Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

13 binden fazla kültürel miras Türkiye’ye döndü

Yayımlandı

üzerinde

13 binden fazla kültürel miras anavatanına döndü

Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen yoğun girişimler sonucu, yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan 13 bin 283 eser, 2002-2025 yılları arasında yurda kazandırıldı.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı, ilgili bakanlıklar ve kurumların koordineli çalışmalarıyla, yıllar önce yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan eserler ana vatanına geri döndürülüyor.
AA muhabirinin Bakanlık yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 2002-2025 yılları arasında 13 bin 283 kültür varlığının Türkiye’ye iadesi sağlandı. Bu eserlerden 1149’u geçen yıl, 15’i bu yıl ana vatanına geri döndü. 2018-2025 yıllarında ise toplam 8 bin 968 eser ülkeye kazandırılmış oldu.
Yurt dışından getirilen eserler arasında, İskoçya’dan iadesi sağlanan Altın Taç da yer alıyor. MÖ 4. yüzyıla tarihlenen ve Karya bölgesine ait olduğu düşünülen eserin, 2013’te açılan mülkiyet tespiti davasında Türkiye kökenli olduğuna dair bilimsel ve yasal deliller sayesinde Anadolu’ya ait olduğu ispatlandı. Mahkeme, 5 Aralık 2017’de eserin mülkiyetini Türkiye’ye verdi. Altın Taç, 18 Ocak 2018’te Türkiye’ye iade edildi.
ABD’den iadesi sağlanan Bowling Green Devlet Üniversitesinde bulunan mozaikler de son yıllarda getirilen eserler arasında bulunuyor. 2012’de Bowling Green Üniversitesinde bulunan ve Zeugma kökenli olduğu tespit edilen 12 parça mozaiğin 26 Kasım 2018’de Türkiye’ye iadesi sağlandı.
Gaziantep’in sembolü haline gelmiş Çingene Kız mozaik panosunu oluşturan bu mozaikler, Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergileniyor.
Lidyalılara ait olan ve MS 215-216 yıllarına tarihlenen Lidya Yazıtı, 23 Eylül 2020’de İtalya’dan Türkiye’ye iadesi sağlanarak Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmeye başlandı.
Manisa’daki Apollon Aksyros Tapınağı’na ait bu yazıtın, pagan inançlarının dönemin toplumu üzerindeki etkisini göstermesi bakımından büyük kültürel ve tarihi öneme sahip olduğu biliniyor.
ABD’den iadesi sağlanan adak heykeli: Kybele
Anadolu’da bereket ve bolluğun sembolü ve koruyucusu olarak kabul edilen Roma dönemine ait Kybele Heykeli, 12 Aralık 2020’de ABD’den Türkiye’ye iade edildi. “Ana tanrıça” Kybele İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde düzenlenen törenle tanıtıldı ve ardından Afyonkarahisar Müzesinde sergilenmeye başlandı.
İngiltere’deki Gilbert Sanat Vakfı Koleksiyonundan iadesi sağlanan “Gaga Ağızlı Testi” de ülkeye kazandırılan eserler arasında bulunuyor.
26 Ekim 2022’de Türkiye’ye iadesi sağlanan 4 bin 250 yıllık altın testi, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
Sanat tarihçileri Hattiler’e ait bu kıymetli eserin, erken dönem Anadolu metal işçiliğinin seçkin bir örneği olduğunu belirtiyor.
Sırbistan-Hırvatistan sınırında 7 Nisan 2019’da ele geçirilen ve Anadolu kökenli olduğu tespit edilen çok sayıda sikke, mühür ve arkeolojik eser, Hırvat yetkililerle yürütülen işbirliği sonucu 1 Aralık 2021’de Türkiye’ye iade edildi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde muhafaza altına alındı.
Cumhuriyet tarihinin “suçtan elde edilen gelire yönelik ilk tarihi eser kaçakçılığı operasyonu” olan bu eserlerin iade süreci, Adana merkezli “Anadolu Operasyonu”nun uluslararası ayağını oluşturdu.
Karaman’ın Ambar köyündeki Sidamara Antik Kenti’nde 140 yıl önce keşfedilen Sidamara Lahdi’nin eksik parçası olan Eros Başı, 10 Haziran 2023’te Türkiye’ye iade edildi.
Victoria-Albert Müzesi ile yapılan işbirliğiyle Türkiye’ye getirilen parça, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan Sidamara Lahdi’ne yerleştirildi. Roma dönemine MS 250’li yıllara tarihlenen lahit, ait olduğu özgün haliyle yeniden bir araya getirilerek ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
HOLLANDA’DAN YURDA DÖNEN ŞİLE BOZGOCA CAMİ KİTABESİ
Bozgoca Camisi Kitabesi, 2021’de Hollanda’daki bir müzayedede satışa sunulmak üzereyken tespit edildi Osmanlı dönemine tarihli bir taşınmaza ait bu kitabenin, 30 Eylül 2022’de ülkeye iadesi sağlandı. Kitabe, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
MS 2. yüzyıla tarihlenen ve “kocasını seven eş, Satornila, elveda!” yazıtlı stelinin, 28 Nisan 2023’te İtalya’dan Türkiye’ye iadesi sağlandı. Zeugma kökenli, Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ne yerleştirilen bu eser, dönemin yerleşik toplumları ve soy çalışmaları açısından önemli bir bilimsel kaynak olarak gösteriliyor.
