Gündem
Trump’un Gümrük Vergisi: Çin’e Yaratılan Beklenmedik Fırsatlar
KÖŞE YAZISI
FATİH DOGAN

Trump’un Gümrük Vergisi: Çin’e Yaratılan Beklenmedik Fırsatlar
Günümüzde uluslararası ticaret dengeleri ve ekonomik stratejiler, küresel güç dengelerini yeniden şekillendirirken, özellikle ABD ile Çin arasındaki ticari çekişmeler yeni boyutlar kazanıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın uygulamaya koyduğu gümrük vergileri, başlangıçta Amerikan sanayisini korumak ve ticaret açığını azaltmak amacıyla hayata geçirildi. Ancak zamanla, bu politikaların beklenmedik bir sonucu olarak Çin’in ekonomik stratejisinde yeni kapılar açıldığı gözlemlendi.
Politikaların Amacı ve İlk Tepkiler
Trump yönetiminin gümrük vergilerini uygulamaya koyma hedefi, esasen ABD ekonomisini dış rekabetten korumak ve Çin’in haksız ticaret uygulamalarına karşı bir ceza mekanizması oluşturmak üzerine kuruluydu. Bu vergiler, Çin’den gelen belirli malların fiyatlarını artırarak Amerikan tüketicilerini yerli ürünlere yönlendirmeyi ve Çin’i ticaret politikalarını yeniden gözden geçirmeye zorlamayı amaçladı. İlk etapta bu strateji, kısa vadede bazı sektörlerde üretici ve tüketici üzerinde baskı oluşturdu.
Çin’in Stratejik Adaptasyonu
Ancak Çin, bu tür dış baskılara karşı her zaman esnek ve stratejik adımlar atabilen bir ekonomik model sergiledi. Gümrük vergilerinin getirdiği maliyet artışları, Çin’i alternatif pazarlara yönelmeye ve yerel üretimi güçlendirmeye itti. Çinli yetkililer, ihracat stratejilerini yeniden yapılandırarak, hem Asya pazarında hem de Avrupa ve Afrika gibi diğer bölgesel pazarlarda varlıklarını artırma yoluna gittiler. Bu durum, Çin ekonomisinin esnekliğini ve uzun vadeli büyüme stratejilerini ortaya koydu.
Ters Etkiler ve Beklenmedik Kazanımlar
İlginç olan şu ki, ABD’nin uyguladığı vergiler bazı durumlarda Çin’e dolaylı olarak avantaj sağladı. İlk olarak, küresel tedarik zincirleri yeniden yapılandırılırken, Çin; düşük maliyetli üretim kapasitesini ve geniş iç pazarını daha etkin kullanmaya başladı. Çinli firmalar, vergilerin yol açtığı dalgalanmalardan yararlanarak, teknolojik yatırımlara yöneldi ve ürün kalitelerini artırdı. Böylece, rekabet avantajlarını pekiştirirken, küresel pazarda daha rekabetçi hale geldiler.
Öte yandan, Çin hükümeti, bu dönemde yerli üreticiyi desteklemek için uyguladığı teşvik politikalarıyla, uzun vadede bağımsız ve sürdürülebilir bir sanayi altyapısı oluşturma yolunda önemli adımlar attı. Bu stratejik yaklaşım, ABD’nin beklediği kısa vadeli etki yerine, Çin için kalıcı bir dönüşümün kapılarını araladı.
Küresel Ticarette Yeni Denge
Trump’ın vergilendirme politikaları, uluslararası ticarette beklenmedik sonuçlara yol açtı. Kimi ekonomistler, bu vergilerin kısa vadede ABD sanayisini korumakta yetersiz kalırken, uzun vadede Çin’in kendi ekonomik politikalarını güçlendirmesine vesile olduğunu belirtiyor. Bu durum, ticaret savaşlarının sadece karşılıklı zarar doğurmadığını, aynı zamanda rakip ülkelerin stratejik planlamalarında yeni fırsatların da ortaya çıkmasına neden olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, bu süreç, uluslararası ilişkilerde ekonomik araçların ne kadar çift yönlü olabileceğini ortaya koyuyor. ABD’nin uyguladığı baskı araçları, Çin’i yalnızca zor durumda bırakmak yerine, ülkenin inovasyon ve teknolojik gelişim alanında daha agresif politikalar üretmesine yol açtı. Bu durum, küresel ekonomide güç dengelerinin nasıl zamanla değişebileceğine dair önemli ipuçları veriyor.
