Gündem
Devlet Bahçeli: Cunta demek CHP demektir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerine bir tepki de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘den geldi.
CHP‘nin 6 Nisan’daki kurultayını “siyaset ve demokrasi hayatına kara leke” olarak niteleyen Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize darbeye heveslenenler CHP’nin çağrısıyla ortaya çıkacaksa, 15 Temmuz’dan daha acıklı bir sona hazır olmaları gerektiğini hatırlatmak ikazen ve ihtaren boynumuzun borcudur.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin açıklaması şu şekilde:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 Nisan 2025 tarihinde yapılan 21. Olağanüstü Kurultayı siyaset ve demokrasi hayatımıza taze ve yeni bir nefes vermek yerine kara leke olarak geçmiştir.
Siyasi bozgunculuk, Türkiye karşıtlığından mülhem söylem ve eylem bulanıklığı bu partinin yönetim kademesine A’dan Z’ye kanser hücresi gibi nüfuz etmiştir.
CHP Genel Başkanı’nın nefret saçan dili, son derece çarpık ve dağınık üslubu ülkemiz ve milletimiz adına esef verici olduğu kadar demokrasi kültürünü zehirleyecek boyutlara sancılı şekilde ulaşmıştır.
Türkiye böylesi kirli, kifayetsiz ve kindar bir muhalefet anlayışına, üstelik iliklerine kadar gayri milli ve faşizan özellikleri barındıran icazetli bir siyasi yapıya elbette mahkum ve müstahak değildir.
CHP’nin 21.Olağanüstü Kurultayı baştan ayağa aşikar olan kuşkulu ve kumandalı bir senaryo kapsamında, muhtemelen de ülkemiz aleyhine plan yapan iç ve dış mihrakların tazyik, tertip ve tesiriyle gerçekleşmiştir.
Mezkur 6 Nisan Kurultayı’nın her etabında nükseden ayak oyunları, tedavüle sokulan dedikodu ve iftira kampanyaları, aleni fırtınaya dönen alavere ve dalavereler hukuki değilse bile ahlaki ve demokratik meşruiyeti tartışmalı hale getirmiştir.
Ülkesine ve milletine ekonomik boykot uygulayan, yerli ve milli sermayeye cephe açan; daha vahim anlatımla siftaha, nafakaya, rızka, helal kazanca düşmanca saldıran bir partinin bugünkü süreçte tarihin hangi karanlık noktasına paldır küldür yuvarlandığı iyice anlaşılmış, açıklığa kavuşmuştur.
Siyonist ve emperyalist barbarlıkla CHP Genel Başkanı ve yönetimi aynı fotoğraf karesine girmiş, aynı emel ve hedeflerde birleşmiş, Türkiye’ye karşı da bilenmiştir.
Boykot ve sokaklara davet çağrısı CHP’nin siyasi ihtirasları uğruna milletimizi ve ülkemizi nasıl ateşe atmaya hazır olduğunu netleştirmiştir.
Nitekim CHP, tüketimi durdurmak için husumet kartını sahaya sürerken, aslen ve esasen siyasi, fikri ve ahlaki tükeniş sürecini hızlandırmıştır.
Görünen gerçek şudur: Saraçhane-Söğütözü ve Silivri arasında cereyan eden rant, ikbal ve siyasi mahiyetli çıkar rekabeti; hatta bu minvalde sürekli derinleşen, hizipler arasında gittikçe şiddetlenen kutuplaşma ve çatışma hali iç barışımızı, milli güvenliğimizi ve toplumsal huzurumuzu kırılma noktasına kadar bükmenin amacına hizmet etmiştir.
CHP, yasa dışı marjinal grupların sözcüsü, Türkiye düşmanlarının gözcüsü durumuna düşmüştür.
Bu yaka silkilecek ve utanç duyulacak tablo, bir partinin siyaset yerine dış güçlerin taşeron ve dönen tekeri olduğunu ibretle tescillemiştir.
