edilen dört şüphelinin rolleri ve suçlamalar şu şekilde:
· Okan Karacan: Ünlü sunucu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan dördüncü kişi.
· Selahattin Aydın: Anahat Holding’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı.
· Berkin Kaya: Holding ortağı. MASAK raporundaki şüpheli para hareketlerinin merkezindeki isim.
· Barbaros Reşat Gülcan: Holding ortağı.
Tüm şüpheliler hakkında “7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçlamalarıyla soruşturma yürütülüyor.

MASAK Raporu ile Ortaya Çıkan Şüpheli Finansal Hareketler
Soruşturmanın temelini, Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) hazırladığı detaylı rapor oluşturuyor. Raporda ortaya çıkan ve “ticari hayatın olağan akışına aykırı” bulunan işlemler şöyle:
Şüpheli Berkin Kaya’nın Hesap Hareketleri:
· Çok sayıda ve yüksek tutarlı kaynağı açıklanamayan nakit para giriş-çıkışı.
· Yoğun SWIFT işlemleri ve yurt dışındaki şirketlere yüklü miktarda para transferi.
· İlgili firmaların, bu büyüklükteki transferleri açıklayacak yeterli ticari faaliyet veya sermaye yapısının bulunmaması.
GAİN Medya’ya Yapılan Şüpheli Ödemeler (19 Nisan – 22 Ekim 2024):
· 310 Milyon TL Nakit
· 88 Milyon TL Havale/EFT
· 1 Milyon Dolar (9 Ocak 2025’te)
· Toplam: Yaklaşık 450 Milyon TL
Şirketle İlgili Diğer Kritik Gelişmeler:
· Şirketin sermayesi, 29 Kasım 2024’teki genel kurulda 1 Milyar TL’ye çıkarıldı.
· Sermaye artışının 380 milyon TL’den fazlası, “ortakların şirketten alacaklarının sermayeye mahsubu” yoluyla karşılandı.
· Şirket, 22 Ocak 2025’te, Selahattin Aydın’a ait Anahat Medya A.Ş.’ye 450 Milyon TL bedelle devredildi.
· Devirden sonra, 28 Ocak – 22 Ağustos 2025 tarihleri arasında, Anahat Medya’dan GAİN Medya’ya yaklaşık 1 Milyar 76 Milyon TL tutarında EFT/havale yapıldı.
Savcılık, bu işlemlerin tamamı birlikte değerlendirildiğinde, “suç gelirlerinin aklanmasına yönelik organize bir finansal yapı” oluşturulduğuna dair kuvvetli şüphe bulunduğunu açıkladı.
Operasyon ve Hukuki Süreç Zaman Çizelgesi
Aşağıdaki zaman çizelgesi, operasyonun ve şüpheli finansal hareketlerin kronolojik olarak nasıl geliştiğini göstermektedir:

Yasal Süreç ve TMSF’nin Rolü
Operasyonla eş zamanlı olarak İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği kararıyla, suç gelirleri elde edildiği değerlendirilen aşağıdaki 7 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı:
· GAİN Medya AŞ
· GAİN Studio Prodüksiyon AŞ
· GAİN Shorts Medya AŞ
· Anahat Holding AŞ
· Anahat Medya AŞ
· 3B Yazılım Teknolojileri Sanayi Ticaret AŞ
· Berton Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ
Savcılık, operasyon kapsamında ayrıca suçtan elde edildiği değerlendirilen taşınır ve taşınmaz mallara el koydu. Soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ve Aklama Suçu Soruşturma Bürosu tarafından yürütülüyor.
Anahat Holding Hakkında
Soruşturmanın merkezindeki Anahat Holding, 2022 yılında faaliyete geçti. İstanbul Ataşehir merkezli holdingin kurucusu Selahattin Aydın olarak görülüyor. Holding bünyesinde; GAİN Medya’nın yanı sıra, kıymetli madenler, enerji, lojistik, robotik teknolojileri ve hava taşımacılığı gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketler yer alıyor.
Son Dakika Gelişmesi: Gözaltına alınan dört şüphelinin, İstanbul Adliyesi’nde savcılık ifadelerinin alınmaya devam ettiği öğrenildi. Soruşturmaya ilişkin yeni gelişmeler oldukça aktarılmaya devam edilecek.
-
Teknoloji1 hafta önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin1 hafta önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Magazin1 hafta önceSON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
-
Teknoloji1 hafta önceNASA ve ESA’dan Tarihi Paylaşım: 3I/ATLAS’ın En Net Görüntüleri Açıklandı
-
Spor1 hafta önce⚽️ Fenerbahçe, Brann’ı Bergen’de Fırtına Gibi Esti: Talisca’nın Hat-Trick’i ile Tarihi Zafer
-
Sağlık1 hafta önceBakan Yumaklı duyurdu. Son kullanma tarihi geçmiş ürünlere yeni etiket basarken yakalandılar
-
Ekonomi4 gün önceBankaların Mevduat Faiz Oranları Güncellendi: 1 Milyon Liraya Aylık 29.140 TL Kazanç Fırsatı
-
Gündem2 gün önceBursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