Sonuç: Beklenmedik Dersler ve Geleceğe Yönelik İpuçları
Trump’ın gümrük vergisi uygulamaları, sadece ABD ve Çin arasındaki ticari ilişkilerin seyrini değiştirmekle kalmadı; aynı zamanda küresel ticaretin dinamiklerine dair önemli dersler içeriyor. Ekonomik yaptırımların, hedef alınan ülke üzerinde her zaman beklenen etkiyi yaratmayabileceğini, aksine bazı durumlarda rakip ülkenin stratejik dönüşümüne zemin hazırlayabileceğini görmekteyiz.
Bu süreç, günümüzün küresel ekonomisinde stratejik esneklik ve adaptasyonun ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Özellikle ticaret politikalarının uygulanmasında, sadece kısa vadeli hedeflerin değil, uzun vadeli etkilerin de dikkatlice değerlendirilmesi gerekiyor. Çin örneği, zorlukların yaratıcı çözümlere ve sürdürülebilir büyüme stratejilerine nasıl dönüştürülebileceğinin canlı bir göstergesidir.
Sonuç olarak, Trump’ın gümrük vergisi uygulamalarının beklenmedik etkileri, uluslararası ticaret ve ekonomi politikalarının ne denli karmaşık bir yapı olduğunu gözler önüne seriyor. ABD’nin uyguladığı baskı araçlarının, Çin gibi dev ekonomik aktörler tarafından nasıl ters tepebileceği, gelecekte benzer stratejilerin uygulanmasında önemli bir uyarı niteliğinde değerlendirilmeli. Bu noktada, uluslararası ekonomik ilişkilerde denge ve karşılıklı adaptasyonun önemine yeniden vurgu yapmak gerek.
Bu köşe yazısı, Trump’ın uyguladığı gümrük vergilerinin beklenmedik sonuçlarına ve Çin’in bu süreci kendi lehine çevirmedeki stratejik yaklaşımına ışık tutuyor. Ekonomik yaptırımların her zaman öngörülen etkileri vermediği, aksine rakip ülkenin inovasyon ve adaptasyon kabiliyetini artırarak küresel ticaret dengesinde yeni senaryoların ortaya çıkabileceği gerçeği, tartışmaya değer önemli bir konudur.
Gündem
ZİRVE YOK OLUŞ BAŞLIYOR: YILDA 4.000 BUZUL ERİYEBİLİR!
ZİRVE YOK OLUŞ BAŞLIYOR: YILDA 4.000 BUZUL ERİYEBİLİR!
FATİH DOĞAN MEDYA | ÖZEL HABER
📅 17 Aralık 2025 Çarşamba | ⏳ Okuma Süresi: 4 Dakika | saat: 00:50

Bilim insanları, iklim krizi kontrol altına alınmazsa önümüzdeki on yıllarda her yıl binlerce buzulun haritadan silineceği uyarısında bulundu. Doğu Antarktika’da başlayan erime, okyanus akıntılarıyla tüm kıtaya yayılıyor ve deniz seviyesinde 50 metreyi bulabilecek yükselmelere yol açabilir.
Doğu Antarktika’daki buz kayıplarının sıcak okyanus sularının taşınımıyla kıta genelinde yayılabileceği ortaya kondu. İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mahmut Oğuz Selbesoğlu, “Bu buz tabakasının tamamı erirse küresel deniz seviyesi 50 metre yükselebilir” ifadesini kullandı.