CHP’nin muhteris Genel Başkanı’nın 6 Nisan Kurultayı’nda yaptığı konuşma işin özünde bir çiğlik, çirkeflik ve çirkinlik manifestosundan öte bir anlam taşımamıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza cunta başı iftirası tam anlamıyla akıl tutulması, zeka yoksunluğu, sağduyu yoksulluğu, gerçeğin ve milli iradenin aydınlığına tahammül edemeyen potansiyel darbe meraklısı bir zavallının hezeyanıdır.
Siyasi tarihimizin ısdıraplı sayfaları karıştırıldığında, bunun yanında milli hafızanın sabırla deşifresi yapıldığında cunta kelimesinin aynısının tıpkısıyla CHP’de karşılık bulduğu ve siyasi şablonuna uyduğu görülecektir.
Cunta demek CHP demektir, bunu bilmeyen de yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanımıza bu alçak bühtanı reva görenlerin aklından ve hayalinden neyin geçtiği, demokrasi dışı dönemlere duyulan özlemin nasıl depreştiği her vicdan sahibi insanımızın malumudur.
Şayet CHP Genel Başkanı, cuntacı arıyorsa yüzünde sırıtan ve her milli hadise sonrasında aşınan demokrasi maskesini çıkarıp aynaya bakmalı veya tek parti olmakla nam salmış CHP’nin postallar üzerine inşa edilmiş rehinli tarihini okumalıdır.
Bu şahıs kurşun askerliğine özendiği çevrelerle yol yürümekte ısrarlıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini sözde tartışmaya yeltenmek, bununla da kalmayıp cuntacılıkla suçlamak bir nevi darbe çığırtkanlığından başka şey değildir.
15 Temmuz’daki hain FETÖ kalkışmasını iradesiyle toprağa gömen Türk milleti, Türkiye’de darbeler dönemini bizzat helal kanıyla kapatmıştır.
Bu gerçekten ders çıkaramayanlar varsa, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize darbeye heveslenenler CHP’nin çağrısıyla ortaya çıkacaksa, 15 Temmuz’dan daha acıklı bir sona hazır olmaları gerektiğini hatırlatmak ikazen ve ihtaren boynumuzun borcudur.
Türk milleti iradesine pranga vurulmasına asla müsaade etmeyecek, iç cephesinin taciz ve tahribine izin vermeyecektir.
Demokrasimize ve millet iradesine müdahale etmeyi aklından kim ya da kimler geçiriyorsa Türk milletinin kudretiyle yerle yeksan olacaklarını bilmelerinde sayısız ve sonsuz yarar vardır ve açıktır.
CHP Genel Başkanı’nın başını çektiği demokrasi ve hukuk muarızı koroyu sorumsuz ve suçluluk telaşıyla yapılan bayağı açıklamalardan uzak durmaya, ayaklarını denk almaya ve sükûnete davet ediyorum.
Terörsüz Türkiye hedefi istikametinde adım adım ilerleyişin yaşandığı şu günlerde, herkes söylediği söze daha dikkat etmelidir.
Bölgemizin ve dünyamızın zor günlerden geçtiği bir dönemde iç cephemizi sarsmaya ve gedik açmaya çalışan müflis, müfrit ve münafık siyaset tellallarına asla merhamet ve hoşgörü gösterilmeyecektir.
Biliyor ve inanıyoruz ki; Türk milleti siyasi jakobenlere ve ruhu cuntacı olan hasis ve hain güruha değil Cumhur İttifakı’nda geleceğini görmeye ve kardeşçe yaşamanın muazzez nimetlerini muhafazaya devam edecektir.
Hiç kimse boşuna imza toplayıp erken seçim hayali kurmamalıdır.
Türk milletinin muarazam desteğiyle seçilen Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır.
Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi seçimlerin zamanında yapılması yönündedir ve bu irade kesindir.
Ayını zamanda Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşma azmimiz çok güçlüdür.
Vakit hizmet vakti, icraat vakti, reform vakti, yükseliş vakti, kucaklaşma vakti, sosyal ve ekonomik meseleleri aziz milletimizin beklenti ve talepleri doğrultusunda çözme vaktidir.”