8 Aralık 2021 tarihinde Londra’daki bir müzayede evinde satışa çıkarılan mermer Kore Torsosu’nun, Anadolu kökenli olduğu tespit edildi. Eserin, yapılan girişimler sonucu 26 Ocak 2024’te Türkiye’ye iadesi sağlandı.
MÖ 6. yüzyıla tarihlenen, başsız ve silindirik kaideli bir genç kadın heykeli olan Kore Torsosu’nun dini bağlamda adak olarak sunulmuş olabileceği değerlendiriliyor.
Burdur’daki Boubon Antik Kenti’nden yasa dışı yollarla çıkarılarak Cleveland Sanat Müzesi’nde tespit edilen Roma İmparatoru Marcus Aurelius’a ait bronz heykelinin, 10 Şubat 2025’te iadesi sağlandı.
Tarihi öneme sahip eser, Boubon Antik Kenti’ndeki Sebasteion yapısında yer alan onurlandırılmış imparator heykelleri arasında yer alıyor.
İNGİLTERE’DEN GÖNÜLLÜ İADE ALINAN BRONZ İMPARATOR HEYKELİ
Boubon Antik Kenti kökenli bronz imparator heykeli, 2011’de bir müzayede evinde satışa sunuldu. Eseri satın alan kişi, gönüllü olarak geçen yıl Türkiye’ye iade etti. MS 2. yüzyıl sonu ile 3. yüzyıl başına tarihlenen heykel, 2 Şubat 2024’te Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
Osmanlı dönemi hattatlarından Mustafa Dede tarafından istinsah edilen ve Sultan II. Abdülhamid’in koleksiyonuna ait olduğu belirlenen Kuran-ı Kerim, 2017’de İngiltere’de satışa çıkarıldı ancak yürütülen hukuki ve diplomatik süreç sonucu ülkeye iadesi sağlandı.
Nesih hat ile 13 satır halinde yazılmış olan bu değerli mushaf, geçen yıl nisan ayında İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde koruma altına alındı.
Hellenistik döneme ait mermer heykel başı, eserin sahibi kişinin vefatının ardından varisleri tarafından Anadolu kökenli olduğu gerekçesiyle 2 Mayıs 2024’te gönüllü olarak Türkiye’ye iade edildi.
Anadolu kökenli olduğu uzmanlarca tespit edilen ve Büyük İskender’e ait olduğu belirlenen heykel başı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde muhafaza altına alındı.
BRONZ KLİNE ABD’DEN GELDİ
1979’da Manisa’daki Alahıdır Tümülüsü’nde yapılan kaçak kazılar sonucu yurt dışına çıkarıldığı tespit edilen Lidya dönemine ait bronz Kline, geçen yıl ABD’deki Jean Paul Getty Müzesi’nden iade edildi.
MÖ 530 yılına tarihlenen eser, formu ve süslemeleriyle dikkat çeken özgün bir mezar mobilyası olarak biliniyor. 1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kaçak kazı sonucu yurt dışına çıkarılan eserler ile farklı dönemlere ait sikkeler, hançerler ve bir mücevher parçası da12 Eylül 2024’te New York Türk Evi’nde düzenlenen törenle ana vatanına iade edildi.
Bu eserlerin iadesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ABD Manhattan Bölge Savcılığı ve İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi (HSI) arasında son yıllarda yürütülen ortak çalışmalar kapsamında önem arz ediyor.
ABD’deki Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde tespit edilen ve Manisa’daki Bintepeler Nekropol Alanı kökenli olduğu belirlenen kolye, geçen yıl yurda getirildi.
Arkaik Dönem Lidya sanatının önemli bir örneği olan eser, MÖ 6-5. yüzyıllara tarihleniyor.
1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nden kaçırılan eserler arasında yer alan ve Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi koleksiyonunda tespit edilen Septimius Severus heykel başı ile yine aynı koleksiyonda bulunan Pisidia bölgesine ait pişmiş toprak levhalar, geçen yıl ülkeye getirildi. Söz konusu eserler, Antalya Müzesi’nde muhafaza altına alındı.
İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında ele geçirilen kandil, altın madalyon ve Bizans dönemine ait sikkelerin geçen yıl ülkeye iadesi sağlandı. Eserlerin, erken dönem Hristiyanlık tarihi açısından bilimsel öneme sahip olduğu kaydediliyor.
2022’de İsviçre ile imzalanan ikili anlaşma Türkiye’den yasa dışı olarak çıkarılan arkeolojik eserlerin İsviçre’ye girmesini engelleyerek, kültür varlıklarının korunmasını ve Türkiye’ye iadesini kolaylaştıran önemli bir adım oldu.
YUNANİSTAN’DAN İADESİ SAĞLANAN SİKKELER
2019’da Yunanistan Kipi Sınır Kapısı’nda ele geçirilen ve çoğunluğu Anadolu kökenli olan 1055 sikke, 19 Aralık 2024’te ana vatanına döndü.
Sikkelerin büyük çoğunluğunu, MÖ 5. yüzyıla tarihlendirilen ve tedavül alanı tüm Akdeniz coğrafyasını kapsayan, özellikle Anadolu’da sıkça kullanılan sikkeler oluşturuyor. Bu sikkelerin, bilimsel olarak Anadolu kıyılarının Akdeniz ticaretindeki yeri ve önemi ile Anadolu’nun bölgede önemli bir durak noktası olduğunu vurgulaması bakımından önemli olduğu biliniyor.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