Nature Climate Change dergisinde yayımlanan bir diğer çalışma ise durumun vahametini gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre, mevcut politikaların devam etmesi halinde küresel sıcaklık artışının 4°C’yi bulduğu en kötü senaryoda, 2050’lerin ortalarına kadar her yıl 4.000’e yakın buzul tamamen eriyebilir.
BİR EŞİK AŞILDI, SÜREÇ GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ OLABİLİR
Uzmanlar, Antarktika’da başlayan erimenin belirli bir eşik aşıldıktan sonra durdurulamaz bir hale gelebileceğinin altını çiziyor.
· Yayılmacı Etki: Doğu Antarktika’da bir bölgede başlayan erime, okyanus akıntıları ve sıcak su taşınımı yoluyla adeta bir ağ gibi diğer bölgelere yayılabiliyor. Bu, buz kaybının yerel değil, kıtasal ölçekte gerçekleşebileceği anlamına geliyor.
· Zirve Yok Oluş Dönemi: Bilim insanları, yılda kaybedilen buzul sayısının en yüksek seviyeye ulaştığı bir “zirve buzul yok oluşu” dönemine girildiğini belirtiyor. Isınma 1.5°C ile sınırlansa bile, 2041 yılına kadar yılda kaybedilen buzul sayısının 2.000’e çıkması bekleniyor.
ETKİLER SADECE BİLİMSEL DEĞİL: TURİZM, SU, KÜLTÜR TEHLİKEDE
Buzulların erimesi yalnızca deniz seviyesini yükseltmekle kalmıyor; hidroelektrik üretimi, tarım, turizm ve yerel kültürler için hayati önem taşıyan su kaynaklarını da tehdit ediyor.
· Avrupa Alarmda: İsviçre’deki buzullar bu yıl toplam hacimlerinin %3’ünü kaybederek “muazzam” bir erime yaşadı. 2015’ten bu yana ise ülkedeki buzulların dörtte biri yok oldu.
· Küresel Bir Mesele: Birleşmiş Milletler, 2025 yılını “Uluslararası Buzulları Koruma Yılı” ilan ederek konunun aciliyetine dikkat çekti. Dünyadaki tatlı suyun yaklaşık %70’ini barındıran buzulların hızlı kaybı, 2 milyardan fazla insanı etkileyebilecek bir su krizine yol açabilir.
ÇÖZÜM YOLU: KÜRESEL EMİSYONLARIN AZALTILMASI
İTÜ’den Doç. Dr. Selbesoğlu, buzul erimesine karşı tek kalıcı çözümün küresel emisyonların azaltılması, enerji politikalarının doğru planlanması ve karbon yutaklarının korunması olduğunu vurguluyor.
Araştırmacılar, iklim politikalarının buzulların kaderini doğrudan belirleyeceğini ifade ediyor. Paris Anlaşması’ndaki 1.5°C hedefinin tutturulması durumunda bile buzul kayıpları devam edecek, ancak en kötü senaryonun önüne geçilebilecek.
Gündem
İtalya’daki bir dağda binlerce dinozor ayak izi bulundu.
Trias Çağı’ndan Günümüze: Alpler’deki Dinozor Otoyolu, Olimpiyatların Eşiğinde Ortaya Çıktı
Tarih: 17 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 DAKİKA | SAAT:00:15

İtalya’nın Alpler bölgesinde, 2026 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak bir bölgede, son derece önemli bir paleontolojik keşif yapıldı. Stelvio Ulusal Parkı’nda, yaklaşık 210 milyon yıl öncesine (Geç Trias Dönemi) tarihlenen binlerce dinozor ayak izi bulundu.
Tesadüfi Bir Bakış, Tarihe Açılan Pencere Oldu
Keşfin kahramanı, Eylül ayında parkta geyik ve sakallı akbaba fotoğraflamaya çalışan doğa fotoğrafçısı Elio Della Ferrera oldu. Della Ferrera, dik bir kaya yüzeyinde garip şekiller fark etti ve zorlu bir tırmanışın ardından karşısında “on binlerce” iyi korunmuş ayak izi buldu. Ulaşılması güç bir noktada, deniz seviyesinden yaklaşık 2.400 – 2.800 metre yükseklikte yer alan bu izler, ancak güçlü bir mercek yardımıyla fark edilebiliyordu.