Gündem
İngiltere’de Normanby’de 55 cm’lik Dev Fare Yakalandı: Haşere Kontrolünde Alarm Zilleri Çalıyor
Giriş
İngiltere’nin North Yorkshire bölgesinde yer alan Normanby’de bir evde, tomurcuktan kuyruğa tam 55 cm (22 inç) uzunluğunda dev bir fare tespit edildi. Yerel halkta ve yetkililerde büyük paniğe yol açan bu olay, kesintiye uğrayan haşere kontrol hizmetlerinin fare istilalarını şiddetlendirdiği endişesini doğuruyor.
Olayın Ayrıntıları
-
Yer: Normanby, Redcar and Cleveland, North Yorkshire, İngiltere
-
Tespit: Bir haşere kontrol görevlisi tarafından ev içinde ölü olarak bulundu
-
Boyut: Burun ucundan kuyruk ucuna kadar ölçüldüğünde 55 cm uzunluğunda
-
Tarih: Haber 4 Ağustos 2025 tarihinde ulusal basına yansıdı
Yerel Eston Ward meclis üyeleri David Taylor ve Stephen Martin, bu dev farenin bölgedeki fare nüfusunun kontrolden çıktığının somut göstergesi olduğunu belirtti. İki yıl önce sürdürülen başarılı mücadelelerin ardından, son dönemde haşere kontrolünde kamusal desteğin geri çekilmesiyle sorunun yeniden alevlendiği ifade ediliyor.
Nedenleri ve Riskler
-
Haşere Kontrolü Bütçe Kesintileri: Redcar and Cleveland Konseyi, özel konutlardaki fare problemlerine yönelik hizmeti durdurdu; sorumluluğu bireylere bıraktı.
-
Atık Yönetimi Sorunları: Düzensiz çöp birikimi ve geri dönüşüm kutularının zamanında boşaltılmaması, farelerin artmasına zemin hazırlıyor.
-
Hızlı İmar ve İnşaat: Yeni konut projeleri, farelerin yuvalanacak yeni alanlar bulmasına yol açıyor.
-
Sağlık Tehlikeleri:
-
Leptospiroz
-
Salmonelloz
-
Hantavirüs
Bu hastalıklar fareler aracılığıyla insanlara bulaşabilir ve halk sağlığı için ciddi risk oluşturur.
-
Yerel Yetkililerin Talepleri
-
Borough Genelinde Fare Anketi: İstila yoğunluk haritası çıkarılması
-
Entegre Haşere Kontrol Stratejisi: Kamu-özel işbirliğiyle hızlı müdahale planı
-
Ortak Çalışma: Konsey, konut sağlayıcıları, sağlık kurumları ve su idaresi arasında koordinasyon
-
Halkı Bilgilendirme: Önleyici tedbirler ve acil durum hattı duyuruları
Councillor Stephen Martin, “Bu durum artık bir bireysel sorun olmaktan çıktı; tüm paydaşların birlikte hareket etmesi şart” dedi.
Gündem
Yürekleri Dağlayan Cinayet: Cezaevinden İzinli Çıkan Koca, Eşini Canlı Canlı Yaktı
Açıklaması
Karabük’te 4 Ağustos 2025’te gerçekleşen dehşet verici kadın cinayetinde, cezaevinden izinli çıkan Mehmet Derya’nın boşanma aşamasındaki eşi Semra Derya’yı kilitleyip evini ateşe vermesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede acil önlemler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Olayın Perdesi: Acımasız Saldırı ve Yangın
Karabük’ün Bahçelievler Mahallesi, 132. Sokak’taki bir apartman dairesinde 4 Ağustos 2025 Pazartesi günü akşam saatlerinde dehşet yaşandı. Boşanma aşamasındaki çift, Semra Derya (42) ile eşi Mehmet Derya (41), evden yükselen kavga seslerinin ardından çıkan yangında cansız bedenleriyle bulundu. İhbar üzerine gelen itfaiye ekipleri, içeride kilitli buldukları kapıyı kırarak müdahale etti ve yoğun dumandan etkilenen çiftin yaşamını yitirdiğini tespit etti .