SON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.

Tarih: 9 Aralık 2025
Okuma Süresi: 4 dakika

Ünlü sanatçı Güllü’nün (gerçek adı Gül Tut) 26 Eylül 2025’te Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetmesinin ardından başlatılan şüpheli ölüm soruşturmasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun savunma tarafında başlattığı hukuki hamleler ve ortaya çıkan yeni bir ses kaydı, davayı yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı.

 Soruşturmanın Seyri

Soruşturmada, bir ses kaydının dosyaya girmesiyle yeni bir döneme girildi. Ayrıca, sanatçının kızı ve arkadaşı, kendileri hakkında “asılsız iddialarda” bulunduklarını öne sürdükleri kişilere karşı suç duyurusunda bulunarak savunma pozisyonu aldı.

 Ses Kaydındaki Kritik Diyalog

Soruşturma dosyasına giren ve medyada yayınlanan bir ses kaydı, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kayıtta, Tuğyan Ülkem Gülter ile arkadaşı Bircan Dülger arasında geçen, soruşturmayla ilgili gergin bir konuşma yer alıyor.

· Bircan Dülger kayıtta, “Mesajların ifşa oldu. Ben savcılıkta ne söyleyeceğim?” diyerek endişesini dile getiriyor.
· Tuğyan Ülkem Gülter ise “Ben çıktım aslanlar gibi ifademi verdim” yanıtını veriyor.
· Diyaloğun en çarpıcı kısmında Bircan Dülger, “Ben bu işte hiçbir suçum yokken yanacağım belli ki ama ben seni yarın savcılıkta yakacağım Tuğyan” ifadesini kullanıyor.

Bu kayıt, daha önce ortaya çıkan ve Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine ilişkin “bu kadın ölsün” içerikli mesajlarının ardından, soruşturmanın odağındaki ilişkileri bir kez daha sorgulatıyor.

 Savunma Tarafından Karşı Hamle: Suç Duyurusu

Savunma tarafı, soruşturmanın seyrini değiştirecek bir hamle yaptı. Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun avukatı Merve Uçanok, 9 Aralık 2025’te Yalova Adliyesi’ne giderek müvekkilleri aleyhine “asılsız iddialarda” bulunduklarını iddia ettikleri bazı tanık ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

· Suç Duyurusunun Gerekçesi: Avukat Uçanok, yaptığı açıklamada, müvekkillerinin bilgisi dışında ses kayıtları alındığını ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini öne sürdü.
· Hedeflenen Kişiler: Suç duyurusu, baş harfleri B.D., R.Y., Ç.K., F.A. olarak belirtilen kişilerin yanı sıra, üç avukat ve Gülter’in erkek arkadaşı K.E. ile F.A.’yı kapsıyor.
· Sosyal Medya İddiaları: Açıklamada, bazı kişilerin sosyal medyada, özellikle gece yarısı sonrası yayınlarda linç kampanyası yürüttüğü ve algı operasyonu yapıldığı iddia edildi.