Fotoğrafçı, durumu Milano Doğal Tarih Müzesi’nden ünlü paleontolog Cristiano Dal Sasso ile paylaştı. Dal Sasso ve diğer uzmanların yaptığı ilk incelemeler, hayret verici gerçeği ortaya çıkardı.

“Dinozor Vadisi”: Detaylar ve Bilimsel Önem
Keşfedilen alan, uzmanlar tarafından gerçek bir “Dinozor Vadisi” olarak tanımlandı. İşte buluntuların dikkat çeken özellikleri:
· Olağanüstü Büyüklük: İzler, yaklaşık 5 kilometre boyunca uzanan bir alana yayılıyor ve sayılarının 20.000’e kadar çıktığı tahmin ediliyor. Dal Sasso, buranın Alpler’deki en büyük ve dünyanın en zengin ayak izi alanlarından biri olduğunu belirtti.
· Muhteşem Korunmuşluk: 40 santimetreye varan genişlikteki izlerde, parmak ve pençe detayları net bir şekilde görülebiliyor.
· Sahipleri Kimdi? İzlerin büyük olasılıkla uzun boyunlu, küçük kafalı, otçul “prosauropod” dinozorlarına ait olduğu düşünülüyor. Bu canlılar, iki ayak üzerinde yürüyen, 10 metre uzunluğa ve 4 tona yakın ağırlığa ulaşabilen devlerdi.
· Sürü Davranışları: İzler, bu dinozorların sürüler halinde, senkronize bir şekilde dolaştığını gösteriyor. Hatta araştırmacılar, hayvanların savunma amaçlı olarak daire şeklinde toplandıklarına dair izler de tespit etti.
Zamanda Yolculuk: Okyanus Kıyısından Alp Dağına
Bugün neredeyse dikey bir kayalık yüzeyinde bulunan bu izler, 210 milyon yıl önce çok farklı bir ortamda oluştu. O dönemde bu bölge, eski Tethys Okyanusu’nu çevreleyen geniş, gelgit düzlükleri ve sıcak bir lagündü. Dinozorlar, yumuşak ve suya doymuş çamurlarda yürüdü.
Zamanla, Afrika levhasının kuzeye hareketi okyanusu kapattı ve deniz tabanındaki bu tortul kayaçlar kıvrılarak Alp dağ silsilesini oluşturdu. Erosion (aşınma) sonucu, milyonlarca yıldır saklı kalan bu tarih sayfaları tekrar gün yüzüne çıktı. Jeolog Fabrizio Berra’nın ifadesiyle, bu katmanlar “bir taş kitabın sayfalarını okumak” gibi.
Olimpiyatlara Tarihten Bir Hediye
Keşfin bir diğer çarpıcı yanı, 2026 Milano-Cortina Kış Olimpiyat Oyunları’nın yapılacağı Bormio kayak merkezine sadece birkaç kilometre uzaklıkta olması. Lombardiya Bölge Başkanı Attilio Fontana keşfi, “doğa bilimlerinin Milano-Cortina 2026 Oyunları’na uzak çağlardan gelen beklenmedik ve değerli bir hediyesi” olarak nitelendirdi.
Bölge kış aylarında ulaşılması çok zor olduğu ve izler kar altında kaldığı için, bilimsel çalışmalarda insansız hava araçları (dronlar) ve uzaktan algılama teknolojileri kullanılacak. Halka açılmasına yönelik ise henüz bir plan bulunmuyor.
Dünyadan Benzer Son Keşifler
İtalya’daki bu buluntu, son dönemde dünyanın farklı yerlerinde yapılan önemli keşiflerden yalnızca biri. Bu keşifler, dinozorların davranışları ve yayılımı hakkında yeni bilgiler sunuyor.
· Bolivya’da “Dinozor Otoyolu”: Geçtiğimiz günlerde Bolivya’nın Torotoro Ulusal Parkı’nda, 16.600 adet etçil theropod dinozoruna ait ayak izi belgelendi. Bu izler, bölgenin daha büyük bir “dinozor otoyolunun” parçası olabileceğini gösteriyor.