Failin Geçmişi ve İzin Süreci
Polis ve jandarma ekiplerinin yaptığı ilk incelemelerde, Karabük Açık Cezaevi’nde ‘tehdit’, ‘kadına karşı basit yaralama’ ve ‘kasten yaralama’ gibi suçlardan yatan Mehmet Derya’nın, 1 Ağustos 2025 tarihinde 10 günlük izinli olarak salıverildiği ortaya çıktı . Semra Derya ise, ocak ayında eşine karşı açtığı boşanma davasının sonucunu bekliyordu.
Cinayetin Seyri: Kilitleyip Ateşe Verme
Olay günü, cezaevinden izinli çıkan Mehmet Derya’nın boşanma aşamasındaki eşinin evine gittiği, burada kısa süreli bir tartışmanın ardından kendini ve Semra Derya’yı küçük bir odaya kilitlediği belirlendi. Ardından odadaki eşyaları ateşe veren fail, çıkan yangında kastan dumandan zehirlenmeye yol açarak eşinin hayatını sonlandırdı. Yapılan adli incelemede, her iki bedenin de dumandan zehirlenme sonucu öldüğü raporlandı .
Çocuklar ve Komşuların İfadesi
Yangın sırasında çiftin iki çocuğunun evde olmadığı öğrenildi. Bina sakinleri, kavga seslerini duymalarının ardından kısa süre içinde yükselen dumanı fark edip 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. Komşular, “İkili arasında sık sık tartışma duyuyorduk, ancak bu kadar vahşi bir olay beklemiyorduk” diyerek dehşetlerini dile getirdi .
Kadına Yönelik Şiddete Dikkat Çeken Gerçekler
Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın, aile içi şiddet ve ayrılma talepleri nedeniyle hayatını kaybediyor. Cezaevinden izinli çıkan bir failin bu kadar yakın takip edilen bir süreçte eşine rahatça ulaşabilmesi, sistemdeki boşlukları gözler önüne seriyor. Uzmanlar, kadına yönelik şiddeti önleyecek yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi, izleme mekanizmalarının sıkılaştırılması ve etkin koruma tedbirlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Sonuç ve çağrı
Karabük’te yaşanan bu korkunç cinayet, toplumun her kesimine önemli bir sorumluluk yüklüyor. Yetkililerden, cezaevinden izinli çıkacak şiddet eğilimi taşıyan tutuklular için risk analizlerinin yeniden yapılandırılması, şiddet uygulayan yakınlarına koruma sağlama mekanizmalarının iyileştirilmesi ve mağdurların hayatını kurtaracak acil müdahale hatlarının etkinleştirilmesi bekleniyor. Kadına yönelik her türlü şiddetin önüne geçebilmek için sivil toplum kuruluşları, devlet kurumları ve bireyler el ele vermelidir.
Bu trajik olay, toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetle mücadelede eksiklerimizi bir kez daha ortaya koyuyor. Her yeni vaka, daha sağlam adımlar atmamız gerektiğini hatırlatıyor. Lütfen bu içeriği paylaşarak farkındalığın artmasına destek olun.
Gündem
Temmuz 2025’te Türkiye’nin En Çok Satan Otomobil Markaları: Renault Zirvede, Tesla ve BYD Şov Yaptı!
Açıklaması:
Temmuz 2025’te Türkiye’de en çok satan otomobil markaları açıklandı. Renault liderliğini sürdürürken, Tesla ve BYD elektrikli araçlardaki rekor artışlarıyla dikkat çekti. Detaylı marka sıralaması, satış adetleri ve büyüme oranları burada!
1. Temmuz 2025’te En Çok Satan Markalar
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Temmuz 2025’te Türkiye pazarında en yüksek satış rakamlarına ulaşan ilk 10 marka şu şekilde gerçekleşti:
-
Renault: 10 076 adet
-
Fiat: 6 869 adet
-
Volkswagen: 5 709 adet
-
Toyota: 5 660 adet
-
Hyundai: 5 215 adet
-
Tesla: 4 706 adet
-
Opel: 4 268 adet
-
Peugeot: 4 211 adet
-
Citroën: 3 932 adet
-
BYD: 3 783 adet
2. Dikkat Çeken Elektrikli Araç Performansı
-
Tesla, bir önceki yılın Temmuz ayına göre satışlarını %1 020 oranında artırarak 4 706 adet satış rakamına ulaştı.