Savunma Tarafının İddiaları:

· Müvekkiller hakkında asılsız iddialar öne sürüldüğü
· Özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği
· Sosyal medyada linç ve algı operasyonu yapıldığı

Savcılığın Soruşturma Konuları:

· Güllü’nün şüpheli ölümü
· Ortaya çıkan “bu kadın ölsün” içerikli mesajlar
· Yeni delil olan ses kaydı

 Soruşturma Sürecinde Yaşananlar

Güllü’nün 26 Eylül 2025’teki vefatından bu yana soruşturma kapsamında pek çok adım atıldı. Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, Kasım 2025’te Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderek kendi rızalarıyla saç ve kan örnekleri vermişti.

Bu konuda açıklama yapan avukat Hakan Sezer, “Müvekkillerin daha önce de yaptığı beyanlarda gizledikleri bir durum yoktur. Kendileri bugüne kadar bir madde kullanmamışlardır” ifadelerini kullanmıştı. Avukat Rahmi Çelik ise o dönemde herhangi bir gözaltı veya tutuklama işleminin söz konusu olmadığını belirterek, sürecin rutin soruşturma çerçevesinde devam ettiğini vurgulamıştı.

 Tuğyan Ülkem Gülter Kimdir?

· Yaşı: 2025 itibarıyla 27 yaşındadır (1998, İstanbul doğumlu).
· Mesleği: Sağlık sektöründe çalıştığı bilinmektedir.
· Babası: Güllü’nün eski eşi Gürol Gülter’dir.
· Medyadaki Görünümü: Çocukluğunu ve özel hayatını medyadan uzak tutmuş, sosyal medyada daha çok annesiyle olan anlarını paylaşmıştır.

Yargı Sürecinin Geleceği ve Beklentiler

Olayla ilgili soruşturma, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülüyor. Ortaya çıkan yeni ses kaydı ve tarafların birbirleri hakkında yaptığı suç duyuruları, davayı daha da karmaşık hale getiriyor. Savcılık, tüm bu iddiaları, delilleri ve tanık ifadelerini değerlendirerek bir fezleke (iddianame) hazırlayıp hazırlamayacağına karar verecek.

Hukuk çevreleri, özellikle “azmettirici” iddiasına ilişkin diyaloğun içeren ses kaydının ve sanatçının vefatından önceki saatlerde yaşananların netleştirilmesinin, yargılama sürecinin en kritik aşamaları olacağı görüşünde.

Son Gelişmelerin Kısa Kronolojisi:

· 26 Eylül 2025: Şarkıcı Güllü, Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetti.
· Eylül-Ekim 2025: Soruşturma başlatıldı. Tuğyan Ülkem Gülter hakkındaki mesajlar ve ilk suç duyuruları gündeme geldi.
· Kasım 2025: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, kendi rızalarıyla hastanede saç ve kan örneği verdi.
· 9 Aralık 2025: Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu, tanık ve avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
· 10 Aralık 2025: Soruşturmaya dahil edilen ses kaydı medyada geniş yer buldu.

Kamuoyu ve medya, Türk müziğinin bu sevilen isminin ölümündeki sır perdesinin tamamen aralanmasını ve adaletin tecelli etmesini bekliyor. Fatih Doğan Medya olarak, bu hassas soruşturmanın tüm gelişmelerini tarafsızlık ve gerçeklik ilkeleri çerçevesinde aktarmaya devam edeceğiz.

Okumaya Devam Et

Magazin

IMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları

Yayımlandı

üzerinde

IMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları

İnternetin en büyük film ve dizi veri tabanı IMDb, 2025 yılının en popüler yıldızlarını halk oylamasıyla belirledi. STARmeter listesi, dünya çapında milyonlarca kullanıcının ilgisini yansıtıyor.

10 Aralık 2025, 12:00 • ⏱ 3 dakika okuma süresi

Dünyanın en büyük film ve dizi veri tabanı IMDb, 2025 yılının en çok konuşulan ve aranan oyuncularını içeren geleneksel yıllık listesini yayımladı. “The Most Popular Stars of 2025” (2025’in En Popüler Yıldızları) başlıklı liste, platformun IMDbPro STARmeter sıralamasına dayanıyor ve dünya çapında milyonlarca kullanıcının yıl boyunca en çok hangi isimleri aradığını ve profillerini görüntülediğini ortaya koyuyor.