· Sardinya’da İlk Kanıt: Nisan 2025’te, İtalya’nın Sardinya adasında, bir belgesel çekimi sırasında yaklaşık 165 milyon yıllık iki ayaklı bir dinozora ait izler bulundu. Bu, adada dinozor varlığına dair ilk somut kanıt oldu.
–
Gündem
Bursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
Bursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
Oluşturulma Tarihi: 16 Aralık 2025, 21:40
Okuma Süresi:2 dakika

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde gece yarısı yaşanan silahlı olayda, bir polis memuru ile vatandaş arasındaki tartışma trajediyle sonuçlandı. Başından vurulan 35 yaşındaki Berk Keleş, hastanede hayatını kaybetti.
Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, bir eğlence mekanının önünde çıkan silahlı kavgada bir kişi hayatını kaybetti. Olay, polis memuru M.S. ile Berk Keleş (35) arasında çıkan ve silahlı kavgaya dönüşen tartışma sonucu meydana geldi.
Olayın Gelişimi
Olay, 16 Aralık 2025 Salı günü, sabaha karşı 03.30 sıralarında Osmangazi ilçesi Küplüpınar Mahallesi İstanbul Caddesi üzerindeki bir eğlence mekanının önünde yaşandı.

Henüz kesinleşmeyen bir nedenden ötürü, polis memuru M.S. ile 35 yaşındaki Berk Keleş arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kısa sürede silahlı kavgaya dönüştüğü bildirildi.
Kavga sırasında bir taksi içerisinde bulunan Berk Keleş, başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Aynı anda, olay yerinde bulunan ve Ö.Y. olarak tanımlanan 39 yaşındaki bir başka kişi de ayağından yaralandı.
Yardım ve Hastane Süreci
İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahalelerini olay yerinde yaptıktan sonra onları çevredeki hastanelere kaldırdı.
Başından ağır yaralanan Berk Keleş, kaldırıldığı hastanede doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ayağından yaralanan Ö.Y.’nin ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi.
Gözaltı ve Soruşturma
Olayda silah kullandığı iddia edilen polis memuru M.S., olayın ardından gözaltına alındı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, tartışmanın nasıl başladığı, silahın nasıl kullanıldığı ve olayın tüm detayları adli makamlarca araştırılıyor.
Bursa’da Benzer Olaylar
Bursa, son yıllarda benzer şiddet olaylarına sahne oldu. 2021 yılında, bir polis memurunu şehit eden sanığa müebbet hapis cezası verilmişti. Yine 2021’de, bir başka olayda polisi şehit edip 2 kişiyi öldüren sanık ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
—
📍 Olayın Özeti
· Ne Oldu: Polis memuru ile vatandaş arasındaki tartışma silahlı kavgaya dönüştü.
· Sonuç: Berk Keleş (35) başından vurularak hayatını kaybetti. Bir kişi daha yaralandı.
· Yer ve Zaman: Osmangazi, Küplüpınar Mahallesi, 16 Aralık 2025, 03.30.
· Son Durum: Polis memuru M.S. gözaltında. Soruşturma devam ediyor.
-
Gündem1 hafta öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Teknoloji1 hafta önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin1 hafta önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Magazin1 hafta önceSON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
-
Teknoloji1 hafta önceZaman Bir Yanılsama mı? Bilim Dünyasını Sarsan Soru
-
Teknoloji1 hafta önceYapay Zeka “Hesap Makinesini” Tarihe Gömdü: Yeni Modeller Artık Karmaşık Matematiği de Çözüyor
-
Teknoloji1 hafta önceNASA ve ESA’dan Tarihi Paylaşım: 3I/ATLAS’ın En Net Görüntüleri Açıklandı
-
Magazin1 hafta önceBir zamanların efsanesiydi! “Hugo”nun Tolga Abi’si yıllar sonra ortaya çıktı