-
BYD ise %1 509’luk büyüme oranıyla 3 783 adet satış başarısı gösterdi.
Bu çarpıcı artışlar, Türkiye’de elektrikli araçlara olan talebin hızla yükseldiğinin en net göstergesi olarak öne çıktı .
3. Ocak–Temmuz 2025 Dönemi Genel Değerlendirme
2025 yılının ilk yedi ayında marka bazında satışlar ise şu şekilde gerçekleşti:
-
Renault: 64 578 adet
-
Toyota: 42 155 adet
-
Volkswagen: 42 043 adet
-
Fiat: 40 473 adet
-
Hyundai: 35 658 adet
-
Peugeot: 34 066 adet
-
BYD: 29 284 adet
-
Opel: 24 797 adet
-
Skoda: 23 359 adet
-
Citroën: 22 533 adet
Renault, hem aylık hem de yılın ilk yedi ayı bazında liderliğini koruyarak pazar payını güçlendirdi.
4. Gelecek Beklentileri ve Pazardaki Dinamikler
-
Elektrikli araç penetrasyonu hızla artıyor: Tesla ve BYD’nin rekor büyümeleri, tüketicilerin elektrikli modellere yöneldiğini gösteriyor.
-
Segment çeşitliliği: Hem hatchback hem de SUV segmentinde rekabet kızışacak; markalar yeni kampanya ve teşviklerle pazardaki konumlarını güçlendirmeye çalışacak.
-
Döviz ve ÖTV gelişmeleri: Kur dalgalanmaları ve ÖTV düzenlemeleri, fiyatlara ve dolayısıyla talebe doğrudan etki ediyor. Sektör oyuncuları, bu konudaki politikaları yakından takip ediyor.
Bu kapsamlı analizle, Temmuz 2025’te Türkiye’nin otomobil pazarında hangi markaların öne çıktığını, elektrikli araçların nasıl bir performans sergilediğini ve yılın ilk yedi ayındaki genel trendleri öğrenmiş oldunuz. Pazar dinamiklerini takip ederek, doğru zamanda doğru seçimi yapabilirsiniz!
-
Gündem1 hafta önce
MOSSAD İddiası ve Bursa Yangınında Sabotaj Şüphesi: Gerçek Ne?
-
Gündem1 gün önce
Foça’yı Şoke Eden Kayıp: “Efsane Başkan” Ahmet Nihat Dirim’in Oğlu Kerem Dirim Sazlıkta Ölü Bulundu – Vücudunda Derin Kesikler Tespit Edildi!
-
Gündem5 gün önce
“Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı Duyurdu: Bursa Harmancık‑Orhaneli Yangını Kontrol Altına Alındı”
-
Gündem2 gün önce
“Banyoda Boğazından Bıçaklanarak Öldürüldü: Trans Birey Nida Nazlıer Cinayeti ve Ardındaki Gerçekler”
-
Gündem3 gün önce
Aydın’ı Sarsan Bebek Skandalı: 9 Günlük Bebeği Para Karşılığı Satın Alan Çocuk Doktorunun Kan Donduran İtirafı
-
HAVA DURUMU5 gün önce
Meteoroloji Uzmanı Tekin Tarih Verdi: Cuma Günü Sıcaklık Düşüyor, Yağış Geliyor!
-
Gündem3 gün önce
Denizli’de Polis Dehşeti: Ailesini Katleden Memur İntihar Etti, Şok Gerçekler Ortaya Çıktı
-
Gündem5 gün önce
Türkiye, Azerbaycan Üzerinden Cumartesi Günü Suriye’ye Günlük 6 Milyon m³ Doğalgaz Tedarikine Başlıyor