Liste, sinema ve dizi dünyasında yıla damgasını vuran, hem gişe başarısı yakalayan hem de eleştirmenlerden tam not alan projelerde rol alan oyuncuları kapsıyor. 2025, James Gunn’ın yönettiği Superman yeniden başlatması, Paul Thomas Anderson’un Leonardo DiCaprio’lu gerilimi ve Ryan Coogler’ın korku filmi gibi oldukça beklenen yapımlarla dolu bir yıl oldu. Bu büyük projelerdeki başrol oyuncularının listeye girmesi ise şaşırtıcı değil.

STARmeter: Hayranların Oyunculara Verdiği Değerin Gerçek Ölçütü

IMDb’nin popülerite listesi, geleneksel ödül törenlerinden veya eleştirmen görüşlerinden farklı olarak, doğrudan izleyici ilgisine dayanıyor.

STARmeter sıralaması, IMDbPro abonelerinin yanı sıra, dünya genelindeki milyonlarca standart kullanıcının site üzerindeki gerçek zamanlı arama ve profil görüntüleme verileriyle şekilleniyor. Bu metodoloji, bir oyuncunun medyada çıkan haberlerden veya ödül jürilerinden ziyade, gerçek izleyici kitlesi nezdindeki popülerliğini ve merak edilme düzeyini yansıtması açısından dikkat çekici kabul ediliyor.

Listede Kimler Var?

IMDb’nin resmi “Best of 2025” sayfasında yer alan listeye göre, platform bu yıl en popüler 100 yıldızı sıraladığını duyurdu. İlk sıralarda, 2025’in en çok ses getiren filmlerinin başrollerindeki isimlerin yer alması bekleniyor.

· Süper Kahraman Filmlerinin Yeni Yüzleri: DC Evreni’nin yeni Superman’i David Corenswet ve Fantastic Four’ün başarılı kadrosundan Pedro Pascal ile Vanessa Kirby, hayranların yoğun ilgisiyle listeye güçlü adaylar arasında.
· Gişe ve Eleştiri İkilemleri: Mickey 17 filmiyle Robert Pattinson ve Steven Yeun gibi isimler, gişede beklentileri karşılayamasa da (film “büyük bir gişe başarısızlığı” olarak nitelendirildi), eleştirel beğeni toplayarak izleyici arayışlarını artırmış olabilir.
· Gerilim ve Aksiyonun Tecrübeli İsimleri: Brad Pitt (F1), Tom Cruise (Mission: Impossible), Florence Pugh ve Sebastian Stan (Thunderbolts) gibi hem gişenin hem de aksiyon/gerilim türünün tecrübeli isimleri, yeni projeleriyle listeye girmek için güçlü adaylar.

2025 Sinemasının Öne Çıkan Filmleri ve Yıldızları

STARmeter listesini şekillendiren başlıca etken, oyuncuların yer aldığı projelerin başarısı oldu. 2025, hem büyük bütçeli franchise filmlerinin hem de bağımsız yapımların izleyici bulduğu bir yıl olarak kayıtlara geçti.

İzleyicilerden ve Eleştirmenlerden Tam Not Alanlar:

· Ryan Coogler’ın yönettiği, Michael B. Jordan ve Hailee Steinfeld’ın başrolde olduğu gerilim filmi, hem izleyici puanları (IMDb 7.6) hem de eleştirmen skoru (Metascore 84) ile yılın en beğenilen filmlerinden biri oldu.
· Paul Thomas Anderson’un Leonardo DiCaprio, Sean Penn ve Benicio Del Toro’yu bir araya getirdiği gerilim filmi, 95 Metascore ile eleştirmenlerden şimdiden yılın en yüksek puanlarını aldı.
· Zach Cregger’ın yönettiği ve Julia Garner ile Josh Brolin’i başrolde buluşturan gizem filmi de hem gişe hem eleştiri anlamında başarı yakalayan projeler arasında.

 

Bazı filmler gişe beklentilerini karşılayamasa da,oyuncuları izleyicinin radarında tutmayı başardı. Bong Joon Ho’nun Robert Pattinson’lı bilim kurgusu Mickey 17, yüksek bütçesine rağmen gişede “büyük bir başarısızlık” olarak nitelendirildi. Ancak, filmin özgün yapısı ve Pattinson’un performansı, hayranların profilini sorgulamasına neden olabilir.

Türkiye’de ve Dünyada Sosyal Medyanın Yıldızları Belirlemedeki Rolü

IMDb’nin STARmeter listesi, artık bir oyuncunun popülerliğinin yalnızca film gişeleri veya televizyon reytingleri ile ölçülmediğini gösteriyor. Sosyal medya trendleri, dijital platformlardaki tartışmalar ve çevrimiçi aramalar, bir yıldızın kültürel etkisinin ve güncel popülerliğinin en önemli göstergelerinden biri haline geldi.

Özellikle genç izleyici kitlesi, film ve dizi tercihlerini büyük oranda TikTok, X (Twitter) ve Instagram gibi platformlarda gördükleri içerikler, paylaşılan diyaloglar (meme’ler) ve fan edit’leri ile şekillendiriyor. 2025 listesine giren birçok oyuncunun, bu platformlarda da aktif bir hayran kitlesine sahip olduğu ve projelerinin burada geniş çapta konuşulduğu gözlemleniyor.

Sonuç: Popülerlik Artık İzleyicinin Elinde

IMDb’nin 2025 listesi, sinema ve eğlence endüstrisinde gücün izleyiciye doğru kaydığının bir kanıtı. Geleneksel medya kuruluşlarının veya stüdyo pazarlama kampanyalarının belirlediği gündemden ziyade, bireylerin kişisel ilgi alanları, aramaları ve dijital etkileşimleri, hangi yıldızların “en çok konuşulan” olduğunu belirliyor.

2026’ya hangi yeni isimlerin damga vuracağını ise yine dünya çapındaki film severlerin aramaları, tıklamaları ve beğenileri belirleyecek.

Okumaya Devam Et

Magazin

Bir zamanların efsanesiydi! “Hugo”nun Tolga Abi’si yıllar sonra ortaya çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Bir zamanların efsanesiydi! “Hugo”nun Tolga Abi’si yıllar sonra ortaya çıktı

FatihDoganMedya — Özel | 9 Aralık 2025, 00:30 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dk

90’ların unutulmaz çocuk programı Hugo’nun sunucusu Tolga Gariboğlu — halk arasındaki adıyla “Tolga Abi” — yıllar sonra sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafla yeniden gündeme geldi. Paylaşım kısa sürede binlerce etkileşim aldı; takipçiler “hiç değişmemiş” yorumları yaptı.


Detaylar — Neler oldu?

Sosyal medya platformlarında dolaşıma giren bir kare, 90’ların fenomeni Hugo’nun sunucusu Tolga Gariboğlu’nun (nam-ı diğer “Tolga Abi”) güncel görüntüsünü gösteriyor. Fotoğrafın paylaşılmasının ardından kullanıcılar yanıt yağdırdı; kimi hayranlar “aynı”, kimi takipçilerse “nostalji” yorumları yaptı. Bu gelişme yerel ve magazin sitelerinde de geniş yer buldu.

Arka plan olarak, Tolga Gariboğlu 1990’ların başında Hugo programının Türkiye versiyonunun sunucusu olarak geniş kitlelerin ilgisini çekmiş; program ve sunucusu yıllarca çocuk izleyicilerin hafızasında yer etmişti. Program sırasında yaşandığı öne sürülen bazı tartışmalar (ör. canlı yayın sıradaki çocuğun küfür ettiği iddiası) defalarca gündeme gelmiş, Gariboğlu ise geçmişte bu iddiaları yalanlayan açıklamalar yapmıştı.

Görüntüyü paylaşan sosyal medya kullanıcısının hesabı kısa sürede geniş erişim yakaladı; haber siteleri de paylaşıma dayanarak “yıllar sonra ortaya çıktı” başlıklarıyla haberi duyurdu. Bu tür ‘yeniden ortaya çıkma’ haberleri genellikle nostalji dalgası ve sosyal medyanın hızla yaydığı fotoğrafların etkisiyle geniş yayılıyor

  1. Nostalji etkisi: 90’ların çocukları artık sosyal mecralarda aktif ve geçmişe dair paylaşımlar yüksek etkileşim getiriyor.

  2. Sosyal medya dinamiği: Tek bir paylaşım kısa sürede “gündem” yaratabiliyor; magazin siteleri de bu tür içerikleri hızla servis ediyor.

  3. Merak: İzleyiciler, ekranlarda uzun süre görünmemiş isimlerin “son hallerini” görmeyi seviyor; bu da etkileşimi artırıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar